Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2003 CUMARTESİ
OLAYLARVE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Yalancılık veUtanmazlık
KİTLE İMHA SİLAHLARI denen korkünç şey-
ler, kırk beş dakika içinde fırlatıldığıında dünyânin
büyükçe kısmını yerle biredecek, sayısız insanı öl-
dürecekatomfüzeleri, bin Halepçe'yi zehirieyecek
kimya bombaları bulundu mu? Havadan resimler-
le ispatlanmak istendiği gibi, bunlann yapımı için
kurulup rahatça yer değiştiren kamyonlara yük-
lenmiş "seyyar silah fabrikalan" nerede?
0 silahlar var idiyse, ülkesi işgal edilen, kendisi
kıstınlıp ölümle burun buruna gelen Saddam on-
ları o zaman kullanmadı da ne zaman kullanacak-
tı?
Ciddi Ingilizve Amerikan medyasının ortayakoy-
duğu gibi, bunlar iğrenç bir çıkar savaşı için bütün
dünyaya söylenmiş büyük yalanlar olmadı mı?
Şimdi, 101. Amerikan Hava IndirmeTümeni'nce
Musul'da paramparça edilmiş cesetlerden ikisinin
"DNA incelemeleri sonucu Saddam'ın mahdum-
lanna ait olduğu beliriendi" diyen açıklamalara ne
ölçüde inanırsınız? O Amerika ki, kovboy filmleri
"mertlik"\er\e dolu olduğu için milyonlarca insanın
sevgisini çekmiştir, artık, ne yazık, aynı insanların
gözünde yalancılık damgası yemiştir.
Irak, yıllarca iddia edildiği gibi, Saddam devrilir dev-
rilmez demokrasiye, düzene ve özgüriüğe kavuş-
tu mu? Başlangıçta yayılmak istenen sevinç görün-
tüleri dışında, işgal bir kurtuluş sayılıp halkça be-
nimsendi mi?
Işgalin düzen getirmediğini ve yağmalann işgal-
cilerin gözleri önünde yapıldığını herkes görmedi
mi?
Süleymaniye'deki çuvallama olayının Ameri-
ka'daki merkezlerle bağlantılı olarak, hatta ora-
dakilerin "sağlam istihbaratla" yaktıkları yeşil ışık
üzerine yapıldığı kendi açıklamalanndan belli olma-
dı mı? VVashington, o "istihbarat"\n sağlamlığını bir
de "stratejik ortakla dogrulama gereksinimini duy-
du mu?
Istisnasız bütün Türkleri rencide eden davranış-
lar için özür dilenildi mi?
Irak'a gönderilmesi bizimkilerce önerilen ya da
Amerikalılarca istenen asker Türkiye'nin endişe-
lerini giderecek biçimde ve yerde mi, yoksa ABD'nin
çıkarlarına ve işgal amaçlanna dönük olarak mı
konuşlandırılacak?
O halde, bütün bunlar ortadayken, işgale ortak
olmak ya da edilmek, hangi yarar ve beklentiler uğ-
runa istenmektedir? Silah altındaki Türk gençleri-
ni şehitlik bile sayılmayacak ölümlü görevlere gön-
denmek hangi akla hizmettir?
Siyasal kadrolar içinde, yine siyasal hesaplar
uğruna böyie işleyen akıllarolabilir. Ama, mes-
lekleri durumların doğru aktanlıp doğru değerien-
dirilmesine, çıkar hesabı yapmadan insanların uya-
nlmasına yönelik olması gereken medya mensup-
lanyla koskoca yorumculann ve adlı sanlı yazarta-
rın, göz göre göre, utanç dolu bir işgale ortaklığı
savunur duruma gelmiş olmaları ne demektir?
Hayret ki, ne hayret.
KLİMA ALIRKEN TERLEMEYİN
/o35 INDIRIMLE SERINLEYIN
SHARP Qlidea
TEST KLİMA LTD.
Merkez: Mecıdiyeköy Tel 02122179741 -274 1538
Şube :Kızıltoprak Tel: 0216 345 92 66-345 92 69
www.testklima.com • e-mail: info@testkllma.com
EROL MAMSALI
AVRUPA
KtSKAC+NOA
KIBRIS
Ampa Kıskacmda
Kıbrıs kitabı,
Kıbrıs
uyuşmazlığının
çıne sürüKiendiği
çıkmazı,
bugüne kadar
yazılamayan ve
özeliikle de
gizlenmeye
çalışılan yönierı ile
ele alarak, Kıbrıs ve
Türkıye-Batı
ılışkileri konusuna
yeni bir soluk
getirıyor.
DEBİN
wium
ANKARA11. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 2003/295
Alacaklı: Vakıf Market ve Turizm Işl. Ltd. Şti. vek.
Av. Emin Akoğuz
Borçlu: Metin Yılmaz
Borç Miktan: 6.358.460.055.-TL. masrafsız.
Müstenidatı: 3 adet fatura ilamsız.
Yukanda yazılı borçlunun adresi meçhul kaldığın-
dan işbu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren
borç ve takip masraflanıu 7 gün içinde ödemeniz. bor-
cun tamamma veya bir kısmına veya alacaklının takı-
bat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa senet altında-
ki imza size ait değilse yine bu 7 gün içinde aynca ve
açıkça bildirmenız, aksi halde icra takibinde bu sene-
din sizden sadır olmuş sayılacağını, itnzayı reddettiği-
niz takdirde mercii önünde yapılacak duruşmada hazrr
bulunmanız. buna uymazsanız vakı itirazınızın mu-
vakkaten kaldınlacağını senet veya borca itirazınızı
yazılı veya sözlü olarak icra dairesine 7 gün içinde bil-
dirmediğtniz takdirde aynı müddet içinde lîK'nun 74.
maddesı gereğince mal beyanında bulunmaz veya ha-
kikate aykın beyanda bulunursanız hapısle cezalandı-
nlacağınız. borç ödenmez veya itiraz ettiğiniz takdirde
itirazla birlikte tebliğ giderlerini ödemeniz. aksi itiraz
etmiş sayılmayacağınız kanunu 7 günlük müddetle 15
gün ilave ile 22 gün içerisinde yukanda yazılı hususla-
nn yerine getirilmesine dair ihtan ödeme emri yerine
kaim olmak üzere ılanen teblig olunur. 27.06.2003
Basın: 35602
Cumhuıiyeti 'Koruma ve Kollama' Özgürlüğü
MGK'den dışlanan Kuvvet Komutanlanrun, zaman zaman
Genelkurmay Başkaru'nın da katılımı ile daha sık
toplanacaklan ve ülkenin rejimi, birliği ve bütünlüğü
üzerinde oynanan oyunlan daha keskın şekilde yorumlaya-
bilecekleri bir gerçektir. Komutanlar kendi aralannda bu
fartışmalan yaparken elbette ki AB, AKP ilişkilerini ve
ABD'nin son zamanlarda Türkiye'ye yöneüJk onur kıncı
yaklaşımım da göz önünde tutacaklardır.
Suat ÇAĞLAYAN (EÜÖğr. Üy., Eski Kültür Bakanı)
L
aik Türkiye Cumhuri-
yeti, hem bulunduğu
coğraryanın özellikle-
ri, hem rejimine yöne-
lik tehditlerin büyük-
lüğü ve hem de kolay etkilenebilen.
kınlgan sosyal yapısı nedeniyle
özenle korunmaya gereksinim duy-
maktadır. Bu gereksinim, yani laik
Cumhuriyetin ve ulusal bütünlüğün
korunma gereksinimi ulusal gûçler
tarafından sağlanmaktadır. Ulusal
güçlenn en önünde ise koruma ref-
leksi en yüksek olan Türk Silahlı
Kuvvetleri (TSK) bulunmaktadır.
Son 23 yılda TSK bu refleksıni de-
mokratik hoşgörüye dönüştürmüş ve
sorunlann demokratik yollarla çö-
zümlenmesine katkılarda bulun-
muştur. Bu dönemde askerde var
olan laik Cumhuriyeti ve ulusal bü-
tünlüğü koruma refleksinin demok-
rasi ile banşık olarak yaşayabilme-
sinin önde gelen nedeni, sorunlann
ve duyarhklann Milli Güvenlik Ku-
rulu (MGK) kanalıyla hükümete
ulaştınhyor olabilmesidir. Öbür ne-
denlerden bin Avrupa Birliği "ne
(AB) girme umudunun insanımıza
bir kurtuluş gibi sunulmuş olması-
nın TSK'de yarattığı bekle-gör du-
rumu, öbürü ise NATO'daki etkın gü-
cümüzün sağladığı avantajla ve
ABD'nin özeliikle soğuk savaş dö-
neminde bize olan gereksinimi ne-
deniyle ABD ile birlikte hareket et-
me eğilüninin var olmasıdır.
Artık her üç durumda da önem-
h değişiklikler olmaktadır. AKP ik-
tidan AB ile (ve dolaylı olarak da
ABD ile) el ele vererek yapmak is-
tediği değişikliklerle adeta bındığı
dalı kesmektedir. Bakınız nasıl...
MGK, 1980müdahalesiniyapan
askerler tarafindan hazırlatılan ana-
yasaya konulanbirkurumdur. Bu ya-
pılırken amaçlanan şey, ülkeyi yö-
neten ıktidarlar ile başta laik rejim
ve ulusal bütünlük olmak üzere ül-
kenin her tür duyarlığından sorum-
lu olanlan, yani Cunıhurbaşkanı ve
TSK'yi birplatformda bir araya ge-
tiraıekti. Yani 1980 öncesinden aü-
nan dersle -ve belkı de bir daha as-
keri müdahaleye geıek ohnasın di-
ye- TSK ile ülİceyi >r
önetenler, bel-
li aralıklarla bir araya r elsinler, ül-
ke sonınlannı tartışsıniar ve karar-
lar alsınlar diye anayasaya konul-
muştur MGK.
Bugünkü yapısı ile MGK'de Cum-
hurbaşkanı vardır, Başbakan ve ba-
zı Bakanlar vardır. Genelkurmay
Başkanı ve Kuvvet Komutanlan
vardır. Ayda bir yapdan toplantıla-
nn zaman zaman sert geçtiği. Cum-
hurbaşkanı'nın ve askerlerin uyan-
lannm başbakanlan ve hükümet
üyelerini rahatsız ettiği bir gerçek-
tir. Hele şu andaki hükümetin, la-
ildik karşıu düşüncelerini eyleme dö-
nüştürme gayretlennin yarattığı ra-
hatsızlık. MGK toplantılannı AKP
için daha da zor duruma getirmiş ola-
bılir. Ancak, oradakı ortam ne olur-
sa olsun, Cumhurbaşkanı ve komu-
tanlarla sağlanan diyalog ve hatta
belki de vücut dili yoluyla alınacak
iletiler (mesajlar) nedeniyle MGK
toplantılan Başbakan için bir şans
olarak değerlendirilmelidir. Yani
MGK toplantılan demokratik reji-
min işlemesı açısından bugüne de-
ğin bir "supap" işlevi görmüştür.
Şimdi bu supaba en çok gereksi-
nimi obnası gereken AKP iktidan,
Avrupa Birliği (AB) ile el ele vere-
rek bunu ortadan kaldırmaya çalış-
maktadır. Kuwet Komutanlanrun
MGK'nin dışına çıkanhnası, MGK
Genel Sekreterinin Başbakan tara-
fından seçilen bir sivil olması ve
MGK'nin anayasal yetkilerinin tır-
panlanması için yapılan çalışmalar
demokratik rejim açısından gerçek-
ten önemli sonuçlar yaratabilecek-
tir. Anayasada yapılacak değişik-
likle MGK'nin ilgi alanının sadece
"devietin ulusal güvenlik sjyaseti" gi-
bi aktif görevlerine son verilmesi,
laik Cumhuriyeti korumak ve kol-
lamak görevıni Mustafa Kemal'den
alan Türk Ordusu'nu. görevini ye-
terince yapamıyormuş psikolojisi
içine sokabilecektir.
MGK'den dışlanan Kuvvet Ko-
mutanlaruıın, zaman zaman Genel-
kurmay Başkanının da katıhmj ile
daha sık toplanacaklan ve ülkenin
rejimi, birliği ve bütünlüğü üzerin-
de oynanan oyunlan daha keskin
şekilde yorumlayabilecekleri bır
gerçektir. Komutanlar kendi arala-
nnda bu tartışmalan yaparken elbet-
te ki AB/AKP ilişkilerini ve
ABD'nin son zamanlarda Türki-
ye'ye yönelik onurkıncı yaklaşımı-
nı da göz önünde tutacaklardır.
TSK ve AB/AKP: Avrupa Bırlı-
ği'ne giriş, yıllardır Türk insanı için
bir umut projesi ohnuştur. Birçok-
lanmız bunun bir gün gerçekleşe-
ceğine ve AB'nın sonsuz sandığı-
mız olanaklanndan ülkemizin de
yararlanacağına inanageldik hep.
Ancak geBnen noktada açık olarak
anladığmuz şe\.AB ülkelerinin Tür-
krve')! Birfiğe alraa gibi bir niyetle-
rinin olmadığı. fakat bu kozu sonu-
na kadar kuDanarak isteklerini el-
de etmeve çahş.üklandır. AB ülkele-
ri gerek açıkladıklarrv la ve gerekse
dik getiımek için zamanını bekle-
dilderi istekleri ile ve hatta bugüne
dek elde ettikleri ile hem rejimimi-
ze, hem ulusal çıkarlanmıza ve hem
de ulusal bütunlûğümüze zarar ver-
meye calışmaktadırlar.Elbette TSK
de bunun farkmdadır ve demokra-
si adı kullanıkrak AB/AKP güçbir-
liğinin demokrasi kamuflajı altuıda
ülkeye vermek istediği zaran iyi gör-
mektedir. AB'ye guiş bu" umut ol-
maktan çıktığına göre bu gerekçe-
yi kullanarak laik Cumhuriyete za-
rar vermeye ve Kemalizmi hırpala-
maya çalışanlann, TSK'nin iyi bi-
linen "koruma ve koUama" reflek-
sine takılabilme olasılığı az değil-
dir. Yani bundan böyle TSK duyar-
lı olduğu konularda "aman şu AB
ülkelerinin demokrasi konusunda-
ki bekknulerinetersdüşecekbir şey
yapmayayım" kaygısını duymaya-
caktır.
TSKveAKP/ABD
Eskiden beri TSK'nin ABD'ye
yalon olduğu ve yaptığı her müda-
hale ya da uyandan ABD'nin haber-
dar olduğu spekülasyonu yapıhr.
Bunun doğru olup olmadığını tam
anlamıyla bilecek durumda deği-
üz. Ancak geçenlerde Kuzey Irak'ta
Amerikalılann Türk subaylanna
yönelik aşağılayıcı tavırlannı göz
önüne alırsak ABD - TSK ilişkile-
rinin hiç de iyi durumda ohnadığı-
nı anlanz. Parlamentodan geçmeyen
ikinci tezkere için de ABD'nin
AKP'den çok TSK'yi suçladığını
biliyoruz. Geçenlerde görüştüğüm
bir ABD yetkilisinin söyledikleri
bu kızgınlığı çok iyi gösteriyor.
Amenkahya "PekiTSKPaıiamen-
toya ikinci tezkere için baskı yap-
sa>dı bu sizcedemokratikolur muy-
du?" dediğunde bana "TSK tûr-
ban konusunda Pariamento> a bas-
kı yaparken ne kadar demokratik
ise yine o kadar demokratik olacak-
tT demışti.
1974 Kıbns Banş Harekâtı'nda
Ecevite "Ayasofya'yıbombalamak"
tehdidinde bulunan ve arkasından
da Türkiye'ye çok ağır bir ambar-
go uygulayan ABD "nin bugün Ku-
zey Irak'ta askerlerimize yaptığı
şey bunlardan daha da ağırdn-. Ku-
zey Irak'ta konuk gittikleri Türk
Birliğindeki subay ve astsubaylan-
mızın ellerine kelepçe vurup başla-
nna çuval geçirerek gözaltma al-
malan ve de bu işi peşmergelerle bir-
likte yapıyor ohnalan yenilir >Titu-
lur şey değil elbette.
Bu çuval askerlerimizin başında
ne kadar kaldı bilmiyorum. Ama
sanıyorum Türk askeri evine ko-
nuk edip güler yüzle baktığı Ame-
rikan askerine, başma çuval geçirip
çıkanldıktan sonra artık öyle se-
vimli bakmayacak ve artık ABD
"çuval öncea" dönemdeki etki ve
saygınlığına "çuval sonrası" dö-
nemde hıçbir zaman sahip olama-
yacaktır.
Bundan böyle de hiç kimse
TSK'nin ulusal bütünlüğü ve laik
Cumhuriyeti koruma refleksi üze-
rinde Amerika'nın etkili olduğu yo-
rumunu yapamayacaktu-.
R
ahmetlıhocamızAh-
met Şükrü Esmer
"DevktJerin onunı
ik o\namak çok tehlikeüdh;
çünkü halklarda kolay kolay
sjfinmeyen (ravmalar (yara-
lar, izler) varanr" demışti.
Amerikalılann 11 erimize
yapüğı insanhk dışı muame-
lenin Türk toplumunda yarat-
üğı travma da büyük ohnuş-
tur. Bu ülke ile ilişkilerimi-
zin artık eski şekilde olması
beklenemez diye düşünmek-
tedir yurtsever ayduılanmız.
Eğer erlerimize yapılan mu-
amele onuruna düşkün olan
bir ülkenin erlerine yapılmış
olsaydı, bunadayanamaz, bü-
>ük olasıhkla o ülkedekı
Amerikan askerierine de ben-
zer işlemuygulardı. Uygar ül-
keler savaştakı tutsaklara
(esirlere) dahi bu kadar vah-
şice davranmazlar. Çünkü
Cene\Te Antlaşması kural-
lanna aykındır. Fakat Ame-
rikahlardan her türlü insan-
hk dışı hareket beklenebilir.
James Bacque adlı yazar,
Onurumuzun BCınlması
SACİT SOMEL£meWi
ikinci Dünya Savaşı 'nnı tut-
sakları hakkında yazdığı
'^İbürKavçiar" adlıkıtabın-
da Amerikahlann İkinci Dün-
ya Savaşı esnasında. tarihte
eşi göriümemiş ölüm kamp-
lan yaratnğını, ölümlerin sa-
yısının 1941 Haziranıyla
1945 Nisanı arasında tüm
Batı cephesinde Ahnanlar-
ca öldürülen müttefık asker-
lerinin sayısından fazla ol-
duğunu; Amerikalı subayla-
nn elinde bol erzak stoku bu-
lunduğu halde. 900 000 tut-
sağı açhktan öldürdüklerini
yazmaktadır. Başbakan'ın ve
Dışişleri Bakaru'nın uğranı-
lan hakaret karşısında gerek-
li tepkryi göstermemeleri çok
vahim sonuçlar doğurabilir.
Amerika daha büyük küstah-
hklara kalkabilir. Aynca bu
davranış. küçük büyük bü-
tün devletlerin bize karşı ben-
zer tutumlar almalanna ya
da -en azından- daha saygı-
sız davranmalanna yol aça-
bilir. Unutmayahm: Iranhla-
nn Anıtkabir'i ziyaret etme-
me isteklerini kabullenme-
miz Suudilerin de aynı bi-
çimde davranışlanna yol aç-
mış, bu da arkasından Ana-
yasa Mahkememizin açılış
törenine gelen Suudi heyeti-
nin, Istiklal Marşımız çalı-
nırken yerlerinden o>Tiama-
malanna öncülük etmiştir.
Bu ağır hakaretin üstüne,
Dışişleri Bakardığı Müste-
şan Sa>in Ziyal'ın Amerika-
lılara "Neredeohırsamzohm,
daima sizinle beraberiz. İs-
terseniz Irak'a semboJik de-
ğü,operasyondmteikteasker
de göndermeye hazmz" de-
mesı içimizdeki acıyı büs-
bütündermleştirmişûr. Benim
zamanunın Dışişleri Bakan-
Elçi
lığı bu muydu? Kesinlikle
hayır. "Operasyonel nhetik-
te asker göndermek ne de-
mekti-?" Vaktiyle Ecevid Af-
ganistan'a asker göndcrelim.
Hem de ön hatlarda çarpış-
sm, keodisini gösterskı" de-
mışti Para için Mehmetçi-
ğin kanını döktürmek artık
gelenek mı oldu?
Amerika son davranışı ile,
kendileriyle yakın ilişkiler
kurulabilme nıteliğine sahip
bır ülke olmadığını kanıtla-
mıştır. Her zaman söyledi-
ğimiz gibi, Atatürkçü pohti-
kaya dönme zamanı gehniş-
tir. Türkiye, yavaş yavaş
Amerika Üe bağlannı gev-
şetmeli ve başta. komşulan-
mız olmak üzere. bütün öbür
dünya ülkeleriyle ilişkilerini
geliştirmelidir. tlk iş olarak,
Incirlik Havaalanı'nuı aske-
ri hareket ve başka stratejik
amaçlar için kuUanılması kı-
sıdanmahdır. Birdaha Ame-
rika'dan para dilenmemek
andıyla iş başına gelen. der-
hal, Bağımsızlık Sav'aşı'nda
olduğu gibi radikal bir Men-
i tsraf Yasası çıkanp yolsuz-
luklara. hırsızlara, kaçakçüa-
ra karşı amansız bir savaş
açan bir hükümete gereksi-
nim vardır. Türkiye'nin po-
tansiyeli büyüktür. Borç al-
madan yaşayabileceğimizi
ne zamandan beri ekonomist-
lerimiz söylemektedirler. Te-
kel Müfettişlerinin organı
"MazruT' gazetesi,Tekel'in
yalnız tutünden ve alkollü iç-
kilerden bir yılda elde ettiği
kazancuı, bir ydhk IMF kre-
disine eşit olduğunu yazmış-
nr. Türk halta fedakârdır, fe-
ragatkârdır.. Atatürk zama-
nında olduğu gibi, elbisesi-
ni ters yüz ettirerek, pabuç-
lanna pençe vurarak da ya-
şayabiîir. Elverir ki, kimse
Türk askerinin eline kelepçe
takamasın ve yüzüne tokat
atamasın...
PENCERE
'Amerikan Rüyası'
Birleşmiş Milletler Çevre Programı Başkanı Sa-
yın Klaus Toepfer korkuyor..
Ve soruyor:
- Ya bir Çinli de birAlman ya da Amerikalı gibi
yaşamaya başlarsa?..
Yanrtını da veriyor:
- Bu, dünyanın sonu olur.
•
Olayı gündeme getiren haber şöyle:
"Çin'in büyüme hızı iktisatçılan ve çevrecileh
giderek daha fazla endişelendiriyor. BM Çevre
Programı Başkanı Klaus Toepfer, Çin'in milligeli-
rini 2020 sonu itibanyla şimdiki seviyesinin 4 ka-
tına çıkarma isteğinin çevre açısından dünyanın
sonu olabileceğini açıkladı.
Avustralya 'nın Sidney kentinde katıldığı bir top-
lantıda Çin'in 'Batı tarzı' bir yaşam sürmesinin
mümkün olmadığını, buna dünya kaynaklannın
izin vermeyeceğini kaydeden Toepfer, 'Çin'in he-
deflerini tuturması durumunda diğer ülkelerin fe-
dakârlık yapması gerektiğini' belirterek 'gelişmiş
ülkelerin tüketim alışkanlıklannda yapılacak radi-
kal değişikliklerle dünyanın geri kalan kısmına kay-
nak ayırması gerektiğini' kaydetti.
BMyetkilisi, Çin'de Almanya'da kullanılan yo-
ğunlukta otomobil kuUanılması durumunda bile
dünyanın petrol ve demir kaynaklannın bunu kar-
şılamaya yetmeyeceğine dikkat çekerek 'Alman-
ya'daki kişi başına düşen araç sayısını Çin'e uyar-
lamamız halinde 650 milyon otomobil üretmek ge-
rekir ki bunu karşılamak kesinlikle imkânsız' dedi."
(Vatan gazetesi, 18 Temmuz 2003)
•
Birleşmiş Milletler'in yetkilileri Çin ekonomisinin
büyüme oranlannı ürküyle izliyorlar, Çin'in büyü-
me hızı 2002'de yüzde 8, 2003'te yüzde 7!.. Araç
sayısı her yıl yüzde 25 oranında artıyor. 1990 yılın-
da 816 bin olan otomobil sayısı bu yıl 7 milyonu
buldu...
Bizim medyada konuyu yalnız Nuray Mert kö-
şesinde ele aldı:
"...insanların tüketim taleplerini hiçbir şekilde
sorgulayamıyorsak, müreffeh toplumlardakJ aile-
lerdörtaraba kullanabilsin diye, kalabalıklann /7e-
lebet bazı mahrumiyetler içinde yaşamasını doğal
karşılayacağız demektir." (Radikal, 19 Temmuz
2003)
•
Oysa uzun yıllardan beri bizlere aşılanan tutku
neydi?..
Amerikalı gibi yaşamak değil mi!..
Birleşmiş Milletler yetkilisi Sayın Klaus Toepfer
ise diyor ki:
- Amerikalı gibi yaşayamazsın, ayağını denk al,
Aiman gibi dört otomobil sahibi olamazsın, yok-
sa dünyayı batınrsın!..
Peki, bir Çinli, Hintii, Afrikalı ya da bir Türk ne ya-
pacak?..
'Amerikan Rüyası' sınırlı bir yaşam biçiminden
öteye gidemiyor...
Kola içersin..
Hamburgeryersin..
Kot giyersin..
Yoksullann görüp görecekleri budur, ötesi Toep-
fer'e göre dünyanın sonu demektir.
•
Kola, hamburger, kot dışında 'Amerikan Rüya-
s/'nın bir başka boyutu daha var..
Amerika asker istedi mi..
Emre uyacaksın!..
www.ogzala.com
Tel: 0.212. 293 91 95
252 30 39TRANS KAÇKAR 25
kaçkar dağı geçişi
Temmuz ve Ağustos aylarında her hafta
günübirlik doğa yürüyüşleri için arayınız.
NikoiayARNAUDOV
HoriaCRlSAN
KADİRDOĞRUB
OrhanDOĞU
AndrzejGRANlAK
ServetGÛREL
CemKenanÖNGÜ
YRRIŞMASI
jüri üyeleri buluşuyor! •-•*»*»»«»«KasievskyVLADİMIR
RaşitYAICAU
TonguçYAŞAR
T.C.
Baştakar*
Tanrtma Fonu Kuniu
Baştar*
lefCürTlanCumhurtyvt
CLIB HOTEL MERt
OLİDE\İZ
• Türkiye turizminin hızmetinde, 25. yıl
• Ölüdeniz tabiat parkı içinde, denize sıfır
• Herşey Dabil hizmet, özel plaj, ha\-uz, sauna, fitness.
her türlü deniz aktiviteleri, kara sporlan, olta avcüığı,
yamaç paraşüru, antik kender, safari gezüeri...
» Çocuklar için, anneler için, dinlenmek isteyenler için..
doyumsuz güzellikler içinde doyumsuz bir tatil için...
Rezervasyon ve bilgi:
Tel: O 252 617 00 01 Fax: 0 252 617 00 10
Web: hotelmeri.com
MAVİDENİZ TATİL EVLERİ
TÜRKİYE'NİN CENNET KÖŞESİ,
MA\1 BAYR^^K ÖDÜLLÜ,
MARMARİS TURL'NÇ KOYU'NDA
DENİZE SIFIR.ÖZEL PLAJ. YÜZME RAVTJZU.
HA\VZ BAR. SNACK BAR. ODALARDA: KLİMA.
SIC.AK SU. MÜZtK YAYINT, TELEFON.
0-2 YAŞ LCRETSİZ. AYNI ODADA
ÜÇCNCC K.ÎŞİ %50 İNDİRİMLİ
tKİ KİŞİLİK ODADA TEMMUZ AYINDA
1 KİŞİ GECELİK
ODA KAH\ALTI 25.000.0O0.-TL+KDV
YAREVf PANSİYOıN 40.000.000.-TL+KDV
KAMPANYA
7 GECE 8 GÜN Y.P. KONAKLAMA KİŞİ BAŞI
250.000.000.-TL+KD\'
REZERV ASYON
Tel 0 252 4^6 71 90-91 Faks : 0 252 476 "'O 07
E-mail ınfo<a hotelnw\ ıdenız.com ww» .hotelxnavideiuz.com