Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16EYLUL20O3SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Prof. Arechiga
İzmir'de öldü
• İZMİR(AA)-
Uluslararası Beyin
Araştırmalan
Örgütü'nce (IBRO), Ege
Üniversitesi'nde (EÜ)
düzenlenen konferansa
katılmak için tzmir'de
bulunan Meksikah
Profesör Hugo Arechiga,
kaldığı otel odasında ölü
bulundu. Yapılan ilk
muayenede.
Arechiga'nın kalp krizi
sonucu öldüğü
belirlendi. Arechiga'nın
cenazesinin. ülkesine
gönderileceği bildirildi.
Yaşargil Bayındır
Hastanesi'nde
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Unlü beyin cerrahı Prof.
Dr. Gazi Yaşargıl 20
Eylül Cumartesi günü
Bayındır Hastanesi'nde
"Nöroşürurjide Üst
Düzey Yaklaşımlar'
konulu bir konferans
verecek. Bilimsel
etkinliklerhaftası
çerçevesınde vereceği
konferanstan sonra
hastalan ziyaret edecek
ve birkaç ameliyat
yapacak olan Yaşargıl,
yaklaşık ikı hafta
Türkiye'de kalacak.
Banka müdürii
intihar etti
• TEKİRDAĞ(AA)-
Pamukbank Tekirdağ
Şube Müdürii Tamer
Çakar. dolandınldığını
belirten mektup
bırakarak intihar etti.
Çakar'ın cesedi,
jandarma ekipleri
tarafından, Karansıllı
köyü muhtan Halim
Yavuz'un telefon ihban
üzerine gittikleri Ibribey
- Generli ve Dedecik
köylen arasındaki yolda
34 BK 9343 plakah
otomobilde bulundu.
Pamukbank Tekirdağ
Şubesi'nde müfettişlerin
inceleme yaptığı
öğrenildi.
Armonika
grubundan rekor
• VARŞOVA(AA)-
900 "den fazla
armonikacı, lOdakika
süreyle caz parçası
çalarak Guinness
Rekorlar Kitabı'na
girmeyi başardı. Polonya
haber ajansına göre,
dünyanın en büyük
müzik grubunu oluşturan
armonika sanatçılan.
Poznan kentinde hafta
sonunda "When the
Saints go march in" adlı
caz parçasını çalmayı
başardılar. Rekorun
kitaba girebilmesi için,
sanatçılann 5 dakikalık
performansı yeterli
olacaktı.
Temizel, siyasi otoritenin ekonomiden elini çekmediğini söyledi:
Türkiye'dekurullar
bağımsız olamadıMİYASE İLKNUR
Bağımsız kurullar, 57. hükümet
döneminde IMF ile yapılan
stand-by anlaşmasından sonra
Türkiye'nin gündemıne gırdi. IMF
dayatmasına o dönem boyun eğmek
zorunda kalan siyasi erk, bağımsız
kurullan bir türlü içine sindıremedı.
Eski BDDK Başkanı Zekeriya
Temizel ile kurullann çalışma
koşullannı, bagımsızlığını ve iktidarla
ilişkilenm konuştuk.
- Üst kurullar yeniden masaya
yatmldL Kurullar sizce neden
tarüşüıvor?
ZEKERİYA TEIVIİZEL -
Hanzalannızı biraz zorlayın. Daha
birkaç yıl önce ülke ekonomisıni
bağımsız kurullar kurtaracak
deniliyordu. Bugün ise ekonomiyi
bağımsız kurullardan kurtanrsak ülke
kurtulacakmış gibi bir izlenim
veriliyor. Bağımsız kurullann
kurulmasmı isteyenler, ekonominin,
bağımsız kurullann gözehmınde,
piyasa güçlerine terk edilerek
bataktan çıkabileceğini, onun için de
tüm ekonomik kurumlan ve
dolayısıyla da ekonomiyi siyasetin
etki alanından çıkarmanın
gerekliliğini saMinuyordu.
Ortam hazır değildl...
IMF'nin Türkiye'ye dayattığı yapısal
değişikliklerin esasıru bu
düzenlemeler oluşturuyordu.
Öncelikle, Cumhuriyet'in kuruluşu ile
yaratılan ekonomik sistem ve
kurumlann kaldınhp da yerine
tamamen piyasa güçlerine göre
işleyen. bağımsız kurumlann
düzenledıği ve denetledıği sısteme
geçilirse, bir sorunla karşılaşılmaz
sanıldı. Oysa böyle bir sistem
değişikliği için gerekli ortam
hazırlanmamıştı. IMF bu alanlan bir
kamusal gider alanı olarak gördüğü
için siyasi otoriteyı buralardan
çıkararak kamu giderlerini kısmaya
çalışıyordu. Ancak bu düzenlemelerle
birlikte devletin sosyal işlevlerinin de
sona ereceği, bunun sonucunda da
milyonlarca üreticinin üretimden
düşeceği ise IMF uzmanlannın
umurunda değildi. Bağımsız
kurumlann yasalan uygulamaktan
başka bir yetkisı yoktu ama IMF
desteğinden başka şey düşünemez
olanlann bunlan değerlendirme
olanaklan yoktu. Uyanlara da bu
nedenle kulak tıkanıyordu.
yatışma kaçtnılmaz oltiu'
Göz ardı edilen ikincı konu ise
bağımsız kurullara de\Tedilen
alanlardaki sorunlann büyüklüğü idi.
Bağımsız kurullar yıllann sorununu
daha göreve başladıklan gün
kucaklannda buldular. Böylece,
dayatma sonucu ülke koşullan
hazırlanmadan gerçekleştirilen sistem
değişikliği bir sürü sorun doğurdu.
Hükümet bır de baktı ki. bu konulan
düzeltmek için kendisinin hiçbir
yetkisi kalmamış. Bu defa bağımsız
kurullar çözümlerin önünde engel
olarak görülmeye başladı ve çatışma
kaçınılmaz oldu.
- O zaman bağımsız kurulann
kurubnası yanhş mrydı?
TEMİZEL - Bu kurullann gelişmış
ülkelerde gördüklen işlev leri göz
Hükümet
tarafından
yetkileri
kısıtlanmak
istenen bağımsız
kurullann IMF
dayatmasıyla
kurulduğuna dikkat
çeken eski BDDK
Başkanı Zekeriya
Temizel, siyasi erkin
yetkilerini kurullara
devretmeyi
başından beri içine
sindiremediğini
belirterek "Kurullar
kurulur gibi yapıldı.
Bir başbakanın
söz geçiremeyeceği
kurumu
benimsemesi için
demokrasimizin çok
aşama kaydetmesi
gerekiyor" dedi.
'BAĞLI KURULUS YARATMAK YANLIS'
-Yapdmakta olan düzenlemele-
ri nasü değeriendiriyorsunuz?
TEMİZEL - Henüz kesinleşmiş
bir şey yok. Her saat bir şeylerden
vazgeçiliyor, ya da yeni düzenle-
meler ekJeniyor. Kamuoyuna yan-
sıyan bılgilerden anlaşıldığına gö-
re yeni düzenleme bağımsız kurum
uygulamasını tamamen ortadan
kaldırmaktadır.
Yeni düzenleme ile bir kuruma
bağımsız denmesini gerektirecek
hiçbir düzenleme kalmamaktadır.
Sadece bu düzenleme bile işi bi-
tirmektedir. Mali bağımsızhk ise
tamamen kaldınlmakta, kurullar
gelir getıren kurumlara dönüşmek-
tedir. Bağımsız kurul kuruyormuş
gibi yapıp da bağlı kuruluş yarat-
mak doğru değildir.
Davulu başkasırun boynuna asıp
da tokmaklan önünüze gelene da-
ğıtamazsınız. Bu birülkeye yapı-
lacak kötülüklenn en kötü olanı-
dır. Yolsuzluklann, usulsüzlükle-
rin kapısını sonuna kadar açmak
demektır.
Sorumluluğu olmayan ınsanla-
nn taleplerinin sının yoktur. Siya-
si otorite her türlü yetkiyi kulla-
nacak ancak sorumlu olmayacak-
hr. Işte bu olamaz.
sabahtan akşama kadar Başbakanlığın
kapısında bekliyorlarsa
bağımsızlıklan inandıncı olur mu?
Kurul üyelerinin seçilme biçimleri
objektiflikten uzak. Kararlan
nedeniyle dokunulmazhk diye bir
düzenleme söz konusu değil.
Denetim terörü...
önüne alırsak. en azmdan kurullann
bazılan için bu kurullar gereksız,
kurubnası yanlış kurullar diyemeyiz.
Ancak kurulma süreci göz önüne
almdığında kuruluş biçimleri yanlış
oldu diyebiliriz. Bizde bağımsız
kurullar, açık bır şekilde siyasi
otoriteyi ekonomik karar
mekanizmalanndan dışlamak için
kuruldu. Siyasetin bu alanlardan
dışlanması ile kararlann
rasyonelleşeceği temel tercih oldu.
Üstelik bu tercih, siyasi otoritenin
özgür siyasi tercihi de değildi.
Yani siyasi otorite bu alanlardan
çekilmeye hazır değildi. Görünen o
ki, ülkemizde siyasi otorite ekonomik
karar mekanizmalanndan çekilecek
aşamada değil. Eğer çekılirse
siyaseten bitecek. Bunu göze
alamıyor.
Slyasl otoritenin kapısında
- Yani bağmısız kurul uygulaması
amaca ulaşamazdı dryorsunuz.
TEMİZEL - Ulaşması olanaklı
değildi. Bu alanlar temizlenmeden.
sorunlanndan anndınlmadan
kunıllara devredilmesi. sorunlann
çözümü için yeterli olmadı. Özellikle
yapılan düzenlemelerin eksik ve
yetersiz olması, kurullann etkin
çahşmasını engelledi. Kurullar iş
yapmak yerine iş yapabümek için
gerekli düzenlemeleri yaptırmak
amacıyla siyasi otoritenin kapısında
vakit geçirdi. Kurul başkanlan
Yasaya göre sürelerinden önce
değişririlemeyecekleri belirrilse bile
yasa değiştirilip topluca görevlerine
son verilıyor. Kurumlar denetünden
gözlenni açamıyorlar. Güven
kuruluşlan tam bir denetim terörü
altında tutuluyorlar. Mali
bağımsızlıklan hiçbir zaman olmadı.
Bütün bunlardan sonra ise zırt pırt
değişen kurul üyelerinden bazılan
yeniden seçilme endişesi ile
bağımsızlıklannı kendileri
sınırlandırmaya başladılar. Karar
ahnak için siyasi otoritenin ağzına
bakar hale geldiler. Şimdı bu koşullar
altında sız hangi kuruma bağımsız
kurum diyebilirsiniz?
- Başbakanbk damşmanı kurul
başkanlanm toplantıya çağırdı Kurul
başkanlan da koşa koşa gitiler.
Daıuşmanın böyle bir yetkisi var mı?
TEMİZEL - Yok. Başbakanlık
danışmanın böyle bir toplantı
yapması ve kunıl başkanlannın da o
toplantıya katılmalan bağımsızhğı
gölgeler. Başbakanın kurul
başkanlanna danışma ve bilgi alma
yetkisi yasalarla belırlenmiştir. Ancak
danışmana böyle bir hak tanınmadığı
için toplantıya çağırma yetkisi yoktur.
ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(5 cumhuriyet.com.tr
Bu köşede zaman zaman internet-
te eppostalarda dolaşan bazı metin-
lere yer veriyoruz. Bu hafta da uzun
süredir elden ele dolaşan ama yaza-
n bilinmeyen biryazıyayer vereceğiz.
Yazının konusu kullanılan standartlar
ve bunlann nasıl saptandığı ile ilgili.
Hemen hepimizin bildiği gibitren ray-
larının belirti aralık standardı var. Ba-
kalım bu mesafe nasıl standart hale
gelmiş.
Uzay mekiğinin fırlatma rampasına
baktığımızda asıl yakıt tankının yani
sıra iki büyük füzenin daha yer aldı-
ğını görürüz. BunlarSRB (Solid Roc-
ket Boosters) olarak adlandırılır ve
Utah'taki birfabrikada üretilir. Bunla-
nn genişliği yaklaşık olarak 5 feettir.
Aslında bunlan tasartayan mühendis-
ler daha fazla genişlikte yapmayı is-
temişler, ama yapamamışlar.
SRB'ler fabrikadan fırlatma ram-
pasına trenle gönderilmek zorunda
Kurallar Nereden Çıkıyor?
olduğundan bu istekleri gerçekleşe-
memiş. Çünkü söz konusu tren yolu
dağdaki birtünelden geçmekzorun-
dadır. SRB'ler de trenle birlikte bu tü-
nelden geçmek zorundadır. Buranın
genişliği de tren raylarının arasında-
ki genişlik olan 4 feet 8.5 inç'ten bi-
raz fazladır. (Yaklaşık 1.5 metre)
Peki ABD'deki raylann genişliöi ne-
den 4 feet, 8.5 inç'tir?.. Çünkü Tngil-
tere'de de bu şekilde yapılmıştır.
ABD'de de demiryollan ilk defa sür-
gündeki ingilizler tarafından yapılmış.
Bir başka soru daha: Neden Ingi-
lizJerbu genişliği kullanıyor? Çünkü ilk
tren raylarını yapanlar eski tramvay-
lan yapan kışilermiş ve bu genişlik de
onlann kullanmış olduklan genişlikmiş.
Yeni soru: Neden acaba özellikle^bu
uzunluğu kullanıyormuş bu adamlar?
Çünkü bu adamlar, tekerlekler ara-
sındaki bu mesafeyi eskiden beri at
arabalannı yaparken dikkate alıyor ve
tramvayları yaparken de aynı şase
genişliği ve araç gereçleri kulanıyor-
larmış.
Bir soru daha: O zaman, at araba-
lanndakı tekerlekier arasında neden
bu ılginç ölçüyü dikkate alıyoriarmış?
Çünkü diğer bir ölçü kullandıkla-
rında eski bir Ingiliz yolunda araba
bozulduğunda, yol izleri arasındaki
mesafeye uyacak şekilde ölçüyü tut-
turmak zorundaymışlar. lyi de, aca-
ba kim bu eski yollan yol izlerini böy-
le yapryormuş?
Avrupa'daki (ve tngiltere'deki) ilk
uzun mesafelı yollar Roma Imparator-
luğu tarafından kendi savaşçılan için
yapılmış ve o zamandan beri kullanı-
la gelmekteymiş.
Peki bu yol izleri neden bu şekildey-
miş? Çünkü Roma Imparatoriuğu'nun
ilk savaşçılannın arabalan bu ilkteker-
lek izlerini oluşturmuşlar ve diğerleri
de arabalannın tekerteklerinin zarar
görmesınden korktuklanndan, bu iz-
lerin üzerinde gitmesini sağlayacak şe-
kilde iki tekerlek arasındaki mesafe-
yi taklit etmişler.
Işte bu nedenle, Roma imparator-
luğu için ya da Roma Imparatorluğu
tarafından yapılan at arabalannın hep-
si, tekerlekler arasındaki bu mesafe-
yi koruyacak şekilde aynı ölçülerdey-
miş.
•ÂBD'ddki standart ray genişliği olan
4 feet, 8.5 inç ölçüsü Roma Impara-
torluğu savaş arabalannın yapılış ku-
rallanndan türemiş gelmiş.
Son bir soru daha: Peki Romalılar
niye böyle bir ölçü tutturmuşlar? 4
feet 8.5 inç'i nereden bulmuşlar?
Kurallarve bürokrasi her zaman var
olmuştur. Bazı kurallar hatırlatıldığın-
da bu kuralların nasıl ve nereden çık-
tığını sorarsınız değil mi? Tamam doğ-
ru yoldasınız.
Roma imparatorluğu'ndaki savaş
arabalannın enı, tam olarak iki atın
poposunun arasındaki mesafeye
eşit olacak şekilde yapılmıştır. Böy-
lece ulaştığımız yanıt, en başta so-
rulan sorunun yanıtıdır. Yani sonuç
olarak, düyanın en gelişmiş ulaşım
sisteminin fırlatma füzelerinin dizay-
nı, iki bin küsur yıl önce iki atın po-
posunun genişliği ile saptanmıştı.
Hani bazı kuralların nereden çıktığı-
nı sormuştuk ya...
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Ağaçtan Ormanı
Görmemek
Başlıktaki ünlü atasözünü zaman zaman kulla-
nırız. Ama bugün, bu özdeyiş AKP iktıdan için dört
dörtlük bir biçimde, yerini bulmuş olmalı.
Daha iktidannın ilk günlerinde YÖK sorununa el
atan siyasal iktidar için, olay kamuoyuna "İki Ke-
mal'in meselesi" olarak sunuldu. Yani Yüksek öğ-
retim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ile
Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu nun altından makam koltuklarını
çekerseniz, türbandan imam hatip lisesi çıkışlıla-
rın istedikleri fakültede yükseköğrenim yapma
haklanna kadar bir dizi düğümün kolaylıkla çözü-
lebileceğini sanarak düğmeye basılmak istenildi.
Teşbihteki hata!
Ama tam bu aşamada, önce birer bırer üniver-
site rektörleri, üniversitelerin yönetimini 1960 ön-
cesinde uygulandığı biçimde Milli Eğitim Bakanı
'merhum' Celal Yardımcı'nın bugünkü halefleri-
ne teslim etmeyi çıkar yol sananlann karşısına di-
kildiler.
İki üç ayncalık dışında rektörierin bu direnişi, kı-
sa sürede çevresinde, öteki akademik kadrolann
mensuplannı buldu. Hani, neyazıkki sadece fılm-
lerde görmeye alışmışızdır:
Ceberrut bir kabadayı sokağın başına dikilir ve
yaratmak istediği korku ile o sokağa egemen ol-
mayı düşünür. Zanneder kı gücü ile herkesi sindi-
rebilecektir.
Bir bakarsınız, bir kapı açılır ve adamın birisi, o
alikıran başkesen rolünü oynamak isteyenin kar-
şısına çıkıp, yaptığının doğru olmadığını haykırır.
Sonra, bir ikinci, üçüncü ve nihayet ardı ardına o
sokakta oturanlann hemen bütünü, kabadayının
çevresinı sarar ve vermek istediği gözdağının ge-
çerii olamayacağını söylerler.
Ne yapsın sokak kabadayısı? Haklısınz yanıtını
vermek ve söylemini en aza indirmekten başka!
Teşbihte elbette hata olacak. Ama önce, bu-
günkü Sayın Kültür veTurizm Bakanı, sonra daSa-
yın Milli Eğitim Bakanı, açtıklan savaşım sonunda
karşılannda Üniversitelerarası Kurul'u buldular.
Belki farkında olmayanlarımız var ama bu diki-
liş çok büyük boyutlarda bir direniş cephesi de-
mektir. O direnişi, vaktiyle kendi iç hesaplaşma-
ları nedeniyle kırmak isteyen bireysel birkaç çıkı-
şın ne sayısal ne de bilimsel bir ağırlığı olmadığı,
Üniversitelerarası Kurul'un, gösterişten ve meydan
okumadan direncinin giderek kurumlaşması ile
önlendiği ortaya çıktı.
önümde bu kurulun büyük bir sivil toplum ke-
simine gönderdiği bir sorular formu duruyor. Ku-
rulun bugünkü başkanı Sayın Prof. Dr. Aytıan Al-
kış'ın imzasını taşıyan bu yazıda, Yükseköğrenim
Kanun Tasansı Taslağı'nın, tüm üniversitelerimiz-
den gelen eleştiri ve öneriler doğrultusunda kabel
edilemez olduğu kanısına vanldığı hatırlatılmakla
yetinilmiyor, ülkenin yükseköğretimden beklenti ve
gereksinmelerine yanıt verecek, yaşanan köklü
sorunlara çözüm üretecek, kazanılan ulusal bilgi
ve deneyim birikimini değerlendirecek, AB ve dün-
ya ile bütünleşme sürecinde uyum ortamı sağla-
yacak, evrensel akademik ölçütlere uygun bır mo-
del oluşturma çabalarından söz ediliyor.
Anayasa madde 42
Bu amaçla sıvil toplum kuruluşlarımızın ve pay-
daş diger sektörlerimizin görüşlerini öğrenme ih-
tiyacı belirtiliyor.
Geçen hafiasonu, Kemal Gürüz ile kimi üniver-
site rektörlerinin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç
Yalman ile bir araya gelerek YÖK sorununu irde-
ledikleri medyada yer alınca, birincil işlevi Silahlı
Kuvvetleri yıpratmaya yönelmiş kalemler, derhal
hücuma geçtiler. Sorunu bir kuvvet komutanı ile
birkaç rektörün olayı olarak değerlendirmeye ve
mahkûm etmeye çalıştılar. Oysa önceki gün Ge-
nelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıkla-
ma, o biriikteliğin tek bir kuvvet komutanının giri-
şimine değil, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurumsal
değerlendirmesine dayandığı anlatılıyor.
Neden olarak da anayasanın "Eğitim ve öğre-
nim hakkı ve ödew"nden söz eden 42. maddesi,
bu anayasa üstüne ant içerek göreve başlamış olan
politikacılanmıza anımsatılmak isteniliyor.
"Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkıiap-
lan doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esas-
lanna göre, Devietin gözetim ve denetimi altında
yapılır.Bu esaslara aykın eğitim ve öğretim yerle-
riaçılamaz" tümcelerini unutmuş olanlarvarsa bir
kez daha okusunlar isteniliyor.
Radikal kimi kalemler, Genelkurmay Başkanlı-
ğı'nın bu açıklamasını, çağdaş demokrasinin ku-
rallanna, AB ölçütlerine ve o arada uyum yasala-
nna aykın bulacaklardır. Ama ne çare ki daha açık-
lamanın üstünden saat geçmeden Eğitim Baka-
nı'nın ağzından, hükümetin, "askerin YÖK konu-
sundaki görüşlerini makul bulduğu" söylenmiş-
tir. Hüseyin Çelik. "Bu yönde değişiklik yapma
karan aldık" diye, su kaynama noktasına gelme-
den duruma el koymuştur.
Siz, isterseniz bu taze açıklamayı basiretli biryö-
netimın yanıtı olarak değerlendirirsiniz. İsterseniz,
beyaz bir mendilin AKP cephesinden sallandığını
söyleyebilirsiniz. Her iki görüşte de karar size kal-
maktadır.
Ancak, mademki iktıdarın YÖK üzerindeki ha-
zırlıklan böylece bir sayfalık bir görüş açıklaması
ile yok sayılacaktı: Bunca çalışmaya, dahası bü-
yük laflar etmeye gerek var mıydı?
Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(S e-kolay.net
— g Sevdiğinizi
AOSCAR'ia
t j ^ ödüllendirin!
•1•ı
«onursattTESıuna !
MKLm UKU'hM HIABAHC |
»M'5GKEATE7W1FE
WDim*s G»ı»;bi raıo
WQRU)'S GRUTHT MOTHEI
TOHID'S 6REATBT SISTHt
wo«urcG«METii!(me
W0«U>'5 GSUTEST FBEMD
WOKU)'S6«mlSItOSS
JTOItL&S G8EAIBT1AIY
ElffiE GOIE K r*ZIUJi
^ 17.000.00-TL
• SİPARİS HATT1
~ 0555 504 88 7İ
0532 277 13 28
E1KU-
HAT-
> TEZHir •
MİHTJITUIt •
VtI««T.
OStUNllC*.
• UYVMCUIUK •
ı««t•
M $ * r DKI. SÜSUME •
MSİM>
KUIUS 0K« SUSUMC •
s
"
PORSEUN SÜSUME •
KUUIK - SIIM5T (SICAK) •
OHE STKOKE IFIICA TIKHIĞI) •
SEItUT ntCA •
6IT»I • KB •
HEf • IkSUUHA •
I.K.H.V.
apt AAedresesi\
TEL :0212 513 36 01-02
SUL1ANAHMET