Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2004 PA.
HABERLER
DIÖVY4DA BUGÜN TBMM gündemindeki Ceza înfaz Yasa Tasansı'nın cezaevlerinde gerginliklere yol açabileceği vurgulan
ALİ SİRMEN
Ttosîs Facit Venemum'
KALKAN - Sevgili,
Cumhuriyet Bayramı tatilinden yararianarak, üç
günümü Kalkan'da bir okul arkadaşımda geçir-
dim.
Doğrusu yafelekten yadakıştan gün çalmak di-
yebunadenir. Sanki mekân içındedeğil de, zaman
içindeyolculuk yapmış, sonbahardan birden gele-
cek yılın yazına atlamış gibiydik. Kasımın eli kula-
ğındayken, ısıtan bir güneş altında yatıyor, sonra
Kalkan'ın tertemiz lacivert sulanna dalabiliyorduk.
TuJu Türk'ün, kartal yuvası gibi Kalkan'a tepe-
den bakan villasınagecevardım, sabah güneş doğ-
duğunda hemen uyanıp, ayakianmızjn altında uza-
nan manzaraya baküm. Gecehayalgörmemiştim,
muhteşem bir görüntüydü ve çok şükür yerii ye-
rinde duruyordu.
Velhasıl, havanın güzelliği, denizin hoşluğu,
manzaran/n ihtişamıyla bir rüya gibiydi her şey...
Kalkan'a ilk kez, bir mavi yolculuk çerçevesin-
de, deniz yoluyla 27yılöncegelmiştim. Böyle, anı-
lan kulaçladığım degil, lacivert sularda saatlerce
yüzdüğüm yıllardı onlar.
0 sıralarda küçücük bir köydü Kaikan, sahilde
uğradığımız kahvenin sahibi, Kaytıan Sağlamer
ile benim gazeteci olduğumu ögrenince tuttur-
muştu:
- Gelin buradan bir ev ya da arsa alın, bizi de
yazarsınız, meşhur oluruz, turist gelir.
• • *
Bizde ne öyle akıl ne de para vardı. Ev ya da ar-
sa alamadık. Ama Kalkan gelişti, şirin bir kasaba
oldu, yaz aylannda da özellikle Ingiliz turistler ta-
rafından mekân tutuldu.
Kışırt 1500 olan belde nüfusu, turizm mevsi-
minde onla katlan/yormuş.
Tabii ülkemizde artık adeta yazgı haline gelmiş
olan bir olgu bir kez daha düşüvermiş gündeme:
Betonlaşma ve kirlilik.
Bütün gelişmiş yerlerimiz gibi, burada da bak-
tığınızda artan betonlaşmayı hemen görüyorsu-
nuz. Herne kadariki kattanfazlaya müsaade edil-
miyorsa da resmen, orada burada dikilmiş apart-
manlar da var. Bermutaten büyükbeton bloku da
devlet yapmış.
Zaten bizdeçevreyi korumasıgereken devleten
büyük kirletici konumundadır.
Neyse ki, Kalkan henüz Bodrumlaşmamış. Hâ-
lâ nefes alınıyor, betonlaşma yine de kaldınlabilir
birdüzeyde, yani miktarhenüz zehri doğurmamış.
"Dosis facit venemum" (zehri miktar doğurur)
deyimini, Aydın Boysan'ın son kitabı "Nerede
Yaşıyoruz?"unda okudum.
Sevgili Boysan, çevre kirliliğini ele aldığı bölüm-
de şöyle anlatıyor olguyu:
"...Çokbasitbirömekle, çokkısa veberrakaçık-
lamasışöyledir:Birinsan 20 - 25litrepınlpınlkay-
nak suyu bile içse çatlar." Yapı kaçakçılannın bol-
luğu, kentlerimizi öldüresiye zehirlemektedir.
Gerçekten de, öyle umanm ki, bir kez daha gö-
rüp hayran kaldığım Kalkan'da beton miktan zeh-
ri doğurmadan durur. Ya da hiç değilse yapılar ge-
niş alanlarda, küçük oranlaria dağılır da yeşil ile
bina birbirini kucaklar.
• • •
Sevgili Aydın Boysan'ın da belirttiği gibi, konu
yalnız miktarla sınırlı kalmıyor, birde malzeme so-
runu var. Dilersen bunu da A. Boysan'ın kalemin-
den okuyalım:
"... Çevrekirlenmesiderdururuz. Bununanla-
mını deşmek zorundayız. Çünkü kir denen şey-
de ille de bir iğrençlik olduğunu sanırtz çoğuza-
man... Oysa çok temizmalzemeyle de kirletmek
olasıdır. Çünkü 'kir'"ın bilimsel tanımı şöyledir: 'Kir
yanlış yerde bulunan malzemedir'.
Tanım bütün bilimse! anlatımlarda olduğu gi-
bi, olağanüstü sade ve açıktır. örneğin içilen bir
şehriye çorbasının içindenbirsaç kılı çtkarsa mi-
de bulandınr. Isterse bu kıl, biraz önce mis gibi
yıkanmış sevgilinin saçından olsun. Ama öteyan-
dan düşlere dalaraksevgilisinin saçlannayumu-
lan birâşıkeğerosaçlararasında birşehriyepar-
çasıgörürse, dünyasınışaşınr. Çünkübuda yan-
lışyerde bulunan malzemedir."
Aydın Boysan'ın her iki tanımı da ne kadar sa-
de ve açık değil mi Sevgili?
Ama neyazıkki, rantvemülkiyetduygusuylagöz-
leri kararmış olanlara bunu anlatmak zor oluyor.
Zamanla belki anlarfar drye düşünmeye de im-
kân yok. Çünkü biraz daha zaman geçerse mik-
tar zehri doğurmuş olacak bile...
asirmen(a cumhuriyet.com.tr
Gülen'in okulunda iftar yemeğî
Çelik: YÖK, zamanı
BURSA (Cumburi-
yet)-MilHEğitünBaka-
nı Hüseyin Çefik, Bur-
sa'da, orucunu Fethıd-
bh Giilen cemaatine ait
olduğuöne sürülenÖzel
llkbahar llköğretim
Okulu'nda il protoko-
lüyle birlikte açtı. Çe-
lik, YÖK konusunu ra-
fa kaldırmadıklannı,
'günügekfigızarnançöz-
nek üzerenadasabırak-
ıkJannT açıkladı.
Çelik dün Bursa'da bir
ıağazanın açılışını ger-
îkieştirdikten sonra if-
r için Fethullah Gülen
amaatineaitolduğuile-
sürûlen Özel fikbahar
:öğretim Okulu'nu ter-
ı etti. Bursa protoko-
fle birlikte iftara kati-
:Çelik okulunyöneti-
aiylesohbef etti. Çe-
lik, iftar sonrasında Bir-
ük Vakfi'mn Bursa Şu-
besi'ne de uğradı. AKP
Bursa11Merkezi'nde so-
rulan yanıtiayan Çelik,
YÖK 'Vasası'nm rafekal-
dınlmadığını,nadasabı-
rakıldığını açıkladı. Çe-
lik, "Bunlan udaşmay-
Ja, kavga gürüJtüye, pa-
üruyameydanvenneden
Türkrve'nin ihtivaçlan,
kamunun varan çerçe-
vesinde günii geldigi za-
man vapmak zorunda-
yız. Diğer anayasal ku-
ruluslaria, meseteninta-
rafi ve paydasj olan ku-
rulusjarla görüşerekçö-
zeceğiz.Başbakannn,hn-
kümeumbananezaman
talimat verirse ben ha-
ariargetiririm.Ama bu-
gün için acil gûndetnde
değü* diye konuşru.
Hükümete 'tektip' ıryansjİLHANTAŞa
AIVKARA - 12 Eylül'ün ardından
cezaevlerinde ölümlere yol açan ^ k
tipefbise" düzeniemesinin Ceza Infaz
Yasası Tasansıileyenidengündemege-
tirilmesinincezaevlerindeyeni gergin-
liklere yol açabileceği belirtildi.
12Eylül'ün ürünü olan cezaevlerin-
de tek tip elbise uygulaması, 20 yıl
sonrayeniden CezaInfaz Yasası Tasa-
nsı ilegündemegetirildi.İlk uygulan-
maya baslandığı 1984 yılında ölüm
oruçlannda4 kişinin ölûmününardın-
dan uygulamadanvazgeçildi. Ancakye-
niden gündeme getinlen ve 17 Aralık
tarihinekadaryasalaştınlması öngörii-
len uygulamarun gerekçesının "Ken-
dizevtöıegöreelbisegrvüınesibüküm-
lükrarasmda disipJinin bozuimasuıa
• Türkiye İnsan HakJan Vakfı Başkam Yavuz Önen, "Tek tip elbiseyi dayatmak
zorbalıktır. Mahkûmlan JdmJiksizleştirmeye dönük bir girişimdir" derken Insan
HakJan Derneği Genel Başkanı Hüsnü ÖndüJ de uyguJama nedeniyle cezaevierinde
yeni acılar yaşanabileceği kaygısını taşıdıklannı söyledi.
jwl açabilir vcfirariankolaviaşûrabi- fcmez" dedı. İnsan Haklan Derne|ı kişiJüderine müdaiıaJe aniamına
(İHD) GenelBaşkanı HüsnüÖndül ba-fir" olarak açıklanması dikkat çektı.
TürkiyeİnsanHaklan Vakri (TÎHV)
Başkanı Yavuz Önen, cezaevlennde
onlarca sorun çözüme kavuşturulma-
mışken tek tip kıyafetin dayatılması-
nın, cezaevlerindeyenigerguiliklere ne-
den olabilecegini \aırguladı.
'Müdahale edilemez'
"Tek tip eJbiseyida\v
a£makzorbahk-
ür" diyen Önen, "Mahkûmlan kim-
liksizkştirme\edönükbir girişHndJr.İn-
sanlarmnegrvip gfvmevecekferikonu-
sundakiözgürhUderinemüdahaleedi-
zı ülkelerde tek ö'pelbısenin uygulan-
dığını belirterek "Ama is atöhekrin-
de gryilmesişekünde. Turukfulânnge-
çirecekkri bütün zaman dilimlerinde
özel giysilerie donaöbnaJarını insan
onuruna aykın buhj\oruz" şeklinde
konuşru. Giysi tercihinin özel yaşama
girdiğini anımsatan Öndül. "largıç
cüppe.hekünbevuzgömJek,asker üni-
formagibitek Opkrvafetgijer.Ama bu
onlann işlemieilgiİidir. TuruJduJarise
devlet tarafindan suç işledigi iddiasrv-
la orada tutulan kişiİerdir. Bu onlann
yor" dedı. ÖndüJ, rutukJu yakınlan ve
avukatlann anlatımJanna göre, tek tip
kıyafet uygulamasına geçılmesinin ce-
zae\lennde gerilimlere yol açacağını
bıldirdi. ÖndiD, uygulama nedeniyle ce-
zaevinde yeni acılar yaşanabileceğı
kaygısuu taşıdıklannı söyledi.
Tek tlpin ifk eytemclsi
Tek tip elbise uygulamasının ilk kez
gündemegeririJdiğı 1984 yilında, mah-
kemede topluca protesto edenler ara-
sında gazeteci Rahmi V ıldınm da bu-
lunuyordu. Yıldınm, 14 Ocak 1984
tarihindeMetris Cezaevi'nde önce e
biselerin toplandığını belirterek 1
Ocak'ta topluca çıktıklan mahkeme
de ilk protestonun gerçekleştirildiğin
anlattt. Yıldınm, tek tip ile amaçlana
nı ve tepkininnedenını şöyleaçıkladı
"Devietinpolitikasısaltcezaviçektir-
mek değiLSİvasi tutukiulan,hem kişi-
likoJarakyoketmekbenıdefiakiola-
rafc Devtedncezaevipotitikasmınözün-
de bu vaöjior. Tek tip elbise bir simge-
dir. Dayaanakda bir simgedir.ona kar-
sı direnmek de simgedir. Devlet imha
anlajTşını degistirmedikçc takun elbi-
se de giydirse sorunJar çözülmez."
Adalet Bakanı CemilÇiçekyapılmak
ıstenenin <\B standartlannın gerisinde
kalmamak oldugunu savunarak "Ora-
sınnıcezaeviolduğunuunutmamakJa-
zım. Oradabaa kurallarolacak"dedi.
EĞİTİM-SEN'DENSUÇ DUYURUSU
Sendikalaruı
kadrolaşma
isyanı biiyüdü
• Eğitim-Sen Eskişehir Şubesi, keyfi
atamalar yaptığı gerekçesiyle Milli
Eğitim Müdürü Ekrem TokJucu
hakkında suç duyurusunda bulunurken
Sağlık Emekçileri Sendikası da II
Sağlık Müdürü'nü istifaya çağırdı.
CANHAOOGLÜ
ESKİŞEHtR - Eskişehir'de eğıtim ve sağlık
alanında yaşanan AKP kadrolaşması tepJd
çekiyor. Eğitim-Sen Şube Başkanı Kadir Ana,
keyfi atamalar yaptığı gerekçesiyle Milli Egitim
Müdürü Ekrem Toklucu hakkında suç
duyurusunda bulunurken Sağlık Emekçileri
Sendikası (SES) Şube Başkanı YaJçm Mutiu da
İI Sağlık Müdürü AJaattin Ünsal'ı istifaya
çağırdı. Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Kadir
Ana, savcılığa verdiği dilekçesinde Ekrem
Toklucu"yu "yönetmeüği hiçe saydığı ve kejfl
atamalaryapogı
w
gerekçesiyle
tt
dSktatör"e
benzettı. Toklucu'nun herhangi bir okula müdür
j;ardnncısı olma şartlannı taşımayan Bülent
Üzmez'i önce müdür yardımcılığı sonra da şube
müdürlüğıi görevıne getirdiğinı iddia eden Ancı
şöyle dedi: *Oğrermenevı müdürü, müfetâş
raporuna rağmen görevden alınmadı. Yunus
Emre Lisesi Müdür Y'arduncüığı görevıne kejfi
atama yapıldı. Bilişim lisesi'ne Yapı Bölüm
ögretmeni Ismaıl Sağtekin, müdür vekili olarak
atandL Oysa okulda yapı bölüm dersleri
okutuhnuyor. Fatib SuJtan Menmetİlköğretim
Okulu'nda müdür degişiklikJeri ve öğretmen
atamaJan keviî yapıldı." Ancı, idari yargmm
atama kararlannı iptal etmesine karşın
uygulamalann devam ettiğmi \iırguladı.
Safllıfcta tehdlt ve baskı Iddlası
SES Şube Başkam Yalçm Muflu da sağlık
alanmdaki kadrolaşmadan yakındı. Sağlık
Müdürü Doç. Dr. AJaattin UnsaJ'ı istifaya davet
eden Mutlu, çalışanlara baskı, tehdit ve keyfi
denetlemeler yapıldığını ileri sürdü. Atamalann
uydurma yönetmeliklerle yapıldığmı iddia eden
Mutlu, "İşine geldigüıde Idşfleri istediğiyere
sürgünegönderdj. Sünlüğü insanlan sahiplenen
balkm topladığı 5 bin imzavı görmedikten gekfi.
Eldp anlajTsmı doktor, hemşire ve hiznıetlrve
indirip diğer çalışanlara düşman muamelesi
yapıldın
diye konuşru. AJaattin Ünsal'm çalışma
banşuıı bozduğunu vurgulayan Mutlu, "Bn
camiadan olma>an. üniversitede doçentlik
görcvini bırakarak gelen, bu uygulamalann
başında olarak çalışma ortamını bozan, daha
sonra rabatça görevıne geri dönecek olan Doç.
Dr. AJaattin L nsai ekibi ile beraber istifa
eOnebdir'' şeklinde konuştu.
ADANA
Kutan, Papa 5. Siîrusun en büyükhayalinin Türkleridünya üzerinden sflmek olduğunu söyiedi(Fotoğraf: AP)
Papa'nın heykeli önündeki imza töreni Kutan'ı kızdırdı
Saadet'in eleştirdiğitablo
AJVKAJIA (Cumhuriyet Bürosu) - Saadet
Partisi Genel Başkan Vekili Recai Kutan,
Başbakan Tay>ipErdofan"ın katıldığı AB
Anayasası imza töreni için "Papa'nın heykeli
ö'nünde yapılmasının ne anJama geldigini
halkımıza bıratayorum" dedi. Kutan,
partisinin il başkanlan toplantısımn
açılışmda yaptığı konuşmada, Başbakan'ın
imzaladığı AB Anayasası hakkmda kimsenin
bilgisi olmadığını sa\oındu. Kutan, "tmza
töreni, 1585-1590 vıUan arasında Papalık
yapan ve en büyük hayali Türkleri dünya
üzerinden silmek olan Papa 5. Sotus heykefa'
ö'nünde inızalandı. Bir gazeteci, elde
edebildiğJ bilgilere göre misyonerlerin
faaüyetlerinin serbest olduğunu, pek çok
maddede muğlak ifadeler bulunduğunu
belirtiyor" dedi. AB llerleme Raporu'nda da
rencide edici hükümler bulunduğunu belirten
Kutan, "Hedef, bizi biz yapan, bizi güçJü ve
üstün yapan, millL manevi ve ahlaki
değerlerimizi eroz>ona uğratmak, 'light
Islam, ılımh Islam' talepleriyle Islamı
ProtestanJaştırmakür" görüşünü dile getirdi.
Mirabüsle
Kuran
yayııu
• Adana'da son
günlerde sokaklan
dolaşan bir
minibüsten yapıJan
Kuran yayını
yurttaşİann
tepkisinı çekti.
ADAıNA (Cumhurivet
Bürosu) - Adana "da son
birkaç gündür bir
minibüsün,
hoparlörden Kuran
yayını yaparak kent
içinde dolaşması dikkat
çekerken yurttaşlar,
"Kuran her ortamda,
her dunımda
dinlenmez. Yanlış
yapı>orlar" diyerek
tepki gösterdi. Adana
kent merkezinde
günlerdir bir '
minibüsün hoparlörden
Kuran yayını yaparak
tur atması dikkatlerin
yanı sıra tepki de çekti.
MCV etklnlffll
Kuran"ın ancak belli
durumlarda ve belli
yerlerde okunup
dinlenebileceğûıi
belirten yurttaşlar.
"Kuran her ortamda ve
her zaman okunamaz.
Yanhş yapnorlar.
Insanianmız haarhksız
olabilir. İşin manevi
yönünü düşünmehier"
şeklinde tepki
gösterirken bugüne dek
Adana'da böyle bir
olaym yaşanmadığmı
da vurguladılar.
Öte yandan, Kuran
yayını yaparak kent
içinde dolaşan
minibüsün, Milli
Gençlik Vakfı 'nın
düzenlediği belirlenen
ve bugün 12.30'da
Mimar Sinan Açıkhava
Tiyatrosu'nda
gerçekleşecek "Kuran
Ziyafeti" adlı etkinlikle
ilgili olduğu, aynı
etkinlikle ilgili çok
sayıda afişin de yine
kentin çeşitli yerlerine
yapıştınldığı gözlendi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhurryet.com.tr
196O'lıyjllannortaJanndaVıetnam Sa-
vaşı'nın ateşleri tüterken, 68 kuşağını
etkileyen bir başka nokta Filistin so-
runuydu. Filistin topraklarında sürdü-
rülen özgürlük mücadelesi, ytireğimi-
zin orta yerinde dururdu. Gençlik ey-
lemleri içindesivriten 68 kuşağının ön-
cülerinin gözlerini ilk diktiği yer, El Fe-
tih kamplanydı. 0 kamplardan gelmiş
geçmişçok devrimdarkadaşımız var-
dı.
Deniz Gezmiş'ten Mihri Belli'ye
kadarbu kamplaragitmişolan devrim-
cilerin listesıni ç/karmaya kalksak sa-
yılan yüzleri geçer. Bora Gözen, Ca-
fer Topçu, Kerim Öztürk, Ahmet
Özdemirgibı68'li 10arkadaşımızj 12
Martaskeri müdahatedöneminde Lüb-
nan'da Nahr El Bared kampına yapı-
lan bir Israil saldınsı sırasında yitirmiş-
tik.
Filistin kurtuluşhareketı içinde 19687i
yıllarda Marksistçizgiden Maccu çiz-
giyekadardeğişik sosyalist akırnlann
etkisi vardı. Havatme, Habaş gibi Fi-
listinliönderier, bu hareket içindeki sol
Yaser Arafat ve Filistin
akımların önemli isimleriydi. Yaser
Arafat, o zaman El Fetih'in başınday-
dı. 0 yıllarda diğer sol akımlara göre
El Fetin daha sağda kabul ediliyordu,
ama her zaman kitlesel niteliği önem-
lıydi.
Israil'te, Filistinlilerarasındaki çatış-
ma ve mücadele, on binlerce insanın
yaşamına mal oldu. Henüz bir çözü-
me de ulaşamadı. Ortadoğu'nun han-
gi ülkes/ne gitseniz, 1948 yılında Isra-
il tarafindan topraklarından çıkarılmış
Filıstınlilerlekarşılaşırsınız. HiçbirArap
ülkeside dışandangörüldüğünün ak-
sine Filistinlileredoğrudürüstdavran-
maz.
Birçok ülkede aradan geçen uzun
yıllara rağmen hâlâ yurttaş sayılmaz-
lar. Oturmave çalışmahaklan bile yok-
tur. Yoksul, çaresizbirşekildeyaşam-
lannı sürdürmeye calışrlar.
Beyrut, önemli Filistinli yerleşim yer-
lerinden biridir. Geçen mayıs ayında
"Doğu Konferansı" heyetiyle yaptığı-
rraz ziyaret sırasında Beyrut'ta Sab-
ra'daki Filistin kamplannıziyaretetmiş-
tik. Bu kamplarda, büyük bir yoksul-
luk ve çaresizlik içinde yaşıyorfardı.
Kampın bir bölümünü 1982 yılında Is-
rail baskınında öldürülen yüzlerce Fi-
listiniinin anısına parkhaline getirmiş-
lerdi. 0 baskının başında, şimdiki Is-
rail BaşbakanıArielŞaron vardı. Ken-
dısi bu nedenle bölgede "Sabra-Şa-
tila Kasabı" olarak anılıyor.
Şatila'daki Filistin mahallesini dola-
şırken evlerin duvarlannda yakın tarih-
lerde öldürülen Hamas liderleri Şeyh
Ahmet Yasin'in ve Rantisi'n/n fotoğ-
rafları yer alıyordu. Çaresiz Filistinliler
içinde dini kimlikleriyle tanınan, daha
şiddetli mücadele metotlannı savu-
nan, örgütler ve liderler öne geçmiş-
lerdi.
• • •
Şimdi ölümle boğuşan YaserAra-
fat, Filistin hareketinin son 50 yılına
damgasını vurmuş, birçok tehlike-
yi ve tehdidi bertarafedebilmiş, ef-
sanevi siyasi liderlerden birisiydi.
Israil-Filistin sorunu kangren haline
geldikçe, her iki tarafta da "barış-
çı" eğilimler arka plana gitti.
Sertlik yanlılan güç kazandı. An-
cak Yaser Arafat, büyük siyasi de-
hası ve zor durumlarda bile çözüm
üretebilen tecrübesiyle, bütün bu
süreçte etkisini hep koruyabilmişti
ve neredeyse tek lider olarak ayak-
ta kalmıştı.
Yaser Arafat, Filistin davasının
sembolüydü. Filistin içindeki farklı
eğilimleri birarada tutmayı başara-
bilen birotoriteye sahipti. Onun çok
ağır sağlık sorunlan nedeniyle bo-
ğuştuğu şu günlerde, herkesin ka-
fasındaki soru şu: "Arafat'sız Filis-
tin nasıl olabilir?" Gerçekten, bu
büyük siyaset ustasının gidişiyle
bo'lgedeki bütün taşlaryerinden oy-
nayabilir. Ortadoğu'da bilmediğimiz
yeni senaryolar gündeme gelebilir.
ömeğin, Arafat olmazsa dini kim-
liği ön plana çıkaran Hamas tek ba-
şına Filistin'e egemen olabilir mi?
Böyle biregemenlik ne gibi yeni so-
nuçlar doğurabilir?
Israilli sertlik yanlılan, Arafat'ı so-
runun çözümünün önündeki en bü-
yük engel olarak görüyorlardı. Bü-
yük bir olasılıkla artık Arafat olma-
yacak. Görelim bakalım ne gibi çö-
zürnler üretilebilecek?
Arafat'la birlikte, bir önemli dö-
nemin kapandığını da söyleyebiliriz.
Artık Filistin- Israil çatışması Arafat
olmadan bir yerlere gidecek. Yaser
Arafat'ın görüntülere yansıyan has-
ta yüzünü görünce, çok uzak bir
geçmişe doğru yolculuğa çıktım.
Deniz Gezmiş'in El Fetih gerillası
çizmeleri ve parkasıyla Ankara'ya
döndüğü günleri hatırladım. Deniz
öldürüleli 32 yıl olmuş. Yani bir ta-
rih. Arafat bir tarihi temsil ediyordu.