Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2003 SALI
HABERLER
DlflVYADABUGUN
ALİ SİBMEN
Dursun Akçam'a Saygı
Platon, kitabı "Devlet"te yönetici olarak filo-
zoflan, bilgeleri önerir.
Unutmayalım ki, Aristo'nun Akademi'sinin
kapısında, "Geometri bilmeyen buraya gire-
mez" yazılıydı. Yani o dönemde felsefe bütün
bilimleri kapsayan bir disiplindi.
Platon'un devleti bilgelerin yönetmesi öneri-
si, birfilozofun nalıncı keseri gibi, herşeyi ken-
dine yontması biçiminde algılanmamalı.
0, daha çok bilginin ve aklın yönetimini sa-
vunuyordu.
Sokrates'in öğrencisi, demokrasinin herza-
man aklın ve özgürlüğün doğrultusunda geliş-
mediğini, adı felsefe ile özdeşleşmiş bu antik dö-
nem nebisinin düşüncelerinden dolayı ölüm ce-
zasına çarptıniması ile görmüştü.
Demek ki, yalnızca özgür yurttaşların oy kul-
landığı demokraside bile -ki Atina demokrasisi
öyleydi- her demokratik olan illa da özgürleşti-
rici olmayabiliyordu.
Aklın üstünlüğünü ise Platon, filozofların yö-
netiminde görmüştü.
Aradan yüzyıllargeçecek, iktidarseçkinlerden,
daha doğrusu seçkin olduklan varsayılan aris-
tokratlar ile onların da efendileri krallardan hal-
ka, daha doğrusu halkın temsilcileri olarak öne
çıkan ve ekonomik iktidan da ellerinde tutan bur-
juvalara geçecekti.
• • •
Burjuvazinin iktidarı, Ingiltere'deevrim, Ame-
rika'da kolonizatöre karşı savaş, Fransa'da dev-
rim ile ele geçirmesinden sonra, eski efendile-
rin, yeni egemenlere burun kıvırıp,
- Şu işe bak! Ayaklar baş oldular, dediklerin-
den hiç kuşkunuz olmasın!
Sarayın gözdesi Moliere bile, "Kibahık Buda-
/as/"nda (Bourgeois Gentilhomme) Monsieur
Jourdan'ın görgüsüzlüğü, ham ervahlığı ve ca-
hilliğiyle alay eder.
Ama Moliere her ne kadar dâhi ise de olay,
onun anlattığı kadar basit degildir.
Burjuva devriminin ardında aydınlanma hare-
keti vardır ve Fransız Devrimi, kendi kan ve ate-
şi içinde, yandaşı kimi bilim adamlannın kelle-
lerini almış olsa bile, büyük bir bilimsel ve sa-
natsal sıçramayı da gerçekleştirmiştir.
Napoleon'un Mısır seferi, askeri olduğu ka-
dar bilimsel yönü de ağır basan, heralandan bir
bilim adamı ordusunun katıldığı bir hareketti.
Fransız Devrimi'nin ve Cumhuriyet'in toplum-
dayerieşmesi.köydevekasabadakiliseninye-
rini okulun, papazın yerini öğretmenin alması sa-
yesinde olmuştur.
Tabii burada kilise ve papazın ortadan kalk-
ması değil, kurumlann birbirlerinin yanındaya-
şamaları söz konusudur.
• • *
Bütün cumhuriyet rejimleri ve demokrasiler,
kendi yalnız kadrolarını değil, ama toplumunu
yetiştirecek eğitim seferberliğini ön planda tut-
muşlardır.
Bunun en güzel ömeği, Mustafa Kemal'in Sa-
karya Meydan Muharebesi sırasında, başkomu-
tan olarak, cepheye hareketinden önce, yani tam
bir ölüm kalım savaşı içinde, yine de öğretmen
şûrasını toplamasıydı.
Bu ne bir fanteziydi ne de tarihte görülen tek
örnekti.
Demokrasilerin varlıklan ve güçleri, temel da-
yanakları olan eğitimin yoğunluğu, yaygınlığı ve
düzeyiyle düz orantılıdır.
Türkiye Cumhuriyeti, bir eğitim seferberliği
üzerine oturuyordu ve toplumun, demokrasinin
düzeyi de eğitimin düzeyiyle belirleniyordu.
Türkiye'de cumhuriyetin yurttaşının olduğu
kadar, demokrasinin bireyinin yetişmesinde de
öğretmenler belirleyici rol oynadılar ve büyük öz-
veriyle çalıştılar.
Ne yazık ki, onlar yalnızca kimi eskiden kal-
ma önyargıların değil, ama aynı zamanda temi-
natı olduklan devletin bir de kendilerini demok-
rasinin parçaları olarak gösteren politikacılann
baskılanyla da karşı karşıya kaldılar.
Bugün Ankara'da Cumhuriyet'in seçkin eği-
tim neferlerinden, özverili aydınlarından, değer-
li öğretmen ve yazarlarından birini, Dursun Ak-
çam'ı toprağa veriyoruz.
Yaşamı özgürlüğe ve gerçek anlamda de-
mokrasiye adanmıştı.
Onun anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
Raffarin: Yasa cıkarılacak
Fransa'dan türban
yasağına destek
Haber Merkezi -
Fransa Başbakanı Je-
an-PierreRaffarin, *ge-
rektiği takdirde. başör-
tüsünün okuliarda ya-
sakianması için yasa çı-
kanlmasına destek ve-
receğmi" açıkladı.
Fransız M6 televiz-
yon kanalında kendisi-
ne yöneltilen sorulan
yanıtlayan Raffarin,
"Başka bir çözüm bu-
lunmaması halinde,
okuDarda başörtüsü ile
ilgili bir yasa hazırla-
makgerekebilir" dedi.
"İnsanların dini
inançlannı gösteriş
amacıyla ifade etmele-
rine karşı olduğunu"
söyleyen Raffarin,
"Okullar, dini ve siyasi
propaganda yeri değil"
diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Jac-
quesChirac. okullarda
başörtüsü yasağıyla il-
gili olarak toplumda
farklı kesimlerin görüş-
lerini alabilmek için,
temmuz ayında laiklik
komisyonu kurulması-
nıkararlaştırmıştı. Siya-
si partiler, sivil toplum
örgütleri ve uzmanla-
nn görüşlerini dinleyen
komisyon, yılbaşına ka-
dar hazırlayacağı rapo-
ru Chirac'a sunacak.
Chirac ve Raffarin, da-
ha önce yaptıklan açık-
lamalarda. okullarda
başörtüsünün bir yasay-
la yasaklanmasından
önce toplumda bu ko-
nunun tartişılmasını is-
temişlerdi.
•• •• ••
ODTU'de akademik yıl protestolu başladı. Oğrenciler bakanlan, rektör YOK taslağını eleştirdi
Eğitimde2004karayıl olacakANKARA /ÎSTANBUL (Cumhu-
riyet)- ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural
Akbulut yükseköğretım yasa tasan-
sı taslağının me\'cut haliyle çıkması du-
rumunda, üniversitelerin siyasallaşa-
cağını ve Milli Eğitim Bakanlıgfna
bağlı lıseler haline geleceğini söyle-
dı. Akbulut, "YÖKtaslağmm mevcut
haliyle yasalaşüğı gün Türk ünhersi-
te ve bilim tarihi için kara gün' ilan
edilecektir'" dedı.
ODTÜ 2003-2004 eğıtim-öğretim
yılı, dün kültür ve kongre merkezin-
de düzenlenen törenle başladı. Töre-
ne kahlan Devlet Bakanı Kürşad Tüz-
men ve Enerji Bakanı Hilmi Güler
oğrenciler tarafından protesto edildi.
Rektör Akbulut'un açılış yılı ko-
nuşmasından önce, üzerinde "özgür
gençKk" yazılı bir döviz taşıyan öğ-
rencı, salonda düdük çalarak "Yeni
YÖK taslağının Mecfis'ten geçnıesi-
ni istemiyoruz. Özerk, demokratik
ve anadilde eğhinı talep ediyoruz" di -
ye bağırdı.
• ODTÜ Rektörü Akbulut, hükümetin üniversiteleri çökme
noktasına getırdiğini belirterek, maddi sıkıntılar altında ezilen
devlet üniversitelerinin, bu yıl öğretim elemanlan kadrolanna
yapılacak atamalann durdurulması ile felç olduğunu vurguladı.
Akbulut, açılış konuşmasında. kriz-
ler sonrasında devlet üniversitelerinin
idari ve mali açıdan zarar gördüğünü
anlattı. Maddı sıkıntılar altında ezilen
devlet üniversitelerinin, bu yıl öğre-
tim elemanı kadrolanna yapılacak ata-
malann durdurulması ile felç oldu-
ğunu belirten Akbulut hükümetin üni-
versiteleri çökme noktasına getırdi-
ğini vurgulayarak, "Üniversitelerimj-
zin üzerindeki mali kısıtlamalar ile
personel atama yasağı kakhnlmandır.
Aksi takdirde, 2003 yıh Türk üıüver-
sitetarihinekarayıl olarakgeçecekuV"
diye konuştu.
Onurlu bilim insanlan ve üniversi-
telerin, hıçbır zaman iktidann güdü-
müne girmediğine ışaret eden Akbu-
lut, "Uzükrek görüyoruz ki, demok-
rastyi içine sindirememiş tophımlarda
okhîğu gibi, bugün Tûrk üniversitele-
ri de siyasaHaşma tebükesi altmdadır "
dedi. Akbulut, akademik liyakat ve
bilimsel araştırmayı yok sayan bu tas-
lağın yasalaşması halinde, üniversite-
lerin yüksek lise konumuna geleceğı-
ni vurgularken "YÖK taslağının bu ha-
liyle yasalaşbğı gün üniversite ve bi-
Knı tarihi için kara gün' ilan edilecek-
tir" dedı.
Akbulut'un konuşmasının ardın-
dan, Tüzmen, kürsüye geldi. Tüzmen,
konuşmasına başlamadan önce bir öğ-
renci "ABD askeri obnayacağız. Yabn-
lannıza burada devam edemezsiniz,
defohın üıuversitemizden'' diye ses-
lendı. Bunun üzenne Tüzmen, öğren-
ciye "Son kısmını geri a!" dedi. Öğ-
rencinin salondan çıkanlmak isten-
mesi üzerine Tüzmen. müdahale edil-
memesini istedi. Tüzmen, bunu bir
nostalji olarak gördüğünü söyledi. Ay-
nı öğrencinin "Nostalji degir diye kar-
şı çıkması üzerine Tüzmen, öğrenci-
ye "Dinlemeyi öğren"dedi.
iTÜ'de venl öğretim vılı
Istanbul Teknik Üniversıtesi (ÎTÜ)
2003-2004 eğitim öğretim yılı, dü-
zenlenen törenle başladı. Açılış töre-
ninde konuşan 9. Curnhurbaşkanı Su-
leyman DemireL "Üniversitelerin al-
tmda kakhğı tazyiki üzünrü ile karşı-
hyorum. Siyasi iktidaıiannyapacağıen
büyük yanbş iş, üniversitelere el at-
maknr. Umversiteleri hbalandırmaya
kaDanak kafasını taş duvara vurmak-
nr" dedı. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gül-
SÜD SağJamer de eğitimin önemine
değinerek "Türkiye'nin AB üyeliğine
uiaşabümesi içingenç kuşaklannen iyi
şekilde eğitinyor olnıası gerekir" dedi.
Tüzmen konuşmaya başlamadan bir
öğrenci,"Yalanlannıza burada devam
edemezsiniz. defolun üniversitemiz-
denr
diye bağırdı. (Fotoğraf: AA)
tĞNELf FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Eğitim sisteminde çarpıklık
Biryılda
dershaneye
700 trilyon
• 52 üniversitede yapılan araştırmaya göre,
öğrencilerin yüzde 25.5'inin ailesi ayda
ortalama 45 milyon 486 bin lira gönderebiliyor,
yüzde I3.7'sinden de 500 milyon lira geliyor.
Haber Merkezi - Mali-
ye Bakanhğı Bütçe Ge-
nel Müdür Yardımcısı Dr.
Ahmet Kesik'in 52 üni-
versitede gerçekleştirdi-
ği araştırma, üniversıte
gençliğinin ne kadar zor
şartlarda eğitim gördüğü
ve dershanelere her yıl
trilyonlarödendiği gerçe-
ğini ortaya koydu. Araş-
tırmada, ülkede dersha-
nelere ödenen para 2003
yıh fıyatlanyla 700 trilyon
lira olarak hesaplandı.
Kesik'in "Yüksek Öğ-
Hükümet üniversiteye girişleri kolaylaştırmak için YOK Yasası'nda tek maddeyi değiştirecek
AKP'den imam lıatip manevrası
MAHMUTGÜRER
ANKARA - Öğrenci Seçme ve Yer-
leştirme Merkezi'nin (ÖSYM) sınav
takv imini hazırlayarak ÖSS çalışmala-
nna başlaması, AKP hükümetinı telaş-
landırdı. Imam hatip lisesi mezunlan-
na üniversiteye girişte kolayhk sözü
veren AKP'nin, Universitelerarası Ku-
rul (ÜAK) ile yapılan çahşmanın ka-
sun ayı sonunda bitecek olması nede-
niyle mevcut YÖK Yasası'nda sadece
üniversiteye giriş sistemine ilişkin mad-
desini değiştireceği öğrenildi. Hazır-
lanacak tek maddelik değişiklikle bu
okul mezunlanna üniversiteye giriş ko-
laylıgı sağlanacak.
YOK taslağı için Universitelerarası
KuruFla müzakerelere başlayan AKP
• Universitelerarası Kurul ile YÖK taslağı çalışmalan uzayan
AKP hükümeti, imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye
girişini kolaylaştırmak için mevcut yasanın puan katsayısına
ilişkin maddesinde değişiklik yapmayı planhyor.
hükümeti, üniversiteye giriş sistemin-
de imam hatip lisesi mezunlan ile ge-
nel lise mezunlannı aynı konuma ge-
tirecek olan değişikliği yapmak için
harekete geçti.
Başbakan Recep Tayvip Erdoğan ın
üniversiteye girişte ımam hatip liseli-
lere kolayhk sağlayacak düzenlemeyi
bu yıl gerçekleştireceklen sözünü ver-
mesi üzerine hükümetin, sadece YÖK
Yasasf nın "Yükseköğretime Giriş"
başlıklı 45. maddesinde değişiklik ya-
pacağı öğrenildi.
Buna göre, "Oğrenciler devlet yük-
sekögretim kurumlanna, esaslan Yük-
seköğretim Kurulu tarafından tespit
edilen smava girerler. Sonuçlarm değer-
lendiribnesinde adayiann ortaöğretim-
deki başanlan dikkate alınır" şeklın-
deki madde şöyle değıştırilecek:
"Adaviann yükseköğretnn program-
larmayerieştirihııekrindepuanlamalar;
sözel, sayısal. eşit ağırhk ve yabancı dil
olmak üzere dört puan türü esas ahna-
rak yapıhr. İçeriği ortaöğretimde izle-
nen tüm müfredaü kapsayacak şekilde
düzenlenen smavın; sayısı, tarihi, orta-
öğretimde bir mesleğe veya belH sanat
dallanna yönelik programlann yükse-
köğretimdelddevamı niteligindekiprog-
ramlann betirienmesi ve diğer hususla-
ra ilişkin usulveesaslar MiDi Eğitim Ba-
kanhğı'nca çıkanlacak \ önctmelikle be-
lirlenir ve UgUi kurumLara bUdirihr."
Bu düzenlemeyle Yükseköğretim
Kurulu'nun üniversite sınavının esas-
lanru belirleme yetkisi almarak Milli
Eğitim Bakanlığrna verilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı sınav sistemi-
ni YÖK'e bildirecek ve sınav MEB'in
istediği şekilde yapılacak. ÖSYM'nin
ÖSS kılavuz kitapçığını yasa değişik-
liğinden önce okullara göndermesi du-
rumunda ÖSS yine mevcut şekliyle
gerçekleştirilecek.
renimde YeniBir Finans-
man Modeü Önerisi: Bu-
tünsd Model" adıyla ger-
çekleştirdiğı araştırma
için, 52 üniversitede 5 bin
154 öğrenci arasında bir
de anket düzenlendi.
Ankete kahlan öğrencile-
rin yüzde 88.5'u üniver-
siteye gümeden önce ders-
haneye gittiğini beyan
ederken, yüzde 16.7'lik
bölüm dershanenin yani
sıra özel ders de alarak
üniversiteye hazırlanmış.
Kesik'in araştırmasında
üniversite gençliğinin sos-
yo- ekonomik durumuna
ilişkin olarak şu sonuçla-
ra ulaşıldı:
• Öğrencilerin yüzde
24.4'lük bölümünün aile-
sinin aylık geliri 182 mil-
yon lira, yüzde 21.8'lik
bölümünün 455 milyon,
yüzde 15.6'lık bölümü-
nün 637 milyon, yüzde
20.9'luk bölümünün 909
milyon, yüzde 17.3'lük
bölümünün de 2.2 milyar
lira.
• Öğrencilerin yüzde
25.5'unun ailesi ona ayda
ortalama 45 milyon 486
bin lira gönderebiliyor.
Yüzde 20.8"lik gnıba ai-
lesinden ortalama 118
milyon 197 bin lira. yüz-
de 23.4'ünden 163 mil-
yon 684 bin lira, yüzde
16.6'sından 227 milyon
321 bin lira, yüzde
13.7'sinden de 500 mil-
yon 242 bin lira geliyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türkiye'de cezaevlerine yönelik ba-
kış açısı neredeyse 30 yıldır hiç de-
ğişmedi. Bu otuz yıllık süreci, ceza-
evleri ve mahkemeler pratiği içinde
yaşayan bir insan olarak kendi dene-
yimlerimi de düşünerek değerlendi-
riyorum. 19 Aralık 2000 tarihindekı ce-
zaevi operasyonlan sırasında Adalet
Bakanı olan Hikmet Sami Türk'ün
bir açıklamasını okudum. 33 kişinin
ölümüne, onlarcasının sakat kalma-
sına yol açan bu operasyonlarda gü-
venlik güçlerinin siyasilere nasıl ege-
men olduklarını da kendi deneyimle-
rine dayanarak açıklamıştı.
F tipi cezaevleri, bir hücre tipi ce-
zaevi olarak yapılırken Avrupa'daki uy-
gulamalar örnek gösterilmişti. Çok
modern ve rahat olduğu iddıa edilen
hücre tipi bu cezaevlerinin sonuçla-
rını şimdi daha iyi görebiliyoruz. On-
larca genç bu tek ve üç kişilik hüc-
relerde psikolojik bunalımlara girdi-
ler. Bazılan kendini yaktı, bazıları in-
tiharetti. Bir kısmı ise çok ciddi nev-
rotik sorunlar içinde o hücrelerde ya-
Bir Adalet îsteği
şamaya devam ediyor.
Bu cezaevleri tamamen siyasilere
yönelik olarak yapıldı. Her ne kadar baş-
iangıçta mafya mensuplannın da bu-
rada yer alacağı soylendiyse de asıl ola-
rak hep siyasiler buralara atıldılar. Bu-
raya atılan insanların büyük çoğunlu-
ğu gencecik çocuklar. "Orgüt üyeliği"
gibi her türlü yorumlamaya muhtaç
ceza kanunu maddeteriyle liseli ve üni-
versiteli gençlere çok ağır cezalar ve-
rildi, verilmeye devam ediliyor.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek haklı
olarak yargıçlara "Yolsuzluklann üze-
rine gidin" çağnsı yapıyor. Hâkim-
lerin adaletli davranmalarını istiyor.
Ben de buradan Adalet Bakanı'na
çağnda bulunuyorum. "Örgüt üyeli-
ği" maddesinden ceza almış yüzler-
ce gencin dosyasını bir inceletsin.
Yaşlarını, öğrenim durumlarını ve ey-
lemleriyle cezalar arasındaki oran-
sızlığısaptamayaçalışsın. BirdeFti-
pi cezaevlerindeki sorunlara el atsın.
Orada hücrelerde psikolojik bunalım
yaşayan gençlerin dertlerini dinleye-
cek, hücre sistemin sonuçlannı in-
celeyecek bir komisyon oluştursun.
•*•
Bugün bu yazıyı yazmama sebep
olan Sincan 1 No'lu F Tipi Ceza-
evi'nde yatan Polat Han. Polat Han,
bana yolladıöı mektubunda "Oral
Amca" diyor. îlk kez cezaevinden ge-
len bir mektupta "amca" denildiğini
görünce, içerideki gençlerle aramız-
daki yaş farkını anımsadım. Bize am-
ca diyen gençler yatıyor cezaevin-
de. Onlan ne kadar anlayabiliriz ki!
Polat Han, haksızlığa uğradığını
düşündüğü bir konuyu dile getirmiş.
Işte anlattıkları: "Merhaba Sevgili
Oral Amca, Mektubumu size iki üye-
lik cezası almış bir siyasi mahpus
olarak yazıyorum. Ankara DGM'nin
şahsıma karşı yaptığı adaletsizliği
sona erdirme mücadelemde deste-
ğinizi esirgemeyeceğinizi umuyo-
rum."
" 1993 yılında 5 ay mahpus yattık-
tan sonra, Ankara 1 No'lu DGM ta-
rafından örgüt üyeliği suçlamasıyla
tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakılmıştım. 1995yılının Ocak ayın-
da tekrar tutuktandım. Ankara 2 No 'lu
DGM'de yine hakkımda örgüt üye-
liği suçlamasıyla ve 'önceki davanın
iddianamesinde yer alan' suçlama-
lann 'aynen' yer aldığı yeni bir dava
daha açıldı."
"Bu iki dava birieştirilmeden, da-
ha önce tutuksuz yargılandığım da-
vadan, örgüt üyeliği suçlamasından
15 yıl ceza aldım. Bir yıl sonra ikinci
davadan da örgüt üyeliği suçlama-
sıyla bir ceza daha aldım. Aynca hiç
ilişkim olmayan eylemlerden 7 yıl 9
ay bir ceza daha aldım."
"Dosyalanmın Yargıtay aşamasın-
da nasıl değeriendirildiğini bilmiyo-
rum. İki kez aynı örgüt üyeliğinden
aldığım ikiayrı ceza Yargıtay tarafın-
dan onaylandı. 7 yıl 9 aylık cezanın
ise düştüğünü öğrendim, DGM'de-
ki yargılamalar bittikten sonra avu-
katımla görüşemedim. Yoksul oldu-
ğum için son yıllarda yeni avukat tut-
ma şansım olmadı."
Polat Han, bir kişinin aynı örgütten
iki kerecezalandınlmaması gerektiği-
ni söyteyerek mahkemelere çeşitli di-
lekçeler vermesine rağmen bir sonuç
elde edemediğini belirtmiş. Aynı du-
rumdaolan başkasanıklann dosyala-
rının birleştirildiğini de anlatmış.
Polat Han mektubunu şöyle bitir-
miş: "Adalet anyorum, Sevgili Oral
Amca. Şahsıma karşı yapılan bu hak-
sızlığın ortadan kaldınlması için sizin
desteğinizi bekliyorum."
Gerçekten bir kişi aynı örgütten na-
sıl iki kere mahkûm edilir, bunu an-
lamış değilim. Sanınm dosya kalaba-
lığı arasında dikkatten kaçmış. llgili-
lerin dikkatine sunuyorum.