Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 2004 CUMARTEİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYf
Istanbul
Edıne
Kocaelı
Çanakkale
Izmr
Manısa
Aydn
Denizlı
Y
PB
SY
PB
PB
PB
PB
PB
21
23
20
22
23
23
27
22
Sinop Y 20 Adana Y 28
Samsun Y 20 Mersin Y 27
Trabzon
Gıresun
_Y 19 Dıyarbakır Y 24
Ankara
_Y 19 Şanlıurfa Y 28
Y 20 Mardin
Eskişehir Y 16 Sıirt Y 28
Konya PB 18 Hakkâri Y 20
Sıvas Y 21 Van
Zonguldak Y 18 Antalya PB 27 Kars
Butun bolgele' par-
çaiı yer yer çok bulutlu
Marmara'nm doğusu
Karadenız. Iç Ege'nın
<uzey! Iç Anadolu'nur
kuzey ve doğusu, DoğL.
Akdenız ve doğu ve Gu-
neyüoğu AradoJJ sağa-
nak ve gok gurulrulu sa-
ğanak yağışlı geçecek
Hava sıcakJığı yuröun
batı kesımlennde Dıraz
artacak dığer yerierde
azalacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
PB
Y
PB
Y
PB
PB
Y
Y
8
8
8
15
14
15
16
13
Münırı Y 20 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
14
21
19
14
22
21
26
25
Y 19 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
Y
B
Y
B
B
B
Y
PB
12
25
12
19
23
19
20
28
PB 26
Moskova
AnSra / \
T a ş k e n t
•Tafran
0Açık Parçalı bu ı.:lj Bulutlu ^ Çok OuMlu Sulu nar > Gok guoıltulu
GUNCEL CÜNEYT
B Baştarafı 1. Sayfada
paylaşmayı öngörmüş olmalı ki, Meclis kürsü-
sünden anamuhalefete katkılan nedeniyle veulu-
sa verdiği destekten dolayı teşekkür etti.
Raporun açıklandığı gün yansıttığı tedirginlik-
ten, kimi kuşkulardan annmış görünüyor. Kestir-
meden gitmek gerekirse Başbakan, gerektiğin-
de görüşmelerin "askıya" alınacağını, "müzake-
relerin doğası gereği ucu açık bir süreç olduğu-
nu ve tam üyeliğe ulaşmanın önceden garanti
edilemeyeceğini" içeren baskılardan sıynfmış,
"şartlı evet" dahil bütün koşullan geride bıraktı-
ğı izlenimi veriyor. Hemen hepsini sindirmiş gö-
rünüyor.
AB'nin daha ağır koşullar öne sürecek bir ra-
porunu da sindireceğine inananlar için bu sonuç
sürpriz değil.
Başlattıklan hazıriıkların hedefi; 10-15 yıl süre-
ceği hesaplanan müzakereleri daha kısa zama-
na indirmek, örneğin 7-8 yılda tam üyeliği yaka-
lar duruma gelmek!
Uçağına binme marifeti gösterdiği için övünen
gazeteciye söylediğine göre, yetiştirecekleri
1000 gencı Avrupa'ya salıverecek; Batı kamu-
oyunda Türkiye ile ilgili olumsuz ızlenimlerin, yar-
gılann, kanıların değişmesini sağlayacakmış.
Bin genç+RTE+Gül, işler tamam!
A6 fethedilmiş, Türkiye'nin üyeliği düzlüğe çık-
m/ş demektir.
• • •
Raporun acaba ne kadannın ayırdında RTE?
Brüksel 'deki basın toplantısında "koşullu
ewef"ten söz edenlere "koşul moşul" olmadığını
söyleyen Başbakan'ı, Ankara'daki AB Komisyo-
nu Türkiye Delegasyonu -aynı gün- yayımladığı
basın duyurusuyla yalanladı.
Raporu özetleyen duyurunun başlığı gayet
açık: "Komisyon Türkiye ile müzakerelere başlan-
masmı belli koşullarta tavsiye ediyor."
Şimdi muhalefete, halka teşekkür eden bir
Başbakan'ın, muhalefete ve halka açık yürekli-
likle AB raporunun hangi zorlu koşullar içerdiği-
ni açıklaması gerekmiyor mu?
Yok, gerekmiyor. Zira bu hükümet, bu iktidar,
AB koşullarını 48 saatte sindirdiği gibi, kendini
her engeli kolaylıkla aşacağına inandırdı.
Bu arada parlamento dışı muhalefet raporun
kabul edilemeyecek yanlannı, yönlerini yerden
yere vuruyor. Bakın medyaya; parlamento dışı
muhalefetin kimi yerde gerçeklere değinen gö-
rüşlerini yansıtan haber bulamazsınız.
örneğin CHP lideri Deniz Baykal, üyelik mü-
zakerelerinin ucunun açık olması, diğer yerlerden
farklı bir statü öngörülmesi anlamına geldığıni
söylüyor, no-yanıt!
llk seçimde yüzde 10 barajını aşacağı işaretle-
rini veren MHP lideri Devlet Bahçeti, raporda
"görvntüyü kurtaracak" bir oyalama senaryosu-
nun uygulamaya konulduğunu, örnegin ılk ola-
rak terörist başı Öcalan'ın yeniden yargılanma-
sının istenileceğini, teröristlerin siyasal alanda
faaliyet göstermesinin yolunun açılacağını öne
sürüyor ve "Türkiye 'nin milli devlet niteliği ve üni-
teryapısının tartışmaya açılacağını" özenle belir-
tiyor. No-yanıt!
• • •
Hükümet, şimdi hemen herçevreyi, özelliklesi-
vil toplum kuruluşlarını arkasına alarak 17 Ara-
lık'a kadar koşullan hafifletecek girişimler yap-
mayı planlıyor.
Ilk amaç, rapora geçen Türk ve AB mevzuatı-
nın "yeniden taranması"ndan vazgeçilmesini
sağlamak. Daha önceki tarama yinelenecek.
Oyalama taktiği gereği ikinci kez tarama nede-
niyle ilk oturumda aç-kapa yöntemi uygulanacak
ve böylece, müzakereler bir yıla varan süre ge-
cikmeli başlayacak.
Işçiye, iş arayana sürekli serbest dolaşım hak-
kı tanımayan bir koşul var ki; bu koşulu değiştir-
meyi aklının ucundan geçirmiyor bu hükümet.
Bu koşul 17 Aralık zirvesınde de benimsenir-
se... Birliğin önemli, yaşamsal bir ilkesinden yok-
sun kalacak olan Türkiye...
AB'nin topal ayaklı üyesi olacak!
Cumhurbaşkanı: Türkiye hakkında olumsuz öğeler ve saptamalar var
Rapor Sezer'i rahatsız etti
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Ahnıet
Necdet Sezer, Avrupa Birli-
ğı'nin (AB) Türkiye hakkındaki
FlerlemeRaporu'nda, kimi olum-
suz öğeler ve saptamalara yer ve-
rildiğini belirterek bunlann 17
Aralık'ta yapılacak liderler do-
ruğunda öngörülmemesini bek-
ledıklerini bildirdi. AB üyesi ol-
ma hedefınden vazgeçmedikk-
nnı anlatan Sezer, "Önemli
olan, müzakerelerin başlama-
sından sonraki süreçte ulusal
çıkarianmızı tam bir kararlı-
ükJa korumamLzdır" dedi.
Sezer, Avustralya'nın Ankara
Büyükelçisi Jean Dunn'ı Çan-
kaya Köşkü'nde kabul etti. Bü-
yükelçi Dunn, kabulde Sezer'e
güven mektubunu sunarak sekre-
taryasını tanıttı.
