29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
C EKİM 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 5 1*0 Erdoğan büyük değişimciymiş. Doğnı, yansı üeriye yansı geriye! Etektronik posta: dertizsom$cumlwnyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0J212.512 44 97 - AB, Lozan Anlaşması'nda değişiklik istıyormuş... "Sevr'le takas etsinlerf" Kıyaslama Başbakan Recep Tayyip'in yaptığı "reformlar"la Türkiye için Atatürk kadar önemli bir lider olduğunu içeride ve dışarıda yazıp çiziyorlar ya, Aysel ve Srtkı Ergüney ise şöyle diyor. "Böyle bir karşılaştrmada unırtulmaması gereken bir husus var. Atatürk, yaptığı reformlan Batı'nın desteği ile değil tersine Batı'ya ve iç güçlere karşı büyük mücadele vererek gerçekleştirmişti. Tayyip Erdoğan ise AB'nin istediklerini iç güçlerin de sorgusuz desteğini alarak yerine getiriyor. Atatürk, reformlan başardıktan sonra Batı, bükemediği bileği öpmek zorunda kalmıştı. Erdoğan, istenilenleri yerine getirdikten sonra Batı'nın ne yapacağını görmekte yarar vari" ısa adı SESAR olan Siyasi, Ekonomik, Sos- yal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Mer- kezi'nin analitik bülteni Jeokritik'teki bir medya analizinde "Bir bakıyorsunuz; ulu- sal direncin pazaryerinde bir bomba patlatılmış; bir bakıyorsunuz namusu fahişeler savunurken, namus fahişeleşiyor" deniyor ve Türkiye psikolojik savaşın Saraybosna'sına benzetiliyor. Jeokritik'teki yazıda Saraybosna benzetmesi şöy- le açıklanıyor "Toplumun üzerinde hakim tepelere yetieştirilen medyatik güçler; istedikleri zaman kavramlan, kişi- leri ve hareketleri bombardımana tutup; toplumun algılama ve hareket yetenekleri üzerinde katliam de- recesine varacak zararlan yansıtma keyfiyetine sa- hipler. Bir ülkenin psikolojik harbe karşı psikolojik harp- le karşıhk vermesi gereken kurumlan ise; sivilleşir- ken, diğer devletlerin askeri doktrinlerinin daha faz- Saraybosna gibi la etkisine girmek için adeta yarışıyorlar." Bu ilginç değerlendinmeden bazı satır başlan: " Herdönüşüm döneminin; belli adamlara ve med- ya zeminlerine ihtiyacı vardır. Bu medya zeminleri toplumsal algılamayı, adamlar ise 'entelektüel algı- lamayı' dönüştürürler. Küresel güçler bu dinamikle- rin farkına vardıklanndan; dönüşüm sürecini başlat- madan önçe bu zeminleri ve kişileri hazırlarlar. Turgut Özal dönemi; Türkiye'nin dönüşüm saf- hasının birinci perdesidir ve bu dönemin medyatik zemini; birden ulusal birgazeteye dönüştürülen Sa- bah gazetesidir. Sabah; Türkiye'deki ekonomik ve sosyal altyapının 'liberalizm' adına çözülmesinde ciddi bir rol üstlenmiş ve rolünü yerine getirmesinin ardından limana çekilmiştir. Özal döneminin; 'entelektüel' çözücüsü iseMeh- met Barlas'tır. Bu isim; zamanla diğerleri arasından sıynlarak; toplumun 'tabulannı kınma' adına, yeni düzenin en- telektüel zeminini hazıriamıştır. Bazen özal'a; bazen de Atatürk'e benzetilen (ki özal da Atatürk'e benzetilmişti) Recep Tayyip Er- doğan ise, Türkiye'deki ikinci makro değişim süre- cinde başa geçmiştir. Görevini, bazı aksamalara ve yetersizliklerine rağmen, çevresindeki kadrolann da desteği ile başan ile yürütmektedir. Işte bu ikinci makro sürecin 'Sabah'ı ise Aydın Doğan'nın med- ya grubudur. Erdoğan döneminin 'entelektüel dö- nüştürücüsü' ise, Doğan Grubu'ndan Taha Ak- yol'dur. Taha Akyol; 'Islamcılık'la, 'Küreselciliği', bi- rilerinin küresel vizyonu ile uyumlu hale getirip, ka- muoyunun önüne 'demokratikleşme' olarak sun- maktadır." Yazının aynntılan "www.sesar.com.tr"de. Eğreti Kökçe: "Kimilerine, Verheugen'in 'eğreti aday' filmi değil, Atıf Yılmaz'ın 'Eğreti Gelin' filmi dert oldu!" SESSÎZ SEDASIZ (!) Halkbilimdeki akademisyencikler Halkbilimci Muhsine Helimoğlu Ya- vuz'un "Diyarbakır Efsaneleri" kitabı, Istanbul Büyükşehir Belediyesi ŞehirTi- yatroları tarafından 1997 yılında "Sil- vanlı Kadınlar" adıyla sahnelenmişti. Ve bundan Yavuz'un haberi yoktu. Haben olunca da belediye ile mah- kemelik olmuştu. Ve yedı yıl süren dava geçenlerde sonuçlandı; Istan- bul Büyükşehir Belediyesi, Muhsine Helimoğlu Yavuz'a 9 milyar lira tazmi- nat ödemeye mahkûm oldu. Yavuz'la "ne var ne yok" diye konu- şurken, "Davayı kazandım ama harca- dığım zamana yazık değil mi" dedi ve şimdilerdezamanını kitaplannı "bilimsel yağma"ya karşı savunmaya çalışarak geçirdiğini söyledi. "Hayrola" deyince anlattı: "Şu sıralarbazı 'akademisyencikler'le uğraşıyorum. llk kez 1997'de yayımla- nan ve üç baskısı yapılan 'Masallar ve Eğitimsel Işlevteri' kitabımda uyguladı- ğım 'halk anlatılannın ileti dizini'ni son günlerde adımı vermeden veya verir gi- bi yapıp yani bu dizinle hiç ilgisi olma- yan birçok isim arasındasıralayarak 'bi- linçli gizleme' yoluyla tezlerinde ve- ya makalelerinde kendi buluşlany- mış gibi kullanan 'akademisyencik- ler' ortaya çıktı. 'Folklor-Edebiyat' dergisinın son yazısına bir ilan verdim; Bu çalışmamı, Muhsine Helimoğlu Ya- vuz, Halk Anlatılannın Mesaj-lndeks'i başlığını vermeden kullananlar hakkın- da her türlü yasal işleme başvuraca- ğım' dedim." Yüksek Yerilim Hatt AB"nin alaturka Türkiye politikası: "Ne Türkşiş yansın ne kebap!" ordincutku ;ı yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Çevre Suçlannda 'Affedici Yaptmm'lar... Geçen hafta TBMM'de kabul edilen 5237 sayılı Türk Ceza Ka- nunu (TCK) hukuk tarihimize en çok '•nna" tartışmalanyla geçe- cek. Gerçı, hangı nedenle olursa ol- sun. AKP hükürneti sonunda bu "özkmini" askıya aldı. Ancak yi- ne de gazetelerin "devtet yatak odasma girmesin" şeklindeki manşetleri, sayısız köşe yazısı ve açıklamanın «la desteğıyle. gele- ceğin araştırmactlanna "ülkeyiyö- netenlerin 2004 yıh eylül ayındaki düşünce yapılannj" göstermeye yetecek... Bu "düşünce yapBj" nasıl mı- dır? Kurallann "insan" için olduğu- nu unutan, hukuk devletınin de "insancayaşam" için gerekli oldu- ğunu kavrayamayan bir anlayış... Daha doğrusu. "anlayışsclık"- Peki. yine aynı kanun TBMM gündemindeyken "bu durumun" göstergesi sadece zina mıydı? " Elbette değil... Kamuoyu. kişinin özel yaşa- mındaki -insanhk haldannı" sa- leri TBMM'den geçerken öylesi "kurnazca" önerilerle adeta "iş- levsz" kılındı kı yıllann beklenti- lerine dayalı tüm olumlu çağnşım- lar da sanki "boşa beslenen tunut- lar" olarak gende kaldı. 