22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2003 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli B B B B A A A A 30 35 30 31 35 36 36 34 Zongulûak B 23 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas B B B B B B B B 25 26 25 24 30 30 29 28 Adana B 34 B 35 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 31 35 36 34 34 27 22 Y 23 Yurdun doğu kesım- lerı parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz'ın doğusuıleDoğuAna- dolu'nun kuzeydoğu- su sağanak ve gökgü- rültülüsağanakyağış- lı. diğer yerler az bu- lutlu ve açık geçecek, Hava sıcaklığında önemli bır degişıklik olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y B B B B B 22 18 18 22 22 25 26 23 Münih Y 24 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y B Y B B B B 2b 37 35 30 36 30 32 33 Y 28 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre Y B Y B Y B Y B 19 26 20 29 26 26 16 35 B 33 Taşkefit Tahran ! Sısiı BulutJu > Çok bulutıu . Yağmoru Cİ_3Karîı > Siılu kar > Gok gürultulü G U N C E L CÜ1VEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Papandreu. uluslararası toplantılarda bizimki- lerin sırtını okşuyor. Türkiye'nin AB üyeliğini sa- vunanların başında geldiği izienimini veriyor. Sir- taki oynuyor, rakı içiyor, Istanbul'u ziyaret ediyor. Cem Ipekçi'ye Ismail, Gül'e Abdullah diye hi- tap ediyor. Bu candan, gönülden izlenimi veren gösteriler sürüp giderken; Atina basını birdenbire bir yılda Türk savaş uçaklarının Ege'deki "ihlallerin" yüz- de 220 arttığını, geçen yıl mayıs ayında sayısı 11 olan "it dalaşının " bu yılırı mayıs ayında 146'ye u- laştığını öne süren yayınlara girişti. Her zaman olduğu gibi, çamurlaşmanın ölçü- sünü yine kaçırdılar. îki Türk F-16'sının Yunan Olimpic Hava Yollan'na ait yolcu uçağına tehlike- li biçimde yaklaştığını yazdılar. Atina'nın önde giden gazetelerinden Eleftero- pia "Generallerin emriyle Ege'de kabadayılık" başlığını kullanıyor. TSK'ye Brüksel'den Atina'ya (son zamanlarda ABD'ye) kadar uzanan "vurun" dalgasını Yuna- nistan Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullanıyor. Yunan medyasındaki kampanyanın gerçek kay- nağı ortaya çıkıyor. Savunma Bakanları Papan- doniu, Türkiye'de iktidarın "askeıierde olduğunu" öne sürüyor. Dışişleri Bakanları Papandreu'dan asıl amacı belli son irdelemesinde: "Türk-Yunan ilişkilerinde sorunlaryaratmayı ar- zu edenler var" diyor. Küstahça bir nota veriyor. Yunan hükümeti bir süredir resmi açıklamalar- da Türk hükümetine yönelik en ufak eleştiriye yer vermezken gerek Ege'deki uçuşlar gerekse Türk-AB ilişkilerinde TSK'ye karşı açık tavır ser- giliyor. Simitis hükümeti hava sahası ihlallerini AB plat- formuna taşıyor. Papandreu, Yunan yolcu uçağına sözde tacizi, AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üye- si Günther Verheugen'e götürüyor. Yunanistan, uzun vadeli planın ilk hamlesini sanki ilk kez oluyormuş gibi it dalaşını bahane ederek AB'de gündeme getiriyor. AB'nin Yunan savlarına ilerleme raporunda yer vermesi uzak bir olasıhk değil. Bizimkiler ne yapıyor? • • • Genelkurmay Başkanlığı, Yunan savlarının tah- rik politikasının eseri olduğunu açıklarken; Yuna- nistan'ın planlı programlı siyasetine hemen karşı çıkması, askerlerden önce daha sert biçimde ya- nıt vermesi beklenen, beklenen de değil gereken Türk hükümeti... AKP emrinde geleneksel Türk dış politikasın- dan uzaklaşan Dışişleri Bakanhğı... Su-su-yor... Hükümetin konunun önümüzdeki günlerde AB Komisyonu sınırlarını aşarak üye 15 devlete ya- yılmasından kaygılandığını gösteren haberleralı- nıyor. AB düşüyle yatağa girip, üyelik düşüyle uyanan bu hükümet, bugün yarın uyanır mı, bilmek zor, kestirmek zor. Ertesi günü söylediklerini kıvırdıkları için inan- mak da zor. • • • ilk bakışta Atina, Ege'deki olayları AB'ye götü- recek mi? Atina'nın birden başlattığı kampanya asıl amacın bir öncüsü değil mi acaba? Gerçekçi olalım. Atina, 2004'e hazırlanıyor. Hel- sinki'de üyeliğimize yeşil ışık yakan metinde Tür- kiye'nin komşularıyla arasındaki sorunları, (Kıb- rıs'ın dışında) özellikle Yunanistan ile ilgili sorun- ları iki ülkenin aralarmda sonuçlandırmalarına işa- ret edilmişti. 2004 sonuna dek sonuç alınamazsa -Yunanis- tan'ın baştan beri isteği doğrultusunda- Ege so- rununun Lahey Adalet Divanı'nda ele alınması öngörülüyordu. Atina'nın Ege olaylarının ilerleme raporuna gir- mesine yönelik çabalarını bu açıdan değerlendir- mek gerekmiyor mu? PlLOT YAŞAMINI YİTİRDİ Yangın söndürme uçağı düştü ÎZMİR (AA) - îz- mir'in Aliağa ilçesine bağlı Güzelhisar ve Sa- murlu köyleri arasında- ki ormanlık alanda çı- kan yangını söndürme çahşmalanna katılan Türk Hava Kurumu'na ait M-18 Dromader tipi uçak su bıraktığı sırada düştü. Kazada pilot Se- lim Yıldız hayatını kay- bederken, uçağın Türk Hava Kurumu-Türkku- şu'na ait olduğu ve Or- man Genel Müdürlü- ğü"nce yangın söndür- me çalışmalannda kul- lanıldığı belirtildi. Yangının Ayşe Çakır adlı yurttaşın ekmek yapmak amacıyla yak- tığı ateş sonucu çıktığı belirlendi. Çakır gözaltına alındı. 20 hektarlık alanda etkili olan ve rüzgânn şidde- tini arttırması nedeniy- le büyüyen yangın kontrol altına alındı. 'Örümcek gören bana dönüyor' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hayali ih- racata ilişkin 180 sanıklı 'Örümcek Ağı' operas- yonu davasındaki tek tutuklu sanık Erol Maks Kohen, 'cezaevinde çürüyüp gittiğini' belirterek tahliyesini istedi. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkeme- si'ndekı duruşmada, Kohen, "Televizyonda Örümcek Adam filmi çıksa ya da örümcekle ilgi- li bir şey olsa. cezaevındekiler dönüp bana bakı- yorlar" dedı. Mahkeme heyeti, Kohen'in tahliye talebini redderken duruşmayı erteledi. Rüzgârla dönen ev yaptı • GÜNEYSU (AA) - Rıze'mn Güneysu ilçe- sinde yaşayan Bilal Atasoy. rüzgânn etkısiyle dö- nebilen bir ev inşa etti. 8 İcöşeli ve 6 metrekarelik evi yaparken otomobilin diferansiyelınden yarar- landığını belirten Bilal Atasoy. "Rüzgâr estikçe ev dönüyor. Televizyon yayınlan bozulduğu zaman ise anteni çevirmek yerine evi çevıriyorum" dedi. Ege'de hükümet sancısıI Baştarafı 1. Sayfada lanna karşın birplan oluşturulma- sı ve uygulanması benimsenirken AKP hükümetinin bu yönde bir karar almadığı kaydedildi. Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, gazetelerin Anka- ra temsilcilerine yaptığı açıkla- malarda, Yunanistan'ın "tahrik politikası" izledığini belirterek ulusal çıkarlannı geliştirmeye ça- lıştığını kaydetmişti. Genelkur- may Başkanlığı da Yunanistan'ın ıhlal iddialannı arttırması, hükü- metin de bu yönde bir açıkJama yapmaması üzerine yazılı bir açıkJama yapmış ve Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynakla- nan haklanm uyguladığını bildir- mişti. Yunanistan'ın üst düzey si- yasi yönetiminin hemen her gün konuyu gündeme getirip Türki- ye'yi suçlayarak uluslararası bir kamuoyu oluşturmasına karşın ne Başbakan ne de Dışişleri Ba- kanı bir açıklama yaptı. Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan basını bil- gilendirme toplantılannda da ga- zetecilerin ısrarlı sorulanna hiç- bir yanıt verilmedi. Gül: Duymadım BaşbakanYardımcısı Gül, dün akşam gazetecilerin, askerin hü- kümeti Ege konusunda eleştirdi- ği haberlerinı anımsatmalan üze- rine, "Duymadım. Gelmedi bi- ze. Türkiye'de asker ayrıdır, Genelkurmay ayrıdır, hükümet ayrıdır diye bir şey söz konusu değildir. Bu tip eleştirilere doğ- ru şeyleri söyleyecek olan hü- kümet tarafidır" cevabını verdi. Başbakan Erdoğan dün Ma- lezya'ya gitmeden önce yaptığı açıklamada, Ege'de bu tür spe- külasyonlann sürekli yapıldığım söyledi. Erdoğan, "Burada bi- zim hassas davranmamız şart. İnanıvorum ki Yunanistan da aynı hassasiyeti gösterecektir" dedi. 'Bizi takip etmiyorlar* Erdoğan, gazetecilerin. "CHP bu konuda hükümetin erkekçe davranmadığı yönünde açıkla- malarda bulundu, ne diyorsu- nuz" sorusunu şöyle yanıtladı: "Hükümet olarak nerede nasıl hareket edeceğimizi mu- halefet partisinden öğrenme- yeceğiz. Yeri, zamanı geldiğin- de biz gereken yanıtları şu ana kadar verdik. ama onlar de- mek ki iktidarın neler yaptığı- nı iyi takip edemiyorlar." CHP Genel Başkan Yardımcı- sı Batu ise Yunan hükümeti ve medyasının Brüksel, Ankara ve Atina'da konuyu tırmandınrken, Türkiye hükümetinin suskun kal- masını ha>Tet ve üzüntüyle karşı- ladıklannı bildirdi. Batu, "Ge- nelkurmay'ı Yunanistan'ın karşısında yalnız bırakıyorlar. Hükümetin suskunluğunu bo- zarak görüşlerimizi tüm dün- yaya ve Atina'ya anlatmasını beklivoruz"dedi. Denizkurdu 2003 Tatbikatı sürüyor Hilmi Özkök bu kez 'daldı'SERTAÇ EŞ MARMARİS - Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) planlı tatbikatlann- dan olan Denizkurdu 2003, Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Hilmi Öz- kök'ün katılımıyla sürü- yor. Özkök'ün Ege'de ha- va ihlallerinin gündemde olduğu bir dönemde tatbi- kata fiilen katılması, Yu- nanistan'a mesaj olarak yorumlandı. TSK'nin tek varlık nedeninin banş ol- duğunu belirten Özkök, "Ama bu demek değildir ki, herhangi bir görev düştüğü zaman silahlar başka türlü kullanılma- yacaktır" dedi. Donanma Komutanı Oramiral Özden Ör- nek'in komutasında 5 Ha- ziran'da başlayan Deniz- kurdu 2003 Tatbikatı Ege'de sürüyor. Tatbıkatın dünkü bölümüne Orgene- ral Özkök de katıldı. Da- ha önce savaş uçağıyla ha- valanarak bir ilki gerçek- leştiren Genelkurmay Başkanı Özkök, denizal- tıyla dalarak bu alanda da bir ilki gerçekleştirdi. TCG 18 Mart denizaltı- sıyla yaklaşık 2 saat deniz altında kalan Özkök'ün tatbikata katılma zaman- laması da Yunanistan'a mesaj olarak yorumlandı. Orgeneral Özkök, dalı- şın ardından ayak bastığı Aksaz Deniz Üssü'nde açıkJamalarda bulundu. Silahlı Kuvvetler'in varlı- ğının tek nedeninin banş oldugunu belirten Özkök, "Bu bize Yüce Ata- türk'ün bir öğretisidir. Yurtta sulh, dünyada sulh. Ama bu demek de- ğildir ki, herhangi bir görev düştüğü zaman si- lahlar başka türlü kulla- nılmayacaktır. Dileriz ki buna ihtiyaç kalmaz. A- ma en büyük caydırıcılı- ğı sağlayan güçlerimiz- den bir tanesi de Deniz Kuvvetlerimiz, Hava Kuvvetlerimiz ve Kara Kuv-vetlerimizdir. Bir- likte yapacakları ope- rasyonlar büyük bir uyum içinde olacaktır" şeklinde konuştu. Özkök'ün tatbikata katılma zamanlamasıAtina'ya mesaj olarak yorumlandı. (AA) TSK İLE İLGİLİ 5 YASA DEÖİŞTİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TSK ile ilgili 5 ayn yasa tasansı TB- MM Genel Kurulu'ndan dün geçti. Askeri Hâkimler Yasası değişıkliğı- ne göre, hukuk fakültesini bitirenlerin TSK'de hâkimliğe sınavsız kabul edil- meleriyle ilgili hüküm değiştirildi. Or- duya girmek isteyen hukuk fakültesi mezunlan, fakülteyi bitirme derecele- rine bakılmaksızın sınava alınacak. Uzman Jandarma Yasası'nda yapılan değişiklikJe uzman jandarmalann gö- re^' yerlerinde kalmalan gereken asga- ri görev süresi 4 yıldan 2 yıla indinl- di. Askeri MahkemelerYasası değişik- liğine göre de yedek subay adaylann- dan yoklama kaçağı, saklı ve bakaya durumunda olan personelin yargılan- ması için kıt'a komutanı tarafindan ad- li müşavirlere yetki verilebilecek. TSK Personel Yasası değişikliği uyannca, deviet aleyhine suç işleyenler ile yüz kızartıcı suçlardan mahkûm olanlann madalya ve nişanlan alınacak. Dısip- lin Mahkemeleri Y'asası da değiştirile- rek aynı gamizonda birden fazla disip- lin mahkemesi bulunması halinde bir- leştirilmeleri öngörüldü. Çııkıırova ve Kepez'e el konuldu • Baştarafı 1. Sayfada nan. görev verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmelerinin, bu şir- ketlerin mevzuat ve sözleşme hükümlerini sürekli ihlal etme- len nedeniyle feshedildiği bil- dırildi. Açıklamada, "Şirketle- rin elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti hizmetleri- ni yürütmesi yasal olarak nıünıkün değildir. Mülkiyeti kanıuya ait olan elektrik üre- tim, iletim ve dağıtım tesisleri- ne, ilgili sözleşmelerin iptali ile bakanlığımızca el konulmuş- tur" denildi. Resmi karann açıkJanmasından bir gece önce Kepez Elektrik' in tüm e%Takına TEDAŞ tarafindan el konuldu. Gelişmeler üzerine Genç Partı Genel Başkanı da olan Cem Uzan, Eskişehir programını ip- tal etti. Haziran ayı başında TBMM Yolsuzluklan Araştırma Komis- yonu'na gelerek enerjideki yol- suzluklar hakkında bilgi veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka- nı Güler, bu konunun şu andaki en temel konulanndan birisi ol- duğunu söyledi. Güler, komis- yonda Çukurova ve Kepez "in devletten aldığı elektriği tüketi- cilere sattığını anımsatarak şun- lan aktardı:"Ama hukuken yapması gereken çoğu şeyi yapmıyor, hep zanıana oynu- yor, hep uzatmalarla, bep hu- kukun incelikleriyle sürdürü- yor.Yeni yasa gereği iletim hat- lannı devredin dedik, iki mah- kemeden birer gün arayla yü- rütmeyi durdurma kararı al- dılar. 'Böyle kanun bizi bağla- maz" diyorlar. Çok önemli bir konu, fakat olayın başka bo- yutlara çekilmesini de istemi- yoruz. Görüşmeler sürüyor." ÇEAŞ Cenel Müdürü Savrun, CPnin önünün kesilmek istendiğini söyledi Bakanlığın karan siyasi Edinilen bilgiye göre, bakan- lığın şirketlere el koymasında şirketlerin iletim tesislerini dev- retmemesi etkili oldu. Elektrik Piyasası Yasası gereği elektrik iletim hizmeti, piyasada yalnız- caTElAŞ (Türkiye Elektrik ile- tim AŞ) tarafindan yapılabiliyor. Kepez ve ÇEAŞ, Elektrik Piya- sası Yasası'nda yer alan üretim ve dağıtım işinin aynı şirket ta- rafindan yapılamayacağı mad- desini de ihlal ederek dağıtımı başka bir şirkete aktarması yö- nünde yapılan uyanlan dikkate almadı. Tüm bu işlemlerin ar- dından, Uzanlann elekt- | rik piyasasında faaliyet ! gösterebilmek için baş- vurması gereken EPDK, her iki şirketle ilgili ola- rak, sözleşmelerin iptali- ni istedi. Bakanlık da, EPDK'nin karannı yaşa- SA\AŞ KÜRKLÜ ADANA - Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı'nın, Uzanlann elinde bulunan Kepez ve Çukuro- va Elektrik şirketlerinin imtiyaz sözleşmelerini iptal edip şirketle- re el koymasınm, yasalara uygun olmadığını belirten ÇEAŞ Genel Müdürü Zafer Savrun ve şirket avukatı Ahmet Çolak. olayı siya- si bir karar olarak değerlendirir- ken, Mali Şube ve Jandarma ekip- lerinin kendilerini zor kullanarak ÇEAŞ'ın kapısı önüne çıkarmala- nnı da "yasadışı bir davranış" olarak tanımladı. Yaptığı açıkJamada, "Bu siyasi bir karardır. Uzanlar ve Genç Parri'nin büyümesini engelle- mek isteyen hükümetin yanlış tutum ve polirikalarından biri- dir" diyen Çolak, hazırladıklan bir dilekçeyle cumhuriyet savcılı- ğına başvurarak "Zorla dışarı çı- karıldıklarının tespitini isteye- ceklerini, zor kullanan Mali Şu- be ve Jandarma ekipleri hakkın- da suç duyurusunda bulunacak- larını" söyledi. Bakanlık Enerji İşleri Daire Başkanı Mustafa Çe- tin, Bakanlık Temsilcisi Kemal Uslu ile iki a\-ukatın dün erken sa- atlerde Çukurova Elektrik AŞ'ye ait Seyhan Barajı içindeki ÇEAŞ Genel Müdürlüğü'ne Mali Şube ekipleri ve Jandarma ile gelmesi- nin ardından, polis ve jandarma zoruyla dışan çıkanldıklannı be- lirten Genel Müdür Savrun, yaptı- ğı açıklamada, bakanhğı suçlar- ken şöyle devam etti: "Bakanlık yetkililerinin getir- diği yazıda. sadece üretim, ile- tim hatları ve trafolarla Ugili 19. maddenin yerine getirilmediği ve bu nedenle sözleşmenin iptal edildiği belirtiliyor. Olacak şey değil. Üretim mi durmuş? Dağı- tım mı aksamış? Ama biz bu ül- kede hukuk ve yargı olduğuna inanıyoruz. Çok kısa sürede işi- mizin başında olacağız." Olayı, "siyasi bir karar" olarak değerlendiren şirket avııkatlann- dan Ahmet Çolak şöyle konuştu: "Bir zorbalığın, bir baskının ta- nığı olduk. PETKİM ihalesinden ürktüler. Ancak bu ülkede hu- kuk ve yargı vardır. Tamamen si- yasi olan bu oiayın takipçisijiz." Türkiye Elektrik Su ve Gaz fş- çileri Sendikası (Tes-İş) Adana 1 No'lu Şube Başkanı Mustafa Öğüt, Çukurova Elektrik'e el ko- nulmasının, bekJedikleri bir geliş- me olduğunu ve bunu isabetli bul- duklannı söyledi. Öğüt, Çukuro- va Elektrik'te 1200 olan sendika üye sayısının Uzanlar'ın yönetime gelmesiyle baskılar sonucu 33'e düştüğüne dikkat çekti. ma geçirdi. Bu aşamadan sonra bakanlık ile şirket- ler arasındaki imtiyaz an- laşmasında "tahkim kaydı" yer almadığı için tahkime görürülemeye- ceği, Danıştay'da görüşü- leceği bildirildi. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan da Kepez ve ÇEAŞ'ın imtiyaz haklannın iptaliyle ilgi- li soruya. "EPDK'nin oybirliği ile almış oldu- ğu bir karardır ve bu kararı Enerji Bakanh- ğı uygulamaya koy- muştur, olay budur. Eğer Enerji Bakanlığı- mız EPDK'nin almış olduğu kararı uygula- masa ayrıca bir suç iş- lemiş oİur. Kamu çıka- rına yönelik bir adım- dır" yanıtını verdi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada sızlıklar yaşanır! AKP iktidarının ikinci yüz günü dolarken, her i- ki şıkkın da ne yazık ki gündemde olduğunu gö- rüyoruz. Yüzde 35 oyla Meclis'in yüzde 65'ine sahip olan AKP, bu gücü iktidar için yetersiz buluyor. Elinin kolunun bağlı olduğunu, istediklerini gerçekleşti- remediğini düşünüyor! önce şunu vurgulayalım: Demokrasinin rayına oturduğu her ülkede, de- ğil yüzde 65, Meclis'in yüzde 100'üne sahip ol- sanız da yapamayacaklarınız vardır. Bir başka de- yimle, bir genel seçimle ülke meclisinde ezici ço- ğunluk elde etmek, o hükümete istediği her şeyi yapma hakkı tanımaz. Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan böy- le düşünmüyor. Zaman zaman yaptığı değerlen- dirmeleri adım adım geliştiren Erdoğan, salı gün- kü grup toplantısında şöyle dedi: "Bürokratik oligarşi devlete çöreklenmiş. İkti- dar olmamıza fırsat verilmiyor. Kapalı kanalları aç- mak için gece gündüz çalışıyoruz. Devlete çörek- lenmiş, her türlü değişime takoz koyan biranlayış var." Erdoğan'ın bu değerlendirmelerinde yer yer haklılık payı olabilir. Ancak, iktidarın görevi so- runlardan yakınmak değil, sorunları çözmektir. Er- doğan'ın bu sözleriyle kimi, hangi kurumları he- def aldığını da açıklaması gerekir. Aksi halde or- taya başlıkta vurguladığımız tanım çıkıyor! Yüzde 35'in yüzde 100'den daha büyük oldu- ğuna inanan Erdoğan, iktidar olmayı devletin her kurumuna hükmetmek olarak algılıyor. Bu yol Türkiye'yi ne ölçüde düzlüğe çıkarır, AKP içindeki aklıselim kişiler dahil olmak üzere herke- sin bunu sağlıklı tartması gerekir. Değişim derken... Erdoğan'ın, kimi hedefi belirsiz değerlendirme- leri de yukarıda aktardığımız tabloyu tamamlıyor. örneğin şu tümceler: "An kovanına çomak soktuk. Devletten nema- lan kesilenler bağırıyoriar." An kovanı neresi? Devletten kim, ne kadar, nasıl nemalanmıştı da kesildi? Sadece başkentten değil, Anadolu'dan gelen kimi haberler de AKP hükümetinin deviet kadro- lanna adeta parti kadroları gözüyle baktığını or- taya koyuyor. Birkaç ilçede AKP'nin yerel örgüt- leri aracılığıyla yapılan kadrolaşma ortaya çıkın- ca, Erdoğan şu tepkiyi vermişti: "Bu türhaberleri duyduğumda çılgına dönüyo- rum..." Erdoğan'ın çılgına dönmesine gerek yok, aklın yolunun bu çılgınlığa son vermek olduğunu gör- sün yeter! AKP liderinin ideal bürokratı tanımlarken kullan- dığı "Vücut dilimden anlayacak" vecizesini de anımsatıp sorulara geçelim. Erdoğan, 364 millet- vekiliyle istediklerini yapamadıklarını söylüyor. Türkiye'nin temel konuları ortada... Birkaçını so- ralım: 1 - Gizli-açık rakamlar birleştirildiğinde nüfusun dörtte birine varan işsizlik sorununu çözmek için plan yaptılar da kabul görmedi mi? 2- Türkiye'nin ulusal kaynakları yıllardır tartış- ma konusu. Bunların iyi işletilmesi için yasa ge- tirdiler de hayır diyen mi çıktı? 3- Her ülke ulusal sorunlarının çözümü için ulu- sal kurumlarıyla ortak planlar üretiyor. Gündem- de Irak'tan Ege'ye kadar onlarca sorun var. Bun- lardan hangisinde hükümet, deviet kurumlarıyla ortak politika üretmeye çalıştı da hayır yanıtı al- dı? Soruları burada keselim... AKP, deviet kurum- larını kendine benzetmeyi "değişim" olarak su- nup, buna karşı çıkanları da "tutucu" ilan etme- yi sürdürürse, deviet katında tutunacak dal bul- makta zorlanacak! ankcum@ttnet.net.tr Emniyet'te 4 daireye atama 'Köstebek'sanığı Avcı KOMBaşkanı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Po- lis-mafya-siyaset üçle- mindeki karanhk iliş- kileri gün ışığına çıka- ran Susurluk skanda- lında adı sıkça günde- me gelen dönemin Em- niyet Genel Müdürlü- ğü Istihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı. Kaçakçılık \ e Organi- ze Suçlarla Mücadele Daire BaşkanJığı'na atandı. Avcı, Genelkur- may'da ortaya çıkan "Köstebek" skandalı- nın ardından pasif gö- rev e atanmıştı. Emniyet Genel Mü- dürlüğü Asayiş Daire Başkanhğı'na Hüse- yin Özalp. tstihbarat Daire Başkanhğı'na Sabri Uzun, APK Da- ire BaşkanJığı'na Mus- tafa Gülcü atanırken, Hanefi Avcı'nın Ka- çakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Da- ire Başkanlığı'na atan- ması dikkat çekti. Kamuoyu, Hanefi Avcı adını, Susurluk başta olmak üzere bir- çok olayda duydu. Su- surluk Komisyonu'na aynntıh bilgi \ eren Av- cı'nın ifadeleri uzun süre tartışmalara neden olmuştur. Avcı, MehmetAğar, eski özel harekâtçı tb- rahim Şahin ve Kor- kut Eken'in çete oluş- turduklannı savladı. Emekli Tuğgeneral Ve- li Küçük'ün de bu çe- teleyle bağlantılı oldu- ğunu iddia eden Avcı, hedef haline geldi. Av- cı, Veli Küçük'ü Susur- luk un askeri ayağı ol- makla suçladı. Cezaevinde yattı Mafya lideri Alaat- tin Çakıcı ile işadamı Erol Evcil'in ilışkisini ilk kez anlatan da Avcı olmuştu. MİT'in kul- landığı bazı numarala- n açıkladığı için de hakkında dava açılan A\ cı, Beypazan Ceza- evi'nde kaldı. Avcı. yargılama sonunda be- raat etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear