22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EYLÛL 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İlci günde 25 ceset karaya vurdu Meriç'te kaçak göç trajedisi SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk YIURATİLEM ATtNA - Türkiye "den Yunanıstan'a Menç Neh- ri 'nden geçmek isteyen mültecilerin yolculuğu tra- jediyle sonuçlandı. Türki- ye'den çıkış yapan. ancak sayılan henüz netleşme- yen Pakıstanlı miilteciler, Vferiç Nehri'nde boğul- tiular. Yunanistan'dakı kay- naklardan elde edilen bil- gilere göre son iki gün için- de nehrin Yunan kıyılan- na vuran cesetlerin sayısı 21 'yi buldu. Adli tıp uz- manlan, cesetlerin dört gün önce boğulduklannı açıkladılar. Nehrin akış yönıi bo- yunca araştırmalannı sür- düren Yunan sınır büiikle- ri ile dalgıçlar, her geçen saat yeni bır mültecinin cesedi ıle karşılaşırken göçmenlerin tam sayısı bi- hnmiyor. Ancak yetkili- ler, nehrin Türkiye tara- fında da 4 mültecinin ce- sedinin bulunduğunu be- lirttiler. Insan ticaretinden bü- yük paralar kazanan suç örgütleri, her yıl bınlerce mültecinin Yunanistan'a geçmesini sağhyorlar. Me- riç Nehri'nin Yunan tara- finda mayın tarlalannın ol- ması nedeniyie, deniz yo- lunu tercih eden insan ta- cirleri her yıl onlarca mül- tecinin ölümüne neden olu- yorlar. Meriç Nehri'nin mayınlı bölgesınde geçen aylarda üç kaçak mültecı mayına basarak hayatlan- nı kaybetmişlerdi. Aynı şekilde Türki- ye'den Yunanıstan'a geç- mek isterken bindıkleri sandal devrilen ona yakın mülteci geçen günlerde boğularak yaşamını yitır- miştı. Insan tacirleri mül- tecilerden adam başına 1500ıle2(bin)500dolar arasında para ahyorlar. HAZANYAPRAKLARL Şoförle kavga eden muavin 2 genç kızı rehin aldı, rehineler yapılan operasyonla kurtanldı Bolu'da dehşetsaatleri mşam ır:fc>t' Uçan balonla Istanbul keyti • Ekonomi Servisi - Istanbullu yurttaşlar. Kadı- köy'de kurulan dev balon sayesınde, 200 metre yükseklikten kenti izleyebilecek. Turkap Turizm Şirketi'nce Kadıköy Deniz Otobüsleri Iskelesi yanında kurulan ve deneme uçuşlanna dün baş- îayan 'TürkBalon', 15 Eylül'de hizmete girecek. Çelik konstrüksiyonlar üzerine halatlarla bağla- nacak olan balon, bulundugu platformdan yakla- şık 200 metre yükselecek. Yurttaşlar, 15 milyon lira karşılığında 15 dakika süreyle Istanbul'u 360 derecelik görüş açısıyla seyredebilecekler. RUJHATAVŞAR BOLU - Samsun-Istanbul seferini yapan yolcu otobü- sünün muavini, sürücüyle kavga edince araçta bulunan 2 genç kızı yaklaşık 9 saat re- hin tuttu. Tabancayla çevre- ye korku saçan öfkeli mu- avinjandarmanın operasyo- nuyla etkisiz hale getirildi. Onceki akşam saat 21.00'de Samsun'dan tstan- bul'a gitmek üzere yola çı- kan Fındıkkale Turizm'e ait 34 AS 7772 plakalı yolcu otobüsünde. şoför tmdat Gömüş ve muavin Necdet Olay yerine ambulans- lar gelirken, 45 yolcu karayollanna ait binada bekletildi. Bu arada muavin, sa- at 04.00 sıralannda oto- büsün görüntüsünü al- mak isteyen AA muha- biri Kenan Gürbüz'e 2 elateşetti. Tabak rehin aldığı genç kızlardan 18 yaşındaki Tezcan Gü- naydm'18 saat sonra ser- best bıraktı. Tabak ile görüşmele- ri Bolu Emniyet Müdü- rü Uğur Gûr yürüttü. Görüşmelerde çay ve si- Tabakarasında Bolu yakın- Muavin NecdetTabak,jandarmaÖ2cltiınlerininoperas>onuv1a etkisiz hakgetirfldi(AA) g a r a i k r a m e d ü e n T a . lannda başlayan tartışma, kavgaya dönüştü. Gümüş'e ait silahı ele geçıren Tabak, dün sa- at 03.30 sıralannda şoför ve yolculan rehin aldı. Bu sırada, yaklaşık 130 kilometre hızla giden otobüs kaza tehlikesı atlattı. Otobüsün 2. şoförünün direksiyon hâkimıyetini ele al- ması sonucu, olası facia önlendi. Çaydurt gi- şelerine yaklaşıldığında, otobüs kaptanı Gü- müş, muavin Tabak'a gişeye para vermeyi unuttuğunu söylerek araçtan indı. Gümüş, gi- şenin yanında bulanan Bölge Trafik Müdür- lüğü'nden yardım istedi. Polislerin, aracın çevTesini sarması üzerine muavin Tabak. araç- ta uyuyan 87 yaşındaki Kezban Şencan ile 2 genç kızı rehin aldı. Yaşlı kadının oğlu Cey- hun Şencan, muavinden hasta annesini bırak- masım istedi. Tabak da bu isteği kabul etti. Yaklaşık 6 saat emniyet güçleriyle görüş- mesini sürdüren Tabak, kavga ettiği otobüs şo- forünün kendisine teslim edilmesini istedi. bak, yetkililerden bir şişe bira istedi. Tabak, Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı jan- darma özel timleri ve Bolu tl Jandarma Ko- mutanlığı ekiplerinin düzenlediği operas- yonla etkisiz hale getirildi. Tabak'ın yakla- şık 9 saat rehin tuttuğu Muthı Günaydm, sağ- lık kontrolünden geçirilirken "Bir an başıma tabanca dayandığmda hayaümın bittiğini dü- şündüra Yaşadığım için nıuthı>Tim"dedı. Gö- zaltına alınan Tabak emniyete götürüldü. İSTANBULTİCARETÜNİVERSfTESİ TÜRKİYEAVRUPAVAKFI Ö D Ü L TÖRENİ VE PANEL D U Y U R U S U Ankara Anlaşması'nın 40. Yılı'nın anılması ve Lozan Antlaşması'ndan Ankara Anlaşması'na, Ankara Anlaşması'ndan Günümüze Türkiye - Avrupa llişkileri konulu araştırma yanşmasının ödül dağrtım töreni 12 Eyjül 2003 (Cuma) günü saat 10.30'da Istanbul Ticaret Üniversitesi Konferans Salonu'nda yapılacaktır. P R O G R A M MÜZİK DİNLETİSİ Sevil ULUCAN (Keman) ACILIŞ KONUŞMALARI Ziya MÜEZZİNOĞLU (Türkiye Avrupa Vakfı Başkanı) Prof. Dr. A. Sait SEVGENER (Istanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü) PANEL Prof. Dr. Erdal İNÖNÜ (Eski Başbakan Yardımcısı ve Eski Dışişleri Bakanı) ilhan SELÇUK (Cumhuriyet Vakfı Başkanı) Prof. Dr. Burhan ŞENATALAR (YÖK Üyesi) Meral Gezgin ERİŞ (Eski İKV Başkanı) ÖDÜL DAĞITIM TÖRENİ Adres: Istanbul Ticaret Üniversitesi, Ragıp Gümüşpala Cad. No: 84 Eminönü 34378 ISTANBUL Tel: 0 212 511 41 50 Jbksula ğoğrencıye kıyafet Istanbul Büyüksehir Belediyesi Kadın Koordinasyon Merkezi tarafından yoksul öğrencikre yönetik gerçekkştirüen "Bir Öğrenci de Siz Gjydnin" kampanyası. Cemal Reşit Rey Konser Saionu'nda yapılan tamnm etkinliğrvk başladL Büyükşehir Beledryesi Başkanı Aİi Müfrt Gürruna. dar gefirM ve ihtiyaç sahibi öğrendlere tartash e malzemeleri, öntük. bot kiıru gıda ve kahvalühk malzeme yanhmında buhınulacağını söyledi. Etkinüğe Ahmet Ozhan. Emel Saym. Aydan Şener, Ühan Şeşen ve Tank gibi ünlü iamler de kaüldL (Potoğraf: YUSUF BAHADIR ATİLLA) Kadınlar,Adalel Bakanı Çiçek'ten uyguhmanın önünegeçmesini istedi Bakirelikkontrolü suç olsunANKAR\(ANKA)- AdaletBa- kanlığı'nın genelgelerine rağmen, onur loncı bır uygulama olarak Tür- kiye'nın ayıbı haline gelen bakirelik kontrolünün önüne geçilemeyince kadın örgütleri, Adalet Bakanı Ce- mil Çiçek'ten uygulamanın suç ola- rak tanımJanmasını istedi. Aralannda baro kadın komisyon- lan ve Mor Çatı'nm da bulundugu bir grup kadın örgütü, halen TBMM Adalet Komisyonu'nda bulunan Turk Ceza Yasa Tasansı'nı değerlendir- di. Kadınlar, Çiçek'ten uygulama- nın önüne geçilmesi için daha etkin mücadele edilmesini istedi. Türkiye"de, halen işyerlerinde, okullarda, yurtlarda, genellikle gözalh süreçlerinde keyfı olarak ya- pılmaya devam edilen bakirelik kont- rolü uygulamasının kaldınlması için kadınlar harekete geçti. Kadın ör- gütleri, Türk Ceza Yasası Tasansı'na yönelik hazırladıklan raporda, ka- dınların cinsel hak ve özgürlükleri- ni açıkça ihlal eden, cinsel ve beden- sel bütünlüklenni hiçe sayarak zor- la yapılan bekâret kontorollennin bir suç olarak tanımlanarak yapanlann cezalandınlmasını istedi. Bu çağdı- şı uygulamanın Türkiye'de halen yay- gınlığını sürdürdüğüne işaret eden kadınlar, yürürlükteki yasa ve tasa- nlarda zorla yapılan bekâret kont- rollerini engellemek için hiçbir ya- sal tedbirin aluımadığını belirtti. Dünyada sadece Fas ve Türki- ye'de gerçekleştirilen bakirelik kont- rolü uygulaması, küçük yaştab kız öğrencilerin intiharlanna yol aç- mıştı. 1995 yılında Milli Eğitim Ba- kanlığı'nın okul müdürlerine kız öğrencilerin iffet denetimi yetkisi vermesıyle, Ula'da lise 1. sınıf öğ- rencisi bu- kız intihaj etmişti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Suret-i Haktan Göpünmek... Türkiye'de değişik adlarla anılan, "süper ze- kâlı" bir kadro var. Basın ve üniversitelerin bir bölümünde yuvalanmış bulunan bu arkadaşlar, (muhtemelen içtenlikle) çağdaş ve özgürlükçü olmalarına karşın, Türk "aydınlanmasının" bü- yük önderi Mustafa Kemal'i ve "Kemalisî poli- tikaian" ve Kemalist "söylemi" alabildiğine eleş- tirmeyi, özgürlükçülük ve demokrat olmanın öl- çüsü sayarlar. Bunlann bir "numarası" da, kendi kendilerine tanık olmaktır. Atalanmızın dile getirdiği, "Boza- cıya şahit sormuşlar, şıracıyı göstermiş" örne- ğinde olduğu gibi, birbirlerinin şahidi olurlar. • • • Bundan bir süre önce; bunlardan biri, (başka bir şey kalmamış gibi) "150'liklerle" ilgili bir yazı yayımladı. Yazanmız, "...Yakın tarihin resmi an- latım dışında pek bilinmeyen ama önemli bir olay'dır..." biçiminde tanımladığı; "15O'likler"\e ilgili bilgiyi de, Ana Britannica Ansiklopedi- si'nden almış: "...Yüzellilikler, Kurtuluş Savaşı sırasında düşman devletler ve Istanbul hükü- meti ile işbirliği yaptığı gerekçesiyle 1924'te Türkiye Cumhuriyeti uyruğundan çıkanlan 159 kişiye verilen ad..." Burada, ince bir "durum" var. Eğer bu mad- deyi kaleme alan arkadaş, "...işbirliği yaptığı gerekçesi..." yerine, "...işbirliği yaptığı için..." dese, mesele netleşirdi. Fakat "gerekçe" sözcü- ğü kullanıldığı için, ortaya bir "kuşku" çıkıyor. Ve yazanmız, bu kuşkuyu kullanarak kafalan daha çok kanştırıyor. Şöyle yazıyor: "Yüzellilik- lerie ilgili karar ne kadar siyasal, ne kadar hu- kuksal bir karardı?" Daha sonra da 150'likler arasında yer alan Refik Halrt'in, Kurtuluş Sava- şı'na karşı çıkmasını "hayatının en büyük hata- sı" olarak değeriendirdikten sonra, bu yurttaşlık- tan çıkarmanın "Türkçeyi erişilmesi zor bir ber- raklıkla kullanan" Refık Halit için doğru olup ol- madığını soruyor. Refik Haiit'in Türkçeyi güzel kullanması, Ulu- sal Savaş sırasındaki büyük ihanetini affettir- mez. TBMM orduları Yunan karşısında yitirdiği askerden fazlasını, "ordudan kaçanlarla" yitirdi. Ve bunun baş sorumlulan arasında, Refik Halit ve Refik Halit gibi adamlar vardı. Kaldı ki, 1924'lerin Türkiyesi'nde "hukuk" aramak, biraz salaklıktır. Ve her şey bir yana Refik Halit, Cum- huriyetimize hep muhalif kalmıştır. Soyisim Ya- sası çıktığı zaman, aldığı soyismi de ne gibi duygular beslediğini açıkça gösterir. • • • Ve tüm bunlar bir yana, Yüzellilikler arasında, yazanmızın da marifetlerini(!) vurgulamadan say- dığı, çok ilginç ısimler vardır. örneğin, Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliyeci tüm arkadaşlarının katli için fetva veren Şeyhülislam Mustafa Sab- ri; Sevr Antlaşması'nı imzalayan Rıza Tevfik; gene Mustafa Kemal ve arkadaşlarını idama mahkûm eden Savaş Divanı'nın Başkanı, Nem- rut Mustafa; Harput Vaiisi Ali Galip (Bu hainin Sıvas Kongresi'ni dağıtmak için giriştigi alçakça komploların sınırı yoktu); tarihimizin en büyük ihanetlerinden birine damgasını vuran Çerkez Ethem ve kardeşleri Reşat ve Tevfik Beyler; Is- tanbul gazetesi sahibi ve "Ingiliz Dostlan Der- neği'nin", en önde gelen ismi ve "Mütareke Is- fanöu/"unun yüz karası, Sait Molla vs. vs. Süper zekâlı yazarımızın mı, yoksa ansiklope- di maddesini yazan süper zekâlının mı kalemin- den çıktığı belli olmayan bir husus var ki; bunla- rın bu konudaki cehaletlerini ortaya koyuyor. "...son Osmanlı padişahı VI. Mehmet (Vahidet- tin) ile Sadrazam Damat Ferit Paşa, listenin dışında tutulmuşlardı". Oysa ki gene yazıda be- lirtildiği üzere, 1 Haziran 1924'te bir kararname ile yayımlanan kesin liste yayımlandığı tarihte, Vahdettin Ingilizlere sığınalı yaklaşık 1.5 yıl ol- muştu. Zira, 7 Kasım 1922 ile 1 Haziran 1924 arasında 20 ay vardır. Aynı biçimde Damat Ferit de çoktan dışarı kaçmıştı. Ayrıca unutmamak gerekir ki; 3 Mart 1924'te yayımlanan yasa ile tüm Osmanlı ailesi yurtdışına sürülmüş ve "hila- fet makamı" TBMM'nin manevi şahsiyetine ak- tanlmıştır. • • • Yıllardan beri, Cumhuriyetimizin temellerini hamam böcekleri gibi aşındırmaya çabalıyorlar. Sırasında yalanla, sırasında dolanla, sırasında insanlann adalet duygulannı istismar ederek he- deflerine ulaşmaya çabalıyorlar. Sonunda AKP'yi iktidara taşıdılar. : Acaba mutlular mı?.. Gecikmeye yol açıyor Postacılan tuhaf adresler bezdirdi EDtRNE(AA)-Posta gönderilerinin üzerine eksik ya da '^eni pembe bina önü" gibi tuhaf ad- reslerin yazılmasının, gönderilerin alıcıya ulaş- masında sıkıntı yaşattığı bildirildi. Edirne PTT Başmü- dürü Mustafa ÜnaL açık ve net yazılmayan adres- lerin. dağıtıcıya ve- rilecek mektuplann aynmı sırasında gecik- meye yol açtığını belirt- ti. Unal, şunlan söyledi: "Mektubun üzerinege- lişigü/el yanlan adres- ler. gönderilerin zama- nında sahibine ulaşması- na engel oluyor. Mektup zarfina \ualan adresleri net\B doğru >azalım. Pos- ta kodlannı da unurma- yahm. Postacüar bilme- ce-bulmaca gibi adresle- ri bulmakta sıkınü yaşı- yor. Sadece isinıveşehir adıyada 'yeni pembe bi- na önü' gibi tuhaf adres- ler, gönderileri alıcıya ulaşürmada sıkmü yaşa- ü>or. O bölgeye \ıeni bir pembebina daha dikiBr- seneolacak?" Bazı kamu kurum ve kuruluşlannın da ay- nı hatayı yaptığını dile getiren Ünal, "Örneğin Edirne Yaliüği, Tral^a Üniversitesi gibi kurum adı yazıl- dıktan sonra alnna isjmekkniyor. Pos- tacı o ldşinin han- gi birunde çalışü- ğmı bulmava çalışıyor" dedi. Adreslerin, 15-20 yıl öncesinin tarifıne gö- re yazıldığına da dikka- ti çeken Unal, "Hacüar Ezanı mevkü" ya da "Kavgaz mevkü" gibi yerlerin güncelliğini yi- tırmesine karştn, hâlâ kullanıldığim söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear