23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27"TEMMUZ 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA XV U L X LJ XV kultur(& cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAYAKIN Çanakkale'debirtiyatrocu Ed Harris ve Joaquin Phoneis 'Buffalo SoldieıVta. Amerikan üssünün yergisi Külriir Servisi - Irak savaşuıın gölgesinde pek çok eleştiriye çanak tutan ve gösterime girmesi türlü nedenler yüzünden sürekli ertelenen 'Buffalo Soldiers (Acemi Askerler)' Amerika ve tngiltere'de gösterime girdikten sonra önümüzdeki hafta da Türkiye *de sinemaseverlerle buluşacak. Türkiye'den Haluk Bilginer'in kısa da olsa göz dolduran performansıyla rol aldığı filmde, Joaquin Phoenis ('Gladyatör'ün hararetli aktöru), Ed Harris, Anna Paquin ve Scott Glenn gibi başarıh ovuncular yer ahyor. Robert O'Connor'm, 1989 ' Almanya'sında can sıkıntısından başka hiçbir şeyle savaşmalan gerekmeyen Amerikan ordusuyla ilgili çok satan romamndan beyazperdeye uyarlanan 'Buffalo Soldiers'ın yönetmenliğini üstlenen Gregor Jordan, bu ikinci uzun metrajlı fihniyle kariyerini Avustralya sınırlannın dışına taşıyor. Bağımsız bir film olması nedeniyle bütçe dahil pek çok zorlukla karşılaşüan filmin gösterimi 11 Eylül olayı, FılrnFour dağıtım şirketinin kapanması ve Irak savaşı yüzünden üç kez ertelendi. Almanya'daki bir Amerikan üssünde, bir grup askerin uyuşturucu işine Haluk Bilginer fılmde uyuşturueu tacirini oynuyor. bulaşmasını karamizah aracılığıyla işleyen filmin Amerikan ordusu üzerindeki asit etkisinin Amerika'daki satışlan zorlaştırdığıru söyleyen Jordan, bunun sadece Amerikan ordusuna has olmadığını ve diğer ülkelerin ordulannda da görülebileceğini belirtiyor. Jordan'ın senaryoyu yazarken oiayı hafifletmesi ya da Amerikah oyuncular kullanması Amerika'daki bazı çevrelerin tepkisini değiştirmemiş. Ancak Miramax adlı şirketin filme gösterdiği ilgİ ve onu Amerikan perdelerine taşıması bu olumsuzluklann ortadan kalkmasında yararh olmuş. Jordan, filmin başkarakterini canlandıran Oscar adayı yetenekli aktör Joaquin Phoenbc'in rolü içinse "Temelde ahlaksız bir karakterin, aslında ahlaldı, dürüst ve eleştirel olduğunu görmek beni büyüledi" sözcükleriyle anlaUyor. Haluk Bilginer'in -her ne kadar adı önjenerikte geçmese de- ordudaki askerlere aracüık yapan karanlık bir uyuşturucu tacirini canlandırdığı karakterin adı da •Türk'. Bilginer kısa fakat etkili, ağır rolüyle filmde göz dolduruyor Bir ideoloji tahlili olan filmin kahramanlık hikâyesi olmadığını belirten Jordan yapıtımn gelenekselden uzak olduğunu söylüyor. 'Buffalo Soldiers'ın zamanın en iyisi olmasının iki yıl önce zor olduğunu ifade eden başanlı yönetmen, filmin bu dönemde vizyona girmesinin iyi bir zamanlama olduğunu da belirtmeden geçemiyor. v^~*f anakkale siperlerindeki dırenişçi- m lerdenbiri de Kâmil Rıza"dır. Kur- X» ^ tuluş Savaşı'na da katılan Kâmil -3> Rıza'nın topluma yaptığı en büyük hizmeti ise Shakespeare'i Anadolu'ya ta- nıtmasıdır. Tiyatro oyuncusu olan sanatçı ıçın Muhsin Ertuğrul, Hamlet'i ilk kez on- dan duyduğunu söyler. Ankara'da "Anado- lu'da Temaşa" adlı bir dergi çıkaran ve kur- duğu kumpanyayla Anadolu'da oyunlar oy- nayan Kâmil Rıza'ya, çok istek alan bir oyu- nundan dolayı "Otello" lakabı takılır. Içki ve uyuşturucu tutkunluğu pahahya malolur sanatçıya. Otello Kâmil, damar il- tihabı yüzünden önce tiyatro aşkıyla Ana- dolu'yu adım adım gezdiğibacaklannı kay- beder!.. Sonra, çokgeçmeden de hayatını... Kâmil Rıza'nın "Otello"yla anılma- sı gıbi, Mücap Ofluoğlu da benım içinCyrano de Berge- rac'tır. Ortaokul yıl- lannda izlediğim ve hayran kaldığım Mü- cap Ofluoğlu'nun haya- tımdakı yerı meğer daha da fazlaymış!.. Öztürk Seren- gil'in sunduğu, tiyatro- ya yetenekli gençlerin ya- rıştığı "Gülünüz Gül- dürünüz" adlı televız- yon programı yayım- landığı dönemde her- kesı ekran başına top- lardı. Serengil, bu programında da, si- nemada kendisıne ün kazandıran "bitta- bi", "yeşşeee". "te- mem", "bilakis" gı- bi sözcüklen kulla- nırdı. Öztürk Serengil ile özdeşleşen bu söz- cüklerin mucidi aslın- da Mücap Ofluoğ- lu'dur! Filmlerde Seren- gil'i seslendiren Ofluoğ- lu, onun komik kışılığıne uygun sözcükler kullan- maya başlayınca, herkesin diline dolanan ünlü konuşma çıkar ortaya. Londra'daki oyuncak tiyatro Mücap Ofluoğlu'nu Londra'dakı Oyun- cak Müzesi'nde görürüz, 1978 yıhnın Ara- hk ayında... Eşiyle bırlikte geziye çıkan sa- natçıdan, Milliyet Çocuk Dergısi'nın yönet- meni olan Ülkü Tamer, çocuklar içinbir ya- zı dizisi ister. Ofluoğlu'nu Oyuncak Müze- si'nde bulmamızın nedeni de budur. Ama. şaır Clkü Tamer ile Mücap Ofluoğlu arasın- daki oyuncak konulu ilk bağ bu değildir. Of- luoğlu, 1970 yıhnda, bir çocukluk fotoğra- fına bakarak yazdığı şiiri, arkadaşı "Ülkü Tamer'e" ithaf eder. Ben miyim bu çocuk Tahta ata dayanmış Oyuncak at kendinden büyük Fotoğrafia küçük ürkek bir çocuk. Cçyaşında güzel bir çocuk Tahta atın dizginleri elinde Yanıtsız sorular gözlerinde Kuşkuyla korkuyla baktyor objektife. Güvenceden sevgiden miyoksun Minik ayağını bükmüş oyuncaktan korkuyor Çevresindegörünmeyen devlermidolaşıyor Belki de düşlerindegülüyor oynaşıyor Oyuncak Müzesi'nde Ofluoğlu nun dik- katini tahta at değil, oyuncak tiyatro çekeT1 . Sanatçı, şöyle tanıtır müzeyi bizlere: "Da- racık, sefertası gibi, dört katb eski bir ya- pı. Bizim eski kâgir Istanbul evlerini anımsatıyor. Kapının üzerinde 'Pollock Oyuncak Müzesı' adıvar. Bu adı Benjamin Pollock'tan almış. Pollock, Victoria döne- minde oyuncak tiyatro maketi yapan son kişiymiş. Bu oyuncak tiyatroların tarihi 150 yılhk olup, oyuncak müzesinin meydana gelmesinde öncülük etmiştir." Pollock'un dükkânı Müzenın ilk adımı, Benjamin Pollock'un her zamanki gibi tütün aldığı John Redington'un dükkâ- nına gırmesiyle atılır. Ama o gün, Redington'un Eliza isımlı kızı vardır ka- sada!.. Pollock, abayı yakar Eli- za'ya ve çok geçmeden de evle- nirler. Pollock'un kayınpede- ri tütün satrnamaktadır yalnızca: John Reding- ton'un en büyük tutku- su. dükkânı kapatmca evının bir odasına kur- duğu matbaada oyun kitap- lan basmaktır. Oyuncak ti- yatrolann metınleri, ka- rakterlen, dekorları böy- le çıkar ortaya... Eliza ve Benjamin Pollock, bu işi bırlikte yapmaya karar venrler. Ne var ki, Eliza zamansız bir şekılde er- ken ölür. Sakın ola kı, Benjamin'i yalnız kal- dı sanmayın. Kansı genç yaşta ölür ölme- sıne ama sekiz çocuk bırakır geride!.. Ben- jamin Pollock, oyun- cak tiyatro yapımım 1937'de ölene kadar çocuklanyla bırlikte yürütür. İkinci Dünya Savaşı'nda da ne yazık kı, Pollock'un dükkânı Londra'yı bombalayan Alman uçaklan tarafından yerle bir edılir!.. Pek çok ünlü dükkânın- da ziyaret etmiş Pollock'u. Kımler mi?.. Robert Lo- uis Stevenson, H. G. VVells, Charlie Chaplin... W inston Churc- hill de, çocukluğunda hiç unutamadığı ovuncağının oyuncaktiyatro olduğunu söy- ler... Gelin, bu yazının sonunda, oyuncak atla- nn en güzeli olan lunaparktaki atlıkannca- ya bindırelim adı geçen herkesi... Ve hep beraber haykıralım, Lorca'nın şu dizeleri- ni: Küçük atiarın sıründa pars kıhğına bürünmüş çocuklar ayyemede ay bir erikmiş gibi Kudur, kudur Marco Polo! düşsel dönüşlerinde dünyada bilinmedik ülkeler bulur çocuklar. Geniş Açı fotoğraf sanatı dergisinin portfolyo özel sayısı çıktı Dünyadan insan manzaralarıKültür Servisi - Geniş Açı fo- toğraf sanatı dergisinin her yaz yayımlanan ve artık geleneksel- leşen portfolyo özel sayısı bayi- lerdekı yerinı aldı. Dergı bu sa- yıda Ahmet Sel, Abbas, David Gross, Ulrik Jantzen ve Altan Bal'ın portfolyolanna yer verdı. İlk portfolyo geçen günlerde Istanbul'da sergilenen 'Mosko- va İnsanları' çalışnıasıylabeğe- nı kazanan Ahmet Sel'in 'Afga- nistan Portreleri'. Sel, üç ay Af- ganistan'da kalarak oluşturduğu bu projede yıne ınsanlann çarpı- cı, bir o kadar da renkli dünyala- nnı ortaya çıkanyor. 'Kosovalı Kayıplar' Geçen yıl ülkemizı ziyaret e- den ve bu zaman zarfı ıçınde Türkiye ve İslam çalışmasını gerçekleştiren Abbas'ın dergıde yer alan fotoğraflan 2002 yıhnın sonlannda Türkıye'nin içinde bulunduğu panoramanın bir seç- kisi nitelığinde. Sürekli olarak Türkıye'de ya- şayan fotoğrafçı Davıd Gross'un geçen yıl oluşturduğu ve bu yıl Word Press Photo'da ikıncıîik alan 'Kosovaü Kayıplar' çalış- ması ise 20. yüzyılın sonlannda yaşanan trajediyi göz önüne se- riyor. •Hayata Erken Merhaba Di- yenler' başlıklı çalışmanınyara- tıcısı Ulrik Jatzen, zamanından önce doğan ve yaşam mücadele- sı veren bebekleri objektifınin ıçıne aldı. Türk fotoğrafçı Altan Bal'ın 'Bekâr Odaları' portfolyosu, Fotoğraf sanatçısı Ahmet Sel'in 'Afganistan Portreleri'nden biri: Kâbil Ulusal Sanat Galerisi'oin müdür yardımcısı Sabira Rahmani, Taliban rejiminin parçaladığı tablolarla. ESİNTtLER ZEYNEP ORAL Asker Göndermek ya da Suç Ortaklığı Ali'nin korku dolu, çaresizlik dolu, medet uman gözleri, çocuk gözleri ansızın kin, nefret ve öfkey- le parlamış, "Yalan söylüyorlar! Yalan söylüyor- lar! Yaian söylüyoıiari" diye haykırmaya başla- mıştı. Çevremizdeki büyükler Ali'nin haykırışını, çığ- lığını kesemeyeceklerini anlayınca, çareyı onu yanımızdan uzaklaştırmakta bulmuştu. Ali 13-14 yaşlarında ya var ya yoktu. Erken bü- yümüştü. Köyün en akıllı uslu, en yardımsever çocuğuydu. Ve şu ana dek böyle taşkınlık yaptı- ğı hiç görülmemişti. Yanımızdan uzaklaşmıştı a- mahâlâduyabiliyordum "Yalan söylüyorlar" hay- kırışlannı... Köy, Bağdat'ın güneydoğusundaki Darah kö- yüydü. Oraya, Başbakan Blair'in biyolojik silah üretiyorlar dediğı Hayvan Aşılama Merkezi'ni görmek için gitmiştim. Ama bir enkaz yığınıyla karşılaşmıştım. Yüzlerce kez denetlenip "temiz" çıkmasına karşın burası yıktırılmış, havalandırma boruları kesilip içıne çımento doidurulmuştu. Geçen ocakayıydı. Irak henüz ışgal edilmemiş- ti. Hayır, o günlerde görüşme olanağı bulduğum Başbakan Yardımcısı Tank Aziz, Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri, Irak Petrol Bakanı Amir Ra- şit, hiçbıri, köylü çocuk Ali gibi "Valan söylüyor- lar!" diye haykırmamıştı. Onlar, duyulmayan ses- lerıyle anlatmaya çalışmışlar, diyalog çağnsında bulunmuşlardı. Bugün, dünya haykırıyor, "Yalan, yalan, yalan!" diye. Ve ülkemde, Türk askeri, Bush - Blair ikilisinin Irak'tasaplandığı bataklığa, gitsin mi gıtmesin mi sorusu gündemdeyken, ben her gece yeniden yenıden "Yalan söylüyorlar!" haykınşlannı duyu- yorum. Işgal gerekçesi olarak, Irak kitle imha silahla- rına sahıp, yerlerini bıliyoruz dediler. Yalandı. Biyolojik ve kimyasal sılah üretiyorlar, depola- rını saptadık dediler, yalandı. Irak'ın El Kaide örgütüyle sıkı ilişkisi kanıtlandı dediler, yalandı. Irak, komşuları, dünya ve en önemlisi ABD va- tandaşları için en büyük tehdit dediler, yalandı. Tam işgal öncesinde, Irak, nükleer programı başlattı dediler. Sadece bu amaçla kullanılan alü- minyum tüpler ve uranyum ithal edecekler dedi- ler. Yalan çıktı. Nisan sonunda, onlann deyişiyle "savaş bitti" dediler. Yalandı. Daha geçen hafta Başkan Bush, Irak'ın silah denetçilerini ülkeye kabul etmediğı için "savaşı" başlattıklannı açıkladı. Yalandı. Irak silah denet- çilerini kabul etti. Birleşmiş Milletler'in, denetçi- ler için sürenin uzatılmasını kabul etmeyen Baş- kan Bush'tu. Darah'taki Ali'nin "Yalan söylüyorlar" haykırış- lanna, bugün Amerikan ve ingiliz haykırışları ka- nşıyor. ABD ve Ingiltere'de her gün çeşitli kuruluşlar, araştırmacılar, bilim adamlan tüm bu yalantann aynntılannı ortaya koyuyor. Kendi başkanlarını, bakanlarını sorguluyorlar! Vıetnam sendromu yeniden yaşanmaya baş- landı. Aileler, Irak'ta belirsizlik cehenneminden çocuklarının, kocalannın geri getirilmesi için is- yan halinde! Her gün Irak'ta ıki - üç Amerikan askeri ölüyor. (Işgalden bu yana ölen on binı aşkın Iraklıya kim- senin aldırdığı yok!) Ve şımdi Bush, kendi asker- leri yerine ölecek asker arıyor. Suç ortakları arı- yor. Türkıye'nin, işgal güçlerine, yalan güçlerine o- muz verecek askeri yok. Işgal altındaki komşu- sunu vurmaya askeri yok. Bush'un geleceğini sağlama almak için ölüme yollayacak askeri yok. Türkiye satılık değil. e-posta: zeynep ' zeyneporal.com Faks:(0 212)257 05 57 Anadolu'nun farklı şehirlerınden iş bulmak amacıyla yolu tstan- bul'a düşen erkeklenn kötü ko- şullarda bannmak zorunda kal- dıklan odalann farklı dünyasına götürüyor bizi. Aynca Şebnem İşigûzel'ın ka- leme aldığı 'Fotoğrafın Dışın- da'. Burçak E\renın fotoğraf tarihınden ılginç aynntılan akta- ran 'Nostalji', Laleper Aytek'in 'Piramit', Necati Abacı'mn 'Çizgili Sayfa', Can Altay'ın konuk olduğu 'Beriki Mecra' ve Gündüz Kayra'nın seçtiğı bir Arif Aşçı fotoğrafına yer veren 'Esposed' köşesi keyıfle okuna- cak yazüar arasır/Ja bulunuyor. Derviş Zaim'e İsviçre'den destek • Kültür Servisi - İsvıçre'de faahyet gösteren ve Avrupa ile Kuzey Amenka'run doğusundaki ülke sinemalannı desteklemek amacıyla kurulan Fondazione Monte Cinema Verita, Derviş Zaım'ın 'Ç^mur' adlı filmine maddi destekte bulunma karan aldı. İlk iki filmi 'Tabutta Rövaşata' ve 'Fıller ve Çımen" ile büyük bir başan yakalayan Zaim'in üçüncü fihtıi 'Çamur'un çekımleri tamamlandı. Mustafa ^ Uğurlu, Bülent Emin Yarar, Yelda Reynaud, Taner Birsel. Tomrıs Yücer ve Arslan Kaçar'ın rol aldığı filmin görüntü yönetmenliğini ise Feza Çaldıran üstlendı Gelecek yıl gösterime girmesi planlanan "Çamur'un Fondazione Monte Cinema Verita'nın desteğini kazanan diğer yapımlar gibi, 2004 yıhnda Isvıçre'de Locarno Film Festıvali'ne de katılması bekleniyor. Fazıl Say, New York'ta plaket aldı • NEW YORK (AA) - Ünlü piyano sanatçısı Fazıl Say'a. Türk kültürü ve müziğine olan katkılanndan dolayı Türk Amerikan Tıcaret ve Sanayi Odası tarafından plaket verildi. Nevv York'taki Türkevı bmasında düzenlenen törende sanatçıya plaketini veren Ticaret Müşavuı Akın Kuııklı, Say'uı başanlı çahşmalanndan söz ederek sanatçuını ilk uluslararası başansını New York'ta düzenlenen 'Genç Konser Sanatçılan Yanşması'nda kazandığını hatırlattı. Fazıl Say öncekı gün ve dün Nevv York'ta düzenlenen 'Lincoln Festivali' çerçevesinde iki konser verdi. BUGÜN • HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU'nda 21.00'de Ayten Alpman, Fatih Erkoç, Emin Fındıkoğlu, Kerem Görsev, Neşet Ruacan, Nükhet Ruacan ve Erkut Taçkın'ın katılacağı 'Devlerin Gecesi'. fBiletu: 0 216 454 15 55) • AYA İRİNİ'de Jerz> Grotowski ve Thonıas Richards Çalışma Merkezi'nin 'Kesişen Yollann İzinde' projesi kapsamında 21.00'de Kalan Son Nefes' adlı oyun. (0 212 522 02 02) ' ?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear