22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 I—IAZİRAN 20O3 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 'Mnkovmm çomaksoktm." BtfMım, Iftı tfato Ç8U-ÇMUİC devrssMt! KonserEDüzce'nin Çiminli ilçesinde Malk Eğitim NAüdüriüğü Türk tasavvuf müziği kursu açıyor... Kurs brtince b»ir konser diüzenleniyor... llçede "imam" lakabıyia tanınan Milli Eğitim Müdürü Musa Çelik üzerinde cami resmi v « Atatürk'ün "Sanat g üzelliğin rfadesidir. Ru ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa rnüzik olur" sözünün bulunduğu konser davetiyesi dağıtıyor. Ç iminli Öğretmenler Lokali'nde düzenlenen konserde "tasavvuf müziği"nden şu örnekler seslendiriliyon Kuranı Kerim... Mevlit... Sabah ezanı... Mehter Marşı... Öğle ezanı... Suc mu? ei: 0.212.512 05 05 Faks: 0J212.512 44Elektrontk posta: denizsomecumhuriyetcom.tr www.<JefKzsom,com - Irak'ı ABD yönetecekmiş... "Amerika'nın son evaleti!" T ürkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir, demişti Türkiye'de "ay- dın" geçinen birisi... Haftalık analitik bülten ' 1 Jeo-Kritik bu sözün ne anlama geldiğini an- latan bir yorum yapmış... Ayrıntılannı "www.se- sar.com.tr" adresinden bulabileceğiniz yazıdan alın- tılar: "Temelde bu söz; Anadolu'yu Türksüzleştirme, Türkleri de millet bilincinden sıyırma operasyonunun bir parçasıdır... ABD-lngiltere-lsrail üçlüsünün Orta- doğu operasyonunun Anadolu topraklan üzerinde yaşanan 'Türksüzleştirme' operasyonunu iyi tahlil et- mek gerekiyor. Bu operasyonun üç ana kulvan bu- lunmaktadır: Sermaye Yabancılaşması: Operasyo- nun en kolay ıcra edilen ayaklanndan biridir. Pazar di- namikleri maskesi altında; 10 milyon dolarla borsa- nın oynatılabildiği, her köşe başına özerk kurullann hâkim olduğu bir ekonomide, geriye sadece gayri milli sermaye odaklaşması kalmaktadır... Türkiye'nin TÜPksüzleştirme üretim tabanının gayri milli odaklara devredilmesi sü- recinde en önemli unsurlardan biri finans sektörünün teslimiyetidir ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bu alanda bazıları için paha biçilmez bir rol oy- namıştır... Finanssermayesi alanındayapılan operas- yonun tamamlayıcı ayağı üretim alanında gerçekleş- mektedir ve bu alanda Türkiye burjuvazisi maalesef milli bir burjuva olmaktan çıkıp, küresel kraliyetçileri- nin taşeronu konumuna düşmüştür... Türkiye'nin ma- dencilik, tanm ve hayvancılık alanında geldiği nokta ise hiçbir örneği gerektirmeyecek kadar açık bir şe- kilde ortadadır. Sonuçta; Türkiye ekonomisi, komp- rador burjuvazinin kendisine verilen küresel görev çerçevesinde; yeıii sermayenin belirlenen çerçevede üretim yapmasını sağlamakla görevlendirilmiştir. Toplumsal Yabancılaşma: Türkiye, cumhuriyetin 80. yılına girilirken, ulus devlet olrna yolunda sürekli gerilemiş ve bugün gelinen noktada AB propagan- dası altında neredeyse nüfusunun üçte birini teşkil e- den bir etnik grup azınlık olarak kabul edilme nokta- sına gelmiştir...Türkiye yabancı istihbarat örgütlerinin rahatlıkla televizyon kanalı kurabildiği, partilerin içine sızabildiği, çeşitli fonlardan besledikleri kanaat önder- leri aracılığı ile toplumun önüne her türlü polemiği, kavramı ve tartışmayı sürebildiği ve devletin gözü önünde devletin aleyhine propaganda yapılabildiği bir psikolojik savaş sirkine dönmüştür. Coğrafi Yabancılaşma: Türkiye'de strateji üreten çevreler ve kurumlar üzerinde uygulanan yabancılaş- ma operasyonudur. Küresel kraliyetçilerin bizzat ken- di ağızlanndan ve/veya bunlann maşalannın ağzından duymaya başladığımız 'Türkiye'nin en önemli ihraç ürünü ordusudur' ifadesi bu yabancılaşmanın bayra- ğı haline gelmiştir..." Akrf Kökçe soruyon "Vergi ödemek yüz kızartıcı suç mudur ki, Maliye Bakanlığı'nın her yıl yayımladığı, en çok vergi ödeyenler listesinde bazı mükellefler adının açıklanmasını istemezler?" SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hatb erdincutku ' yahoo.com Manşetlerin seviyesi gittikçe düşüyor: ManSHITÎEP Bir öğretmen nasıl emekli edilmez? Afyon'un Çay Lisesi öğretmenle- rinden Süleyman Ekim'i anımsaya- caksınız... 1995 yılında, bir basın açıklaması ile enflasyon düşmezse intihar edeceğini bildirince başına gel- meyen kalmamıştı... Liseden ilköğre- tim okuluna sürgün edilmiş, kademe durdurma cezası verilmiş ama mah- keme karanyla da cezalan iptal edil- mişti... Süleyman Ekim, meslekte 25 yılını doldurunca ve sağlık nedenleri de ağır basınca 10 Mart 2003'te bir dilekçe verip emekliliğini istedi... 18 Nisan 2003'te de görevinden aynldı... Mayıs geçti, Haziran geldi, Süleyman Ekim'e ne emekli maaşı bağlandı, ne de emekli ikramiyesi ve sağlık karnesi ve- rildi... Ekim, dosyasının peşine düşün- ce sorunun 1995 yılında Çay Lise- si'nde düzenlenen evrakta olduğu- nu gördü... Çünkü dönemin okul müdürü, Ekim'in dosyasınagörevden uzaklaştınldığını yazmış ve o sıra ma- aş ödenmediğine karar verilmişti. Oy- sa Ekim maaşını alıyordu. Afyon Milli Eğitim Müdürlüğü de yanlış bilgi içe- ren dosyayı Emekli Sandığı'na gönde- rince Süleyman Ekim'in emekliliği çık- maza girmişti... Ekim, maaşında ke- sinti yapılmadığını belgelemek için üç dilekçe yazdı...Sayısız faks çektL.An- kara'ya defalarca telefon etti; Afyon Valiliği ile Çay ilçe Milli Eğitim Müdür- lüğü arasında sayısız kez gidip geldi... Yaklaşık yanm milyar lira masraf etti... Hâlâ emekli olmayı bekliyor... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCt Akçaabat'ın "Kimlikli Zaferi..." Karadeniz Bölgemızdeki eski mimari dokusunu yaşata- bilen en en eski yerleşmelerin- den biri de Akçaabat... Trabzon'un 35 bin nüfuslu bu güzel ilçesindeki gelenek- sel evleri gösteren fotoğraflar, bir süredir gazetelerde... Ne var ki bu kez hafta sonu eklerindeki gezi yazılannı ya da kültür ve çevre konulannı süslemiyorlar... Belki de ilk kez "spor sayfalan"nda ve hatta televızyonlardaki "fiıt- bol programİan''nda, mimar- hk ve kentsel mirasımızın öz- gün ömeklerine ait görüntüle- re deyerveriliyor... Çünkü, Akçaabat Sebat- spor, artık bir "süper ög" takı- mı... Gerçekten "sebat" reko- ru da denilebilecek bir çalış- kanlık ve disiplin içindeki ça- balan sonucunda, 4 yılda 4 kü- me yükselerek, bir Anadolu ta- kımı için yaşa- nabilecek en mutlu başan- lardan birini el- de etti... Sadece Ak- çaabatlılar ve Trabzonlular değil, tüm Ka- radenizliler ve aynı bölgemiz- le gönül bağla- n olan herkes bu sevinci pay- laşryor... Spor medyasını izle- yenlere de Ak- çaabat'ın nasıl bir ilçe olduğu, "eski evteriyte" tanıtılıyor... Tarihsel başvuru Bu yazının amacı ise Akça- abatlıların sadece bu başanla- nnı değil, belki de aynı zaferi hazırlayan "kentsevgflerinin'' bir ürünü olarak, Tarihi Kent- ler Birliği'ne (TKB) üyelik başvurulannı da kutlamak... Çünkü, heyecan verici ve anlamlı bir zamanlamayla, Akçaabat'ın futbol zaferi ile TKB'ye katılma süreci "aynı gûnlerde" gerçekleşti... Belediye meclisi 7 Şubat 2003 tarihli karanyla TKB'ye katılma karan aldı. Belediye Başkanı Şefîk Türkmen, bu karan 31 Mart 2003 tarihli bir yazıyla TKB'ye iletti. Mimar- lar Odası Trabzon Şubesi ve Başkanlan Bekir Gerçek, bu üyelik için gerekli koşul olan; "kültürel mirasın dununu ve korumaçabalan" konusunda- ki dosyalann hazırlanmasına destek verdiler. TKB Danış- ma Kurulu ve Encümeni bu dosyalan inceleyerek, başvu- ruyu "uygun görûşle" TKB Meclisi'ne iletti. 1 Haziran 2003 günü Bursa'da toplanan TKB Mechsı de Akçaabat Be- lediyesi'ni 11-13 Temmuz 2003'te Van'da yapılacak top- lantıda; "Geçmişten Geleceğe Akçaabat" konulu bir sunuş yapmaya davet ederek üyeliği- ni kabul etti... Işte, bir yandan bütün bu gi- rişimler ve kararlar için coşku- lu bir süreç yaşanırken bir yan- dan da Sebatspor umut ve ge- rilim dolu maçlarla sonuca u- laştı. TKB Encümeni'nin; "Evet, aranuzda olmalısınız.." demesinin ardından yaptığı son maçla da süper lig takım- lannm arasına katıldı... Karadeniz'in yüz akı TKBnin son meclisinde, ülkenin değişık bölgelerinden başvurulan uygun görülen 15 tarihi kentimızle birlikte üye- liğe kabul edilen Akçaabat, sade- ce 10 km. mesa- fede olduğu Trabzon'un ve hatta tüm Doğu Karadeniz'in şehircilikte de "yüz ala" sayı- labilir... Çünkü, tarihi mahalleleri olan Dürpinar ve Nefsipulatha- ne'deki kültür varlıklannın ya- nı sıra, özellikle geleneksel yer- leşme merkezini içeren ve 1988'de bütünüyle SlT gü\encesine de alınan ün- lü OrtamahaDe'sini, yıllardır doğal ve kültürel dokusuyla birlikte yaşatıyor... Bedri Rahmi'nin duygulu betimlemesiyle "zindan yeşi- K" yamaçlara gizlenmiş özgün Karadeniz evleri, taş kaplı es- ki yokuşlan, merdivenli so- kaklan ve meydancıklan; Rumlardan hatıra kalmış kili- se binalan; konaklan ve resmi yapılan ile bütün bu değerleri kucaklayarak yaşamlannı ay- nı dokuda sürdüren "güleç ve pembe \üzlü insanları". Ak- çaabat'a kimlikli ve görmüş geçirmiş bir yerleşme aynca- lığı kazandınyor... Şimdi bu ayncalık, Karade- niz kıyı kuşağının TKB'ye üye "iUi kenti" olmasıyla taç- lanırken aynı bölgede süper li- ge çıkan "ilk flçe" unvanıyla da doruğa tırmanıyor... Sebatspor hep süper kala- cak; çünkü Ortamahalle'siyle de birlikte artık hep "gerçek ve kimlikli Akçaabafın takımı olarak yaşayacak... Oekinci y cumhuriyetcom.tr ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI H A R B t SEMİH POROY semihporoy ı yahoo.com BULUT BEBEK NIRAYÇİFTÇI bulutbebeka hotmail.com Unicef- ar?yo...Yernei:7erm/n TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 4 Haziran TELGB4F TELLERIIÇIN.. 13OZ'D£ BUGÛN, İLK K£Z SAJAC SİS- TEMİYLE TOPGAt: ALT1NA TEUZEAF TBLİ DÖŞENHtEYE BA$LANM(ŞTl.. İMŞİLİZ kAÜHENDİSİ ALgeeT BAJAC 'IN İCAOI OLAU ALET, MOTORLU Big <4£AÇL/l Ç£Kİ- ; S(ÇA<- 8O-iÖOcm PE&NÜ6İMDB ÇUKÜ/S AÇIP, OTO_ MATİK OLARAK TBLİ YBGLEŞT' &.İYO&.OU. DiĞER PeueUMİŞ YOL- LAfSPAN ÇJOIC OAHA UGUZA TEL~ KAP TBLİ PÖŞEYEN ALET, BÜ- YÜK İLGİ TOPLAM/fT/.. TÇ FATİH 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DÜZELTME İLANI DosyaNo:200l'l996Tal. 21.05.2003 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan Basın: 24076 No'lu satış ilantnda, Satış şartlanmn 2. maddesının 3. sırasında: "...olup, atacı damga resmini ihale\e müteakip odemeve mecburdur. Saüş peşin para iledir_^ alıcı" yazılması gerekirken sehven yazılmadığı hususu tavzıhen ılan olunur. Basın Tashih TC KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2003 171 Vasi Tay Mahkememizce verilen 6.5.2003 tanh ve 2003 171 E, 2003'287 K. karar sayılı ilamı ile Ömer Naıl kızı, 1933 d.lu Saime Seniha Uygut ra- hatsızlığı sebebiyle 4721 s. TMK'nun 405. maddesı gereğınce vesayet altına alınarak kendisine kızı Şükran Kara vasi tayin edılmıştir. Keyfiyet ılan olunur. 6.5.2003Basın: 26794 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEDATEKMEN KİRALIK - SAJILIK DEVRE - MÜLK Bodrum - Turgutreis AVTA'da 16-31 Ağustos, 16-31 Mart 1-10 Kasım Cep: 0532 223 92 76 BEBEKTE YALI TERASI Imarlı, genişletme müsaadeli, 240 m.2 çekme kat sahibinden satılıktır. Tel: 0532 - 334 74 72 SATILIK 0T0 1998MODELTOYOTA SAHİBİNDEN SATILIKTIR Tel: 0 532 -287 52 73 PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Almanya Notları On gündür Hamburg'daydım. Çocuklanmı, torunla- nmı, dostlanmı gördüm. Bir gün de eski Cumhuriyet okurlannın yazılannı mutlaka anımsayacaklan arkada- şım Güner Yüreklik geldi Berlin'den. özlem giderdık. Acısıyla tatlıstyia eski günleri andık. Arada üç günlüğü- ne bir zamanlar Alman sanayiinin enerji ambarı olan Ruhr Havzası'na da indim. Duisburg'dan Dortmund'a kadar çok geniş bir bölgeyı kapsayan kömür maden- lerinden genye yalnızca yeni kuşaklar için artık hiçbir anlam ıçermeyen çelık kuleler, vinçler, bir de üzerleri- ne kat kat toprak dökülerek çimlendirilmiş kömür te- peleri kalmış. Hamburg da, Ruhr Havzası da çok değişmiş son on yılda Kentler yenilenmiş, dört bir yanda yeni yapılar yükselmiş, yollar yeşillenmiş. Insan bunlan görünce sosyal demokrat - yeşiller hükümetinin sosyal güven- lik ağını delik deşik etmek üzere aldığı önlemlenn ge- rekçelerinden haklı olarak kuşku duyuyor. Dev tekelle- rin, holdinglerin, sanayi kuruluşlannın, bankaların ya- yımlanan bilançolanda hep "arf/"gösteriyor. Iflaseden, çarklannı durduran irili ufaklı mağazalar, fabrikalar yok mu? Doğal ki var, fakat bunlann yerine daha büyükle- rinin açıldığı da bir gerçek. Mark'tan Euro'ya geçılirken parsayı toplayanlar da yine özel girişimciler olmuş. Söz- gelimi 100 Mark'lık bir ürüne 100 Euro etiketı koyunca ikiye katlayıvennişler girdılerını. Şimdi de tüketicilerin alım gücünün zayrfladığından yakınıyorlar. Sosyal de- mokratlar ise mal bulmuş Mağnbi gibi sanlmışlar bu ne- deni açık yakınmalara. Sendikalann kendılerinı hiçbir zaman terk etmeyecekleri, Hıristiyan Demokratlan des- teklemeyeceklerı varsayımından hareket ederek Al- man emekçilerinin yüz elli yılhk savaşımlannın ürünü olan sosyal güvenlik haklannı tırpanlıyorlar. Böylelikle büyük sermaye ile uzlaşarak, orta sınıflan kendi safla- nna çekerek ıktıdarlannı güçlendıreceklerini düşünüyor- lar. Başbakan Gerhard Schröder'in gınşımiyle geçen hafta sonunda toplanan olağanüstü Sosyal Demokrat Parti kongresınde onaylanan "2010 Takvimi" bu bağ- lamda tarihsel bır belge niteliğı taşıyor. Son on yıl ıçınde Almanya'daki Türklerin "yerieşik- lik" niteliği daha fazla belirginlik kazanmış. Birincı ku- şağa özgü bakkallık, manavlık, döner büfeciliğı, tadı- lat terzilıği, lokantacılık gibı okul eğitimı gerektırmeyen serbest uğraş alanlan ikinci kuşakla birlikte genişlemiş. Kalonfertesisatçılığı, oto tamircıliği, elektronik eşya ba- kımı, bilgisayar servisi gibı uzmanhk alanlannda artık çok sayıda ikinci kusakTürk'e rastlanıyor. Üçüncü ku- şağın ise hiç de azımsanmayacak bir bölümü üniver- sitelerde, liselerde, meslek okullannda eğitim görüyor. Onlann arasından yannın "Türk kökenli Alman" bılim adamlan, akademısyenleri, uzmanlan, sanatçılan çıka- cak. Adlannı sıkça duyduğumuz Vural Öger, Kemal Şa- hin gibi büyük işadamlannın, Ozan Ceyhun, Cem Oz- demir, Leyta Onur gibı polıtıkacılann ya da Fatih Akın gibi sanatçılann yanı sıra ünleri henüz Türkiye'ye ulaş- mamış daha birçok Türk kökenli, başanlı ışadamı, bı- lim insanı, sanatçı ve her meslekten düzgün insan ya- şıyor Almanya'da. Fakat tüm bunlar Almanlann "Türk imgesi"ne perdeli bakışını hâlâ düzeltememış. Orhan Pamuk'un Dublin'de aldığı edebıyat ödülü, Nuri Bil- ge Ceylan'ın Cannes Film festivali'nde kazandığı ba- şan Alman basını için hâlâ "haber" değerı taşımıyor. Al- man gazetecıleri, televizyonculan için varsayoksaTür- kiye'deki "insan hakkı ihlalleri". Türkiye söz konusu olunca, evrensel hukuk değerieri ile mesleki değerleri bir türlü dengeleyemiyor Almanlar. Fakat bu "perdeli bakış"m tek suçlusu onlar değil. Almanya'da kendisıni Türkiye'den bilinçli olarak ko- panmış ya da koparmak ısteyen "okur yazar" ağıriıklı bir kesim yaşıyor. Bu kesim oradaki varlıklannı Türki- ye'dekı olumsuzluklaria gerekçelendiriyor. Kafalann- ca, Türkiye ne kadar "kötü" olursa, onlann oradaki var- lıklan da daha fazla "haklılık" kazanacak. Bu nedenle ağızlannı açaraçmazTürk/ye'yı kötülemeye, yeni yurt- lannı, Almanya'yı övmeye başlıyorlar. Eğer karşılann- daki bir Alman ise bu yergilerin de övgülerin de dozu artıyor. Almanlann Türklere ve Türkiye'ye "perdeli ba- kışı" büyük ölçüde bu "sorunlu" kesimin yergı ve öv- gülenyle beslenıyor. Çok sayıda doktorun, mühendisın, öğretmenin, öğretim üyesinin, gazetecınin oluşturdu- ğu bu etkili kesim, ayn bir yazı konusu olacak kadar önemli. (e-posta: dkavukcuoglu ı superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Marmarisil- çesinde, Tür- kiye'nin en büyük orman yangımna da sahne olan, doğal güzelli- ğiyle tanınmış 6 birköy yeyö- 7 re. 2/ Özsu... "Şu dünyanın 8 — imiş kapı- 9 sı/Geldi geçti ak günümün hepisi" (Karacaoğlan). 3/Ça- 1 resiz, zavallı... Vila- 2 yet. 4/ Öğütülmüş ta- 3 hıl... tzmir'in bir ilçe- 4 si. 5/Elyazması kitap- 5 lann sonuna, güveden 6 koruyacağına inanıla- 7 rak yazılan ve tılsım- 8 h sayılan sözcük. 6/ 9 Fotoğraf duyarlığını belirtmekte kullanılan sayısal değer... Kuran'da bir sure. II Yahudilikte, bır yiye- ceğin dinsel amaçlara uygunluğu. 8/ Içi pamuk ya da yün vatka ile doldurularak dikilmış, döşemelik ya da giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş. 91 Dikişte kullanılan pamuk ipliği... Atlas Okyanu- su'nda, Portekiz'e ait takımada. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Marmaris-Datça arasında, doğal güzelliğiyle tanuımış bir koy. 2/ Içe doğmayla akla gelen ya- ratıcı duygu... Japonlann ulusal içkisi. 3/Hüküm- dar başlığı... San renkte ve tekerlek biçiminde bir peynir. 4/Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü... Eskrimde kullanılan üç silahtan biri. 5/ Genellikle Uzakdoğu ülkelerinde B vitamini ek- sikliğinden doğanbirhastalık. 6/"lnsan bir—mi- sali/Seni eken biçer bir gün'" (Karacaoğlan)... Uzaklık işareti. 7/Lityum elementinin simgesi... Yunan mitolojisine göre uçmayı başaran ilk insan. 8/ însanı istenmeyen seçeneklerden birini izle- meye zorlayan durum... Numaranın kısa yazılışı. 9/Erzincan'ın bir ilçesi.... Deriden sızan sıvı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear