25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2003 ÇARŞAMBA HABERLER .Adalet Bakanlığı'ndaki 'Atatürkçü kimlikleriyle' bilinen müfettişler kendi istekleri dışında atandı DiyarbakırDGM dağıldıtLHANTAŞCI ANKARA-Hâkimler ve Savcılar \^üksek Kurulu (HSYK), AdaJet Ba- kanlığı'run yerlerinin değiştirilmesi- ninyasal gerekçesini açıklayamadığı kimi il başsa\cılarının atanmasına vi- z e vermezken Teftiş Kurulu"nda gö- rervli '•Atatürkçü" kimlikleriyle bili- nen müfettişler "dağıüldı''. Bakanlık tavslağmda yer değışıkliği olmasına karşın. Gaziantep Başsavcısı Ahmet ICarayigit Edırne Başsavcısı AB Şan- ver, Konya Başsavcısı Zafer Sipahi ve Tokat Başsavcısı Yaşar Ozer Bölük- başı mevcut yerlerinde kaldılar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a bix dönem siyaset yolunu tıkayan ka- ran veretı Diyarbaîar DGM'deki ata- m a hareketlilıği de dıkkat çektı. HSYK Başkanvekilı Fehmi Ulusoy, Adalet • Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından kararnameyle Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde görev yapan 34 hâkim ve savcının bazılannın görev süreleri uzatıldı, bazılarının da yerleri değiştirildi. Görev değişikliğinin en yoğun olduğu illerin başında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında soruşturma yürüten Diyarbakır DGM geliyor. Bakanı Cemfl Çiçek'in atamalarda hiç- bir telkini olmadığını belirterek "Bü- riin kararlara bakan ve müsteşar ka- tıldLKararlaro>1)irligh1eçıkö" dedı. Kararnameyle DGM'lerde görev yapan 34 hâkim ve savcının bazılan- nm görev süreleri uzatıldı, bazılannın da yerleri değiştirildi. Görev değişik- liğinin en yoğun olduğu illerin başın- da, Başbakan Erdoğan hakkında soruş- turma yürüten Diyarbakır DGM geli- yor. Diyarbakır DGM Başkanı Mus- tafa Zeki Söğüt Antalya Hâkimliğı 'ne, Diyarbakır DGM Başkanı Asım Kor- kut Izmir Hâkimhği'ne, Diyarbakır DGM Asıl Üyesi Muammer Karataş Diyarbakır DGM Başkanlığf na, Ke- malpaşa Hâkimi Orfaan Yüksd Diyar- bakır DGM Asıl Üyeliği'ne atandı. Müfettişler tırpanlandı Yaz dönemi kararnamesinde ata- malarda Adalet Bakanlığı'nda müfet- tiş ve başmüfettişlerin görev yeri de- ğişiklikleri de öne çıktı. Kararname- ye göre, kendi istekleri olmamasına karşın Adalet Başmüfettişi tsmail lur- gırt Ankara Cumhurivet Savcılığı'na, Adalet Başmüfettişi Ibrahim Ocalan tstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na, Adalet Başmüfettişi HalukNecdetTe- kin Kadıköy Cumhurivet Savcılığı na, Adalet Başmüfettişi Dvas Oruç Tuz- la Hâkimliği'ne, Adalet Müfettişı Fu- at Hazer Gaziosmanpaşa Cumhuri- yet Savcılığı'na atandı. Istanbul AğırCeza Mahkemesi Baş- kanı MehmetŞefikMutlu Istanbul Hâ- kimliği'ne, Kayseri Cumhuriyet Sav- cısı Hüseyin Akın Üsküdar Cumhu- riyet Başsa\cı Vekiüiği'ne, Kırklare- li Cumhuriyet Başsavcısı Erden Ka- rayılmaz Istanbul Cumhuriyet Savcı- lığı'na, Menderes Cumhuriyet Savcı- sı BarbarosKaratan Karşıyaka Cum- huriyet Başsavcı Vekilliği'ne, Anka- ra Cumhuriyet Savcısı Mehmet Çavu- şoğlu Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı SaitGürlek Manisa Cum- huriyet Başsavcılığı'na. tstanbul Cum- huriyet Savcısı Hasan Turan Yavuzyıl- maz tstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne, Manisa Cumhuriyet Baş- savcısı HakJa Kavas Bakırköy Cum- huriyet Başsavcı Vekılliği'ne. Kahra- manmaraş Cumhuriyet Başsavcısı Ah- met Gökçınar Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Siirt Cumhuriyet Baş- savcısı Orhan Usta Tarsus Cumhuri- yet Başsavcılığı'na, Köyceğiz Cumhu- riyet Savcısı NihatErol Ağn Cumhu- riyet Başsavcılığı'na.. kendi isteğı ol- mamasına karşın Düzce Cumhuriyet Başsavcısı YunusKiremitde tstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na atandı. İçtuzük değişikliği komisyondan geçti Artık iktidar rnuhalefeti engelliyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- TBMM Ana- yasa Komisyonu'nda, AK_P'nın muhalefeti en- gellemek için hazırladığı içtiizük değişikliği öneri- si kabul edildı Oneride, "toplumsal hayatın geniş bir jüanmı düzenleyen ve kapsayankuraianNrara- ya getiren tasanlar" kap- samlı tasan olarak ranım- landı.CHP'lıOyaArash, •^GenekJemııhaleferiktida- nengefler.an- cak durum değişti. Şimdi ikticlarmıha- lefeti engelB- yor" dedı. AKP'nın muhalefet engelini aşa- rakyasatasa- nlannı hızla TBMM'den geçirmek ıçin verdiği ıçtü- zük değişik- liği önensi, dün TBMM Anayasa Ko- misyonu'nda kabul edıldi. "Temel ya- sa" yerine "kapsamlı yasa" ibare- sinin kulla- nıldıgı öneri- de, "toplum- saJ yaşanıın geniş b r ala- mnı düzenleyen ve kıpsa- yan kurallan bir ıraya getiren, içerdiği hüriim- ler nedenrvle kend ala- nındaki mevzuata J> ul- ması gereken usul vtesas- lar ile bu alanda ntvzu- atın yönelmesi gereken esaslan sistematik <e be- lirii bir düzen içe-rsinde gösteren,oalandaldvasa- lar arasında ve burlann uygulanmasmda hıiik- teKği sağiamayı arraçla- yan tasanlar" kap<amlı • AKP'nin muhalefeti engellemek için hiZHİadığı içtiizük değişikliğinin Anayasa Komisyonu'nda tabul edilmesini eleştiren Oya Araslı, "Cenelde muhalefet îttidan engeüer, ancak şimdi durum değişti" dedl tasan olarak tanımlandı. Öneriye göre, Danışma Kurulu 'ndaoybiriiği sağ- lanamaması durumunda en az 40 madde olan tasa- nlann "kapsamh tasan" olarak 15'şer maddelik bölümler halinde görüşül- mesine TBMM Genel Ku- rulu'nda karar verilecek. tktidar ve muhalefet ara- sında oybirliği sağlanma- sı durumunda ise kapsam- lı tasanlann bölümlerinin kaç madde- den oluşaca- ğına Danış- ma Kurulu karar vere- cek. CHP'li üyeler, mu- halefetin de- netim görevi ve konuşma süresini kısıt- ladığını be- lirterek içtii- zük değişik- liği önerisine karşı çıktılar. CHP'lı Oya Araslı, daha önce de TBMM'de milletvekili olarak görev yaptığını, an- cak ilk kez iktidannmu- < na |e fetten korkan bir anlayış sergi- lediğini söyledi. Araslı, "Genelolarak muhalefet iktkianengeller,ama şim- di görüyomz id iktidar muhalefeti engeffivor" di- ye konuştu. AKP'nin AB'ye uyum yasalanm hızla TBMM'den geçiril- mesi gerektiğini sık sık di- le getirdiğini anlatan Araslı, "AKP,ABkriter- Jerinde demokrasinin ge- reği gibi uygulanmasının öngörüldüğünü unutmuş gözüküyor" dedi. CUMHURIYEI HALK CHP'YE KATILIM- Crup toplanûsında DSP'ü Bolu Beledive Başkaıu Yüksel Cevian, Adana Seyhan Belediye Başkanı > ıldıra\ Ankan ile Ordu'va bağh 2 beldenin bdediye başkanlan Selahattin Delican ile Şükrü Selimli CHP'ye kaüldı. Bav kaL sosyal demokradaruı CHP'de kenetlendiğini söyledL (Fotoğraf: AA) Baykal, hükümeti AB zırhı altında bazı projelerini hayata geçirme planı yapmakla suçladı AKP'nin hesabı başkaANKARA(QımhurrnrtBûro- su) - CHP hden Deniz Baykal, "ABpaketi" adlandırmasına iri- razlan olduğunu söylerken "İânı bir kompleksi yansıüyor. Eğer bir kompleksi yansıtmryorsa in- ce bir hesabı yansıüyor" dedi. Baykal. grup konuşmasında da ağırlıklı olarak işsizlik ve üre- tici sorunlan üzerinde durdu. ATO'nun rakamlanna göre, An- kara'da son 5 ayda 13 bin işye- rinin kapandığını vurgulayan Baykal, "Tûrkhç'ninsorunuij- sizHkle mücadeledir, yeni işyeri açıhnasını sağlamakür. Merkez Bankası ile kur kavgası, faiz kav- gası ileTürkhe'nin temel sorun- lan gözden kaçırdmaya çahşıb- yor. Yapay arayişlara girili>or. Hükümetanlarnsızkav gaJan bı- rakm gerçek sorunlarla ilgilen- mefi" dedi. Hükümetin ürericiye karşı ta\- nnda da "samimi" olmadığını kaydeden Baykal, Tanm Baka- nı Sami Güçlû'nün tartışma ya- ratan sözlenne de dıkkat çekti. Güçlû'nün ta\Tinın "görmezfik- ten gelinmeyecek bir zihniyeti yansrtağnu" vurgulayan Baykal, "Türlmıe'de bö>1e bir şey ilk kez ohryor.Krbakanıngönİiindenge- çen, çiftçinin istedigi rakamı ve- rememesi mümkündür. Ama o fhaö istedi dhe çiftçhe hakaret etmeye hiç kimsenin halda yok- tur" dedı. Atatürk'ün 1930" lar- da "Köylü nıületin efendisidir" dediğini anımsatan CHP lideri, "Bir bu sözterdelrî ölçüye, derin sa>gıya bakın, bir de iktidann küstah. haddini bilnıez, ölçüsüz ta\ nna bakın. Başbakan baka- nı adına özür düryor. Vekâleten özürdflemeonnaz. Bakanmözür dflen»e mecbumcti%ardır. Bunun hesabı sorulacakür. Çiftçi sahip- sizdeğildir r dedi. Baykal, AB paketiyle ilgili ola- rak da görüşlerini dile getirdi: "Bu isimlendirmeye itirazla- run var. AB paketi ounaz, bu. Türldye'\ ! ejakışmıyor.Tûrkhal- kı için çeşhü demokratikleşme admılan aolacak. Adı neden AB paketi olsun. Vatandaşuı hakkı- m AB mi verecek? İsimlendirme bir kompleksi yansıO\or. Eğer bir kompleksi yanatmıyorsa, in- ce bir hesabı yansıüyor. AB zır- hı altuıda, AB dokunubnazhğı aranda bazı takplerinizi, AB ta- lebi,di>egeçinnewçahşınanızu>'- gun düşmüyor. İktidara sürekh' oiarak, net olun,diyorum. Daima kaypak, örtülü bir konumdalar. Pakette, daha önce olduğunu açıkladıklan bazı düzenlemele- rin olmayacağı aniaşıhyor. AB mi degişürdi paketi, siz mi değiş- rirdiniz? SE, AB misiniz?" ÖnceCHP'yi suçladılar sonra oylarıyla reddettiler ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-TBMM Genel Kurulu'nda Gebze'nin il yapılmasına ilişkin yasa teklifinin doğrudan günde- me alınmasına ilişkin önerge CHP ve AKP milletvekilleri ara- sında tartışmalara neden oldu. AKP Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar, Gebze'nin il yapılmasıyla ilgili tekliflerinin komisyonlarda öngörülen sürede görüşülmeme- si üzerine doğrudan gündeme alınması için önerge verdi. Öner- gesi üzerinde söz alan Ayar, Geb- ze'nin il yapılması için çaba gös- terdiklerini söyledi. Ayar, "Eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, bana Gebze'ninilobnasmıDeniz Baykal'ın engellediğini söyledi. Herhalde CHP'nin o zaman da baraj sorunu vardı" dedi. Ayarın sözleri CHP sıraların- dan tepki gördü. Konuyla ilgili söz alan CHP Grup Başkanveki- liMustafaÖzyürek, ^alanvede- dikodulan MecKs'e taşıdığı için " Ayar'ı kmadığını söyledi. Mustafa Özyürek, AKP sıra- larına, "365 miDetvekumiz var, getirin yasa teklifini. Gebze'nin il yapılmasına destek olacağmu- a önceden duynruyonız" diye seslendi. Daha sonra yapılan oy- lamada, önergenin doğrudan gün- deme alınması AKP'lilerin oy- larıyla reddedildi. IJR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Başbakan Receı Tayyip Erdo- ğan, IMF programlınnı savunurken bazı gençlerin protestosuna uğradı. Bir başbakan konısurken sözünün kesilmesinden hoşanmaz, yabancı delegasyonlarönürde protesto edil- mek istemez. Siyastçi, bu tür eleş- tirilere ve protestcara alışmalıdır. Bunlar demokratik Jkelerde olağan eylem biçimleridir. Pntesto edenin fik- rini beğenirsiniz beönmezsiniz, bu- nun bir önemi yoktır. Bu eleştiri ve protestolar olacaktr, aynca olmalı- dır. Bundan işini do£u yapan kimse- ye bir zarar gelmez Danimarka Başti)ikanı Rasmus- sen, geçen aylardakafasına dökü- len kırmızı boya ile :örüntülenmişti. Batı'da buna benzre eylemler sık sık oluyor. Bizim siyas«tçilerimiz böyle şeylere alışık değil. Çnkü çevrelenn- de sürekli kendilerinesadakat ve bağ- lılık gösteren toplu lu larla yaşamaya alışık oldukları için, ^ıiden karşıları- na çıkan protestocyjar onlan çok kız- dınyor. 'Lekeli Vatandaş' ve Başbakan Erdoğan Bence o protesto olayının en dra- matik ve acı olan yanı, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan'ın protesto son- rası basına yaptığı açıklamadır. Ne dedi Başbakan: "Bunlartahriktir, bun- larprovokatiftir ve bu türprovokatif bireylemin içinde bulunmasına rağ- men ben arkadaşlanma gerekeni söyledim ki, geçmişi itibanyla da si- cilinde ne yazık ki, emniyet onu da tespit etti, lekeleri olan bir vatanda- şımız, ama buna rağmen şu anda ne tutukludur, ne gözetim altındadır." Recep Tayyip Erdoğan, Akşam ga- zetesindeAyşe Önal'la söyleşisinde önemli bir gerçekliğe vurgu yapıyor- du: "Hükümet oldukama iktidar ola- madık." Bence bu son derece ger- çekçi tespit, Türkiye'nin içinde bulun- duğu durumu yansıttığı gibi, Erdo- ğan'ın çaresizliğini de ifade ediyor- du. Erdoğan, bürokrasiye egemen olmadıklarını dile getiriyordu. Aynı Erdoğan, önceki gün ise bu egemen olamadığını düşündüğü em- niyet güçlerine atıf yapıyordu. "Emni- yetin saptamasına göre geçmişi leke- li" birisiydi kendisini protesto eden. Erdoğan'ın bu sözlerini okurken aynı Erdoğan'ın da mahkeme kayıtlanna göre "lekeli" olduğunu anımsadım. Erdoğan, yaptığı bir konuşma nede- niyle "geçmişi lekeli" olduğu için mil- letvekili adayı olamamıştı. Üstelik onun- ki kesinleşmiş bir cezaydı. Protesto gösterisi yapan genç kızın ise kesin- leşmiş bir cezası olmadığı ortadaydı. Çeşitli protesto eylemlerine katılmış ve serbest bırakılmıştı. ••• Tayyip Erdoğan, demokrasiden ve Kopenhag Kriterleri'nden sıkça söz ediyor. O genç kızın "lekeligeçmişi" Kopenhag Kriterleri'ne göre acaba hangi sınıflandırma içine girer? Ken- disi konuşması yüzünden mahkûm ol- muş bir siyasinin gösteri yapan bir genci polis kayıtlanna göre lekeli say- ması hangi demokrasi anlayışı için- de yer alabilir? O genç, demokratik tepkilerini dile getindiği, yurttaşlık hak- larını kullandığı için kutlanması gere- kirken "lekeli" sayılması, acıdır ve Türkiye'nin ayıbıdır. Tayyip Erdoğan diyor ki: "Buna rağmen ben onu bıraktırttım." Bu söylediğinin doğru birtarafı var. Eğer kendisi müdahale etmeseydi, o genç- lere çok daha ağır baskılar yapılabi- lirdi. Bir "terör örgütü"ne üye oldu- ğu gerekçesiyle ağırcezalara da çarp- tınlabilırdi. Bunun Türkiye'de örnek- leri çoktur. Fakat burada acı olan, "Ben bıraktırttım" demesi. Peki baş- ka yerlerde bu tür protesto eylemle- rini yapan yurttaşlarımızı kim bırak- tıracak? Burada dolaylı bir itiraf bu- lunduğunu da görmeliyiz. Tayyip Erdoğan'ın "geçmişi leke- li" yaklaşımı, onun sık dile getirdiği de- mokrasi ve insan haklarını henüz iç- sefleştirmediğini, benimsemediğini de ortaya koyuyor. Siyasi nedenler- le bir insanın geçmişinde leke oldu- ğunu söylemesi acıdır ve üzüntü ve- ricidir. Üstelik bunu emniyet kayıtla- nna dayanarak yapması daha da dra- matiktir. Bu ülkede emniyet kayıtla- nna göre leke saptamasına kalkarsa- nız işin içinden çıkamazsınız. Doğru olanı, hiçbir hukuki ve de- mokratik değeri olmayan, otoriter devlet anlayışının doğal bir parçası ha- line gelmiş bulunan bu leke saptama- lannın defterlerden ve kafalardan si- linmesini sağlamaktır. Tersini yapan, eski gelenekleri aynen sürdürüyor demektir. O zaman da "demokrasi" sözlerinin bir anlamı kalmıyor. Türkiye, "geçmişi lekeli" insanla- nn ülkesidir. Buna Nâzjm Hikmet'ten Yaşar Kemal'e, Aziz Nesin'den Be- hice Boran'a onlarca aydın dahildir. Demokrasi bu tutumla, bu anlayışla savunulamaz ve inandıncı olamaz. G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R ERGİN YILDIZOĞLU 7eni Avrupa' Bir "Yeni Avrupa" şekilleniyor ama, ABD Savun- ma Bakanı Rumsfeld'ın. "Yeni Avrupa" kavramıy- la dile getirdiği bölünme beklentisinin aksine, si- yasi bir merkezileşme yönünde... Bu yüzden ABD yönetimi endişeli. 'Yeni Avrupa'nın belirtileri... Valery Giscard D'Estaing başkanlığında çaJı- şan Avrupa Anayasa Konvansiyonu, geçen cuma günü, bir taslak üzerinde konsensüs sağlandığını açıkladı. Taslağın, son biçımini aldıktan sonra 20O4'te yasalaşması planlanıyor. Taslak kabul edi- lirse, halen altı ayda bir, bir başka üye ülkeye ge- çen Avrupa Birliği Başkanlığı, iki yıllık, yenilene- bilir bir Avrupa Konseyi Başkanlığı'na (üye dev- letlerin temsil edildiği kurum) dönüşecek. Bu baş- kan, Avrupa'yı dünyada temsil edecek. Avrupa Komisyonu Başkanı da Avrupa Parlamentosu ta- rafından seçilerek güçlendirilip, bir tür "başbaka- na" dönüştürülecek. Böylece Avrupa Birliği'nde, Avrupa Parlamentosu'ndan ve Avrupa Konse- yi'nden oluşan iki meclisli (bicameral) bir sistem oluşacak. Ortak dış politika, güvenlik konulannı birleştiren ve komisyon başkan yardımcılığını da üstlenen, bir Dışişleri Bakanlığı kurulacak. Inter- national Herald Tribune ün aktardığına göre, son anda taslakta yapılan bir değişiklik, Konsey baş- kanının bir başkaAB kurumunun üyesi olmasını en- gelleyen maddeyi kaldırarak çok daha güçlü bir si- yasi merkezileşme olasılığı yarattı. Nihayet, Birii- ğin geleceğine ilişkin kararlarda çoğunluk oyu prensibi getirilerek ülkelerin veto hakkı kaldırılıyor. Bu taslak Le Monde'un yorumuna göre "ABD'ye benzer bir siyasi yapı amaçlayan federalist önerilerden biri olmasa bile Yeni bir Avrupa' öngörüyor" (8/06). • • • Irak savaşında ABD'nin yakın ittifakı ve Rums- feld'in "Yeni Avrupa"s\n\n simgesi olan Polon- ya'da, hafta sonu yapılan referandumda seçme- nin yüzde 77'si Avrupa'ya evet dedi. Polonya şim- di, işte bu yeni anayasayla merkezileşirken, özel- likle küçük ülkelerin etkisini azaltmayı amaçlayan bir Avrupa'ya giriyor. Diğer taraftan, "Irak'ta kit- le imha silahlan var mıydı?" tartışması geçen haf- ta, Fransa- Almanya ekseninin, savaş öncesinde Avrupa'ya önerdiği tavrın haklılığını kanıtlayan, Rumsfeld'in "Yeni Avrupa"sının aldığı tutumu sa- vunulamaz kılan biryönde keskinleşti: Ingiitere'de de İçişleri Bakanı Blunkett kitle imha silahlarına ilişkin "dosyanın yayımlanmasının bir hata ol- duğunu kabul etti" (BBC). ABD Dışişleri Bakanı Povvell da "ABD halkının bu konuda bir soru- nu yok, medya olayı büyütüyor diyerek" popü- list ve zayıf bir savunma hattına çekilmeye başla- dı (CNN). Le Figaro'nun başyazısına göre de olay artık bir "Irakgate" skandalına dönüşmeye baş- lamıştı. 'Yeni Avrupa'ya' yeni politika Irak savaşına giden süreçte, ABD'nin Avrupa Biriiği'ne yönelik politikası belirgin bir biçimde de- ğişti, "Bush yönetimi, giderek, monolitik bir Av- rupa'nın ABD (...) için yararlı olmadığı sonucu- na ulaştı". Örnegin, "Ingiltere'nin ABD'nin ya- nında savaşmasını engelleyecek bir ortak Av- rupa dış politikası ABD için adeta bir kâbus olur- du" (Heritage Foundation, Gardiner& Hulsman, 4/06). The New Republic te yazan Andrevv Sul- livan'a göre de bu yeni, "Avrupa Birleşik Dev- letleri kurmaya yönelik federal eğimli anaya- sa, Amerika karşıtı eğilimi daha da kurumlaş- tıracak. Bu yüzden Amerikalılar bir an evvel bu tehlikenin farkına varmalılar" . "Bu yeni (anayasa taslağıyla ilgili- E.Y.) konumlann, krtayı tek bir dış politika ve ekonomi politikası etra- fında bütünleştirmeyeceğini düşünmek narf bir yaklaşım olur" (05/06). Üstelik, Financial Ti- mes'in işaret ettiği gibi "askeri alanda olmasa bile ekonomik alanda Avrupa, Amerika'yla boy ölçüşebilecek bir süper güç"(30/05). Nihayet, The New Republicte yayımlanan bir başka araştırma- nın gösterdiği gibi, propagandayı bir kenara itip ol- gulara bakınca, geçen 5-7 yıllık dönemdeAvrupa'nın ABD ekonomisinden hemen her alanda daha güç- lü bir performans sergilediği görülüyor (Legrain, 05/06). Tüm bunlar, ABD açısından endişe verici. Bu yüzden "Yeni Avrupa'ya" karşı, ABD yönetimin- de iki yaklaşım şekilleniyor: Birlik sürecini aksat- mak ve Avrupa Birliği'nden, ABD'nin Avrupa üze- rindeki kontrolünü güçlendirecek, örneğin, bir ABD temsilcisinin hükümetlerarası komisyonlara göz- lemci olarak katılması gibi tavizler kopartmaya ça- lışmak. (Bkz: Albright, Bzerzinsky, Eagelburger gibi imzaları taşıyan "ortak deklarasyon" ve bu- nun arka plan belgesi: "Renevving the transat- lantic partnership", CISS - Mayıs 2003). AKP'lı zeynep Karahan Uslu: Çarşafla başörtü arasında fark yok ANKARA (ANKA)- AKP tstanbul Millet- vekili ZeynepKarahan Uslu, "İnsanlann ba- şörtü vey^hut çarşaf gi- yerek örtünme>i tercih etmiş olmalan arasın- da ben bir fark görmü- yonun" dedi. Uslu, "AnkaraMaga- zin" adlı ayhk dergıye özel yaşamı ve siyasal görüşlerini yansıtan açık- lamalarda bulundu. 23 Nisan resepsiyonuna ba- şörtülü milletvekili eş- lerinin katılmalan konu- sunda ortaya çıkan "kri- zf nasıl değerlendirdiği- ne ilişkin soruyu Uslu, "Benortadabir kriz gör- müyomm ki. Kriz son derece ciddi bir kelime- dir'' yanıtını verdi. Başörtüsü yerine "Dinle toptumun ve dev- letin üişkisi nasıl otanab- dff" sorusunun tartışıl- ması gerektiğini anlatan Uslu, "Diyanet'in yapı- lanması nasıl olmahdır? Çeşitiimezheplerdeki in- sanlara din dersi uygu- lanmalı rnıdır? Bunlar tarüşılnıair dedi. Çocukluğuna ilişkin soruları da yanıtlayan Uslu, babası Türkolog Abdüikadir Karahan do- layısıyla entelektüel bir çe\Tede büyüdüğünü be- lirterek "Dortyaşımdan itibaren babamla kültür sanat etkinliklcrine gjt- meye başladını. İlk gitö- ğirn, Çingene Baron di- ye bir operetti. Ondan sonra operayı, baleyi, konserieri takip etmeye başladım. Bu sanat zev- ki aşılamak açısından önenıli ve bih'nçli bir ter- cihrydi ebev^vnleriınin" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear