25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2003 ÇARŞAMBA HABERLER Trabzon Belediyesi'nin kültür merkezlerindeki pisuarlar, İslama uygun olmadığı için kaldınldı AKP tuvaletiere el atüAHMETŞEFİK TRABZON - AKP'li Trabzon Belediyesi'nin kültürmerkezleri tu- valetlerindeki pisuarlan kaldınna karan kentte tartışma başlattı. Be- lediyenin "pisük yaratüğı" iddi- asıyla pisuarlan kaldırmasını eleş- tirenler, karann asıl gerekçesüıin "ayakta ihtiyaç gkkrmenin günah olarak kabul edümesi" olduğunu savundu. Uygulamadan haberdar olma- dığını belirten Belediye Başkanı M- yazi Sürmen, durumun en kısa za- manda en iyi şekilde düzeltilece- ğini açıkladı. Trabzon'un toplan- tı, konferans ve benzeri hizmetler için en çok kullarulan mekânı olan Hamamizade Ihsanbey Kültür Merkezi ile kültürel etkınliklerin gerçekleştirildiği Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi tuvaletlerindeki pisuarlar söküldü. 'Başka çaremlz yoktu' îddialan yanıtlayan Trabzon Be- lediyesi Kültür Müdürü Settm Çe- lenk, pisuarlann pislik yuvasına dönüştüğünü ve koku yaptığı için kaldırma karan aldıklannı savun- du, bu kararda "giinah" gibi bir ola- yın asla düşünülmedığini, fetva verecek kurumun Diyanet Işleri Başkanlığı olduğunu söyledi. Çelenk, "Kültür merkezlerine 50 yaşuıda da, 5 yaşında da insan getip aynı pisuarlan kullanryor. Bu abes bir durum. Ya buralan okul faafiyetierine kapatacaktıkya da pi- suarlan kaldıracakük. Son çare olarak bunu yapük" dedi. Trabzon Belediye Başkanı Sür- men, Cumhuriyet'e yaptığı açık- lamada, tuvaletlerden pisuarlann sökülmesinden haberdar olmadı- ğını açıkladı. Konuyu incelediğini, daha çok küçük çocuklann pisuarlan rahat kullanamaması ve temizlik gerek- çesiyle böyle bir uygulamaya gi- dildiğini belirten Sürmen, Hama- mizade thsanbev Kültür Merke- Trabzon'un toplann, konferans ve benzeri hizmetler için en çok kullanılan mekânı olan Hamamizade lhsanbey Kültür Merkezi ile kültürel etkinnklerin gerçekleştirildiği Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi tuvaletlerindeki pisuarlann sökülmesine İHD tepki gösterdi. Olay, belediye meclisinde de tarnşıkh. zi'ni yenileyeceklerini, tuvalet so- rununu da en çağdaş biçimde çö- züme kavuşturacaklannı söyledi. Insan Haklan Derneği Trabzon Şube Başkanı Sinan Kutay ise ka- ran eleştirerek "Çağdaş olmayan bir anlayış kentlere egemen küm- maya çahşjhyor" dedi. Kaldırmak cözüm deflll' Sökülen pisuarlann yerine konul- ması gerektiğini, pislik ve koku sorununun belediye tarafindan çö- zümlenmesi gerektiğini ifade eden Kutay, "PMikoluyordiyepisuarkal- dınlır mı? Orada çahşanlann gö- revi nedir? Pislikve koku ohryor di- ye bütün tuvaletler kaldınİabiür mi? Böyle bir anlayış kabul edüe- biBr mi?" diye sordu. Eski belediye başkanlanndan Orhan Karakullukçu da kültür merkezlerinin Trabzon'un vizyo- nu olduğunu, uygulama ile kentin onuruyla oynandığmı ifade etti. Olay, belediye meclisinde de tar- tışıldı. Meclis üyesi Hasan Cö- mertvatandaşlann gereksinimine göre düzenleme yapılması gerek- tiğini belirtirken tsa Gûney, "Te- mizük sonınu varsa çözüm kaldır- mak mı?" dive sordu. Komisyon, uçak ahmlanna ilişkin iddialan araştınyor THY'ye yolsıızhık incelemesi Haber Merkezi - TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komisyo- nu'nun, bazı yolsuzluk ıddıalannı açıklığa ka- vuşturmak üzere Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürlüğü'nde inceleme başlattığı bil- dirildi. CNN Türk televizyo- nunun haberine göre, komisyonun özellikle uçak ahmlanna ilişkin iddialar hakkında bel- ge topladığı belirtildi. Yolsuzluklan Araş- tınna Komisyonu'nun yolsuzluk iddialannı araştırmak üzere hafta başında tstanbul'a uz- manlardan oluşan bir heyet gönderdiği ve he- yettekilerin THY yet- kilileriyle görüşerek iddialan açıklığa ka- vuşturmaya çalıştığı belirtildi. Uzmanlann özellik- le Türk Hava Yollan tarafindan yapılan uçak ahmlanna ilişkin bazı iddialan araştırdığı ve konuda bilgi ve belge toplamaya çalıştığı bil- dirildi. Komisyonun aynca Tuzla'ya bağh bir bel- dede yaşanan imar yol- suzluklanna ilişkin de uzman heyeti gönderdi- ği belirtildi. THY 23 Mayıs'ta borsaya gönderdiği açıklamada, Boeing fir- masından 26 adet kesin siparişli uçaklann tes- liminin tamamlandığı- nı, 23 adet opsiyon uçak ahmında ise alınmış ka- rar bulunmadığını bil- dirmiştı. ATEŞ'TEN İLGİNÇ GEREKÇE: Erdoğan f la ilgili komisyona başvuruyok ANKARA(Cumhu- riyetBürosu)-TBMM Yolsuzluklan Araştır- ma Komisyonu'nun CHP'liüyeleri, özellik- le tstanbul ve Ankara belediyeleri ile ilgili yolsuzluk savlanna "dokunulmamasına" tepki gösterdi. Komis- yonun bugün yapaca- ğı değerlendirme top- lantısında bu konunun tarüşılması bekleniyor. Komisyon Başkanı Az- mi Ateş, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan' m Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki iha- leler nedeniyle yargı- landığı dosyalann ko- misyon gündemine ahnmamasıyla ilgili olarak "bu konuda baş- vuru vapdmamasını" gerekçe gösterdi. Komisyon içinde oluşturulan alt komis- yonlar raporyazımça- uşmalannı sürdürürken, CHP'lilerin bazı konu- larda muhalefet şerhi koyması bekleniyor. CHP'liüyeler,"Bakan- lddardan,çeşitM kurunv lardan bilgi ve belge is- teniyor. Istenbul,Anka- ra bdedhelerrvie ilgili hiçbir dosya gelmiyor* diyerek rahatsızlıklan- nı dile getirdi. CHP'li üyeler, bugün yapıla- cak değerlendirme top- lantısında rahatsızlık- lannı dile getirecek. Ateş'in iddiasının tersine komisyon, geç- miş dönemde Meclis soruşturma komisyon- lannca soruşrurulan dosyalar ile halen yar- gıda bulunan konulan gündemine almaktan kaçınmadı. Erdoğan'ın dosyalan konusunda ise CHP milletvekillerinin dışında, AKP milletve- kili Emin Şirin tarafin- dan da girişimde bulu- nulmuştu. Emin Şirin; Albayraklar, IGDAŞ gi- bi dosyalann da komis- yon tarafindan incelen- mesi için yazıh başvu- ruda bulunmuştu. Ateş, komisyonun bu hafta eski Enerji Baka- nı Cumhur Ersümer ile eski Bayındırlık Ba- kanı Koray Aydın ve eski BOTAŞ genel mü- dürlerinden Nevzat Ar- seven'i dinleyeceğini bildirdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, îslamabad'da, Pakistan Mec- lis Başkanı'na ilginç bir soru yönel- tiyor: "Neden sokakta kadın yok?" Aslında bu soru her Avrupa'dan dönüşte benim de kafamı kurcalı- yor. Çünkü Avrupa ile karşılaştınl- dığındaTürkiye'nin sokaklan da ko- yu renk elbiseli erkeklerle dolu. Gö- zümüz alıştığı için fark etmiyoruz. Avrupa'yı gezip dönünce bu man- zara insanın gözünü rahatsız edi- yor. Pakistan'a ya da daha doğuda- ki başka bir ülkeyegidincedeTür- kiye ile o ülkeler arasındaki fark gö- ze çarpıyor. Buna tabii Rusya, Er- menistan gibi Hıristiyanlann çoğun- lukta olduğu ülkeleri pek dahil ede- meyiz. Daha yeni döndüğüm Ermenis- tan'da Türkiye ile karşılaştırıldığın- da gelirfarkları nedeniyle Ermenis- tan aleyhine pek çok görüntüye rastladım. Ancak kadınlar Ermenis- tan'ın günlükyaşamındaoldukçaet- kinler. Her yerde onları görmek mümkün. 'Neden Sokakta Kadın Yok?' Tayyip Erdoğan yerinde bir soru soruyor. Ancak Pakistan Meclis Başkanı'nın, "Meclisimizde yüzde 33 kadın kotası var" cevabı karşı- sındaki tutumu ise işin özünü he- nüz içine sindiremediğini gösteriyor. "Eşityarış olmalı. Bence kota hak- sızlık" diyor Erdoğan. Işte asıl sıkın- tı burada başlıyor. Eşityanş nasıl ola- cak? Türkiye'de, taşınmaz mallann yüz- de 94'ünün erkeklere ait olduğunu istatistiklerden öğreniyoruz. Çalı- şanların da çok büyük yüzdesi er- kek. Erkekler ekonomik olarak bü- tün musluklan tutmuşlar. Bunun so- rumlusunun kadınlar olduğunu söy- leyebilir miyiz? Türkiye'de hâlâ birçok aile kız ço- cuğunu okula gönderrnek istemiyor. Kız çocuklannın ne büyük mücade- leler vererek okuma olanağını elde ertiklerini biliyoruz. Böyle bir ülke- de, "eşityanş olmalı" demek, kap- lumbağa ile tavşanın yarışını sa- vunmak demektir. Türkiye'deki dogmatik Islamcı- ların da kadınların sokağa çıkma- sından pek memnun olmadıklannı biliyoruz. Islamcılar tarafindan ka- dın konusunda yazılmış birçok ki- tapta kadınların sokağa çıkması- nın ne kadar zararlı olduğu anlatı- lıyor. Kadının çalışmasının topluma verdiği zararlar konusunda ciltler dolusu kitap okudum. Bu tutucu düşünce, Islamcı çevrelerde geç- mişte çok rağbet görüyordu. Sonun- da Islamcı kesimin kadınlan da kar- şı çıkmaya başladılar. Tayyip Erdoğan'ın çıkışı, kendi içinden geldiği kültür açısından ye- ni bir durumu ifade ediyor. Bunu modern bir yaklaşım olarak da ka- bul edebiliriz. Ancak bu tutumun başka anlayışlarla sürdürülmesi ve desteklenmesi gerekiyor. "Eşitya- nş olmalı" sözcüğü Türkiye'de ti- pik bir erkek tepkisi. Bu konuda yalnızca Islamcı gelenekte değil, en modern akımlarda bile benzer bir tutum söz konusu. Sosyalistlerin ve sosyal demok- ratlann yer aldığı birçok toplantıda kota konusunu gündeme getirdi- ğimde erkek solcularla öylesine kı- yasıya bir tartışmaya girmek zo- runda kalıyorum ki... Çok ilginç ola- nı bu tartışmalar sırasında aynı si- yasi çizgide olan kadın ve erkekler tamamen ikiye bölünüyorlar. Erkek- ler "pozitifaynmcılık" dediğimiz ka- dın kotası konusuna karşı çıkıyor- lar. Kadınlar ise haklı olarak kotayı savunuyorlar. • • • Kadınlar konusunda pozitif ay- rımcılık olmadan bu sorun çözüle- mez. Çünkü erkekler ellerindeki ekonomik, siyasi ve sosyal güçle si- yasi mücadelede kadınlan her an ge- ride bırakabilme olanağına sahip- tirler. Kadın, çocuk bakımını, ev iş- lerini otomatik olarak üstlenmek zorunda kalıyor. Bu nedenle onun siyasete ayıracağı zamanla, erke- ğin ayıracağı zaman arasında bü- yük bir fark oluşuyor. Ekonomik güç de büyük ölçüde erkeğin elinde ol- duğu için kadının inisiyatif göster- mesi o kadar kolay değil. Burada mutlaka kadının lehine bazı olanaklar yaratılmak zorunda. öyle olmazsa kadınlar siyasette ve toplumsal yaşamda göstermelik ol- maya devam ederler. Sokaklar da gri elbiseli, bıyıklı adamlardan ge- çilmez. Tayyip Erdoğan, Türkiye'den Pa- kistan'a gidince karşılaştığı görün- tüden belli ki rahatsız olmuş. Aynı karşılaştırmayı Batılı ülketerden Tür- kiye'ye döndüğünde de yapabilir. Pakistan'daki yüzde 33'lük kadın ko- tası önemli bir adımdır. Umanz, Tür- kiye'de de siyasi partiler benzer bir kotaya yönelirler. O zaman sokak- larımız, Meclisimiz, toplumsal yaşamımız erkek görüntüsünden birazcık olsun kurtulur. % 48.75 °/o 45.80 % 34.50 O/O 48.98 /o 44.50 % 39.23 Talep edeceğiniz diğer vadelerdeki hazine bonoları için de şubelerimiz hizmetinizde. Belirtilen faiz/fiyatlar piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir. OYAKİBANK 444 0 600 www.oyakbank.com.tr Hazine Bonosu alım-satım ışlemlerinizı Oyak Bank Internet Şubesı ve Müşterı lletışım Merkezı'nden de yapabilırsiniz. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Fantezi Fabrikaları Pazar günü, tam ABD'nin Uluslararası Ceza Mah- kemesi'ne (UCM) karşı sürdürdüğü kampanyayla ilgili biryazı okurken, e-postadan, A. Altan ın "So- ğuksavaş bitti, dünya 'globalizm' denilen birbü- tünlüğe, hukukun ve ekonominin yerel ölçülerden kurtularak evrenselleştiği bir döneme doğru yol al- maya başladı" saptamalannı içeren biryazısı çık- tı. Yazıyı gönderen dostum diyordu ki:"... Buadam bilerekyapıyor bunlan." Ben Altan'ın niyeti üzeri- ne biryorum yapamam. Ama o anda oluşan ironi- yi de ziyan etmek istemiyorum. Hangi evrenseHik? "Hukukun ve ekonominin (...) evreselleşmeye başladığı" savı "globalizm" ve "ulus devlet bitti" söylemlerinin bir bileşeni. Bu sav, Yugoslavya'nın parçalanması sırasında üretilen "uluslararası top- luluk", "insani nedenlerle askeri müdahale" kavramlarıyla güçlendirilerek yaygınlık kazanmış- tı. Pazartesi günü Lahey'degöreve başlayan UCM bu ortamda, yerel mahkemelerin bakmakta aciz kal- dığı, "savaşsuçlan", "soykınm" vb. konularla ilgi- lenmek amacıyla gündeme geldi. 60'tan fazla ülke bu mahkemeyi kuran kararna- meyi imzaladı. Ama ABD, önce imzasını geri çek- ti, sonra imzalamış ülkelere imzalannı çekmeleri için, henüz imzalamamış olanlara da imzalamamalan için baskı yapmaya, rüşvet teklif etmeye, cezalandır- makla tehdit etmeye başladı (77re Observer 15/06); geçen yıl da "UCM tarafindan tutuklanacak ABD personelinin kurtanlması için 'gereken tüm yöntem- lerin' kullanılacağını" söyleyen ve dünyada hemen "Lahey işgal yasası" unvanı kazanan bir yasa çı- kardı. ABD, bir taraftan tüm devletleri "terorizme kar- şı evrensel bir savaşta" yanına çağırıyor, diğer ta- raftan, "evrensel bir mahkemeyi" engellemek için elinden geleni yapıyor. Bu çelişki, ABD'nin, "Bana kimse hesap soramaz" anlayışından kaynaklanı- yor. Rumsfeld'in vurguladığı gibi, "Bugün küresel çıkahan olan tek ülke ABD'dir". ABD bu çıkarları savunurken, örneğin Irak'ta bir katliam yapmak durumunda kalırsa (ki geçen hafta bunlardan biri gerçekleşti) personelinin "savaş suçlusu" olarak yar- gılanmasını istemiyor. özetle evrenselleşen hukuk değil ABD'nin iradesı! Hukuk mu dediniz? Halbuki, evrensel bir hukuk kurmayı amaçlayan bir sürü anlaşma var. Örneğin Balistik Füzeler An- laşması, Nükleer Test Yasağı, Kyoto Protokolü ve savaşlann kurallannı düzenleyen Cenevre Anlaş- ması. Bush Hükümetı balistik füzeler anlaşmasın- dan çıktı. Test yasağı anlaşmasını onaylamıyor. Ce- nevre Anlaşması'nı ise Irak savaşı sırasında, esir- leri teşhir ederek, işkenceye göz yumarak, hatta ABD basınına bakılırsa kendisi yapmasa bile örgütleye- rek, savaşta sivilleri sakınmayarak, gazetecileri he- def alarak birçok kez ihlal etti. ABD bugün küresel yönetişime ilişkin, evrenselliği olan tüm anlaşma- lardan teker teker çıkarak, uluslararası hukuk dü- zenini yıkıyor, giderek hukukun değil şiddetin ege- men olduğu bir ABD imparatorluğu inşa ediyor. Bu yüzden, Iran'da meşru bir hükümete karşı protes- to gösterilerini desteklerken, Irak'ta sokak göste- rilerini yasaklıyor, işgale karşı çıktığına inandıklan- nı yargılamadan infaz edebiliyor. Işte bu yüzden, Bush Hükümeti'nin akıl hocala- rı, evrenselleşme fantezisinin bir diğer bileşenini, uluslararası NGO'ları (sıvil toplum örgütleri) da he- def almaya başladılar. Yeni-muhafazakâriarın ön- de gelen kurumlanndan The American Enterpri- se Institute ve Federalist Society for Law and Public Policy, "ilerici" ve "liberal" gündemleri olan ve "küresel yönetişim" düşüncesini destekleyen NGO'ları izlemek için yeni bir WEB (www.NG0- Watch.org) sayfası kurdular, Bush yönetiminin 24 üst düzey yetkilisinin de desteğini aldılar (The Asia Tıme). "Globalizm"denen "bütünlük", "ekonominin ve hukukun yerel ölçülerden kurtularak evrenselleş- tiği" iddialan, 1990'larda çevre ülkeleri, merkezin, kriz yönetim modeline bağlayan birer fanteziydi- ler. Artık merkezin de parçalandığı, ABD'nin impa- ratorluk atağına kalktığı 2000'li yıllarda, bu iddialar ne yazık ki düpedüz yalan! Foucautt, L'Archeolo- gie du savoir (Bilginin Arkeolojisi) çalışmasında, bir önermelergrubununyaygınsöylemhalinegelebil- mesi için kendi içinde tutariı olması gerekmediği- ni vurgular. Önemli olan onlan yayacak bir siste- min varlığıdır. Sanınm Altan da böyle bir sistemin parçası ve "evrenselliğe" ilişkin fantezilerde, ger- çekler tarafindan yadsınsalar bile işte böyle yay- gınlık kazanabiliyor... Balıkçı'nın davası bugün Katflleri 8 aydır yakalanamıyor • EMO, kaçak elektriğe karşı mücadele yürüten, ÇEAŞ'a karşı ilk davayı açan ancak daha sonra öldürülen Balıkçı'nırı katillerinin yakalanamamasını kmadı. ANKARA (Cumhu- mesinden hemen son- riyet Bürosu) - Kaçak ra tetikçiler Yılmaz elektriğe karşı müca- ÇakmakveŞehmuzTa- dele yürütürken öldürü- şan yakalandı. Ancak len Elektrik Mühendıs- olayuı arkasındaki Ze- leri Odası (EMO) Ada- ki Akkoyun hâlâ orta- naŞubesi'nineskisek- da yok. Zeki Akko- reteri ve TEDAŞ Şan- yun'un sahiplerinden lıurfa Müessese Müdür olduğu fabrika ükır tı- Yardımcısı Hasan Ba- kırçahşıyor.Eşininmü- hkçının katilleri 8 ay- cadelesini sürdürmeye dır yakalanamıyor. çahşan Şengül Balıkçı Balıkçı cinayetiyle il- isctehditlerahyor" de- gili ikinci duruşma bu- nildi. TEDAŞ yetkilile- gün Şanlıurfa Adliye- rinin kaçak elektrik kul- si'nde yapılacak. lanımıyla mücadele EMO'danyapılanaçık- eden Balıkçı'nın du- lamada, Balıkçı'nın ruşmasınamüdahilbi- Adana TEDAŞ'ta ka- le olmadığına işaret edi- çak elektriğe karşı mü- len açıklamada, Balık- cadele yürüttüğüne işa- çfnın temiz toplunun ret edilerek "Hasan vekamuhaklannınko- Bahkçı'nın lSEkim'de runmasının simgesi ol- Şanlıurfa'da öldürül- duğunu belirtildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear