Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2004 PAZARTESİ
HABERLER
Yargıtay Başkanı Ozkaya, Adalet Bakanı Çiçek'in yargıya yönelik tutumunu sert bir dille eleştirdi:
Dokunulmazlık savsaklanıyorANKARA (ANKA)-Yargıtay Baş-
kanı Erasian Ozkaya, Adalet Bakanı
Cemil Çiçek'in, milletvekilı dokunul-
mazlığının yargı dokunulmazhğıyla
beraber kaldınlması talebını sert bır
dılle eleştırerek Çiçek'in tutumunu
"dokunulmazhk konusunu savsak-
lamak" şeklinde değerlendirdı.
Işadamlannın hâkım ve savcılara
rüşvet verdiği iddiasıyla başlatılan
Neşter-2 operasyonu ile gözlerin çev-
rildiği Yargıtay Birinci Başkanı Öz-
kaya, dün atv'de yayımlanan "Anka-
ra'daSabah" programına kanldı. Ada-
let Bakanı'nın milletvekili dokunul-
mazlığının başta yargı olmak üzere di-
ğer dokunulmazlıklarla beraber kal-
dınlmasıyönündeki sözlerini değer-
lendiren Ozkaya, "MiDetvekflidoku-
SHÇEK'TE SÜRGÜN
AKP'den
sendikaaya
gözdağı
MUSTAFAÇAKIR
ANKARA - Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu'nda
(SHÇEK) görevden ahnanlann
yerlerine ilahiyat fakültesi
mezunlannın getirildiğini duyuran
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES) üyeleri dağıtıldı.
Görev yeri değiştirilen sendikacılar
arasında SES'in SHÇEK'teki resmi
işyeri temsilcisi Kubilay Gülbaz da
yer alıyor. SHÇEK'te yetkili sendika
olan SES, geçen günlerde hazırladığı
rapor ile kurumdaki kadrolaşmanın
ulaştığı boyutlan ortaya çıkarmıştı.
Raporda SHÇEK'te göreve
getirilenler arasında yer alan ilahiyat
fakültesi mezunlannın fazlalaştığına
dikkat çekilmişti. Raporun
kamuoyuna duyurulmasının ardından
kurumdaki sendikacılann da tayinleri
çıkarıldı. SHÇEK Genel
Müdürlüğü'nde doktor olarak görev
yapan SES işyeri temsilcisi Kubilay
Gülbaz geçici görevle Ankara
Süleyman Demirel Huzurevi'ne
gönderildi.
Genel müdürlükte doktor olarak
görev yapan Bülent Demirel Ankara
Saray Rehabilitasyon
Merkezi'ne, Nermin Çe\ik Ankara
Atatürk Çocuk Yuvası'na, genel
müdürlükte satın alma şefı olarak
görev yapan Ayten Yaycıh ile HaH
ıbrahim Ertürk Ankara tl
Müdürlüğü'ne tayin edildi.
SES'ten protesto
Gazi Kız Yetiştirme Yurdu'nda
sosyal hizmet uzmanı olarak görev
yapan sendikacı Hakan Erdoğan da
Gölbaşı'nda görevlendirildi.
Görev yeri değiştirilenlerin hepsinin
de sendika üyesi olması
dikkat çekti. SES Genel Başkanı
Ismail Hakkı TonıbuL SHÇEK'teki
sendika işyeri temsilcileri Kubilay
Gülbaz'ın "kendisiyle yapüğı
görüşmeier" gerekçe gösterilerek
görev yerinin değıştirildiğini söyledi.
Tombul, sendikaya yönelik
saldıralann son dönerhde arttığını,
ancak örgütlenmeye devam
edeceklerini bildirdi. Sendikaya
gözdağı verilmeye çalışıldığını dile
getiren Tombul, bu hafta içinde
SHÇEK Genel Müdürlüğü
önünde eylem yaparak
gelişmeleri protesto edeceklerini
dile getirdi.
• Yargıtay Başkanı Ozkaya, Neşter-2 operasyonunda Adalet Bakanı Çiçek'in
tutumunu anlatırken kamuoyunda "Bakan yönlendirdi" kuşkusunun ortaya çıktığını
belirterek "Bu nedir, bir baskı mıdır diye söyleniyor" dedi.
nulnıazlığının kaldınlmasryla yargı
bağımsızhğı arasında üişki kurmak
çeoşkidir" dedi. Milletvekili doku-
nulmazlığı ile kürsü dokunulmazlığı-
nın değil nispi dokunulrnazlıklann
kastedildiğıni söyleyen Ozkaya ko-
nuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizdedokunulmazlıklarbirzırhha-
Kne geldi. Bir kişi millerv ekiüiğine en-
gel bir suç işByor. Ama dokunamrvor-
sunuz. \lillet onu görüyor ve 'beni
temsil edemez' diyor. Vıcdanı yarah-
yorsunuz. Dokunulmazlık devam et-
sin ancak soruşturma başlanlması gi-
bi haüerde de soruşturma yapılabü-
meH, deliller kaybohnamah. Milletve-
kili dokunubnazhğının AB standart-
lanna nasıl çekileceğine karar veri-
Hrse tarüşıhr, en uygun çözüm getiri-
Br. MiDetvekili dokunulmazhğı ile hâ-
khn dokunuhnazlığmın bu şekOde bir
araya getirilmesi sadece çelişkknr."
Ozkaya. hâkım ve savcılann doku-
nulmazlıklanna yönelik eleştirilere
ise sert tepki gösterdi. Dokunulmaz-
hklann bulunmaması halinde, yargı-
nın esas işlerini bırakarak hâkım ve
savcılar hakkında yerli yersiz açıla-
cak binlerce dava ile uğraşmaya baş-
layacağını kaydeden Ozkaya, "Bune-
denle süzgeç konulmuşhır. Bu bir do-
kumıhnazhkdeğikiir'' dedi. Hâkım ve
sa\ cıların onurunu korumak ıçin an-
laşmalann bulunduğunu kaydeden
Ozkaya şu görüşleri dile getirdi:
"Eğer bu dokunulmazlık hâkim ve
savcrya çok görülüyorsa kakhnlabifir.
Milletvekili dokunubnazbğı ile bunla-
nn hiç alakası yok. Bu işi savsaldamak-
tan ibarettir. Milletvekili dokunuhnaz-
lıgı örnekolarak hukukdevkti norm-
larma çeküsin, diğerleri de peşi sıra gel-
sin. Bunu \apacak yine MecKs'tir."
Ozkaya, Neşter-2 operasyonunun
başlangıç sürecını anlatarak kamu-
oyununyönlendirildiğinı de savundu.
Ozkaya, "Bakanyargıyıizleyin diyor.
Bütün her şeyi kamuoyunun dikkati-
ni beffi bir noktaya çeviriyor. Sonra da
operasyon çıkryor. Bunlar arka arka-
yagelen bir süreç olarak ortaya çıkn-
ğı için bu bir 'tesadüf değıldır' diye
kesin bir kanı olarak söylemiyorum.
Ancak böyle bir kuşku oluyor. 'Bu
nedir, Bırbaskı mıdır' diyesöyleniyor"
şeklinde konuşru.
Ozkaya, hâkim ve savcılann mali
durumlannın fevkalade bozuk olduğu-
nu söyledi. Yürütme ve yasama organ-
lannın adeta yargıyı boğduğunu söy-
leyen Ozkaya, bir milletvekilinin öde-
neklen ve yollukları hancinde aldığı ma-
aşla hâkim ve savcınm aldığı maaşın kar-
şdaşnnlamayacağını kaydetti.
Tolon:Laflar bıdu
yoüardakaytyor
Ege Ordu Komutam Orgeneral
Hurşit Tolon, dün tzmir'in Torbah
flçesine bağh Karaot köyünde
yapılan yardnn ve destek
faalrvetlerinin tamamlanması
nedeniyle düzenlenen törene katıidL
Tolon, geçen hafta Karaburun'un
Eylenhoca köyünde yaptiğı
konuşmayia Qgili tepkiler konusunda
gazetecilerin görüşlerini sorması
üzerine, "Bu konuda Genelknrmay
Başkanhğı gerekh" açıklamalan yapü.
Ben bir şey söylemek istemiyorum"
dedL Orgeneral Tolon, köylülerm,
konuşmasnun gazeteciler tarafindan
çarpiüldığı yönündeki sözJerini ise,
"Bnradaki muhabir arkadaşlar
görevini yapıyor. Ne varsa onu
aktaruiar. Laflar eğrüiyorsa yolda
eğrihr, virajlardan doiayı. Bazen
laflar buzlu yollarda da kayar" diye
yanıtiadı. (Fotoğraf: AA)
î
Okul satışlanna karşı tepkileri 'Komünizmi yaşatma çabası' diye nitelendirdi
Çelik, kadrolaşmayı savunduGURSU KUNT/ESRA AÇIKGÖZ
ANTALYA - Milli Eğıtim Baka-
nı Hüseyin Çeik hükümetın mıllı eğı-
timde kadrolaşmadığını savunur-
ken okul satışlanna yönelik tepki-
leri komünizmi yaşatma çabası ola-
rak değerlendirdı. Özel okul yetki-
lileri ve özel okul kurmayı düşü-
nenlere 'açık çek' verdığını belır-
ten Çelik, "Miîli Eğitim bürokrasi-
si önünüze taş koyar, bürokratik en-
geDerle karşınıza çıkar, sizi çıkma-
za sokar, işlerinizi kolaylaşnrmak
yerinezorlaştınr ise o bürokrasi o şe-
kilde kalmaz, o bürokrat da oturdu-
ğu kolrukta oturamaz. İsterse CHP
Genel Başkanı 'Meclis'te 5 bin ke-
re kadrolaşma vardır' desin hiç umu-
rumda değü" dedi.
Antaryadadüzenlenen Özel Okul-
• Milli Eğitim Bakanı Çelik, "İsterse CHP Genel Başkanı,
Meclis'te 5 bin kere 'kadrolaşma vardır' desin hiç
umrumda değil" diye konuştu.
lar ve Eğitim Yönetimı Sempozyu-
mu'na katılan Bakan Çelik, hükü-
metin özel okullara destek verdiği-
ni belirterek bunun devletin üzerin-
den önemli bu- yükün kalkması an-
lamına geldiğinı söyledi "Devlet,
özel aynmcıhğı, x okul,y okul aynm-
cıhğı bölücülüğün ta kendisidir" di-
yen Çelik şunlan söyledi:
"Biz okul saüşını gündeme getir-
dik.' Satılık vatan' dediler. Statüko-
cu zihniyet ve son komünist anlayış,
komünizmi yaşatma çabasmda. Ge-
leceği görecek basiretinizyoksa, hiç-
bir sorunu çözemezsiniz. Bir Uköğ-
retim müfettişi, devletokuDarma na-
sıl yaklaşıyorsa özel okullara da öy-
leyaldaşmah. Atatürk resmrvie. genç-
liğe Hitabe arasında 4J5 santimetre
olacak dne, ehne cetveJ ahp ölçme-
melL Türkiye'de, Cumhuriyet, Ata-
türkçülük, laiklik elden gidiyor di-
ye yaygara kopanhyor. Elden girü-
ği falan yok."
"Cumhuriyetin en büyüksahibi bi-
ziz. Cumhuriyet bizim programt-
mızda \ar. Ama Cumhuriyet tek ba-
şma bize yetmez'' ifadelerini kulla-
nan Çelik, "Bizim Cumhuriyeti, de-
mokrasi\1etaçlandn*mamızlaznn.O
jiızden özel okullan teş\ik ediyo-
ruz. Birileri biraz da devlet okuîla-
nna bak diyor. Buna kargalar güler.
Özel okullann genel içindeki payı,
yüzde 20'Iere çıkanlırsa, devletin
sırtındaki yük azahr. Ne derslik, ne
öğretmen açığı kalır. Sosyaüstlik adı-
na buna karşı çıkanlar, fakir fuka-
ra öğrenciye haksızlık ediyor" dedi.
"Bir kurs açılacak, heryerden izin
gerekiyor. Davııl tozu, Hz. Isa'ıun
nefesi isteniyor" diye konuşan Çe-
lik, sözlennı şöyle sürdürdü:
"Özel okullara bakan şaşı anlayış,
vakıf üniversitelerine de avm bakı-
yor. TED Koleji, sınarvla maddi du-
rumu yetersiz ama başanlı öğrenci-
leri burslu eğiteceklerini söyledi.
Tüm ülere bunu yazdık. Bir ilin nıü-
dürü, iümizde bö>1e bir öğrenci yok-
tur dedL O müdürii ertesi gün gö-
revdenaktan. Bunu sosyalistkafaya-
pıyor."
Başbakan
Erdoğan'a
duble yol
şoku
ANKARA (ANKA) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'm en önemli
vaadi olan ve AKP'nm en parlak
proje olarak sundugu "15 bin
kilometre duble yolda" sürpriz bir
gelışme vaşandı. Erdoğan'ın
ısrarlanna karşın bürokratlann.
" Yapögımız inceleme ve fizibUitelere
göre Türkiye'de duble yol yapılacak
15 bin kilometrelik güzergâh
buhınmuyor. Duble yol güzergâhı taş
çaüasa 9 bin kilometre" şeklındekı
itirazlan üzenne acil eylem planının
re\ize edihnesinde sorun çıktı. 15
bin kilometre duble yol projesi,
Başbakan Erdoğan ile hükümetinin
kendi atadığı bürokratlan karşı
karşıya getirdi. Erbakan, AKP
hükümetince açıklanan acil eylem
planının yeniden gözden geçirilmesi
suasında en gözde projesi olan duble
yol konusunda bürokratlann
direnişiyle karşılaştı. Duble yol
projesinin bilimsel bir inceleme
yapıhnadan acil eylem planına
aluıdığını belirten bürokratlarca
proje, "KarayoDan uzmanlanyla
yapordığımız inceleme ve
fızibüıtelere göre Türkiye'de
kriterlere uygun duble yol yapılacak
15 bin kilometrehk güzergâh
buhınmuyor. Yapılan incelemelere
göre duble yol yapılacak güzergâh
uzunhığu taş çaüasa en fazla 9 bin
küometreyi bulabiür. Bu nedenle
duble yol projesi bu hesaba göre
yeniden ele alınmahdn-" diye
eleştirüdi. Bürokratlar, Türkiye'de şu
ana kadar yapılan 1600 kilometrelik
duble yolun çok kalitesiz "asfalt
kaplama" olarak yapıldığı
eleştirisini de yönelttiler.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
ttiraf edeyim bizim evde Popstar ya-
nşmasını merakla izliyoruz. Bu izle-
yişimize, birtakım misyonlar yükle-
mek istemiyorum. Kamuoyunun gün-
demine bu kadar gelmiş biryanşma-
yı, artık iyice tanıdığımız yanşmacı-
lann başansını merak ettiğimiz için iz-
liyoruz. Bir futbol maçını izler gibi ya-
rışmacılan biz de değerlendiriyor, fa-
vorilerimizi seçiyor ve kazanmasını is-
tiyoruz. Hattason gün, Firdevs'eoy
verelim diye ailece bir karar aldık.
Geniş kitlelerin ilgisini çeken dizi-
ler, yarışmalar bir yönüyle baktığınız
zaman tam anlamıyla bir kâbus. Bir
kere başlayıp izleyici sayısı da yük-
sek olunca, bunlann ardı arkası ke-
silmiyor. Bütün kanallarbirbirini izle-
yip aynı formatta programlar yapma-
ya başlıyorlar ve işin suyunu çıkan-
yoriar. Insanı bıktınp izleme oranı dü-
şene kadar bunlardan kurtulmak
mümkün olmuyor.
Muhtemelen Popstar yarışması da
benzer bir yol izleyecek. Biri bitecek
Popstar Yanşması Felaket mi?
biri başlayacak. Diğer kanallar da
bunlara öykünüp yarışmalar düzen-
leyecek. Bildiğimiz karabasan üzeri-
mize üzerimizĞ gelecek. Bütün bun-
lar gerçeğın bir yanı.
Bir başka yanı ise toplumsal ger-
çekliğimiz. Ya da dünyanın gerçekli-
ği. Çünkü bu yarışmalar yalnızca biz-
de yapılmıyor, başka ülkelerde başa-
rı kazanan programlar bize de ithal
ediliyor. Bu anlamda da küresellikten
söz edebiliriz. İşin ilginç tarafı, dün-
yanın hemen tamamı benzer nitelik-
te programları hemen hemen aynı il-
giyle izliyor. Daha önce Brezilya di-
zileri vardı. Onu "Kim 500 Milyar Is-
ter" yarışmalan izledi. Ardından "Bi-
ri Bizi Gözetliyor" geldi. Son keşif ise
Popstar yarışması.
Popstar yanşması izleme rekorla-
rı kınyor. Yani toplumun hemen her
kesimi bu yanşmayı büyük bir merak-
la izliyor. 0 zaman, buradaki sorun ne?
TV'de izleyici bulabilmek günümü-
zün en önemli toplumsal olayı halin-
de. Çünkü TV'de çok izleyici bulan
bir program, neredeyse gündemi be-
lirleyecek etki yapıyor. Reklamlar bu
programlann içine yerleşiyor, büyük
paralar buradan kazanıhyor.
Popstar yarışması neden bütün
toplumun ilgisini çekiyor? Bunu yo-
rumlamak belki de psikologlann, top-
lumbilimcilerin işi. Ancak, bu aynı za-
manda bir gerçeklik. Neden böyle
konulara ilgi gösteriliyor? Popstar
yarışmasında bizJeri de içine çeken
nasıl bircazibe bulunuyor? Bunlan da
konuşmalıyız.
Bazı arkadaşlarım, bizim bu yanş-
mayı izlememizi küçümseyerek ve
tepkiyte karşılıyorlar. Belki de haklı-
lar. Ancak birçok konuda toplumsal
beğeniyle aynı paralelde olmayan
bizler neden böyle bir yanşmada ay-
nı tepkileri gösteriyoruz? Aynı şey
bazı diziler için de geçerli. Örneğin
"Asmalı Konak"\ biz izlemedik, ama
birçok arkadaşımızın ızlediğini bili-
yoruz. Onlar da genel eğilim içine gir-
mişlerdi. Şimdi "Vizontele Tuuba"
vizyona girdi. Geçen sefer 3 milyon-
dan fazla insanın izlediği Vızontele'yi
bu kez daha fazla insan seyredebi-
lir. Yanı yine genel ortalama ile, oku-
muş yazmışlar aynı paydada buluşa-
bilirler. Benzer bir durumu futbol tut-
kusunda da yaşamıyor muyuz? Her
kesimden insanın Fenerbahçeli, Be-
şiktaşlı, Galatasaraylı, Trabzonspor-
lu, Diyarbakırsporlu olarak maçlarda
ortak tepkiler gösterdiğine tanık ol-
muyor muyuz? Hatta, bir Fenerbah-
çeli olarak bazı Fenerbahçe maçla-
nnda bazı yazar ve gazeteci arka-
daşlarımın gösterdiği aşın ve yer yer
ilkel sayılacak tepkilere tanık olduğum-
da şaşınyorum. Birçok zaman den-
geli olarak tanıdığımız insanlar tri-
bünlere girdikleri andan itibaren baş-
ka bir havaya giriyoriar.
Popstar'da da bir maç havası ol-
duğunu söyleyemez miyiz? Favorile-
rimiz var, tuttuğumuz insanlar var.
Onlann kazanmasını istiyoruz ve he-
yecan duyuyoruz. Belki de bizi bu
yanşma heyecanı etkiliyor. Yalnız ya-
nşmacılar değil, jüri üyeleri de artık
evimizin bir parçası haline geldiler.
Onları da izleyip değerlendiriyoruz.
Sonuç olarak Popstar yanşmasını
izlemenin bir felaket olduğunu dü-
şünmüyorum. Bunlann giderek birer
karabasan haline dönüşeceğini tah-
min ediyorum. Fakat, yapacak çok da
fazla bir şey yok. Izleyeceğiz, tartışa-
cağız. Bir süre sonra da izlemeyi bı-
rakıp tepki göstereceğiz. TV'lerin ya-
şamımıza egemen olduğu bir dö-
nemden geçiyoruz. Popstar yarış-
ması da bu gerçekliğin bir parçası.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Popstaria Topstar
Arasında Gezerken...
Eğlence, merak, dedikodu, çekişme...
Sevinçler, üzüntüler, duygular, gözyaşlan...
Kaybedenlerin yükselişi, tutunamayanlann tah-
ta çıkması.
Popstar yanşması bunlan ne güzel de sağlıyor.
Bir umut yanşmasıdır bu, bir meydan okuma.
Tahsilim de yok, ÖSS'yi de kazanmadım ama iş-
te BURADAYIM.
Daha dün bayanlann saçını yapıyordum, bugün
kraliçeyim.
Dün katildim, bugün kralım.
Fırdevs'ler, Bayhan'lar, Abidin'ler, Banş'lar, Ev-
ren'ler.
Kaybeden kazanıyor, kazanan kaybediyor.
Televizyon başındakiler kendini kaptırmış izliyor.
Taraf tutuyor, seviniyor, üzülüyor, cep telefonu-
na sanlıyor, mesaj çekiyor.
Oy veriyor, adayını belirliyor, kazanmasını istiyor.
Haftada 800 bin kişi oy kullanıyor, her oy için 390
bin lira harcanıyor.
Bir haftada 240 bin dolar D kanalı, Turkcell, Ma-
liye arasında bölünüyor.
Olsun. Feda olsun. Eğleniyoruz, merakımız var,
dedikodu yapıyoruz.
Onun şusunu öğreniyoruz, bunun busunu öğ-
reniyoruz, nelerde neler...
Sırada yeni kanallann yeni yanşmalan var, ha-
zırlanıyor.
Sıkılana Topstar gösterileri var. Futbol var, defi-
leler var, neler de neler...
Hele futbol, hele futbol, ne güzel Topstar'dır o.
Aman da aman, Mualla oh ne âlâ...
• • •
Sahi, bu arada 'yerel seçimler' vardı değil mi?
Ne dersinız, bu yarışmalar kadar ilgi görür mü?
Sanmıyorsunuz, haklısınız.
Bazı gazete başlıklan da şu haberieri veriyordu:
CUMHURİYET: 'TÜBlTAK'ta deprem'(21 Ocak
2004) "Kurumun başkan yardımcılan, hükümetın
'hukuk ve etiğe aykın' tutumunu protesto ederek
istifa en*/."
MİLLJYET: 'BombacınınDersProgramı'İ^A Ocak
2004)
"Istanbulda 'ki saldınlar sonrası yakalanan üç
militan Afganistan 'da elektrik bile olmayan kamp-
ta 450 Türk'ün nasıl eğitildiğini anlattı."
RADİKAL: 'YÖK reformunda uzlaşma çıkmıyor'
(21 Ocak 2004)
"Zaman azaldı, üniversite cephesi kanşık."
CUMHURlYETin başlıklan her gün çok önemli
konulan birbiri ardından manşete taşıyor. Neşter
operasyonu yargıdaki yolsuzluklan ortaya çıkarma-
yı mı, yoksa yargıya baskı yapmayı mı hedefliyor?
IMF ek önlemler istiyor; vergi ve zamlar yolda.
Kıbns konusunda Avrupa Biriiği bastırıyor.
Bu arada belediye seçimlerinde AKP iktidan
kendi kazanımına yönelik değişiklıkler yapıyor.
AKP'nin partizan kadrolaşması bütün hızıyla de-
vam ediyor.
Bill Clinton Cidde'de Islam ülkeleri temsilcile-
rıne uygariık dersi veriyor. Pakistan Cumhurbaş-
kanı'nın eşi Sehba Müşerref, AKP'li bakan eşle-
nne, "Kadınlann başlannı örtmesi gericiliktir" di-
yor, başı örtülü bakan eşleri de dinliyoriar.
"Diyanet'in koyunu, sonra çıkar oyunu" başlık-
lı haberinde Radikal gazetesi, "vatandaşlann 'Kur-
banımı kes, etlerini fakirlere dağıt' diye para ver-
diği Diyanet Başkanhğı 'nın etleri dağıtmak yerine
sattığının" haberini veriyor (22 Ocak 2004).
• • •
Olsun, feda olsun. Bunlardan bize ne? Biz ya-
rışmamıza bakalım.
Bu haberier insanın canını sıkıyor, bize ne canım?
Bakalım bu akşam ne olacak? Ben Firdevs diyo-
rum.
Sen ne duruyorsun kızım, ben Şen Kanal'ın aç-
tığı yeni yanşmaya giricem.
Şen Kanal mı? Qyle kanal mı var?
Var tabii, yeni kanal. Sırf eğlence. Sırf yanşma.
Katıl kazan.
Şu yanşma için ne istiyorlar? lyi bir fotoğraf çek-
tireyim de...
e-mail:erdalatak@superonljne.com
Faks:0 212 513 90 98
iki yöneticiden haber yok
DEHAPHan
'kayıp 'protestosu
DİYARBAKIR
(CumhuriyetBürosu) -
Şırnak'ın Silopi ilçe-
sinde25 Ocak 2001 gü-
nü jandarma karakolu-
na girdikten sonra bir
daha kendilerinden ha-
ber alınamayan HA-
DEP yöneticileri Ebu-
bekir Deniz ve Serdar
Tanış'ın kaybolması
dün Diyarbakır'da pro-
testo edildi.
Istasyon Meyda-
nı'nda toplanan yakla-
şık 100 kişi sık sık
"Suçhılarbulunsun, he-
sap sorulsun" slogan-
lan attı. Basm açıkla-
ması yapan DEHAP
Diyarbakır ll Başkanve-
kili Mustafa Karahan,
Tanış ve Deniz'in bu-
lunması için araştırma
komisyonu kurulması-
na karşın halen bir so-
nuç ahnamadığını
anımsattı.
Bölgede çatışmala-
nn sürdüğü 15 yıl bo-
yunca Tanış ve Deniz
gibi yüzlerce kişinin
kaybolduğunu vurgu-
layan Karahan şunlan
söyledi:
"Çaüşmalarda yüz-
lerce insan faili mechul
cinavetkre kurban git-
ti, nice acılar yaşandı.
Eğer toplumsal barış
diyor ve geçmişimizle
yüzleşmek tsthorsakza-
man geçhmeden haki-
katleri araşürmak için
komisvon kurmah ger-
çekleri su yüzüneçıkar-
mahyız. Kayıp ve faili
meçhul cinayet sorum-
hılan bulunmalı yargı
önüne çıkanhp hesap
sonümah."
Karahan, Tanış ve
Deniz'in akıbetleri hak-
kında bilgi alınıncaya
kadar eylemlerini sür-
dürececeklerini de be-
lirtti.
Istasyon Meyda-
m'nda geniş güvenlik
önlemleri alınırken
alanda toplananların
kimlikleri ve kendileri
tek tek polis kamera-
sıyla kaydedildi.