Sezer, kabul öncesinde gaze-
tecilerin AB Ilerleme Raporu'nu
nasıl değerlendirdiğını sormala-
n üzerine, Türkiye'nin AB üye-
liğini, Atatürk'ün, Cumhuriye-
tin kuruluşunda belirlediği uy-
garlık ve çağdaşlaşma hedeflnitı
bir parçası olarak gördüğünü
söyledı. Ilerleme Raporu'nun so-
nuç bölümünde, Türkiye'nin Ko-
penhag siyasi kriterlerini yeterli
ölçüde yerine getirdiğini, bu ne-
denle Türkiye ile AB üyesi ülke-
ler arasında müzakerelerin başla-
yabileceğinin önerildiğini anım-
satan Sezer, şöyle konuşru:
"Müzakerelerin başlaması,
bizim beklediğimiz bir sonuç-
tu. Ancak İlerleme Rapo-
ru'nun kimi bölümlerinde
Türkiye hakkında olumsuz
öğeler ve saptamalar da gözü-
küyor. BLz, Helsinki Doru-
ğu'nda alınan karariar ışığın-
da bu farklı Ölçütlerin ve yön-
temlerin öngörülmemesini
bekliyoruz. Bu bakımdan 17
Aralık'ta yapılacak doruk ve
bu dorukta alınacak kararla-
nn içeriği önem taşıvor. Biz,
mutlaka AB üyesi olma hede-
fînden vazgeçmiyoruz. Bu he-
deften geri dönmeyeceğiz. İna-
nıyorum ki bir gün bu hedefe
ulaşacağız. Önemli olan, mü-
zakerelerin başlamasından
sonraki süreçte ulusal çıkaria-
nmızı tam bir kararlılıkla ko-
rumamızdır."
Sezer, raporda yeni Türk Ceza
Yasası'ndan da söz edildiğine
dikkat çekilmesi üzerine, yasaya
ilişkin incelemesının sürdüğünü
söyledı.
Sezer, raporda Kürtler ve AJe-
vilerin azmlık olarak gösterildi-
ğımn anımsatılması üzerine de
"Zaten çoğunluğun öğesi, ço-
ğunlukta bulunan bir öğeyi ni-
ye azınhk sayalım. Kendileri de
bugün (dün) basında çıkan
açıklamalarda. çoğunluk için-
de bulunduklarını kabul edi-
yorlar" dedi.
Sezer, "Raporun genel çer-
çevesi içinde özel bir inceleme-
niz var mı" sorusuna ıse "Ha-
yır" yanıtını verdi.
HükümettenAB'ye uyan
'KIRMIZI ÇİZCİLERİMİZ VAR' • KATI KOŞULLAR DECİŞSİN1
ANK4RA (Cumhurivet Bürosu) -
Başbakan Recep Ta.vjip Erdoğan,
"Kopenhag kriterleri içinde olma-
yan, AB'ye üye olmada veya müzake-
re süreci ile ilgili onay almada ortada
olmayan bazı kriterter çıkarsa, bun-
lar bizim kırmızı çizgUerimiz duru-
muna düşer" dedi. Erdogan, Türki-
ye'nin AB'ye girmesi durumunda ser-
best dolaşımın ne olacağı konusunda
belirsizlikler olduğunu itiraf ederek
emeğin serbest dolaşımı ve askıya alın-
ması konulannda muğlaklık olduğunu
söyledi. Erdoğan raporda müzakerele-
rin ucunun açık bırakılmasını ise "O
da üzüldüğümüz noktadır. Şu ana
kadar hiçbir ülkeye yapmamışlar.
Can sıkıcı, ama bugüne kadar 27 ül-
keye nasıl şu tarihe kadar bu işi biri-
rin dediyseniz, bize de bir tarih koy-
maüsınız" diye değerlendırdı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün.
Ilerleme Raporu'nu hazırlayan AB Ko-
misyonu'nun Genişlemeden Sorumlu
Üyesi Günter Verheogen ile dün tele-
fon görüşmesi yaptığı öğrenildi. Ver-
heugen'e, rapor için gösterdiği çaba
nedeniyle teşekkür eden Bakan Gül,
tavsiye belgesinde yer alan ve Anka-
ra'nın değiştirilmesini istediği noktalar
hakkında da görüşlerini aktardı. Edini-
len bilgilere göre Gül, öteki adaylardan
farklı olarak Türkiye için öngörülen,
müzakere başlıklannı açmayı ve kapa-
mayı katı şartlara bağlayan kurallann
düzeltilmesini beklediklerini aktardı.
GüJ'ün Verheugen'e, AB Komisyo-
nu'nun müzakereler öncesinde öngör-
düğü tarama sürecini Türkiye'nin za-
ten gerçekteştirmekte olduğunu aktara-
rak müzakerelere hemen geçilmesini
istedıklerini de ilettiği kaydedildi.
Cecikmeli düzeltme
Rapor Gül'ü
yalanlıyor
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) -
Dışişleri Bakaıu Abdullah Gül. AB
Ilerleme Raporu'nda Kürt kökenli ve
Alevi yurttaşlar için "azınlık" nıtele-
mesinin çıkanldığı iddiasını dün de
sürdürdü. Ancak Ilerleme Raporu'nun
48. sayfasmda Kürt kökenli yurttaşlar-
dan "Azınlık haklan" başlığı altında
söz ediliyor. Raporun 54. sayfasında
da "AJevilerin faâlâ Müslüman azm-
lık olarak kabul edilmedikleri" eleş-
tirisi getiriliyor. AB Komisyonu, Tür-
kiye Ilerleme Raporu"nda "gecikme-
li" düzeltmeler yaptı. Brüksel'de dağı-
tılan ve AB'nin resmı internet sitesine
konulan ilk raporda, bazı bölümlerde
yer alan "Kürt azınlık" tanımlan çı-
kanlırken 48. sayfada "Kürtlerin de
aralarında bulunduğu azınlıkJar"
ifadesi aynen bırakılmıştı. Bu raporda
Aleviler içın de, "Sünni-Müslüman
olmayan azınlık" nıtelemesı kulla-
nılmıştı. AB Komisyonu Genişleme
Bölümü herkesin üzerinde yorum
yaptığı bu metrn değiştirerek yenı bir
raporu internet sıtesinde yayımladı.
Nihai raporun 48. sayfasında Kürt kö-
kenli yurttaşlardan "Azınlık hakla-
n " başlığı altında "Kürt toplumu"
diye söz ediliyor. Raporun 54. sayfa-
sında da "Alevilerin hâlâ Müslüman
azınlık olarak kabul edilmedikleri"
eleştırisi getinliyor. Raporun diğer
bölümlerinde Aleviler için yine
"Sünni olmayan Müslüman" denılı-
yor. Gül ise dün gazetecilerin. "Ra-
pordan, azınlıklar ifadesinin çıka-
rılma ihrimali var mı" sorusuna, şu
karşılığı verdi: "Orijinallerine ba-
karsanız, nihai çözümlerde, hepsi
çıkmıştır. Bunlar vanlışhktı. Büyük
bir anlayış da gösterdiler."
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı I. Sayfada
biriyiz!
AB ile müzakerelerde aklımızda fikrimizde siya-
sal, hukuksal konular var. Ancak yakın gelecekte
başımızı en çok ağrıtacak alanların başında tarım
geliyor. Bu gidişle ya Türk tarımı bitecek ya da ta-
mamen yabancılara teslim olacak.
Biri ötekinden beter!
Cumhuriyet bu konudaki sorumluluğunu yerine
getirmek için aylık bir Tarım-Hayvancılık eki yayım-
lamaya başladı. Her ayın ikinci salısı okura sundu-
ğumuz ekin temel yaklaşımı; pek çok alanda ol-
duğu gibi tanmda da çağdaş uygarlık seviyesinin
yakalanması, tarım ve hayvancılığa ülke ekonomi-
sinin kamburu değil, kalbuoı gözüyle bakılması...
Zira ekonomisinin motor gücünü sanayinin oluş-
turduğu ülkelerde bile tarım hep kalbur üstünde tu-
tulur.
2002 yılı verilerine göre AB'nin tarıma verdiği
destek 45 milyar Euro, ABD'nin verdiği destek 75
milyar dolar. Bu rakam Türkiye'de ise 1.5 milyar
dolar. AB'nin 30'da, ABD'nin 50'de biri!
Ziraatçılar Derneği Başkanı Ibrahim Yetkin'in de
altını çizdiği gibi, Türkiye'nin AB'ye uyumu öngö-
rülüyorsa; AB'nin öteki aday ülkelerin tanmına ver-
diği desteği Türkiye'ye de vermesi, Türkiye'nin de
kendi tarımını desteklemek için ulusal bir plan yap-
ması gerekiyor.
Türkiye'de tarımın durumuyla AB'nin durumu
yan yana getirildiğinde, ortaya ciddı bir uçurum çı-
kıyor:
Türkiye'de tarıma dayalı nüfus 20 milyon, bütün
AB ülkelerinde toplam 16 milyon.
Türkiye'de tarımdaki istihdam 9.4 milyon, AB'de
toplam 7.4 milyon.
Türkiye'nin toplam istihdamında tarımın payı
yüzde 39, AB'de yüzde 5.
Salt bu tablo bile tarımın Türkiye için ne kadar
önemli olduğu ve ne kadar ciddi bir sorun oluştur-
duğunu ortaya koyuyor.
Dünyaya açık ulusal politika
Ne yapmalı?
AB, şu anda Türkiye'den hiçbir tarım ürünü sa-
tın almıyor.
Getirdiği gerekçe, kendi standardında üretimin
olmaması.
Bu gerçeği de dikkate alarak en kısa sürede ulu-
sal bir tarım politikasının oluşturulması gerekiyor.
Bunu yaparken gözlerimizi tümüyle dünyaya ka-
patmanın mantığı ve gereği yok. Nasıl ki birfutbol
takımımız dünyanın herhangi bir ülkesinden futbol-
cu getirip oynatıyorsa bizim de dünyanın neresin-
de iyi bir ürün politikası varsa onu ülke gerçekle-
rine uyarlayabilmemiz gerekiyor.
Bunu başaramazsak, ya küme düşeceğiz ya da
tarım takımımız tamamen yabancıların eline geçe-
cek...
Dünya Bankası'ndan bir heyet birkaç gündür
Ankara'da. Temaslan nedense basına kapalı tutu-
luyor. Sızan haberlere göre heyet, Tarım Bakanlı-
ğı'ndan şunları istiyor:
- Arkadaş, senin tarım ürünlerine koyduğun
gümrük duvarfarı kabul edilemez. Mademki AB'ye
de girmek istiyorsun, bunları indireceksın.
- Arkadaş, senin pamukta, pirinçte, zaman za-
man benzer ürünler bazında getirdiğin ithalat en-
gellerı kurallara aykırı. Eğer bunda ısrar edersen
karşına başka yaptırımlarla çıkarız, haberin olsun.
Hayvancılığımız da aynı durumda. 1980'lerin or-
tasında başlayan bir politikayla hayvancılığımız
korumasız rıale getirildi. Şimdi, iç tüketimi karşıla-
mak için ithalata dayanıyoruz. Oysa 80'lerin başın-
da et ihracatçısıydık. Pek çok Ortadoğu ülkesi
başlıca gereksinimini bizden karşılardı...
Tarım, öteki alanlara da benzemez. Yann bir ya-
sa çıkarıp buğday kalitesıni iki günde arttıramaz-
sınız. Bir kararname ile süt üretimini katlayamaz-
sınız.
Ülkemizin iç güvenliği için üretilmiş bir söz var-
dır:
Gidemediğin yer senin değildir!
Bunu tarıma da uyarlayabılmeliyiz:
Işleyemediğin toprak senin değildir!
ankcum ' cumhuriyet.com.tr
Ankara turunun perde arkası
Straw: Rumlar
koşul getirebilir
Gümrük Birllğİ skandah Baykal:Raporçiftestandarth
ANKAR4 (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ingilte-
re Dışişleri Bakanı
Jack Straw'un. Dışiş-
leri Bakanı Abdullah
Gül ile görüşmesinde.
"Kıbrıs konusu müza-
kerelerin başlaması
için önkoşul değil. An-
cak Rumlar aralık ön-
cesinde tanın-
mayı ya da as-
ker çekmeyi
koşul olarak
getirmeye ça-
üşabilir" uya-
nsında bulun-
duğu Öğrenil-
di. Gül-Straw
görüşmesinde
fngiliz Ba- Jack Straw.
Kıbns konusunu değer-
lendiren Batılı üst dü-
zey bir diplomat, "Kıb-
ns'ı tanıma konusu-
nun erken bir aşama-
da ele alınması avan-
tajlar sağlayabilir.
Mevcut durum sorun-
lara neden oluyor" gö-
rüşünü kaydetti.
Güney Kıb-
ns Rum yöne-
timinin, Kıbns
sorununu Tür-
kiye'nin AB
sürecine en-
tegre etmeye
çalışacağı, 17
Aralık'ta Tür-
kiye'ye üyelik
müzakereleri-
kan'ın, Kerkük'ün cid-
di bir sorun haline gele-
bileceği, buranın özel
yapısı dikkate ahnarak
özel bir düzenlenıe ya-
pılrnası gerektiği görü-
şünü ilettiğı kaydedili-
yor.
Stravv'un Ankara zi-
yaretınde ele alınan
ne başlama tanhı veril-
mesine "evet" demek
için şartlar ortaya koya-
cağı bildirildi
Rum Fileleftheros
gazetesi, Rum yönetı-
minın "askersizleştir-
me ve çözüm taahhü-
dü" isteyeceğinı du-
yurdu.
AYHATS ŞİMŞEK
ANKAR.4 - Türkiye'nin,
AB'nin kapılanm açacağı umu-
duyla 1995 yılında girdiği Güm-
rük Birliği(GB), üyelik müzake-
relenne geçerken sorun oldu.
Üyelik için tamamlaması gere-
ken 31 müzakere bölümüne, en
hazırhklı olduğu Gümrük Birli-
ği'yle hemen başlamayı planla-
yan Ankara, AB'den beklemedi-
ği bir karşılık aldı. AB Komisyo-
nu, GB müzakerelerinin başlatıl-
ması için önce Türkiye'nin bu
konudaki yükümlülüklerini ta-
mamlaması şartını getirdi.
AB'nin Gümrük Bırliği konu-
sunda Ankara'dan talepleri ara-
sında, et ithalatına sınırlamalann
kaldınlması, hizmetler ve kamu
alnnlannın GB kapsamına alın-
ması bulunuyor.
AB Komisyonu, Türkiye ile
üyelik müzakerelerinin başlama-
smı önerdiği tavsiye belgesinde.
müzakere başlıklannın "açılma-
sı" ve "kapatıimasına" ilişkin
önceki aday ülkelere uygulanma-
yan katı şartlar getirdi. Bir aday
ülkenin üye olabilmesi için, dış
politıkadan tanma, çevreden eği-
time kadar 31 alandakı müzake-
re başlık]anm*tamamlaması ge-
rekiyor. 31 başlık, 100 bin sayfa-
yı aşan AB mevzuatını içeriyor.
AB kaynaklan, öngörülen şart-
lann bundan sonra Hırvatistan'ın
da aralannda bulunduğu tüm ye-
ni aday ülkelere uygulanacağını
savunuyorlar. Ancak Türkiye,
müzakereleri çıkmaza sokabile-
cek bu şartJann, Türkiye'ye 1999
Helsinki Zirvesi'nde tanınan
"eşit aday" starüsüne aykın ol-
duğunu vurguluyor. Dışişleri, bu
koşullann değıştirilmesi için 17
Aralık'ta gerçekleştirilecek AB
devlet ve hükümet başkanlan zir-
vesine kadaryoğun çaba göstere-
cek.
AB tavsiyesinde Ankara "nın en
çok tepki duyduğu şart Gümrük
Birliği konusunda oldu. AB Ko-
misyonu, GB müzakere başlığı-
nın açılması ıçın Türkiye'nin bu
çerçevede yükümlülüklerini yeri-
ne getırmesi gerektiğini bildirdi.
Ankara ise 9 yıldır işleyen ve en
hazırlıklı olunan Gümrük Birliği
ile hemen müzakerelere başla-
mayı planlıyordu.
Türkiye, aday ülkeler arasmda
üye olmadanAB ile Gümrük Bir-
liği'ne gıren ilk ve tek ülke duru-
munda. 1963 Ankara Anlaşması
uyannca ve Ankara'nın ısranyla
yaşama geçirilen Gümrük Birli-
ği'nin, üyeliğe geçişi kolaylaştı-
racağı düşünülmüşrü. Gümrük
Birliği. Brüksel'de AB üyeleri ta-
rafından belirlenen ticaret politi-
kalannın Türkiye tarafından da
uygulanmasını gerektiriyor. AB,
Türkiye'nin et ithalatını sınırla-
ma gibi çeşitli uygulamalannı G-
B "ye aykın olduğunu savunuyor.
Birlik, hizmetler ve kamu ahmı
konulannın da GB kapsamına
alnımasını istiyor.
AB "nin müzakereleri açma ko-
nusunda getirdiği bir diğer yeni
şart, ekonomi alanına ilişkin baş-
lıklan içeriyor. AB Komisyonu
tavsiye belgesinde, bu alanlarda
müzakerelerin açılabilmesi için
öncelikle Türkiye'nin "işleyen
bir piyasa ekonomisine" sahip
olması gerektiği öne sürülüyor.
AB, Türkiye'nin henüz bu aşa-
maya gelmediğini savunuyor.
AB Komisyonu'nun önceki a-
day ülkelere uygulamadığı ve
Türkiye'den beklediği bir diğer
şart, müzakerelerin kapanması-
na ilişkin yeni önJemlerden olu-
şuyor. Buna göre müzakere baş-
lıklannın kapatılması için yalnız
yasal düzenlemeler ya da kâğıt
üzerinde taahhütler yeterli olma-
yacak, bunJann uygulamaya ge-
çirilmesi gerekecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB
Ilerleme Raporu'nun Türkiye'nin üye
olmasını güvence altına alan değil, üye
yapılmaması için birçok mekanizmayı
tarif eden bir yaklaşımının bulunduğu-
nu bildirdi. Rapor konusunda "düğün
bajram yapüması" kadar yanJış bir şey
olmadığını anlatan Baykal, "Raporun
dengeli diye ilan edilmesi.Türkiye'nin
kendi topuğunu, zina krizinden son-
ra ikinci kez varması anlamına gelir"
diye konuştu.
CHP b'deri Baykaî, dün düzenlediği
basın toplantısmda, üyelik mûzakerele-
rine başlanması önerisinin dönüm nok-
tası olduğunu, Türkiye-AB ilişkiJerinde
yeni bir sayfa açıldığını belirtti. Karann
yarattığı coşkunun yeterince yaşandığı-
nı, amk ciddi biçimde olaya bakılması
gerektiğini kaydeden Baykal. partili uz-
man diplomatlarla konuyu değerlendir-
diklerini söyledi.
Raporda, müzakerelerin askıya alına-
bileceği belirtilerek bunun yöntemleri-
nin sıralandığını belirten Baykal, Türki-
ye'ye uygulanan sürecin diğer üye ülke-
lerden tümüyle farklı olduğunu kaydet-
ti. Teknik nitelikli olması gereken mü-
zakerelerin siyasi bir altyapı üzerinden
yürütüleceğine işaret edenBaykal, "De-
ğiştirilmiş bir katılım ortaklığı belge-
si ihtiyacından söz ediliyor. Ama içe-
riği belü değil. Rapora göre, diğer ül-
kelerdekj gibi bir müzakere aşaması-
na getinceye kadar Türkiye'nin daba
çok çaüşma yapması gerekiyor. Müza-
kereler, bütün üye ülkelerin katılaca-
ğı ve oybirliğiyle karar alınacağı bir
hükümetlerarası konferans ile ger-
çekleştirilecek. Bu, müzakere süreci-
ni politize eder, her ülkeye veto yetki-
si tanıyan bir uygulamaya dönüşür."
Müzakereler sırasında da askıya ahna
olasıhğı nedeniyle "sürekli bir tehdi-
din söz konusu olduğunu" belirten
Baykal, şöyle dedi: "Türkiye'nin ser-
best dolaşım hakkından sürekli ola-
rak yoksun bırakılmasımn öngörül-
mesi de, bütün engeller aşılsa bile tam
uyelikten başka bir sonuca ulaşılaca-
ğını gösteriyor."
Rapor konusunda Türkiye'de "dü-
ğün bayram etnıek" kadar yanlış bir
şey olmadığını anlatan Baykal, şu gö-
rüşleri dile getirdi: "Bu iyi bir rapor
değil. Türkiye'nin üye olması kadar,
üye olmamasmı öngören, bunun için
tedbir alan bir rapordor. Türkiye bu-
nu hak etmiyor. Böyle bir raporu
dengeli diye ilan etmek, Türkiye'nin
kendi topuğunu, zina krizinden son-
ra ikinci kez vurmasıdır. Bu çifte
standarttır. Kopenbag'da Türkiye'ye
vaat edilen üyelik bu değildi. Buna
itiraz ermezsek, yarın, 'mecburen
koyduk' denilen maddelerin kullanıl-
dığına şahit oluruz."