Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2003 PERŞEMBE
OIAYLAR VE GORUŞLER
EVET7HAYIR
OKTAYAKBAL
Çirkinlik IMende, Kimde?
A/tık gerçekler saklanacak gibi değil! Takıyye, ma-
kıyye de kimseyi aldatmıyor! AKP ülkeyi, devleti e(e
geçirmektefaşında... Gözü kararmış...
Daha bir yılı bile doldurmadılar! Ne hızlı bir koşu?
Nereye, hangi hedefe? Bir bir belli oluyor, bir bir an-
laşılıyor!.. AKP ile lideri, artık diJlerini tutamamaya da
. başladılar. iktidarda olmanın verdiği körlük mü, yok-
sa cahil yürekliliği mi?
Cumhurbaşkanı karşılannda, MGK karşılannda. Da-
nıştay, Yargıtaykarşılannda; barolar, üniversiteler kar-
-. şılannda; ciimhuriyetçi, Atatürkçü basın, aydınlar, iş-
çiler, memurlar karşılannda!.. Bilinçli seçmen çoğun-
luğu karşılannda!..
Sen tut Como gölü kıyılannda uluslararası toplan-
tıya katıj, kadın milleb/ekillerinin sorusunu şu sözler-
le yanrtta: "Kuran'da dört karı almak şöyle açıklanır:
Eşinizyaşlanmışsa, sakatlanmışsa, hastalanmışsaye-
nibireş alınabilir. öteki eşlerin izniyle!" Böyle çağdı-
şı, acımasız, kaba bir yorumu duyan kadın milletve-
killerinin toplantıyı teri< etmesinin bir anlamı yok mu?
Daha "hiçbirşey" değilken gitti dünya liderlerinin kar-
şısına çıktı, Bush'la görüştü, kim bilir neler dedi, ne
sözler verdi? Hangi srfatla, hangi bilgiyie, görgüyle, han-
gi yetkiyle?
CHP Kadın Kollan Başkanı, Tayyip'in gerçek nite-
liğini, gerçek kişiliğrni saklamaktan artık kaçmadığını
söyleyerekdiyorki:
"6e/// ki kendini tutamıyor. Gerçek niyetini tutama-
dığı gibi cehaletini de gizleyemiyor. Türkiye seksen
yıllıkmodern, laik bir hukuk devletidir. Seksen yıl önce
laik devletin anayasası çok eşliliği tarihin çöplûğüne
gömmüştür. Kendisini şeyhülislam mı zannediyor."
İGDAŞ'ta 126 kişi yargılandı. Sahte belge kullanmak,
ihaleye fesat karşrtırmak vb. suçlar işlemiş olanlara sav-
cı 33 yıla kadar hapis cezası istedi. Bu kişilerin çoğu
AKPbüyüklerininyakınlanLSavcıbazılannadatakip-
sizlik karan verdi! Niye bir bölük insana bu kadar ağır
ceza isteniyor, öte yandan aynı davada sanık olan
Tayyip Erdoğan, Hilmi Güler yasal takipten kurtulu-
yor? Suç varsa, bu suçun niteliği ağır hapis cezalan-
nı gerektiriyorsa böyie bir ayrım niye?
Tayyip Bey'in en büyük başarısı belediye başkanlı-
ğı sırasındaki kimi olaylardan ustahkla yakayı sıyırma-
sıdır. Yasaklardan, önlemlerden kurtulmayı bilmek, Si-
irt'ten aday olarak Meclis'e girmek, başbakan olmak!..
Hepsi upuzun bir serüvenL Şimdi de YSK'nin kara-
nyla yeni bir seçim zorunluluğundan da kurtulacak-
lar... Hepsi bir siyaset adamının yaşamöyküsünde
uzun uzun yer alacak, ilgiyle yorumlanacak olaylar...
Yargrtay Başkanı'nın sözlerini "çirkin" bulmuş!.. Yar-
gıtay Başkanı ve daha önce pek çok yetkili, başta Cum-
hurbaşkanı, Danıştay Başkanı ve daha pek çok kişi
ülkede dinsel bir devlet kurmaya heveslenenlerden söz
etmiş! Bir irtica tehlikesi var diyenler haksız mı? Bu-
nu Erbakan da vaktiyle zoriukla da olsa kabul etme-
miş miydi? MGK'de askerlerin öne sürdüğü kararları
imzalamamış mıydı? Böyle bir tehlıke dün de vardı,
bugün daha da var. Hem de iktidar partisinin göz yum-
masıyla, vicdan özgürlüğü bahanesini kullanarak!..
"Devlet şeriata seyirci kalamaz" sözünü "çirkin"
bulmak, o sözün gerçek olduğunun, ülkenin çirkin bir
politikacı kesiminin eliyle, cumhuriyet, Atatürk karşı-
tı bir yola girmekte olduğunun kanıtı sayılmamalı mı?
30. Yılında Birinci 11 Eylül...
11 Eylül'ün birincisi, 1973 yılında Şili'de, Marksist Cumhurbaşkanı
Salvador Allende'ye ve onun yönetimindeki ilerici, devrimci, "Halk Birliği"
iktidanna karşı bir karşıdevrim darbesi olarak gerçekleştirilmiş ve Allende
de Başkanlık Sarayı'nı terk etmeyeceğini tarihsel bir biçimde açıklayıp, aynı
gün orada yiğitçe direnerek ölümü seçmiştir.
Sadlk GÖKSU Felsefe Öğretmeni
Allende olayı ve Türkiye'ye yansımasu..
B
ugün "11 EytüT dendığınde, he-
men yalnızca, 2001 yılında bu
tarıhte, ABD'de Nevv-York'takı
ünJü kulelere intihar saldınsını
anımsıyonız. Oysa son 30 yıl için-
deki bu saldın, sanki bir intikam (rövanş) gi-
bi sadece, ikinci 11 Eylül Olayı'dır.
11 Eylül'ün birincisi. 1973 yılında Şili'de,
Marksist Cumhurbaşkanı SakadorABende'ye
ve onun yönetimindeki ilerici, devrimci, "Halk
Birfiği" iktidanna karşı bir karşıde\rim dar-
besi olarak gerçekleştirilmiş ve Allende de Baş-
kanlık Sarayı'nı terk etmeyeceğini tarihsel
bir biçimde açıklayıp, aynı gün orada yiğitçe
direnerek ölümü seçmiştir.
Allende. 1908 'de Şilı 'de, Valparaıso'da doğ-
du. 1932'de tıp fakültesıni bitirdi.
1933'teŞiliSosyalist Partisi'nin kurucula-
narasındayeraldı. 1937'den 1945'e kadar mıl-
letvekılliği. 1939-1942 yıllannda Sağlık Ba-
kanlığı, 1943'ten sonra Sosyalist Partısi Ge-
nel Sekreterliği yaptı.
1945 'te senatör. daha sonra Senato Başka-
nı ve 1956da Halk Hareketi Cephesi'nin ku-
rucusuoldu. 1952,1958,1964 yıllannda aday
olduğu ve kaybettiği Cumhurbaşkanlığını.
197O'te, çekişmeli bir seçimden sonra, "Halk
BirfiğTnin adayı olarak kazandı.
tktidara geldikten sonra, Şili toplumunu
kökten değiştirmeyi amaçlayan programını
uygulamaya koyuldu.
Fakat bir yıllık başanlı bir dönemden son-
ra, daha seçilmesinden önce, kendisine kar-
şı, ABD'nın, ITT gibi pek çok ABD köken-
li çokuluslu şirketlerin ve kuşkusuz CIA'nın;
sonradan epey aynntılı olarak belgelenen.
planlı yıkma, çökertme çabalannın, bu arada
aşın solun kışkırtmaları ve aşın sağın yükse-
len şiddet hareketlerinin, orta sınıflann; kam-
yonculann, şoforlerin. esnann gitgide sertle-
şen eylemlerinin gelişmesi ile pusudakilerin
beklediği kıvama ulaşıldı. Başkomutan Ge-
neral Augusto Pinocbet yönetimindeki ordu,
eylülde başkanlık sarayını bombaladı, kuşat-
tı ve Allende orada darbecilere karşı savaşa-
rak öldü.
Allende, ölmeden önce halkına şöyle dedi:
"Bu tarihsel sınavda halka bağhbğımı. yaşa-
mımı da esirgemeyerekispatiav-acagmu. Bu sa-
vaşta onlar iistün gelebilir. Fakat toplunısal
süreçlerkaba kuvvetlede, kanta cinayetlerle de
durdurulamaz. Halk kendini korumah, fakat
intihar etmemefidir. Halk kendinin ezflmesi-
ne, yok edilmesine izin veremez, ancak aşağı-
ianmaya da ian veremez. Bu ağır ve acı du-
rum elbette başkalan tarafindan aşılacakür.
Yaşamunıboş yerevermediğime inanıyorum.''
General Pinochet'nin Şili'de kurduğu kan-
lı baskı yönetimi bütün dünyaca biliniyor.
Kendisine karşı direnişler ancak 1979'dan
sonra sonuç vermeye başladı. 1980'de kabul
edilen yeni bir anayasa 1990'da seçimlenn
yapılmasını öngörüyor, ama Pinochet'nin yet-
kilerini de onaylıyordu. Anayasa 1981 'de yü-
rürlüğe girdi ve Pinochet de 8 yıl süreyle
Cumhurbaşkanı oldu.
Baskılar içinde, protesto gösterilen, su-
ikastlara varan tepkiler gelişti ve 1989"da Hı-
ristiyan-demokratA\1winAzocar,oylannvüz-
de 55.2'sini alarak başkan seçildi. 1990'da,
Allende 'nin sajgmhğı yeni bir cenazetöretıi ya-
pılarak geri verildi. Yüzlerce gizlı mezar or-
taya çıkanldı ve Yüksek Mahkeme karany-
la, bu cinayetlerle ilgili soruşturma açıldı.
Şilili yazar Rene Castillo şöyle diyordu:
"Faşist yüksek komutası silahh güçier üzeri-
ne ırtançfekesigetirmiştir. Buniar haJkm ve dün-
yanın gözünde silahh güçJerin onur ve saygın-
hğını yok etmişlerdir.. vatana ihanetten suçlu-
dtırlar."
Pinochet. Şıli yasalanna, kendisini koruya-
cak maddeleri koyduysa da, 2000'lerin geçir-
diğimiz ilk yıllannda Avrupa'ya gittiğinde, bu
ülkelerde hapsedildi ve yargılanması istendi.
Ama sonunda yine, kendi yasalan ile korun-
duğu ülkesine dönmenin yolunu buldu.
Demirel: "GeKşleri Allende gibi okhıJ' ve
eldedı: "ADendeBuDende." Şih'de Allende'ye
kurulan komplo ve onun kanlı uygulaması, 11
Eylül 1973'ten sonra, ülkemiz bakımından
da içerde ve dışarda çoklannın iştahlannı ka-
barttı. Model, temelde hemen her geri bırak-
tınbnış ülkede olduğu gibiydi ve bizde de ay-
nı biçimde bir örgütlenme gerçekleşti.
Türkiye'de bu yöndeki çabalargenellikle bi-
linmekle birlikte, biz de, önlenmesi için ça-
ba gösterdiğimiz ve başanlı olduğumuz, 1978-
79 yıllan elkoyma ginşiminı ve bunun nasıl
önlendiğini, daha sonra Kuvayı Milliye Der-
gisi'nde yayımladık (*).
Bu yazıda belgelerini gösterdiğimiz gibi; biz-
de 12 Eylül 1980 darbesi karan, ABD'de da-
ha önce, 1976 ve 1978 yıllan için ikı kezalın-
mıştı.
Fakat 1978 yılı için alınan karar daha ke-
sındi: O sırada Bülent Ecevit'in, CHP artı
11'ler Hükümeti, Turhan Feyzioğju ve Faruk
Sükan'ın da kaülmasıyla kurulmuştu. ABD"nin
kararından sonra ilkin Feyzioğlu hükümet-
ten ayrıldı, bir süre sonra da Sükan...
Bilindiği gibi TÜSİAD, Hür Teşebbüs Kon-
seyi adlı kuruluşlar, özellikle bu sonuncusu-
nun üyesi olan TESK'in o zamanki yöneti-
mi, aynı Şili'deki uydu ekonomi kuruluşlan
gibi, bu çabada pek iştahlıydılar. Bir yandan
da, pek medyank, en kodamanlanndan ünlü
bir iş adamımız. zamanın Ordu Komutanla-
nylaünlü "KonyaToplantısı''nı yapıyordu. Ba-
sında ise, "Aflende-Büllende!'' diye goygoy-
culuk yapanlar vardı.
Esnaf kuruluşlan bu girişimde, Kontak-
Kepenk Kapatma Eyiemi yapacaklar, darbe
için gereken kargaşa ortamını yaratacaklar-
dı. Bu eylem, bugün de kamuoyunun bihne-
dıği kapsamda ve bizim de yerimız olmadığı
için burada anlatamadığımız kadar güçlü ola-
rak hazırlanmıştı. Ama bu oyunlan ana mu-
halefet liden Demirel bile kabul etmiyordu:
"GeBşleri ADende gibi oldu, gidişlerini merak
ediyorunı'' diyerek Ecevit'e, komplonun ön-
lenmesi için güçlü bir koz v eriyordu ve TESK
Başkanı Hüsanıera'nTryanşan ın. "Sırası mıy-
dı bu beyanatm?" sıtemi ile karşılaşıyorduk.
Sonuç
Esnaf örgütündeki bu yıkıcı hazırhğı ise
savunmadakı asü güçier olarak, Istanbul"da ken-
tin o zamanki tek belediyesindekı ilk Esnaf
Danışmanı sıfatı ile bız; Başkan Kotil. ilgili
CHP milletvekılleri, ayncaeski AP'li SuatVal-
km ve arkadaşlan, Ankara'da ise Tiyanşan'a
karşı Federasyon'da muhalefet eden şündiki
TESK Başkanı DervişGündayile önlüyorduk.
O zamanki TESK kadrosundan, aynı zaman-
da AP'li tzmir Millervekili Cemâl Tercan ise,
yenilgilenni, "En Uzun Alü Gün" adlı bir ki-
tap çıkararak belgeliyordu!
Bu yansımalar, Allende olayının önemini
bize, onu hiçbir zaman unutamayacağımız
biçimde bir kez daha anlatmıştır. Allende, öl-
meden önce şunlan da söylemişti: "Kesinök-
le inanrvorum, milyonlarca ŞiüHnin düşünce-
lerineektiğhniztohumlar yokedilemez. Er ya
da geç, güvenilir, yürekbinsanlann daha hi bir
toptuma gidenyohı tekraraçacağmı büerek işi-
nize devam edm!" Evet, büyük insan ve arka-
daşlan, sonsuz dinlencenizde rahat uyuyun.
Sizi unutmadık, unutmayacağız. Yıldızuı
parladığı ve geçici de olsa söndüğü o anı, 30.
yılda da, daima saygı ile selâmlayacağız.
<*) S. Göksu, Özgün Bir Antiempenalist
ve Antifaşist Mücadele: Üçüncü Cumhuri-
yet 'in Son Üç Ertelenişi. Ku\>axı Milliye Der-
gisi, Mayıs-Haziran 1998/OcakŞub'at 1999,
10-14. sayılar.
İSTEK
Anaokulları ile temel eğitime
çağdaş hazırlık...
Bu ilk adım! (4-6 yaş)
Okuf öncesi dönem,
insan yaşamının temelini oluşturur.
Çocuklarınız,
hayallerin beslendiği,
hayallerin geliştiği,
hayallerin gerçekleştiği
modern araç-gereçlerle donanımlı
anaokullarımızda;
Sıcak bir ilgiyle,
uzman kadroların denetiminde,
temiz yaşama alanlarmda
oynayarak büyüyorlar.
^
ACIBADEM ANAOKULU
Ibcahımağa Mah Bağ Sk
34718 Acıbadem
Tel: (0 216) 325 30 75 • 325 30 96
FakS" 10 216) 326 34 23
e-maıl' aabademilk@istek.org.tr
ATANUR OĞU2 ANAOKULU
Mecıdıye Mah Şakır Kesebır Sk
No: 28 34347 Baimumcu
Tel: (0 212) 211 34 60-211 34 61
Faks:(0 212}272 52 10
e-mail: atanuroguzılk@is1ek.org.tr
BARIŞ ANAOKULU
Bağdât Cad. No: 246 Çıftehavuzlar
34130 Göztepe
Tel: (0 216) 356 90 92 • 360 12 18
Faks:(0 216)385 2516
e-mail: bans@istek.org.tr
BELDE ANAOKULU
Burhanıye Cad RasımağaSk.
34664 Bağiarbaşı
Tel (0 216)310 56 88
Faks: (0 216) 341 72 71
e-mail: beldeılk@ıstek.org.tr
BEYKOZ KONAKLARI
ANAOKULU
Soğuksu Mah Beykoz Konaklan
C 75 PaşaDahçe - Beykoz
Tel.(0 216)539 02 50
Faks:(0 216)539 02 51
e-maıl: beykozana@istek.org tr
BİLCE KAĞAN ANAOKULU
Florya Asfaltı No: 2 34810 Florya
Tel ' (0 212) 663 29 71 - 663 29 73
Faks-(0 212) 663 29 72
e-maıl: b(lgekaganılk@istek.org.tr
KAŞGARLI MAHMUT
ANAOKULU
Eskı Edırne Asfaltı, Suttançiftlığı
34110 Gazıosmanpaşa
Tel (0 212)594 26 11 -594 26 12
Faks (0 212)594 12 48
e-maır kasgarlimahmutılk@ıstek.org.tr
KEMAL ATATÜRK ANAOKULU
Tarabya Cad. 34457 Tarabya
Tel (0 212)262 42 57-262 75 75
Faks (0 212)262 79 58
e-mail.kemalataturkilk@istek.org.tr
ULUĞBEY ANAOKULU
Atalar Cad Yukarı Rahmanlar
34862 Kartal
Tel (0 216)488 13 08-389 25 98
Faks:(0 216)353 40 88
e-maıl: ulugbeyi/k@istek.org.tr
Anaokullarımızda ücretler aylık olarak alınmaktadır.
Ninelerin Başörtüsü...
Av.SERPİLOZOK
^ocukluk anılarunın
arasında ninelerim
^yok... Onlan siyah-
be^az, soluk fotoğrafla-
nndan tanıyorum. Arka-
daşlanmm ninelerinden
kalan anı ise, gülen göz-
lü, aydınlık nur yüzlü,
başörtülü. tonton yaşlı-
lar... (Şimdi kendi yaşım-
la kıyasladığımda ise. ni-
neleri "tonton yaşhlar"
olarak hatırlamamı, bu-
lunduğumuz ilçenin orta-
sından geçen ırmağın
üzerindeki küçük köprü-
yü, hayallerimde adeta
Boğaz Köprüsü olarak
saklamamla bir tutuyo-
rum...)
Yıllar geçti, büyüdük..
Ninelerimizin başörtüsü
de. binbir çeşit bağlama
tekniğiyle "türban" ola-
rak siyasi literatüre giri-
verdi.
Türban ile kamusal
alanlan zorlamanın ne-
relere kadar uzayacağı-
nı zaman içinde hep bir-
likte göreceğiz, bu işin
başka boyutu. Benim bu
yazıda paylaşmak istedı-
ğün ise, son zamanlarda
bulunduğum hemen her
şehirde, başlannı olabil-
diğince dikkat çekici şe-
kilde örten, her yaştan
genç kızlar, kadınlar...
Dini inancına göre, ba-
şını örten, saçlannın gö-
rünmesini ıstemeyen bir
bayanın, saçının bir teli
görünmediği halde, bu
kadar dikkat çekici ol-
maya çahşması büyük bir
çelişki olduğuna göre. bu
tür örtünmede bir garip-
lik hissediyorum. Eğer
bayanlar bu şekilde "îs-
lam'ı modernleştirdikle-
rini" sanıyorlarsa, alda-
nıyorlar...
Öncelikle, kullanılan
türbanlann renkleri ve
desenleri o kadar dikkat
çekici ki, gözünüzün gör-
memesi olanaksız...
Türbanı sade bir şekil-
de bağlamak yerine. al-
tına farkJı renkte bant ge-
çirilip, alına düşürüldü-
ğü için, dikkatinizden
kaçması, gözünüzün gör-
memesi olanaksız...
Başında türban, alnın-
da bantla dolaşan bu ba-
yanların yaptıkları göz
makyajı, kullandıldan al-
lık ve rujlar o kadar fra-
pan ki, gözünüzün gör-
memesi olanaksız...
Başlan örtülü. yüzleri
mak\r
ajlı. ellerinde rengâ-
renk çantalar, aksesuvar-
lar, vücutlanna oturmuş
dargiysiler, çıplak ayak-
lannda bantlı ayakkabı-
larla şehirde salına salı-
na >
r
ürüyorlar ve sadece
başlannda türban oldu-
ğu için, başlannda tür-
ban taşımayan diğer ba-
yanlardan farklı olduk-
lannı anlatmaya çalışı-
yorlar.
Evet, bu tarz giyinildi-
ğmde gerçekten farklı
oluyor, dikkat çekiyor-
lar. ama bu göz alışın,
dekolte giyinmiş bir ba-
yandan ne farkj var... Her
ikisinde de, kendini be-
ğenme ve başkalarına
beğendirme güdüsü yok
mu?..
Doktora öğrencisi bayan öğretmen
ilköğretim (4-5-6. sınıflar) için
ev öğretmenliği anyor.
Tel: 0216-302 35 52
PENCERE
Var mı Mizah Gibi
Keyifli Şey...
ÖmerÖzcan'ın kitabı 450 sayfalık biryapıt, adı
biraz uzun:
"Başlangıçtan Bugüne
Türk Edebiyatında
Hiciv ve Mizah"
"Inkılap" Yayınları'ndan çıkan kitabı kanştınrfcen
kimi satırlann ya da dizelerin altını çizdim; dünden
mizah bugüne keyif veriyor...
•
Eşref'in dörtlüğü:
"Bir soğan soyuluyor
Yaşarıyor gözler,
Bir hazine soyuluyor
Aldırmıyor öküzler."
Al dünü, vur bugüne!..
•
Mehmet Akif'ten:
"Bilirsiniz, hani insanda bir damar varmış
Ki yüzsüz olmak için mutlaka çatlarmış
Nasılsa 'rabbim utandırmasın' öuası alan
Bu arsızın o damar zaten eksik alnından."
Kim o arsız?
•
Sevr üzerine günümüzde çeşitlemeler var, konu
adamakıllı güncelleşti...
Yahya Kemal'in Sevr'i imzalayan Rıza Tevfîk'e
ilişkin dörtlüğü:
"Kızmasın kimse Rıza Tevfik'e
Sevr'i imzalamaya gitti diye
Çünkü idam olunan mahkûmun
Çektiriher ipini çingeneye."
Günümüzde Çingeneye "Roman" dendiğine gö-
re, Sevr heveslileri de ad değıştırip muteber oldu-
lar.
•
Cenap Şahabettin'den "Tiryaki Sözleri":
"Yüksek tepelerde hem yılana hem kuşa tesa-
düf edebilirsin, fakat biri sürünerek öteki uçarak
yükselmiştir."
"Zavallı koyun sürüsü; çobanı o besler, çoban
köpeğini de, kurdu da..."
"Kavak ağacını beğenen seven pek az kişi gör-
düm, çünkü dosdoğrudur."
"Çocukken perde arkasındaki Karagöz'ü canlı
sanırdım, şimdi perde önündeki canlıyı Karagöz
sanıyorum."
Peki, ya Hacivat'lara ne diyelim?..
•
Neyzen Tevfik harika adam!.. Toplumumuzu ne
güzel anlatmış:
"Kalmadı gizli kapaklt deliği memleketin
Çok şükür kızlanmız hep anadan doğmaca dul
Tutanm ben dilimi, kimseye sövmem amma
Karşısında sıkılıp susmaya bir tekyüz bul!.."
Magazin ve sosyete dedikodularını okuyunca
insan Neyzen'e yerden göğe hak veriyor.
•
Yine Neyzen'den:
"Hayliden kalınlaştı yobazlık yeniden
Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü
Kara bir kinle taassup pusudan çıktı yine
Yurdu şahane cehalet yeni baştan bürüdü."
Neyzen mezanndan doğrulup bugünkü halimi-
zi görse yeniden mezarına girerdi.
•
Sünbülzade Vehbi 1719'da doğmuş; daha o za-
mandan mim koymuş devlet hayatımıza:
"Bir nokta koyup mücrim ederler seni sonra
Esrar-ı kibara sakın olma hele mahrem
Hep rüşvet ile eylediler devleti berbad
Bak şu ulemaya vükelâya vüzeraya."
Loryma Resort
B i r y a ş a m t a r a
Turunç, Güney Ege'nin fiyortlarla bezenmiş nefes kesici
coğrafyasının en güzel koylarından biri.. Loryma Resort
Hotel yamaçlann vejetasyon dokusuna gizlenmiş, koyun
büyüleyici. mistik panoramasına tümüyle hükmeder ko-
numda. sıra dışı bir tesıs. Ormanlardan tnen sennletıci
esintıler. düşük nem oraru ve bol oksrjenli, sağlıklı hava-
sıyla ideal iklim koşullanna sahip. Ekoçiftliğinden kendi
süriinü. peynirini. kremasını. y-umurtasını temin eden. ken-
di ürettığı -yörenin en kalitelı- zeytinyağını kullanan. da-
mak zevki kadar sağlıklı beslenme tlkelerine de duyarlı bir
mutfak. Konforlu apart daireler. açık büfe restaurant, pool-
bar. outdoor-bar. açık kapalı vTizme ha\uzlan. jakuzi. fit-
ness-center. sauna. süper disko. bilardo. dart. tenis, masa-
tenisi, çocuk kulübü, doktor servisi... Lisanslı rehberlerle
mountainbiking. sea kayakıng. trekking. canyonıng. scuba
dıving. rafting... Ruh-zihın-beden sağlığı programları.
Ayurveda konsültasyonu. T'ai-Chi, Yoga seanslan, aroma-
terapi masajlan. doğal zayıflaraa kürleri. yüz-\'ücut bakı-
mı... "Özelanimasyonlar"', "sürprizshowlar'danarındınl-
mış. arabesk müziği uzaktan bile duyamayacağınız. kent
yaşamının yıprattığı ınsanın pozitif yaşam enerjisiyle dolu
günlük yaşamına dönmesini hedefleyen. kültur ve çe\Te dos-
tubirişletme anlavışı Detaylı bilgi
www.loryma.com
Tel: 0252 476 72 20-24 Faks: 0252 476 72 25
infotrt loryma.com
Cumhuriyet Dostlanna %20 indinm 1+3 taksit
Loryma Resort 2 Aralık 2003'e kadar açık.
TRABZON 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2002 257
Davacı Mustafa Aslan vekilı tarafından Canan Aslan
aleyhine mahkememızde açılan boşanma davasının ya-
pılan açık duruşması sırasında davalı Canan Aydın'ın
adresi meçhul olduğundan ilanen tebligat yapılmasma
karar verilmış olup davalı Canan Aydın'm duruşmanın
bırakıldığı 16.09. 2002 günü saat saat 9.00'da mahke-
memızde hazır bulunması duruşmaya gelmediğı takdir-
de davanın yokluğunda yürütülüp sonuçlandırılacağı
hususu dava dilekçesi tebliği yerine geçerlı olmak
üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 33250