Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 EKİM 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi(S cumhuriyet.com.tr 13
Uretimde
ücretdearta
ANKARA (AA)-DÎE,
ağustos ayı aylık üretim
endeksının bir öncekı yılın
aynı dönemine göre yüzde
8.8 oranında arttığını
bildirdı. Ağustos ayında
üretim, imalat sanayiınde
yüzde 9. elektrik, gaz ve
su sektöründe yüzde 5.6,
madencilik sektöründe
yüzde 11.9 oranında arttı.
Üretim artışı ocak-ağustos
dönemıru kapsayan sekiz
ayda yüzde 12.6
düzeyinde gerçekleşti.
DlE'ye göre ikıncı
çeyrekte, uretimde
çalışanlann saat başına
ortalama ücretleri reel
olarak yüzde 5.2, kişi
başına ortalama ücretlen
yüzde 3.7 arttı.
DuPontSA,
Sabantfnm ofcıyor
İSTANBUL(AA)-
Sabancı Holding.
DuPontSA'dakı yüzde 50
DuPont hısselerini satın
almak içın yaptığı
anlaşmayla, 1 milyar dolar
ciroya sahip bulunan
kimya devinin tamamma
sahip olacak. Sabancı
Holding'den yapılan
açıklamaya göre, Sabancı
Holding ve DuPont
işbirliğiyle kurulan
DuPontSA, yıllık 1 milyar
dolan aşan cirosu ile
polyester ıplık, elyaf, resin
ve polyester hammaddeleri
entegre üreticileri arasında
Avrupa'da lider
konumunda bulunuyor.
MB:Kiratop
enflasyon için risk
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Merkez Bankası,
2004 yıh enflasyon
hedefinde bir risk
bulunmadığını belirtirken
2005 yılı enflasyon
hedefine dönük risklere
dikkat çektı. Banka, 2005
yıh enflasyonunda yüksek
petrol fiyatlannın, yüksek
kiralann, AB sürecine
ilişkin olumsuz haberlerin
sıkıntı yaratabileceği
vurgulandı. Eylül ayı
enflasyon rakamlanna
ilişkin değerlendirmesini
dün yayımlayan banka
yılın son çeyreğinden
itibaren büyüme hızında
bir yavaşlama olacağını
öngördü.
TÜRMOB'un genel
kuruhı toplamyor
Ekonomi Servisi - Türkiye
Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler ve Yeminlı
Mali Müşavırler Odalan
Bırhğı"nın(TÜRMOB)
15. Olağan Genel Kurul
toplantısı Ankara'da bugün
yapılıyor. Ahmet Taner
Kışlah Spor Salonu'nda
saat 10.00'dabaşlaması
planlanan genel kurula
1600 delegenin katılarak
oy kullanması bekleniyor.
Yaklaşık 70 bin üyesi olan
TÜRMOB Başkanlığı için
mevcut Başkan Mehmet
Timur ile eski Maliye
Bakanlığı başhesap
uzmanı Mehmet Altındağ
yanşacak.
Internetin kadınr
İstanbura gelecek
Ekonomi Servia - İnternet
çağının en güçlü kadım
olarak tanımlanan Esther
Dyson. 24-25 Kasım
tarihlerinde gerçekleşecek
MedıaCat Forum 2004'ün
konuşmacılan arasmda yer
alıyor. "Geleceği
Beklemek ya da
Yönetmek" temasıyla
gerçekleşecek foruma
katılacak olan Adventure
Holding'ın başkanı
Dyson, fikri mülkiyetin
rolü, dijital kimhk, mobil
iletışimın sosyal boyutlan,
güvenlık, veri yönetimi,
bilgı teknolojisi üzerindeki
devletlerin politikalan ve
ınternetin geleceği gibi
konulan ele alacak.
Kriterlerin oldukça uzağındaki Türkiye'de yüksek cari açık, borç ve enflasyon sorun
EkonomideAByoluuzun• AB ülkeleri ile AB'ye
aday diğer ülkeler arasında
gelir dağılımının en
adaletsiz olduğu ülke olan
Türkiye'nin yüksek borç
stoku, enflasyon, bütçe
açığı ve faizler üyelik
yolunda en zorlu engeller
arasında yer alıyor.
NECDETÇALIŞKAN
Avrupa Birliği'ne (AB) üye
ülkelerin ekonomik ve parasal
bırliğe kaülabümesı içın gerek-
li olan şartlan belirleyen Ma-
astricht kriterlerimn oldukça
uzağında olan Türkiye'nin AB
yolu zorlu geçecek. 1993 tan-
hinde üye ülkelerin ekonomile-
ri arasındaki farklılıklann gide-
rilmesi amacıyla yürürlüğe ko-
yulan kriterlere göre:
^ Toplulukta en düşük enf-
lasyona sahip üç ülkenin yıllık
enflasyon oranlan ortalaması
ile üye ülkenin enflasyon oranı
ULUSLARARASIKURULUŞLAR DA UYARIYOR
AB'ye mayısta üye olan 10 ülke ile 2007'de
üye olması beklenen üç ülkeyle yapılan kar-
şdaşnrmalar, Türkiye'nin görünmek isten-
meyen yüzünü de gözler önüne seriyor.
Uluslararası kredi derecelendirme şirketi
Fitch'in değerlendirmesinde de söz konusu
ülkeler arasında ağustosta yapılan arttınma
karşın Türkiye BB (-) notu ile en düşük nota
sahip ülke konumunda bulunuyor. Türkiye
aynca Bulgaristan ve Romanya ile birlikte,
14 ülke arasında "yaürun yapilabinr" ülke
kategorisinde yer alamayan 3 ülkeden biri.
Öte yandan ekonomi gazetesi Financial Ti-
mes, Türkiye'nin büyük ve yoksul olması-
nın AB üyehği konusunda kaygı yarattığını
belirtti. Bu yılın ilk 8 ayında 9.8 milyar do-
lara ulaşan cari işlemler açığının, ekonomi
alanındaki en büyük sorun olduğu altı
çizilen "Türkiye'den Korku" başlıklı bir
haberde, açıktaki hızlı büyümenin TL için
potansiyel bir istikrarsızhk faktörü olduğuna
dikkat çektı.
arasındaki farkın 1.5 puanı geç-
memesi gerekiyor. Temmuz ayı
itibanyla AB üyesi ülkelerde
ortalama yüzde 2.3 olan yıllık
enflasyon oranının en düşük ol-
duğu Finlandiya, Danirmarka
ve Hollanda'nın yıllık enflas-
yon ortalaması yüzde 1 'i geç-
miyor. Bu hesaplamaya göre
Türkiye'nınyüzde2 5'igeçme-
mesi gereken yıllık enflasyon
rakamı, 2003 sonu itibanyla
yüzde 18, eylül ayı itibanyla ise
yıllık yüzde 9 ile kriterin olduk-
ça üzerinde seyrediyor.
^ Bir diğer temel kritere gö-
re, üye ülke devlet borçlannın
milli gelire oranının yüzde 6O'ı
geçmemesi gerekiyor. 2003 so-
nunda 194 katrilyonu iç, 88 kat-
rilyon lirası dış borç olmak üze-
re toplam borç stoku 282 katril-
yon lirayı bulan Türkiye'nin ca-
ri fiyatlarla millı geliri ise 356
katrilyon lira olarak gerçekleş-
ti. AB kriterlerine göre yüzde
60'ı geçmemesi gereken söz
konusu oran ise yüzde 80'e
ulaştı.
t/ Maastricht knterlenne gö-
re, üye ülke bütçe açığının mil-
li gelire oranının yüzde 3 'ü geç-
memesi şartı aranıyor. Türki-
ye'de 2003 yıl sonu gerçekleş-
melerine göre 40.5 katrilyon li-
ra bütçe açığı verilirken. bu ra-
kam 356 katrilyon liralık milli
gelirinyüzde 1 l'ini de geçti.
«/ Bir diğer temel kritere gö-
re, herhangi bir üye ülkede uy-
gulanan uzun vadeli faız oran-
lan, fiyat istıkran alanında en
iyi performans gösteren 3 ülke-
nin faiz oranını 2 puandan faz-
la aşmamasına dikkat ediliyor.
Avrupa'da Euro kullanan ülke-
lerde 2003 yılında ortalama
yüzde 4. l'i geçmeyen uzun va-
deli faiz oranı Türkiye"de geçen
yıl yüzde 44"ü buldu. 2004'te
faizlenn yüzde 25'lere gerile-
mesine karşın, yüzde 6'lık kri-
terin oldukça üzerinde.
Öte yandan 2003 yılındaki
nispi düzetmeye rağmen Tür-
kiye, en yoksul ve en zengin ke-
simler arasındaki gelir farklılı-
ğının yüksekliginde de ılk sıra-
da geliyor. Dünya Bankası ve
OECD'nin verilerine göre, Tür-
kiye'de 8.1 kat olan en zengin
kesımle en yoksul kesim ara-
sındaki gelir farkı. Macaris-
tan'da 4.9, Belçıka'da 4.5, Çek
Cumhuriyetinde 3.5, Danımar-
ka'da 4.3, Isveç'te 4 ve Slovak-
ya'da 4 katta kalıyor.
Tanm Komiseri Franz Fischer: Türkiye, ortak politikayı zayıflatacaktır
En büyük gerilim tarunda• AB Tanm Komiseri Avusturyalı
Fischer, "Avrupalılık tanımına
uymayan Türkiye'ye stratejik
ortaklık teklif edilmesi"ni önerdi.
IŞIKKANSU
ANKARA - AB ile "ucu açık" müzake-
reler boyunca en önemli gerilimin tanm
konusunda yaşanacağının önemli belirti-
leri llerleme Raporu'nun yazım sürecin-
de baş gösterdı. AB Tanm Komisen Avus-
turyalı Franz Fischer. Türkiye'nin ortak
tanm politikasını zayıflatacağinı behrterek
"AB üyesi ülkelerin Türkiye için gerekti ek
bütçeyi karşılamaya hazır oimadığı takdir-
de AB ruhunun da bozulabüeceğini'* ifa-
de ettı. Fischer. "AvTupalılık tanımına uy-
mayan Türkiye'ye stratejik ortakhk tekİif
edümesrnı önerdi.
AB Tanm Komiseri Franz Fischer'in,
geçen eylül ayında genişlemeden sorum-
luAB Komiseri GunterVerheugen'egön-
derdiği mektupta, Türkiye'nin birçok açı-
dan farklı, daha büyük. daha kalabahk ve
daha yoksul bir ülke oldugunu dile getire-
rek "Pazan daha korumahdır. Tarun ve
tanma dayalı sanayisinin rekabet gücü da-
ha düşüktür. Tanmsalticaretyaptsınuı en-
tegrasyonu daha suurhdır. Bö>ie bir ülke-
nin AB'ye üye olarak alınmasu jeo-strate-
jik ve kurumsal açıdan birçok olumsuz so-
nuç doğuracak ve ilerideki yapımızı temel
noktalardaetitileyecektir'' dedi. Türk tanm
sektörü ve kırsal ekonomısının çapı ile bü-
UYUM İÇIN EN AZ
10 YIL CEREKİR
EBRUTOKTAR
Müzakereler sonucunda milyonlarca üreticiyi ilgilendiren karaıiar ahnacak.
yük ölçüde küçük, geçımlik üretim yapan
çiftliklerin varlığının ortak tanm politika-
sını ve reform sürecini olumsuz etkileye-
ceğini, maliyetini arttıracağını kaydeden
Fischer, özetle şu görüşlere yer verdı:
AB ruhu bozulabllir'
"Türkiye için doğrudan destek ödeme-
leri 8 milyar Euro, veterinerlik hariç pazar
müdahaleleri 1 milyar Euro olacakür. Bu
düzey; yeni kaülan 10 ülke için AB bütçe-
sinden vapılan ödemelere eşitiir. Halen 1
milyar Euro olan kırsal kalkınma ödeme-
leriiçin Türkiye'ye 2J milyarEuro tutann-
da kaynak gerekecektir. Dolayısıyla, Türk
tanmı için AB bütçesinden aynlâcak öde-
nek tutan, tüm yeni ülkelere aynlandan
daha yüksek olacakur. Türkiye, ortak ta-
nm poütikasını uygulamada zorluklarla
karşılacak ve bu poBtikayı zayıflatacaktır.
Aynca AB üyesi ülkeler, Türkiye için gerek-
li ek bütçeyi karşılamaya hazır olmadığı
takdirde AB ruhu da bozulabüecektir."
ANKARA - Tanm Bakanı Sami
Güçlü, AB'ye tanmda uyumun
zor olacağım vurgulayarak
"2006-2010 Tanm Strateji
Belgesi hazuiadık. Tarunda
AB'ye uyum en az 10 yıl
gerektiriyor" dedı. AB'de tanm
nüfusu yüzde 5 iken Türkiye'de
bu oranın yüzde 35 olduğuna
ışaret eden Güçlü, "Kısa sürede
uyum, büyük sancı
yaşanmasına neden ohır" dedi.
AB Etki Raporu'nda, Türkiye
ve AB arasındaki tanmsal
uçurum şu verilerle ortaya
konuyor: "AB'de tannun
toplam istihdam içindeki payı
yüzde 5 iken bu oran Türİrîye'de
yüzde 39. AB'de tannun Gayri
SafıMühHasıla(GSMH)
içindeki payı yüzde 1.9 iken bu
oran Türkiye'de yüzde 14.
Türkiye'nin 30 niilyon hektar
alana yayılan tanm sektöıü
müzakereler sırasında önemli
bölümü oluşturuyor. Bu rakam,
AB ülketerinin yüzde 23'üne
tekabül edjvor."
Rapordan: Sıkı aile bağlan ile kayıt dışınm yaygınlığı gerçekleri gizliyor
Komisyon: Türkiye gerçektenyoksul
• AB Komisyonu. raporunda, ilginç
saptamalarda bulunurken ekonomi yönetiminin 5
ayn bakanhk tarafından sürdürülmesini eleştirdi.
HACER BOYAQOĞLU
ANKARA - A\xupa Birliği,
Türk ekonomisi yönetiminde
çok başlıhk bulunduğunu be-
lirterek ekonomi yönetiminin
5 ayn bakanhkça sürdürülme-
sini eleştirdi. AB Komisyonu
tarafından yayımlanan ilerle-
me raporunda, 5 ayn bakanlı
yönetimin ekonomi politika-
lannda etkinliği ve koordinas-
yonu engellediği belirtildi.
AB Komisyonu tarafından
yayımlanan ilerleme raporun-
da; ekonomiye ilişkin sapta-
malarda yer aldı. Raporda şu
ifadelere yer verildi:
• 2001 krizinden bu yana
ekonomik durumda yaşanan
bozulmaya karşuı Türk nüfu-
sunun büyük bir kısmı gerçek
yoksulluk seviyesinde bulu-
nuyor. Geleneksel sıkı aile
bağlan ve kayıt dışı ekonomi-
nin genişliği yoksulluk oranı-
m azaltıyor. Buna karşın son
gelişmeler ışığında yoksulluk
sınınnda yaşayan insanların
oram yüzde 25 "e yükseldi.
• 2001 knzinden bu yana
borcun milli gelire olan oram
düştü. Bu düşüşte faız dışı faz-
la verilmesinin yanı sıra yük-
sek düzeydeki büyümenin de
etkili olduğu unutulmamalı.
Fakat yine de borç stoku "ya-
bana para" ve kısa döne^pıli
faiz oranlanna bağlı durum-
da. Halen kamu sektörünün
borçlanması, özel sektör yatı-
nmlarım da sekteye uğratıyor.
• Özelleştirmede sağlanan
gelişmeler oldukça sınırlı.
Yapılması gerekenler
Vergi alanmda yapılması
gereken düzenlemeler var.
Özelükle KDV, muafıyetler ve
uygulanan oranlar konusunda
yeni düzenlemeler yapılmalı.
• Ihale yasasında halen ba-
zı eksiklikler olduğu görülü-
yor. Bunlann giderihnesi,
Türk olmayan fırmalara yö-
nelik sınırlamalann kalduil-
ması gerekiyor.
• Tanmda çok sınırh bir ge-
lişme sağlanabildi. Bu alanda
en büyük eksiklik kırsal geliş-
meye üişkin kapsamlı bir ra-
porun hazırlanamaması.
• Gıda güvenliği konusun-
da da bazı adımlar atıldı. An-
cak gıda güvenliği konusunda
yapılan analizler halen çok sı-
rurh bir alanda yürüyor.
• Grev, toplusözleşme hak-
kı ve çahşan kesimlerle diya-
log kuruhnası noktalannda sı-
kıntılar var.
• Bankacılık alanındaki de-
netim gözden geçirilmeli ve
uluslararası kurallara uygun
hale getirilmeü.
1
irfikleilgili
gelişmeler,
milyonlarca
findık üretkisini
olumsuz
etkUeyebüecek.
Iflas isteminin,
findık fiyaüannı
yüksek bulan
bazıçıkar
çevrelerine
yarayacağı
beartflıyor.
Hazine sahip çıkmadı, üretici kaderiyle baş başa bırakıldı
PtSKOBİRLİK'e iflas istenri
AHMET ŞEFtK
TRABZON - Yapı Kredı
Bankası. 1990 ve 1991 yıllann-
da beş parti halinde kullandırdı-
ğı kredileri geri ödemediği ve
Hazine'nin sözünde durmadığı
gerekçesiyle Türkıye'nin en bü-
yük tanmsal bırliklerinden biri
olan Fuıdık Tanm Satış Koope-
ratıfleri Birliği (FÎSKOBtRLIK)
hakkında, 625 trilyon lira tuta-
nnda ana para için "iflas yoluyla
takip" başlatılması istemiyle Gi-
resun İcra Müdürlüğü'ne baş\Ti-
ruda bulundu.
Iflas yoiuyla takıp isteminin,
Yapı Kredi Bankası borçlannın
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
(TMSF) ile vanlan anlaşma ge-
reği belirli bir takvime bağlan-
masının sonrasına gehnesi dik-
kat çekti. Milyonlarca üreticiyi
olumsuz etkileyebilecek süredn,
FÎSKOBÎRLÎK'in belirlediği
findık fiyatlanm yüksek bulan
bazı çıkar çevTelerinin ekmeği-
ne yağ süreceği öne sürüldü.
Birlik, ödeme güçlüklenni aş-
mak amacıyla Yapı Kredi Ban-
kası AŞ'den, 1990'da dört ve
1991 "de bir ohnak üzere Hazine
garantili toplam beş nakıt kredi
kullandı. Ancak geri ödeme ko-
nusunda Hazine ile banka ara-
sında anlaşmazlık çıktı.
Gecikme faiziyle birükte bu-
gün toplam borcu 4.4 katrilyon
liraya (yaklaşık 3 milyar dolar)
çıkan birlik için iflas yoluyla ta-
kip başvurusunun, yeni findık
alım sezonunun ikınci ayına
rastladığına dikkat çekiliyor. Ya-
şanan don felaketi nedeniyle re-
koltenin çok düşük olduğu bu
sezon fiyatı 5 milyon liranın
üzerinde açıklayan FlSKOBİR-
LİK, özellikle hükümet ve bazı
tüccar kesimleri tarafından yük-
sek fiyat politikası dolayısıyla
eleştirilere uğradı.
İŞÇİMNEVTtEINİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yolu Açık Türkiyed)
Bu yazıdaki kara mizah vurgulamalannı, okurlar-
dan internet aracılığı ile gelen mektuplardan kopya
çektim. Ben sadece son iki günün postasından kimi
özet alıntıyı sizlere aktararak Avrupalı olma özlemi-
mizle dalga geçen okurianmızın suç ortaklığına ka-
tılmış oluyorum..
Biliyorsunuz önceki sabah Istanbul'da yine biraz
kuvvetlice yağmur yağdı. Istanbul'un lüks sayılabi-
lecek iki yakın semti arasında üç saatiik bir yolculu-
ğun ardından işine varabilen okur, gazetelerimizin
"Avrupalı olduk" manşetlerinden çok renkli bir ka-
ramizah yazısı çıkarmış. Ben de Istanbul'un göbe-
ğinde bir- iki dakikalık bir caddeyi yürüyerek geçmiş
olmanın bedeli, beline kadar ıslanmış bir vatandaş
olarak, masamın yanında kâğıtlaria kurutmaya çalış-
tığım botlanm, üşütmemek uğruna eteğimin attına
yerleştirdiğim dergilerle, bu içten iğneleyen yazıyı
okurken, elbette etkilendim..
Ne de olsa bizi AB'Iİ yapma vizyonlu Başbakanı-
mız, yıllarca bu kentin çok başanlı(!) belediye başka-
nı olma onurunu taşımışlar, bu başannın ürünü siya-
sette sıçrama ile yıldız başbakanlığa ulaşmışlardı. O
günden bugüne de kendilerinin belirlediği, kendi par-
tilerinin belediye başkanlan ve kadrolan ile Istanbul
mega kent, Avrupalı kent olma yolunda dev adım-
larla ilerliyor. Hızlıca yağmurda, azıcık karda dünya-
nın en çok zarar gören kenti olma rekoruna rekorlar
katıyor.
Bir başka okurumuz kafayı sağlık konusuna tak-
mış. Hacettepe Üniversitesi'nde gıda ürünlerinin da-
yanıklı kılınması için kullanılan katkı maddeleri ile il-
gili yapılmış bir araştırmadan aynntılı bilgi veriyor.
Olayın boyutlan, gıda maddelerinin dayanıklı kılınma-
sı için genel olarak sağlığa zararlı olduğu bilinen kat-
kı maddelerinin bolca kullanılması ile sınırlı değil.
Araştırma sonucu, Türkiye'de dünyada kullanımı ya-
saklanmış, başta kanser, çok ağır sağlık sorunlan
yaratan katkı maddelerinin, hem de çok yüksek oran-
larda kullanılmakta oldugunu ortaya çıkanyor.
Okur, başta kola, ketçap, çok ünlü, çok kullanılan
mart<alardaki bu zararlı katkı maddeleri ile ilgili araş-
tırma sonucunun televizyonlarda, gazetelerde haber
bile yapılmamasının sakıncalan üzerinde duoıyor.
Türkiye'de yaşanan kanser ve sağlık sorunu patla-
ması ile, işlenen suçlann cezasız kalması, kamu de-
netiminin olmaması, siyasetin duyarsızlığı arasında-
ki doğrudan ilişkiyi vurguluyor.
Okullar açıldığı günden bu yana, eğitimdeki çözü-
lüşe ilişkin yaşanan dramlan örneklendiren yakın-
malann ardı arkası kesilmiyor. Okullannın bina, ge-
reç açıklannın boyutlan, 70-100 öğrencili, öğretmen
açıklı sınıflann halleri anlatlıyor. Istanbul'da kaç yıl ön-
ceki depremden hasaıianmış okullann yeni ders yıh
sonrasında boşaltılmasının gündeme gelmesi, ta-
şınmalar, öğrencileri,ailelerisokaklaradöktü..Küçü-
cük çocuklar aktarmalı araçlarla uzaklardaki okulla-
ra servissiz gidemeyeceklerine göre.. Yoksul aileler
Milli Eğitim'den servis aracı istiyor. Alamayınca dire-
nişler, eylemler düzenleniyor. Protesto eylemlerinin
arasına, eğitimde AB'ye uyum, AB kriterleri için top-
lant haberleri kanşınca ortaya gerçekten, karamizah
boyutlannı da aşan, çarpıcı bir tablo çıkıyor.
Ya AB için en çok çırpınan görüntüdeki ış dünya-
mızın, sermayenin işyerlerindeki uygulamalanna ne
demeli? Tam da ironi gibi Erdoğan hükümetinin ce-
za yasasının çevre kiriiliğine ilişkin maddelerinin uy-
gulamasını erteleten karan ile ilişkilendirilmiş bilgilen-
dimne yazjlan var. Ihracata yönelik en modern fabri-
kalardan sınırsız atlan zehirli maddelerin çevrelerin-
deki sonuçlan üzerine.. Bırakınız gıdalara zehir kat-
mayı, bitkileri, canlılan doğrudan öldürdüğünden su-
lama yapılamayan yöre, nehir, dere. fabrika adlannın
yer aldıgı mektuplarda elbette AB müktesebatı, hu-
kuku ile uyumda tersine gidişin saptamalan da var.
AB aşkı ile yanıp tutuşan iş dünyamızın kronik suç-
lan, çalışan haklan üzerine. Erdoğan hükümetinin
kuralsız düzen çalışmasını kurallı düzene taşıyan es-
nekleşmiş iş Yasası'nın getirdiği işçi aleyhine kaza-
nımlarla yetinmediler. Sürekli hem İş Yasası, hem de
sendikal yasalar hükümlerini çiğniyorlar. Sadece son
iki günün postasından gelen, sırf sendikaya üye ol-
maya kalkıştıklan için işten çıkanlan işçiler ve işyer-
lerinin listesi bu köşede aktanlamayacak kadar ka-
bank.
iş dünyamızın en AB'ci marka ve yöneticileri, çağ-
daşlaşma adına, kayrtsız, kuralsız düzene hızlı geçiş-
te öncülük yaparlairken, hukuk dışı uygulamalann
kötü ömeklerini oluştuaırlarken neye güveniyoriar?
Başta Sayın Başbakan, siyasi liderler, milletvekilleri-
nin, etik olarak, ancak üçüncü dünya ülkelerinde ge-
çerli "hem siyasethem ticaret"kimlikleri, ilişkili olduk-
lan şirketlerde de yaşanan bu hukuk dışı uygulama-
lan sorgulayamayacaklan ortada. Ancak AB'nin sa-
dece ortaklıkta değil, ürün alırken de uygulanması zo-
runlu, olmazsa olmaz sosyal koşullan, yasal, sendi-
kal haklar kriterleri de ortada...
soner@cumhuriyetcom.tr
tSO HEYETİ KKTC'DE
Küçük: îlişkiler
geliştirilmeli
KERİMÜLKER
LEFKOŞA- Istan-
bul Sanayi Odası
(İSO) Başkanı Tanıl
Küçük, referandum
sonrası Kıbns halkı-
nın üstüne düşeni bir
anlamda yaptığını,
hem ekonomik hem
de siyasi anlamda hak
ettiğini alabilmesi ge-
rektiğini söyledi. 50
kişilik sanayici heye-
tiyle birlikte
KKTC'deki ekonomik
durumu yerinde ince-
lemek amacıyla
KKTC'ye gelen Kü-
çük, 1997'den sonra
KKTC'ye ikinci ziya-
retlerini gerçekleştir-
diklerini hatırlatarak
"Referandumdan
sonra ilişkilerin daha
da geüşmesilazım'" de-
di. KKTC 'de inşaat pi-
yasasuıda ciddi bir ta-
lep ve canlanma oldu-
gunu belirten Türki-
ye'nin Lefkoşa Büyü-
kelçisi Hayati Güven
de Türkiye'den, özel-
likle Ingiltere'deki
Kıbnslı Türklerden ve
Ingiliz vatandaşlann-
dan yoğun talep bu-
lunduğunu belirtti.
Güven, referandum-
dan sonra turizmde
yüzde 28'lik artış gö-
rüldüğüne de dikkati
çekti. KKTCde öğre-
nim gören toplam öğ-
renci sayısınnı 25 bini
geçtiğini ve bunun 14-
15 binini Türk öğren-
cilerin oluşturduğunu
belnien Güven, "He-
def olarak biz 40 bin
öğrenciyi öngörüyo-
ruz" dedi.