'Kirfetmeye' devam- TBMM'de işte bu yönde görev yapan AKP kurmaylarmın ilk hamlesı, TCK'de "Çevrenin Kir- ktihnesT başlığı altındaki 181. ve 182 maddelere oldu. "Toprağa, suya ve havaya" verilen zararlarla ilgilı suçlann tanımlandığı bu maddelerdeki "cezalan" belirle- yen 1. fikralann ancak "2 yıl son- ra" yürüriüğe girmesı hükme bağ- landı. Böylece aynı kurmaylar. ınsan ve toplum için vazgeçilmez olan "temel yaşam kaynaklanmızr 2 yıl daha korumasız bırakan, bu kaynaklan "kasten" kirletenlere bile aynı şekılde "suç işkmeye de- vam etinelerr için 2 yıl süre tanı- yan bir "yasa"(!) yapmış oldular. Bu anlayışın dığer bır örneği de "Imar Kirffliğine Neden Olma" Şanlıurfa'da "imara uydurulmuş" bir kent suçu abidesL. vunmakta tarihe geçen bir duyar- hlık gösterdi. Ne var ki, "tophı- mun" da *insanca yaşama hakla- rma" aynı düzeyde sahip çıkıla- madığından, "çevreveimarsuçla- n" için getirilen "afTedkri yapö- nnüar" gözden kaçtı. Böylece, "kahcı zararlar" ya- rattıklan için gelecek kuşaklan da doğrudan etkileyen "doğa, kültür ve kent tahribatiannur sorumlu- lan. yenı TCK'ye gore "ceza ve- rflmeyeeeksuçiular" olarak bir kez daha "koUannuş" oldular... Kısa süren umudar Aslında hükümetin TCK'ye çevre ve imar suçlannı da alması- nı. niyetı sadece AB'ye yaranmak olsa bile, "otanüu" karşılamak ve hatta "övmek" gerekirdi. Çünku bu konu yıllardır duyar- L kesimlerin gündemindeydi. Ki- mi siyasal partilerin ve hatta geç- mış hükümetlerin de siyasal prog- nmlarına bile girmışti. Ancak, Türkiye'nin polıtikası- na da ağırlığını koyan "imar ran- t ekonomisi* ile "çevre >< ağmas>- •a" dayalı yatınmlar öylesine et- kın bır hale geldı kı doğaya ve kente karşı suç işleyenlerin ceza- Lndınlması konusunda hep yan çızildı... Şimdi de TCK'nin ilgili madde- başlığı altındaki 184. maddeye yi- ne TBMM'de eklenen 5. fikra... Maddenin ilk 4 fikrasında, ka- çak ve yasadışı yapılann tüm so- rumlulan ile bunlara göz >xıman, altyapı götüren ve kamu hizmeti veren yetküiler "suçhT üan edile- rek "cezalan" da tanımlanıyor. Meclis'te eklenen 5. fikra ise ade- ta bu cezalandırmadan ötürü AKP'nin "pişmanhğuu* yansıtı- yor ve aynı suçlara " a F yolunu da gösteriyor. Fıkraya göre, kaçak ve yasadışı yapılar "imara uygun haİe" geti- riürse, bu suçla ilgilı "tüm sornm- lular" cezadan kurtulacaklar. Ay- tu "uygunhığu", aynı yetkililerin "imar durumunu kaçak yapdara u>^rla>arak" sağlamalan duru- munda ise bunun da suç olduğu maddede yer almadığından, yeni bir imar affi süreci daha, bu kez TCK ile yürürlüğe girmiş olacak... Hem de yasa bu şeklıyle yürür- lükte kaldığı sürece.. Şimdi söyler mısiniz? Gelece- ğın belkı de "içecek su bile bula- mayacak^ olan araştırmacılan, TCK tartışmalannda sadece zina- ya dalıp da bütün bunlan hiç önemsemeyenlerimiz için acaba ne duşünecekler? oekinci >. cumhuriyet0om.tr KtM KİME DUM DUMA BEHİÇAK Çizerimiz yurtdışında bulunduğundan çizgilerine bir süre ara vermiştir. ÇİZGtLtK KÂMİL MASARACI behicakn turk.net kamilmasaraci n mynet.com HARBt SEMİHPOROY semihporoy(d yahoo.com HAYAT EPtK TÎYATROSU MLSTAFA hayatepik n mynet.com BIRINCI H^BtR IKINCI HABER : "ÖNDE 6ELEN ÇOCUK BU OLUMUN TEK TESELLİSIÇ SAYIN yÖR.UKOSLU'NUN BİRİNCİ HABERİ OKUMAMASIDIft ! 2 MİLYON COOJK PORNO ENDÜSTRİSINpE SEKS <OLESr." *LAY .YOftUKOŞÜ/NU / KAyBETTÎK !.." TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARik,\.\ 6 Ekinı icinc.mumtaz-arikan.com İST/INBUL'UN KURTULUŞUL 1S2S'TE , , GÖSTEftrLEKİ İÇİHDE İSrnNBUL 'A GİROİ.. 16 MARr 19ZO 'DE ASBV77 İÇG/IL ETMİŞ OLAN İTİLAF D£VL£rLE&,AHADOLU'M>C/ YENİ 7Ü8K OEVLETİH/N &4ŞA&LAK/SONUCU, ÛÇ 6UÇUK Y/L SONfM DCMüŞmz/euKLAJZ/MA &4$LAMIŞ. TI.MUMNYA SflAH BlRAKjŞAAASlNlNA£O/N- DAN 2EKİM 19Z3'TE "££U>/*OL£G/ GlSl S/TTİ. LER!"BİRK4Ç SI//V SONG4, ŞÜAXÜ HAİLİ (j&ÖKBERIC) PA$A tCOtoUTXS/NMKI TÛ8K £tg. LİKLE&Î KENTE £İeİYOgCV. fS EK/MDE PÇ (8EtE) OLAĞANÜSTÜ SUL 'A GELECEK VE BÜyÜ* COŞKUYCA /C4RŞ/LAA/ACAtr/ BAKIRKÖY 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2003'66l Esas Davacı Ali Sinanoğlu vekilı Av. Mustafa Korkut tarafından davalı Sibel Sinanoğlu hakkındaki boşanma davasında verilen ara karan gereğin- ce, Bağcılar Cad. Alı Rıza Kuzucan Sokak No: 20 Vıtaevlen Bahçelievler Istanbul adresinde ıkaraet etriği bildırilen davah Sibel Sinanoğlu'na belirtüen bu adreste posta kanalı ile tebligat yapılamamış, yaptınlan araştırmada başka bır adres de tesbit edilememiştir. Bu sebeple davalı Si- bel Sinanoğlu'na ilanen tebliğ yapılması gerelaıuş olmakla adı geçenin dunışmanın yapılacağı 25.11.2004 günü saat 12.05'de mahkemememiz duruşma salonunda hazır olması, belge ve delıllenni ibraz etmesi, gelmediği ve delil ıbraz etmediği taktirde yargılamanın yokluğunda sürdü- rüleceği ve karar verileceği dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği yerine geçmek üzere ilan olunur. 29.9.2004 Basın: 44404 Tatil için bir yer mi anyorsunuz? Bozbunın'a gelin... Ege'nin Akdeniz'le kesiştiği bu kıyı beldesinde "Möwe Hotel/Restauranf'ta dingin bir yaz tatıli geçirebilirsiniz. Bülent Ortaçgil şarkılan... Masada Cumhuriyet... Rakı şişesinde kitap... Bir telefon veya tıklayın! MÖWE Hotel-Restaurant 48710 Bozburun/Marmaris Telve Fax:(0252)4562661 www.moewe-tr.com. (MANASTIRHAN BOUTIOUE OTELJ "KAZDAĞI ETEKLERİNDE BİNPINARLI İDA'da DOĞA SEVİNCİ, DENİZ TUTKUSU İLE FARKLI YAŞAM için MANASTIRHAN'da konaklamak ayncalıktır. ALTINOLUK 0266 388 45 20 - 22 - 23 web. srte : www, manastirhan. com GORUŞ Dr. GURBUZ ÇAPAN Türban - Zina Yiğit Türk halkı, yoksullaştıkça estetik duygu- sunu da kaybetti. Eskiden Osmanlı'da kadınlann giyimi çok ağdalı olurdu. Gerek sanat çevresi, ge- rekse tüccarlar giyim konusunda birbirleriyle ya- nşmaya başladılar. Daha sonra gayrimüslimlenn giyimleri "te/c"edüştü, yanşamadılaronlaria. Me- sela, ilk başta kırmızı giyenler Yahudilerdir, san gi- yenlerse Ermeniler... Osmanlı'nın kendi yönetim erkânı da farklı farklı giyinirdi. Yeniçeri kıyafeti ay- nydı, sadrazam kıyafeti, padişah kıyafeti farklıy- dı. Onlar, hep bir zevkin aynntılan gibi gözükür. Es- ki dönemde giyim üzerine ferman çıkanlırdı. Me- sela; Sultan II. Mahmut, kılıç zoruyla giydirdi fe- si ve yıne Mustafa Kemal (Şapka Devrimı ile) çı- kardı fesi başımızdan. Yukandan aşağıya moder- nite çalışması III. Selim ile başladı; o gün - bu- gündürgidiyor... Devlet, "Türban Yasağı" kanunlanyla uğraşır- ken yoksul halkımız, örtünmeyle cevap vermek- te, estetikten uzak, "kaba bir tepki"y\e türbana belenmekte. Sorunlanna çözüm bulamayan hal- kımız, ne yapacağını bilemeyince, devletimizi bi- raz da kızdırmak amacıyla türbana bürünüyor. Devletimiz, soru soranı nasıl döverek seviyorsa, halkımız da devletimizi kızdırarak seviyor galiba. Bütün bunlara siyasetçilerimiz de ikiye bölünerek yaklaşıyor. Bir grup, Devletimizin statükocu yak- laşımını savunurken toptan karşı tavır alıyor, bir grup da toptan türbancı oldu. Buna sosyologlar "popülizm" diyor. Zira, iktidara giden yolda kul- lanıyor, (türbancı oluyor), sonra da unutuveriyor- lar. İktidara gelince yine türbanı "savunuyorgibi" yapmak rahatlatıyor siyasetçiyi ve sorun sahibi- ni. Hatta giderek sanki bu sorunu çözmüşler de şimdi bir de "etek"\e uğraşmaya başladılar. Gü- zel bir halk deyimimız vardır; "Herşeyim bitti, kal- dı sakal tarağım!" diye... Sizi bıraz geriye götüreyim... 1516'da, Yavuz Selim'in ünlü kanunnamesi, Zinada recmi (taşla- yarak öldürme) kaldınr, onun yerine Mecidiye Ce- zası (para cezası) koyar: "Bir kimsenin zina yaptığı şeran sabit olursa, o kimsenin geliri 1000 akçe veya daha fazla olur- sa, bu da mahkemece tespit edilmiş ise böyle zengin kimselerden 400 akçe ceza alınır. Aynı şartlan haiz orta halli bin'sinden 200 akçe, fakir olanından 40 akçe, çok daha yoksul olanından 30 akçe alınır. Kadını çeşme başında rahatsız eden- den iki sopa başına bir akçe ceza alınır. Kadının haben olmadan kimse hapsedilemez, keza cür- mün icap ettirdiğinden fazla para alınamaz"... 500 yıl sonra modern Türkiye Cumhuriyeti ne- yi tartışıyor... Yarabbim! Bütün bunların altında güncel sorunlan çözmek yerine, sorundan kaç- mak için gündem karartıyoriar. Şimdi esas sorun, iş ve aştır. Açlık sınınna dayanan halkımız oyala- nıyor. Bir müddet sonra ülkemizde tek tip insan modeli göreceksiniz. Unla beslenen halkım, tek tip örtünürse hiç şaşırmayın. Bunu siyasal Islamın başansına değil, olsa olsa yönetimlerin aczine bağlamak gerek. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Küçük bo- yutlu bir alan- da dokuzar kişilik iki ta- kım arasında oynanan, beyzbola benzer bir s- por. 2/ Süs için yapılmış giysi kıvn- nu...Un,etve bamya ile ya- pılan bir yemek. 3/ Güneydoğu Asya'da ^ yetişen ve mobilya 2 yapımında kullanı- 3 lan bir cins kamış... 4 Elektrik ampulünün 5 takıldığı yivli yer. 4/ 6 Duman lekesi... Bir 7 tür ince meşin. 5/ 8 Amonyaktuzu. 6/In- 9 sanın kendine karşı duyduğu saygı... Şaşma belir- ten bir ünlem. 7/Bir işi yaptırabilme gücü... Yur- dumuzda bir petrol bölgesi. 8/Radyum elementi- nin simgesi... Kefal türünden bir balık. 9/ Itici ne- den, güdü... Sıska, zayıf, kuru. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Atletizmde sürat koşuculanna verilen ad. 2/ Görünüşe göre olacağı sanılan... Cezayir'de do- ğan ve Arap müziğiyle Batı müziğinin kanşımı olan müzik türü. 3/Birini başkasına karşı kışkırt- ma... Birdenbire ortaya çıkan ruhsal darbe. 4/Mo- ğollarda vergi toplamakla görevli devlet memu- ru... Çemberin çevre uzunluğunun çapına oranı- nı gösteren sayı. 5/Halk dilinde domatese verilen ad. 6/Osmiyumelementinin simgesi... Istavrit ba- hğının küçüğü. II Önder... Inci Aral' ın bir roma- nı. 8/Bir meyve... Düz yer, ova. 9/Çöl, sahra. 1 B 0 S T A N A • I 2 0 D | A R A F A T 3 Y A L V A C IR A_ 4 0 B A | K A B A • 5 Z A T T •R 0 R 0 6 • E M S •R 0 T 7 T I R | A P A T T 8 E | N A R IN | zi 9 K L A S T s T z M tSTANBUL ASLİYE 1. TİÇARET MAHKEMESİBAŞKANLIĞFNDAN DosvaNo: 2003 948 Davacı TMSF vekıli tarafından davalılar Kim-Boy Bo- >_a ve Tekstil Işl. San. \e Tic. Ltd. Ştı.. Or-Teks Tekstil Urünlen San. \e Tic. Ltd. Şti.. Or-Boy Tekstil ve Boyama San. ve Tic. Ltd. Şti. Or-Boy Boyarna San. \e Tic AŞ ve Orhan Kahnman aleyhlerine açılan temınat mektubu be- delimn deposu da\r asında, da\acı vekilı da\a dılekçesiyle fazlaya ılışkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 2.400.'000.000.-/ TL. Temınat mektubunun depo edil'me- sine. teminat mektubunun dava sırasında ibraz edilmesi halinde ise tazmin tarihinden tahsil tanhıne kadar %210 temerrüt faızı ile davahlardan tahsiline. masraf ve ücreti vekaletm davalılara yükletılmesıne karar venlmesını ta- lep ve dava etmıştır. Davalılardan Orhan Kahnman'ın yu- kanda yazılı adresıne çıkanlan tebligatlar adresınde bulu- namadıgından bahısle bila tebliğ iade edılmış olup, emnı- yet tahkıkatı ile de davalının yeni adresinın tespit edıle- medıği bildirildığinden, davalıya ilanen tebligat yapılma- sına karar verilmiştır. Karar gereğince dunışmanın yapı- lacağı 03.12.2004 günü saat 10.00'da davalının mahke- mede hazır bulunması. H.YUK.nun 3156 Sayılı Yasayla değişik 213'2. maddesi uyannca davalı duruşmaya gel- medığı takdırde yargılamaya yokluğunda devam edılece- ği hususu davetiye yenne kaım olmak üzere işbu ilan teb- liğ olunur. 27*09'2004 Basın: 44196
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear