22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HA3PAN2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 #\LLECR0 EVİN İLYASOĞLU 31. kez îstanbul festivalitstaıbd'dEyann akşam otuz biraıci kez festi- v a J açiışrrıncoşkusu yaşanacak. Bu yılki festi- v:aJın çok ontmlı bir özellıği, Istanbul'un güze- lirntanhi necânlannı değerlendiımesi. Beyler- t>e>i Sara}i, A)a Sofy~a. Aya Irini, Darphanei /Vrnire Yıldı: Sarayı... Saraylar, kıliseler,müze- ler... Belki öıümüzdekj yıl daha da genişler bu dagılın. Bıh;elere, açılc hava dinletilerine yayı- lıa-- Kücüksu&asrı'nın, Dolmabahçe Sarayfnın, Topkapı V.ikesı'nin bahçelerinde, Istanburun ilücyazndanegüzel kon_serleryapılabilir! Bukez Beyleneyi Ssrayı'nda, Gürer Aykal yönetimin- de-kı -aiık fertnalin sürekli orkestrası olan- Bo- r u s a n Filarmoni'yle yapılacak açılış. Tümüy- le Türk bestecilerini içeren açılış programı çok anlamLbirözellıktaşıyor. Nejat Eczacıbaşı nın onuncL ölûm yıldönümü dolayısıyla onun adı- na kortnuş bestecilik yanşmasında bu yıl birin- ci olan Yiğit Aydın' ın yapıtı, Hasan Ferid Al- nar'ın Prdüd' ve 'İki Dans'ı ve Nevit Kodal- ITnın Telli Turna'sı var Cuma akşamı ise Aya Sofya'nın mekânında ilk kez kapsaınlı bır konser düzenlenmiş. Boru- san Fılarmonı Orkestrası. tDOB korosu ve ünlü solocularla, missa, oratoryo ve requiem gibi formlaı seslendırilecek. Gürer Aykal, yıllar ön- ce, bir konuşmamızda hocası Saygun'u babası kadar sayıp sevdığini, bir başka konuşmada, Mo- z a r t ı ca babası kadar kendine yakın bulduğu- nu söylemıştı. Şimdi her ikı besteciyi de Aya Sofya'nın ilahi kubbesi altında birleştirecek. Saygunun Vunus Emre'sinden bölûmler ve Mozart'ın 'Requiem'i seslendinlecek. Yaşam boyu başarı ödülû Kodalirya tstanbul Festıvali bu yıl sinema festivalinde- ki gibi bir ödül uygulamasını müzik festivalin- de de gerçekleştiriyor: Yurtiçi ve yurtdışında klasik müzik alanına katkıda bulunan besteci ve yorumculara •yaşam boyu başarı ödiilii' ver- meye başhyor. îlk ödüle de bır Türk bestecisi- ni, Nevıt Kodallı'yı değerbulmuş. Nevit Kodal- lı (d. 1924), ikinci kuşak çoksesli müzik beste- cilerimizden. Onu 'Atatürk Oratoryosu',' Van Gogh Operasf, 'Telli Turna', 'Sinfonietta'. 'Güzelleme' ve 'Ebru* gibi yapıtlanyla tanınz. Kodalh Mersinli bir besteci. Orada doğmuş, yö- renin kültürünü özümseyerek büyümüş. Ulke- nin dört bir yanından pamuk toplamaya gelen iş- çilerin türkülerini bir teyp gibi kaydetmiş kulak- lanna. Mersin'de Türk halk müziğinin etkisin- de yetiştiği kadar, Levantenlerle eğitilip Batı müziğini öğrenmiş; halkevlerindeki dinletileri ve askeri bandonun konserlenni büyük bir me- rakla izlemiş. On dört yaşında Ankara Devlet Konservatu- van'nın Kompozisyon bölümüne yazıldığında ağabeyisinden aldığı derslerden viyolonsel çal- mayı ve beste yapmayı biliyormuş. Ve Mer- sin'deki tüm çocukluk yıllannın binkımini ge- lecek yıllarda kaynak olarak kullanmak üzere cebine koyarak yola çıkmış. Konservatuvarda Necil Kazım Akses, Ulvi Cemal ve Ferhunde Erkin gıbı seçkin müzikçilerle eğitilmiş. Özel- Hasan Ferid Alnar 1%, i • 31. Uluslararası îstanbul Müzik Festivali, yann Beylerbeyi'nde Gürer Aykal yönetirnindeki Borusan Filarmoni Orkestrası'yla açılacak. Gecede orkestra, Nejat Eczacıbaşı Bestecilik Yanşması'nda birinci olan Yiğit Aydın'ın yapıtını, Hasan Ferid Alnar'ın 'Prelüd' ile 'îki Dans'ını ve Nevit Kodallı'nın 'Telli Turna'sını seslendirecek. likle Akses gıbı yeni çağın dilıni kullanan bir bestecinin başyapıtlannı yaratırken, ona yakın bir öğrenci olarak bu sürece tanık olmuş. Dev- let sınavını kazanıp Paris"tekı Ecole Normale'e gidişi ve Arthur Honegger gibi yırminci yüz- yıl müziğine yön veren bir ustayla altı yıl çalış- ması da ayn bir şans. Atatürk Oratoryosu'nu daha Paris'teki öğren- cilik yıllannda tamamlamış. Cahit Külebi'nin "Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda" başhklı des- tanını oratoryo haline getınrken ozanla mektup- laşarak işbırliği yapmış. Kodallf nın bir başka şansı da yapıtlannın o günlerde dünyanın en ün- lü yorumcu ve topluluklar tarafından seslendı- rilmiş olması. Örneğin Carel Ancerl, Prag Sen- foni Orkestrası, Tibor Varga Dörtliisü, Her- man Scherchen, Darmstadt Opera Orkestra- sı vb... Türkiye'ye döndükten sonra hem konser- vatuvarda öğretmenlik yapmış hem de opera, tı- yatro, TRT, vs. gibi birçok kurumda yönetıcilık görevleri üstlenmiş. Nice kuruma yön verip, ni- ce koro kurup, nıce yapıt besteleyip, nice genç besteciyi yetiştirdikten sonra artık emekli olarak doğduğu kente dönmeye karar vermiş. Şimdi Mersinde yaşayan Kodallı, kentin tüm sanat et- kinliklerinı yürekten desteklıyor. Ve yeni bir ora- toryo üstüne çalışıyor: 'Hacı Bektaş Veli Ora- toryosu' Kodallı, Cumhuriyetten bu yana Türk müzik tarihinın canlı bir tanığı olarak bugün tüm müzik dallannı yeniden değerlendıriyor. 'Sanat müziği' deyimine tümüyle karşı Ona göre, Türk halk müziğine de telıf hakkı konarak sahip çıkılmalıydı. Herkes, sahipsiz bir ülke gibi, her müziği alıp kullanmamalıydı. Kla- sik Türk müziğine, Mesut Cemil'in dediği gi- bi, 'Tarihi Türk Müziği' denmesini uygun bu- luyor. Hele 'sanat müziği' deyimine tumüyle karşı. u Siz hiç Türk sanat resmi, Türk sanat şiiri diyor musunuz? Sanatsız müzik olur mu ki, böyle bir başlık koyuyorlar!" diye karşı çı- kıyor. Hele hafıf müzikte, defalarca yinelenen motifler içinde folklorun harcanmasına hiç razı değil. Ticari amaçla yozlaştınlan müziğimize çok yanıyor. Çünkü o ve onun kuşağı hiçbir kar- şılık beklemeden Atatürk'ün ışıttığı yolda öz- veriyle yürümüş kişiler. Bugün müzığimizın çoksesli, evrensel bir di- li varsa; bugün genç besteciler, yalnız klasik- cıddi müzik dalında değil, popüler müzik dalın- dakı hafif müzik bestecilerimiz de, çok karrnan- lı müzikle bir yerlere doğru ilerliyorlarsa, ilk ku- şak çoksesli bestecilerimizin, Nevit Kodallılann, hakkını unutmamak gerekir. Işte Nevit Kodallı Cumhuriyet müzik devriminin dimdik bir nefe- ri, yeni kuşaklann yol göstericisi olarak tKSV'nin 'ömür boyu başan' belgesini alıyor yann akşam. Çağımız müziğine yön veren en önemli bes- tecilerden birini, Luciana Berio'yu (1925- 2003) geçen günlerde yitirdik. Berio ile ilgili ay- nntılı bir yazıyı önümüzdeki haftalarda bu sü- tunlarda bulacaksmız. e: Geçen haftaki yazımın spotunda adı geçen Mustafa Erdoğan 'ın yazmm içeriğiyle ilgisi yoktur. Adı geçen kişmin yazı boyunca söz ettiğim Hakan Erdoğan olmasıgerekir. Diheltir, öziir dilenz. e\ini@ boun.edu.tr Türk opera sanatçısmın başarısı • Bariton Ünüşan Kuloğlu, Norveç'in Oslo kentinde 3 yılda bir düzenlenen ve opera dünyasının en büyük üç yanşması arasmda yer alan Kraliçe Sonja Yanşması'na katılma hakkını elde eden ilk Türk sanatçısı oldu. ANKARA (AA) - Türk sanatçılannın yurtdışında elde ettiği başanlara bir yenisi daha eklendi. 44 ülkeden 184 sanatçının katıldığı elemede 50 kişi arasına giren bariton Ünüşan Kuloğlu, Norveç'te yanşma hakkı kazandı. Kuloğlu, böylece Norveç'in Oslo kentinde 3 yılda bir düzenlenen ve opera dünyasının en büyük üç yanşması arasmda yer alan Kraliçe Sonja Yanşması'na katılma hakkını elde eden ilk Türk sanatçısı oldu. Geçen yıl da önemli opera yanşmalanndan Çaykovski Şan Yanşması'nda yan finale çıkma başansını gösteren ve dünyaca ünlü opera sanatçısı Tom Krause tarafından Ağustos 2002de Oslo'da yapacağı "master class"a (ünlü opera sanatçılannın sadece istedikleri öğrencilere ders verdiği özel sınıf) davet edilen Kuloğlu, bu eğitimin ardından 7 kişi içinden Oslo Vokenasen Kongre ve Kültür Merkezi'nde konser vermek için seçilmişti. Daha önce de Kraliçe Sofia Kraliyet Yüksek Müzik Okulu Alfredo Kraus Şan Akademisi'ne burslu olarak seçilen sanatçı, dünyanın en büyük opera ve konser salonlannda resitaller vermişti. Kraliçe Sonja Opera Yanşması, 14-22 Ağustos tarihlen arasında Norveç'in Oslo kentinde yapılacak. îzmir Devlet Senfoni Orkestrası 'nın 19 Mayıs kutlamaları çerçevesinde verdiği dinletinin konukları Okay Temiz ve arkadaşlarıydı ÖNDER KÜTAHYAL1 İZMİR - Zaman hızla akıyor. Göz açıp kapa- yıncaya dek dinletilerin sonuna ıgeldik. îzmir'in müzik kurumlan, mayıs ayımn ikinci yansında verdikleri "Bahar Konserleri" ile 2002-2003 mevsimini noktaladılar. İZDSO, 19 Mayıs kutlamalan çerçevesinde verdiği, Erol Erdinç'in yönettiği dinletisinde Okay Temiz ile arkadaşlannı konuk etti ve Te- miz'in "Kuzeyden Yansımalar" başhklı dizi- sini çaldı. Orkestramızın, haftamn son cuma din- letisini verdiği Bademler köyüne ben yine gide- medim. Sayın Müdür Kenan Gökkaya'nın an- lattığına göre sanatçılar coşkuyla alkışlanmış. DESO ise, 21 Mayıs akşamı Kültürpark Açıkha- va Tiyatrosu'nda bir "Bahar Konseri" sundu. İZDSO sanatçılanyla konservatuvar öğrencile- rinin desteklediği orkestrayı Devlet Sanatçısı Rengim Gökmen yönetti. Solocular, soprano Selva Erdener ve gitarcı Bekir Küçükay'dı. Selva Erdener, Turgay Erdener'in "Turku- az Şarkılar"ını söyledi. Başanlı bir soprano olan Erdener, zaman zaman hafif müzik biçemi- ne ya da Türk sanat müziği tekniğine yaklaşıyor ve şarkılan çok güzel söylüyor. Bu parçalar çağ- daş Türk müziğinin mutlu bir kazanımıdır. Hal- kımıza bestecilerimizi tanıtmak söz konusu ol- duğunda onlan "Cennet'e giden merdivenler" olarak nitelendirmek abartı sayılmamalıdır. Dinleti coşturucu ve heyecan vericiydi Dinletide Bekir Küçükay J. Rodrigo'nun gi- tar konçertosunu, orkestra da D. Şostakoviç'in "At Sineği" film müziğini seslendirdi. Sanatse- verler orkestrayı coşkuyla alkışladı; ancak ızlen- cenin biraz kısaltıhnası daha iyi olurdu. Son günlerin flaş olayı, bence, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın Aspendos'ta verdiği "Bahar Konseri"ni, 31 Mayıs'ta Efes Büyük Tiyatro'da. turistlerin ağırlıkta olduğu kalabalık bir dinleyici topluluğu önünde yinelemesidir. Orkestrayı Devlet Sanatçısı Gürer Aykal yö- netti. Dinletinin sanatseverler üzerinde bıraktığı etki. coşturucu ve heyecan vericiydi. Aykal, Er- kin'in "Köçekçe" süitini doğru tempolarla ve güzel cümlelendirmelerle seslendirdi. J. Brahms'ın 1 ve 5 sayılı Macar Danslan, 19. yüz- yıl duygusallığı ile Macar folklorunun kusursuz bireşimiydi. Sanatçı, P. İ. Çaykovski'nin "ttal- yan Kapriçyosu"nu oya gibi işledi. Baştaki il- ginç tema şarkısaldı. Serenat, Napoliten gibi bö- lümler Akdeniz sıcaklığını getirdi. Hızlı bölüm ise devingen ve teknik yönden kusursuzdu. Bernstein'in "Batı Yakasının Öyküsü", yapı- tın içeriğini başanyla yansıttı. M. Ravel'in ünlü "Bolero"su ise orkestranın çığ gibi büyüyüşü- nü en inandıncı biçimde sergiledi. 1999'da kurulan Antalya De\let Senfoni Or- kestrası dört yıl içinde çok gelişmiş. Topluluk, işini iyi yapan genç sanatçılarla dolu. Klarnetçi Elif Aksoy ile fagotçu Tolga Taviş'in sololan özellikle dikkati çekiyor. "Bolero"da trampet eşliğini çalan Saygın Güner de çok başanlı. Öte yandan flüt, obua, klarnet ve fagot ikilileri yu- muşak ve güzel tınlıyor. Yaylı çalgılar son dere- ce duygusal ve şarkısal. Baİar üflemelerin tınısı da kusursuz ve görkemli. Senfoni orkestralanmız, Vega'ya yönelen gü- neşler gibidir; halkımızı aydınlatıyorlar ve yol- lannı şaşınnaksızın, şimdikıne göre daha iyi yer- lere gelmeye çahşıyorlar. Onlan ekonomik ön- lemlerin dışında tutmak, kadrolannı vermek ve gelişmelerine yardımcı olmak gerek. Böylece çok şey kazanacağız. GÜZELİN ARDINDA BERTAN ONARAN Ziyatin Nuriev Geçende Moda'ya, Yurt ve Dünya Galerisi'ne uğradım; Türkân'cığım her zamanki sınırsız, koşulsuz sevgisiyle kucakladı beni. Yetinmedi, az sonra raftan bir kitap getirip armağan etti: Ziyatin Nuriev. Aynı haftanın sonunda, kitabın sergisi açıldı. Nilgün Şarman'la gittiğimizde, ummadığımız ek bir sevinç yaşadık: Nermi Uygur geldi. Sa- ğolsun, can dostlanndan Ekşioğlu getirmiş. Her zamanki tertemiz, gölgesiz coşkusuyla elimden tutup ağaç ya da merrner yontuların önüne götürüp coşkusunu paylaştı. Eve geldikten sonra, her fırsatta kitabı açıp bakıyor, Ziyatin'ın yaşam serüvenini yapıtlann- da çözmeye çalışıyorum. Kitabın başında, Akademi döneminden kara- kalem çizimler, alçıdan yapılmış Pehlivanlar, bazalt başlar var: bu yapıtlar, Ziyatin'in gördü- ğünü yansıtma yeteneğini eksiksiz ortaya ko- yuyor. 18. sayfadaki çamur başla 16. sayfadaki al- çı okul bitirme çalışması gördüğünü kendi ki- şiliğine uygun biçimde yeniden yaratmanın so- mut örnekleri. Fransız bilim adamlarından Henri Laborit, imgeleme karıştırıcı adını vermiş: belleğin, beynin çeşitli kesimlerinde biriktirdiğinin, ışık hızıyla birbirine eklenmesine, kaynaştırılması- na, yeni bir yorum biçiminde dile getirilmesine işte bu karıştırıcı izin veriyor. Ziyatin'deki bu karıştırma-kaynaştırmayete- neği kusursuz, kesintisiz işliyor; dolayısıyla, baktığı ya da zihninde canlandırdığı bir nesne- yi, insanı, başını, yüzünü, elini ayağını, kolunu bacağını istediği biçime sokabiliyor. Algılayıp yorumlama konusunda özgüveni öylesine büyük ki, Güvercinler bütünüyle sili- nip gidebiliyor, parmaklarının ucu bir alçı atkı- nın altında usulca gözüken insana dönüşüyor. Insanoğlu yeryüzünde iz bırakmaya başla- yalı beri kim bilir kaç kez yeniden yaratılmış Venüs, yontu sanatının bütün anlatım biçimle- rini kendinde toplayıp tam anlamıyla simgesel bir kılığa bürünebiliyor; hiçbir örgen doğadaki haliyle verilmiyor, hatta kimisinde kullanılan ge- reç, andesit işlenmiyor bile. Yontu sanatının bütün tarihçesini, denenmiş bütün anlatım biçimlerini sindirdiği besbelli; 43. sayfada, kendisini önünde dururken gösteren fotoğrafta birmermeryontusu var: Fısıltı. Mer- mer, bütün olarak bile bırakılmamış; yüz, bu- lunması gereken yere, şöyle belli belirsiz kon- durulmuş; ellerden biri kol olması gereken, he- men hemen işlenmemiş bir kitlenin içinden çı- kıp Meryem Ana'nınkine eş bir dinginlikle göv- deye yapıştırılmış; bacak-ayak olması gereken parça kopuk. Picasso'nun Afrikalı kara kardeşlerimizden ödünç aldığı anlatım, hem de yontuda, son sı- nırına vardınlmış. Kısacası, Ziyatin sayısız yinelemenin doldur- duğu görsel dünyamızda, yepyeni tatlar bula- cağınız, kendisi sessiz, gösterişsiz, alabildiği- ne coşturucu bir evren yorumcusu. Bilirsiniz, görsel sanatlarla ilgili yazılar, nes- nel dille sözlü dil arasındaki kopukluktan dola- yı, çoğunlukla laf salatasından öteye geçmez. Bereket, Ziyatin'in yöredaşı Mustafa Asher bu tatsızlığı bozmuş; Ziyatin Nuriev'in Sanatı başhklı yazısının sonunda diyor ki: Bence, Ziyatin'in yapıtlarını gören gözle- riyle de görebilenler aynı sonuca varırlar. Görünen doğal ya da yapay biçimlerden ay- nlan, kişilikli, yeni nesneler. Tekil ya da karma, herhangi bir sergide Ziya- tin Nuriev adını görürseniz, hemen koşun! sbonaran " hotmail.com/yahoo.com BUGUN • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZt'nde 'Kısa Film Günlcri 1 kapsammda 13.00'te 'Uyh'-dar. Öncc', 'Bizim Köyün Kadınları', 'M-Jtlu Aşk Yoktur', 'ilk', 'Dört', 15.00'te 'Seninle Konuşmak Çok Güzel', 'Çanılıbel Sarıkız Hayırı ve Homeros...', 'Muzaffer Muzaffer', 'Ebru', 'Beş', 'Cihan Burada" adlı kısa filmlerin gösterimleri: 21.00'de Adela Martin'in (piyano) konseri. (0 212 252 35 00) • NARDÎS JAZZ CLUB'da 21 30da ^ Kent Mete&Aydın Kahya Duo'nun ^ konseri. (0 212 244 63 27) " " • RUMELİHİSARTnda '3. Rumelihisarı Tiyatro Buluşmasf kapsammda 21.00'de Ortaoyuncular'ın 'Ferhangi Şeyler' adlı oyunu. (0 212 291 51 96) • YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT MERKEZt SERMET ÇİFTER SALONU'nda 18.30'da Ali Altuğ, Haldun Dormen'in konuşmacı olarak katılacağı 'Haldun Dormen' konulu karşı-laşmalar. (0 212 252 47 00) • İFSAK'ta 19.30'da Nurdoğan Rigel'in 'Bellek' konulu söyleşisi. (0 212 292 42 01) • İSTANBUL LtSESİ YENt BİNA KONFERANS SALONU'nda '12. Kültür Etkinlikleri Haftası' kapsammda 10.00'da tstanbul Lisesi Tiyatro Grubu'nun 'Yılanlar' adlı oyunu. (0 212 514 15 70) • İSTANBUL LtSESÎ KÜTÜPHANESt'nde '12. Kültür Etkinlikleri Haftası' kapsammda 10.00'da tstanbul Lisesi Öğrencilerinin 'E.T.A. Hoffmann'dan Seçmeler' adlı dinletisi. (0 212 514 15 70) • tSTANBUL LtSESİ KONFERANS SALONU'nda 11 30da tstanbul Üniversitesi Öğretim Elenıanlan'nın 'Kısa Metrajlı Filmler' adlı gösterimi. (0 212 514 15 70) • tSTANBUL LtSESt BAHÇESt'nde 20.30'da Sergio Leone'nin 'İyi, Kötü, Çirkin' filminin gösterimi. (0 212 514 15 70)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear