23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 OCAK 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA SAGLIK AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK İİYANAMHY;. CİNMİ5İNİ?. 0 ESfcMA5IA BENıM VİAĞrM MAPI YMTTMM AMA, DIİRÜSI T.i.BİAîLî İSTANBÜI. EFEtfDÎSİ (ii HA5TA Bulaşıcı hastalıklardan ölümlerin ilk nedeni olan hastalığa Türkiye'de yılda 19 bin kişi yakalanıyor Dünyaveremiyenemedi H astalarn öksürme, hapşiTnave havaya saçtığı damlacıklarla tüberkülozun bulaştığına dikkat çekerı uzmanlar, korunmak için çocuklara 2-3 aylıkken mutlaka ilk BCG (tübeıküloz aşısı) yaptınlması gerektiğini vurguladı. EYLEMÜÇOK Verem. Türkiye'de her yıl 19 bın ye- ni hastayı tehdit edıyor. Uzmanlar. has- talıktan korunmak için çocuklara 2-3 aylıkken mutlaka ilk BCG'nin (tüberku- loz aşısı) yaptınlması gerektiğini vurgu- ladılar. "57.VieranEğitimvePropagandaHaf- tas"nda uzmanlar, tüberkülozun. dün- yada erişkınlerde bulaşıcı hastalıklar- dan ölümün birincı nedeni olduğuna dik- kari çektiler. tstanbul Verem Savaş Der- neği Başkanı Dr. Ahmet Refık Erem, tüberkülozun bır halk sağlığı sorunu ola- rak önerruni halen koruduğunu söyledi. Tüberkülozun, dünyada erişkınlerde bulaşıcı hastalıklardan ölümün birinci ne- deni olduğunu belırten Erem. "Dünya- daberyılyaklaşıkSmirvDnyenihastaor- taya çıkıyor ve 2-2.5 milyon civannda in- san tüberkülozdan ölüvor. Türkiye'de de yıkJa 19 bin civannda yenitüberküloz has- tası saptanıyor. 10 milyon nüfuslu tstan- bul'da ise 6 bin 500 veremü hasta var' 4 diye konuştu.Tüberkülozun, "hastala- nn öksürme, hapşırma ve konuşması s- rasında havaya saçüklan damlacıklarla bulaşüğmT anlatan Erem, şöyle devam etti: "Tüberküloz, öksürük. kanh bal- gam,geceterlemesive ateş, tştahsızlık, aş> n zayrflama ve göğüs ağnsı gibi belirti- lerveriyor. Hastahktan korunmakiçin ise çocuklara 2-3 aylıkken mutlaka ilk BCG'nin vapünhnası gerekiyoıf îstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hasta- lıklan Anabılim Dalı Başkanı ve Der- nek Genel Sekreteri Prof. Dr. ZekiKıb- çaslan yetersiz ve düzensiz ilaç kullanı- mının hastahğın direnç kazanmasına yol açtığına dikkati çekerek "Korkumuzsa- yı değiL, dirençü hastalar. Bu nedenle ül- kenin her taranndan tam antemıyla gö- zetimli tedavi sistemine geçilmeJi" dedı. ^elediye de görevli İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağ- hk îşleri Daire Başkanı Dr. Abmet Ze- ki Şengil de yerel yönetimlerin halk re- fahı içuı çalışması gerektiğıni vurgula- yarak "Buraya tüberküloz mücadelesin- de öğretici olmak ve yetküilerin dikkat- lerini çekmekamacıyla geldik" dıye ko- nuştu. Hamileler dikkat! Bilinçsiz kullanılan ilaç özürlu bebeğe davetiye VTfRALAHI Bilhçsiz ilaç kullanımı, özellikJe gebelik sırasında alınan daçlann plasenta (göbek bağı) yoluyla anne karnında gelişmekte olan embriyon ve daha ılerki dönemlerde cenine ulaşarak bebeğın özürlü doğmasına neden oluyor. Uzmanlar gebelığın dördüncü aya kadarkı döneminde alınan ilaçlann daha çok organ gelişmesini întiharlann yüzde 60 'ı 'çağın vebası' yüzünden epresyonu çağın vebası olarak nitelendiren uzmanlar, bu hastahğın belırtılerini şöyle sıralıyorlar: "Uyku bozukhığu, iştah bozukluğu, dikkati toplayamama, anımsama güçlüğü, karar vermede zorlanma, önceleri zevk duyulan günlük olaylann zevk vermemesi, kendini keyifsiz hissetme, çabuk sinirlennıe, intihar düşüncesi ve intihara kalkışma, baş ağnsı, kalp ve dolaşım sistemi şikâyetleri ile alkol bağunhhğLJ' Genelkurmay psikolojik danışma kadrosu açtı Türkiye'de depresyon ve intiharlarla ilgili önlemler yahıızca Genelkurmay Başkanlığf nca uygulanıyor. Depresyon tehlikesi karşısında Sılahlı KuN'vetler'de tabur seviyesinde psikolojik danışma kadrosu açıldı, bu kadrolara uzman almıyor. Uzmanlar. psikolojik sorunlar yaşayan askerlere yönelik teşhis ve tedavi uyguluyor. etkiledığım ve bu «.urumun özürlü organ gelişimine yol açüânı söylüyor. tstanbul Unh'ersitesi Tıp Faailtesi Farmakoloji Bölümü Öğretim l'yesi Prof. Dr. A>"kan Canberk, dördüncü aya kadar embriyon üzerinde olumsuz ski yapan ve anne adayının hastahğı colayısıyla aldığı ılaçlar ve zararlannı şöyleanlatıyor: "Yüksek şeker ve düşük şeke- düzevü hastalann aldığı ilaçlar, yine >iiksek volesterolü olan hastalann aldığı iladar. cenini etkiler. Bu arada anne için zanrsız olan bazı ilaçlann bir kesiminin embrvonda zararh etkiler >^apöğı saptannuşttf Canberk, anne adaylan için sakıncı yaratan bazı ilaçlan şöyle sırahyor: Tiroid ve anti-f roid ilaçlar: Bu tûr ilaçlar bebeğın »eden gelişimıni etkiler. Yeni doğan bebekle-de solunum bozukluklan yapan guatn ortaya çıkarır. Antibiyotikler Tetrasıkhnler gebelığin dördüncü ayıncan sonra verildiklerinde doğan çocukta dişl^de ve iskelet sısteminde gelişme sorunlan çxar. Enfeksiyonlarda antibiyotik kullanım işitme sınin üzerinde toksik etkileri oluşnrur. Trankilizanlar: 3iazem, ınsidon. libriyum gibi saanleşrırici ilaçlar gebe hanımlann ilerde yaik dudak ve ağız şekil bozukluklan gibi boek doğurmalan olasılığını hazırlar. Antidepresanlır: Depresyonlarda ve obsesif kompıldf (zorlu ve takıntılı düşünce) durumlana kullanılan ilaçlan alan anne adaylannm çc -uklannda iskelet ve ânir sistemi bozuklnldan yaptığını son Eraştırmalar ortaya 3oydu. Kortizonlu ilaçar .<\nne adayı için en büyük tehhke. «oğan bebeğin kafasının ı;i4n su ile doknasdır (hidro- sefali). WH0 nun verilerine göre, hastalığa yakalananlann sayısı hergeçen gun artıyor Depresyon kentli sevîyor ECEVtTKILIÇ Dünya Sağlık Örgütü (WH0) depresyonun artışı konusunda alarm verirken, Türkiye'deki depresyonlu kişi sayısı 3.5 milyonu aştı. Diğer ülkelerde hükümetler, WHO'nun verdiğı bilgiler doğrultusunda depresyona karşı önlem aln-ken, Türkiye'de yahıızca Genelkurmay Başkanlığı depresyona karşı önlemler uyguluyor. Oluşan depresyon tehlikesi karşısında Türk Silahh Kuv\etleri, tabur seviyesinde psikolojik danışma kadrosu açıp uzman alıyor. WH0, dünyadaki sağlık kuruluşlanna gönderdıği bildirisinde, depresyon tehlikesınin çok ciddi boyutlarda olduğunu açıkladı. Bildiriye göre önlem alınmadığı takdirde "depresyon, 2020 yılında kalp hastanklanndan sonra en tehlikeli ikinci hastahk"1 olacak. Dünyada 340 mılyon insan depresyon geçirirken, Türkiye'de depresyon hastalannın sayısı 3.5 milyonu aştı. Bu rakam giderek yüksehyor. Kadınlann yüzde 30'unda. erkeklerinse yüzde 12.6'smdadepresifbozukluklar görülüyor. Depresyon vakalan ağırlıklı olarak büyük şehirlerde ortaya çıkıyor. Sağlık ocaklanna başvuran hastalann yüzde 26'sına depresyon tanısı konuluyor. Yine WH0 verilenne göre intiharlann yüzde 60"ı yoğun depresyondan kaynaklanıyor. Depresyonlara bağlı gerçekleşen ıntiharlar nedeniyle çok sayıda ülkede, hükümetler depresyonu önleme projeleri hazırlayıp uygulamaya koyuyor. Türkiye'de ise daha önceki hükümet döneminde intiharlan önlemeyle ilgili proje hazırlandı. Ancak, AKP hükümeti bu projeyi komisyonda bekletiyor. Projede, intihan önleme ve nedenlerinin incelenmesi ve bölgesel psikoloji merkezlerinin kurulması yer alıyor. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Türban ve Kravat Son Almanya gezisinde Frankfurter Allgemeine gazetesi Sayın Başbakan'a soruyor: "Türban siyasi simge mi?" Başbakan'ın yanıtı açık: "Halk, diniöyle buyur- duğu için türban takıyor. Türban dini semboldür. İnsan kravat da sembol olarak niteleyebilir. Kim- seye takıp takmama baskısı yapılmamalı." Sayın Erdoğan'ın türbanın dini sembol olduğu sözleri tartışmalıdır. özellikle kendi hükümetinde Diyanet işleri'nden de Sorumlu Devlet Bakanlığı ya- pan Prof. Mehmet Aydın, geçen yılın ağustos ayında Financial Times'e verdiği bir demeçte, tür- ban konusunda Başbakan'ın tam tersi görüş açık- lamıştı. Sayın Aydın, o demecinde Kuranıkerim'in türbandan söz etmediği gerçeğine dikkati çekmiş ve "Türban takmanın dinin gereği olup olmadığı biryorum meselesidir" demişti. Anlaşılıyor ki Prof. Aydın'ın "yorum meselesı" de- diği konuda Başbakan, kendi adına Diyanet'ten So- rumlu Bakan olarak görevlendirdiğı çalışma arka- daşı ile çelişkili düşünüyor. Ama türbanı dinin em- ri olarak takanlar ya da taktıranlann, tıpkı AKP Ge- nel Başkanı gibi düşündüklerı için bu tür bırgiysi- yi kullandıkları gerçegi, Türkıye Cumhuriyeti'nin bugünkü Başbakanı tarafından bir AB ülkesinde- ki gazetede yayımlanan söyleşi ile de kayıtlara ge- çinliyor. Sanırım, kamusal alanda türban takılıp takılma- ması üstüne sürüp giden tartışmalar, Tayyip Erdo- ğan'ın Frankfurter Allgemeıne'deki söyleşisi ile da- ha da boyutlanmaktadır. Erdoğan'a o söyleşi sıra- sında sorulmadığı anlaşılan ikinci soru şöyle olma- lı değil miydi? "Bır dini sembolü ınsanlar kamu görevi yapar- larken üstlerinde taşıyabilirier mi? Ya da taşıma- lan doğru mudur?" Tartışmanın odak noktaları örneğın bir kamu sağlık merkezinde hekimsiniz. Dini inancınız nedeni ile -Tayyip Erdoğan'ın söyle- diği gibi- "dininizöyle buyurduğu için" başınızı ört- müşsünüz. Size gelen hastaya yaklaştığınız za- man onun da sizinle aynı dine mensup olduğunu biliyorsunuz. Ancak hastanız inancınızın buyurdu- ğu biçimde gıyinmediği için, kendisiyle ilginiz ne kadar sıcak olacaktır? Sorulan yanıtlamayı yargıç, avukat, öğretmen, hat- ta bır kamu işyerindeki sıradan bir memur olarak sürdürdüğünüzde de aynı türden yanıtlaralmayı is- temeyecek misiniz? Anayasa, herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri se- beplerie ayrım gözetilmeksızin kanun önünde eşit olduğunu söylerken, "inancı gereğiörtünerekgö- revyapan kişi"r\\n bu inancını açığa vurmasını bir baskı unsuru olarak görmek istemediğinin de al- tını çizmiş olmuyor mu? Birkaç gün önce Erdoğan Hükümeti'nin bence yerinde bir yaptırımı olarak karşılanması gereken yeni bır düzenleme basına yansımıştı. Vatandaş- ların nüfus kimlik belgelerinde din hanesınin kal- dınlacağından söz ediliyordu. Bir kamu görevlisi size soracak; ya da kimliğini- zi isteyerek oradan öğrenecek. Hangi dine men- supsunuz? O dinin hangi mezhebine inanıyorsu- nuz? Ya da "Yoksa siz dinsiz misiniz?" Böylesinesakıncalı meraklan ortadan kaldıracak biryaptınma giden siyasal erkin başındaki kişinin türbanın dini sembol olarak kullanıldığı gerçeğıni de açık sözle söylediği halde, herkesin dilediği gi- bi giyinme özgürlüğünden söz ederken, kamu gö- revlilerini bunun dışında tuttuğunu eklemesi gerek- mez mi? Dilediği gibi giyinme özgürtüğü çarşaf ya da burkayı da kapsamayacak mı? Başbakan, farkında olmadan türban tartışması- na yeni bir boyut getirmiş ve bu sımgenin dini amaçlarta kullanıldığını söylemiş oluyor. Devlet Ba- kanı Prof. Mehmet Aydın'ın Financial Times'a ge- çen yıl ağustos ayında verdiği demeç, ülkemizde belirli çevrelerde tartışma yaratmış, türbanın Ku- ran'da Nur suresinin 31. ayetinde olduğunu söy- leyerek Aydın'ın bu sureyı okumasını isteyenlerden, Bakan'ın yine Nisa, Bakara ve Maıde surelerini hiç okumadığını ileri sürerek, kendisini Papalık Kon- seyi'nde Diyalogdan Sorumlu Papa Yardımcısı Misyoner Michael Thomas'ın öğrencisi olmakla suçlayanlar olmuştu. Mehmet Aydın'ı suçlayanlar, "Zaten o ilahiyatçı değil, felsefecidir" diyorlardı. Bu suçlamaları yapanlar, Başbakan'ın lisans üs- tü öğrenim görmemiş de olsa bır ımam hatiplı ol- duğunu anımsayınca, "Birbilenin demeci olarak" Alman gazetesine yaptığı açıklamalara dört elle sa- nlacaklardır. Yalnız merakediyorum. Sayın Erdoğan kravat ile türban örneklerinde ikisinin de sembol olduğunu söylerkeı., birincısini takanlann neyi anlatmak is- tediklerini düşünüyor? En çekici ve değişken kravatların koleksiyonu- nun sahıbı olduğunu da unutmayarak... Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(5 e-kolay.net AB'deki en yüksek oran Türkiye'de 7 milyon Hepatit-B taşıyıcısı var SAVAŞ KLIRKLU AH\NA-Çukuro\-a Üni- versıtesi Tıp Fakültesi Kli- nik Bakteriyoloji \e En- feksiyon Hastalıklan Ana Bılim Dalı Öğretim Üye- sı Prof. Dr. Hasan Aksu, dünyada 2 milyan aşan He- parit B virüsü taşı>ıcısın- dan yakJaşık 7 milyonun Türkiye'de yaşadığını an- cak bunlardan sadece 15 bin kadannın teda\i gödü- ğünü söyledi. "VralHepatiÜerin Teda- vi ve Profılaksisr konulu konferansta konuşan Ak- su, bebeklere 3 doz aşı ya- pılarak taşıyıcı sayısının artmasına engel olunabile- ceğine dikkat çekti. Türkiye'nin AB ühcele- ri arasında taşıyıcısı en yüksek ülke olduğuna dik- kat çeken Aksu, şöyle ko- nuştu: "Halkarasında 'sarılık' olarak bilinen hepatide il- gili \ apılan çahşmalar, ta- şmahk oranuun \iizde 7ile 10 arasında olduğunu or- taya koymuştur. Yani top- lumumuzda her on kişiden biriHBV ileinfekteohnuş, virüsle temas etmiştir. İş- te bu kişiierde ne > aak ki karaciğer iltihabusiroz, ka- raciğer kanseri gibi ciddi, sonuçta öldürücü kompü- kasyonlar görülüyor." Aksu, toplumun hastahk konusunda bilinçli ohna- dığını, kuaför, dişçi, lokan- ta,finngibi işyerlerinde bi- le hijyene yeterli özenin gösterilmediğini vıırguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear