22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2003 CUMARTESf 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE B 28 Sınop B 25 Adana B 35 Edırne B 32 Samsun B 26 Kocaeli B 28 Trabzon B 25 Çanakkale B 28 Giresun B 25 Izmır B 33 Ankara B 29 Manısa Aydın _B 34 Eskışehir B 28 B 29B 35 Konya Denızlı PB 32 Sıvas B 25 Zonguldak B 23 Antalya PB 34 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van B B B B B B B 32 31 34 29 29 27 23 B 20 Yurtta yağış bek- lenmıyor. Yurdun giı- neybatı kesımlerı parçalı buiutlu, dığer yerler az buiutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta artacak Ruzgâr, ku- zey ve doğu yönler- den hafıf ara sıra or- ta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB B B Y PB PB B PB 24 21 24 21 23 27 28 26 Münih Y 27 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina B Y PB Y Y PB Y B 29 30 32 29 31 28 28 28 Y 27 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflis Kahıre Y B Y Y B Y B B 1b 18 19 22 26 23 18 36 B 37 Moskova Taşkent Tahran Parçalı buiutlu Buiutlu k Çokbuljtiu > Yağmuriu Kaıiı Sulu kar ı Gok gunjltülu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada AP raporunun beş paralık değeri olmadığını irde- leyen bir demeç dikkate alınmadı. AP Sosyalist Grup üyesi AJman parlamenter Ozan Ceyhun, ra- porun AB ilişkilerinde "faydasız birkâğıttan" öteye gitmeyeceğini söylüyor. Esas olan AB Komisyonu'nun ilerleme raporu ve 2004 Aralık sonunda AB Konseyi'nin alacagı karar. Varsıngerçek böyleolsun. Birgünlükbeylikbey- liktir. Rapordan "Türk hükümeti gerekli reformlan kararlılıkla yerine getirirse üyelik müzakerelerine başlamaya hazır olacaktır" cümlesini alırsın, başlı- ğa bir güzel oturtursun. Al sana olumlu bir rapor! Ya da "raporda Kopenhag kriterierinin henüz ta- mamlanmadığı, Türk ordusunun rolünün aşın oldu- ğu" ifadesini temel öğe yapar, "üyelik müzakerele- rine hazır olmadığımızı" büyük başlıklarla ilan eder- sin. Bu da olumsuz bir rapor! Raporun özetine şöyle bir göz atarsak: Yeni bir anayasa, cezaevindeki eski DEP'lilerin affedilmesi, seçim sisteminin değiştirilmesi, rüşvetle mücade- le, şeffaf bir toplum, özgür bir basın, bağımsız ve etkili yargı, işkenceyle mücadele, antiterör yasası- nın değiştirilmesi, Türkiye'yi suçladığı Kıbrıs soru- nunun çözümünü vs. vs. istiyor. Olumlu ifadeleri solluyor, dahadoğrusu sağ gös- terip sol vuruyor rapor. Üyeliğin önünde engel bir yığın sorunlaşmış konunun çözümlenmesini olmaz- sa olmaz koşullar olarak öne çıkarmak, Türkiye'nin AB üyeliğine olumlu gözle bakmak ise yaptırım gü- cü olmayan AP raporü, beğenenin olsun! • • • Orman arazileri, SİT alanları... Yeni ortaya çıktı, denize sıfır kıyılara imar olanağı... Türkiye'nin ana değerlerini talan etmek... Oysa, iktidara göre bu türden haberler kasıtlı, hükümetin başarı kazanma- sını engellemeye çalışanların eseri... Talanın birçoğu da barış adı altında gerçekleşti- riliyor. Vergi barışından sonra vakıf barışı. Neyimiz var neyimiz yoksa pazarda. Devleti yönetmekle görevli iktidar devleti talan ediyor. Mirasyedi bile gece yastığa başını koyarken yannlarını düşünebilir; bizimkiler bu yılı kurtarsınlar da sonra ne olur Allah kerim. Talana devam. • • • Ali Babacan'ın ekonominin ve dış ilişkilerin tıkı- nnda gittiğini hemen her gün yinelemesine karşın; bir haber, IMF ile ilişkilerin yutturulmaya çalışıldığı gibi olumlu bir çizgide yürümediğine işaret ediyor. AKP kuruldugundan beri Türkiye'yi IMF'den kur- taracağını açıkladı. Son programda öngörülen reformlar, verilen söz- ler yerine getirilmediği için IMF'nın "2007 yılına ka- darsürecekyeni birekonomik programdan" söz et- tiği, hatta son kredi dilimini askıya almaktan dem vurduğu güncel haberler arasında. AB bastırıyor, AP bastırıyor, IMF bastmyor. Halk sıfırı tüketmiş, iktidar ayakta! • * • TV'lerden izlerken insana "Ne hallere düştük Ya- rabbi" dedirtecek içerikteki bir manzara dikkat çe- kiyor. Moldavya Başbakanı eşiyle gelmiş, RTE eşiyle konuğu bir akşam yemeğinde ağırlıyor. Diplomatik gelenek gereği iki Başbakan'ın konuşmalarından sonra ülkeler şerefine kadeh kaldırılır. RTE'nin Islama uygun icat ettiği yeni kural. Ka- deh kaldırmak yok! Resmi mekânlardaki protokol yemeklerinde gö- rünmeyen türbanlı Emine Hanım'la kimi bakanla- rın türbanlı eşlerinin Moldavya davetinde yer alma- lanndaki hikmet ne? Anımsayacaksınız; RTE, türbanın kabul görme- diği mekânlara eşini getirmeyeceğini -dudakların- da alaylı gülücükleıie- ilan etmişti. Sözünü tutuyor. Başbakanlık Konutu onanmda, Ankara Palas devlet mekânı. Daveti bir otelde dü- zenletiyor. Yemekte türbanlı başlar dalgalanıyor. Kamusal yasağa girmeyen alanda türban serbest! Nedir bunun Türkçesi: Kurallara, yasaklara uya- rak kuralları, yasakları delmek! Sekiz ülkede eğitim verecek TSK mobil timi tura çıkıyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türk Si- lahlı Kuvvetleri (T- SK) Banş İçın Ortaklık Eğitim Merkezi Komu- tanlığı'nca oluşturulan tim, mobil eğitim için tu- ra çıkıyor. Tim, Kafkas- Iar, Orta Asya ve Güney- doğu Avrupa'da 8 ülke- nin silahlı kuvvetlerine terorizm ile mücadele, uyuşturucu ve insan ka- çakçıhğı gibi konularda eğitim verecek. Genelkurmay'dan ya- pılan yazıh açıklamada, "Terorizm ve Kaçakçı- hkla Mücadele" başlık- lı eğitimin 14-15 Hazi- ran tarihlerinde başlaya- cağı bildirildi. TSK Bİ- OEM Komutanlığı, Ge- nelkurmay Adli Müşa- virliği, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emmyet Genel Müdürlüğü'nden görevli uzmanlann katıl- dığı program kapsamın- da Türkmenistan, Özbe- kistan, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Ukrayna'da eğitim toplantılan yapılacak. Mobil Eğitim Timi, Teğ- men-Albay rütbesindeki personele, "Terorizm ve Terorizm ile Müca- dele", "Uyuşturucu Madde, İnsan ve Silah Kaçakçılığı ile Müca- dele" ve "Terorizm ile Uyuşturucu Madde, İnsan ve Silah Kaçak- çılığının lluslararası Boyutu" konulannda eğitim verecek. Eğitim toplantılanna her ülke- den 40 personelin katılı- mı öngörüJüyor. Mobil eğitimin hedefi ise şöy- le açıklandı: "Türkiye''nin terör konusunda edindiği tecrübelerin diğer ül- kelerle paylaşılması, eğitim veriîecek BİO ülkeleri ile müşterek çalışabilirlik imkânla- rının arttırümasının yanı sıra o ülke ile ikili askeri ilişkilerin geliş- mesine katkı sağlan- ması, Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin BtO faaliyetlerine kat- kısının devam ettiril- mesi ve sayılan 9 olan BİO Eğitim Merkezle- ri arasında bu tür fa- aliyeri ilk kez icra eden BİO Eğitim Merkezi olarak bu uygulama- nın etkin olarak deva- mının sağlanması." Devleti korumak namus borcumuz• Baştarafı 1. Sayfada Avrupa Bırliğı 2004 yılı Ma- yıs'ından önce Kıbns sorununun çözülmesini isterken. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, bunun mümkün olmadığı mesajuıı verdı. Ankara Barosu'nca Doğu Akde- niz Üniversitesi'nde gerçekleşti- rilen Kıbns panehnin ardından gazetecılerle sohbet eden Denk- taş, "Kıbrıs müzakerelerinin Türkiye'ninAB üyeliğine kadar uzatılması gerektiğini" söyledı. Kıbns'ta masaya orurmanın Rumlann taktiğini güçlendirdiği- ni öne süren Denktaş, "Bazı dost ülkeler bile nasıl olsa anlaşa- caklar, KKTC'yi tanımaya ge- rek yok, diye düşünmeve başlı- yorlar. KKTC'nin tanınması gecikiyor. Rum yönetimi ise kendini meşru hükümet olarak sunmaya devam ediyor" diye konuştu. Kıbrıs Türk tarafının bundan sonra masaya oturmak için bazı koşullar öne süreceğinı kaydeden Denktaş, bunlar kabul edilmeden masaya oturmanın da doğru bir taktik olmayacağını ifa- de etti. KKTC Cumhurbaşkanı, Kıbns çözülse de Avrupa Birli- ğı'nın Türkıye'ye yeni bazı ko- şullar getireceğini öne sürerken, "Türkiye Kıbrıs konusunu en sona bırakmalı" görüşünü dile getirdı. Denktaş, Rumlann mül- kiyetler konusunda Kıbns Türk mahkemelerinde dava açmalannı sağlayacak düzenleme konusun- da değişikliğın Meclis'e geldiği- ni belırtırken. güneyi zıyaret e- den Türklerin, Rum kesımindeki evlerinin yıkılmış fotoğraflannı beraberinde getirdiklerini, Güney mahkemelennde toplu davalann da yakında gündeme gelebılece- ğini söyledi. Denktaş, şu çarpıcı mesajlan verdi: Devletin yıkılmasına izin verilmez.- Topiumu An- nan Planı'nın kabul edılmesi için kandıran bir grup var. Bunlar Kıbns'ın geleceğine talip olduk- lannı söylüyorlar. Halk bu yanlı- şa oy vermez. (Darbe olur mu9 ) Bilmiyorum. Bir şey olur. Ama ne olacağını bilemem. Herhalde boyun eğilmez. Ben de boyun eğ- mem. kabul etmem. Masaya oturmak aley- himize: Bugüne kadar görüşme masasından kaçmayalım taktiği aleyhimıze ışlemıştır. Dünyanuı meşru Kıbns idaresı olarak gör- düğü Rum idaresı; azınlıkla ko- nuşuyorum, merak etmeyin res- mini çızmiştir. Bu nedenle biz dünyaya ne istediğimizi anlata- madık. Bazı ülkeler bunlar nasıl olsa anlaşacaklar düşüncesıyle KKTC'yi tanımaya gerek olma- dığına ınanmışlardır. Dost ülkelerin bile KKTC'yi taruması durdurulmuştur. Bu yüz- den müzakereye oturmak için şartlanmızı açıkça ortaya koyma- lıyız. Bu şartlar kabul edilmeden masaya orurmamalıyız. AB takvimi bizi bağla- maZ: Bizim kendimizi AB tak- vımiyle kısıtlamamız doğru de- ğil. Türkiye'ninAB'yegirmeta- rihi 10 yıl sonra mı daha fazla mı, belli değil. Buna göre hare- ket etmek lazım. Müzakere AB'nin Türkiye'yi alma karan- nı alacağı tarihe kadar uzamalı- dır. Çünkü Türkiye'siz Kuzey Kıbns'ın AB'ye girmesi müm- kün değildir. Eğer imza atarsak 1960 anlaşmalanyla elde ettiği- miz en önemli hakkımızı orta- dan kaldırmış oluruz. Kıbrıs en sona bırakıl- mall: Türkiye'nin önüne Kıb- ns'ı engel koyanlar demek ki Tür- kiye'yi almak istemiyorlar. Türki- ye'ye ver-kurtul denıyor. Bundan sonra ne olacak? Uygulamayı da görelim. Ege meselesini göriişe- lim. Kürtçe konuşan ınsanlara otonomi verdin mi, federasyon kurdun mu, yapacaklan o kadar çok şey var ki. Kıbns meselesin- de güçlü durumda olmasma rağ- men bu baskılarla gerileyen Tür- kiye'nin hangı davayı müdafaa edebileceğini düşünemem. Tür- kiye'ye Kıbns'ı ver, ondan sonra yola devam et, deniyor. Türkiye bu hatayı yaparsa Kıbns'ı unut- sun. Türkiye AB sürecinde Kıb- ns'ı en sona bırakmalı. AB'nin yardımları kendi adamlarına: AB'mn son pa- ketiyle ekonomik yardım, kuzu sarması gibi bugüne kadar iç içe olduklan aleyhimize faaliyet yü- rütenlere veriyorlar. Hıçbır baha- neleri kabul edilemez. Büyük ayıp yapmışlardır. Fogg'un mail- leri de ortada. Elde ettikleri gaze- teci ve yazarlarla da propaganda yürütüyorlar. Garipoğlu: Beni Yılmaz mahvetti • Baştarafı 1. Sayfada • POAŞ ihalesine girmemem için baskı yapıldı. Mesut Yıl- maz'ın yeğeni, Global Menkul Kıymetler'in sahibi Mehmet Kuönan; POAŞ'a girme, alsan da sana vermezler dedi. Nitekim öy- le oldu. •Bütün Türkiye'deki toplam mevduat, 4.5 milyar dolardır. Yastık altı da buna dahildir. Me- sut Yılmaz, ülkenın başbakanı, bir gecede 700 tnlyon el değıştır- di, diyerek beni suçladj. Oysa bu, 14 milyar dolar demektir. Ülke- nin başbakammn bu hesaptan ha- beri olmaz mı? Beni müşkül du- ruma düşürmek içın bu açıkla- mayı yaptı. BeniYılmaz mahvet- ti. Türkiye'de geçtiğimiz süreçte hızlı özelleştirmeleryaşandı. Sen kim oluyorsun da bizim irademiz dışında bu ihaleyi alıyorsun di- yerek, beni mahvederek, özelleş- firmelere girecek olanlara gözda- ğı verdiler. •Sümerbank'a el konması sü- reci, POAŞ sonrası süreçle doğ- rudan ilgili. POAŞ'tayaşananlar- dan sonra Mesut Yıhnaz ve ekibi bizi hedef almayı sürdürdü. Bir liderin beyanlanyla suçlanınca bankamız da yıprandı. Buna rağ- men kim ne kadar mevduat çek- mek istediyse ödendi. Bankayı devrettiğimizde 1.5 milyar dolar değennde vadesi gelmemiş Hazi- Volsuzluklan Araştırma Konıisyonu'na bilgi veren işadamı Garipoğ- lu, POAŞ ihaiesi ve Sümerbank'a el konulması sürecini anlartı. (AA) ne bonosu vardı. Ben, Sümer- bank'ı 115 milyon dolara aldım, Marmara Biracılık'tan gelen 60 milyon dolan da oraya aktardım. 100 milyon dolarlık gayrimenku- lu olan Sümerbank sonra kaça özelleştirildi, bunu inceleyin. Be- nım hortumlamak gibi bir derdim olsaydı bu gayrimenkulleri satar- dım. Esas mağdur benim. Hem suçsuzum hem de mağdurum. ^ Nesim Malki cinayetiyle bi- zi irtibatlandırmaya çalıştılar. Be- ni gözaltuıa aldınp ellerime ke- lepçe taktu-dılar. Dünyanın hiç- bir yerinde bir başbakan bir işa- damına bunu yapmamıştır. Mal- ki cinayetiyle bir ilgimizin olma- dığı mahkeme karanyla ortaya çıktı. MASAK, 4 yıllık çalışma sonunda bir rapor hazırladı. Ka- ra parayla ilgisi yoktur diye rapor. çıktı. Cıngılhoğlu'ndan Merkez Bankası'na suçlama Halit Cıgılloğlu da dün öğle- den sonra komisyona Demirbank konusunda bilgi verirken döne- min Merkez Bankası yönetimini suçladı. Cıngıllıoğlu, "Merkez Bankası bizi korumadı, üzerine düşeni yapmadı. Merkez Ban- kası bugün istediği bankayı pi- yasa dışına atıp batırabilir. Merkez Bankası'nın görevi pa- ra kazanmak değil, ekonomi- nin dengeli gitmesini sağlamak- tır" dedi. Demirbank'ın 5 milyar dolarlık aktif büyüklüğü olduğu- nu, sistemin 4.-5. büyük bankası olduğunu anlatan Cıngıllıoğlu, "2 milyar dolarlık Hazine bo- nosu vardı. Likite çeviremedik. Banka hakkında hiçbir olum- suz rapor yokru" derken banka- nın fona devredihnesinde siyaset etkisini ima etti. Cıngılloğlu, "IMF programına güvenip Ha- zine bonusu aldık. Başımıza bunlar geldi" dedi. 'Örümceğin ağları' Sezer'le çözüldü İLHA^NTAŞCI ANKARA - Cumhunyet tan- hinin mali açıdan en büyük ope- rasyonu olarak nitelendirilen Orümcek Ağı'nda "düğmeye" Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bastığı ortaya çıktı. Se- zer'in emniyete gönderdiği kişi- lerin verdiği bilgiler ışığnıda, de- şifre edilebilen iki suç örgütün- den biri olan Erol Kohen orga- nizasyonuna ulaşıldı. TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komis- yonu'na bilgi veren eski Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Şerafet- tin Bural. siyasi baskılarla yanm kalan soruşturma kapsamında, El-Kaide ve PKKTCADEK ile bağlanrılı şirketler bulunduğunu aktardı. Bural, komisyon üyeleri- ne, operasyonda 76 ülkeyle ya- zışma yapıldı ğını belirterek "Ge- len cevaplardan ülkem adına üzüntü duydum" dedi. Mali Suçlar Araştırma Kuru- lu'nun (MASAK) en basit hare- ketleri bile izleyememesini eleş- tiren Bural, "Kurul, Türki- ye'nin en ünlü mafya babası- nın malvarlığını araştırdı. Üze- rine kayıtlı 1 liraya bile ulaşa- madı. Çünkü bütün parası, çevresindekiler üzerine kayıt- h" dedi. Bural, "Nereden Bul- dun Yasası çıkar amaçlı suç ör- gütleriyle mücadelede kullaml- madan başarıva ulaşmanın olanaksız olduğunu" vurguladı. Bural. "yapüklan operasyon- ların kötülenmesi için bilimsel konferanslar bile düzenlendi- ğine" dikkat çekti. Bilirkişı mü- essesesınin sıkıntılannı operas- yonlarda yaşadıklannı anlatan Bural, "Özel ihtisas mahkeme- leri kurulduğunda bilirkişiye gerek kalmaz" dedi. Komisyon üyelerinin tartışma- lı Mavi Akım soruşturmasuu ne- den yapmadıklannı sorması üze- rine Şerafettin Bural, "4422 Sa- yılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütle- riyle Mücadele Yasası değişin- ce biz bir şey yapamadık" kar- şılığını verdi. Bural. 40 suç örgü- tünden görevden aluıdıklan için yalnızca ikısının deşifre edildiği- ni söyledi. Bural'ın sözünü ettiği suç örgütlerinden Erol Maks Ko- hen oluşumuna ulaşılması için Cumhurbaşkanı Sezer'in düğme- ye bastığı ortaya çıktı. Organizasyondaki siyaset-bü- rokrat-polis ağını açığa çıkaran olay şöyle gelışti: Münir Berberoğlu ile Ersin Korkmaz adlı kişiler, yaşadıkla- Hükümette 'uyum' çelişkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, 6. uyum paketindekı değişiklikler konusunda çe- lişkiye düştü. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, pake- tin değişiklik olmadan TBMM'ye sevk edileceği- ni belirtirken; Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Bakanlar Kurulu'nda ele alınacak paketten apart- manlarda ibadethane açıhnasuıı öngören düzen- lemenin çıkanlacağı açıklamasıyla ters düştü. Adalet Bakanı Cemıl Çiçek. dün TBMM'de kıl- dığı cuma namazınm ardından gazetecilerin sonı- lan üzerine, Başbakanlık'a bir süre önce sevk edi- len 6. uyum paketınde bir değişikliğın söz konu- su olmadığını kaydetti. Çiçek, "Olursa artık Meclis'te olur" dedi. Adalet Bakanı, AB'ye uyu- ma ilişkin diğer bazı değişikliklerin ayn paketler halinde düzenleneceğini de söyledi. Gül çıkartılacak demişti Gül. "apartmanda ibadethane" açılmasına olanak veren düzenlemeyle ilgili olarak. "Bakan- lar Kurulu'nda Diyanet'ten sonımlu arkadaş başta olmak iizere birçok arkadaşımız bunun doğru olmadığı yönünde düşüncelerini ilertiler. Bu çıkarıldı, şimdi taslakta yok zaten" demişti. n baskı nedeniyle Istanbul Ka- çakçılık ve Mali Suçlarla Müca- dele Şube Müdürlüğü'ne başvur- du. Berberoğlu ile Korkmaz'ın başvurusuna ilişkin haber kısa sürede Erol Malcs Kohen'e "uç- tu". Korkmaz ve Berberoğlu, üzerlerindeki baskı daha da ar- tınca Cumhurbaşkanı Sezer'e mektup yazdı. Sezer, konuyla il- gili olarak gereken incelemenin yapılması için genel sekreteri Kemal Nehrozoğluna talimat verdi. Nehrozoğlu, baskı gören Berberoğlu ile Korkmaz'ı, Anka- ra Kaçakçılık ve Organize Suç- larla Mücadele Şube Müdürlü- ğü'ne yönlendirdi. Korumaya ah- nan Berberoğlu ve Korkmaz'ın ifadelenyle Erol Kohen organi- zasyonu deşifre edildı. 'Altın vııruş' engeüendi Hayali ihracat, sahte belgeler- le haİcsız KDV iadesi, sahibi ol- duğu bankayı hortumlama suçla- rmı ışleyen, aralannda sıyasile- rin de bulunduğu çok sayıda "ün- lüye" yönelik operasyonu yürü- tenler, "altın vuruşu" hiçbir dö- nem yapamadı. Yolsuzluk ekono- mısinde ilk aşamada ulaşılan bil- giler, vurgunun mali boyutunun Türkiye'nin dış borcuna (yakla- şık 60 milyar dolar) denk düştü- ğünü ortaya koydu. Örümcek Ağı'nın, malıye, gümrük, polis, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, yargı ve basından oluşan 7 ayak üzerine oturduğu belirlenmişti. J GÜNDEM MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada o kadar düşük ki! Hatta şimdiden yolsuzluğa adı bulaşanlara şu müjdeyi bile verebiliriz: Merak etmeyin, bugüne kadar Meclis'te hakkın- da araştırma-soruşturma yapılıp da başı derde giren kimse olmadı! Ortaya çıkan her yolsuzluk olayı benzer biçim- lerde tanımlanır: "Türkiye'yi sarsan operasyon..." "Devlet yıllarca yasal olarak soyulmuş!" "Yolsuzluk çetesi heryere uzanıyor..." Sadece operasyonlar değil, ani yapılan açıkla- malar da benzer etkiyi yapar. Herkes şaşırır... Üç gün sonra da unutulur. Meclis'in çalışmasının aynı sona uğramaması- nı diliyoruz ama, bugüne dek yaptıkları, başta da vurguladığımız gibi bilinenlerin değişik tümceler- le kamuoyuna duyurulmasından öteye geçmedi. AKP'yi burada da ciddi bir samimiyet sınavı bekliyor. Yolsuzlukla mücadelede bugüne dek ya- şadığımız denklem şu: - Bir parti iktidara geliyor. Seçim meydanlann- da verdiği "yolsuzlukla mücadele" sözünü yerine getirmek için hızla çalışmaya başlıyor. Geçmiş dönemi didik didik ediyor. • - Bu çalışmalar sürerken, önceki dönemde yol- suzluk yapan kişiler, tezgâhı hemen yeni duruma uyarlıyorlar. Işlerini aynen sürdürüyorlar. - Meclis raporunu tamamlarken işin içine bek- lenmedik hesaplargiriyor. Iddiaların belgeli olma- dığı anlaşılıyor! Dosyalar rafa kalkıyor! Mevcut hü- kümet halkı geçmiş dönemle oyalarken, kendi et- rafı da çarkı aynen döndürüyor! Dokunulmazlıklar! AKP iktidarı, bugüne dek yaptıklarıyla yukarıda- ki tanımların dışına çıkamadı. Elde var Korkmaz Yiğit, beri gelsin Mavi Akım... Bu dönemde ikti- dar kimdi? Çağıralım Yılmaz'ı, çağıralım Ecevit'i! Böyle bir soruşturmanın açılması, herkesin ay- nı kefeye konmaması bakımından da yararlı ola- bilir. Devamında halkın gözünde "yapanın yanına kâr kalmaz" inancı yerleşebilir. Ancak bunun ola- bilmesi için sadece bilinen dosyaların üzerine git- mek yetmez, sadece geçmiş dönemi sorgulayıp bırakmakyetmez... Bugün olup bitenlerle ilgili de hiçbir soru işareti bırakmamak gerekir! AKP hükümeti bunu yapabilir mi? Baştan yargılı olmayalım... Bu konudaki en te- mel kriter, dokunulmazlık! Milletvekili dokunul- mazlığı... AB sürecinin bütün gereklerini yerine getirmeyi düşünen AKP'liler bu konuda kamu- oyunu tatmin edecek bir açılım yaparsa, deriz ki; başlangıç fena değil! Sonuç olarak TBMM'de yeniden gündeme ge- len yolsuzlukların ne yazık ki "kurumlaştığını" gö- rüyoruz. Halen değişik aşamaları sürmekte olan "Neşter" operasyonunu da dikkate aldığımızda tablonun özeti şu: 1- Yolsuzluk artık utana- sıkıla yapılacak bir iş değil. Doğrudan yasaları zorlayarak, gerektiğinde değiştirterek, o da olmazsa çiğneyerek ayrıcalığı- nızı ortaya koyuyorsunuz! 2- Yolsuzluğa bulaşanlar kendilerini devlet ka- dar güçlü hissediyorlar. Yakalansalar bile pes et- miyorlar. Bir başka deyişle yolsuzluk, çok kazan- dıran bir sektör haline geldi. 3- Her nasıl olduysa mahkemeye çıkarılanlar, en az onları yargılayacak hâkim- savcı kadar yasa- ları biliyortar. İşin ilmini yapmışlar! 4- Rastlantı sonucu olsa gerek, yolsuzluktan yargılanan kişi muhalefet partisine yakınsa çok ağırcezaisteniyor, iktidar partisine yakınsa bunun tersi oluyor! Yine de kara gün kararıp kalmaz diyoruz, TB- MM komisyonunun çalışmalarını dikkatle izliyo- ruz... ankcum@ttnetnet.tr Kadmlara îrtica uyarısı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türk Kadınlar Bırliğı îzmir Şube Başkanı Şennin Akman, irticai girişimlere karşı kadınian uyanık ohnaya çağırarak, 'Bugünlerde imam hatip çıkışlı Tayyip'lere değil, kararlı, dürüst, laik, çağdaş, Atatürkçü, de\Tİmci liderlere ihtiyacmıız var' dedi. Ege Ordu Komutanlığı'nda görevli üst düzey komutan eşlerinin 10 öğrenciye aylık burs yarduru yapması amacıyla düzenlediği törende konuşan Akman, Ege Ordu Komutam Orgeneral Hurşit Tolon'un eşi Aylan Tolon ve İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu'nun eşi Meral Göksu'ya birer plaket verdi. Şarman'm Vüşvet davası' başladı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Batman Valisi, halen Merkez Valisi olarak görev yapan Salih Şarman'ın "rüşvet aldığı' iddiasıyla yargılanmasına Yargıtay'da başlandı. Dava, bazı tanıklann dinlenmesi için ertelendı. Şarman hakkındaki iddianamede, Batman'daki çok katlı otopark ihalesmi müteahhit Hamit tnal'a verme sözü karşılığında eşine Mercedes marka bir otomobil aldığı ileri sürülerek, Şarman'ın Türk Ceza Yasası'nın riişvet alma ile ilgili maddesinden mahkûm edilmesi isteniyor. Arabi'nin elyazmaları iade edildi • LONDRA (AA) - İngiltere'de Christie's müzayede salonunun bir kataloğunda keşfedilen Muhiddin İbn El Arabi'ye aıt elyazması, Türkiye'ye iade edildi. Konya'daki Yusuf Ağa Yazma Eserler Müzesi'nden çahnan eserlerden biri olduğu tespıt edilen elyazmasının, 3 Haziran'da Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'ne teslım edildiği öğrenildi. İlk eşcinsel düğiinü yapıldı • BRUKSEL (A.4) - Belçıka'da ilk resmi eşcinsel nikâhı, ülkenin Flaman kesimindeki Kapellen'de gerçekleşti. Marion Huibrechts (43) ve Christel Verswyvelen (37) isimli eşcinseller. Belediye'de yapılan nikâhla evlendiler. tki kadın, Belçika'da resmi nikâh yapan ilk eşcinsel çift ol- dukl?" • 4ün sabah gazetecilerden öğrendiklerini, 16 '1e yaşadıklannı söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear