02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 2004 CUMARTEİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYf Istanbul Edıne Kocaelı Çanakkale Izmr Manısa Aydn Denizlı Y PB SY PB PB PB PB PB 21 23 20 22 23 23 27 22 Sinop Y 20 Adana Y 28 Samsun Y 20 Mersin Y 27 Trabzon Gıresun _Y 19 Dıyarbakır Y 24 Ankara _Y 19 Şanlıurfa Y 28 Y 20 Mardin Eskişehir Y 16 Sıirt Y 28 Konya PB 18 Hakkâri Y 20 Sıvas Y 21 Van Zonguldak Y 18 Antalya PB 27 Kars Butun bolgele' par- çaiı yer yer çok bulutlu Marmara'nm doğusu Karadenız. Iç Ege'nın <uzey! Iç Anadolu'nur kuzey ve doğusu, DoğL. Akdenız ve doğu ve Gu- neyüoğu AradoJJ sağa- nak ve gok gurulrulu sa- ğanak yağışlı geçecek Hava sıcakJığı yuröun batı kesımlennde Dıraz artacak dığer yerierde azalacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn PB Y PB Y PB PB Y Y 8 8 8 15 14 15 16 13 Münırı Y 20 Zürıh Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y Y Y PB PB PB 14 21 19 14 22 21 26 25 Y 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire Y B Y B B B Y PB 12 25 12 19 23 19 20 28 PB 26 Moskova AnSra / \ T a ş k e n t •Tafran 0Açık Parçalı bu ı.:lj Bulutlu ^ Çok OuMlu Sulu nar > Gok guoıltulu GUNCEL CÜNEYT B Baştarafı 1. Sayfada paylaşmayı öngörmüş olmalı ki, Meclis kürsü- sünden anamuhalefete katkılan nedeniyle veulu- sa verdiği destekten dolayı teşekkür etti. Raporun açıklandığı gün yansıttığı tedirginlik- ten, kimi kuşkulardan annmış görünüyor. Kestir- meden gitmek gerekirse Başbakan, gerektiğin- de görüşmelerin "askıya" alınacağını, "müzake- relerin doğası gereği ucu açık bir süreç olduğu- nu ve tam üyeliğe ulaşmanın önceden garanti edilemeyeceğini" içeren baskılardan sıynfmış, "şartlı evet" dahil bütün koşullan geride bıraktı- ğı izlenimi veriyor. Hemen hepsini sindirmiş gö- rünüyor. AB'nin daha ağır koşullar öne sürecek bir ra- porunu da sindireceğine inananlar için bu sonuç sürpriz değil. Başlattıklan hazıriıkların hedefi; 10-15 yıl süre- ceği hesaplanan müzakereleri daha kısa zama- na indirmek, örneğin 7-8 yılda tam üyeliği yaka- lar duruma gelmek! Uçağına binme marifeti gösterdiği için övünen gazeteciye söylediğine göre, yetiştirecekleri 1000 gencı Avrupa'ya salıverecek; Batı kamu- oyunda Türkiye ile ilgili olumsuz ızlenimlerin, yar- gılann, kanıların değişmesini sağlayacakmış. Bin genç+RTE+Gül, işler tamam! A6 fethedilmiş, Türkiye'nin üyeliği düzlüğe çık- m/ş demektir. • • • Raporun acaba ne kadannın ayırdında RTE? Brüksel 'deki basın toplantısında "koşullu ewef"ten söz edenlere "koşul moşul" olmadığını söyleyen Başbakan'ı, Ankara'daki AB Komisyo- nu Türkiye Delegasyonu -aynı gün- yayımladığı basın duyurusuyla yalanladı. Raporu özetleyen duyurunun başlığı gayet açık: "Komisyon Türkiye ile müzakerelere başlan- masmı belli koşullarta tavsiye ediyor." Şimdi muhalefete, halka teşekkür eden bir Başbakan'ın, muhalefete ve halka açık yürekli- likle AB raporunun hangi zorlu koşullar içerdiği- ni açıklaması gerekmiyor mu? Yok, gerekmiyor. Zira bu hükümet, bu iktidar, AB koşullarını 48 saatte sindirdiği gibi, kendini her engeli kolaylıkla aşacağına inandırdı. Bu arada parlamento dışı muhalefet raporun kabul edilemeyecek yanlannı, yönlerini yerden yere vuruyor. Bakın medyaya; parlamento dışı muhalefetin kimi yerde gerçeklere değinen gö- rüşlerini yansıtan haber bulamazsınız. örneğin CHP lideri Deniz Baykal, üyelik mü- zakerelerinin ucunun açık olması, diğer yerlerden farklı bir statü öngörülmesi anlamına geldığıni söylüyor, no-yanıt! llk seçimde yüzde 10 barajını aşacağı işaretle- rini veren MHP lideri Devlet Bahçeti, raporda "görvntüyü kurtaracak" bir oyalama senaryosu- nun uygulamaya konulduğunu, örnegin ılk ola- rak terörist başı Öcalan'ın yeniden yargılanma- sının istenileceğini, teröristlerin siyasal alanda faaliyet göstermesinin yolunun açılacağını öne sürüyor ve "Türkiye 'nin milli devlet niteliği ve üni- teryapısının tartışmaya açılacağını" özenle belir- tiyor. No-yanıt! • • • Hükümet, şimdi hemen herçevreyi, özelliklesi- vil toplum kuruluşlarını arkasına alarak 17 Ara- lık'a kadar koşullan hafifletecek girişimler yap- mayı planlıyor. Ilk amaç, rapora geçen Türk ve AB mevzuatı- nın "yeniden taranması"ndan vazgeçilmesini sağlamak. Daha önceki tarama yinelenecek. Oyalama taktiği gereği ikinci kez tarama nede- niyle ilk oturumda aç-kapa yöntemi uygulanacak ve böylece, müzakereler bir yıla varan süre ge- cikmeli başlayacak. Işçiye, iş arayana sürekli serbest dolaşım hak- kı tanımayan bir koşul var ki; bu koşulu değiştir- meyi aklının ucundan geçirmiyor bu hükümet. Bu koşul 17 Aralık zirvesınde de benimsenir- se... Birliğin önemli, yaşamsal bir ilkesinden yok- sun kalacak olan Türkiye... AB'nin topal ayaklı üyesi olacak! Cumhurbaşkanı: Türkiye hakkında olumsuz öğeler ve saptamalar var Rapor Sezer'i rahatsız etti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahnıet Necdet Sezer, Avrupa Birli- ğı'nin (AB) Türkiye hakkındaki FlerlemeRaporu'nda, kimi olum- suz öğeler ve saptamalara yer ve- rildiğini belirterek bunlann 17 Aralık'ta yapılacak liderler do- ruğunda öngörülmemesini bek- ledıklerini bildirdi. AB üyesi ol- ma hedefınden vazgeçmedikk- nnı anlatan Sezer, "Önemli olan, müzakerelerin başlama- sından sonraki süreçte ulusal çıkarianmızı tam bir kararlı- ükJa korumamLzdır" dedi. Sezer, Avustralya'nın Ankara Büyükelçisi Jean Dunn'ı Çan- kaya Köşkü'nde kabul etti. Bü- yükelçi Dunn, kabulde Sezer'e güven mektubunu sunarak sekre- taryasını tanıttı. Sezer, kabul öncesinde gaze- tecilerin AB Ilerleme Raporu'nu nasıl değerlendirdiğını sormala- n üzerine, Türkiye'nin AB üye- liğini, Atatürk'ün, Cumhuriye- tin kuruluşunda belirlediği uy- garlık ve çağdaşlaşma hedeflnitı bir parçası olarak gördüğünü söyledı. Ilerleme Raporu'nun so- nuç bölümünde, Türkiye'nin Ko- penhag siyasi kriterlerini yeterli ölçüde yerine getirdiğini, bu ne- denle Türkiye ile AB üyesi ülke- ler arasında müzakerelerin başla- yabileceğinin önerildiğini anım- satan Sezer, şöyle konuşru: "Müzakerelerin başlaması, bizim beklediğimiz bir sonuç- tu. Ancak İlerleme Rapo- ru'nun kimi bölümlerinde Türkiye hakkında olumsuz öğeler ve saptamalar da gözü- küyor. BLz, Helsinki Doru- ğu'nda alınan karariar ışığın- da bu farklı Ölçütlerin ve yön- temlerin öngörülmemesini bekliyoruz. Bu bakımdan 17 Aralık'ta yapılacak doruk ve bu dorukta alınacak kararla- nn içeriği önem taşıvor. Biz, mutlaka AB üyesi olma hede- fînden vazgeçmiyoruz. Bu he- deften geri dönmeyeceğiz. İna- nıyorum ki bir gün bu hedefe ulaşacağız. Önemli olan, mü- zakerelerin başlamasından sonraki süreçte ulusal çıkaria- nmızı tam bir kararlılıkla ko- rumamızdır." Sezer, raporda yeni Türk Ceza Yasası'ndan da söz edildiğine dikkat çekilmesi üzerine, yasaya ilişkin incelemesının sürdüğünü söyledı. Sezer, raporda Kürtler ve AJe- vilerin azmlık olarak gösterildi- ğımn anımsatılması üzerine de "Zaten çoğunluğun öğesi, ço- ğunlukta bulunan bir öğeyi ni- ye azınhk sayalım. Kendileri de bugün (dün) basında çıkan açıklamalarda. çoğunluk için- de bulunduklarını kabul edi- yorlar" dedi. Sezer, "Raporun genel çer- çevesi içinde özel bir inceleme- niz var mı" sorusuna ıse "Ha- yır" yanıtını verdi. HükümettenAB'ye uyan 'KIRMIZI ÇİZCİLERİMİZ VAR' • KATI KOŞULLAR DECİŞSİN1 ANK4RA (Cumhurivet Bürosu) - Başbakan Recep Ta.vjip Erdoğan, "Kopenhag kriterleri içinde olma- yan, AB'ye üye olmada veya müzake- re süreci ile ilgili onay almada ortada olmayan bazı kriterter çıkarsa, bun- lar bizim kırmızı çizgUerimiz duru- muna düşer" dedi. Erdogan, Türki- ye'nin AB'ye girmesi durumunda ser- best dolaşımın ne olacağı konusunda belirsizlikler olduğunu itiraf ederek emeğin serbest dolaşımı ve askıya alın- ması konulannda muğlaklık olduğunu söyledi. Erdoğan raporda müzakerele- rin ucunun açık bırakılmasını ise "O da üzüldüğümüz noktadır. Şu ana kadar hiçbir ülkeye yapmamışlar. Can sıkıcı, ama bugüne kadar 27 ül- keye nasıl şu tarihe kadar bu işi biri- rin dediyseniz, bize de bir tarih koy- maüsınız" diye değerlendırdı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün. Ilerleme Raporu'nu hazırlayan AB Ko- misyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheogen ile dün tele- fon görüşmesi yaptığı öğrenildi. Ver- heugen'e, rapor için gösterdiği çaba nedeniyle teşekkür eden Bakan Gül, tavsiye belgesinde yer alan ve Anka- ra'nın değiştirilmesini istediği noktalar hakkında da görüşlerini aktardı. Edini- len bilgilere göre Gül, öteki adaylardan farklı olarak Türkiye için öngörülen, müzakere başlıklannı açmayı ve kapa- mayı katı şartlara bağlayan kurallann düzeltilmesini beklediklerini aktardı. GüJ'ün Verheugen'e, AB Komisyo- nu'nun müzakereler öncesinde öngör- düğü tarama sürecini Türkiye'nin za- ten gerçekteştirmekte olduğunu aktara- rak müzakerelere hemen geçilmesini istedıklerini de ilettiği kaydedildi. Cecikmeli düzeltme Rapor Gül'ü yalanlıyor ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Dışişleri Bakaıu Abdullah Gül. AB Ilerleme Raporu'nda Kürt kökenli ve Alevi yurttaşlar için "azınlık" nıtele- mesinin çıkanldığı iddiasını dün de sürdürdü. Ancak Ilerleme Raporu'nun 48. sayfasmda Kürt kökenli yurttaşlar- dan "Azınlık haklan" başlığı altında söz ediliyor. Raporun 54. sayfasında da "AJevilerin faâlâ Müslüman azm- lık olarak kabul edilmedikleri" eleş- tirisi getiriliyor. AB Komisyonu, Tür- kiye Ilerleme Raporu"nda "gecikme- li" düzeltmeler yaptı. Brüksel'de dağı- tılan ve AB'nin resmı internet sitesine konulan ilk raporda, bazı bölümlerde yer alan "Kürt azınlık" tanımlan çı- kanlırken 48. sayfada "Kürtlerin de aralarında bulunduğu azınlıkJar" ifadesi aynen bırakılmıştı. Bu raporda Aleviler içın de, "Sünni-Müslüman olmayan azınlık" nıtelemesı kulla- nılmıştı. AB Komisyonu Genişleme Bölümü herkesin üzerinde yorum yaptığı bu metrn değiştirerek yenı bir raporu internet sıtesinde yayımladı. Nihai raporun 48. sayfasında Kürt kö- kenli yurttaşlardan "Azınlık hakla- n " başlığı altında "Kürt toplumu" diye söz ediliyor. Raporun 54. sayfa- sında da "Alevilerin hâlâ Müslüman azınlık olarak kabul edilmedikleri" eleştırisi getinliyor. Raporun diğer bölümlerinde Aleviler için yine "Sünni olmayan Müslüman" denılı- yor. Gül ise dün gazetecilerin. "Ra- pordan, azınlıklar ifadesinin çıka- rılma ihrimali var mı" sorusuna, şu karşılığı verdi: "Orijinallerine ba- karsanız, nihai çözümlerde, hepsi çıkmıştır. Bunlar vanlışhktı. Büyük bir anlayış da gösterdiler." G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı I. Sayfada biriyiz! AB ile müzakerelerde aklımızda fikrimizde siya- sal, hukuksal konular var. Ancak yakın gelecekte başımızı en çok ağrıtacak alanların başında tarım geliyor. Bu gidişle ya Türk tarımı bitecek ya da ta- mamen yabancılara teslim olacak. Biri ötekinden beter! Cumhuriyet bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmek için aylık bir Tarım-Hayvancılık eki yayım- lamaya başladı. Her ayın ikinci salısı okura sundu- ğumuz ekin temel yaklaşımı; pek çok alanda ol- duğu gibi tanmda da çağdaş uygarlık seviyesinin yakalanması, tarım ve hayvancılığa ülke ekonomi- sinin kamburu değil, kalbuoı gözüyle bakılması... Zira ekonomisinin motor gücünü sanayinin oluş- turduğu ülkelerde bile tarım hep kalbur üstünde tu- tulur. 2002 yılı verilerine göre AB'nin tarıma verdiği destek 45 milyar Euro, ABD'nin verdiği destek 75 milyar dolar. Bu rakam Türkiye'de ise 1.5 milyar dolar. AB'nin 30'da, ABD'nin 50'de biri! Ziraatçılar Derneği Başkanı Ibrahim Yetkin'in de altını çizdiği gibi, Türkiye'nin AB'ye uyumu öngö- rülüyorsa; AB'nin öteki aday ülkelerin tanmına ver- diği desteği Türkiye'ye de vermesi, Türkiye'nin de kendi tarımını desteklemek için ulusal bir plan yap- ması gerekiyor. Türkiye'de tarımın durumuyla AB'nin durumu yan yana getirildiğinde, ortaya ciddı bir uçurum çı- kıyor: Türkiye'de tarıma dayalı nüfus 20 milyon, bütün AB ülkelerinde toplam 16 milyon. Türkiye'de tarımdaki istihdam 9.4 milyon, AB'de toplam 7.4 milyon. Türkiye'nin toplam istihdamında tarımın payı yüzde 39, AB'de yüzde 5. Salt bu tablo bile tarımın Türkiye için ne kadar önemli olduğu ve ne kadar ciddi bir sorun oluştur- duğunu ortaya koyuyor. Dünyaya açık ulusal politika Ne yapmalı? AB, şu anda Türkiye'den hiçbir tarım ürünü sa- tın almıyor. Getirdiği gerekçe, kendi standardında üretimin olmaması. Bu gerçeği de dikkate alarak en kısa sürede ulu- sal bir tarım politikasının oluşturulması gerekiyor. Bunu yaparken gözlerimizi tümüyle dünyaya ka- patmanın mantığı ve gereği yok. Nasıl ki birfutbol takımımız dünyanın herhangi bir ülkesinden futbol- cu getirip oynatıyorsa bizim de dünyanın neresin- de iyi bir ürün politikası varsa onu ülke gerçekle- rine uyarlayabilmemiz gerekiyor. Bunu başaramazsak, ya küme düşeceğiz ya da tarım takımımız tamamen yabancıların eline geçe- cek... Dünya Bankası'ndan bir heyet birkaç gündür Ankara'da. Temaslan nedense basına kapalı tutu- luyor. Sızan haberlere göre heyet, Tarım Bakanlı- ğı'ndan şunları istiyor: - Arkadaş, senin tarım ürünlerine koyduğun gümrük duvarfarı kabul edilemez. Mademki AB'ye de girmek istiyorsun, bunları indireceksın. - Arkadaş, senin pamukta, pirinçte, zaman za- man benzer ürünler bazında getirdiğin ithalat en- gellerı kurallara aykırı. Eğer bunda ısrar edersen karşına başka yaptırımlarla çıkarız, haberin olsun. Hayvancılığımız da aynı durumda. 1980'lerin or- tasında başlayan bir politikayla hayvancılığımız korumasız rıale getirildi. Şimdi, iç tüketimi karşıla- mak için ithalata dayanıyoruz. Oysa 80'lerin başın- da et ihracatçısıydık. Pek çok Ortadoğu ülkesi başlıca gereksinimini bizden karşılardı... Tarım, öteki alanlara da benzemez. Yann bir ya- sa çıkarıp buğday kalitesıni iki günde arttıramaz- sınız. Bir kararname ile süt üretimini katlayamaz- sınız. Ülkemizin iç güvenliği için üretilmiş bir söz var- dır: Gidemediğin yer senin değildir! Bunu tarıma da uyarlayabılmeliyiz: Işleyemediğin toprak senin değildir! ankcum ' cumhuriyet.com.tr Ankara turunun perde arkası Straw: Rumlar koşul getirebilir Gümrük Birllğİ skandah Baykal:Raporçiftestandarth ANKAR4 (Cumhu- riyet Bürosu) - Ingilte- re Dışişleri Bakanı Jack Straw'un. Dışiş- leri Bakanı Abdullah Gül ile görüşmesinde. "Kıbrıs konusu müza- kerelerin başlaması için önkoşul değil. An- cak Rumlar aralık ön- cesinde tanın- mayı ya da as- ker çekmeyi koşul olarak getirmeye ça- üşabilir" uya- nsında bulun- duğu Öğrenil- di. Gül-Straw görüşmesinde fngiliz Ba- Jack Straw. Kıbns konusunu değer- lendiren Batılı üst dü- zey bir diplomat, "Kıb- ns'ı tanıma konusu- nun erken bir aşama- da ele alınması avan- tajlar sağlayabilir. Mevcut durum sorun- lara neden oluyor" gö- rüşünü kaydetti. Güney Kıb- ns Rum yöne- timinin, Kıbns sorununu Tür- kiye'nin AB sürecine en- tegre etmeye çalışacağı, 17 Aralık'ta Tür- kiye'ye üyelik müzakereleri- kan'ın, Kerkük'ün cid- di bir sorun haline gele- bileceği, buranın özel yapısı dikkate ahnarak özel bir düzenlenıe ya- pılrnası gerektiği görü- şünü ilettiğı kaydedili- yor. Stravv'un Ankara zi- yaretınde ele alınan ne başlama tanhı veril- mesine "evet" demek için şartlar ortaya koya- cağı bildirildi Rum Fileleftheros gazetesi, Rum yönetı- minın "askersizleştir- me ve çözüm taahhü- dü" isteyeceğinı du- yurdu. AYHATS ŞİMŞEK ANKAR.4 - Türkiye'nin, AB'nin kapılanm açacağı umu- duyla 1995 yılında girdiği Güm- rük Birliği(GB), üyelik müzake- relenne geçerken sorun oldu. Üyelik için tamamlaması gere- ken 31 müzakere bölümüne, en hazırhklı olduğu Gümrük Birli- ği'yle hemen başlamayı planla- yan Ankara, AB'den beklemedi- ği bir karşılık aldı. AB Komisyo- nu, GB müzakerelerinin başlatıl- ması için önce Türkiye'nin bu konudaki yükümlülüklerini ta- mamlaması şartını getirdi. AB'nin Gümrük Bırliği konu- sunda Ankara'dan talepleri ara- sında, et ithalatına sınırlamalann kaldınlması, hizmetler ve kamu alnnlannın GB kapsamına alın- ması bulunuyor. AB Komisyonu, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin başlama- smı önerdiği tavsiye belgesinde. müzakere başlıklannın "açılma- sı" ve "kapatıimasına" ilişkin önceki aday ülkelere uygulanma- yan katı şartlar getirdi. Bir aday ülkenin üye olabilmesi için, dış politıkadan tanma, çevreden eği- time kadar 31 alandakı müzake- re başlık]anm*tamamlaması ge- rekiyor. 31 başlık, 100 bin sayfa- yı aşan AB mevzuatını içeriyor. AB kaynaklan, öngörülen şart- lann bundan sonra Hırvatistan'ın da aralannda bulunduğu tüm ye- ni aday ülkelere uygulanacağını savunuyorlar. Ancak Türkiye, müzakereleri çıkmaza sokabile- cek bu şartJann, Türkiye'ye 1999 Helsinki Zirvesi'nde tanınan "eşit aday" starüsüne aykın ol- duğunu vurguluyor. Dışişleri, bu koşullann değıştirilmesi için 17 Aralık'ta gerçekleştirilecek AB devlet ve hükümet başkanlan zir- vesine kadaryoğun çaba göstere- cek. AB tavsiyesinde Ankara "nın en çok tepki duyduğu şart Gümrük Birliği konusunda oldu. AB Ko- misyonu, GB müzakere başlığı- nın açılması ıçın Türkiye'nin bu çerçevede yükümlülüklerini yeri- ne getırmesi gerektiğini bildirdi. Ankara ise 9 yıldır işleyen ve en hazırlıklı olunan Gümrük Birliği ile hemen müzakerelere başla- mayı planlıyordu. Türkiye, aday ülkeler arasmda üye olmadanAB ile Gümrük Bir- liği'ne gıren ilk ve tek ülke duru- munda. 1963 Ankara Anlaşması uyannca ve Ankara'nın ısranyla yaşama geçirilen Gümrük Birli- ği'nin, üyeliğe geçişi kolaylaştı- racağı düşünülmüşrü. Gümrük Birliği. Brüksel'de AB üyeleri ta- rafından belirlenen ticaret politi- kalannın Türkiye tarafından da uygulanmasını gerektiriyor. AB, Türkiye'nin et ithalatını sınırla- ma gibi çeşitli uygulamalannı G- B "ye aykın olduğunu savunuyor. Birlik, hizmetler ve kamu ahmı konulannın da GB kapsamına alnımasını istiyor. AB "nin müzakereleri açma ko- nusunda getirdiği bir diğer yeni şart, ekonomi alanına ilişkin baş- lıklan içeriyor. AB Komisyonu tavsiye belgesinde, bu alanlarda müzakerelerin açılabilmesi için öncelikle Türkiye'nin "işleyen bir piyasa ekonomisine" sahip olması gerektiği öne sürülüyor. AB, Türkiye'nin henüz bu aşa- maya gelmediğini savunuyor. AB Komisyonu'nun önceki a- day ülkelere uygulamadığı ve Türkiye'den beklediği bir diğer şart, müzakerelerin kapanması- na ilişkin yeni önJemlerden olu- şuyor. Buna göre müzakere baş- lıklannın kapatılması için yalnız yasal düzenlemeler ya da kâğıt üzerinde taahhütler yeterli olma- yacak, bunJann uygulamaya ge- çirilmesi gerekecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB Ilerleme Raporu'nun Türkiye'nin üye olmasını güvence altına alan değil, üye yapılmaması için birçok mekanizmayı tarif eden bir yaklaşımının bulunduğu- nu bildirdi. Rapor konusunda "düğün bajram yapüması" kadar yanJış bir şey olmadığını anlatan Baykal, "Raporun dengeli diye ilan edilmesi.Türkiye'nin kendi topuğunu, zina krizinden son- ra ikinci kez varması anlamına gelir" diye konuştu. CHP b'deri Baykaî, dün düzenlediği basın toplantısmda, üyelik mûzakerele- rine başlanması önerisinin dönüm nok- tası olduğunu, Türkiye-AB ilişkiJerinde yeni bir sayfa açıldığını belirtti. Karann yarattığı coşkunun yeterince yaşandığı- nı, amk ciddi biçimde olaya bakılması gerektiğini kaydeden Baykal. partili uz- man diplomatlarla konuyu değerlendir- diklerini söyledi. Raporda, müzakerelerin askıya alına- bileceği belirtilerek bunun yöntemleri- nin sıralandığını belirten Baykal, Türki- ye'ye uygulanan sürecin diğer üye ülke- lerden tümüyle farklı olduğunu kaydet- ti. Teknik nitelikli olması gereken mü- zakerelerin siyasi bir altyapı üzerinden yürütüleceğine işaret edenBaykal, "De- ğiştirilmiş bir katılım ortaklığı belge- si ihtiyacından söz ediliyor. Ama içe- riği belü değil. Rapora göre, diğer ül- kelerdekj gibi bir müzakere aşaması- na getinceye kadar Türkiye'nin daba çok çaüşma yapması gerekiyor. Müza- kereler, bütün üye ülkelerin katılaca- ğı ve oybirliğiyle karar alınacağı bir hükümetlerarası konferans ile ger- çekleştirilecek. Bu, müzakere süreci- ni politize eder, her ülkeye veto yetki- si tanıyan bir uygulamaya dönüşür." Müzakereler sırasında da askıya ahna olasıhğı nedeniyle "sürekli bir tehdi- din söz konusu olduğunu" belirten Baykal, şöyle dedi: "Türkiye'nin ser- best dolaşım hakkından sürekli ola- rak yoksun bırakılmasımn öngörül- mesi de, bütün engeller aşılsa bile tam uyelikten başka bir sonuca ulaşılaca- ğını gösteriyor." Rapor konusunda Türkiye'de "dü- ğün bayram etnıek" kadar yanlış bir şey olmadığını anlatan Baykal, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Bu iyi bir rapor değil. Türkiye'nin üye olması kadar, üye olmamasmı öngören, bunun için tedbir alan bir rapordor. Türkiye bu- nu hak etmiyor. Böyle bir raporu dengeli diye ilan etmek, Türkiye'nin kendi topuğunu, zina krizinden son- ra ikinci kez vurmasıdır. Bu çifte standarttır. Kopenbag'da Türkiye'ye vaat edilen üyelik bu değildi. Buna itiraz ermezsek, yarın, 'mecburen koyduk' denilen maddelerin kullanıl- dığına şahit oluruz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear