23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 1 Motor Sporlan Cumhurtyel Nejat Avcı: 61 yaşında bırakırım - Yarıştığınız otomobille ne kadar ilgileniyorsunuz? - Otomobille aranızda iyi bir iletişim olması ıçin mekanığinı iyi bilmeniz gerekir. Ben mekanikle çok yakından ilgilenirim. Zaten bizim için otomobilin en önemli yanı motorundan çok yürüyen aksamıdır. - Şu an hangi otomobille yartşıyorsunuz? -Super1600Palioile yanşıyorum. -Özellikle yanşmak istediğiniz bir otomobil var mı? - Aktif spor yaşantımı dört çeker WRC ile bitimnek istiyorum. - Kaç otomobitiniz var? - Palio Sporting, Fiat Stilo, Nissan Pathfinder, Nissan Terrano. - Ne zaman bırakacaksınız? - Arkadaşlarla aramızda bir esprı var. Afşin Baydar'a sorduklarında '60' demişti. Ben 61 diyorum. Bu espriyi devam ettirebilıriz belki. '"' Ünlü rallici Nejat Avcı ve oğlu Yağız Avcı, yollann tozunu atıyoriar. (Fotoğraf: VEYSEL BALKAYA) Yağız Avcı: Daha ilk turdayım - Babanızın yanşçı olması sizin için bir avantaj, değil mi? - Evet. Çünkü bana kendi tecrübelerini aktarıyor. Aynı parkurda yarıştığımız için nerede, ne yapılması gerektiğini söylüyor. Bu da benim daha iyi olmamım sağlıyor. - Kendinizi kıyaslıyor musunuz babanızla. - Hayır. Çünkü 18 yaşımda başladım ve daha yolun başındayım. Henüz aynı otomobillerle de yarışmıyoruz. Gerçi üç kez geçmiştim ama... -Peki boynuz kulagı geçecek mi? - lleride tabii ki. Hedefim en iyisi olabilmek. Üç yıl sonra profesyonel olacağım diyebilirim. - Yanşırken en çok korktuğun ve hoşuna giden şeylemeler? - Mekanik anzadan korkuyorum. Birinci olmak hoşuma gıdiyor. Devamlı hızlı gıtmeyi düşünüyorum. - Anneniz ne düşünüyor bu konuda?<None>.. - Annem babamdan bıkmıştı. Şimdi bir de ben çıktım. Bir-ikı kez izlemeye geldı. Korkuyor belki de izlerken. Heyecanlanıyor bir de... <: Nejat Avcı'nın oğlCTTağız da babası gibi rallici. Ikisi de aynı parkurda yarışıyor Boynuz kulagı geçecekmi?E S R A P E K E R O nların otomobil sporiarında ay- n biryeri var. Baba-oğul aynı dö- nemde, aynı takımda ve aynı parkurdalar. Hem de iki sezondur... Tabiı he- yecanları da iki kat artmış. Baba Nejat Av- cı 23 yaşında başlarken, oğul Yağız daha 18'inde atmış kendini pistlere. Bu yıl Türki- ye Ralli Şampiyonası Sınıf 2'de ve Istanbul Ralli Şampiyonası'nda üçüncülüğü elde et- ti Yağız.. Nejat Avcı ise Fiat Palio Süper 1600 otomobiliyle S1600 ve Sınıf 6'da üçüncü, Grup A'da dördüncü ve genel klasmanda beşinci oldu. Söz büyüğün dedik ve yıllardır "Ralli neredeyse, ben oradayım" diyen Nejat Av- cı ile rekabete adadığı yaşamıyla ilgili konuş- tuk. Sonra da Yağız'a sorduk: "Boynuz ku- lağı geçecek mi?.." - Dünyada aynı dönemde yanşan tek baba-oğulsunuz. NEJAT AVCI: Evet dünyada tekiz. Baş- ka bir örneği yok. İki sezondur beraber yarı- şıyoruz. 15-16 yanş yaptık. Baba olarak bun- dan çok mutluyum. Yağız'ı dışarıdan seyret- menin dışında aynı anda parkurda olmamı- zın ayn bir heyecanı var. İki tane Istanbul Ma- halli Şampiyonası yaptı. Ben yanşmıyordum. Dışardan derecelerini aldım, bu da büyük keyif verdi. Belki ileridegerçekteçekişen ra- kip bile olabiliriz. -Nejat Avcı olarak adınız hangi dö- nemde duyuldu? - Nejat Avcı olmam kesınlikle Renault dönemindedir. İki Avrupa şampiyonluğu, Ikı Avrupa ikinciliği, bir Avrupa üçüncülüğü. Ay- nı sezon içinde 16 start, 16 finish yaptık. Tür- kiye, Balkan ve Avrupa şampiyonluğunu ay- nı sezonda yaşadık. 1997 benim altın yılım- dır. 1998'de bu başarıyı yineleyecektik. Ama Güney Kıbns'a gidememiş olmamız bize pu- an kaybettirdi ve Avrupa şampiyonluğunu kaçırarak 2. olduk. -Parasal destek var mı? - Türkiye'de oturmuş bir sistem yok. Hayatınızı idame ettirecek kadar kazanmıyor- sunuz. Ülkemizde bu iş bazı kişiler için ho- bi, bazılan için de hobinin üstünde. Benim için de hobi gibi. Ama bunu eğleniyorum anla- mında söylemiyorum. Ancak hayatımı ida- me ettırernedığirn bir spora datam olarak mes- leğim diyemıyorum. -Paranız olduğu için bu işi yapıyor- sunuz aslında. Çünkü bir çok insan için En Saygıdeğer Varlıklar: Kadınlar Ş E V K I G Ö K E R M A N 2004 yılının bu ilk yazısında, bıraz zaman tünelinde gezınti yapa- lım. Türkiye'de Otomobil Sporlan- nın başlangıcı Cumhuriyet'ın ılkyıl- lanna kadargıdiyor. Akgün Tekin'ın "Anılaria Türk Otomobil Sponı (Gü- naydın Ralli Yayınlan - 1984)" adlı kitabında, o dönemi yaşayanlardan Emin Aknar ve Reşat Sanoğullan'nın anılan ay- nntılar konusunda bilgi veriyor.. Cumhuriyet'ın ilanının hemen sonrasında, her kurumun toplumsal yaşam içindeyer almasına özen gösteren Büyük Atatürk, o zamanki adı Türk Sey- yahin Cemiyeti (Touring Club Turc) olan Türkiye Tu- ring ve Otomobil Kurumu'nun kurulması ıçin, ilk Başkanı Reşit Saffet Atabinen'e çok büyük des- tek veriyor ve ilk yanş 1927 yılında Veliefendi Çayı- n'nda 30'a yakın otomobilin startı ile yapılıyor; ka- zanan 1926 model Buick otolan ile Suphı ve Ziya Bey ekibi. "... 1931 yılında Istinye - Maslakarasındakiyo/- da birotomobilyanşı dûzenlenmişti. Bayan olarak sadece Samiye Burhan Cahrt Hanım kaydınıyap- tırmıştı. Rakıbı yoktu. Samiye Hanım erkekler sını- fındayanşmakistedi. Organizasyon Komitesive Ha- kem Kunılu bunda birsakmca görmedi. Yanş baş- ladı. Samiye Hanım Ford marka otomobiliyle tüm erkek rakiplerini geride bırakarak birinci geldi." (Aiıntı: Günaydın Gazetesı 11 Haziran 1972) Yanşın ikincisi Paşazade Vehbi Bey "Kural- lara uyulupyanşa hanım alınmasaydıbirinciben ola- caktım" gerekçesiyle itiraz edıyor; yarışın hakem- leri işin içinden çıkamayıp itirazı yargıya intikal etti- riyor; davaya bakan Sultanahmet Sulh Hukuk Mah- kemesi detüm bu gürültü patırdı sonrasında kupa- nın Samiye Hanım'a verilmesıne karar venyor. TBMM'de 18 kadın milletvekilının bulunduğu o dönemin sonraki yanşlannda, Samiye Hanım'a ek olarak direksıyon başında erkeklere meydan oku- yan Lemia Hanım, Muazzez Ipar, Izetta Fracgi- ni, Matmazel Blache ve Azize Hanımları görüyo- ruz. 1937 yılında Yunan Elpa Kulübü ile ortaklaşa yapılan ve Ali Sami Yen'in Türk Organizasyon Ko- mitesi Başkanı olduğu Balkan Rallisi'nde de Azize Hanım kadınlar grubunda Balkan Şampiyonu olu- yor. 'Kadınlar en saygıdeğer variıklardır" dedik. Şüphesi olan var mı ?... sadece heves. - Tam olarak öyle değıl ama bu da bir gerçek. Eğer benim maddi gücüm olmasay- dı bu işten para kazanmak ıçin çaba sarfe- decektım. Bu nedenle para burada bir amaç değil, araç. Ben de amatör bir profesyone- lim. Profesyonel gibi kazanmıyorum. Ama benim en büyük kazancım Yağız Avcı'dır. Çok önemli bir yatırım yaptım. -Direksıyon başına ilk kez kaç yaşın- da geçtiniz? -13. Ama Yağız benden daha erken baş- ladı, 11 yaşında. Ben birkaç kez babamın ara- basını kaçırdım. Yağız çok bilinçliydi. Hiç ka- çırmadı. Trafiğe kapalı alan- larda kullanarak başladı. YOLNOTLARI-4 Formula-1 birçok ülke için gerçekten ulaşılması zor bir hedef. Bunun başarılması, gerekli yatınmın sağlanması, altyapının hazırlanması, nitelikli yöneticilerin yetişmesi, arazi, sporcu, sponsorlar ve daha birçok maddeyi alt alta sıraladığımızda karşımıza çıkan gerçekler pek iç açıcı değil... ormula 1 ütopyasıO M E R E R D E M eir önceki yazımda Türkiye Otomobil ve Motor Sporia- n Federasyonu'nun Formu- la-1 'in ülkemize getirilmesi konusundaki çok ince hesaplan vezeki planından bah- setmiştim. Bu konuda oldukça olumlu tepkiler aldım. Ancak dikkatlen çekmek istiyorum: 'Dağcılık sporuna yeni başla- yan biri başlangıç olarak Everest'i mi se- çer?' Türkiye'nin otomobil sporlanndaki gelişimini yukandaki soru az da olsa an- latıyor aslında. Formula-1, otomobil spor- lannda ulaşılacak son nokta ve biz önce- likli hedef olarak bunu seçtik, kimilerine göre bu hedefin tribünlere yönelik bir ha- reket olduğu düşünülmektedır. önyargı- lı düşünmeden önce biraz detaya inmek- teyararvar. Formula-1 gerçekten birçok ülke ıçin ütopya, bunun başar'lması, ge- rekli yatınmın sağlanması, altyapının ha- zırlanması nitelikli yönetici! Tin yetişme- si, arazi, sporcu, sponsorlar ve daha bir- çok maddeyi alt alta sıralarğımızda kar- şımıza çıkan gerçekler pek iç açıcı değil. WRC ve Formula-1 yanşlannın ya- pıldığı diğer ülkelere baktığımızda otomo- bil sporlan sadece bu sözü geçen orga- nizasyonlardan oiuşmuyor. Yerleşık pist- ler hemen bütün büyük şehırlerde mev- cut, sporcu sayılan futboldan sonra nere- deyse ikinci ya da üçüncü sırada. Otomo- bil kulüpleri, otomobil kuruluşlannın gös- terdiği ilgi, yanşan resmi takımlar, spon- sorlann ilgisi, küçük yaşta go-kart, junior şampiyonalan gibi yanşma olanaklan gö- zönüne alındığında ülkemize bırakın For- mula-1 'in gelmesini, go-kartyanşlannın bi- le yapılması imkânsız olması gerek. Ancak yıllardır patinaj halinde olan sporun gelişmesı için bu altyapı olanaklannın bir anda yapılmasından zi- yade Formula-1 ve WRC gibi kitlelerehi- tap eden, spordan çok gösteri ve ticari yönü daha ağır basan, canlı yayınlar sa- yesinde milyarca kişi tarafından seyredi- len, yanşma dışındaki; merchandising, halkia ilişkiler, tanıtım, teknoloji ve iletişi- min kullanımı konusunda profesyonel bir çabanın gözler önüne serilmesı hedef- lendi. TOMSFED, motor sporlannın ülke- mizdekı gidişatının başka bir yöne çev- rilmesi konusunda bu yolu seçti ve ba- şanlı da oluyor bence. Tabi sadece bu or- ganizasyonların ülkemize getirilmesi ye- terii olmayacak, nitelikli yönetici, hakem, gözcü, gözetmen, sporcu açısından da altyapı hazıriıklannın yapılması gerekiyor. Diğer kentlere örnek Formula-1 pısti sadece bu organi- zasyona hızmet vermeyecekve birçok or- ganizasyona evsahipliği yapacak. Uma- nz bu spor sadece Formula-1 pisti ile sı- nıriı kalmaz, diğer kentJerde de, özellikle; Antalya, Izmir, Bursa, Ankara ve Adana gi- bi kentlerde de pistler açılır ve yıllardır ka- nayanyara olan ve her sene icralardan kur- tulamayan, kapandı kapanacak, yıkıldı yı- kılacak denilen iki güzide (!) pistimizin yü- künü biraz olsun hafifletir. Bu çalışmalar sonucunda spora ılgısi krampon ve dü- dükle sınırlı saygıdeğer vekiller ve bürok- ratlar Formula 1 rantını ve kamuoyu ilgi- sini görünce oy ve kendilerinı gösterme uğ- runa spora farkında olmadan katkıda bu- lunuyoriar. Yıllık bütçesi kesilen federas- yon ise bunca büyük yükün altından kal- kar ümidi ile sizlere iyi yıllar diliyorum. Çok cesurum -Fazlasıyla cesaret isteyen bir spor.. - Kesinlikle. Benim pi- lotlaıia özdeşleştırdiğim bir üçlü var: "Akıl, yürek ve bi- lek" Ekstrem bir spor yapı- yoruz. Hıçbir zaman tehlike- siz olduğunu söyleyemeyiz. Amatehlikeyi azaltmak da bi- zim elimizde. Bilerek gazla- makyetenektir. O yeteneğin destekleyicisi de cesarettir. Çok cesur olduğumu söyleyebilirim. Cesaretiniz olmasa 190 kilometre hızla bir ağacın yanından beş santim. farkla geçemezsi- niz, ya da 200 metre solda uçurumu gördüğünüzde ayağınızı gazdan çekersiniz. -Trafıkte ne gibi ko- laytıklar sağladı? - Ben otomobil sporia- nna başlamadan önce çok yaramazlık yaptım. Otomo- bil sporlan bir disiplindir, ter- biyedir. Zamanla bu terbiye- yi aldıkça yaptığımın bir an- lamı olmadığını anladım. Ver- diğim eğitim seminerlerinde de bunun bir terbiye olduğu- nu, caddelerde değil, yanş parkurlarında bu işi yapma- lan gerektiğini söylüyoruz. Sağda korkuyorum - Co-pik>tun başanya etkisi nedir sizce? - Yüzde 51'dir. Daha profesyonel, hırslı ve daha gen'ış vizyonda hareket eder- se pilotu kesinlikle daha hız- lı götürebilir. Co-pilotunuz si- zin önünüze geçiyorsa işini iyi yapryor demektir. - Yağız'ın co-pilotu- nuz olmasını hiç düşün- dünüz mü? - Hayır düşünmedim. Olamaz zaten. Bence co-pi- lotluğayatkınlığıyok. Mese- la ben de yapamam. Çünkü sağ koltuğa oturduğum za- man korkuyorum. Aynı oto- mobil içinde hiçbir zaman olamayacağız. Belki bir gün zevk olsun diye olabilir. 7 OCAK 2004 SAY1*
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear