22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur(acumhuriyet.com.tr 15 HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUIV ANDAÇ Don Kişot,halamve ben• Hep düşünmüşümdür; romanın bize sağladığı 'gerçeklikle imgelem' duygusunu kavramanın tek yoJunun hayatın ötesinde olup biterüere bakabilmek bilincinden geçtiğini... Işte o noktadan sonra görmenin bilgisini öğrenip öğrencisi kesilebiliyoruz. Don Kişot ise yüzyıllardır bunu bize öğretiyor: Değişimi, gitmeyi, kimlik arayışını... Alay ve hüzün vardı... Bır de acıdan söz edılır olmuştu. Anlamak kolay değıldı! Öyle ya, bır taşra kasabasında olup bıtmıştı her şey. Kımselere dönüp bakmayan, yaptığı ışin gereklenyle ilgılenen, edilen sözlere hıç mı hiç aldırmayan o güzelım Elif, bır gecede sır- ra kadem basmıştı! Her şeyı gözden çıkarmış. herkesı yüzüstü bırakmıştı! Çadırda ölum sessızliği vardı.. Kımsenın ağzını bıçak açmı- yordu Adı, güzellığı gibı kaçışı da dıllen- mişti. Sabah, erce, yolumu oraya düşürmiiş, ka- sabanın bilcümle kopuğu uçvermeden, yalnız çadırda değıl. tüm cambazhanede, ahengı sağlayan, ışlen yoluna koyan Elıf"ı gör- mek umuduyla içım alıp alıp vermış- tı. Alay ve hüzünle orada yüzleştım Gıdışın ardında bıraktığı boşluğu en çok hısseden yüzlere baktım acıyla. Oraya her vanşımda, çadı- nn bırköşesınde durur. onu seyre dalardım. Yalnızca bana bakar, benı görür sa- nırdım. Onca kalabahğın arasında enr, yok olurdu bakışlanm. Hüzünle döner, aşkın ummanına gömülür- düm. Işte tam o elem günlen... Bır yandan Elıf'in güzellığıne bağlanmış, öte yan- dan Cervantes'ın Don Kişot'uyla yatıp kal- kıyorum. O ne şenhklı yolculuktu. anlata- mam! O büyülü yolculuk... Dayım, bir daha dönmemek üzre, kenrj terk etmiş; o meşın bavulundaki hazıneyı bana bı- rakmıştı. Mevsımyazdı. Kaplıcayagıtmeza- manırnız gelmışti. Kentten trenle yola çıkılır, dünyanın öte ucuna yapılacak bır yolculuğun şenliğı başlardı. Halamın; "Şu kavak ağacına çıksanız, kaplıcanın dumanııu görürsünüz, bu telaş niye" sozlenne kımse aldırmaz; o büyülü yolculuğun hazırhğına verirdık kendımızı. O masal anası, bu tür durumlarda bır ger- çekçı " \ \ kesılır, bır alaysı kesılır- dı kı, anlatı- lamaz! Onun derdinı anlamakta gecıkme- miştım. Seslı kıtap okumayı sevdığı kadar, bi- nsmın okumasına da bayılırdı. Don Kişot aramızda kıtap okuraa şöleninın ötesinde bır anlama bürünmüştü.. Ondakı kavTayışı anlatıcılığına versem de, bızım Manchalı Don Kişot'un gerçekliğinı alıp gezındıren, gören/gösteren edasını, rutup bunu bır başka boyutta dile getıren tavnnı o günlerde çıkaramamıştım pek. __ Geçen gün, Carlos Fuentes'ın 'Kendim ve Ötekiler' kıtabını okurken; "Cervantes ya da Okumanın Eleşti- risi" yazısınuı iç- denızlerinde adım adım yürüdüğümde bırden aydım! Onun şu satırlan- nın altını çıznuştim: "... kendi yarattığı- mız külfürün taşı- yıcısı olmamız ne- deniyle, geçmişin içimizde şimdiki za- man olduğunu biliyoruz." Sonra, Fuentes'ın, şu belırlemesı de ılgınç gel- mişti bana; "... ben hep, ye- niçağın bana göre Don Ki- şot de la Mancha'nın 1605'te, köyünden ayrılıp dünyanın yollarına düşmesi ve dünya- nın okuduklarına benzemediğini gör- mesiyle başladığı yanıtını vermişimdir." Bu metınde adım adım yürür- ken; nedense, Elif in kaçış, dayı- mın kendını sürgün ediş öyküsünü | anımsamış; benim de 'gitmek'/ f 'kaçmak' düşüncesının kıyılanna ' gelişimın mevsimine dönmüştüm... Fuentes ne derse desın, gene de okuduklanmızdır bızdekı o görme/bak- ma duygusunu geliştiren, bızı hayata karşı kışkırtıcı kılan. Işte o noktadan sonra yola düşeriz, gitmenın büyü- südür önümüzde yeni dünyalar açıp, bize yenı hayatlar sunan.. Alay ve hüzün... Dışta olup bitenlere bakışımızın bır yansı- masıydı aslında. Kaçışı Elıf e yakıştırama- yanlar, ona bın bır öykü uydurmuş, neden gıönek, başka dünyalan keşfetmek düşünce- sıne pek aldırmamışlardı. Kaplıca mevsimını kapatıp kente döndü- ğümüzde, benım de gırmek mevsimim gel- mışti artık. Halamla Don Kişot'a, kaldığımız OKUMA ÖNERİLERI * La Mattcha Yr Yaratıcı Asüzade Don Quijote, Mıguel de Cervantes Saaedra, Çev: Roza Hakmen, 1996, YKY, 906 s. * 'Don Çtuijote', Cervantes, Çev: Bertan Onaran, 2001, SosyalYay, 572+658s. * Carlos Fuentes, 'Kendim ve Ötekiler', Çev: Şemsa Yeğin, 2003, Can Yav., 264 s. *JaleParla, 'Don Kişot 'tan Bugüne Roman \ 2000, lletişım Yay., 389 s. BELLEK KUTUSU "Don Quijote toplumla ters düşen modern roman başkişisinin öncüsüdür. Cesareti, aznti, adalet ve eşitlik duygusu, katıksız, sadakati, kimliğini kendi kendine belirleme karart, onu bekleneceği üzere destansı bir kahraman ya da efsanevi bir yiğit yapmaz, Tersine, sürekli yenügiye uğrayan, dışlanan, anlaşılmayan, anlaşılırsa da alay edilen, kazandığı zaferlerde bile ardında burukya da acı bir tat bırakan, ö'zetle, artık toplumla bütünleşmesine olanak olntayan, yabanalaşmış bireydir o." Jale Parla yerden devam etmiş, bir daha bir araya gele- meyeceğımizı bılircesıne, Don Kışot'un acı- dan acı haline üzülüp durmuştuk nedense! Hep düşünmüşümdür, romanın bize sağla- dığı 'gerçeklikle imgelem 1 duygusunu kav- ramanın tek yolunun hayatın ötesinde olup bi- tenlere bakabilmek bilincinden geçtiğini... Iş- te o noktadan sonra görmenin bılgisını öğre- nip öğrencisi kesilebiliyoruz. Don Kişot ise yüzyıllardır bunu bize öğretıyor: Değişimi, gırmeyı, kimlik arayışını... P dergisifarklı uygarlıldarı ve döneme damgasını vurmuşyapıtlan inceliyor Savaşın sanata yansımalan Meşin göğüslüklü Samuray zırhu Kültür Servisi - Ilk sayısını ya- yımladığı 1996 yıhndan bu yana 7 yılı geride bırakan P dergısi, 30. sayısını 'Savaş ve Sanat' teması- na ayırdı. Dergı yeni sayısında, tarih bo- yunca sa\aşın farklı yansımalan- nı, değışık bakışlarla, yorumJar- la sanatm konusu yapan uygar- hklan ve döneme damgasını vur- muş sanat yapıtlannı inceliyor. P, tlyada dizelennden Eskı Mısır"ın mezar resımlenne, Asur duvar kabartmalanndakı savaş betımle- nnden Rönesans'ın usta ressam- lanndan Uccellonun 'San Ro- mano Bozgunu' adlı yapıtına, Süleymanname nın 'Kanuni Seferleri'nı resmeden mınyatür- lerinden 18. yüzyıl Ingılız res- samlannın demz savaşı resimle- rine, Goya'nın 'Savaşın Felaket- leri' gravürlerınden Picasso'nun 20. yüzyılı sımgeleyen 'Guerni- Ünlû ressam Goya, savaşın kendi içindeki vahşet ve barbarlığını dolaysızca gösteriyor. ca'suıa kadar ele aldığı konular- la, insanoğlunun en ölümsüz uğ- raşı olan sanatın savaşa bakışını yansıtıyor. Dergıde savaşı, Ian Sbavv 'Eski Mısır'da Savaş Sana- tı", Pauline Albenda 'Asur Kabartmalarında Savaş Betimleri', Clive Sinclaire 'Eski Japonya'nın Seçkin Savaşçıları: Samuraylar' başlıklı yazılarla ele alı- yor. Tülin Çoruhlu'nun yazdığı 'Osmanlı - Tiirk Kültüründe Savaş Sa- natı' yazısının kılıç, zırh, çadır, mığfer, tü- fek gibı objelerle, Charles Cohen'ın Uc- cello'nunbaşyapıh 'San Romano Bozgunu'nun dönemın simgesel bir anıtı olarak aynntılany- la ve tarihsel gerçeklığıy- le, Aifonso Perez Sanc- bez'in Goya'nın en dra- matik ve yaşadığı dö- nemdekı tutumuna ışık tutan 'Savaşın Felaket- leri' gravürlenyle anlaftl- dığı yazılar, dergının dı- ğer yazılan arasında yeri- nı alıyor. merikalı yönetmen Paxton Winters'ın çektiği, yerli ve yabancı oyunculann rol aldığı 'Crude'un başansı yabancı basmın da ilgisini çekti. Türkiyeyollarındageçen ödüllü birfilm Kültür Servisi - Türkiye de ya- şayan Amerikalı yönetmen Paxton Winters'ın Türkiye'de çektığı ve yabancı oyunculann yanı sıra Yi- ğit Özşener. Ipek Değer, Meh- met Güleryüz gibı Türk oyuncu- lann da yer aldığı ılk filmi 'Cru- de', Uluslararası Los Angeles Fılm Festıvalı ve Seattle Fılm Festıva- hnde En lyi Film ile Jüri Özel Ödülü'nüaldı. Bu ödüllerın yanı sıra film, tüm Amenkan fılm festıvalleri ıçinde en yüksek para ödülü olan 50 bin dolarlık ödülün de sahibı oldu. 'Crude'un bu başansı yabancı ba- sında da ilgı çekti ve Los Angeles Tımes, Variety, Hollywood Repor- tergibi çeşitli dergilerde, gazeteler- deyer aldı. Yapımcılığını Mehmet EryıJ- maz'ın yaptığı filmde, Amerikah oyuncular David Connolly ve Pa- ul Schneider ile Hazırkart reklam kampanyası ve 'Estağfurullah Yo- kuşu1 dizisıyle tanınan Yiğit Özşe- ner başrolü paylaşıyor. 'İkinci Ba- har' dizisıyle tanınan îpek Değer ve ressam Mehmet Güleryüz de fil- mın yardımcı oyunculan arasında. Öci parasız Amerikalının Türki- ye'ye geldikten sonra kendilerine, düzmece teröristlerce gerçekleşti- rilecek olan bir kaçınlma senaryo- su hazırlayıp bu hikâyelerüıi med- yaya satma çabalannı anlatan film, Amerika'nın özellikle 11 Eylül sonrası daha güçlenen önyargılan- nı, popülist medyayı ve globalleş- meyı tatlı sert bır dılle eleştırıyor. Aynı zamanda bır yol filmı olan 'Crude', Istanbul'da başlayıp sıra- sıyla Kapadokya, Antep, Urfa, Mardin, Doğubeyazıt ve Bodrum'a doğru uzandıktan sonra New York'ta son buluyor. Filmin bır özelliğı de yönermeni, yapımcısı ve senaryo yazarlann- dan Kenmcan Güleryüz'ün ilk uzun metraj denemesi oknası. Şu anda fılmın satışı içın arala- nnda Sony Pıctures Classıcs ve Pa- ramount Pictures Classics gibi ön- de gelen şırketlerle görüşmelen sürdüren yapımcı Mehmet Eryıl- maz, filmin en kısa zamanda Tür- kiye'de de göstenme gıreceğını be- lırttı. (Ayrıntdı bdgi içw mehmet.er- yilmaz@aigbv.com) ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Falih Rıfkı Atay'm *Çankaya'sı ve Atatürk (1) Falih Rrfkı Atay'ın bendeki baskısı 1969 ta- rihli olan 'Çankaya' adlı eseri, 1881-1938 ara- sındaki dönemi, doğumundan ölümüne kadar Mustafa Kemal'in yaşamöyküsünü anlatır. Bu, Osmanlı Imparatorluğu'nun çöküşünü, Birinci Dünya Savaşı yenilgisıyle birlikte Türklere sa- vaşın galipleri tarafından uygun görülen yazgı- yı, Milli Mücadele'yi. Cumhuriyetin kuruluşunu ve Atatürk Devrımleri'ni bir dâhınin yaşamı çer- çevesınde ışleyen bir öyküdür. 'Çankaya'da Falih Rıfkı Atay, Millî Mücade- le'nin aslında nelerın mücadelesı olduğunu çok aynntılı anlatır. Bu anlatım doğrultusunda Millî Mücadele'nin askerî harekât bölümleri, karşı- mıza bır buzdağının su üstunde kalan, görünen kısmı niteliğiyle çıkar. Suyun altında ise, o ölüm- kalım günlerinde hemen her yeni düşüncesini ortaya atışında kımı zaman en yakınında olan- larca bıle engellenmeye çalışılan, kafasının için- de yalnızca düşmanın cephedeki güçleriyle de- ğıl, fakat kurtarılmak ıstenen ülkenin içınden çıkma güçlerle de çarpışmak zorunda kalan, Büyük Taarruz'dan sonra bile türlü eleştirilerin hedefi olmaktan kurtulamayan, önce Saltanat'ı, ardından Hılafet'i ortadan kaldırırken, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, gerekse ka- muoyunda cephe savaşlarının çetinliğini arat- mayacak savaşlar verme zorunluluğuyla her an karşılaşan bir Mustafa Kemal vardır. Ancak sonunda tüm cephelerde savaşı ka- zanan, Mustafa Kemal olur. Ünlü kültür tarihçisi Egon Friedell'in dediği gibi, deha, kendi yasalannı koyan ve yalnızca onlara boyun eğendir. Deha, kendiyolunu ken- di çizer ve o yoldan ödün nedırbılmeksizin so- nuna kadar gıder. Mustafa Kemal, bu tanıma bütünüyle uyan bır dehadır. Onun kararlılığı, büyük zaferden sonra bıle her türlü geçişin bir yumuşakgeçiş olmasını telkın eden, hatta bun- da direnen büyük çoğunluğun karşısında, bir kayadan farksızdır. Çünkü Mustafa Kemal, ida- re-i maslahat tarzının, günü kurtarma zihniye- tinin bir toplumun yazgısının dönüm noktala- nnda asla işe yaramayacağını, böyle dönüm noktalannda ancak devrimciliğin işe yarayaca- ğını o günlerde bilen Tek Adam'dır. Büyük Taarruz hazırlıkları sırasında gerek Meclis, gerekse -fsmet Paşa dahil- tüm komu- tanlar, bütün askeri güçlerin kullanılacağı böy- le bir harekâtı uygun bulmazlar. Onlara göre ordu, böyle bir saldırı savaşına hazır değildir ve sonuç, bir felaket de olabilır. Başkomutan Mus- tafa Kemal'e gelince, o, ustaca hazırlanmış bir stratejinın hangi eksikleri gıdereceğini çok iyi bilir ve onun stratejısi, hazırlanmakta olan Bü- yük Taarruz'un sonucundan kuşku duymak bir yana, ta Izmir'ın kurtuluşuna kadar uzanan, bu son sonuç için gün bile verebilen bir stratejidir. Falih Rıfkı Atay, bu bağlamda çok önemli bir noktayı vurgular: Büyük Taarruz'un hemen ön- cesinde Başkomutan Mustafa Kemal'in ordu- sunaduyduğugüven, asla bir coşkudan, umut- tan ya da temenniden kaynaklanma bir güven değildir. O, böyle bir savaşın hesaplarını en in- ce noktalanna kadar çok önceden yapmış, ka- fasında bütün artıları ve eksileri tartmış, savaş planını adeta hassas bır saatın mekanizmasını oluştururcasınayapmıştır. Dolayısıyla onun or- dusuna duyduğu güven, katıksız bır akılcılık ve eşsiz bir irade gücünü temel alan bir güvendir. Büyük Taarruz'un sonunda ibre, Mustafa Ke- mal'in planlarından yanadır. Ne var ki son zafer, Millî Mücadele'nin, Mus- tafa Kemal'in Millî Mücadele planının ve stra- tejisının sadece ilk bölümünü noktalar. Sonra- ki aşamalar, kazanılan askeri zaferlerin sivil ya- şamda uygulamaya geçırilmesini öngören ve gerektıren aşamalardır. Her askerî savaşı, o sa- vaşın sonrasıyla birlikte değerlendirmeyi ilke bilen Mustafa Kemal için ikinci aşama, yani ku- rulan yeni devleti çağdaş uygariık diye nitelen- dirilebilecek bir kültür temeline oturtabilme aşaması, askerî harekât için yapılandan belki çok daha ayrıntılı stratejilerin oluşturulmasını koşul kılacaktır ve bu bağlamda Mustafa Ke- mai'in önündeki engeller sayısızdır. Bu engellen ve onların nasıl aşıldığını, bugü- ne yapılması gerekli atıfları da ihmal etmeksi- zin, haftaya ele alacağız. e-posta: ahmetcemalc superonline.com acem20" hotmait.com Rolling Stones sergisi açıldı • BRÜKSEL (AFP) - 40 yılını kutlayan rock müzığinın efsanevi topluluklanndan Rolling Stones'un 'Exıle on Maın Street" albümü için Brüksel'de bir fotoğraf sergısı açıldı. Fransız fotoğrafçı Domınıque Tarle, topluluk albümü hazırlarken 6 ay boyunca Fransız Rivierası'ndaki Keith Rıchards villasında onlarla yaşamış ve fotoğraflannı çekmıştı. Fotoğraflar şu anda Brüksel Park Cınquantenaıre'dekı Sanat ve Tarih Müzesi'nde ziyaretçilerini beklıyor BUGUN • NARDİS JAZZ CLVB da 21 30da Kangroove konsen. (0 212 244 63 27) M ASPENDOS A-NTİK TİYATROSÜ'nda 21.30'da '10. Aspendos l luslararası Opera ve Bale Festivali' kapsamında Rusya N. Kasatkina ve V. Vasilyev Moskova Büyük Klasik Balesi'nden 'Spartacus' balesı. (0242243882V İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ'NDE BUBÛN • CEMİL TOPLZLU AÇIKHAVA TÎYATROSU'nda 22.00'de Fazıl Say ve Zubal Olcay'dan 'Merin Altıok Oratoryosu'. (0 212 334 fr 00) • AKMde 19.00'da Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası konsen. Şef: Lorin Maazel. (0 212 251 56 00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear