22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 8 NİSAN 20*3 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLER • YKM2OO3îlkbahar- Yâz sezonunda bahar aylaruun moda trendleri değişik temalarla kendini gösteriyor. YKM, Bonus Card sahiplenne tüm reyonlannda peşın fiyatına taksitle alışvenş yapma olanağı sunuyor. • DOMESTOS, öğretim yılı sonuna kadar tstanbul'da ilköğretim okullannda temizlik ve hijyen günleri yapıyor. Başlatılan sosyal sorumluluk kampanyası çerçevesinde Domestos Hijyen Ekibi, Istanbul'da her gün bir ilköğretim okulunu temizleyecek. • TUKAŞ 'Acı Biber Sosu Paprüca' ve 'Biberli Ezme', ev hanımlanna lezzetli yemek tarifleri hazırlanmasında pratik bir yardımcı işlevi görüyor. • FLORMAR, uyumlu renkleriyle tek dokunuşta göz kapaklannda kendiliğinden gölgeler yaratan 'Multi Touch' göz fannı üretti. Dört farklı rengin tek ambalajda bir araya getirildiği göz fan, profesyonel makyajı pratik hale getiriyor. • HUNCA Kozmetik, CNR EXPO Fuar Merkezi'nde ilki düzenlenen ödül yanşmasuıda Caldion ile 'En iyi kozmetik ürün markası', yeni şampuan serisi Hunca Şampuan ile 'En iyi yeni kozmetik ürünü' ödüllerinin sahibi oldu. DANONESA, doğal kaynak suyu Hayat'ı damacanada sunmaya başladı. Yeni petrol yasa tasansı TÜPRAŞ'ın sahibine dağıtım şirketi kurma hakkı veriyor Akaryakıtpazarı sarsılacak GÜLŞAH KARADAĞ AKP hükümeri, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesinde iştah kabar- tacak yenı bir uygulama için kol- lan sıvadı. Hükümetın yeniden ele alarak değişiklik yaptığı Pet- rol yasası tasansına göre, rafine- ri sahipleri akaryakıt dağıtımına da girebilecek. Böylece, Türki- ye'nin akaryakıt ihtiyacının yüz- de 86'sını karşılayan TÜPRÂŞ 'ı satın alacak şirket büyük bir avantaja sahip olacak. Sektörde haksız rekabeti körükleyecek bu durumun dışında tasa- n bir bütün olarak akaryakıt bayiilerini endişelendiriyor. Üç yıllık bir çalışma sonucunda geçen hü- kümet döneminde ğıtım zincirinin getirdiği dikey yapılanmayı sağlayacak olan madde, ilk bakışta getirilen sı- nırlamayla haksız rekabeti en- gelleyecek gibi görünüyor. An- cak rafineri sahiplerine getirilen yüzde 30 sınırlamasına karşılık akaryakıt şirketlerinin pazar pa- yı da yüzde 35"le sınırlandınlı- yor ve rafînerinin avantajlı duru- mu korunuyor. Madde, petrol pazannın doğal tekeli TÜP- RAŞ'ı satın alacak yerli ya da yabancı şirkete, akaryakıt dağı- tım sektörünü de avcuna alma • Rafineri sahiplerine yüzde 3O'a kadar dağıtım pazannda olma hakkı tanıyan taslak, sektörde haksız rekabetin önünü açacak. meclise sevk edilen Petrol Yasa- sı değişikliği, AKP iktidan dö- neminde kadük kaldı. Hüküme- tin yeni bir Petrol Yasası oluştur- ma karan üzerine hazırlanan ye- ni tasan, 18 Nisan'da son görüş- meleri yapılarak Enerji Bakan- lığı'na gönderildi. Petrol Işleri Genel Müdûrlü- ğü'nün internet sitesinde yayın- lanan taslağa göre, rafineri sa- hipleri, pazar payı yüzde 3O'la sınırlanmak kaydıyla, akaryakıt şirketi kurabilecek. Pek çok ül- kede bulunan arama-rafinaj-da- şansı tanıyor. "Özel TÜP- RAŞ"ın dağıtım şirketine ve ba- yiılerine malıyetıne satış yapa- bilmesine, avantaj sunmasına olanak sağlanıyor. Bu madde- nin, ülke ömeklerine bakılarak konmuş olabileceğinı belirten uzmanlar ise, Türkiye piyasası- nın kendıne özgü koşullan nede- niyle, dikey yapılanmanın kamu eliyle yapılması gerektiğinı vur- guluyor. Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri Işveren Sendıkası Başkan Yardımcısı Rasih Arbay, taslağın aynı za- manda akaryakıt bayilerinin ka- panmasına neden olacagını vur- guladı. Taslak, rafıneri-ana da- ğıtım-akaryakıt bayisi zincirine "depocu" ara katmanını ekhyor. Akaryakıt dağıtım şirketlerinin işinın *depolamaoktuğunu" ifa- de eden Arbay, *bu zorunlulu- ğun kalknıası dağıtun şirketi sa- yısnu, devamında bayi sayısını piansızca artünr. Zaten planı oi- mayan bavilik sisteminin ryice bozulmasL, bağımsız bayüerin haksız rekabete maruz kalması- nıgetirir"dedi. Tasanya konulan ve belirli bir yere petrol satma yetkisi bulunan "toptan saücı" kavra- mını da eleştiren Ar- bay, "Bugünkü sstem- debunu bayfleryapıyor. Yaünmı ohnayan Aşirketi bayiye rakipçı- kryor" dedı. Bayının EPDK va da benzen bir kurumdan lisans alması şartının getirilmesine de karşı olduklannı vurgulayan Ar- bay. "Ulusal Marker sistemi>1e. kaliteti benzin renkkndirikrek kaçaktan aynlacak. Taslak ta bu da eie ahnryor. Böyle bir düzen- lemeden sonraekbirtisansmhiç- bir anlamı yok. Lisans. bayinin serbest koşullarda hangi dağıum şjrketinden isterse mal atanasını da engeffiyor" dıye konuştu. Yeni petrol yasa tasansı Türkiye petrol pazannm doğal teke- li TÜPRAŞ'ı satın alacak şirkete büyük avantaj sağlayacak. Unakıtan, Road Show için Londra'ya gitti SatılacakKÎT'ler için aktifpazarlarna DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy («1r.net İki fantezi, bir semptom... tSTANBUL (AA) - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, özelleştırme programında bulunan kuruluşlan tanıtmak için yabancı ve yerli yatınmcılann bir araya geleceği Road Show'a ev sahipliği yapacak olan Londra'ya gitti. Atatürk Havalimanf nda açıklama yapan Unakıtan, "Bizim programmuz, aktif pazarlama yapmak, özeUeştirme kapsamında olan kuruluşlanmızı müşterileriınizin yoğun olduğu yerlere ve baa pazarlara gitmek suretrv İ€ tamtmaktır. En Unakıtan, tamtımı yapılacak kuruluşlan ise şöyle sıraladı: "TÜPRAŞ, TekeC Miffi Piyango İdaresi, diğer küçük işletmelerimiz var. TeJekom ve THY var. Bunlann hangileriyle Ugileniyoriarsa anlatacağız." TEKEL'e yoğun llgl Unakıtan'ın, 1 Mayıs Perşembe gününe kadar çeşitli finans kuruluşlan ve sanayi kuruluşlannın yetkilileriyle bir araya geleceği bildirildi. Temaslannın üç gününde de TEKEL'in iyi fiyaü bulmak, en iyi Kemal Unakıtan özelleştirilmesiyle ilgili şartlarda satmak göriişmeler yapacak olan gayesindeyiz" dedi. Londra'da, Unakıtan, Milli Piyango için yann, çeşitli firmalarla görüşmeler TÜPRAŞ için de çarşamba günü yapacaklanm söyleyen çeşitli yatınmcılarla görüşecek. BURSA-OSMANGAZt ATATÜRK CADDESİ'NDE SATILIK TAŞINMAZ Mülkiyeti Vakfımıza ait Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Şekerhoca mahallesi, Saray Caddesi (Atatürk Caddesi) pafta 29, ada 357, parsel 79 no'da kayıtlı taşınmazın arsa alanı 723.71 m 2 olup üzerinde 1 bodrum+zemin+5 normal kat+çekme katlı ve ınşaat alanı toplamı 3150 m2 olan bina mevcuttur. Atatürk Caddesi No: 75 adresindeki taşınmazın, zemin katın bir kısmındaki mağaza (bodrum+1. kat bağlantılı) bölümü hariç olmak üzere 52 adet bağımsız bölümü (18 dükkan ve 34 büro) kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle satılacaktır. 1-Satılacak taşınmazın muhammen satış bedeli 2.000.000.000.000.-TL ve geçici teminatı 500.000.000.000.-TL'dir. 2-Ihale 05.05.2003 pazartesi günü saat 16.00'da T. Garanti Bankası A.Ş. Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı, Halaskargazi Cad. No: 278 Kat: 8 Şişli/Istanbul adresinde yapılacaktır. 3-Şartname yukandaki adresten teslim edilebilecektir. 4-Teklif mektupları en geç 05.05.2003 pazartesi günü saat 12.00'ye kadar yukarıdaki adrese verilecek veya aynı gün ve saatte belirtilen adreste bulunacak şekilde posta ile gönderilebilecektir. Postadaki gecikmeler kabul edilmeyecektir. 5-Vakfımız 2886 sayılı kanuna tabi olmamakla, ihaleyi dilediği kişi ve kuruluşa vermekte veya ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 6- Satış hakında daha geniş bilgi, Genel Müdürlüğümüzden şahsen veya (0212) 233 36 40/10 hat nolu telefonlarla temin edilebilir. TÜRKIYE GARANTI BANKASI A.Ş. MEMUR VE MÜSTAHDEMLERÎ EMEKLI VE YARDıM SANDıĞı VAKFı GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ekonomik kriz, savaş, sal- gın hastalık... Kuoılu düzen lime lime... öyle birhızlada- ğılıyor ki, acilen devreye gıren fanteziler bı- le ancak birkaç hafta dayanıyor Geçen haftalarda devreye giren ikı fantezi de bu kaderden kaçamadı: 1) ABD, Irak'taki hız- lı ve kesin zaferinden sonra dünya ekono- misini peşinetakıp, içinde bulunduğu kriz- den çıkanyor. 2) ABD Irakta hızla ve kesin bir zafer kazanarak imparatoriuk tahtına oturmaya layık olduğunu kanıtiadı. Fante- zileri hızla dağıtan çürümenin, SARS gibi, kendine özgün semptomlan da var. Zafer heyecanı nerede? ABD'nin Irak "zaferinin" ardından, piya- salarda beklenen toparianma gerçekle- şemedi, cılız bir canlılık, sonra da sarkma. Dolar da yeniden gerileme trendine otur- muş görünüyor. Çünkü ABD ekonomisi-. nin, dolayısıyla (bu ekonomi halen dünya ekonomisinin büyüme hızının yüzde 60'ını sağladığına göre) dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu sorunlar çok ciddi. Daha önce birçok kez tartıştık.. onun için bu konuda, bir alıntı yapmakla yetinece- ğim: "Aşın kredi ortamından, ipotek ff- nansman köpüğünden (gayrimenkul pi- yasalan -E. Y), istikrarsız türev işlemleri dûnyasından, başıboş spekülasyon orta- mının gittikçe artan istikrar bozucu etki- lerinden geri dönülemez bir noktaya gel- dik. Bu korkutucu mali spazmlar, aslında aşın derece hasta birsistemin semptom- lan. Bir gün bu spazmlardan biri, yaşam- sal bir kap krizine dönüşecek. Karşımız- da, aslında işlemeyen birparasal sistem- den ve ne pahasına olursa olsun bunu ko- rumaya kararlı bir merkez bankasından oluşan tarihsel koşullar var" (Prudentbe- ar, aktaran Auerback, 22/04). Geçen hafta açıklanan veriler de bu tes- pitleri destekleryöndeydı. ABDekonomi- sinin büyüme hızı, 2003'ün ilk dört aylık döneminde, yüzde 1.6'yla beklenen yüz- de 2.4'ün çok altında kaldı. Ekonomistler, işsizliğin azalması için en az yüzde 3'lük bir büyumenin gerekli olduğunu söyüyor- lar (Bloomberg 25/04). Büyumenin bile- şenleri tüketicinin daha az tükettiğini, gi- rişimcinin de daha az yatırım yaptığını gösteriyordu. Diğer taraftan, ABD'de tü- keticinin daha fazla tüketmesi, yatınmcı- nın daha fazla yatınm yapması da çözüm değil. Morgan Stanley'in baş ekonomis- ti Roach'ın birçok kez vurguladığı gibi, daha fazla tüketim dış ticaret açığını kö- rüklüyor ve daha fazla yatırım da aşın üre- tim/ yatırım (kapasite fazlası) sorununu ağııiaştınyor. Klasik bir yapısal kriz du- rumu! Bu aşın üretım/yatınm krizinin aşılabil- mesi için ABD'nin daralmaya devam et- mesi, dünya ekonomisini de ABD dışında bir merkezin peşinden çekmeye başla- ması gerekiyor. Ne ki geçen hafta yayım- lanan OECD verileri Avrupa'nın şimdilik bu işlevi yerine getırmeye aday olmadığı- nı gösterdi. Yüksek işsizlik, zayıf ıç tüke- tim ve yatınm ortamı ve EURO'nun güç- lenmeye devam etmesi EURO bölgesinin hâlâ durgunluktan çıkamadığını, Siemens Genel Müdürü Heninrich von Pierer'in deyimiyle "kapsamlı bir iyileşmenin işa- retlehnin henüz hissedilemediğini" gös- teriyor. Wall Street Journal'ın bildirdiği- ne göre önde gelen Avrupa şirketlerinin, 2003, birinci dönemi bilançolan da düş kınklıgı yarattı (25/04). OECD'nin Japon- ya'ya ilişkin beklentileri de kötümser. Ge- ride, Latin Amerika'nın hâlâ IMF pençesin- de kıvrandığını düşünürsek Asya ve Çin kalıyor. Bunlar ise Irak savaşının yan etki- leriyle ve SARS'te (akut, ciddi solunum hastalığı) sarsıldılar. Worid Bank (Dünya Bankası) Doğu Asya'da büyume- nin geçen yıla göre bu yıl en az 1 puan dü- şerek yüzde 5 dolayında kalacağını söy- lüyor. Morgan Stanley'den bölge analıs- ti Andy Xie'ye göre Çin de SARS'ın etki- sıni şiddetle hissetmeye başladı; sert bir duraklama olasılığı giderek artıyor (25/04). Bu ortamda, bir analistin işaret ettiği gibi piyasalar "savaşı da sevmiyor.. zaferi de ". Büyük topaıianma fantezisi de sönüp gi- diyor... Büyük zafer fantezisi de... ABD'nin büyük Irak zaferi de bir fante- zi: Savaşması beklenen tarafiardan biri, henüz tam olarak anlaşılamayan bir ne- denden dolayı savaşmamaya karar verdi ve anahtan teslim etti. Gittikçe artan ve- riler ABD'nin, Bağdat'ı rakipsiz askeri gü- cüne dayanarak değil, Irak üst yönetimiy- le yaptığı bir anlaşma sonucunda ele ge- çirdiğini gösteriyor. ABD'nin arananlar lis- tesine, Irak Enformasyon Bakanı Said Es- sahafın, Dışişleri Bakanı Naci Sabri'nin, Cumhuriyet Muhafızlan komutanı, Mahir Sufyan'ın alınmamış olması da çok ilginç. Rusya'nın Irak elçisi de Moskova'ya dö- ner dönmez NTV'ye "Irakh generallerin ABD ile gizli biranlaşma yaptığından emin olduğunu" söylemedi mi? (Asia Times 24/03) Sonuç: ABD bir başka yerde, örne- ğin Suriye'de veya Iran'da, tekrarlanması olanaksız, bir hileyte Bağdat'ı ele geçirdi, bir imparatora layık bir biçimde ordusunu, büyük bir savaştan zaferie çıkararak.. sa- vaş gücünü kanıtlayarak değil. ABD'nin Bağdat'ta düzeni sağlamaktaki yetersizli- ği, yağmalar ve yangınlar da iktidarsızlığı- nın bir başka göstergesi. Imparatorun bu iktidarsızlığını hemen algılayan Irak halkı da, işgale karşı hızla bir kitlesel direniş ge- liştirmeye başladı. Bölgeyi sarsacak, her- kesi dize getirecek büyük zafer fantezisi beklenenden çok daha hızla dağıldı. ve bir semptom SARS paniği dünyayı sarsıyor, ekono- mik krizi derinleştiriyor, medya Irak'ı bıra- kıp hızla ona odaklanryor, sokaklarda maskeyle geziliyor, uçaklarda maske da- ğıtılıyor, insanlar otellere hapsediliyor. Ancak verilere bakınca bu paniği anla- mak zor. Geçen altı ayda yaklasık 5 bin SARS olayı görüldü, yaklasık 270 kişi SARS'tan öldü: ölüm oranı yüzde 3-5 ara- sında. Halbuki, dünyada, her yıl nezle- den, yalnızca ABD'de 36 bin kişi olmak üzere 250 bin-500 bin kişi ölüyor. Malar- ya, çoğu Afrika'da olmak üzere, her yıl 1 - 3 milyon can alıyor. Tüberkülozdan ölen- lerin sayisı da yıllık 2 milyonu geçiyor. HlVnin 2002 bilançosunda, 610 bin'i ço- cuk olmak üzere 3 milyon ölüm var (Sat- ya Sagar, ZNET, 25/04). özetle, SARS tabiı ki önemli bir hastalık, ama Vietnam gibi yoksul ülkede bile, ciddi bir çabayla, hemen denetim altına alınabildiğine göre, önlenemez bir felaket değil. öyleyse bu panik neden? Neden olma- sın? Bu "küreselleşen" (siz küresel kriz diye okuyun) dünyada, her gün hangi, ekonomik siyasi, sağlık felaketi, hangi bi- linmedik delikten çıkıp bizi nereden vura- cak endişesiyle yaşamıyor muyuz? Işimi- zi, sağlığımızı, hatta canımızı korumaya devam edebilecek miyız? Biri selam ver- mek için omuzumuza dokunsa içimiz hop etmiyor mu? Tüm bunlar bizi saran top- lumsal, ekonomik, kültürel dünyanın artık bizi saramadığını göstermiyormu? SARS paniği bunun semptomlanndan en yenisi değil mi? AINKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Uyarıyı Doğru Okumak Geçen hafta 23 Nisan günü yaşanan resepsiyon uyansının, kamuoyunda büyük tartışma yarattığı, tartışmanın daha da uzayacağı görülüyor. Konunun, önemi gereği tartışılmasında yarar var. Bunu yapmadan önce bir büyük yanlış yaklaşı- mın ya da kanının altının çizilmesi gerekiyor. Büyük yanlış, AKP'nin yapısıyla ilgilidir. AKP'de, Başba- kan'ı, hükümetini, Meclis'i ve giderek Meclis Baş- kanı'nı birbirinden ayn tutmak, bunlar arasında gö- rüş aynlığı ya da uyuşmazlık bulunduğu varsayımı- nı yapmak, en azından şimdilik, tümüyle geçersiz- dir, tam bir saçmalıktır. Kendine özgü niteliği nede- niyle değişik tutulması gereken 1 Mart'taki tezkere örneği dışında, AKP'de her konuda tam bir biriik ve beraberiik geçerlidir. Çok katı bir yapı vardır. Ne ko- misyonlarda ve genel kuruldaki yasa çalışmalann- da ne de soru, Meclis araştırması ve genel görüş- me gibi denetim konulannda, AKP muhalefet ile iş- birliğine yanaşıyor. AKP, toplum yaranna olduğu konusunda kuşku duyulmayacak, muhalefet ile bir- likte sahiplenilmesi gerekli konularda bile işbiriiği yapmıyor. AKP, tam bir kabadayı tutumuyla, yalnız benim dediğim olur anlayışını; bildiğim bildik, çal- dığım düdük ilkelliğinı sergiliyor. ••• Resepsiyon uyansını doğru algılamak için, AKP'nin yaptıklannı bir bütünlük içinde ele almak gerekir. Eğer böyle bir inceleme yapılırsa, görüle- cek ilk sonuç, iktidardaki AKP'nin muhalefetteki AKP'den 180 derece farktı olduğu, çizginin karşı ta- rafında yer aldığıdır. AKP, iktıdara, yoksulluğu azal- tacağı, işsizliğe çözüm bulacağı ve toplumsal ba- nşı güçlendireceğı savlanyla geldi. Bu amaçla, say- dam, piyasalara güven veren, halka yakın bir hü- kümet oluşturacağı sözünü verdi. AKP, milletvekili dokunulmazlığına dokunmadığı için saydam bir kamu yönetimi sözünü yerine ge- tiımedi ve getiremez; Ihale Yasası ve Mali Milat, özelleştirme konulanndaki tutumu da bunun ta- mamlayıcısı değil mi? Oysa, yolsuzluk ve rüşvetin ortadan kaldınlması, ekonomide güven ortamı, siyasetin işlerliği ve top- lumsal yapının ahlak değerlerinin düzelmesi için bir önkoşuldur, vazgeçilmezliktir. AKP sözcüleri ve AKP için gözyaşı dökenler, önce, bu partinin, bu noktadaki muhaiefet-iktidarfarkını açıklamak, top- luma, bunun hesabını vermek zorundadır. Ikinci, ancak kesinlikle ikincil olmayan önemli alan AKP'nin kadrolaşma hareketidir. Kadrolaşma uygulaması, yönetim ve yönetişim ilkelerine; genel- likle benimsenmiş bulunan kurallara ve bu konuda- ki yerleşik geleneklere tam anlamıyla ters düşmek- tedir. AKP yönetimi, görevi çoğu kez, görevden al- dıklanndan çok daha deneyimsiz, birikimsiz ve be- ceriksiz olduğunu kanrtlamış olanlara veriyor. Bu konuda sınır da tanımıyor; yaJnızca üst yönetimi değiştirmekle yetinmiyor; kurum ve kuruluşlann en alt basamaklan da ele geçirilmek isteniyor. Ek olarak AKP kadrolannın iki özelliği öne çıkıyor: a) Geçmişte, başta laiklik olmak üzere Cumhuri- yet'in değerterine açıkça karşı olduğunu kanrtla- mış olmak; b) Atananlann çok büyük bölümünün yine geçmişte adlannın yolsuzluğa kanşmış, hak- lannda soruşturma açılmış, yani sanık durumuna düşmüş olmaları. AKP, bu nitelikteki bir bürokrasiyle ülkeye büyük zarar vereceğinin ilk işaretlerini veriyor. örneğin, bu kadrolaria yapılacak bir özelleştirmeden nasıl ba- şanlı sonuç alınır? Rüşvet ve yolsuzluklann toplu- ma, ekonomiye ve siyasete vermekte olduğu zarar çok büyüktür. Açıkça, cumhuriyet düşmanı kadro- lann oluşturulması ise bir büyük yıkımın tohumlan- nı taşıyor. Uyan, eğer doğru okunursa, görülecek olanlar, çok kısa olarak bunlardır. Uyanyı, yapay, önemsiz ve de bir bardak suda fırtına koparmak gibi gerek- siz bulanlann yapması gereken, AKP için, oyunca- ğını kaybetmiş çocuklar gibi ağlayacaklanna, bu konulan tam bir yansızlıkla ele almak ve kamuoyu- na doğruyu, yalnız doğruyu iletmek olmalıdır. An- cak böyle yapariarsa, AKP'yi iktidara gelmesi için verdikleri o büyük uğraşın sorumluluğunu biraz ol- sun azaltabilirier. yakup@metu.edu.tr Rekabet Kurulu TEKEL'le ilgili karara savunma ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Rekabet Kurulu'nun olumsuz teknik raporuna karşın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile yedikleri bir akşam yemeği sonrası TEKEL'in sigara işlet- melerinin tek parça ola- rak satılmasına "ikna olan" Rekabet Kurulu, Başkanvekili Mustafa Pariak aracıhğıyla bu ka- rannı savundu. Pariak "Piyasada önemli ölçüde rekabeti bozacak hâkim durum ohışmasuıaİ2mverme>iz. Rekabeti bozucu bir hâ- kim durum yoksa, özel- leştirmeyi engellemek için de bir şey v-apmayız" dedi. TEKEL'ı alacak grubun zaten yüzde 61 pazar payına sahip olaca- gını ifade eden bir yetki- li Parlak'ın açıklamasını "TEKEL BAT'a saöl- mak isteniyor. Böiûnerek sabkaydı, rekabet tesis cdiürdi-dedı Rekabet Kurulu'nun hazırladığı teknik rapor- da, TEKEL'i tek bir fır- manın alması durumun- da rekabetin bozulacağı, tütün üreticilerinin de bu satıştan mağdur olabile- ceği tespit edilmişti. Rekabet Kurulu'nun piyasaya etkin müdaha- lesinin, düşük maddi ce- zalar ve uzun hukuki sû- reç nedeniyle çoğunluk- la mümkün olmadığı be- lirtiliyor. ] BICONOMİ f 1975: Bakanlıklararası Ekonomik Kurul, demir, çelik ve çimento fiyatJannın yüzde 35-50 arasında inrMnesi- ni kararlaştırdı. 1989: Petrol Ofisi, Shell, Mobil ve BP'de çalışan Pet- rol-lş üyesi işçüer, topkı vizrte eytemi yaptlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear