25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAVFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2003 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUHTAZ SOYSAL Şmank Jandarma YALNIZ 150 kişilik kayıpla Irak seferini kazanmak, kendi gûcüne güven açısından değil, siyasal bakjm- dar da şımartmış olabilir Amerikalıyı: Demek ki, dün- ya jandarmaliğına soyunmak bu kadar kolaymış. Ama, ABD'nin gücü, sadece ordusunda ve tekno- lojismde değil. Şu rakamlara bakın: Nüfusu, yeryüzü nüfusunun ancak yüzöe 4.7'si olduğu halde, ukısal gelin tüm ülkelerdeki ulusal gelirier toplamının yüzde 32'ane vanyor. Dünyadaki toplam savunma harcama- lannn yûzde 37'si Amerika'da. Kısaca ARGE denön araştırma ve getiştirmeye befli başlı 50 ülkenin ayırdı- ğı toplam 660 milyar doların yüzde 41'i de Ameri- ka'dan. Oldu olacak, şu rakamada dikkat: Amerikalı- larca içte ve dışta çevrilmiş filmlerden dünya sinema gişelerine giren yaklaşık 19 milyar dolann yüzde 85'i yine Amerika'ya gelir olarak akmakta. Böyie olunca, Amerikalı şımarmaz da kim şıma- nr? Kendinizi herkesten güçJü gördünüz mü, orman ya- salannın aslanı gibi davranmadan durmanız zordur. Nitekim Amerika da, Irak'ta "Hukuk falan dinlemem; yaptım, oldu" demeden edemedi. Savaş suçlannın yargılanması ya da çevrenin koaınması için yapılan söz- leşmelere kolaycadudak bükebiliyor. Oysa, insanlar arasında orman yasalan egemen ol- masın diye çaba gösterenlerin başında da yakın za- manlarda hep Amerika görünmüştü: Hrüer'in dünya- ya hükmetmesini önlemek için tarafsızlığını bozup Ikin- ci Dünya Savaşı'na katılan ve sonrasında Birteşmiş Mil- letler'in kuruluşuna, Insan Haklan Evrensel BikJirgest'nin yayımlanmasına önayak olan da oydu. Amerika'nın çelişkjleri bununla bitmiyor ki; bir yan- dan "serbestpiyasa ekonomisi" deyip GATT, IMf- Dün- ya Bankası, Dünya Tıcaret örgütü ve GATS gibi söz- leşmelerin ya da kuruluşlann ortaya çıkmasında en bü- yük rolü oynayan, ama kendi çelik sanayii için yüzde 30'lan aşkın gümrük duvarian örüp kendi tanmına en yüksek devlet desteklerini sağlayan da yine Amerika. Ingiliz Profesör Paul Kennedy, Soğuk Savaş'ın biti- mine yakın yazdıgj, Birtane Karanakçı'nın türkçe- ye de çevirdiği "Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşle- ri" adlı kitapta, şimdi moda olan deyimle "Amerikan Imparatorfuğu"nun d a bütün imparatorluklar gibi faz- ia büyüme yüzünden çökeceğini ima etmişti. Pek öz- gün bir gözlem değil bu; ABD'nin o anlamda çökme- sine de daha çok var. Ama, moral çöküş başlamıştır bile. Siyasal ve eko- nomik konulardaki çelişkili tutumlara bizim açımızdan bir başka etken eklendi ki, o daha önemli: Haksız pet- rol savaşına asker vermedi diye en sadık müttefikine karşı Amerika'nın devtet adamlannca edilen küstahça sözler, imparatoriukyönetenlerdeki davranış "büyûklü- ğünün nasıl olması gerektiğini kendi tarihinden öğre- nen Anadolu insanının gözünde çok küçültmüştür o koca ülkeyi. Böyle kadirbilmezliklere tenezzül eden imparatorluk mu olurmuş? Tarihi Tekerrür Ettiren Akılsızlar!.. Prof. Dr. R KaZim TURKERAnkara Tıp Fakültesi Emekli rini serbest bıraktıklannı açık- ladılar. Bu olaydan sonra özel- likle Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'da yerden biter gibi şeyh- ler, tarikatlar ve dergâhlar tü- remeye başladı ve DP'nin da- ha sonraki seçimlerde elde ede- ceği oylannın en önemli kay- nağı oldular. Bir tanesi cumhurbaşkanlı- ğı mevkiine kadar yükselmiş politikacı üç kardeşin "Nakşi- bendi" anneleri, vefat ettiğin- de vasiyeti üzerine, Süleyma- niye Camii'nin avlusunda top- rağa verilmişti. Imtiyaz sahi- bi kişiler böylesi ayrıcahklan kendilerine hak olarak görecek olurlarsa, bu muhteşem anıtın bahçesinde yürüyecek yer bul- mak imkânsız hale gelecek- tir.Ve hemen yanı başında bu- lunan Istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Enstitü- sü'nün görkemli botanik bah- çesi de mezarhk haline döne- cektir. Yıllar önce "Refahyol" hü- kümetinin dini bütün başba- kanı, başbakanJık konutunda if- tar yemeği vermişti. Yemeğe Mercedes arabalarla gelenler arasında beyaz sanklı, cüppe- li ve sakallı şeyhler vardı. On- lan yemek boyunca ekrandan izledik, orucun hurma ile bo- zulmasının daha sevap olduğu- nu öğrendik. Yenildi içildi, sof- rada bir kuş sütü eksikti. Peşinden ekranda Diyarba- kır'da yoksul vatandaşlann er- zak dağıtan bir hayırseverin kamyonunun önünde bir avuç makarna veya bulgur kapmak için didişmelerini, ardından Hakkâri'de çöplükten ekmek parçalan toplayan çocuklan- mızın acıklı ve düşündürücü hallerini izledik. Bu yıl da ra- mazan ayında Üsküdar mey- danında kurulan bin kişilik if- tar yemeği çadınnı ve yemek- ten sonra artıklann talamnı K ültürümüze mal olmus sık tekrar- lanan bir özde- yiş vardır: "Ta- rih tekerrürden ibarettir." Son yarım yüzyıl içinde siyasal ve sosyal yaşa- mımızda bunu kanıtlayan bir- çok olaya tanık olduk. Din sömürüsü, siyasetin en önemli ögesidir: Istanbul Üni- versitesi Tıp Fakültesi'nde öğ- renciyken 14 Mayıs 1950'de akşam saatlerinde yaşadıklanm son derece ilginçti. Öğrenci yurdunun (Parti Yurdu) Süley- maniye Camii ile üniversite merkez binası arasındaki sur- lar üzerindeki taş binasında - ki sonradan yıkıldı- akşam ye- meğinden sonra camiye bakan dinlenme odasında arkadaş- larla konuşup çay içerken ezan okunmaya başlandı. Ezan o zamana kadar alıştığımız gibi Türkçe değil, farkk, anlayama- dığımız bir dilde, Arapça ola- rak okunuyordu. Aynı anda radyodan şu ha- ber yayımlandı: Resmi olma- yan sonuçlara göre Demokrat Parti (DP) yıkıcı bir çoğun- lukla seçimi kazanmış ve par- tinin ileri gelenleri Florya'da sonuçları kutlarken bir taraf- tan da Ezarn Muhammedi'nin ülke çapında okunmasını em- retmişlerdi. Demek ki ezan Türkçe okunursa Ezan-ı Mu- hammedi değümiş dedik ve ar- kadaşlaıia bu duruma çok şaş- ük. Işte kutsal inançlann siya- sete malzeme olması böyle başladı. Bir süre sonra DP'nin ileri gelenleri lüks arabalanna bi- nip (şimdiki büyüklerimizden farklı olarak o zamanlar Mer- cedes yerine Kadillak tercih edilirdi) Afyon'un Emirdağ il- çesine giderek daha önce mah- keme karan ile zorunlu iskâ- na tabi rutulan bir tarikat lide- Öğt. Üyesi gördük. Televizyon kameralarının önünde iftar yemekleri için ge- cekondulara misafir olmak ve- ya birkaç kişinin karnını doyur- mak için gösteriler, siyasi ya- tınm olmanın dışında bir an- lam taşımaz. Avrupa Birliği'ne girmek için gayret sarf eden ve "aktif politika" izlediklerini iddıa eden hükümetin önceli- ği, iş olanaklan yaratmak ve va- tandaşını, karnını doyuracak, insanca yaşatacak gelir sahibi yapmak olmalıdır. Türidye, Küçfik Amerika olacak! Ülke tarihine damga vurmuş bir başka tekerrürü de dile ge- tirmem gerek. Bu konu, dö- nem dönem hız kazanan Ame- rika hayranlığıdır. Bu konu- nun başlaması şöyle olmuş- tur: Kuzey komşumuz Rus- ya'nın topraklarımızda gözü olduğu Büyük Petro zamanın- dan beri bilinir. Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Stalin işi daha da azıtmış, düşmanca ru- tum ve davranışı Türkiye'yi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ıttifaka ve yakın ilişkiler içine girmeye zorla- mıştır. Fakat bu ilişkiler za- manla daha değışik boyutlara ulaşmıştır. Üniversitede öğ- renci olduğumuz yıllarda Mis- suri zırhlısı Istanbul'a geldi ve Dolmabahçe açıklannda de- mirledi. Özel bir emirle Be- yoğlu'nun arka sokakları te- mizlendi. Çok sayıda yabancı deniz piyadesi Kabataş Iskelesi'nden çıkıp Taksim'e doğru yola ko- yuldu. Askerlerin dar elbise- leri ve ense ile kulak arkasını iyice incelten saç tıraşlan genç- ler arasında moda oldu. Terzi- de dar paçalı pantolon, ber- berde "Amerikan üraşı". kız- larda kanarya sansı hatta da- ha da açık renkli saçlar... Yine bu tarihlerde "Ameri- kan müzikalleri'' Beyoğlu si- nemalannda gösterihrıeye baş- landı. Bu müzikal filmlerin pek çoğu denizcilerin New York, Los Angeles gibi büyük kentlerdeki eğlenceli hayatla- nnı anlahrdı. Caz müziği genç- lerin en büyük tutkusu haline geldi. Işte o zaman en büyük DP'li devlet adamının dediği gibi ülke "Küçük Amerika" ol- ma yolunda önemli adımlar attı. Yazık ki Küçük Amerika olmak yolunda atılan adımlar başında da yerini aldı. DP'li büyüğümüzün Küçük Amerika düşü günümüzde ger- çeğe en yakın durumda. Uzun süreden beri Amerikan Dola- n Türk Lirası'nın yerini aldı. Globalleşme, uluslararası ti- cari ve ekonomik ilişkiler, kre- di alma, IMF gibi konular gün- demin önemli bir kısmını kap- sıyor. Pul olan Türk Lirası, nere- de ıse sıradan alışverişler için sent ve dolar arar duruma gel- memize yol açtı. Bazı büyük- lerimizin kişisel taşınmazlan- nı dolar karşılığı satmakta ya da kiraya vermekte olduklan- nı öğreniyoruz. Hatta millet- vekili lojmanlannın dolar kar- şılığı satışa çıkarılması bile beni şaşırtmayacaktır. O günlerden bugünlere ülke- de yalancıhk ve hırsızlık kol geziyor. Bankaları hortumla- yanlar, vergi kaçıranlar, dev- let ıhalelerinden vurgun \ r u- ranlar, hayali ihracatçılar, top- lumda akıllı, işini bilen kişiler olarak saygı görüyor. Bedeli çok ağır olsa da her mahalle- de bir milyoner (şimdiki tril- yoner) yaratmak sloganı ile hareket eden siyasilerin hayal- leri gerçek oldu. "Küçük Ame- rika obnak" sloganının ortaya ahldığı tarihlerden beri bir hay- li yol aldık ve almaya da de- vam ediyoruz. BizbizeCell'liler için kayıt yok, başvuru yok! Bu kampanya, BizUzeCeH'li tüm Hanr Kart'lıiann; yurtiçinden Turkcell, Hazır Kart ve Muhabbet Kart'lılaria yaptığı konuşmalarda geçertidlr. Oiğer operatöriere ve sabit telefonlara yapılacak aramalar BizbizeCell tarifesinden ücretlendirilmeye devam edecektlr. Kampanya 30 Hazlran 2003 te sona erecektir. HAZIR KARTBizbizeCell'e geçmek ve aynntılı bllgl için: www.turkcell.com.tr/ Uyan Uyan Yüce Ulus! Mİthat Tuygan Atatürk Vakfı Kurtıcu Üyesi A detım olduğu üze- re, bazı değerli ga- zete yazılanna ait dosyaya bakarken, değer- li yazanmız Oktay Ak- bal'ın Cumhunyet gaze- tesinin "Evet/Hayır" sü- tununda çıkan "U>an Uyan Gazi Kemal" başhklı ya- zısını okuyunca ve değer- li karikatürist Turhan Sel- çuk'un "Ata Ok'un Ata- türk Müzesi'ne Kaldınb- yor" karikatürünü görün- ce, O'nun döneminde ya- şamış ve huzurunda bu- lunmuş, O'nun dünya ça- pındaki devrim ve ilkele- rini anlamaya ve bağlı kal- maya çalışan bir vatandaş olarak bir aydınlatma uya- nsı gereğini duydum. O eşsiz lider diyor ki: "Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, Dervişler, Mürit- ler ve Meczuplar memle- keti olamaz. En doğru, en gerçekyol medeniyetyolu- dur. Medenrvetin emir ve isteklerini yapmak insan olmakiçin v'rterlidir'' *Ben manevi nıiras olarak hiç- birayet, hiçbir dogma, hiç- bir donmuşve kahplaşnuş kural bırakmryoruın. Be- ninı manevi mirasını. ilim \eakıldır.BcninıTürk\IiJ- leti için yapmak istedikle- rim ve başarmaya çalışük- larun ortadadır. Benden sonra beni benimsemekis- teyenler, bu temel eksen üzerinde akıl \e ilmin reh- berliğini kabul ederlerse manevi mirasçılanm olur- lar." Yine o eşsız lider 0nun- cu Yıl Nutku'nda 'NeMut- lu Türk Olana" dememiş, ~N~eMutiu Türk'üm Dije- ne" diyerek, ırk, din ayn- mı yapmadan Türk top- raklan üzerinde yaşayan her vatandaş, Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde olan herkes Türk'tür. Ana- yasaya göre Türkiye Cum- huriyeti'nin dili Türkçedir. Türk'ü bölmeyince kim- se yenemez. Bunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Kurtuluş Savaşımızda düşman, Ankara'nın çok yakınındaki Polatlı'ya gel- diğinde, Atatürk Anka- ra'da Milli Eğitim Şûra- sı'nı toplamış bulunmak- ta, milleri nasıl eğitip çağ- daş dünyaya hazırlanz di- ye düşünmektedir. Daha sonralan "BizBaöuygar- lığını bir taktitçilik yapahm diye almıyonız, onda i\i olaı^gördülderirniâ ken- di bümemize ırvgun buktu- ğumuz için dünya uygar- lığı seviyesi içinde benim- sjyoruz" diyerek düşünce- lerinı açıklıyor. Eğitıme çok önem veren o büyük insan diyor ki "Eğitimdir ki ulusu ya özgün, bağun- SE, ünlüveyücebirtoplum halinde yaşaür ya da onu tutsakuğa ve yoksulluğa süriildeıf İşte bu sözü hiç- bir zaman unutmamalıyız. O'nun memleketimize ve Türk halkına uygun devrim ve ilkeleri Altı Ok olarak özetlenen rejimi 21. yüzyıl içinde gereksinim duyduğu en uygun bir re- jimdir. Akla ve mantığa dayanan en son büyük bir din olan tslam dini gibi, Atatürk devrim ve ilkele- rini de gereği gibi anlata- madığımız için 1950 yı- hndan sonra büyük bir kar- gaşalığa düştük. Çok kuv- vetli temellere göre kuru- lan büyük devletimiz bü- yük hamleler yapmıştır, ama kâfi değildir. Özel- likle son yıllarda kökü dı- şanda olan akımlar, içer- de de bir ortam bulunca dış düşmanlanmız elleri- ni ovuşturarak Sevr'i ya- ratmaya çalışıyorlar. Türk'ü bölmeyince kimse yenemez. Bunu hiçbir za- man unutmamalıyız. Bü- tün dertleri bizi bölmek... Asla bölünmeyiz. Kurtuluş Savaşımızı biz birlik ve beraberlik içinde, birleştirici büyük lideri- miz ile kazanmış bulun- maktayız. Atatürk'ün ile- ri görüş, cesaret ve azmi ile bu memleket kurtuldu, benliğine kavuştu. Fliçbir yerden yardım görmeyerek kendi imkânlannuzla ya- vaş değil. on beş yılda aşı- lamayacak yüksek engel- leri aştık. Düzlüğe çıktık. O'nun Aln Ok'ta özetlenen devrim ve ilkelerini parça parça ahp değil, bir bütün olarak değerlendirmek gerekmektedir. CUMHURİYETTEN OKURLARA İBRAHİM YILDIZ 80. Yıl 7 Mayıs, Cumhuriyet çalışanları için ayrı bir anlam taşır. O gün gazetemizin kuruluş günüdür. Ge- leneksel yemek yenilir, okurlarla buluşulur. 80. yayın yılımıza geçen çarşamba günü girdik. ıstanbul'da, An- kara'da, Izmir'de ve Adana'da kutlamalar yapıldı. Istanbul'a Anado- lu'nun çeşitli yörelerin- den gelen okurlar ya- zarlarla buluştu, geç saatlere kadar gazete- de bulunmanın keyfini yaşadılar... ••• Kuruluş yılında okurlarımıza ücretsiz ola- rak verdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 Yılı fasikülüne gösterilen ilgi bizi fazlasıyla sevindirdi. Yoğun bir istekle karşı karşıya kaldık. O gün gazetemiz yok sattı. Alamayan okur- larımıza birinci sayıyı ulaştırmak için çalışryo- ruz. Bu hafta yayımlaya- cağımız adreslerden tarih fasikülünün birin- ci sayısını edinmek mümkün olacak. 26 sayı sürecek olan bu çalışmanın bitimin- de özel bir cilt kapağı vereceğimizi bir kez daha anımsatalım. ••• Geçen hafta Deniz Gezmiş ve arkadaş- larının öyküsünü içeren yazı dizimiz büyük ilgi gördü. Turhan Feyizoğlu'nun kaleme aldığı 70'li yıllann bu çalkantılı döneminin bilinmeyen birçok yanı da ortaya çıktı. * • • Işık Kansu'nun Prof. Dr. Birgül Ayman Güler'le yaptığı kamu yönetim reform tas- lağı ile ilgili röportaj, başında olayın en kap- samlı biçimde ele alın- ması açısından önem taşıdı. Prof. Güler, "Taslak- k c f. \ 1^W\ lar Türkiye için sosyal V ; '- # ^ ^ ( devletin tümüyle orta- ' dan kaldırılması anla- mına geliyor" sapta- masıyla konuya bir kez daha dikkat çekti. ••• Bu hafta Metin Gür, Milli Görüş gerçe- ğini yazdı. Milli Görüş'ün Avrupa yüzünü okurlanmız bu yazı dizisinde bulacaklar. Mayıs ayı bitmeden yeni bir proje daha okurlarımıza ulaşacak. Bu çalışmanın ha- zırlıkları da bitmek üzere. lyi haftalar. ) DUYURU Deneyimli bir dış yazışma elemanı ve uzun yıl- lardan beri çevirmenlik yapan bir uzman açıklıyor: Afrika'nın önemli bir bölümü (eski Fransız ve Belçika sömürgeleri) ile (Meksika dahil) Amerika kıtasının bir bölümünde Latin dilleri geçerii olup bu ülkelerdeki firmalarda yöneticilerin etkili bir kesimi Ingilizce bilmemektedir. Bu alanda dene- yimli bir dış yazışma elemanına başvurmak isteyenler.. ve Istanbul'un Anadolu yakasının bazı ilçelerinde (Fransızca gibi) Latin dilleri ve Ingilizce ders al- mak isteyenlen 0 216-366 83 43'e (telefon ve faks) başvurabilirler. (Saat 09:00 -11:00 arası) 1ÜRKİYIESHMF VE SANATKÂRLAM K0NFBJBIASY0NU1İÎAN Konfederasyonumuzun 2003 yılı Olağan Başkanlar Kurulu Toplantısı, 507 sayılı Kanun'un 98'inci maddesi uyarınca. 30 Mayıs 2003 (Cuma) günü sa- at: 10:30'da. TESK HOTELde Çukurca Birlik Mah. 69. Sokak No: 10 Çankaya-ANKARA adresinde ya- pılacakür. Bu taplantıda yasal çogunluk sağlanamadığı takdirde toplantı 31 MAYIS 2003 CUMARTESİ GÜNÜ AYNI YERDE VE SAAT- TE AŞAĞIDA BELİRTİLEN GÜNDEMİ GÖ- RÜŞMEK ÜZERE YAPILACAKTIR. DUYURULUR. GÜNDEM 1- Başkanlık Divanı Seçimi, 2- Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Raporunun Müzakeresi, 3- Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulunun Ibrası, 4- Bütçe ve Çalışma Programının Aynen veya De- ğiştirilerek Kabulü. 5- Kesin Hesaplann Kabul veya Reddi, 6- 507 sayılı Kanun'un 94/d Bendi Uyannca, Bazı Yönetmelik Taslaklannın Onaylanması, . Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Ka- pasite Raporu Yönetmeliği, . Pratik Eğitim Verileceği Işyerleri ve Bunlann De- netimine Ilişkin Yönetmelik, . Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kuruluşlan Demir- baş Eşya Yönetmeliği, 7- Dilek ve Temennilerin Tespiti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear