23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2003 CUMARTESİ OLAYLARVE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Yalancılık veUtanmazlık KİTLE İMHA SİLAHLARI denen korkünç şey- ler, kırk beş dakika içinde fırlatıldığıında dünyânin büyükçe kısmını yerle biredecek, sayısız insanı öl- dürecekatomfüzeleri, bin Halepçe'yi zehirieyecek kimya bombaları bulundu mu? Havadan resimler- le ispatlanmak istendiği gibi, bunlann yapımı için kurulup rahatça yer değiştiren kamyonlara yük- lenmiş "seyyar silah fabrikalan" nerede? 0 silahlar var idiyse, ülkesi işgal edilen, kendisi kıstınlıp ölümle burun buruna gelen Saddam on- ları o zaman kullanmadı da ne zaman kullanacak- tı? Ciddi Ingilizve Amerikan medyasının ortayakoy- duğu gibi, bunlar iğrenç bir çıkar savaşı için bütün dünyaya söylenmiş büyük yalanlar olmadı mı? Şimdi, 101. Amerikan Hava IndirmeTümeni'nce Musul'da paramparça edilmiş cesetlerden ikisinin "DNA incelemeleri sonucu Saddam'ın mahdum- lanna ait olduğu beliriendi" diyen açıklamalara ne ölçüde inanırsınız? O Amerika ki, kovboy filmleri "mertlik"\er\e dolu olduğu için milyonlarca insanın sevgisini çekmiştir, artık, ne yazık, aynı insanların gözünde yalancılık damgası yemiştir. Irak, yıllarca iddia edildiği gibi, Saddam devrilir dev- rilmez demokrasiye, düzene ve özgüriüğe kavuş- tu mu? Başlangıçta yayılmak istenen sevinç görün- tüleri dışında, işgal bir kurtuluş sayılıp halkça be- nimsendi mi? Işgalin düzen getirmediğini ve yağmalann işgal- cilerin gözleri önünde yapıldığını herkes görmedi mi? Süleymaniye'deki çuvallama olayının Ameri- ka'daki merkezlerle bağlantılı olarak, hatta ora- dakilerin "sağlam istihbaratla" yaktıkları yeşil ışık üzerine yapıldığı kendi açıklamalanndan belli olma- dı mı? VVashington, o "istihbarat"\n sağlamlığını bir de "stratejik ortakla dogrulama gereksinimini duy- du mu? Istisnasız bütün Türkleri rencide eden davranış- lar için özür dilenildi mi? Irak'a gönderilmesi bizimkilerce önerilen ya da Amerikalılarca istenen asker Türkiye'nin endişe- lerini giderecek biçimde ve yerde mi, yoksa ABD'nin çıkarlarına ve işgal amaçlanna dönük olarak mı konuşlandırılacak? O halde, bütün bunlar ortadayken, işgale ortak olmak ya da edilmek, hangi yarar ve beklentiler uğ- runa istenmektedir? Silah altındaki Türk gençleri- ni şehitlik bile sayılmayacak ölümlü görevlere gön- denmek hangi akla hizmettir? Siyasal kadrolar içinde, yine siyasal hesaplar uğruna böyie işleyen akıllarolabilir. Ama, mes- lekleri durumların doğru aktanlıp doğru değerien- dirilmesine, çıkar hesabı yapmadan insanların uya- nlmasına yönelik olması gereken medya mensup- lanyla koskoca yorumculann ve adlı sanlı yazarta- rın, göz göre göre, utanç dolu bir işgale ortaklığı savunur duruma gelmiş olmaları ne demektir? Hayret ki, ne hayret. KLİMA ALIRKEN TERLEMEYİN /o35 INDIRIMLE SERINLEYIN SHARP Qlidea TEST KLİMA LTD. Merkez: Mecıdiyeköy Tel 02122179741 -274 1538 Şube :Kızıltoprak Tel: 0216 345 92 66-345 92 69 www.testklima.com • e-mail: info@testkllma.com EROL MAMSALI AVRUPA KtSKAC+NOA KIBRIS Ampa Kıskacmda Kıbrıs kitabı, Kıbrıs uyuşmazlığının çıne sürüKiendiği çıkmazı, bugüne kadar yazılamayan ve özeliikle de gizlenmeye çalışılan yönierı ile ele alarak, Kıbrıs ve Türkıye-Batı ılışkileri konusuna yeni bir soluk getirıyor. DEBİN wium ANKARA11. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Dosya No: 2003/295 Alacaklı: Vakıf Market ve Turizm Işl. Ltd. Şti. vek. Av. Emin Akoğuz Borçlu: Metin Yılmaz Borç Miktan: 6.358.460.055.-TL. masrafsız. Müstenidatı: 3 adet fatura ilamsız. Yukanda yazılı borçlunun adresi meçhul kaldığın- dan işbu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren borç ve takip masraflanıu 7 gün içinde ödemeniz. bor- cun tamamma veya bir kısmına veya alacaklının takı- bat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa senet altında- ki imza size ait değilse yine bu 7 gün içinde aynca ve açıkça bildirmenız, aksi halde icra takibinde bu sene- din sizden sadır olmuş sayılacağını, itnzayı reddettiği- niz takdirde mercii önünde yapılacak duruşmada hazrr bulunmanız. buna uymazsanız vakı itirazınızın mu- vakkaten kaldınlacağını senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü olarak icra dairesine 7 gün içinde bil- dirmediğtniz takdirde aynı müddet içinde lîK'nun 74. maddesı gereğince mal beyanında bulunmaz veya ha- kikate aykın beyanda bulunursanız hapısle cezalandı- nlacağınız. borç ödenmez veya itiraz ettiğiniz takdirde itirazla birlikte tebliğ giderlerini ödemeniz. aksi itiraz etmiş sayılmayacağınız kanunu 7 günlük müddetle 15 gün ilave ile 22 gün içerisinde yukanda yazılı hususla- nn yerine getirilmesine dair ihtan ödeme emri yerine kaim olmak üzere ılanen teblig olunur. 27.06.2003 Basın: 35602 Cumhuıiyeti 'Koruma ve Kollama' Özgürlüğü MGK'den dışlanan Kuvvet Komutanlanrun, zaman zaman Genelkurmay Başkaru'nın da katılımı ile daha sık toplanacaklan ve ülkenin rejimi, birliği ve bütünlüğü üzerinde oynanan oyunlan daha keskın şekilde yorumlaya- bilecekleri bir gerçektir. Komutanlar kendi aralannda bu fartışmalan yaparken elbette ki AB, AKP ilişkilerini ve ABD'nin son zamanlarda Türkiye'ye yöneüJk onur kıncı yaklaşımım da göz önünde tutacaklardır. Suat ÇAĞLAYAN (EÜÖğr. Üy., Eski Kültür Bakanı) L aik Türkiye Cumhuri- yeti, hem bulunduğu coğraryanın özellikle- ri, hem rejimine yöne- lik tehditlerin büyük- lüğü ve hem de kolay etkilenebilen. kınlgan sosyal yapısı nedeniyle özenle korunmaya gereksinim duy- maktadır. Bu gereksinim, yani laik Cumhuriyetin ve ulusal bütünlüğün korunma gereksinimi ulusal gûçler tarafından sağlanmaktadır. Ulusal güçlenn en önünde ise koruma ref- leksi en yüksek olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bulunmaktadır. Son 23 yılda TSK bu refleksıni de- mokratik hoşgörüye dönüştürmüş ve sorunlann demokratik yollarla çö- zümlenmesine katkılarda bulun- muştur. Bu dönemde askerde var olan laik Cumhuriyeti ve ulusal bü- tünlüğü koruma refleksinin demok- rasi ile banşık olarak yaşayabilme- sinin önde gelen nedeni, sorunlann ve duyarhklann Milli Güvenlik Ku- rulu (MGK) kanalıyla hükümete ulaştınhyor olabilmesidir. Öbür ne- denlerden bin Avrupa Birliği "ne (AB) girme umudunun insanımıza bir kurtuluş gibi sunulmuş olması- nın TSK'de yarattığı bekle-gör du- rumu, öbürü ise NATO'daki etkın gü- cümüzün sağladığı avantajla ve ABD'nin özeliikle soğuk savaş dö- neminde bize olan gereksinimi ne- deniyle ABD ile birlikte hareket et- me eğilüninin var olmasıdır. Artık her üç durumda da önem- h değişiklikler olmaktadır. AKP ik- tidan AB ile (ve dolaylı olarak da ABD ile) el ele vererek yapmak is- tediği değişikliklerle adeta bındığı dalı kesmektedir. Bakınız nasıl... MGK, 1980müdahalesiniyapan askerler tarafindan hazırlatılan ana- yasaya konulanbirkurumdur. Bu ya- pılırken amaçlanan şey, ülkeyi yö- neten ıktidarlar ile başta laik rejim ve ulusal bütünlük olmak üzere ül- kenin her tür duyarlığından sorum- lu olanlan, yani Cunıhurbaşkanı ve TSK'yi birplatformda bir araya ge- tiraıekti. Yani 1980 öncesinden aü- nan dersle -ve belkı de bir daha as- keri müdahaleye geıek ohnasın di- ye- TSK ile ülİceyi >r önetenler, bel- li aralıklarla bir araya r elsinler, ül- ke sonınlannı tartışsıniar ve karar- lar alsınlar diye anayasaya konul- muştur MGK. Bugünkü yapısı ile MGK'de Cum- hurbaşkanı vardır, Başbakan ve ba- zı Bakanlar vardır. Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlan vardır. Ayda bir yapdan toplantıla- nn zaman zaman sert geçtiği. Cum- hurbaşkanı'nın ve askerlerin uyan- lannm başbakanlan ve hükümet üyelerini rahatsız ettiği bir gerçek- tir. Hele şu andaki hükümetin, la- ildik karşıu düşüncelerini eyleme dö- nüştürme gayretlennin yarattığı ra- hatsızlık. MGK toplantılannı AKP için daha da zor duruma getirmiş ola- bılir. Ancak, oradakı ortam ne olur- sa olsun, Cumhurbaşkanı ve komu- tanlarla sağlanan diyalog ve hatta belki de vücut dili yoluyla alınacak iletiler (mesajlar) nedeniyle MGK toplantılan Başbakan için bir şans olarak değerlendirilmelidir. Yani MGK toplantılan demokratik reji- min işlemesı açısından bugüne de- ğin bir "supap" işlevi görmüştür. Şimdi bu supaba en çok gereksi- nimi obnası gereken AKP iktidan, Avrupa Birliği (AB) ile el ele vere- rek bunu ortadan kaldırmaya çalış- maktadır. Kuwet Komutanlanrun MGK'nin dışına çıkanhnası, MGK Genel Sekreterinin Başbakan tara- fından seçilen bir sivil olması ve MGK'nin anayasal yetkilerinin tır- panlanması için yapılan çalışmalar demokratik rejim açısından gerçek- ten önemli sonuçlar yaratabilecek- tir. Anayasada yapılacak değişik- likle MGK'nin ilgi alanının sadece "devietin ulusal güvenlik sjyaseti" gi- bi aktif görevlerine son verilmesi, laik Cumhuriyeti korumak ve kol- lamak görevıni Mustafa Kemal'den alan Türk Ordusu'nu. görevini ye- terince yapamıyormuş psikolojisi içine sokabilecektir. MGK'den dışlanan Kuvvet Ko- mutanlaruıın, zaman zaman Genel- kurmay Başkanının da katıhmj ile daha sık toplanacaklan ve ülkenin rejimi, birliği ve bütünlüğü üzerin- de oynanan oyunlan daha keskin şekilde yorumlayabilecekleri bır gerçektir. Komutanlar kendi arala- nnda bu tartışmalan yaparken elbet- te ki AB/AKP ilişkilerini ve ABD'nin son zamanlarda Türki- ye'ye yönelik onurkıncı yaklaşımı- nı da göz önünde tutacaklardır. TSK ve AB/AKP: Avrupa Bırlı- ği'ne giriş, yıllardır Türk insanı için bir umut projesi ohnuştur. Birçok- lanmız bunun bir gün gerçekleşe- ceğine ve AB'nın sonsuz sandığı- mız olanaklanndan ülkemizin de yararlanacağına inanageldik hep. Ancak geBnen noktada açık olarak anladığmuz şe\.AB ülkelerinin Tür- krve')! Birfiğe alraa gibi bir niyetle- rinin olmadığı. fakat bu kozu sonu- na kadar kuDanarak isteklerini el- de etmeve çahş.üklandır. AB ülkele- ri gerek açıkladıklarrv la ve gerekse dik getiımek için zamanını bekle- dilderi istekleri ile ve hatta bugüne dek elde ettikleri ile hem rejimimi- ze, hem ulusal çıkarlanmıza ve hem de ulusal bütunlûğümüze zarar ver- meye calışmaktadırlar.Elbette TSK de bunun farkmdadır ve demokra- si adı kullanıkrak AB/AKP güçbir- liğinin demokrasi kamuflajı altuıda ülkeye vermek istediği zaran iyi gör- mektedir. AB'ye guiş bu" umut ol- maktan çıktığına göre bu gerekçe- yi kullanarak laik Cumhuriyete za- rar vermeye ve Kemalizmi hırpala- maya çalışanlann, TSK'nin iyi bi- linen "koruma ve koUama" reflek- sine takılabilme olasılığı az değil- dir. Yani bundan böyle TSK duyar- lı olduğu konularda "aman şu AB ülkelerinin demokrasi konusunda- ki bekknulerinetersdüşecekbir şey yapmayayım" kaygısını duymaya- caktır. TSKveAKP/ABD Eskiden beri TSK'nin ABD'ye yalon olduğu ve yaptığı her müda- hale ya da uyandan ABD'nin haber- dar olduğu spekülasyonu yapıhr. Bunun doğru olup olmadığını tam anlamıyla bilecek durumda deği- üz. Ancak geçenlerde Kuzey Irak'ta Amerikalılann Türk subaylanna yönelik aşağılayıcı tavırlannı göz önüne alırsak ABD - TSK ilişkile- rinin hiç de iyi durumda ohnadığı- nı anlanz. Parlamentodan geçmeyen ikinci tezkere için de ABD'nin AKP'den çok TSK'yi suçladığını biliyoruz. Geçenlerde görüştüğüm bir ABD yetkilisinin söyledikleri bu kızgınlığı çok iyi gösteriyor. Amenkahya "PekiTSKPaıiamen- toya ikinci tezkere için baskı yap- sa>dı bu sizcedemokratikolur muy- du?" dediğunde bana "TSK tûr- ban konusunda Pariamento> a bas- kı yaparken ne kadar demokratik ise yine o kadar demokratik olacak- tT demışti. 1974 Kıbns Banş Harekâtı'nda Ecevite "Ayasofya'yıbombalamak" tehdidinde bulunan ve arkasından da Türkiye'ye çok ağır bir ambar- go uygulayan ABD "nin bugün Ku- zey Irak'ta askerlerimize yaptığı şey bunlardan daha da ağırdn-. Ku- zey Irak'ta konuk gittikleri Türk Birliğindeki subay ve astsubaylan- mızın ellerine kelepçe vurup başla- nna çuval geçirerek gözaltma al- malan ve de bu işi peşmergelerle bir- likte yapıyor ohnalan yenilir >Titu- lur şey değil elbette. Bu çuval askerlerimizin başında ne kadar kaldı bilmiyorum. Ama sanıyorum Türk askeri evine ko- nuk edip güler yüzle baktığı Ame- rikan askerine, başma çuval geçirip çıkanldıktan sonra artık öyle se- vimli bakmayacak ve artık ABD "çuval öncea" dönemdeki etki ve saygınlığına "çuval sonrası" dö- nemde hıçbir zaman sahip olama- yacaktır. Bundan böyle de hiç kimse TSK'nin ulusal bütünlüğü ve laik Cumhuriyeti koruma refleksi üze- rinde Amerika'nın etkili olduğu yo- rumunu yapamayacaktu-. R ahmetlıhocamızAh- met Şükrü Esmer "DevktJerin onunı ik o\namak çok tehlikeüdh; çünkü halklarda kolay kolay sjfinmeyen (ravmalar (yara- lar, izler) varanr" demışti. Amerikalılann 11 erimize yapüğı insanhk dışı muame- lenin Türk toplumunda yarat- üğı travma da büyük ohnuş- tur. Bu ülke ile ilişkilerimi- zin artık eski şekilde olması beklenemez diye düşünmek- tedir yurtsever ayduılanmız. Eğer erlerimize yapılan mu- amele onuruna düşkün olan bir ülkenin erlerine yapılmış olsaydı, bunadayanamaz, bü- >ük olasıhkla o ülkedekı Amerikan askerierine de ben- zer işlemuygulardı. Uygar ül- keler savaştakı tutsaklara (esirlere) dahi bu kadar vah- şice davranmazlar. Çünkü Cene\Te Antlaşması kural- lanna aykındır. Fakat Ame- rikahlardan her türlü insan- hk dışı hareket beklenebilir. James Bacque adlı yazar, Onurumuzun BCınlması SACİT SOMEL£meWi ikinci Dünya Savaşı 'nnı tut- sakları hakkında yazdığı '^İbürKavçiar" adlıkıtabın- da Amerikahlann İkinci Dün- ya Savaşı esnasında. tarihte eşi göriümemiş ölüm kamp- lan yaratnğını, ölümlerin sa- yısının 1941 Haziranıyla 1945 Nisanı arasında tüm Batı cephesinde Ahnanlar- ca öldürülen müttefık asker- lerinin sayısından fazla ol- duğunu; Amerikalı subayla- nn elinde bol erzak stoku bu- lunduğu halde. 900 000 tut- sağı açhktan öldürdüklerini yazmaktadır. Başbakan'ın ve Dışişleri Bakaru'nın uğranı- lan hakaret karşısında gerek- li tepkryi göstermemeleri çok vahim sonuçlar doğurabilir. Amerika daha büyük küstah- hklara kalkabilir. Aynca bu davranış. küçük büyük bü- tün devletlerin bize karşı ben- zer tutumlar almalanna ya da -en azından- daha saygı- sız davranmalanna yol aça- bilir. Unutmayahm: Iranhla- nn Anıtkabir'i ziyaret etme- me isteklerini kabullenme- miz Suudilerin de aynı bi- çimde davranışlanna yol aç- mış, bu da arkasından Ana- yasa Mahkememizin açılış törenine gelen Suudi heyeti- nin, Istiklal Marşımız çalı- nırken yerlerinden o>Tiama- malanna öncülük etmiştir. Bu ağır hakaretin üstüne, Dışişleri Bakardığı Müste- şan Sa>in Ziyal'ın Amerika- lılara "Neredeohırsamzohm, daima sizinle beraberiz. İs- terseniz Irak'a semboJik de- ğü,operasyondmteikteasker de göndermeye hazmz" de- mesı içimizdeki acıyı büs- bütündermleştirmişûr. Benim zamanunın Dışişleri Bakan- Elçi lığı bu muydu? Kesinlikle hayır. "Operasyonel nhetik- te asker göndermek ne de- mekti-?" Vaktiyle Ecevid Af- ganistan'a asker göndcrelim. Hem de ön hatlarda çarpış- sm, keodisini gösterskı" de- mışti Para için Mehmetçi- ğin kanını döktürmek artık gelenek mı oldu? Amerika son davranışı ile, kendileriyle yakın ilişkiler kurulabilme nıteliğine sahip bır ülke olmadığını kanıtla- mıştır. Her zaman söyledi- ğimiz gibi, Atatürkçü pohti- kaya dönme zamanı gehniş- tir. Türkiye, yavaş yavaş Amerika Üe bağlannı gev- şetmeli ve başta. komşulan- mız olmak üzere. bütün öbür dünya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmelidir. tlk iş olarak, Incirlik Havaalanı'nuı aske- ri hareket ve başka stratejik amaçlar için kuUanılması kı- sıdanmahdır. Birdaha Ame- rika'dan para dilenmemek andıyla iş başına gelen. der- hal, Bağımsızlık Sav'aşı'nda olduğu gibi radikal bir Men- i tsraf Yasası çıkanp yolsuz- luklara. hırsızlara, kaçakçüa- ra karşı amansız bir savaş açan bir hükümete gereksi- nim vardır. Türkiye'nin po- tansiyeli büyüktür. Borç al- madan yaşayabileceğimizi ne zamandan beri ekonomist- lerimiz söylemektedirler. Te- kel Müfettişlerinin organı "MazruT' gazetesi,Tekel'in yalnız tutünden ve alkollü iç- kilerden bir yılda elde ettiği kazancuı, bir ydhk IMF kre- disine eşit olduğunu yazmış- nr. Türk halta fedakârdır, fe- ragatkârdır.. Atatürk zama- nında olduğu gibi, elbisesi- ni ters yüz ettirerek, pabuç- lanna pençe vurarak da ya- şayabiîir. Elverir ki, kimse Türk askerinin eline kelepçe takamasın ve yüzüne tokat atamasın... PENCERE 'Amerikan Rüyası' Birleşmiş Milletler Çevre Programı Başkanı Sa- yın Klaus Toepfer korkuyor.. Ve soruyor: - Ya bir Çinli de birAlman ya da Amerikalı gibi yaşamaya başlarsa?.. Yanrtını da veriyor: - Bu, dünyanın sonu olur. • Olayı gündeme getiren haber şöyle: "Çin'in büyüme hızı iktisatçılan ve çevrecileh giderek daha fazla endişelendiriyor. BM Çevre Programı Başkanı Klaus Toepfer, Çin'in milligeli- rini 2020 sonu itibanyla şimdiki seviyesinin 4 ka- tına çıkarma isteğinin çevre açısından dünyanın sonu olabileceğini açıkladı. Avustralya 'nın Sidney kentinde katıldığı bir top- lantıda Çin'in 'Batı tarzı' bir yaşam sürmesinin mümkün olmadığını, buna dünya kaynaklannın izin vermeyeceğini kaydeden Toepfer, 'Çin'in he- deflerini tuturması durumunda diğer ülkelerin fe- dakârlık yapması gerektiğini' belirterek 'gelişmiş ülkelerin tüketim alışkanlıklannda yapılacak radi- kal değişikliklerle dünyanın geri kalan kısmına kay- nak ayırması gerektiğini' kaydetti. BMyetkilisi, Çin'de Almanya'da kullanılan yo- ğunlukta otomobil kuUanılması durumunda bile dünyanın petrol ve demir kaynaklannın bunu kar- şılamaya yetmeyeceğine dikkat çekerek 'Alman- ya'daki kişi başına düşen araç sayısını Çin'e uyar- lamamız halinde 650 milyon otomobil üretmek ge- rekir ki bunu karşılamak kesinlikle imkânsız' dedi." (Vatan gazetesi, 18 Temmuz 2003) • Birleşmiş Milletler'in yetkilileri Çin ekonomisinin büyüme oranlannı ürküyle izliyorlar, Çin'in büyü- me hızı 2002'de yüzde 8, 2003'te yüzde 7!.. Araç sayısı her yıl yüzde 25 oranında artıyor. 1990 yılın- da 816 bin olan otomobil sayısı bu yıl 7 milyonu buldu... Bizim medyada konuyu yalnız Nuray Mert kö- şesinde ele aldı: "...insanların tüketim taleplerini hiçbir şekilde sorgulayamıyorsak, müreffeh toplumlardakJ aile- lerdörtaraba kullanabilsin diye, kalabalıklann /7e- lebet bazı mahrumiyetler içinde yaşamasını doğal karşılayacağız demektir." (Radikal, 19 Temmuz 2003) • Oysa uzun yıllardan beri bizlere aşılanan tutku neydi?.. Amerikalı gibi yaşamak değil mi!.. Birleşmiş Milletler yetkilisi Sayın Klaus Toepfer ise diyor ki: - Amerikalı gibi yaşayamazsın, ayağını denk al, Aiman gibi dört otomobil sahibi olamazsın, yok- sa dünyayı batınrsın!.. Peki, bir Çinli, Hintii, Afrikalı ya da bir Türk ne ya- pacak?.. 'Amerikan Rüyası' sınırlı bir yaşam biçiminden öteye gidemiyor... Kola içersin.. Hamburgeryersin.. Kot giyersin.. Yoksullann görüp görecekleri budur, ötesi Toep- fer'e göre dünyanın sonu demektir. • Kola, hamburger, kot dışında 'Amerikan Rüya- s/'nın bir başka boyutu daha var.. Amerika asker istedi mi.. Emre uyacaksın!.. www.ogzala.com Tel: 0.212. 293 91 95 252 30 39TRANS KAÇKAR 25 kaçkar dağı geçişi Temmuz ve Ağustos aylarında her hafta günübirlik doğa yürüyüşleri için arayınız. NikoiayARNAUDOV HoriaCRlSAN KADİRDOĞRUB OrhanDOĞU AndrzejGRANlAK ServetGÛREL CemKenanÖNGÜ YRRIŞMASI jüri üyeleri buluşuyor! •-•*»*»»«»«KasievskyVLADİMIR RaşitYAICAU TonguçYAŞAR T.C. Baştakar* Tanrtma Fonu Kuniu Baştar* lefCürTlanCumhurtyvt CLIB HOTEL MERt OLİDE\İZ • Türkiye turizminin hızmetinde, 25. yıl • Ölüdeniz tabiat parkı içinde, denize sıfır • Herşey Dabil hizmet, özel plaj, ha\-uz, sauna, fitness. her türlü deniz aktiviteleri, kara sporlan, olta avcüığı, yamaç paraşüru, antik kender, safari gezüeri... » Çocuklar için, anneler için, dinlenmek isteyenler için.. doyumsuz güzellikler içinde doyumsuz bir tatil için... Rezervasyon ve bilgi: Tel: O 252 617 00 01 Fax: 0 252 617 00 10 Web: hotelmeri.com MAVİDENİZ TATİL EVLERİ TÜRKİYE'NİN CENNET KÖŞESİ, MA\1 BAYR^^K ÖDÜLLÜ, MARMARİS TURL'NÇ KOYU'NDA DENİZE SIFIR.ÖZEL PLAJ. YÜZME RAVTJZU. HA\VZ BAR. SNACK BAR. ODALARDA: KLİMA. SIC.AK SU. MÜZtK YAYINT, TELEFON. 0-2 YAŞ LCRETSİZ. AYNI ODADA ÜÇCNCC K.ÎŞİ %50 İNDİRİMLİ tKİ KİŞİLİK ODADA TEMMUZ AYINDA 1 KİŞİ GECELİK ODA KAH\ALTI 25.000.0O0.-TL+KDV YAREVf PANSİYOıN 40.000.000.-TL+KDV KAMPANYA 7 GECE 8 GÜN Y.P. KONAKLAMA KİŞİ BAŞI 250.000.000.-TL+KD\' REZERV ASYON Tel 0 252 4^6 71 90-91 Faks : 0 252 476 "'O 07 E-mail ınfo<a hotelnw\ ıdenız.com ww» .hotelxnavideiuz.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear