23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 EYLÜL 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAY AKIN Topacın ipi vardır,ama...~Wf üçükçekmece Gölü'nün yakınmda n bulunan Yanmburgaz Mağarası'nın M.M. iki ayn ginşi vardır. Bunlardan "Aşa- l Mağara" olarak tanımlanandan içen girer e 300 metre yürürseniz, duvarda üç gemi rsmi görürsünüz. Bilim insanlan, bırçok "îîrk filmine sahne olan magaranın duvarına czilen resimlerin, 3. bin yılda yapılan gemi cnekJerine benzedığinı düşünüyorlar. Yanıtı "enlemeyen soru ise tstanbul'daki bir mağa- jya bu resımJenn kım tarafirjdan ve neden çi- 2İdığıdır!?.. Mehmet Zaman Saçlıoğlu, 1998 yılının âustos ayında. tatil için gittigi Asos"ta Cum- frorıyet gazetesini okurken, tahta oyuncaklar ^ıpan ihtiyar bir adamın ölüm habenne takı- Ir gözü. Yazar, öylesine etkilenir ki bu haber- «cn, bir öykü yazmaya koyulur o sabah. Öy- •d, köyün meydanında toplanan çocukiann, Irr sabah yaptıklan gibi mağaraya doğru yü- nmeleriyle başlar. Büyüklerin asla giremedi- •g mağarada, çocuklann kınnabıyla dönen bir t<paç vardır. Süreklı olarak dönmelıdır topaç. JCurursa ne mi olur? Saçlıoğlu. öykünün kah- rimanlanndan bıri olan Naku'nun ağzından ş<yle anlatır doğacak felaketı: "Topaç du- rırsa uzaktaki büyük dağın üstündeki kö- yin çocukJarının binlerceyıldır uçurduğu ur urtma rüzgâr bulmavabilir; rüzgâr ol- nayınca denizde dalga kalmaz. deniz kıyı- sndaki köyde dev kâğıt kayığı yüzdüren çtcuklar oyunsuz kalırlar, çünkü kayık su çtker, batar. Uçurtmanın bekçisi kartal gikvüzünde, kayığın bekçisi yunus bir ok- yınusta kaybolur; topacın bekçisi köpek dt bir daba çıkmamak üzere magaranın derinliklerine gider. Dünya da bir daha ktndine gelemez. Bütiin işler durur senin aılayacağın; denge bozulmayagörsün..." Saçlıoğlu'nun yüreğlndeki topaç Saçlıoğlu, "Topaç" adlı öyküsünü Haldun Taner Öykü Ödülü'ne gönderirken yaşantı- sındaki bütiin işler durma noktasındadır; çün- kü eşi Başak tüm dengeleri altüst eden bir savnlıga yakalanmıştır. Ödülü kazandığı ha- berine sevinemez bile. 0nun asıl beklediği. Başak'a yapılan kemık iliği naklinin sonucu- dur. Ödül törenine iki sevgili birlikte giderler. Törenin başlamasına az bir süre kala telefo- nu çalar Saçlıoğlu'nun. Prof. Mahmut Ba- yık'tırarayan, "Mehmetçiğim, Başak'ın so- nuçları iyi çıktı. Ödiilün tadını çıkarın!.." Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nun yüreğınde- kı topaç dönmeye başlar yenıden. Sahneye çağnldığında, kendisini alkışlayanlar, en bü- yük ödülü kazanmanın mutluluğuyla gülüm- sediğini anlayamazlar! Şair Rüştü Onur ise şanslı değildir o ka- dar! Heybeliada Sanatoryumu'nda tedavi gö- rürken tanışıp evlendiği sevgilisini kaybeder önce, kısa bir süre sonra da kendisi aynlır dünyadan. Ondan geriye, kımılerının "Bu adamın burada ne işi var, ne yazmış ki?" diye antolojılerde bir sayfayı bile çok gördük- leri şiirleri kalır: Anam Ben topaç çevirirken sokakta, Benim güzel oğlum Paşa olacak derdi... Halbuki ben hâlâ Topaç çeviriyorum sokakta Topacın çıkardığı rüzgâr... Insanlann dünyanın döndüğünden haber- siz olduğu yıllarda da var olan. bihnen en es- ki oyuncaklardan biridir topaç. Şairin yazdık- lan bir topaç döngüsüdür. Kiminin topacı du- rur, kimininki devam eder dönmeye. Önemli olan süre değil, Saçlıoğlu'nun öyküsündeki gıbı topacın çıkardığı rüzgârdır! Şiir yazmıyor olsa da, topacı dönen birçok şairle karşılaştırdığımızda çıkardığı rüzgâr da- ha bol olan Mehmet Müfit'ten birkaç dize: anlamı aradım sordum, sonunda buldum sokaktaymış topaç çevirmiş, seksek oynamış çocuksuz biryıl için Gaziantep çarşısında Aydın Ilgaz ve Nebil Özgentürk ile gezerken, bir çuval dolusu to- paç kendine çektı beni. Yalnız kendım için değil, birlikte gezdiğim iki güzel ınsana da bi- rer topaç alıp armağan ettim. Avluyu çeviren dükkânlarda baharatlann satıldığı eski bir çar- şıyı hayranlıkla incelerken "Bakın!" diye seslendi Aydın Ilgaz... Bir topaç, avlunun ortasında gezinerek dö- nüyor, Aydın Ilgaz da elinde bir ip, büyük bir zafer kazanmış komutan edasıyla gülüyordu. Nebil Özgentürk, aldatıldığını ifade eden bir ses tonuyla çıkıştı: "Yahu Aydın, ben 'Bir Yudum fnsan" belgeselinde baban Rıfat II- gaz'ın hayatmı anlatırken, 'Benim çocuklu- ğum hastanede ve hapıshane kapılannda geç- ti, çocukluğumu bu yüzden yaşayamadım' demiştin, bu ne?" Aydın Ilgaz, hiç bozmaz istifini: "Eee, Ne- bil, biz oralarda topaç çevirirdik!" 'Aha. dünya da bunun gtbl dönüyor' 0 sırada, dükkânlardan birinden çıkan, sek- senine merdiven dayamış bir Antepli yanımı- za geldi ve sordu: "Kim çevirdi bu topacı?.." Biz, işaret parmaklanmızla Aydın Ilgaz'ı göstererek, ihbar ettik suçluyu! Yaşlı adam, "Topaç öyle çevrilmez, ver bakayım" diye- rek ipi sanığın elinden aldı ve topaca doladı... Uerlemiş yaşına rağmen öyle hızlı bir el ha- reketi yaptı ki, topaç, çakılmış bir çivi gibi hiçbir salınım yapmadan aynı noktada dön- meye başladı. Gururlanma sırası bu kez yaş- lı Anteplideydi. Kendisini kutlamamıza fırsat vermeden to- pacı gösterdi yaşlı adam: "Aha, dünya da aynen bunun gibi dönüyor..." Bir Anadolu filozofuyla karşı karşıya oldu- ğumuzun farkındaydık. Adam, dönen topaca bir tekme attı, ama savrulan topaç değil, bu hareketten sonra söylediği şu sözlerden dola- yı biz olduk: "Ne var ki biz dünyayı tekme- liyoruz..." Belki de tüm hayatı o eskı çarşı avlusunda geçmiş olan adam, elindeki ipi göstererek bo- ğazımıza saplanan yumruğun daha da büyü- mesine neden olan son sözlerini söyledi: "To- pacın ipi vardır. Sararsam yeniden döner. Ama dünyanın ipi yoktur!.." Etkinlik 3 Ekim'de başlıyor Festival bukez miniklerinKültür Servisi - Istanbul Külrür ve Sanat Vakfı, 3-4-5 Ekım tarihlennde 11.00-18.00 saatlerı arasuıda, Maslak Parkorman'da bir çocuk şenliği düzenleyecek. 'minifest' adı verilen bu şenliğin yoğun ve zengin programıyla, toplumun küçük bireylerine düzeyli bir etkinlik sunulması amaçlanıyor. Şenlik için özel olarak düzenlenecek alanda, eşzamanlı olarak atölye çahşmalan yapılacak. 7-12 yaş grubuna yönelik bu çahşmalar plastik sanatlar. dans, tiyatro gibi birçok dalı kapsıyor. Katılımcılar, bu etkınlilderle sanatçılarla tanışma olanağı da bulacaklar. Şenliğin yurtdışından konuklan da var; Circus Joopie/Joopie Sirk Okulu yetişkin ve küçük eğitimcıleriyle konuklara farklı deneyimler yaşatacak. 'minifest "te Semaver Kumpanya tiyatro topluluğu, Şehir Tiyatrolan, Ahırkapı Roman Orkestrası, Borusan Korosu. The Better Halves Akrobatlan, Şehsuvar Aktaş Gölge Tiyatrosu, Karagöz gösterisiyle Cengiz Ozek, çocuklarla buluşacak olan topluluk ve sanatçılardan bazılan. IKSV ve tl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle, îl Milli Eğitim Müdürlüğü"nün saptadığı 10 pilot okuldan 5O'şer öğrenci, her gün etkinliğin konuğu olacak. İETT Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle. 10.30'da başlamak üzere, her yanm saatte bir 4. Levent metro durağından kalkan otobüslerle şenlik alanına ulaşım sağlanacak. Giriş ücretleri ise, 3-12 yaş için 3 nıilyon TL. bu yaş grubunun üstü için 5 milyon TL olarak belırlendi. fö 212 334 07 87) -A Kübalı sanatçı Alberto Casado 'nun çalışması Tophane-i Amire'de sergileniyor Paranın geçmediğibir dünya Joopie Sirk Okulu şenliğe katüacak topluluklardan. ÖZLEM ALTUNOK Geleneksel cam boyama tek- nığiyle Küba'nın 1980'li yıl- lardaki gündelik, politik, sos- yal yaşamını popüler bir yak- laşımla resimleyen Alberto Casado, bıenal kapsamında Tophane-i Âmire'deki çalış- masıyla 'sistemler üstü', sayı- lann gücünü anlatıyor izleyici- ye. Yasak bir oyunun suçlulan ise herkes kadar zenginleşmek isteyen Küba halkı. Casado, bir anlamda ülkenin gayri resmi tarihine tanıklık et- tiğı işinde, Küba'da yasaklan- mış şans oyunlannın aslında vazgeçilmez bir alışkanlık ola- rak el altından oynandığı ger- çeğini ironik bir dille anlatı- yor. Vazgeçtiği ya da sevmedi- ği Küba değil, ama sistemin her türlüsü, fazlası, eksiği... Sayılann, rakamlann sözünün geçtiği bir dünya. Küba'da kriz sonrası sanat - Kullandığınız teknik ve popüler yaklaşım. İkisi bir araya nasıl geldi? ALBERTO CASADO - 80'li yıllarda Küba'da patlayan kriz sonrasında her şey birbiri- ne kanştı ve sanat da bundan payını aldı. 80-90 arası politi- ka ve sanat, beraber sisteme hızmet ederken kendilerini sa- nata adayan sanatçılar ülkeyi terk etmeye başladı. O boşluk döneminde, 1993 'te ben ve benim gibi dü- şünen sanatçılarla birlikte bir- çok sergi açtık. Bu sergiler 80'li yıllardan başlayıp 90'la- ra kadar uzanan bu süreçte her türlü değişimi gösteren çahş- malan bir araya getirdi. Genel olarak ülkede neler olup bitti- ğini gösteren çalışmalardı. Kullandığım teknik de ilk kez orada uyguladığım bir teknik. Geleneksel bir yöntemle mo- dernize çahşmalar yapmamı asado, bir anlamda ülkenin gayri resmi tarihine tanıklık ettiği işinde, Küba'da yasaklanmış şans oyunlannın aslında vazgeçilmez bir alışkanlık olarak el altından oynandığı gerçeğini ironik bir dille anlatıyor. sağlıyor. Sentez geçmişten ve gelecekten kopmamı engelli- yor. - Popülarist yaklaşım res- nıin etkisini. eleştirinin gü- cünü arttırmak için bir araç mi? CASADO - Yansıtılan şey- ler hep dönem içinde yaşanan- lar üzerinden olduğu için, kullanılan yön- temin de tarihle bir bağlantısı vardı. Bir de bu tekniğin naif bir dili olduğunu düşünüyorum. Içerik olarak ise vermek istedi- ğim şeyi insanlara en rahat bi- çimde ulaşabihnek ve herke- sin anlamasını sağlamak için tercih ettim. Çünkü, anlattığım tarih, raf altında kalan, insan- lann duymadıklan, kapalı ifa- delerdi. - Tanıklık ettiğiniz örnek- ler... CASADO - Yaşanmış her şey neredeyse resrnimin konu- su oldu. Mesela bir etkinlikte bazı sanatçılar Che'yi bir mi- ting srrasında temsil eden bir performans yaptılar. Ama di- ğer tarafta turistler üzerinde Che'nin fotoğrafinm olduğu pullan, tişörtleri satın alıyor- lardı. Ben de o performansı ve turistlerin alış- verişini resmet- tün. - Bienaldeki işiniz de o dö- neme mi ait? CASADO - Aslmda e\et. Şans oyunlan Küba'da yasak, ama neredeyse nüfusun hepsi sürekli şans oyunlan oynuyor. 1960'hyılla- ra kadar yasak değildi, 64 ve 65 'te sistem değişikliğiyle bir- likte yasaklandı. Hâlâ yasak olmasına karşın oynanmasının sebebi ise fakirlik. Bu çıkmaz- dan kurtulmanın yolunu, şans- lannı denemekte \ e zorlamak- ta buluyorlar. - Bu kadar muhalefet ya- parak orada olmak sizin için ne ifade ediyor? CASADO - Her sistemin iyi ve kötü yanlan var, ben sade- ce daha dengeli olmasuıı ister- dim. Küba'da çok güzel şeyler de var ve oradan hiçbir zaman uzakta yaşamak, bağımı ko- parmak istemiyorum. Ben Kü- balı bir sanatçıyım, insanlann ilgisini çeken de benim oraya dair şeyleri yansıtmam. Kötü olanı değiştirmek - Gayri resmi tarihe tanık- lık ediyor, sistemi eleştiriyor- sunuz resim yaparak. Adale- rin resimle sağlanabileceğine ya da resme faydası olabilece- ğine inanıyor musunuz? CASADO - Bu işin derinli- ğini anlayanlar için sağlanabi- lir. Sanatın, kötü olanı değiştir- mekte faydalı olacağına ben kendi adıma inanıyorum. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Yaz Bitmese, Giinler Kısalmasa... "Günler kısaldı. Kanlıca'nın ihtiyarian Bir bir hatırtamakta geçen sonbaharian Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa... Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa..." Yahya Kemal'in "Eylül Sonu" şiirinin ilk dört di- zesi günlerdir dilimden düşmüyor. Sadece günlerin kısalması ya da yazı uzatma ça- bam değil, şiiriere sığınma nedenim. Belki de her gün gündemimize düşen haberlerin, içimdeki ve dışım- daki karanlığı yoğunlaştırmasından... Belki de bu. haberlerin ele alınış, yorumlanış, değerlendiriliş tar- zının insanı "insan" yapan tüm değeriere meydan okumasından, yok saymasından... Belki de dün bu köşede dile getirdiğim Şafak Pavey'in dövülme ve sonrasındaki süreçte yaşananların içimde açtığı ya- radan... Edward Said Bu yazının yazıldığı günün ilk haberi Edward Sa- id'in ölümüydü. Kitaplan ve yazılan dışında onunla hiç karşılaşmamıştım. En yakınımı yitirmiş gibi ol- dum. "Filistin direnişinin sözcüsü" diye tanımladı tüm ajanslar onu. Çok daha fazlasıydı... Doğu-Batı ikilemini, tarihsel perspektifte ele alırken sömürge- ciliğin, emperyalizmin işleyişini gözlerönüne seriyor- du. Kitaplannda olsun, yazılannda olsun, düşünce ve söylem zenginliğini, edebiyat tadıyla bütünlüyor- du. Şu son Irak ışgaliyle ilgili yazılan bile ne kadar önemliydi! Yazmakla yetinmedi. Inandığı her davada tepki- sini, tavnnı ortaya koydu. Aydın sorumluluğunun bi- lincinde eyleme katıldı. İçimdeki acıya bir de soru karışıveriyor Acaba binbir manevrayla Irak'a asker göndermeye kararlı hükümet üyelerinin hiçbiri Edvvard Said'in herhangi bir yazısını okumuş muydu? Onu ve düşüncelerini bilir miydi? (Gülmeyin, gerçekten merak ediyorum!) Emine Lavvai Aynı günün bir başka haberi, Nijerya'da Emine Lavval'ın "recm" edilerek, yani taşlanarak öldürül- me cezasından kurtulduğuydu. Bakmayın şeriat temyiz mahkemesinde ''Kendi- sini savunması için fırsat verilmediği gerekçesiyle serbest bırakıldı" denilmesine... Asıl neden dünya kamuoyunun baskısıydı... Bir yıl boyunca süren dünya kamuoyu mücadele- sinde, Nazmrye Halvaşi'nin önderliğinde, Türki- ye'deki çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da rolü var- dı. Bugün bir insanın yaşamını kurtarabilen kamuoyu tepkisi ve baskısı; yarın Irak'ta, askerierin ya da si- villerin ölmesini engelleyebilir diye düşünüyorum. Daha doğrusu düşünmek istiyorum... Ancak Emine Lavval'a ilişkin bu kamuoyu zaferiy- le sevinç nidaları atmadan önce, 21. yüzyılda, "recm" denilen ayınmcılığı, kadına yönelik bu vah- şeti, rezilliği, azgınlığı sorgulamak kökten lanetle- mek, silmek, yok etmek, tarihin çöplüğüne atmak gerekmez mi? Bu cezaya çarptınlan tek kadının Emine Lawal ol- madığını biliyorsunuz herhalde... Ozlenen insan ilişkileri "Günlerkısaldı. Kanlıca'nın ihtiyarian Bir bir hatıhamakta geçen sonbahariarı. Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa... Yazlaryavaşça bitmese, günler kısalmasa..." Bir yaz gecesini anımsıyorum. Kanlıca'da değildi. Büyükada'daydı. Müjde Sokak'ta... Doğa nimetleriyle insan nimetlerinin sarmaş do- laş olduğu Istanbul'un göbeğindeki o "cennet"e ar- kadaşlanmı ziyarete gitmıştim. Biri Büyükada'nın eski müdavimi, öteki en yenilerden... "Seni bu ak- şam bir sokak partisine götürüyoruz" dediler. Biraz yükseklere tırmandık. Müjde Sokak'a geldi- ğimizde gözlerime inanamadım. O sokaktaki tüm evlerden masalar, iskemleler, sofra örtüleri, yemek takımlan sokağa inmiş, biryanda ızgara mangal, öte yanda açık büfe... Herkes evinde kendi bildiği en le- ziz yemekleri yapıp getirmiş, imece usulü sofralar donatılmış... Herkes ev sahipliği yapıyordu. Herkes konuktu. Sokağı kendilerinin kılmışlar, sokaklarını paylaşıyor- lar, sokaklannın tadını çıkanyoriardı. Yalnız sokakla- rını değil, yüreklerini de açmışlardı... Gece boyunca sohbete, şiire, müziğe doyama- dım. Semt sakinlerinin birbirlerine sevgisine saygı- sına doyamadım. Demek hâlâ böyle komşuluk iliş- kileri, mahalle adabı var demekten kendimi alama- dım. Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa, sev- mek gücü, karanlığa direnmek gücü azalmasa... e-mail: zeynep </ zeyneporal.com Faks:0 212 25716 50 Genç sanatçılarımız Brüksel'de • Kültür Servisi - Avrupa Birliği Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen, Türkiye'den on sekiz genç ressam ve heykeltıraşın katılacağı Türkiye Çağdaş Resim ve Heykelinden Seçkiler' başlıklı sergi yann akşam AB'nin Brüksel binasında düzenlenecek bir törenle açacak. Şubat ayı sonuna kadar açık kalacak sergide Abdülkadir Özyürt, Arzu Başaran, Canan Tolon, Ergin tnan, Güler Güngör, Gülsün Karamustafa, Gürhan Yücel, Hakan Gürsoytrak, trfan Önürmen, Kemal Önsoy, Kurucu Koçanoğlu, Leyla Gediz, Rasiye Kubat, Selim Altan, Suzy Hug Levy, Tuğrul Selçuk, Yıldız Şermet ve Yıldız Topdağı'nın yapıtlan yer alıyor. Sanatçılann Brüksel'de sergilenecek yapıtlan Türk Dışişleri Bakanhğı tarafindan hazırlanan bir katalogda yayımlanacak. BUGÜN • 2. ULUSLARARASIBEYOĞLU BULUŞMASI kapsamında saat 13.00'te Tiyatro Pera'nın 'Aman Aman' oyunu Pera Sanat Merkezi'nde, saat 15.00'te Dünya Aktüel Kitabevi'nde Pazar Söyleşisi: Beyoğlu'nu Yazanlar etkinliğinin konuklan Selim Üeri ve Ahmet Ümit, saat 17.30'da yapılacak Tünel Konserleri kapsamında Sayat Nova Korosu konser verecek. Saat 20.30"da AKM Büyük Salon da yapılacak olan 'Kültürler Buluşmasr kapsamında Anjeüka Akbar, Sema, Hadass Pal- Yarden'in konseri izlenebilir. (0 533 567 21 53)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear