Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÛL 2003 ÇARŞAMBA
8
Istanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
PB 25 Sinop B 23 Adana A 34
Edirne PB 28 Samsun B 22
Kocaeli PB 25 Trabzon B 22
Çanakkale PB 25 Giresun
Izmir B 30 Ankara
B 23
B 26
Manisa B 30 Eskişehir B 25
Aydın B 32 Konya B 25
B 25Denizlı B 30 Sıvas
Zonguldak B 22 Antalya A 33 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
A
A
A
A
A
B
B
32
31
32
30
30
26
22
B 17
Yurdun kuzey kesım-
len parçalı çok bulutlu,
dığer yefier az bututlu ve
açık geçecek Hava sı-
caklığı ıç ve doğu ke-
sımlerde bıraz artacak
ctığer yerterde onemlı bır
değışıklık olmayacak
Ruzgâr yurdun kuzey-
batı kesımlennde kuzey
ve doğu, dığer yerterde
kuzey ve batı yonlerden
hafıf ara sıra orta kuv-
vetie esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
B
B
B
B
B
B
B
12
14
12
18
18
19
20
19
Berlin B 17 Moskova Y 21
Budapeşte Y 18 Aşkabat
Madnd B 26 Astana
B 23 '
Y 12 !
Vıyana Y 19 Taşkent B 24
Belgrad B 25 Bakû
Sofya B 24 Bişkek B 20
Roma 24 Tiflis B 13
Atına B 28 Kahıre A 32
Münih B 18 Zürih Y 16 Şam A 32
Açık Parçalı bLİutıu Sıslı B u l u t l u
k
Çok bulutlu « • > Yağmurlu Kartı Sulu
^ k Gok gurultülü
* *
G U N C E L CUNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
iresinde kulak misafiri olan Emine Erdoğan) ile Al-
lah bilıyor.
Kimi olasılıklaranlaşmanın inişli çıkışlı ılginç bırsü-
reçten geçerken ıçerdiği esrarı ortadan kaldırmıyor.
Tersine birbin peşi sıra birçok soru akıllardan ge-
çiyor. Örneğın Babacan'ın imzadan önce söylediğı
"anlaşmaya bağlı 'bazı politik' konulann" nasıl çö-
zümlendigı aydınlanmış değil.
Zira bu anlaşmanın Irak'a asker gönderme ile
bağlantılı olmadığını bızimkilerin üzerine basa basa
söylemelerine, aynı savı Babacan'ın imza törenin-
de yinelemesine karşı; ABD Hazine Bakanı John
Snow, "Dışişleri ve Savunma bakanlıklannın ve tüm
ilgili kuruluşlann Türkiye'nin kredi için 'gerekli şart-
lan' yerine getirmesinde oynayacağı rol, kredinin
hayata geçmesi konusunda belirieyici olacaktır" di-
yor. Biz, "Kredi anlaşması ile asker göndermenin
uzakyakın ilişkisiyok" diye tepineduraiım, Amerika-
lı bakan diplomatik bir üslup içinde, amagerçeği ol-
duğu gibi gösteren bir ifadeyle, kredi dilimlerinin yü-
rürlüğe girmesi için (IMF denetimlerini ölçü alarak)
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Hazine Bakanlığı ile bir-
likte vermesi olası onaya bir de Savunma Bakanlı-
ğı'nı ekliyor. Düne kadarsözü edilmeyen Savunma
Bakanlığı neden devreye girdi? Bizimkilerin savına
göre, anlaşma "Türkiye'nin Irak'ta ABD ile yapaca-
ğıişbiıiiğine" bağlandı. Oysa haberler gerçeğin öy-
le olmadığını gösteriyor.
Acaba "bazı politik konular" kısa zamanda nasıl
çözümlendı.
Derbi maçını Dubai'deTV'den izlerken Fenerbah-
çe'nin golleri koyu birtaraftar olan RTE'yi öylesine
mutlu etti ki; tam o sırada Amerika'nın yeni koşul-
lan kulağınafısıldanmış, Kasımpaşalı doğası birden
harekete geçmış, "şartlar martlar bana vızgelir, ba-
sın imzayı, gerisini bana bırakın" demiş olabilır.
öyle ya; Bush'u etkileyen bir dünya liderine ko-
şul moşul vız gelır!
• • •
Clirrton, RTE'yi dünya lideri diye överken kendi-
ne özgü alaylı bir üslup mu kullandı, bilmiyoruz.
Ama pekâlâ biliyoruz ki, baştan beri izlediği Irak po-
litikaları Amerika nezdinde yitirdiği güvenilir adam
saptamasını yeniden kazanmak için anayasayı da
bir kere delmeye hazırlanıyor. Anayasanın bir kez
delinmesinde sakınca görmeyen Özal'ın mantığına
sarılmakta beis görmeyen demeçler veriyor.
Anayasanın asker göndermeyle ilgili maddesini
sollayarak TBMM'nin yetkisıni Bakanlar Kurulu'na
devretmesinı içeren birtezkereyi yaşama geçirme-
ye hazırlanıyor.
Hükümetin AKP grubundaki direncı kırabilmek,
Meclis'in asker gönderme yetkisini Bakanlar Kuru-
lu'na devretme amacıyla tasaıiadığı tezkerenın ge-
rekçeleri hayli dikkat çekici ve ne çare, hayliden öte-
ye, ilkokul çocuklarını kandırmaya yönelik elma şe-
keri tadında öğeler...
AKP grubu yutar mı yutmaz mı bu gerekçeleri bu-
günden bilmek elbet olanaksız.
Siyasal deneyimı ve kültürü azımsanmayacak bır
siyasetçi, DYP gibi lıberal orta sağ bir partiden ay-
nlarak bugün ılımlı dinci görünümünde ama aslın-
da dinci öğeleri yavaş yavaş topluma yedirmeye
çalışan mezhebi belli bir partiye, AKP'ye gıren An-
talya milletvekili, Dışişleri Komisyonu Başkanı Meh-
met Dülger'in (birTV'de) bu gerekçelerin bir ikisini
ifade etmesi, ifadeden de öteye savunması iktidar
grubu içinde yaratılmak istenen havayı yansıtıyor.
Birinci gerekçe: Efendim neymiş? "Âni bir geliş-
me karşısında"TBMM'yi hemen toplamanın, TBM-
M'de saatler sürecek bir toplantı sonunda asker
gönderme kararı almanın zorluğu ortada imiş. Ani
gelişme ne olabilir?
Saldırı! Söz konusu değil.
Ikinci gerekçe daha latif. AKP milletvekillerinin
akıllanndan çok duygulanna sesleniyor: Anayasayı
delme pahasına TBMM'nin yetkisi hükümetten esir-
genirse; bu...Eeee? Hükümete güvensizlik anlamı-
na gelirmiş.
Kimileri bir hukuk devletinde keli tutuyor perçe-
minden!
Babanın suçunu Türkiye çekecek
îzlandalı anne
AÎHM'de kazandı
STRASBOURG
(ANKA) - tzlanda'da
evlendiği Türk eşinden
olan iki kızının Türki-
ye'ye kaçınlarak kendi-
siyle görüştürülmedıği
gerekçesiyle A\rupa în-
san Haklan Mahkeme-
si"ne (AİHM) dava açan
anne Sophia Gudrun
Hansen, Türkiye'yı 75
bin Euro tazminat öde-
meye mahkûm ettirdi.
Yaklaşık 10 yıldır
Türkiye'de hukuk mü-
cadelesi veren anne
Hansen, boşandığı Türk
eşinin kaçırdığı çocuk-
lanyla görüşmesi en-
gellenince 1997'de Tür-
kiye aleyhine AİHM'de
dava açtı. Hansen'in da-
vasını sonuca bağlayan
AÎHM, Türkiye'yi
Hansen'e 75 bin Euro
tazminat ödemeye mah-
kûm etti.
AÎHM'deki duruşma-
da aralannda yedek
Türk yargıcı Feyyaz
Gölcüklü'nün de bu-
lunduğu yedi AİHM
yargıcı, oybirliğiyle In-
san Haklan Sözleşme-
si'nin aile yaşamına
saygı hakkına ilişkin 8.
maddesinin ihlal edildi-
ğine karar verdi. Ancak
mahkeme, aynmcılığı
yasaklayan sözleşme-
nin 41. maddesinin ihlal
edildiği gerekçesiyle
yapılan şikâyetini ise
yine oybirliğiyle reddet-
ti. Bunun üzerine
AlHM, Türkiye'nin
Sophia Gudrun Han-
sen'in uğradığı maddi
zarar için 50 bin, mane-
vi zarar için 15 bin Eu-
ro, masraflar için de 10
bin Euro ödenmesini
kararlaştırdı.
AlHM karannda,
Türk mahkemesince
Hansen'in, boşandığı
eski kocası Halil Al'ın
yanında Türkiye"de ya-
şayan iki kızıyla görüş-
me hakkı tanınmasına
karşın Mart 1992 ile
Ağustos 1998 arasında
kızlanyla sadece dört
kez görüşebildiği belir-
tildi. AİHM, Hansen'in,
her görüşme gününde
babalan tarafindan ya-
şadıklan evden uzaklaş-
tınlan kızlannın bulun-
ması için, Türk yetkili-
lerinin gerekli adımlan
atmadığına hükmetti.
Orman alanları kurtulduİstanbul Haber Ser\isi - TEMA Vak-
fi'run, zeytin tanmı için orman alanlan-
nı tahsis etme izni veren Orman Bakan-
lığı aleyhine Danıştay'da açtığı iptal da-
vası sonuçlandı. Danıştay 8. Dairesi, ka-
ran Ağaçlandırma Yönetmeliği'nın 14.
maddesine, anayasanın 169. ve Orman
Kanunu'nun 57 maddelenne aykın bu-
larak oybirliği ile iptal etti.
TEMA, Orman Bakanlığı'nın 2001 yı-
lında Ege Zeytin ve Zeytinyağı thracat-
çılan Birliği, Tariş ve Zeytinyağı Tanm
Satış Kooperatifleri Birliği ile protokol
imzalayarak orman ekosistemleri içinde
zeytin tanmının yapılmasına izin verme-
si üzenne hukuk mücadelesi başlattı.
Yaptığı yasal itirazlardan sonuç alama-
yan TEMA Vakfı yetkilileri, protokolle-
rin iptali için Orman Bakanlığı aleyhine
28 Arahk 2001 tarihinde Danıştay'da yü-
rütmeyi durdurma istemli iptal davası aç-
tı. Dava sonucunda karann iptal edilme-
sini "doğal varlıkların korunmasına
yargının somut desteği" olarak nıtele-
yen vakıf yöneticileri, ormanlann bir sal-
dından daha hulcuk sayesınde kurtuldu-
ğunu belırttiler. Dava nedeniyle TE-
MA'nın zeytincilığe karşıymış gibi gös-
terilmesinden yalonan yetkıliler, "Akde-
niz ülkesi olan Türkiye'de zeytinciliğin
gelişmesi için 5 yıldır uğraş veriyoruz.
Ancak ormancılıkta teknik olarak
'zeytin ormanı' tanımı yoktur, zeytin ta-
nmı vardır. Zeytin tarımında, ağaçla-
rın altı sûrülerek, her türlü bitki örtü-
sü yok edilir, yani toprak yağmur sula-
rıyla erozyona özel olarak hazırlanmış
durumdadır. Ormanlann büyük bölü-
münün eğimli araziler olduğu göz
önünde bulundurulursa bu durumun
erozyonun hızlanmasına neden olaca-
ğı açıktır" dediler.
Tarikat şeyhi adına parkANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP'lı Sıncan Beledıye
Başkanı Rüstem Altınbaş, ılçe-
de yaptırdığı bir parka Nakşi-
bendi Tarikatı Iskenderpaşa Ce-
maatı'nin eski lideri Mahmud
Esad Coşanın admı verdı. Al-
tınbaş, Coşan'ın "fikir babası"
obnası nedeniyle adının parka
verildiğinı savundu.
AKP'li Sincan Belediyesi'nce
yaptınlan 24 bin metrekarelik
parka Iskenderpaşa Cemaati'nin
eski lideri Coşan'ın adı \eriliyor.
Sincan Belediyesi'nden yapılan
açıklamada, parkta Ankara'nın
en büyük yapay şelalesinin bulu-
nacağı dile getirildi. AKP'li Sin-
can Belediye Başkanı Rüstem
Altınbaş, "fikir babası" olma-
sı nedeniyle parka Coşan'ın adı-
nın verildiğinı söyledi.
Coşan'ın bir sohbetinde
Avustralya'daki parklardan söz
ettiğini belirten Altınbaş, bu
parkta da Avustralya'da olduğu
gibi çocuk emzırme ve çocuk
bezı değiştirme yerlerinin bulun-
duğunu kaydetti. Altınbaş. ilahi-
yat profesörü olan Coşan'ın
"çok sayıda ilim adamı yetiş-
tirdiği"ni, vaazlannı severek
dinlediğini, beğendiği için parka
bu adı verdiklerini dile getirdi.
Parkın, belediyenin öz kay-
naklanyla yapıldığını, hizmete
Sincan'a hâkim
bir tepede
kurulan parkın
arka cephesinde
Akşemsettin
Camii yer alıyor.
Sincanlıların,
"Şelaleli Park"
diye andıklan
yere "Mahmud
Esad Coşan"
ismi sonradan
verilmiş. llçe
halkı bu yeni
isimlendirmeye
karşın, parkı
halen "Şelaleli
Park" diye
anmaya devam
edivor.
açılmasıyla kışi başına düşen ye-
şil alan genişlığı konusunda Sin-
can'ın Avrupa standartlannı ge-
çeceğüıi kaydetti.
Ankara Universitesi Ilahiyat
Fakültesi'nde bir dönem öğretim
görevlisi olarak da çalışan Mah-
mud Esad Coşan, ölünceye ka-
dar Nakşibendı Tarikatı Isken-
derpaşa Cemaati'nin liderliğini
yaptı. Coşan, Necmettin Erba-
kan'ın siyasete atılmasının ar-
dından uzunca süre kendisini
destekledi. Refahyol iktidan dö-
neminde Erbakan ile arası bo-
zuldu. Erbakan'ın Başbakanhk
Konutu'nda verdiği iftar yeme-
ğine katılmayan cemaat liderle-
rindendi. 28 Şubat sürecinin baş-
lamasıyla birlikte bazı cemaat li-
derleri gibi Coşan da yurtdışına
çıktı. Coşan, 2001 Şubat ayında
trafık kazasında hayatını kaybet-
ti. Ölümünün ardından diğer
Nakşi önde gelenleri gibi Istan-
bul Süleymaniye Camii Külliye-
si'ne defhedilmesi için Bakan-
lar Kurulu'nda kararname hazır-
landı. Cumhurbaşkanı Ahmet
\ecdet Sezer kararnameyi geri
çevirdi.
Türk askerine ölüm daveti• Baştarafı 1. Sayfada
başkanlık seçimlerini hatırlatarak
"lrak'taki durum siyasi mesele haline
geldi. Amerikan halkı hâlâ destek veri-
yor ama her gün 1-2 Amerikan askeri-
nin ölmesi, halk desteğinde duraklama-
ya yol açabilir. Ancak, ABD istedikleri-
ni gerçekleştirene kadar orada kalacak"
dedi. "Hükümette çoğunluk, bir mütte-
fik olarak Türkiye'nin önemine inanı-
yor" diyen Whitfield şöyle devam etti:
"Türkiye, AB üyesi olmak için elinden
geleni yapıyor. Aynı zamanda NA-
TO'nun çok önemli bir üyesi olmaya de-
vam ediyor. Sizi stratejik yapan, laik, de-
mokratik ve Müslüman bir ülke olma-
nız. Pek çok Müslüman ülke böyle değil.
ABD ve Türkiye, Kore'de, Afganis-
tan'da,Bosna'da hep birlikteydi. Bu iliş-
kileri daha da beslemek için Türklerin
özellikle ABD'nin iç bölgelerinde Ame-
rikalılarla daha çok ilişkiye girmesi ge-
rek. Bu bölgelerde hayatında bir Müslü-
manla karşüaşmamış pek çok insan ya-
şıyor."
Kongre üyesi, "Türkiye Irak'a as-
ker yollamazsa ne olur" sorusuna,
"Amerikalılar hayal kınklığına uğrar-
lar" yanıtını verdi. Edward Whitfield,
"ABD bölgede Kürt devleti kuracak mı"
sorusunu ise şöyle cevaplandırdı:
"Amerika, kesinlikle avrı bir Kürt
devleti kurulmasına destek olmayacak.
Biz herkesin Irak'ta olmasını istiyoruz.
Türk askerinin de Irak'a gelmesini isti-
yoruz. Bu kesinlikle Türk-Kürt anlaş-
mazlığına yol açmaz. ABD terorizmi en-
gellemek için elinden geleni yapıyor. I-
rak'ta başka ülkeler de olsun istiyoruz."
Edvvard \VTiitfield, yoksul öğrencilerin
hükümetin vereceği 'bilet'lerle özel okul-
larda okutma projelerine, Demokratlarm
ve Ulusal Eğitim Derneği'nin destek ver-
mediğini söyledi. Whitfield, "projeleri-
nin neden destek görmediği" biçiminde-
ki soruyu ise "Bu projenin devlet okul-
larını zayıflatacağını düşünüyorlar" di-
ye yanıtladı.
Meclis devre dışı bırakılıyor
ANK\RA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Meclis'ten Irak'a asker
gönderme karannı çıkartabilme
konusunda endişeleri olan AKP
hükümetinin sınırlı süreli tezke-
re yerine "ucu açık yetki iste-
meyi" planlaması büyük tepki
gördü. CHP Genel Başkan Yar-
dımcısı tnal Batu, Başbakan
RecepTayyip Erdoğan'ın sınır-
sız yetkiye ilişkin açıklamasının
son derece vahim ve talihsiz bir
gelişme olduğunu belirterek hü-
kümeti bundan vazgeçmeye ça-
ğırdı. Başbakan Erdoğan'a par-
tili milletvekilleri de karşı çıkar-
ken Istanbul MilleUekili Gök-
sal Küçükali, "AKP, eğer I-
rak'a asker gönderme karan-
nı Meclis'ten geçirmekte başa-
nlı olur ve asker gönderilirse
her gün 15 askerin tabutu ge-
lir. O zaman ne AKP kalır ne de
Türkiye" dedi
Hükümetin parlamentodan ge-
nel bir yetki aldıktan sonra Irak'a
asker gönderme aşamasına ge-
lindiğinde "kapsamı,süreyi.sı-
nın ve miktan" tek yanlı olarak
belirlemeyi amaçlaması tartışma
yarattı. CHP Genel Başkan Yar-
dımcısı tnal Batu, hükümetin
Irak konusunda hep Meclis'i
devre dışı bırakmaya çahştığını
belirterek "Bu talihsiz bir ge-
lişme. Kendi gruplanna gü-
venmedikleri için böyle bir yo-
lu düşünüyorlar. Bunu düşün-
melerini dahi yadırgıyorum.
Vazgeçsinler, böyle bir yetldyi
kullanamazlar" dedi.
Cumhuriyetçi Demokrasi Par-
tisı (CDP) Genel Başkanı Yekta
Güngör Özden. hükümetin
Meclis'ten bugünden yanna her
türlü gelişmeyi karşılayacak kap-
samlı bir karar almaya çahştığı-
nı ancak tezkerenin sınırlı ya da
sınırsız olmasına Meclis'in ka-
rar vereceğini kaydetti. Özden,
" Irak'tan henüz bir talep yok.
Talep olmadan asker gönderi-
lirse bu işgal olur" dedi.
TBMM Dışişleri Komisyonu
Başkanı Mehmet Dülger, hükü-
metin asker gönderme konusun-
da "sınırsız yetki" istemesinin
doğru olacağını belirterek "En
doğrusu ve siyasi olan yöntem
bu olur. Meclis, her zaman için
hükümetin politikasını kabul
etmiyorsa hesabını sorar, hü-
kümeti alaşağı edebilir" diye
konuşru.
AKP'li TBMM Idare Amiri
Dünya Bankası Başkani: çok fazla acı var
Zenginlere uyarı
• Baştarafı 1. Sayfada
görüş aynlıklannın derinli-
ğini gösterdiğini belirtti.
Dünya Bankası Başkanı,
her yıl tarunsal sübvansiyon-
lara 300 milyar dolar, askeri
harcamalara da 600 milyar
doların üzerinde bir rakam
ayıran gelişmiş ülkelerin,
yoksul ülkelere kalkınma
yardımı için yılda sadece 56
milyar dolar ayırmasının,
dünyadaki dengesizliklerin
giderilmesinde yardımcı ol-
mayacağma işaret etti.
Gelişmiş ülkelerin 2006
yılı itibanyla 16 milyar do-
larhk ek bir yardım vaat et-
tiğini belirten Wolfensohn,
yoksul ülkelerin bunun en az
iki katına ihtiyacı olduğunu
ifade etti.
Abdullah Çalışkan. "Böyle bir
yöntem kendi kendimizi aldat-
mak olur. Sınırsız yetki alın-
ması bize yakışmaz" dedi.
AKP Istanbul Milletvekili
Göksal Küçükali ise Erdoğan'ın
sınırsız yetki ile "bana güve-
nin" demek istediğini vıırgula-
yarak bunun doğnı olmayacağı-
nı söyledi. Küçükali. "Erdo-
ğan'ın yetki istemesi şahsını
ortaya koyması demektir.' Yet-
kiyi bana verin. en ıyı şekilde
kullanınm' demek istiyor. Biz
daha önceki tezkerede de bunu
gördük, o zaman çok gayret
sarfedildi. Dışişleri Bakanı'nın
isrifa etmesi lazım. Başbakan-
ken çıkaramadı. şimdi mi çı-
karacak?" diye konuştu.
ABD'nin 8.5 milyar dolarlık
krediyi de asker koşuluna bağla-
dığına dikkat çeken Küçükali,
"Biz parayla mı göndereceğiz,
bizim insanımız lejyoner mi-
dir? AKP, eğer Irak'a asker
gönderme karannı Meclis'ten
geçirmekte başarılı olur ve as-
ker gönderilirse her gün 15 as-
kerin tabutu gelir. O zaman ne
AKP kahr ne de Türkiye" gö-
rüşünü dile getirdi. Küçükali,
tezkere hangi biçimde getirilirse
getirilsin "ret" oyu kullanacağı-
nı belirtti.
Avukatlardan acıklama
Suçlu gibi
gösterilmeye
çaltşılıyoruztstanbul Haber
Servisi - Avukatlar
Behiç Aşçı, Süley-
man Şensoy ve Öz-
gür Gider,*22 Eylül
2003 tarihli gazete-
mizde yayımlanan
"Savunmasız kalan
sanık" başlıklı habe-
rimizle ilgili acıklama
yaparak sanık Eylem
Göktaş'ın vekılliğin-
den "gördükleri lü-
züm üzerine çekil-
diklerini" belirttiler.
Avukatlar yaptıkla-
n yazılı açıklamada
sanık Göktaş'ın vekil-
liğinden çekilme ne-
denleri şöyle anlattı-
lar: "Vekilleri oldu-
ğumuz ve tstanbul 6
No'lu DGM'nin
2002/74 No'ludosya-
sında savunmasını
üstlendiğimiz Eylem
Göktaş'ın kendi ira-
desiyle 30.11.2001
tarihinde ölüm onı-
cuna başladığı ve yi-
ne kendi iradesiyle
Mart 2003'te ölüm
onıcunu bıraktığı
doğrudur. Ölüm
orucunu bırakmış
olması nedeniyle isri-
fa etnıemiz söz konu-
su değildir. Eylem
Göktaş, ölüm orucu-
nu bırakOktan sonra
aynı davada yargı-
landığı ve bizim de
müvekkillerimiz
olan diğer sanıklann
koğuşundan aynl-
mış, kendisiyle yaptı-
ğımız görüşmede,
'diğer sanıklarla fikir
ve eylem birliğinden
ve dolayısıyla savun-
ma içeriğinden de vaz-
geçtiğin, bu nedenle
vekil-müvekkil ilişki-
mizin sona erdirilme-
sini' talep ve beyan
etmiştir. Bunun üze-
rine vekâlerten azle-
dilmeyi beklemeden
istifa ettik. tstifa ile
ölüm orucunu bırak-
ma arasındaki 3 ay-
bk zaman dilimi de
bu görüşmeler nede-
niyle istifanın dclili-
dir. Aynı şekilde İn-
san Haklan Derneği
tstanbul Şube Baş-
kanı Kiraz Biçici ve
tstanbul Barosu Baş-
kanı Kazım Kolcuoğ-
lu bizleri töhmet al-
tında bırakımşlardır.
Bizler 19 sanıklı dos-
yada 14 sanığın sa-
vunmasını üstlendi-
ğimizi ve turuklula-
nn isteği ve iddiana-
mede atılı suçlann
ferdileştirilmemiş ol-
ması nedeniyle ortak
saMinma yaptığımızı
öğrenip, sanıklar
arasında savunma
konusundaki a>nlık-
ta, yasa gereği istifa
mecburiyetimiz ol-
duğunu görebilecek-
lerdi. Savunma hak-
kını gaspedenler on-
larken biz suçlu gibi
gösterilmeye çalışüı-
yoruz."
Avukat Hüdayi
Berber ise Eylem
Göktaş'ın avukatı ol-
madığını belirtti.
AP Dışişleri Komisyonu
Zana için
özel oturum
STRASBOURG
(AA) - Avrupa Parla-
mentosu (AP) Dışiş-
leri Komisyonu'nun
düzenlediği özel otu-
rumda, kapatılan
DEP'in eski milletve-
killerinin Türkiye'de
devam eden dunışma-
lan görüşüldü. Bazı
parlamenterler ceza-
evindeki eski millet-
vekillerinin serbest bı-
rakılmaması halinde
Türkiye ile ilişkilerin
askıya alınmasını is-
terken avukat Yusuf
Alataş, "Türkiye'nin
AB sürecinden kop-
masını istemedikle-
rini" belirtti.
AP Dışişleri Ko-
misyonu'nda dün ya-
pılan bir toplantıda,
cezaevindeki Leyla
Zana ve arkadaşlan-
nın Türkiye'de devam
eden duruşmalan gö-
rüşüldü. Toplantıya
konuşmacı olarak ka-
tılan eski milletvekil-
lerinin avukatı Alataş,
"Avrupa Parlamen-
tosu'nun Zana dava-
sı yüzünden Türkiye
ile ilişkileri askıya al-
masına yönelik öne-
rileri desteklemedik-
lerini" kaydetti. Ala-
taş, "Türkiye'nin
AB'den dışlanması
halinde demokratik-
leşme çabalanmn
zarar göreceğini"
ifade etti.
Türkiye'de Devlet
Güvenlik Mahkeme-
leri'nin kaldınlmasın-
dan yana olduklannı
kaydeden Alataş,
"DGM'ler hak ve
özgürlüklerin önün-
de önemli engel" de-
di. Avrupalı bir parla-
menterin "Zana ile
PKK'nin ilişkisi ne?
Zana PKK ile ilişki-
sini kesti mi" şeklin-
deki sorusunu Alataş,
"Zana, hiçbir zaman
PKK'liolmadığıiçin
aynlması da söz ko-
nusu değil" diye ya-
nıtladı.
Toplantıda söz alan
parlamenterlerin bü-
yük kısmı, Avrupa
Parlamentosu ve TB-
MM arasında köprü
vazifesi gören Karma
Parlamentosu Komis-
yonu Eşbaşkanı Joost
Lagendjik ise Türki-
ye'dekı reform süreci-
nin herkes tarafindan
desteklenmesi gerek-
tiğini bildirdi.
Bu arada, Avrupa
Parlamentosu Genel
Kurulu oturumunda,
DEHAP Genel Baş-
kanı Tuncer Bakır-
han'ın gözaltına ahn-
ması da gündeme gel-
di. AP'deki Komünist
Grup üyesi, Bakır-
han'ın gözaltına alın-
masını gündeme geti-
rerek Avrupa Parla-
mentosu'nun buna
tepki göstermesini is-
tedi. AP Başkam Pat
Cox, bu konuyla ya-
kından ilgileneceğini
belirterek Türk yetki-
lilere önümüzdeki
günlerde bir mektup
yazacağını söyledi.