25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAWFA CUMHURİYET 6OCAK2004SALI Utî. kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN YAZI O D A S I Gerçeküstünebirdeneme SELİM tLERİ Miguel de Unamuno (1864- 193 «5) dünya edebiyatının seç- kin ^azarlanndan biri. Önemli bir felsefecı, aynı zamanda bir siya-set adamı. Yapıtlannda sü- rekli olarak gerçeği sorgulamış. Kuşikularla. ödünlerle sarma- lanrnış bir diinyada kişınin ger- çeği arayışı ûzerine odaklanmtş ve b»xı süreçte yaşanan çelişki- lerü» altını çizmiş. 1925doğum- lu olan Tankred Dorst da aynı şekıl de, oyunlannda insanı sor- gulu_>or. însanın kendi gerçeği- ni arayışını irdeliyor. Bu iki ya- zanra zengın düşünce ve düş gü- cü l *F*ernandoKrappBanaMek- tup Vazmış" adlı oyunda bulu- şuyor Dorsfun Unamuno'nun bir ı»zun öyküsünden yola çı- karalc yazdığı bu kısa oyun Ak- sanat ProdükshwıTryatrosu nda seyirciyle buluşuyor. Zeynep Avcı'nuı çevirdiğı yapıt aynı in- celilcle sahneye taşınmış. Ke- yifle îzknen bir çahşma. BllinmezlHder "Fernando KrappBanaMek- tup Yjaznuş" bilınmezlikler üze- rine lcurulu bir oyun. Yazar, bı- linmezliklerin çırptntıh suların- da dolaşırken gerçeği ve haya- li, aşka. ihaneti, kuşkuyu sorgu- luyor. Gülümseyerek yürütülen bir sorgulama bu. Gerçekle ha- yal arasında yaşanan gelgitte ti- yatro sanatınm zengin boyutla- n bir kez daha vurgulanıyor. In- sanı derinlere çeken bir çahşma. Oyunun kişüeri; parah veken- dinden emin bir erkek, genç ve giizel bir kız, kızını bu zengin erkeğe satan bir baba ve yakı- şıklı bir konttur... Taşlar yerine konduğunda bu evrensel öykü- nün nasıl gelışeceğini kestir- mek hiç de zor sayılmaz! Ama, satış işleminin tamamlandığı noktada olaylar hızla yön değiş- tirir ve Tankred Dorst'un za- man zaman Kalka'yı çağnştırdığı söylenen dünyasının derinliklen- ne dalar. Kestşme nolrtaları Fantezinin öne çıktığı öykünün eksenLnde Julia ve Fernando'nun dünyalan vardır. îkisi arasındaki ilişki gerçek gibi görünmesine kar- şvn gerçek ötesi bir ihşkidir bu. tki ernando Krapp Bana Mektup Yazmış' bilinmezlikler üzerine kurulu bir oyun. Yazar, bu bilinmezliklerin çırpıntıh sularında dolaşırken gerçeği ve hayali, aşkı, ihaneti, kuşkuyu sorguluyor. însanı sorguluyor. Gülümseyerek yürütülen bir sorgulama bu. Gerçekle hayal arasında yaşanan bu gelgitte tiyatro sanatınm zengin boyutlan bir kez daha vurgulanıyor. yönlü gelişen bir oyundur. Esraren- giz ve cazip Fernando kendi çevre- sinde kurduğu oyunun ıçine genç ka- dını da çeker. Farkh bir düzeyde, "kendikendisininacısıveateşT olan Julia'nın da kendi oyununukurma- sı kaçınılmazdtr. Kont, oyunun bir parçasıdır. Genç adam belki de Ju- lia'nın hayallerinin. düşüncelerinin ürünüdür. Tankred Dorst için tiyat- ro "birbuluş,birkurgu,fangetemgö- cünün özgürcedolandığıbir akuTdır. Bu açıdan bakıldığında, Julia ve Fernando arasındaki çelişki her iki- sinin oyun alanlannın kesişme nok- talannda belirlenir. Julia da Fernan- do gibi 'yaşamın soluğunu' arayan kişidir. Aynı şey romantik Kont için de geçerlidir. Julia'ya bir kadm ya- ratmaktan söz ederken bu isteğin ya- şamm soluğuna duyduğu özlem- den kaynaklandığını belirtir. Feman- do Krapp'ın rutkusu Julia'dan ye- ni bir Julia yaratmak mıdır? Kont neden 'yeni bir kadın' yaratma ar- zusunu duyar içinde? Gerçek mi- dir bu yaşananlar? Julia'nın gerçe- ği Fernando ve Kont'un gerçekle- riyle nerede örtüşür, nerede aynlır? Ya da bu gerçekler var mıdır? Ya- şanmış mıdır? Yaşanmakta mıdır? Armonl Söz konusu sorgulamalar. fan- tastik gelgitler, iniş-çıkışlar IşılKa- sapoğlu'nun akıcı. sade yoru- munda seyirciyle buluşuyor. Yönetmenin oyuncuyla kurdu- ğu sağlam diyalog duyarlı at- mosferi hafif tmılarla ohıştu- ruyor. Oyun kişileri arasında armo- ni gerektiren bir oyun "Fernan- do Krapp Bana Mektup Yaz- mış.'' Bazen çoksesli bazen tek sesli bir armoni söz konusu olan. Selçuk Yöntem (Fernando Krapp) ve TîbeSaran (Juha) us- ta ışi oyunculuklanyla bu armo- niyi oluşturuyor ve Tankred Dorst'un grift dünyasında hiç zorlanmadan dolaşıyor. birbır- lenni tamamlıyorlar. Gerçek ve hayal arasındaki çizgiyi aşarken, yaşamın de- rinliklerine ınerken, aşkı tartı- şırken düşüncelerin akışı içıne çekiyorlar seyirciyi. Kont'la ku- rulan ihanet ve kuşku çemberi gerçeğin nerede başlayıp nere- de bittiğini sorgulayan bir çem- berdir. Halkalar giderek geniş- ler ve yok olur. Oyunun bitimı de bu yok oluşun simgesıdir sanki. Kont ile Julia ilişkisi bağ- lamında alrt çızilen Doktor Fer- nando ve Doktor Kont kışilik- leri, gerçek'hayal ikileminin tartışmaya açıldığı zemini ha- zırlar. Tankred Dorst'a göre aşk güçlü ve acunasız bir duygudur ve insanı yıkıntıları aramaya iter. Burada da Julia, Fernando ve Kont acı çeken aynı zaman- da acı veren kişiler olarak dik- kat çekerler. Baba ve Kont, Kont ve Fer- nando arasındaki ilginç karşıt- lıklar da Dorst'un tiyatro sana- tının derınhklerinde dolaşan sorgulamalannın bir parçası- dır. Kont rolü Julia ve Fernando rolleri kadar güçlü bir rol Be- kir Aksoy'un bu rolün gerektir- diği renkleri. kıvnmlan biraz da- ha belirginleştırmesi, esnekleşme- si gerekir diye düşünüyorum. Baba'da CüneytTürel'ı izlemek ise kısa ama hoş bir deneyim. Duy- gu Sağıroğhı'nunyalın sahnesi, Ca- nan Göknil'in zarif kostümleri ve Jod Simon'un temayla örtüşen mü- ziği "Fernando KrappBana Mek- tup Yazmış"ı tamamlayan önemli unsurlar. Turgut Özakman'm yüzyıllık anayasa serüvenimizi eleştirel dille anlatan oyunu 'Resimli Osmanlı Tarihi' Eskişehir'de Bugünümüzübelirleyen sorunlarHAYATİASILYAZICI Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şe- hir Tiyatrolan, TurgutOzakman'ın; yüz- yıllık anayasa serüvenimizi tersimleme- li (ironik. ıstihzai), fantastik, eğlenceli ve eleştirel bir sahne diliyle yazmış ol- dugu "Resimli Osmanlı Tarihi'' adlı oyu- nunu oynuyor. Turgut Özakman, 1950 kuşağının üret- ken bir yazan. Tiyatro ürünlennde; top- lumumuzu ve insanımızı derinden etki- leyen sorunlan, olaylan, değişen değer yargılannı belli bir bireşimle çözümle- yen yazar. kişilerin iç çatışmalannı, bu- nalunlannı, ruhsal baskılannı ustaca ve- nyor "ResimliOsmanuTarihi''nde. Gi- derek, oyundaki u anlaücı''ya yükledıği görevle psikanalitik eleştiriyi de getiri- yor. Freudist eleştiride gördüğümüz iç ge- rilimler 'anlaücı'dabenzerbir bakış açı- sıyla yansıtılıyor. Olası bir karakter çi- ziminde içgüdülerüı itilimleriyle anaya- sa serüvenini anlatmak 'anlatı'ya dina- mizm kazandınyor. Karmaşık koşullar- da serüvenin tarihsel kesitlere ugrama- sı, bilınçaltırun simge ve etkilerinin araş- tınlması yapıldığmda, Turgut Özakman tiyatrosunda psikanalitik eleştiriye gö- türüyor yazan. PsIKanalittk eleştlri Gerçi tiyatrodaki tarihsel olayı kendi dışuıdakı ölçülere; oyunun tarihsel olay- larla çalkantıya uğraması 'anlatıeı'nın dışındaki ölçülere vuran eleştiri, "Reshn- li Osmanlı TarihT'nde müzıkli güldürü tü- rünü de günümüze taşıyor ve izleyiciyi, gü- nümüzle bağlantı kurmada daha çok ilgi- lendiriyor. Anayasal serüven böylesine bir açık anlatımlı oyun rürünün görkemiyle ve derinliğıyle, çağdaş eleştiri anlayışıyla ko- şutluk kuruyor. "Resinıli OsmanhTarihi" adlı müzüdi gül- urgut Özakman, 1950 kuşağının üretken bir yazan. Tiyatro ürünlerinde; toplumumuzu ve insanımızı derinden etkileyen sorunlan, değişen değer yargılannı belli bir bireşimle çözümleyen yazar, kişilerin bunahmlarını, ruhsal baskılannı ustaca veriyor 'Resimli Osmanlı Tarihi 'nde. Abdülhamit dönemini o denli eleştirel süzgeçten geçirir ki, günümüze ışık tu- tar, yaptığt taşlamayla Cumhuriyet döne- mi oyun yazarlığımıza yeni bir solukka- tar. Tarihsel kurgudan çok, günümü.-e ta- şıdığı yorum ve anlam derinlik kazanır. Sahne diliyle oyundaki simgeler ve tanım- lamalar ölçülü ve başanlı. Turgut Özakman tiyatrosu, iki ayn dö- nemli olarak ele ahnabilir. Sözgelimi ilk dönem oyunlannda, "50kuşağı''nuıüze- rinde durduğu, Cumhuriyet dönemi ede- biyatımıza yansıyan roman. öykü ve şi- ir anlayışının bir koşutu, Ozakman'ın ilk dönem oyunlannda daha aynntıh görü- lebıhr. "PembeEvinKaderPnde (1951), geleneksel ile toplumsal değişimin getir- dıği çatışmayı verir. "Güneşte On kişi" (1955), "Kanavrçe" (1960) vb. oyunlan... Açık biçim özellikli bir oyun dürü ilk sahneye konuluşuyla (1982) ıkm- cisi ve şimdiki sahneleyişinde Ergin Or- bey'in başanlı yorumunun katkısı var. Ay- nca, ÖzdemirNutku'nun ilkini, Dokuz Ey- lül Üniversitesi Tiyatro Bölümü öğTencile- riyie yapmış olduğu çalışmasım, geçen dö- nem İzmir Devlet Tiyatrosu'ndaki yorumu- nu da gördüğüm halde, Eskişehir Belediye Tiyatrosu'ndaki oyunu izledikten sonra, Ozakman'ın sözünü ertiğim bu oyununda psikanalitik eleştirisini görebildim. "ResbnBOsmanhTarihi"nin yüzyıllık se- rüveninin ışığmdaki anayasamıza, iki yö- . netmenin yorumlannı yirmı bir yıllık süz- geçten geçirerek baktığımda böyle bir yak- laşıma vardım. "Fehim Paşa Konağı r> nda Siyasal parodi ve açık bıçim özellikle- riyle yazdığı "Fehim PaşaKonağı'' (1979) ve "Resimli OsmanlıTarihi" tarihten yo- la çıkarak tanhsel olaylan eleştirel gül- dürüyle çözümlüyor. Oyunda görselliği öne çıkaran ErcanAnslan Kazbek'in ko- reografisi, SeBm Atakan'ın müziklı gül- dürü oyununa kartığı ve nitelik kazandı- ran müzikle, dansla yeni boyut kazanıyor oynanış. Oyunun dramatik kurgusu müzik ve dans öğeleriyle birleşiyor. Bu uyumu sağ- layan oyunculann iyi oyunculuk göste- rimi, şarkılan orkestra eşliğinde başany- la seslendirmeleri; bu zenginliğe, dans- larla çok daha geniş görsel anlam kazandı- nyor. Genç oyunculardan oluşan topluluk, takım oyunculuğu örneğine başanlı yorum anlayışını da katıyor. Sertel Çetiner'm dekor, Nalan Türkoğ- lu'nun giysi, tbrahim Karahan'ın ışık tasa- nmlan çağdaş bir tiyatro anlayışını tamam- layan görsel görüntü çiziyorlar. Yenilik... Gerçek sanat eserini yenilikçi tutumu, seçimi, ter- cihi dolayısıylayadsımak, yadsıyabilmek olası mı? On dokuzuncu yüzyıltn sonlanna doğru Osman- Iı-Türk sanatı Batı kültürlerinin benimsenmiş oldu- ğu resimle özdeşlik kurdu. Osmanlı-Türk sanatı bir bakıma bazı yasaklan kınyordu. Dokunulmaz sa- nılmış kaideler silinip gitmekteydi. Anılarda yazık ki yeterince yer almamıştır. Batı- lı anlamda resim yapmış ilk sanatçılarımız kimbi- lir ne kadar yadırgandılar. (İlk aktörierimizden Ahmet Fehim'in tiyatro anı- lan yalnız Türk kadınlannın değil, gelenek baskısı- nın hüküm sürdüğü ortamda, Türk erkeğinin de ti- yatro sevdasından çile gömleği kuşandığına pek çok sayfasında işaret ediyor...) Malik Aksel, Mihri Müşfik Hanım'ın dönemin yetkili kişilerine başvurarak, 'kızlar' için bir güzel sanatlar okulu açılmasını talep edışini handiyse bir kahramanlık hikâyesi gibi anlatır. Kuşkusuz öyle yaşanmıştır, bir kahramanlık hi- kâyesidir. Mihri Müşfik Hanım: Unutulmuş öncü! Onun yaşamöyküsünden yola çıkarak ölü Bir Ke- lebek'i yazdığımda coşkularla dolup taşıyordum. İlk Müslüman TDrk kadın ressamının mücadelesi pek çok kişiyi, kadınları ve erkeklen, ne çok ilgi- lendirecek umudundaydım. ölü Bir Kelebek sahnelendi ama seyircinin ilgi- sini çekmedi. Kitabı yıllar yılı okur bekledi... Mihri Müşfik'in mücadeleyıllarında, bizderesım artık başka bir düzlemde konuşmaktaydı. İlk ressamlanmız o güne kadar sürüp gelmiş bir geleneği, soyutlamayı, simgelerle betimlemeyi, minyatürdeki anlayışı, halk resminin özgül çizirn- lerini bir anda unuttular mı? Belki bu soru bile yer- siz. Elbette unutmadılar. Elbette toptan birvazgeçiş söz konusu değildi. Ama yepyeni bir anlayışa yol alınıyordu. Malik Aksel, ilk ressamlanmızın 'yerii' olmak için fazladan özen göstermediklerini, zaten doğaçtan yerli kaldıklarını belirtir. O dönemlerde, sözgelimi ıstanbul'u yansıtmış yabancı ressamlar büyük öl- çüde egzotik arayışlan yansıtmışlar. Türk ressam- lar ise, yaşadıklan, bildikleri, duyumsadıklan ha- yatın kalıcı ıfadesini aramışlar. Ne var ki, döneminde, bir Hoca Ali Rıza epey tedirginlik uyandınyordu herhalde. Sanatseverler dışında, yaptığı resim, kamunun onayını kazana- mıyordu. 'Yazt-resim' bile irkiltici gelmiş önceleri. Üstte 're- sim' çiçekler, altta 'yazı' ibrik: Yadırganmış. İlk ressamlanmız muhakkak ki 'cemaat'ten sa- yılmadılar. Oysa bugün ancak o resimlerin aracılı- ğıyla, o resimlerin varlığı sayesinde bir dönemin renk- lerini, ruhunu yakalayabiliyoruz. Gelenekçi kimliğe hiç de denk düşmeyen bir anlayışı kılavuz edinmiş Hoca Ali Rıza ya da Mih- rik Müşfik, Nazmi Ziya, Namık Ismail şimdi çok yerii renkleri, sahneleri, tasvirteriyle heyecanlandı- nyorlar bizi. Oysa, yaptıklan 7ş' dolayısıyla, geçen yüzyılın başında garipsenmişlerdi. Avni LJfijMn poşadlannı derleyen albüme bakı- yorum: Mesela donuk bir ayışığı çarpılmış mezar taşla- nna ışıyor. Mesela Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesine bahar artık çok fılizî bir yeşertiyle çıkageliyor. Arkeoloji Müzesi önünde, taş merdivenin bitişi- ğinde çarşaflı iki genç hanım 'resim' yapıyortar. Laleli'ye akşam adeta beyaz bir alacayla iniyor. Bu eşsiz poşadlar yalnızca birtakım anlan sap- tamış taslaklar olarak kalmıyor; bir kentin bazı za- manlannı geleceğe armağan ediyor. Bu yenilikçi eserierden yoksun kalsaydık, bugün- kü hayatımız daha renksiz, yavan, kimliksiz olacak- tı. Ama yirmi birinci yüzyılın Türkiye'sinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün resmine saldıranlar mil- letın vekılı olabilıyor... Öneriler: 9 Ocak Cuma günü saat 13.00'te Bakırköy Be- lediye Tıyatrosu'nda FikretTerzi'nin Banş Orma- nında Yarış oyunu 1999 depreminde zarar gör- müş ailelere kurulan Beriköy için sahnelenecek. İyi kalpli çocuklara duyurulur... Bütent Ortaçgil Jazz Cafe'de Külrür Senisi - Bülent Ortaçgil yann saat 22.30'da Jazz Cafe'de müzikseverlerle buluşacak. Gecede sanatçıya gitarda Erkan Oğur. basta Gürol Ağırbaş, piyanoda Baki Duyarlar, davulda Cem Aksel eşlik edecekler. (0 212 245 05 16) AÇIKLAMA Oyun yazan Cuma Boynukara'nın telif haklan temsilcisi olan firmamız, yazann 'Talan" adlı oyununu sahnelemek isteyen Bizim Tıyatro'nun firmamızla oyunun sahnelenmesi konusunda telif sözleşmesi yapmaktan imtina etmesinden dolayı, kendilerine daha önce "telif sözleşmesi yapmak' koşuluyla verilmiş olan Önizin'i kaldırmak zorunda kalmıştır. Adı geçen tiyatro grubu, birkaç aydır bu oyun için prova yaptığıru, oyunun topluluklannca sahneleneceğini, basın aracılığıyla kamuoyuna da duyurmuştur. Aynca oyunun gösterimi için birçok yerle anlaşmalar yapılmış olduğuna ilişkin duyumlar abnış bulunmaktayız, Bu açıklama. üçüncü kişilere gelebilecek olası zaran önlemek amacıyla yapılmaktadır. TEM Yapım Ltd. T.Yıhnaz Öğöt BUGÜN • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ nde Borusan Kültür Merkezi'nin düzenlediği 19.00"da Fora Bahacıgil (kontrbas), Vedat Okumuş un (fagot) konseri. (0 212 292 06 55) • BÎLGİ ÜNtVERStTESt DOLAPDERE KAMPUSU'nda 14.30'da 'An Kovanmın Ruhu', 16.30'da'Güney', 19.00'da'Ay\a Ağacı Güneşi', 21.30'da 'TarafTütmak' fılmlennin gösterimi. (0 212 293 50 10)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear