23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13OCAK20O4SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI 9 5000 yılhk bu medeniyetin geldiğimiz şu aşamasında Hangzhou'yu gezdikçe şaşınyorum. îşte burası "Küçük" değil "BüyükAmerika"(!) olma yolunda. Hiç beklediğim gibi değil. Sanki Berkeley şirinliği ve Çin derinliği bir araya gelmiş. Hangzhou'dan tipik bir görüntü. Dün ve yarın bir arada. Bir Çinlinin olağan öğleden sonrası. Balık tut, çamaşır yıka, doğayı kullan. Uzakdoğu'nun devi Çin, her gün 1 milyar 300 milyon insanı doyurmak zorunda... McChinaVa hoş geldiniz! Kabuk değiştipen uygarlık: Çin... *"Tenten Çin'de"yi çocukken yedı yaşında okuduğumdan beri çok tnerak ettiğim uçsuz bucak- sız topraklar. Dünyanın öbür ucu. Çin Sanat Akademisi'nın Hangzhou, Tok- yo, Kyoto, Bangkok, Tahran ve tstanbul'da yaptığı araştırmalar sonucu Asya sanatı ûzerine hazırladığı "Paralel Zaman" baş- lıklı büyük uluslararası sergi vesilesiyle gi- diyoruz. Uçakta, bol bol çalıştım. Zaten THY'lı hostesler bana çok iyi davrandılar. Ben de onlara kitaplanmı hediye ettim. Çln'e varış... Uçak tam zamanında indi. Çantalardan bi- ri, kitap dolu, ağır mı ağır. Allah'tan bir ge- mıde çalışmaya giden ıki Türk gend var, on- lar yardım edivorlar da ölmeden Çin'e ayak basabihyorum. Bir kız, bir erkek talebe be- ni beklıyorlar havaalanında. Adımı hatasız yazdıklan bir levha. Çocuk, "Bir saat son- ra Avrupa'dan bir misafir daha gelecek, sen bu arada git bizim minibüste bekle" diyor. Ben de a Hadi ordan" (!) diyorum içimden. Para bozdurup bu muhteşem ve gü- nümüz mimarisinin çarpıcı örnekJerinden biri olan havaalanında bir restorana kuru- luyonım, "Hadi siz gidin şimdi adamı bekleyin, sonra gelin beni buradan alın" diyorum. Paris'ten gelen Huan Yong Ping'mış. Çinli kavramsal birsanatçı. Ço- cuğun dediğinden erken geliyorlar. Çin man- tısını ağzım yanarak bitiriyorum. Nihayet hepimiz minibüse atlayıp gidiyoruz. Önce Şanghay'a uğrayıp Holiday Inn'de yemek yiyonız. Şanghay, çılgınca büyük bir yer. Ora- da Japcn sanatçı Kavvaguchi ve genç kan- sı da var. Dev otobanlar... Sonra gecenin köründe altı kişi, dört sa- natçı takımı ve iki öğrenci yola koyuluyo- ruz. Önümüzde dev otobanlar açılıyor. Ne zaman, nasıl başarabilmişler bunlan? Bir de deli şoförvar. Zır deli! Uykusuz, kaçık TIR şoforlengibi kullanıyor: "Şuralarda ölüp gitsek ne garip olur" diye kendi kendime söyleniyorum hiç korkmadan. "Bedri Baykam, Şanghay yakınlann- da kendini helikopter sanan bir minibüs şoförüne kurban gitti!" Al sana manşet! Otobanda kaza varmış. Yan yollara geçip kamyon ve TIR'lar arasında "Nişantaşı trafığinde" ılerlemeye çalışıyoruz. Deli şofor arada anayola paralel daracık batak- lık toprak alanlara dalıyor, klaksona bası- yor, Çince küfrediyor, ben video çekiyo- rum. Hatta ses efekti için radyoyu bile aç- tınyonım. "Ölümüne sanat" diye buna derler herhalde! 2.5 saat dedikJeri yol 4.5 saat alı\or. Maonun kaldığı otel... Lıvyung Otel... Kentın içinde. Gece bir- de \-anyoruz. Otel güzel sayılır. Mao, Hangz- hou'ya geldiğınde hep burada aynı odada kalırmış Sabah Akademi'den gelip alıyor- lar. Büyük sanatsal buluşmanın en önemli düzenleyicısi Gao Shiming'i görünce, îs- tanbul'da tanıştığım bu değerli genci hatır- lıyorum Bizimle otelde ve her yerde ılgi- lenen ila kız var: Apple ve Crystal. Ger- Çin'de en olağan görüntü... Bisiklet ordusu, her an her yerde, hareket halinde... He An 2000. Dijital Baskı 40x80 cm. Moda İçin 15 Gerekçe. 1 numara: Gösteriş. kullanmayı ve yaya olmayı pek beceremiyorlar. Hayret, normalde Türkiye'den de beter bir şekilde gözümüzün önünde her gün net 50 kişinin ölmesi lazım. Soruyorum bunu Grace'e. "Çinlilerin ikiden fazla gözleri vardır, o yüzden o anda yola bakmıyor görünseler de durumu kurtanrlar" diyor. Belki de o haklı. Zaten başka bir açıklama bulamıyorum. çek isimlerini sormayın çok kanşık. Herke- sin iki ismi var: Bir "Çince", bir de "Ame- rikanca". Söylenemeyen isimler, "tercü- me" (!) ediliyor. Apple, tam "tatlı-ekşi" bir Çinli. Anlayacağınız baharatlı! Kahvaltı demeye bin sahlt Ister Akademiye gitmeden önce kahvaltı: Kah- valtı demeye bin şahit ister. Dumpling'ler, ağır çorbalar. her türlü acayip sebze. mısır. Çin tatlılan, boğazda takılıp kalan her şey. Çay ve yumurta elle rutulur tek kahvaltılık- lar. Tabii yumurta da üç gündür Çin çayına bandınlmış, doğum sonrası plasenta ıle kap- h bebeklerin yıkanmış haline benziyor. Ama şikâyet ettiklerimden de otlanmaktan ma- zoşist bir zevk almıyor değilim. Çin'le ilgili genel kültürümüzü eşeleyip nereden nerelere nasıl geldiklerini anımsa- dığımızda. o de\' tarihi gel-gitler ve kültü- rel-siyasi uçurumlan arasında o yumurta- nın neden o hallerde olduğunu daha iyi an- lıyorsunuz. Zaten onlara göre yumurtayı yemeyi bilmeyen de biziz! Dünyada kimi verilere göre 5000, kimi- lerine göre de 3500 yıllık geçmişe sahip bir medeniyetin, bilinçaltı veya bilinçüstü, si- zi, beni ya da taze yeni yetme devletleri sonsuz ciddiye alacağını mı sanıyorsunuz? Xia ve Shang hanedanlanyla milattan ön- ce 3. bin yılda başlayan bu mitolojik serii- ven, asırlar üstünden Zhou Hanedanı, Qu- in Hanedanı, Han Hanedanı, Sui, Tang. Song hanedanlan derken Moğollar'ın Im- paratoru Cengiz Han, 1215'te Pekin'i alı- vermiş ve Yuan Hanedanı'na Moğollar dam- ga vurmuş. tç çekişmelerden dolayı, bu gü- cün Çin'i tam kontrol altına alması ise 1271 'de Çengiz Han'ın torunu Kubilay ı beklemiş. 100 yıl kadar süren bu hükürn- ranlıga, Budizm, Taoizm ve Konfüçyüsçü- lüğü şiar edınerek muhalefeti toparlayan Zhu Yuhanzhang son vermiş. Onun kur- duğu ünlü Mıng Hanedanı 275 yıl sürdük- ten sonra göçebe Mançular. Pekin"i baş- kent ilan edip son hanedanlığı ele geçir- mişler. 1644'ten 1911 'e, yani "modern za- manlar"a kadar da bu hanedanın egemen- liği sürmüş. 1908'de tmparatoriçe Dowager ölünce. iki yaşındaki İmparator Puyi'nin tahta çıkması gerekmiş. Tam o dönemde, Çin demiryollannın yabancılara peşkeş çekilme- sine karşı gelen halk ayaklanmasınm, Wu- han bölgesinde Sun Yat-sen önderliğinde 10 Ekim 191 l'de de\Teye girmesiyle bir devrime dönüşmüş ve bütün Çin'i sararak hanedanlar dönemini bitırmış. Hangzhou Sanat Akademlsl Tabii milattan öncekı efsanelerde, o 1911 bahannakadargeçen süreçte kaç ejderha kaç imparatoru yemiş, kaç miryar köylü, varlı- ğından bile kimseyi haberdar edemeden bu iktidar savaşmın dışında yaşayıp göçüp git- miş, bu detaylarla sizı boğmayacağım. Şım- di 1911 sonrasını da bırakıp, 2003 'ün, köp- rülerinin altından çok su akmış bir asır son- raki Çin'in Sanat Akademisi'ne dönelım. Resimler, çerçevelenip asılmış bile. "Kü- ratör" Wu Meichun da orada. Alışverişe gıtmem lazım. Bana bir rehber kız veriyor- lar. Öbür adı "Grace". Grace beni, yan ya- na dizilmiş eski Çin e\ierinden oluşan yü- rüme sokağına götürüyor. Yağmur var. Her yer hediyelik eşya mağazası kaynıyor. Önce kaliteli kâğıttan bir Çin defteri ve çeşitli firçalan aldığım sanat. kâğıt. el işi ma- gazasına giriyorum. Sonra da. eve bırkaç şey. Kendime bir-iki ucuz güzel kravat aldım. hep- si bu. Grace, şemsiye kullanmam için ısrar ediyor. "Boşveeer, gerillanın şemsiyesi ol- maz" diyorum. Evet şemsiyesi, atleti ve pijaması olmaz gerillalann. Grace'le sonra bir kahveye gi- riyoruz, Kız biraz tedirgin. Çünkü az sayı- da, bu lüks A\Tupa rüstik, geleneksel kah- velerde "aristokrat aromalı" fiyatlarNevv York ayannda. Tüketim piyasasuu yavaş yavaş tüm şart- lanyla keşfediyorlar sanki. Herhalde önce- leri, el yordamıyla, hatta inanamadan gelen bir değişim olduğu hissediliyor. Çinliler, gerçekten çokgelişmişler. Neredeyse, 80'le- nn Kaliforniyasf nı yakalamış bir dünya kurmuşlar. Ama yaşam kalıtesı biraz ek- sik. "Shopping"lerın arasında kafe nere- deyse hiç yok. "Keyif" kültürleri, henüz bir cenin gibi. Araba kullanmayı iyi bilme- dikleri gibi, yaya olmayı da pek be- ceremiyorlar. Karşıya geçerken göğe bakı- yorlar. Arabalar da sağa sola direksiyon kınp hiçbir kon- santrasyon taşımayan, uzak- tan şoföre benzer Çinliler tarafindan kullanılıyor. Hay- ret, normalde gözümüzün önünde her gün net 50 ki- şinin ölmesi lazım. Soru- yorum bunu Grace'e. "Çin- lilerin ikiden fazla gözle- ri vardır, o yüzden o anda yola bakmıyor görünseler de durumu kurtanrlar" di- yor. Belki de o haklı. Zaten baş- ka bir açıklaması yok. Gelen gidenle konuşmaya başh- yoruz. îlk dikkatimi çeken grup İran- lılar, ya da (sonra) Taylandlılar. O gece ye- mekten sonra, Japon Kavvaguchi ve ka- nsının masasına gidip biraz laflıyorum. Ona kitaplanmı getırip "Maymunlann Resim Yapma Hakkı", "fual Dışı ve Ötesi" ve "Şu Benim 20. Yüzyılıın" ka- taloglannı veriyorum. O da içeriden güzel kitaplannı getiriyor. Ama onlar yerine ba- na ancak 5-6 sayfalık bir broşür hediye edi- yor. Kansı bozulup Japonca "Saçmalama Ragıp, bak adam sana neler verdi, bizi elâleme rezil etme şimdi, ver şu katalog- lardan birini" gıbisınden laflar söylüyor. Boş ver deyip çaktırmıyorum. Yarın: İflastan ekonoml ve sanat devlne HANGZHOU 4 Küçük' değil 'Büyük Amerika' G ün değişiyor. Yine alışveriş. Bir de teknik işleri hallediyorum. Yine yağmur var. ayakkabılar uygun değil. Kayıyoruz durmadan. Trafik kazasından yırttık derken, "Harika Çocuk Çin'de kafasını kırdı, 20 bisiklet üzerinden geçti" dedirrmeyelim. Hemen GraceTe gidip bir ayakkabı alıyorum. Mağazanın adı Kangnai. Fiyatlar hiç de ucuz sayılmaz. Korkmadan hızlı yürümek ne büyük lüksmüş! Artık ayağımız yere daha sağlam basıyor Çin'de. Buralan. yani Hangzhou'yu gezdikçe şaşınyorum. Işte burası "küçük" değil "Büyük Amerika" (!) olma yolunda. Nefls sls perdesl... Sanki Amerikan boyutlan, tüketim piyasası, Berkeley şirinliği ve Çin derinliği bir araya gelmiş. Bu ortama renk veren bir başka önemli detay, Hangzhou Gölü'nün kenarındakı yeşilliklerin orta yerine gelip konan o nefıs sis perdesi. Fotoğraf kareleri burada gözümün önünde canlanıyor. Hatta o buğulu, sessiz orman havası, belleğimdeki Çin sanatıyla örtüşünce en etkili görüntü haline geliyor. Ama herhalde onlar son zamanlarda kültür şokünun en büyüğünü yaşıyor! Örnek: Adam gelip Akademi'nin 2004 model Porsche Jeep'ini çekiyor. O anda tabii yine önümüzden 30 Çinli bisikletleriyle geçıyor. Sanki 50 yıl öncesi de hâlâ orada yaşıyor. Zaten bu iç anarşı kendisini en çok trafikte belli ediyor. Arabalar birbirinin üstüne sürüp, arada da biraz takışıyor, o yüzden kızımızın "tkiden fazla gözümüz var" lafını pek yutmuyorum. Üç-dört dolara ÇD satıyorlar müzik mağazalannda. Birkaçı çok başanlı. iyi de. ne zaman dinleyebıleceğiz ki bunlan? Döner dönmez bir- iki gün deneriz. Hintlı Susheela Raman gibi aniden kalbimden \aıramazlarsa, sıralan ancak 20O6'da gelebilir. Gö-re-ce- ğız... Denlz yıldızım bir öğün doyurmak... Akademinin caddesinde Çin sanatı satan bir galeri görüyorum. Bir de kapıda 1.5 yaşmda tatlı Çinli çocuğu görünce, Suphi'yi özleyip gırdim. Nefis şeyler var, pahalı da sayılmaz, ama nasıl götüreceksin? Adam o incecik nefis Çin kâğıtlannı alıp önümde dörde beşe katlıyor ve bir kabın içinde suya koyuyor. Sonra açıp kurutuyor düz bir zeminde ve havlumsu bir şeyle 'blot' ediyor. yani fazla suyunu alıyor. Işaret diliyle konuşma gayretindeyiz. Adam, bu yöntemle işi halledeceğine beni inandınp fazla büyük olmayan bir eseri satıyor ayaküstü. Akşam yemeğini grupla yemek yerine yine rehberimle kent merkezine gidiyoruz. Ancak kötü bir restoran bulabiliyoruz ne yazık ki. Kötü bir çorba.. Üçüncü sınıf restorarun camından elinde boş bir kâseyle bir dilenci kadın içeriye, bakıyor. "Bitiremediğin çorbanı ver ona" Baykam, Hangzhou'da diyorum Grace'e. Zaten "McChina"ya bir ulusal parkta... (ı) benzeyen restoranımızın ıçine kadin hemen küçük bir işaretle dalıyor ve dörtte üçü içilmemiş çorbayı kâsesine boşalrıyor, garson kız "n'oluyor orada bakim" diyemeden de kadın gecenin içinde kayboluyor. Bir deniz yıldızım bir öğünlük doyurmak... Çok dilenci var ve çoğu üç-dört yaşlanndaki çocuklan kullamyor. Aslında bu bir ruzak ama dayanamıyorum. Çünkü o çocuğun da, süte ve yaşamaya ihtiyacı var. Otele üzgün geliyorum o sahneyi hatırlayıp. Grace de bisikletiyle kaldığı yurda dönüyor. Evet, 1921 de kurulan Çin Komünist Partisi, 1949'da ıktıdan tam ele geçireli 55 yıl olmuş ve tabii ortada bitinlen ve bitirilemeyen işler var. "1 milyar 300 milyon insan" Dile kolay! Nasıl hepsini doyurabilirsin ki her gün?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear