Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2003 PAZAR
HABERLER
DÜMADABUGUN
All StRMEN
Fransa'nın İntiyarları
Sevgili,
Birçocukavcunun içine bile sığacak kadar mi-
nik, gri kedi yavnjsu bizim evin önündeki kaldı-
rımdaydı.
Görüntüsü yürek parçalıyordu.
İçine su katıp verilen sütü de içemedi, daha
sonra veterinerden alınar» küçük biberonla ağ-
zınadamlatılanıda...
Apartmandaki üç daire bir araya gelmiş, mi-
nik yavruyu yaşatmaya çalışıyorlardı.
Yaşayamadı.
Zaten anası, hayvansal içgüdüsüyle, onunya-
şama şansı olmadığını an lamış ve bırakmıştı.
Doğada acıma diye bir kavram yoktu. llk kez
tanık'olmuyordum böyle bir olaya. Ana kediler
zayrf yavruları bir yana bırakıyor, bütün güçle-
riyle pençelerini yaşam savaşına geçirmiş olan
eniklerini emziriyorlardı.
Narayama Türküsü filminde ve Hiroşima ile Na-
gazaki'ye atılan atom bornbası ile ilgili yazılar-
da benzerdavranışın insan toplumlanndada, hiç
değilse onlann bir bölümünde de geçerli oldu-
ğunu gördüm.
Japonya'nın belirli kırsal kesimlerinde insan-
lar, yaşlılan yerleşim bölgesinin biraz ötesinde-
ki tepede ölüme bırakıyoriardı.
1945 Ağustosu'ndaki nükleer saldırıdan son-
ra Japon yetkililer, yaşlılan, kadınları ve çocuk-
ları bir yana bırakıp, tedavi için bütün güçleriy-
le genç erkekler üzerine yoğunlaşmışlardı.
• • •
Bu yaz Fransa'da sıcaklı k rekorları kırıldı ve bu
korkunç sıcaklarda 15 bin yaşlı, su kaybından
öldü.
Rakam Fransa gibi bir ülke için korkutucu.
Daha korkuncu ise, ölenlerin bir kısmı, arayıp
soranları olmadığı için, gömülemediler.
2003 yazının korkunç sıcağı, Fransa'daki ai-
le ilişkilerindeki dehşetengiz soğukluğu, sosyal
devlet fikrinin kalelerinden biri sayılan bu ülke-
deki sosyal güvenlik sistemi ile sağlık hizmetle-
rinin büyük eksikliği gözler önüne serdi.
Fransa yaşlı bir ülke. Nüfusun yüzde 20'si, ya-
ni 12 milyon kişi 60 yaşın üstünde.
Zaten sıcak yazın olaylı başlamasında da bu
yaşlılığın etkisi oldu. Yaz, emeklilik ile ilgili yeni
düzenleme yüzünden, grevlerle açıldı.
O sırada, yaşlı ölümleriyle ilgili korkunç ger-
çek henüz ortaya çıkmış değildi.
Ama grevciler gibi herkes de görüyordu ki,
vahşi küreselleşme, başka yerlerde olduğu gi-
bi Fransa'da da sosyal devlet kavramını kemir-
meye başlamıştı.
Nitekim, yaşlıların önemli bir bölümü (yüzde
4O'ı) herhangi bir yaşlı yurdunda veya ailesinin
yanında değil, tek başına yaşıyor.
• • •
Fransa'yı ve de dünyayı dehşete düşüren de,
zaten bu yalnız yaşayanlann dramı oldu.
Sanayileşen, hatta sanayi ötesi topluma ge-
çen ülkelerde eski aile ilişkileri tarihe kanştı, sos-
yal devlet de bunun yerini alamadı. Olay bura-
dan kaynaklanıyor.
Sevgili,
Bu görüntüye bakarak, gelişmeyi kötülemek,
eskiye hayıflanmak anlamsız.
Gelişen ilişkiler, eski dayanışmacı aile kavra-
mını sildi. Çekirdek ailenin bile geleceğinin ne
olacağı, evlilik kurumunun daha ne kadar yaşa-
yacağı da belli değil.
Bütün onlar, geçmiş üretim ilişkilerinin kurum-
larıydılar.
Insanlığın barbarlık çağına girdiğini söylemek
de anlamsız. Insanlık geçmişe oranla bir altın ça-
ğı yaşamaktadır. Teknolojinin sunduğu olanak-
lar, geçmişte çoğunluğu aç olan insanlığı, ço-
ğunluğu tok, daha özgür hale sokmuştur, bunu
yadsıyamayız.
Eskinin yoksulluk ortamında dayaşlılann, ya-
ni üretemeyenlerin fazla seçkin bir yeri olmadı-
ğını da görmezden gelemeyiz.
Ama yine de, bu gelişmenin bizi bu kadar ben-
cil, bu denli acımasız hale sokmasının nedenle-
rini de sorgulamadan geçemeyiz.
Insanı hayvandan ayıran bilinci, eğer tekno-
loji o bilinci de korkunç bir bencillik içinde
boğuyorsa, tehlikeli gelişmelerin eşiğindeyiz
demektir.
30 Ağustos Zafer Bayramı
İP ve Ülkü Ocakları'ndan
Istanbul'da ortak eylem
tstanbulHaberServi-
si - tşçi Partisi (ÎP) Ön-
cü Gençlik ve Ülkü
Ocaklan Istanbul Şube-
si üyeleri, Beyoğlu'nda
30 Ağustos Zafer Bayra-
mı'nın 81. yıldönümü
nedeniyle bir araya gele-
rek gösteri yaptı. Tûrk
bayraklan, kurt başlı ve
üç hilallı flamalar ile Al-
parslanTürkeş'in fotoğ-
raflannı taşıyan,"Ya Ls-
tiklal Ya Ölüm" sloganı
atan eylemciler bağımsız
Türkiye mücadelesi için
birlikte hareket edecek-
lerini açıkladılar. Ulkü
Ocaklan üyeleri eylem
sırasında "Başbuğ Tür-
keş" "Ya Aüah Bismil-
lah Aflahu Ekber" sloga-
nı attı.
Tepebaşı'ndaki eski
TÜYAP binası önünde
toplanan_gruplar, "Yaîs-
tikfa]YaOtünrve''Türk
Askeri Coni'ye Kalkan
Otamaz" yazılı pankart-
lar taşıyarak AKP hükü-
meti karşıtı sloganlar at-
tı. Istiklal Marşrnı ve
Ülkü Ocaklan Istanbul 0
Başkanı Levent Temiz
ile birlikte Atatürk'ün
Gençliğe Hitabesi'ni
okuyan göstericiler, hü-
kümetin Kuzey Irak'ta-
ki Türkmenleri yalnız bı-
raktığını öne sürdüler.
Türkiye'nin yeni bir
Sevr tehdidi altında
bulduğunu söyleyen ÎP
Öncü Gençlik Istanbul
Şube Başkanı Mehmet
Perinçek, ABD'nin ana
hedefmin Türkiye'yi ele
geçirmek olduğunu id-
dia etti. Ülkü Ocaklan
Istanbul II Başkam Te-
miz, konuşmalann ar-
dından Mehmet Perin-
çek'ın elinı tutarak
"bundan sonra da, sağ-
sol demeden Türk genç-
liğinin vatanın bağun-
sızhğı için bir araya ge-
teceğnu" söyledı.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, memurlan bugünden itibaren açlık grevine çağırdı
Memurzammındauzlaşma yok• Hükümet ve sendikalar, 3
gün içinde Uzlaştırma
Kurutu'na başvuracak. Kurul
da başvurunun ardından 5
gün içinde karar verecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet ile sendikalar, memura ya-
pılacak zam oranında uzlaşamadı.
Hükümet, memurlara 2003 yılı için
bir defaya mahsus olmak üzere 160
milyon lira verilmesinı, 2004 yılında
da yüzde 13 zam yapılmasını önerdi.
Ancak hükümet, yapılacak bu iyileş-
tirmeyi taban maaşlara yansıtmak is-
temedı. Sendikalar, bu durumda emek-
li, dul ve yetim aylığı alanlann zam-
dan yararlanamayacağını, 2004'teki
zam oranının da eksi aylıklara göre
yapılmış olacağmı vurguladı. Türki-
ye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan
Akyıküz. uzlaşmazlık üzerme kamu
çahşanlannı açlık grevine çağırdı.
Memura yapılacak zam oranlan-
nı belirlemek üzere hükümet ile sen-
dikalar arasında 15 Ağustos'tan bu
yana yapılan toplu görüşmeler, uz-
laşmazlıkla sonuçlandı. Toplu gö-
rüşmelerde hükümeti temsil eden
Başbakan Yarduncısı Mehmet Ali
Şahin ile memurlan temsil eden
KESK ve Türkiye Kamu-Sen; me-
murlara 2003 yılında yapılacak iyi-
leştirme oranında uzlaşamayınca,
Memur-Sen, KESK ve Kamu-Senl eleştlrdl.
Ne istediklerini bilmiyorlar
ÇORUM (Cumhuriyet) - Memur-Sen'in bölge
toplantısına katılan sendika genel başkanı Ahmet
Aksu, hükümetle toplu görüşmeleri yürüten
KESK ve Kamu-Sen'e yüklendi. Aksu, Kamu-Sen
Başkanı Bircan Akyıldız'ın sakal bırakmasına da
değinerek "Sayın başkan sakal bırakarak sözünün
tutulacağnıı sandı" dedi. Memur-Sen bölge
toplantısı Çorum'da gerçekleştirildi. Bölge
kentlerindeki temsilcilerin yanı sıra AKP
Çorum Milletvekili Murat Yıkhnm'ın da
katıldığı toplantıda Memur-
Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu, toplu
görüşmeleri yürüten Kamu-Sen ve KESK'e ağır
suçlamalarda bulundu. Konfederasyonlann
çahşanlann hakkını savunamadığmı iddia eden
Aksu, Kamu-Sen Başkam Bircan Akyıldız'ın
sakal bırakmasına da değindı. Aksu, "Saym
başkan sakal bırakarak sözünün rutulacağmı
sandı. Bunlar işi bilmiyor. Sakal bırakarak
bir yere varamazsınız. Bu beceriksiz sendikalar
hükümetle masaya otururken ne istediklerini
dahi doğru dürüst antatamadılar" dedi.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendi-
kalan Yasası uyannca sorunun 3 gün
içinde Uzlaştırma Kurulu'na görürül-
mesme karar venldi. Hükümet, uz-
laşdan ve uzlaşılamayan konular için
bir rapor hazırlayarak bunu önümüz-
deki Bakanlar Kurulu'nun günde-
mine taşıyacak. Uzlaştırma Kurulu
da başvurunun ardmdan 5 gün içın-
de memura yapılacak zam oranı ko-
nusundakı karannı açıklayacak.
Kıran kırana süren görüşmelerde,
sendikalar 2003 yıh için memurlara
200 milyon lira seyyanen zammın ol-
masını istedi. Edinilen bilgilere göre
görüşmelerde Şahin; 100 milyon lira
ile başladığı önerisini, sendikalann
ısran üzerine 160 milyon liraya çıkar-
dı. Sendikalar bu öneriyi kabul eder-
ken 160 milyon lıranın taban aylıkla-
ra yansıtıhnasını istedi.
Şahin ise bunu kabul edemeyecek-
lerini, bütçe olanaklannı sonuna ka-
dar zorladıklannı kaydettı. Şahin, ak-
si halde mali disiplinin bozuİarak eko-
nominin zora gireceğini savunurken
2004 yıhndaki enflasyon hedeflennin
yüzde 12 olduğunu anımsattı. Me-
murlara 2004 yıh için de bu oranın üze-
rinde yüzde 13'lük zam önerisı getı-
ren Şahnı, bu firsatın kaçınlmaması-
nı istedi. Şahin, bunun en son öneri-
leri olduğunun altını çizdi.
Evren: Hiçbir şey ifade etmez
KESK Genel Başkanı Sami Evren
ise görüşmenin ardından yapöğı açık-
lamada, "Taban ayhğa yansunayan
zam, hiçbir şey ifade etmez" dedi.
Evren, 2004 yüuıda yüzde 13'lük
zam önerisine de karşı çıkarak yüz-
de 40 oranında zam talep etti. Evren,
"2004 yıhnda yüzde 13 zam yapar-
sanız en düşük memur maaşı 480
milyon Bra olur. Bu da açlık suunnın
alünda bir rakam olur. İ stetik bu 8
ay sonraki maaş olacak" dedi.
KESK Genel Başkanı Sami Evren,
hükümetin yeniden değerlendirme
yapmasuıı istedi. Aksı halde hükü-
meti sonbaharda sıcak günlerin bek-
lediği uyansında bulunan Evren, bü-
rokratlan da eleştirdi. Evren, "Eüç
değişmemişler. Starükoyu koruyan,
istikrar adına mevcut programa sa-
nlan, CVIF iradesi ortaya koyan.»"
dedi. Evren, siyasi iradenin de çalı-
şandan yana değil IMF 'den yana ol-
duğunu savundu. Türkiye Kamu-
Sen Genel Başkanı Bırcan Akyıldız
da bugünden itibaren açlık grevine
başladıklannı açıkladı.
Şahin: Popülist davranmıyoruz
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin ise görüşmenin ardından yap-
tığı açıklamada, memurlara yapıla-
cak iyileştirmeyi yeterli görmedikle-
rini, ancak geçmişin birikmiş sorun-
lannı birgünde telafi edemeyecekle-
rini savundu. Mevcut koşullar içinde
en iyi öneriyi yaptıklannı belirten Şa-
hin, "PopüBst davranırsak, herkese
istediğini verirsek ekonomik denge-
ler bazulur. Sadece çahşanlandeğO,on-
lann çocuklannı da düşünmek zo-
rundayKw
görüşünü savundu.
Mutabakat sağlanamasa da öneri-
lerinin arkasuıda olduklannı vurgu-
layan Şahin, "Kendilerine 2003 için
maktu (kesintisiz) 160 milyon lira ile
20O4'te yüzde 13 zam yapmaya ama-
deyiz. Bu taahhüdümüz" dedi.
ANKARA
AKP'ye
Irak
tepkisı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Ankara
Savaş Karşıtı Platformu
üyeleri, AKP Ankara II
Başkanlığı önünde ey-
lem yaptı. Ankara Sa-
vaş Karşıtı Platform adı
altında biraraya gelen
ÖDP, Emeğin Partisi,
Halkevleri ve bazı sen-
dikalann üyeleri, öğle
saatlerinde Fevzi Çak-
mak Sokak'ta toplana-
rak kortej halinde, Gazi
Mustafa Kemal Bulva-
n'ndaki AKP Ankara II
Başkanlığı önüne gelir-
ken polis bina çevresin-
de güvenlik önlemi al-
dı. Eylemciler, slogan
atarken Insan Haklan
Demeğı Ankara Şube
Başkam Ender Büyük-
çulha, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın,
Irak'a Türkiye'nin as-
ker göndermesine
olumlu baktığını söyle-
diğini anımsatarak,
şöyle konuştu: "ABD B-
derüğindeki emperya-
nst güçlerin petrol kav -
gası için verecek canı-
mız, dökecek kanunız
yok. 'Komşumuzdakı
yangına seyirci kalama-
yız' diyenler, esasında
gençlerimizi yangına
atrvorlar. Bizler, Irak'a
gitmeyeceğiz. Gitmek is-
tiyorlarsa, kendüeri git-
smler." Açıklamamn ar-
dından eylemciler, bina
önüne bir tabut, asker
kuklası ve üzerinde
ABD bayrağı bulunan
bir şapka bıraktı.
TÜCCAR DA 'AF' PEŞtNDE
ATO 'dükkâna
dönüşy
istedi
• Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan
Aygün, "Dağdaki teröristi topluma
kazandırmak için Eve Dönüş Yasası
çıkaran AKP hükümeti, bizim için de
Dükkâna Dönüş Yasası çıkarsın" dedi.
Tramvayda
6
savaşa hayır' eylemi
Taksim-Tünel arasında sefer yapan "nostal^ik"
tramvaya binen DemokrarikÖğrenci Bhüği(DOB)
üyesi öğrenciler Galatasaray'da kapılan zincuie-
yerek savaş karşıü bir gösteriyapti. PoBsin ve yurt-
taşlann şaşkm bakışlan alünda tramvayın pence-
relerinden dışan sarkan öğrenciler, "Amerikan
askeri ohnayacağız'', "Irak'a ghtne kardeş kanı
dökme", "Çıkarsa tezkere Tav'yip gitsin askere''
sloganı am. Öğrencilertramva^mcamlanna ise "Ge-
leceğimizi karartmayacağız
n
, "tşgald ohnayaca-
ğız'' dövizleri asü. Galatasaray'da 2 panzer deste-
ğinde bekletilen Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü
ekipleri, eylemcilerin içerisinde buhmduğu tram-
vayı çembere aku, Istiklal Caddesi'ni de vava tra-
fığine kapatü. Pofisle yapüklan kısa süreh bir pa-
zarbğm ardmdan zincüierin kUitlerini açarak
tramvaydan inen 20 öğrenci tartaklanarak gözal-
üna almdL CFotograf: ERHAN KEMAL ÖZMEN)
Alacağını tahsil edemeyince ruhsatsız tabancasıyla havaya ateş açtı
Erdoğan'ınyeğeni işyeribastı
ÖZGÜR BURAK ÖZTÜRK
ERHAN KEMAL ÖZMEN
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın yeğeni Adnan Erdoğan,
Kasımpaşa'da alacak verecek me-
selesi yüzünden bir akrabasırun iş-
yerini basarak ruhsatsız tabanca-
sıyla havaya ateş açtı. Olayın ar-
dından Beyoğlu Adliyesi'ne gele-
rek ifade veren Adnan Erdoğan
serbest bırakıldı.
Kasımpaşa Kadı Mehmet Mahal-
lesi'nde meydana gelen olayda,
Başbakan'm yeğeni Adnan Erdo-
ğan, akrabası Mehmet Zeybek'in
işyerini basarak silahlı saldında
bulundu. Bir milyar lira parasını
vermediği gerekçesiyle Zeybek'in
"Gözde Market" adlı işyerine gi-
den Erdoğan, kısa süren bir tartış-
manın ardından 7.65 milimetre ça-
pındaki ruhsatsız tabancasıyla
1 el ateş etti. Olayda Zeybek yara
almazken, Erdoğan polise verdiği
ifadenin ardmdan Beyoğlu Adli-
yesi'ne getirildi. Görüntü almma-
smı engellemek için basın men-
suplanna Erdoğan'ın adliyenin D
Blok'unda ifade vereceği söyle-
nirken, Erdoğan'uı A Blok'ta ifa-
de verdiği öğrenildi. Erdoğan'uı,
ifadesinde savcı Faysal Akpolat'a
tabancasının yanlışlıkla ateş al-
dığını söylediği belirtildi. Ifadesmın
ardından serbest bırakılan Erdoğan,
adliyeden hemen aynldı. Olayın
duyulmasını engellemek için
AKP'li bazı isimlerin devreye gir-
diği iddia edildi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-Anka-
ra Ticaret Oda-
sı (ATO), terö-
ristleri topluma
kazandırmak
için yasa çıka-
ran hükümetten
esnaf, tüccar ve
sanayici için de
"dükkâna dö-
nüş yasası'' çı-
karmasuıı iste-
di. ATO, sicil af-
finnı çıkanlma-
smı ve bu kesi-
min ekonomiye kazan-
dınknasmı bekledikleri-
ni dile getirdi.
ATO Başkanı Sinan
Aygün, sicili bozulan es-
naf, tüccar ve sanayicile-
rin affedilmeleri gerek-
tiğini kaydetti.
'Ekonomik krizlere
şehit verdik^
Yazılı açıklamasmda
"Bizkinısemn kanmıdök-
medik. Mehmetçiğe süah
çekmedik" diyen Aygün
şu görüşleri dile getirdi:
tt
Tam tersine ekonomik
krizlerde şehit verdik.
Kriz nedeniyle evine ek-
mek götüremeyecek du-
nırna gelen pekçoküyem
intiharetti. Dağdakiterö-
risti topluma kazandn*-
mak için Eve Dönüş Ya-
Sinan Aygün
sasıçıkaran hü-
kümet, bizim
için de Dükkâ-
na Dönüş Yasa-
sı çıkarsın."
Kriz nede-
niyle borcunu
ödeyemeyen
işadamlarının,
bankalann ka-
ra listesine alın-
dığını, daha
sonra borçlan-
nı ödedikleri
halde bu liste-
den çıkanlma-
dıklannı kayde-
den ATO Başkam Sinan
Aygün, "Esnaf ve tücca-
rm boynuna asılan kara
liste yaftasmı kaldınn"
dedi."
Aygün, halen bankala-
ra borcu bulunanlann bu
kredileri kapatmalan ko-
şuluyla sicil affi kapsamı-
na alınmasmm kredi ge-
ri dönüşlerini hızlandı-
racağuıı belirtirken,
Erdoğan'dan mektup
Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, Sanayi ve
Ticaret Bakanı AB Coş-
kun ile Adalet Bakanı
Cemil Çiçek'e birer mek-
tup göndererek konuya
ilişkin bilgi verdiğmi ve
yasanın bir an önce çı-
kanknası talebinde bu-
lunduğunu bildirdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcaljslar@cumhurjyet.com.tr
Marmara Üniversrtesi llahiyat Fakül-
tesi Dekanı Profesör DoktorZekeriya
Beyaz'ın eşcinsellik konusunda söy-
ledikleri tam anlamıyla bir şaheser. Za-
ten hep öyle olmadı mı? Haftalık isim-
li haber deigisinde, Almanya'da son ay-
larda ortaya çıkan bir siyasi skandal ele
alınıyor. Hamburg eyalet hükümeti için-
de yer alan, ırkçı, yabancı düşmanı,
hâkimliği döneminde şiddetli cezalar
vererek att sınıflan ve yabancılan ezme-
ye çalışan Ronald Schill'in neden ol-
duğu bir rezalet bir türiü gündemden
düşmüyor. Ronald Schill, ortağı oldu-
ğu hükümetin Başbakan'ı Ole von Be-
ust'un eşcinsel olduğunu, Adalet Ba-
kanı ile yattığını açıkladı. Bu açıklama-
mn sebebi de Başbakan'ın yolsuzluk-
la suçlanan bir müsteşan görevinden
alıp emekliye sevk etmesiydi.
Almanya'da Hamburg Başbakanrnın
eşcinsel olup olmadığı üzerinde fazla
durulmadı. Sonunda bir insanın cinsel
tercihleri onu ilgilendirirdi. Alman ka-
'Türk'ten Bu Tarz İnsan Çıkmaz'
muoyu, 'Senin eşcinsel olduğunu açık-
lanm " diyen Schill'e tepki gösterdi. Ta-
bii Türkiye gibi erkek bir ülkede, bu
olay farklı yorumlanacak, farklı tartışı-
lacaktı. Haffalık dergisi, "Ya bizim si-
yasetçilerimiz içinden eşcinsel çıkar-
sa ne olacak?" sorusunu ortaya attı.
Bu soruya en güzel cevabı tahmin ede-
bileceğiniz gibi llahiyatçı profesörü-
müz Zekeriya Beyaz verdı: "Türfc insa-
nının siyasetçisi, sanatçısı ve halk ta-
bakası içinden bu tarz insanlar çık-
maz. Avrupa'nın nûfusu azalıyor bu
olaylaryüzünden, genç nüfus kalma-
dı artık. Bizim böyle bir sonınumuz
yok."
Zekeriya Beyaz gibi bilim adamları-
mız oldukça Türkiye'nin sırtı yere gel-
mez. Herhalde gelişmiş ülkeler bizim
bilım dünyamızdaki bu yüksek düzeyi
görüp hasetlerinden çatlıyordur. Boru
değil Zekeriya Beyaz bir fakültemizin
dekanı. Saptaması da önemli, Avru-
pa'da eşcinsellik yaygınlaştığı için nü-
fus giderek azalıyor. Adamlar ve kadın-
lar birbirieri ile seviştikteri için çocuk ol-
muyor. Bu yüzden Avrupa giderek aza-
lıyor. Şimdiye kadar Avrupa'daki nüfu-
sun azalması konusunda acaba Avru-
pa'nın bilim dünyası böyle bir sapta-
ma yapabildi mi? Alın size nüfus tar-
tışmalanna dünya çapında bir katkı.
Zekeriya Beyaz ilahiyatçı. Yani din-
sel işlerin bilimini yapıyor. Bu arada bir
otel odasında pomofilmseyrettiği öde-
nen faturalar nedeniyle ortaya çıkmış-
tı da, kötü niyetli medya mensuplan
adamcağıza yapmadıklarını bırakma-
mışlardı. Halbukı kendısi orada hakiki
bir Türk erkeğınin yapması gerekeni
yapmış, karşı cinseolan ilgisıni göster-
mişti. Eşcinselleri mi seyredecekti ya-
ni? Sonuç olarak seyrettiği sevişen ka-
dın erkek çiftlerdi.
• • •
Türk insanı içinden eşcinsel çıkmaz
diyor Zekeriya Beyaz. Peki maçlarda
"i.ne hakem" diye tempo tutan taraf-
tariar hangi milletin hakemlerini kast edi-
yortar? Ya da her kızdığını i.nelikle suç-
layan Türkler kimden söz ediyoriar?
Zekeriya Beyaz bu tür soaılara da açık-
lık getirmiş: "Istanbul'un bin\aç sem-
tinde beş on tane bu tarz insanlar çı-
kabilir."
Zekeriye Beyaz, aslında ülkemizde-
ki bilimin gelişme düzeyini gösterme-
si bakımından da önemli ipuçlan ve-
riyor "Batı içinden çürümektedir. Ba-
tı, manevi hatta ulusal değeherini
kaybetmektedir. Eşcinsellik, traves-
tilik, yok efendim erkek ehaeğe evlen-
me gibi rezaletler, bu çürümenin dı-
şa yansıyan uçlandır."
Türk solunun içinden bazı kimsele-
rin de Zekeriya Beyaz gibi düşündüğü-
nü biliyoruz. Onlar da tıpkı Beyaz gibi
eşcinselliğe prim veren "Batı'nın çök-
tüğü" gerçeğini büyük bir ufuk zengin-
liğiylesaptayıphalkıaydınlatıyofiar. Ze-
keriya Beyaz, bir önemli noktaya daha
dikkatçekiyor: "(Avrupa'dan) llim, tek-
noloji alınmalı, ama kültürel yozlaşma
alınmamalı." Işte bir türiü kavranama-
yan gerçeklerden birisi de bu. Ben di-
yorum ki, Zekeriya Beyaz'ı bir ilim ada-
mı olarak ihraç edelim. O da bir tekno-
loji ürünü sayılır. Türk ilahiyat ve de mil-
liyetçilik sanayiinin seçkin ürünü. Böy-
lece Avrupa nüfusunun azalması der-
dinden bile kurtulabilir. Biz Türkler de
Behçet hastalığından sonra "Zekeriya
BeyazAvrupa Nüfus Artırma Bilimi" ile
bilim tarihine geçeriz.
Türk, övün, çalış, güven. Erkek gi-
bi erkek ol. Zekeriya Beyaz sen çok
yasa...