02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S/TA CUMHURİYET 25 OCAK 2004 PAZAR HABERLER I'UINYADABUGUN SİRMEN Mumcu'dan Nsler Öğpendik? övgili, EJ hafta sonu, cumadan başlayarak, Ankara'da daaktim. Öncetoirkonuşmaya,sonra Uğur Mum- cu'u anma etkf nliklerine katılacak, onun okulu Barpelievler Deneme Lisesi'nin artkgelenekselleş- mişroplantısına Konuşmacı darak katılacaktım. Crnadı. lstanb«jl kara değil, toplumsal hamaka- ta (pneticilerimizr de onun üriJnüdür) teslim olun- ca, Mikara'ya uçsmadım. Eter bugün orada olsaydırn, şunlan söylemeye çalısacaktım: Ujur Mumcu c>leli 11 yıl oldu. Ama o hâlâ gün- cel, lâlâ okunuyor, hâlâ tartışılıyor. G*çenlerde bir~i, Uğur'un döneminin geçtiğini, artı(< müzedeki yerini afması gerektiğini söytüyor- du. Kr/amet koptu, bir sürü yanıt geldi. Be~ı ise kerizmanın karizmaya duyduğu kin ve kıs- kandığın ifadesi olan bu yazıyı doğal buldum. Toolumun içinde bulunduğu duruma bakınca, hertesin ve özellikJe egemenlerleyalakalannın Uğur Mumcu'yu sevmeleri, onu örnek almalan beklene- rnez BLyüzden yazının içtenliği hoşumagitti. Karan- lıktar medet umanlann aydınlığa tabii ki taham- mülleri yoktur. • • • Biz bu gibi tartışmalara düşmeden, övgü ile ya- kınmanın kısırdör>güsünün kapanına kısılmadan; biçerni, araştırmaoılığı, kaleminin ustalığı kadarya- şamın heralanındaki duruşu ile deörnek olan Uğur Mumcu'dan alınacak derslerin neler olduğuna ba- kalım ki hâlâ yararlan ve etkisi süren biryaşamdan maksimum toplumsal faydayı çıkaralım. Uğjr Mumcu'dan çıkanlacak birinci ders, dü- şünceleriyle yaşamın her alanındaki duruş arasın- da bir uyum ve kcnşutluk sağlamaktır. Böylece kişinin inandıncılığı, düşüncesinin peşin- den başkalannı da sürükleyebılme gücü artıyor. Toplumsal kazanımlann bir kez elde edilip, üze- rine yatılıp uyunacak şeyler olmadığının, o değer- lerin sürekli korunrnası için uğraş verilmemesi ha- linde bunlan yitirrrvenin kaçınılmazlığının Uğur far- kındaydı. Bu yüzdendir ki hem kendisi bu savaşı- mı veriyor hem de hıerkesi aynı çaba yönünde güç- lerini birleştirmeye çağınyordu. Bu konuda Murncu'nun yaşamından yeteri ka- dar geniş kitleler, yeterince ders çıkarmıştır dersek, yanlış konuşmuş oluruz. Ama bugün içinde bulunduğumuz durumu aş- mamız, hıç değilse bundan böyle gerekli dersi çı- karmamız ile mümkün olabilecektir. • • • Olaylan algılarken ve irdelerken, ayağını kendi toprağına basmak ve dünyaya tutarlı bir görüşün gözlüğü ile bakmak Uğur'un önemli özelliklerinden biriydi. Onu banş yanlısı kılan da buydu. Soyut ıdeolo- jik bir banş ideolojisi değil. Şu anda yaşamakta olduğumuz, olumsuz etki- lerini hissettiğimiz, böyle giderse yakın gelecekte daha da çok hissedeceğimiz, Irak Savaşı'nın pro- vası olan Körfez Savaşı sırasında Uğur'un yazdığı yazjlar, olaya yaklaşırnı bugüne ışık tutacak, doğ- ru yaklaşım için yol gösterecek saptama ve değer- lendirmelerle doludur. Türkiye gibi ülkelerde, ulusal çakann kalmadığı yıl- lardır söylenir. Uğur Mumcu bütün yazılannda bu görüşün yanlışlığını kanrtlanyla anlattı. Bütün dün- yanın çıkariannın "bûyük patronun çıkanyla bağ- daştığı" fikrinin yanlışlannı olaylarla ortaya koydu. Herhalde buradan da çıkaracak bir ders olsa ge- rek. Yine 1. Körfez Savaşı sırasında Uğur, yazılann- da, Türkiye gibi bir ülkenin kendi ulusal çıkarını "Süper Güç"ün yayılma savaşına endekslemesi- nin yanlışlığını vurguladı. Türkiye'de kamuoyu yoklamalan, çoğunluğun bu görüşü anladığı, gerekli dersi çıkardığını, resmi politika ise siyasi iktidann sahiplerinin bu noktadan çok uzakta olduğunu gösteriyor. Nihayet, dış politika ile iç politikaarasında biray- nm olmadığını, ikisinin son derecede iç içe girmiş durumda, birbirierinin uzantılan konumundaolduk- lannı Uğur Mumcu çok yazdı. Buradan çıkanlacak ders konusunda, Bahçeliev- ler Deneme Lisesi'nin bu yılki toplantısının konuş- macısı, Uğur'un dürüst ve araştırmacı gazetecilik ilkesini kendisineşiar edinmiş, son olarakda bu doğ- rultuda, "Sivil Darbe ve Irak Savaşlan" adlı yapı- tyla iç politika-dış politika bağlantısını çok güzel or- taya koymuş olan dostum Fikret Bila'nın söyleye- cek çok şeyi olduğunu sanıyorum. Keşke çok daha geniş kitleler bu konuşmayı din- leyip gerekli sonucu çıfcarma olanağını bulabilmiş olsalardı. Evet, ölümünün 11. ynlında, Uğur Mumcu'yu ağıt ve övgüyledeğil, çünkü ikisine de ihtiyacı yok, onun yazılanndan ve yaşamından çıkanlacak dersleri iyi anlamaya çalışarak analım. Ve ölümünün 11. yılın><Ja Uğur Mumcu'nun ardın- dan gözyaşı dökmeyelim. Çünkü her yaşam eni rıde sonunda biter. Ağlana- cak olanlar. yalnızca boşa geçmiş olanlardır. Yıllar sonra bile bize, olaylara sağlıklı bakışımıza yardımcı olarak yol gösterenler ise olsa olsa alkış- laıia anılırlar. ErdoğaıTdan memıırlara uyarı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan. kamu knrum ve kuruluşlannın yurttaşlann şikâyet ve rahatsızlıklanna ilişkin «ülekçe ile yaptığı başvTirulanna yanıt •verilmesinu istedi. Erdoğan, dün yayımladığı genelgede devlet ile toplum arasındaki bağlann daha güçlü hale getirilmesi için halkın talep ve beklentılerine azami diLzeyde yanıt verilmesini isiedi. Bu konuda bir yasa çıkanldığına da dikkat çeken Erdoğan, yurttaşlann talep ve fcaşvurulam yanıtlanmaması halinde disiplin ve ceza işlemleri uygulanaxağı uyansında bulundu. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, 'siyasallaşma' tartışmalannı değerlendirdi 'Mahkeme elegeçirilemez' Anayasa Mahkemesi Başkanvekili HaşünKınç. Bornova'da miting İLHANTAŞCI ANKARA - Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç. hiçbir siyasi parti ve kişinin düşünceleri- ne göre hareket etmedikle- rini belirterek "tktidara, mu- halefete ve bütün partilere eşituzakhktayız" dedı. tktı- dar ve muhalefetin kim ol- duğunun Yüksek Mahke- me'yi ilgilendirmediğini kaydeden Kılıç. ıktıdarla "el eleverdikleri ve anlaşüklarT ıddialannın gerçeği yansıt- madığını savundu. Kılıç, mahkemenin yapısal deği- şikliğine ilişkin çahşmanın, bugünkü Meclis yapısına ba- • TBMM'nin, Anayasa Mahkemesi'nin oluşturulacak 17 kişilik kuruluna 4 üyeyi seçmesinden endişe duyulmaması gerektiğini savunan Kılıç, iktidarla 'el ele verdikleri ve anlaştıklan' iddialannın gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bütün partilere eşit mesafede olduklannı söyleyen Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin yapısına ilişkin çahşmanın geçmiş hükümet döneminde başladığını belirtti. kılarak hazırlanmadığını söyledi. 'YedekJer boş otunıyor' Haşim Kılıç, hazırladık- lan taslakla anayasa yapmış olmadıklannı, yalnızca bir öneri getirdiklerini söyledi. Çahşmanın geçmiş hükü- met döneminde başladığını belirten Kılıç, yedek üyele- ri asıl yapmak istemelerinin nedenini "Öteden beri ye- dekler boş otunıyor. Arka- daşlan da çahşmalara katma amaçlanıyor*' diyerek açık- ladı. TBMM'nin, Anayasa Mahkemesi'nin oluşturula- cak 17 kişilik kuruluna 4 üyeyi seçmesinden endişe duyulmaması gerektiğini sa- vunan Kılıç, "Mechs'in bu arkadaşlan görevden alnıa >etkisi olsa,çabşmalan sıra- sında üzerinde bir yetidye sahip olsa baskı ve korkuy- la farkh düşünülebiKr, endi- şelenilebiUr. Ancak, seçilen arkadaşlarm MecBs'le hiç- bir bağı kalmavacak ki* dı- ye konuştu. 'İktidar bizi bağlamaz' Kılıç, bugünkü iktidar ve Meclis'in yapısına bakıla- rak siyasallaşma sonucuna vanlmasının yanlış olduğu- nu belirtti. 'Kölelik yasasına hayır' • Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı Bornova'da yapılan mitingle protesto edildi. "Sözleşmelipersonel olmayacağız', 'Reform değil aldatmaca' sloganlannın atıldığı mitingde tasannın uluslararası sermaye çevreleri tarafından dayatıldığı vurgulandı. SAADET USLU tZMİR- AKPnin reform adı altında hazırladığı Kamu Yönetımı Temel Yasa Tasansı, sendıkalar, siyasi partiler, meslek odalan ve yurttaşlar tarafından Bornova'da gerçekleştirilen mitingle protesto edildi. DtSK, KESK, TMMOB, Izmir Tabip Odası öncülüğünde CHP, ÖDP, EMEP, SHP, DEHAP, ÖTP, SES, DSİP ve SDP'nın yanı sıra yurttaşlann yoğun katılımıyla yapılan mitingde "Kölelik yasasına hayır" sloganlan atıldı. Çevre ıl ve ilçelerden de mitinge katılım oldu. Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısf na karşı yapılan miting öncesinde metro son durağında toplanan yurttaşlar Bornova Cumhunyet Meydanı'na doğru yürüyüşe geçh. "Sözleşmeli personeJ obn^.acağu'". "Reform değil aMatmaca", M Sevk ocağı değil, sağuk ocağı istiyoruz" pankartlan taşıyan yoğun kalabalık, sık sık "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganlan attı. Yol boyunca yurttaşlann da alkışlarla desteklediği uzun yürüyüşün ardından Cumhuriyet Alanı'nda toplanıldı. KESK Genel Başkanı Sami EvTen, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, TMMOB Genel Başkanı Kaya Güvenç ve Izmir Tabip Odası Başkanı Fatih Sürenkök tasanya karşı görüşlerini dıle getirdi. Burada yapılan açıklamalarda tasannın uluslararası sermaye çevreleri tarafindan Türkiye'ye dayatıldığı vurgulandı. Konuşmalarda şu görüşlere yer verildi: "FMF bağımlısı ve sermaye yanhsı hükümeder, yıllardır benimsedikleri yoksulhık politikalany la halkın ve emekçilerin karşısuıda oldular. AKP hükümeti de ülke kavnaklannın talan edilmesine göz \iunuyor. Kamu hizmetleri özelleştirilmek isteniyor. TÜPRAŞ, TEKEL gibi zenginliklerimiz saühnak istenrvor. Sonra sıra okullanmıza, hastanelerimize gelecek. En temel kamu hizmetleri parah olacak. Kamu emekçileri, sözleşmeli çahşünlarak iş güvenceleri ellerinden alınacak Buna izin vermemek için sonuna kadar direneceğiz.*' 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN ^P/l KflR Haşim Kılıç, iktidar ve muhalefetin kim olduğunun Yüksek Mahkeme'yi ilgi- lendirmediğini kaydederek "Bİ7 mahkemenin nasıl ça- hşması gerektiği ve çağdaş anayasa yargısmı nasıl yaka- layacağımız konusunu dü- şünüyoruz" dedi. 'Siyasalaşma endişesi yersiz' TBMM'den mahkemeye üye seçilmesi nedeniyle si- yasallaşacağı endişesinin yersiz olduğunu savunan Kı- lıç, şöyle konuştu: "Sayın Baykal'm ifade et- tiği gibi 'Mahkeme siyasal- laşıyor. mahkemeyı ele ge- çiriyorlar' gibishasaldeğer- İendirmeyiyanhş buhıyoruz. Şundan doİavı yanhş diyebi- tir, eleştirebilir. Bu eleştirisi- ni bihnı vedoktrinel çerçeve- de her zaman >apabüir. Bu- nu biz saygıyla karşılanz. Ama sanld iktidarla görüşü- lüpanlaşdnıtşgflji yansıûbna- sıdoğru degiL iktidarla elele verihnişlik katiyen veasla ol- madı." 'Bütün partilere eşit uzakhktayız' Anayasa Mahkemesi Baş- kanvekili Haşim Kılıç, hiç- bir siyasi parti ve kişinin dü- şünceleriyle hareket etme- diklerini kaydederek "tkti- dara, muhalefete ve bütün partilere eşit uzakhktayız" dedi. Haşim Kılıç, fiziki koşul- lan iyileştirmek üzere Dev- let Mahallesi'nde 16 dönüm- lük arazinin mahkeme adı- na tescillendiğini bildirirken bu yılki bütçeye 1.5 trilyon liralık proje parası konuldu- ğunu söyledi. Değişiklikle- rin gerçekleşmesi durumun- da mevcut binanın yeterli ol- mayacağım bildiklerini an- latan Kılıç, "Şu an bile yet- mij'or. Gelecek50 \ıhn mah- kemesinin nasıl olması ge- rektiğinin peşindeyiz" dedi. TTB Başkanı Füsun Sayek'ten Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'na tepki 'Kamu hizmetleıi hak olmaktan çıkıyor 9 ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk Tabipleri Birliğı Mer- kez Konseyi (TTB) Başkanı Dr. Füsun Sayek, Kamu Yönetimi Te- mel Yasa Tasansf nın sağlık baş- ta olmak üzere tüm kamu hızmet- lermi hak olmaktan çı- kardığını belirterek "Tasannın yasalaşma- ması için Türkiye ça- pmda, yasal çerçevede efimizden geteniyapaca- ğız. Mesleğinıizi ve top- hunsalgeleceğiınizi bü- tünüyle karartacak bu tasamı kabul etmiyo- ruz" dıye konuştu. Sayek. tasan ile sağ- lık kurumlannın "tica- rethaneye", ülkenin '^azara", devletin "şir- kete", yurttaşlann da "müşteriv'e" dönüştü- rüldüğüne dikkat çeke- rek, insanı önceleyen herkesımle birlikte yü- rütecekleri faalıyetler sonucun- da tasannın yasalaşmayacağına işaret etti. Tasanyı hazırlayanlann "re- form" adı altında halkı mağdur edecekleri bir sisteme kılıf uy- durmaya çalıştıklannı ifade eden Sayek, tasan ile hekimler dahil tüm kamu çalışanlannın iş gü- vencesi ve örgütlerinin yok edi- leceğini söyledi. Sağlığın alınıp satılan bir "me- KESK ÜYELERİ DlYARBAKIR'DA EYLEM YAPTI ' Yoksulluğa mahkûm ediliyoruz' Dl YARBAKTR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da bir araya gelen KESK üyeleri, hükümetin eğitim, sağlık gibi hizmetleri ücretli hale getirecek Kamu Reformu Yasa Tasansı'm durdurmasını istediler. Istasyon Meydanı'nda toplanan sendıkacılar adına konuşan KESK Dönem Sözcüsü Medeni Tutşi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin devletin asli bir görevi olduğunu vurguladı. Kamu Reformu Yasa Tasansı'yla birlikte eğitim ve sağlığın ücretli hale getirileceğjne, kurumlar ve tüm malvarlıklannın II Özel îdaresi'ne devredıleceğıne dikkat çeken Tutşi, şöyle konuştu: "Kurumlardaki çahşan sayısı azaltdacak, çok az sayıda memur yönetici olarak kalacak. Diğer çahşanlar ise kadro karşıhğı ohnayan, genellikk bir yılhk sözleşmeli personel olarak çalıştınlacak Emeğine ihthaç ohnadığı takdirde de işine son verilecek. Kısacası, Kamu Reformu Yasa Tasansı emekçileri işsiziiğe, toplumun önemli bir kısnunı da yoksuUuğa mahkûm etmek istiyor. Bize rağmen bizi yönetmek isteyenleri uyanyoruz. Buna seyirci kabnayacağtz. Susmayacağız.'' ta " olmadığını vurgulayan Dr. Fü- sun Sayek, "Tasan sağhkta tasfî- yeyiöngörüyor.Türk haBanm sağ- hk hizmetine de\ letelh1eulaşınu, anayasayla gü\ence altına ahn- nuştir- Sağhkta devlet sorumhılu- ğunu üstünden atamaz, devTCdemez. Sağhkta sığ poHtikalar, yersiz çekiş- meferve 'ben yaptım ol- du ' mantıgı. Türldye'yi sağlıkalanında felâkete sürükler" diye konuş- tu. Kamu Yönetimi Te- mel Yasa Tasansı ile sos- yal devletin tasfiyesi ve kamu hizmetlerinin önemli bir bölümünün lağvedilmesinin hedef- lendiğine işaret eden Sa- yek, sağduyu sahibi, ak- lıselim sahibi tüm ke- simlerin tasanmn yasa- laşmamasım istediğini sözlerine ekledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ali Efendi, 1283 (1866) yılında Istan- bul'da Basiret adlı bir günlük gazete çıkarmaya karar verir. Basiretçi Ali, Abdülaziz, V. Murat ve II. Abdülha- mit dönemlerinde yaşamış bir gaze- teci. Oyıllarda, Istanbul'dagazeteçı- karmak ne anlama geliyordu? Malum, karlı bir Istanbul gününde- yiz. Evde oturup kitap okumak en iyi- si. 1976 yılında yeni Türkçe harflere çevrilmiş bir Istanbul kitabına uzanı- yorum. Kitabın başlığı "Istanbul'da Elli Yıllık Olaylar." Yazan: Basiret ga- zetesi imtiyaz sahibi Ali. Ali Efendi 50 yıl boyunca Basiret gazetesini çıkanr- ken başından geçenleri ölümünden kı- sa süre önce 1909 yılında bir kitap haline getirerek basmış. Sander Yayınlan da bu krtabı göz- den geçirmesi ve önsöz yazması için TankZafer Tunaya'dan ricada bulun- muş. Istanbul'da Ağustos 1976 yılın- da yeniden basılan bu kitabın iç ka- pağına Sander Yayınlan'nın kurucu- su Necdet Sander şunlan yazmış: "Bu küçük ama değerli kitabı geçmi- şin tozlanndan kurtararak yeni bas- Basiret Gazetesi Nasıl Yayımlandı? kısının yapılmasına önayak olan, ya- yımlanmasıyla ilgilenen, yoğun çalış- malan arasında kitabın önsözünüyaz- maya vakitayıran sayın dostum Pro- fesör Tank Zafer Tunaya'ya burada açıkça teşekkürü borç bilirim." Tank Zafer Tunaya ise kitaba yaz- dığı uzun önsözde Basiretçi Ali'nin yaşamına ilişkin bilgiler verir: "Genç birOsmanlı gazetecisi, Augsburg'ta, birsilah ve makine fabrikasında, 1871 Avrupa'sınınyarattığı birbaskı maki- nesinihayranlıkla seyretmektedir. El- le döndürülürse saatte 2 bin, motor- la çalıştmldığı zaman da saatte 5 bin 'nüsha' basan birmakinedirbu. Tek- nolojinin bu denli ilerlemesini imre- nerek anlamaya çalışan genç de Is- tanbul Vezir Han'ında, Papazyan Efendi'nin eskiesersayılabilecekma- kinesinde, 'Basiret' gazetesinibasan Ali Efendi'dir. Batı ile Doğu, Bis- marck'ın aracılığıyla birkez daha kar- şılaşmıştır." Tank Zafer Tunaya, Basiretçi Ali'yi ve kitabı tanrtmaya devam eder "Ünü- nü gazetesinden alan 'Basiretçi Ali Efendi', Alman-Fransız 1870 sava- şından kazançlı çıkan tek Osmanlı sa- yılabilirdi. Bu kitapçıkta, Basiret ga- zetesinin, Osmanlı toplumunun veAIİ Efendi'nin bütünleşen öykülerinioku- yacaksınız..." Tunaya, kitabı inceler- ken Osmanlı'nın son dönemlerine iliş- kin yapılan tartışmalara da yanıtlar arar: "Akla gelen ilk soru şu: On doku- zuncu yüzyılın ikinci yansında, Os- manlı toplumunda birkamuoyu oluş- muş muydu?Ali Efendi'nin üzerinde birkaç çizgi ile durduğu, 1293 (1876) Kanunu Esasisinin (anayasasının) ne dereceye kadar yerli bir kamuoyu olup olmadığını araştıranlar, genel- likle bu işinyalnızca, biryabancı bas- kısı olduğu sonucunda birleşmişler- dir. Örneğin, Prof. Bernard Levvis 1876'da, Osmanlı kamuoyundansöz etmenin 'saflık' sayılacağını belirt- miştir." Tank ZaferTunaya, Basiretçi Ali'nin anılannı da örnek göstererek Osman- lı'daki bu önemli reform adımının, ka- muoyu olmadan yapıldığı düşüncesi- ne karşı çıkar: "Oysa pek öyle değil. öyle olmadığını da, örneğinAliEfen- di kanıtlıyor. 1868de. Basiretgünde 10bin sayı olarakbasılıyordu. Aynıyıl- da Istanbul'da çıkan Türkçe gazete- lerin sayısı on kadardı. Ali Efendi, Os- manlı halkında -daha doğrusu Istan- bul'da- belirli dozda siyasal birkıpır- danma ve bilinçlenme olduğunu gös- termekte. 'Hakayikil Vekayi' gazete- sinin sahibi Filip Efendigibi, hüküme- tin hoşuna giden, padişahtan bahşiş kopancıyazjlaryazması öğüdünü, Ali Efendişöyleyanıtlar: 'Sadrazamın ne denli güçlü olduğunu biliyorum. Fa- kat ne çare ki, günümüzde kamuoyu ondan daha güçlüdür.'" Ali Efendi Basiret gazetesini çıkar- maya karar verdikten sonra bir dilek- çe ile 1283 (1866) yılında Hariciye Na- zırlığı'na (Dışişleri Bakanlığı) başvu- rur. GerisJni kendisi şöyleanlatr "(Müs- teşar) Sait Efendi Nazır Paşa'nın oda- sına girip biraz sonra çıktığında altı- na kjrmızı mürekkeple havalesini gös- terdiler: 'Bu dilekçenin şimdilik sak- lanması' işaretiyazılmıştı. 'Acaba bu- nun nedeni nedir?' diye sorduğum- da 'Şimdi Girit'te kanşıklıklar var. Sa- na müsaade edilmiş olsa birtakım Rumlardagazete imtiyazı istiyorlar, on- lara da vermek gerekir. Evraktan nu- marasını alınız ve bu kanşıklıklar son bulunca başvurunuz. O vakit müsa- ade olunacaktır, buyurdular' diye ce- vap verdiler." iki yıl sonra Girit kanşıklığı sona erer. Ali Efendi de uzun yıllar sürecek Ba- siret gazetesi macerasına başlar. "O vakitlermatbaabulmakçokzoroldu- ğundan Vezir Han'ında Tatyosun kı- nk dökükbirmakinesine başvurdum. Pazarlığı kesip sayısı yirmiparaya ol- mak üzere küçük boyda Basiret'iya- yımlamaya başladım."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear