22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 TEMMUZ 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 |w Peanum: "târt-KBO 5 itstUıağacnubm" S Her şey sabumMt m7 ZiyaretM. Ersel'in merak ettiği konu: "Süleymantye'de Amerikalı askerier ve silahlı peşmergeler tarafından 'ziyaret' edilen 11 askerimiz, ne zaman iade-i ziyarette bulunacak?" Diş kirası AKP hükümeti zam üstüne zam yapıyor, vergi üzerine ek vergi salıyor... Bu iş böyle olmayacak... En iyisi başta başbakan, arkasında bakanlar, milletvekilleri, müsteşariar, müsteşar yardımcılan, genel müdürler, müşavirier, daire başkanları, vatandaşın evrine grtsinlen hem sofrasındaki ekmeği alsrnlar hem de üstüne diş kirası istesinler! Can yeleği Kökçe: "Kraker yerken düşüpyaralanan, devrilmeme özelliği olan 'ginger'dan düşen Bush'a bilgisayar başına geçtiğinde ntye can yeleği grydirilir? Internette sörf yaparken boğulmasın diye!" OeMromc posta: deniz8om©cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Türklerin yüzde 3'ü kendini Avnıpalı sayıyormuş... "Geri kalanı da AB've aireceûini sanıyort" nerjı ve Tabıi Kaynaklar Bakanlığı. Uzan Gru- bu'nun Antalya'daki Kepez ve Adana'dakı Çukurova Elektrik şirketlerine el koydu... El koyma ışleminden sonra söz konusu bölge- lerde elektriğin üretim, iletım ve dağıtımıyla TEDAŞ gö- revlendirildı... Düne kadar Uzan Grubu'nun şirketlerin- den elektrik aian aboneler tekrar kamudan elektrik al- maya ve elektrik faturalarını TEDAŞ'a ödemeye başla- dılar... Buraya kadar her şey normal... Ama geçenlerde TEDAŞ, Antalya'da pek de normal olmayan bıruygulama başlattı... TEDAŞ Antalya Elektnk Dağrtım Müessesesi, trafo üzerinden elektrik kullanan tarım ve sanayı işletmeleri ile turistik tesislere ki bunların sayısı 2 bine yaklaşıyor, bırer yazı göndererek mılyarca liralık güncelleştirilmiş güvence bedeli istemeye başladı. TEDAŞ dıyor ki: "El konan Kepez T.A.Ş.'ye, abonelık aşamasında ya- Guvence bedeli tırdığınız güvence bedelinın güncelleştirilerek Kepez T.A.Ş. tarafından müessesemize aktanlması Kepez TAŞ.'ye bildirildi." Ne demek bu? Güncelleştirilmiş güvence bedelini, el konan Kepez, artık ilgisi kalmadığı aboneden alıp devlete yatıracak! Tabii ki böyle bir işlemin yapılması söz konusu değil. TEDAŞ da bunun farkında olduğu için bu kez şöyte di- yor: "Bu konuda çıkabilecek sorunlar dikkate alınarak konunun tarafınızca da takip edilmesi..." Yani, elektrik abonesi, devtetin yapamadığını yapa- cak ve Kepez TAŞ.'nin peşine düşecek! Fakat TEDAŞ, kurallan kendine göre koyduğu için aboneleri bir güzel uyanyor "Güncelleştirilen güvence bedeliniz şu kadar milyar liradır. Bu parayı Kepez TAŞ.'de takip ederek mües- sesemize aktanlmasını sağlayın, aksi halde bu tutan müessesemize yatırmakla siz yükümlüsünüz... Yoksa elektriğinizı keserız." Buyurun buradan kesin! Güvence bedeli niye güncelleştirilmiş belli değil... Aynca, bir de güncelleştirilmemiş güvence bedeli var! Abonenin, Kepez TAŞ.'ye verdiği örneğin 7 milyar li- ralık güvence bedeli dururken TEDAŞ aynı aboneden yine 7 milyar lira güvence bedeli istiyor... Belli ki, vatandaşın ödediği güvence bedeli Kepez'in kasasından uçup gitmiş... Devlet de işin kolayını bulmuş ve her zaman olduğu gi- bi hemen vatandaşın yakasına yapışıyor "Git ya Uzan- lar'dan parayı getir ya da bana yeniden para yatır." Bu uygulamanın hangi yasanın hangi maddesine da- yandığını merak eden elektrik abonelerine Antalya'da- ki TEDAŞ ilgililerinin verdiği yanıt ise tam evlere şenlik: "Yasayı bilmiyoruz ama Ankara böyle diyor." SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hatb erdincutkuıayahoo.com Artık aşklanmız bile cep telefonu tutsağı: Şımdiki kızlar BEYAZ HATLI PRENSini anyor! Bodpum'da geçersiz kılınan tapu Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Ta- sarruf Daire Başkanlığı'na gönderilen bir dilekçe, Türkiye Cumhuriyeti'nde mülkiyet hakkının gasp edildiğinin en somut örneğini oluşturuyor: "Muğla ili, Bodrum ilçesi, Yalıkavak köyü, Çökertme mevkii, 9 pafta, 900 numaralı parselin 480 metrekarelik bö- lümünün kumsal alan içerisinde kaldı- ğı gerekçesiyle bu bölüme ilişkin ta- pu kaydının iptali ile tescil dışı bıra- kılmasına karar verilmiştir. Bodrum Asliye Mahkemesi'nin 1992/125 e- sas, 1992/114 karar sayılı karan ile ke- sinleşmiştır. Tapu kaydına göre de bu 480 metrekarelik kısmın 18 Nisan 1994 tarih ve 2098 yevmiye ile hükmen kum- salaterkedildiği anlaşılmaktadır. Tescil harici bırakılan yerlerde yapılaşmaya gi- dilemeyeceği açıktır. Hal böyle iken Ya- lıkavak Marinası yapılması amacıyla bir şirkete devredilen arazide, kiralayan şir- ket tarafından ticari amaçlı dükkânlar yapılmıştır. Mahkeme karan ile ve bedelsiz dev- redilen arazide ticari amaçlı dükkân ya- pılamayacağı düşüncesindeyiz. Hazi- ne satışlannda öncelik hakkı yasaya göre eski maJiklere verildiğinden yasal olmayan bu yapılanmalann soruştu- rulmasını diliyoruz." özetle devlet, vatandaşın tapusu- nu kamu yaranna iptal etmiş; dolayısıy- la arazinin bedelini de ödememiş... A- ma sonra aynı araziyi bir şirkete verip dükkân açtırmış... Üstelik bu şirket, AB lobisi yapan bir holding! Demek ki AB kriterlerinden biri de tapu gaspı oluyor! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak o turk.net Efsanenin Belgeseli Film bitmiş, ışıklar yanmış- tı... Ama, sankı devam edecek- mış gibi oturuyor, sessizce bek- liyorduk... Kim bilir kaç dakika sonra, yerinden iik kalkan tlhan Sel- çuk oldu... Önce Halet Çam- bel'i. sonra da NaiIÇakırhan'ı kucaklarken, Oktay AkbaL Zehra Ekinci, Abdurrahman Öztoprak, Yümaz ve Semra Tankut, Hamdi Yücel Gürsoy. Tansel ve Sabahattin Batur v e tûm izleyenler, arkasında sıra olduk... Yaklaşık 3 bin yaşındaki "Azativataya" kentiyle yanm asırdır kesıntisiz süren "kara- sevdata birükteliğin" zaman kavTamını durduran "bilgekah- ramanlannı'" saygıyla kutla- dık... Kibde ve Zeus Gökova'nın masmavi sula- nyla "Karya" yeşilinin buluş- tuğu "Akyaka" beldesindeki Yücelen ÖteTdeydik... Tarihe not da düşelim: 08 Temmuz 2003 Salı... 1970"lerden bu yana aynı beldeyi bezeyen "yöresel mi- Filmin yapımcısı "NöbetçiA- jans"ın bu çalışmaya katılan tüm emektarlan, Ahmet Oktar, Ali thtrvar. Seyit Giden ve dı- ğerleri de tarihe "efcaneyi belge- teyen" ilk sinemacılar olarak geçtiler... Kralın seslenişi İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Bossett ilk kez 1946 yılın- da Karatepe'de Kral Azativa- tas'ın kentini ararken. ekibin asistanı Halet Çambel'di... 1951 'de Alman hoca. "evet bu- rası" demesine rağmen ülkesi- ne dönünce. bin yıllardır dünya- dan gizlenen Hititleri günü- müzle ve yannlarla buluşturma görevini Çambel üstlendı... Ilerleyen yıllarda kralın baş- kenti Azativataya öylesine de- rin sırlanyla ortaya çıkmaya başladı ki artık Çambel ıçın Ka- ratepe demek, belkı de "ömûr boyu beraberiik" demekti... Uzun araşhrmalardan sonra çö- zümlenebilen yazı tabletlenn- de; "Ben Adanava Ovası'nın krahyım._n dıyerek 10 700'ler- den seslenen Azarivatas'ın bu sözlerini "işftmeye" başlayan HARBİ SEMİH POROY semihporoy ı yahoo.com mari özenin" öncüsü Nail Ça- kırhan'ın tasarladıgı "Ulatipi" ahşap göbekli tavanm altında, tarihteki "Adanava" ülkesine ait ve şimdiki Adananın eski ilçelerinden Kadirii'ye sığın- mış "geç HJtit" uygarlığını iz- ledik. Aynı yörenin aydın insanla- nndan Zülfikar tnönü Tü- nıa"'in teşvik ve desteğiyle ger- çekleşen "Karatepe- Aslantaş" fılmi, belgesel ordumuzun öz- verili neferı Hasan Ozgen'in rehberliğinde bir onur belgesi- ne dönüşmüş... Yönetmenliği AyünEren, görüntüleri de Kur- tnluş O^en üstlenince, Aslan- taş'a tanhin bereketini kazandı- ran Halet Hanım sanki "Kibe- le" olmuş; Nail Amca da Kara- tepe'yi adeta Olimpos'a çevi- ren bir Zeus... Bu destansı gösteri için fik- rimi alan Ege TV habercisine; "Sizhiç yaşarkerı efsanekşen in- san tanıdımz mı" diye sorduğu- mu anımsıyorum... Işte orada, en öndeki iki sandalyede, çev- releri sarmalanmış ıkı insanın ikisi de "vaşanılan süreance" efsaneleştiler... hangi büim ınsanı artık onu top- rağın altında bırakabılirdi ki?.. Nitekim, ilk kazılarla birlik- te Anadolu güneşiyle yeniden aydınlanmaya başlayan kenti ve eserlerini "yerinde" koruyarak saklamak için, ayıu yerde Tür- kiye'nin ilk "açık ha\a müzesi- ni"yaphlar... Mimar "Hırgut Cansever'in çizgileriyle yine ülkenin ilk çıp- lak beton uygulaması olarak gerçekleşen inşaat, yüklenici- nin "zor"a dayanamayıp kaç- masıyla durunca, Nail Çakır- han da Ulalı aile büyüklerinden gelen "yapı sanaö yeteneğmi" müzeyi tamamlayarak kanıtla- mış oldu... tşte o gün bugündür: yani tam 50 yıldır. Halet Çambel her firsatta Adanava ülkesindeki Karatepe kazılarının başında, Nail Çakırhan da Karya ülke- sindeki Gökova evlerinin ara- sında.. "Alçakgönüllü büyük- lülderiyie'' tarih yazıyorlar... Yaşarken efsane olmanın bel- geseline, her gün yeni kazanım- lardaekleyerek... Oekincif" cumhuriyet.com.tr. HAYAT EPtK TİYATROSU m STAFA BiLGtN TÜRK-İŞ İLE HUKUMET ANLAŞTT KAMU tŞÇİSİ "SQKAĞA DÖKULMEDt" CIK EVtMDEM OTUR !. BOYLE KÛLMEK VARM1Ş SATÎÎM I. OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGENÇ k-urgenc(q yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 27 Temmuz wtnc.mumtas-arutan.com /LK JET YOLCU UGAĞI COMET.. 774- T/RMe ÇSLA/St OOA, PıLOr TOHN CUAIM/MGHAM YÖM£Tİ- i UÇAtC, UAtFIELb HAVAALANtN- OAKJ &4L*:MrŞ~rt. 19S2 '&£ YOCCU H/Z- MET/M& SUfi/ULAN UÇAKLAGDA 8A2I &4?L4yfHCA coM£rt£/eJ 4-s y/i. sesvfs TEKI Ç£KİL£IZEK EKSfKLeJBJ G'DE&CMİ&rt... Ö ' İ • • -28,38 ma.fr* • Kanat *çnt/,ğr; 36 Izişi ; f//£/: 10.700 • Yo/cM Jcı PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Özgürlükçüler Üzerine Irak halkının özgüriüğü önünde en büyük en- gellerden birini oluşturan "Uday - Kusay Kar- deşler"in ortadan kaldırılması, Amerika Birieşik Devletleri'nde coşkuyla karşılandı. Yürekleri her zaman aynen Amerikalılann yürekleri gibi özgür- lük için çarpan Türk özgürlükçüleri de bu coşku- ya katıldılar. özellikle medya özgürlükçüleri, ta- rihte benzeri görülmemiş bu zafere gazetelerin- de, televizyonlannda büyük yer verdiler. Ameri- kan zaferinin zamanlaması da "cuk" oturmuştu doğrusu... Sen git, tam da bizim "Irak'a asker gönderelim mi, göndermeyelim mi" tartışma- lanmızın orta yerinde Saddam'ın oğullannı ha- vaya uçur! Gerçekten "pes yaA7/"lik bir durum- du... Bu zafer, son zamanlarda, "Amerikan özgür- lükçülüğü Irak'ta çuvallıyormu, yoksa?" kuşku- su duymaya başlayan Türk özgürlükçülerinin yü- reğine su serpmişti. Işte "aslan coniler" 30 mil- yon dolan bastırmışlar, bir ımuhbir ayarlamışlar, o da "Uday - Kusay Kardeşler"\n yerini fısılda- mıştı kulaklanna... Onlar da top, tüfek ve tank- savaria gidip "/ş"i kökünden çözmüşlerdi. Orta- da üzülecek, dert edilecek birdurum yoktu. Çün- kü Uday da, Kusay da ahlaksız birerzalimdi. "Ar- mut dibine düşer" örnegi, Kusay'ın oğlu da bü- yüyünce mutlaka babası gibi ahlaksız ve zalim olacaktı zaten... Amerikalılar ezelden beri dünyanın neresinde olursa olsun, ahlaksızlığın ve zalimliğin her tür- lüsüne düşman olan "sapına kadar" özgürlükçü- lerdi. Bir zamanlar Vıetnam halkını ahlaksızlık, zulüm ve tutsaklıktan kurtarmak için az mı didin- mişlerdi? Ama nankör Vietnamlılar, "Yaşasın bi- zim kahraman dostlanmız!" diye el çırpacaklan yerde bataklıklarda yabanördeği avlar gibi avla- mışlardı onlan... Şimdi de benzer bir nanköriük- le Irak'ta karşılaşmışlardı... Baldırı çıplak Iraklılar sokaklarda Amerikalı avlıyoriardı. Irak'ta avlanan Amerikalılar paralı askerlerdi. Doğru dürüst bir iş bulamayınca üç beş dolar ka- zanmak için orduya yazılmış çocuklardı. Kışlala- rında beyzbol oynayıp "ense" yapmayı düşler- lerken Irak'ta buluvermişlerdi kendilerini. Yumur- taya can veren ulu Tanrı'nın işine bak! Ama alın yazısı işte... Neyse ki dünyanın dört biryanında kendisi gibi "sapına kadar" özgürlükçü olan dostları vardı Amerikalılann, yardımlanna koşa- cak... • • • Türkiye de yakın dostlanrtdan biriydi Amerika Birieşik Devletleri'nin... Çok uzun yıllardır Ame- rikalılar VVashington'da hapşırdı mı, bizim özgür- lükçülerimiz Ankara'da nezle oluyoriardı. Bu ka- dar yakın, sıkı fıkı ve sıcak bir dostluktu yani... Gün olmuş Kore'ye gitmiş, sapır sapır dökülen Amerikalılann önünde siper durmuş, onlann ye- rine biz ölmüştük... Buna pek sevinmişler, cebi- mize para koymuşlardı. Insan dostunu hem se- ver hem de döver ya, gün olmuş bize kızmışlar, uçaklarımızın tekerieklerine çomak sokmuşlar, gemilerimizin önüne gemilerini çıkanmışlardı. A- ma Allah için hep "dost" kalmıştık. Fakat bu Irak "mese/es/"nde çok öfkelenmiş- lerdi bize... Onlar orada ölsünler, biz ise yani başlannda durup sinema filmi izler gibi nasıl öl- düklerini izleyelim!.. Olacak şey değildi... Bize bir "ders" vermek istemişler, Süleymaniye'de as- kerierimizin kafasına çuval geçirip bileklerine ke- lepçe vurmuşlardı. Bütün bunîan "özgürlük" için yaptıklannı bilmesek gözümüzü karartıp biz de bir şeyler yapardık belki... Ama yapmamıştık... Soğukkanlı Başbakanımız, "Durun yahu, hemen celallenmeyin!" diyerek olası bir tatsızlığı önle- mişti. Onun "dirayeti ve basiretisayesinde"yer- yüzünün tanık olduğu en derin dostluklardan bi- ri kurtulmuştu. Bu "Irak meseiesi" gerçekten de çok karma- şık bir işti... Ne olacaksa olsundu artık; yoksa ay- lardır "teyakkuz" durumunda durmaktan her bir yanımız gerilmişti. Medyamızın özgürlükçü ka- lemlerinin de sabırian taşmıştı... "Gidelim!" diyor- lardı. O unutulmaz Agora Meyhanesi şarkısının sözlerindeki gibi, "öleceksek ölelim!" diyorlar- dı, "bizzat" gidip öleceklermiş gibi... (e-posta: dkavukcuoglu > superonline.com) (Faks:0 212-234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYAı\ 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Yengeç ta- kurryıldızıyö- resinde bir yüdızkümesi. 2/ Yaşatmak vegeliştirmek için gereken besinleri yedi- ripiçirmeişi... Safran, amber vemiskkanş- tınlarak yapı- 9 lan güzel bir koku. 3/ Ağn, sızı... Bir pamuk cinsi. 4/ Boru sesi... Vücut ısısı. 5/En uzun koşu dalı. 6/ Temizlenmiş arpayı sütle pişirerek yapüan Polonya ve 6 Rus yemeği... "Be- 7 hiç—": Karikatürcü- 8 müz. 7/Kas... Kayısı, 9 erik, zerdali gibi meyvelerin kurusu. 8/Teşhis... An- kara'nın bir ilçesi. 9/"Payederekikikeredeyap"ör- neğinde olduğu gibi. tersten okununca da aynı an- lamı veren tümce ya da sözcük. \TJKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Bayındır, mamur... Soyundan gelinen kimse. 2/ Taşa tutarak öldürme cezası... Judo ve karatedeki en üst derecelere verilen ad. 3/Hararet... Eski Türk- lerde deniz tannçası. 4/îlgi eki... Iğdır'ın bir ilçe- si. 5/ Elçilik uzmanı. 6/ Bir tür ince meşin... Ber- kelyum elementinin simgesi. 7/Denizcilik dilinde "alt, aşağı" anlamında kullanılan terim... Taşlık y- er, çıplak tepe. 8/Afrika'dabirırmak... Anlam açı- sından yoğun şiirleriyle tanınrruş XVII. yüzyıl di- van şairi. 9/Karakter... Bir işletmenin ani batışı. *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear