25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31KJTT 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 latagonya'dan brkımız yok w1F'nin dız çöktürdüğü bir başka ül- (i .e, Arjantin'de "Patagonya" toprak- nın "borçAaA?//^/°toptansatışıgün- inde. Türkiye'nin de Patagonya'dan 2:1 yok... taritave Kadastro Mühendisleri Oda- .*aşkanı Hüseyin Ülkü, TBMM'ye /»•2-P iktidan tarafından geçen aralık ;v»dasunulan "doğrudanyabancıya- ınlaryasa tasansı "na dikkat çekiyor £ tasan yasalaşırsa, Mardin, Kızılte- ffre Nusaybin'de ABD'yeparselpar- skiralanıp şimdilik terk edilen fabri- ter, küçük sanayisitesindeki dükkân- kre GAPb&gesindekion binlerce dö- rln arazi, yabancı ülkeler ve yabancı smaye tarafından parsel parsel sa- tra/ınabilirduruma gelecektir. Buya- sımsansı geçmiş iktidar tarafından çı- kılan 15 günde 15 yasa d'ıye adlan- aran IMFyasalannın devamıdır ve de Tkiye Cumhuriyeti devletinin variığı- n ifıdit eden bir ıçerik taşımaktadır." A İ / İ t o n B|I 9' Yayınevi'nin G H I L d | l "BektronikKitapYanş- ması"n\ bu yıl öğret- rre kökenli bir yazar, Mehmet Atilla "U yküyü içeren "Sancı Yılanı" aöh ya- prt\a kazandı. Atilla'ya, "Basılı kitabın ko- kus, kâğıdı, mürekkebi bir başka değil /77/r diye sorduk. 0 da aynı kaygılan ta- şıyrmuş. Tek farkla: "Gençler ve ço- cüar, bilgisayarortamını daha çok eğ- lero için kullanıyoriar. Oysa çoğalan bu ttleyi, yine kullandıklan o alan için- dedebiyatm çeşıtlıalanlanyla buluştur- mo hem de daha kolaylıkla ve daha ucja buluşturmak çok önemli." Yanş- rricnn seçici kurulu üyelerinden Ayla Kutu, Mehmet Atilla'nın "Sancı Yılanı" içır ;unlan söyledi: "Kesinlikle usta işibir yapı. Kurgusu sağlam, dili temiz. Hikâ- yelesıcak, insancıl ve gerçekçi." Sanal ortanda dolaşan gençlere duyurulur... ISIK KA\SU Ormanlar gitti giderA-K-P'nin elde balta, oıman alanları için hazırtadığı anayasa değişiklikleri ne anlama geliyor? Değerti araştırmacı Doç. Dr. Yücel Çağlar, degişiklik önerilerini madde madde köşemiz için değerlendirdi: 1 - Anayasadaki "Devlet ormanlan yasaya göre devletçe yönetilir, işletilir" yaptınmı, "işlettirme" eylemini kapsayacak biçimde değiştiriliyor: Böylece, devlet ormanı sayılan arazilerde; onmancılık çalışmalannın yanı sıra her türiü turizm etkinliği ile madencilik, avcılık, milli parkçılık, tıbbi ve aromatik bitki tanmı, zeytincilik ve hayvancılık çalışmaları da yerii ve yabancı özel sermayeli kişi ve kuruluşlara yaptınlabilecek. Bu durum, orman ekosistemlerinin yönetimi ile ilgili evrensel ilkelere tümüyle aykındır. 2- Anayasa, "Orman niteliğini yitirmiştir" gerekçesiyle "orman sınırlan dışına çıkanlan" yeıierin "herkese" devredilmesi, tahsis ya da terk edilmesi, kiraya verilmesi, üzerinde ayni hak tesis edilmesi ve satılmasına olanak verecek biçimde değiştiriliyor: Böylece, yaklaşık 4.7 milyar metrekarelik Hazine arazisindeki hertüriü işgal, anayasal dayanaklara kavuşacak. Bu uygulama, Türkiye'de önlenemeyen ormansızlaştırma ve devlet ormanı sayılan arazileri işgal etme eylemlerini özendirecek, yaygınlaştıracak. 3- "Orman niteliğini yitirmiştir" gerekçesiyle orman sınırian dışına çıkanlan yerlerin, yalnızca oıman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi amacıyla değerlendirilmesi uygulamasından vazgeçiliyor: Böylece, siyasi iktidarlara, her ekonomik dara düştüklerinde devlet ormanı arazisi satma olanağı getirilmiş oluyor. 4- Anayasa, orman köylerinin sınırlan içinde kalan yerlerin bile gerektiğinde orman köylüsü olmayanlara da satılabilmesine olarak verecek biçimde değiştiriliyor: Böyiece, 17 bin orman köyündeki 8- 9 milyon yurttaşımızın üzerinde yaşamaya çalıştıklan, yerleştikleri, tanm-hayvancılık yapageldikleri yerier de satılabilecek; dahası bu gibi yerieri, kullanıcı konumundaki orman köylülerinin dışındaki kişi ve kuruluşlar da satın alabilecek. Kısacası, Doç. Dr. Çağlar'ın ifadesiyle Türkiye ekonomisi "ormanlanmızın kanıyla" beslenmeye çalışılıyor. Geçen hafta Orman Bakanlığı binasının ön cephesini tümüyle kapatan koskoca bir bez afiş astılar. Üstünde şunlar yazılı: "Her çocuk bir fidan. Bin fidan, bir orman." Güler misin, ağlar mısın! Vefgi Haftası'nda Büro Emekçileri Sendikası (BES), 30 Eylül 1998'de çıkanlan "Nereden Buldun Yasası'm tanıtmak için 0 günterde Maliye Bakanlığı Gelirier Genel Müdüriüğü'nün yurttaşlara dağıttığı el ilanlannı anımsattı: "30 Eylül ak Çarşamba, senin için, ailen için, ülken için Ak'lama yepyeni bir başlangıçtır." Aradan 4.5 yıl geçti, kendilerini "Ak" diye tanımlayanlar, "Nereden buldun"u kaldırdılar, naylon faturacılan, vergi kaçakçıîannı "akladılar. BES, bugünkü vergi adaletinin (!) dökümünü yapmış: 100 milyonluk sağlık harcamasından 18 milyon, 100 milyonluk katıksız ekmek harcamasından 1 mityon, 100 milyonluk eğrtim harcamasından 18 milyon, 306 milyonluk asgari ücretten 32 milyon 260 bin lira vergi kesiliyor... 950 milyon liralık kira gelirinden ya da 660 milyar 714 milyon liralık Hazine ve devlet tahvili faiz gelirinden ise tek kuruş vergi alınmıyor. Emekten ranta, sermayeye kaynak "a/ctarma böyte oluyor işte! ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞlPAL 'Aç Mflyonerler' ile 'Yoksııl Milyarderler' Ülkesi îşçi, gemiadamı ve gazetecilerin gelecek güvencesini sagla- yan sosyal sigorta sistemi, 1 Nisan 2003'te 54 (elli dört) yaşı- na basacaktır. Yanm yüzyılı aşan bu süreç içinde, ne işçinin, ne gemiadamının ne de gazetecinin sosyal güvenliği sağlanabil- miş değildir. 1965 yılından sonra, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası ile kurulan Sosyal Sigortalar Kurumu'na (1950-1965 dönemi Iş- çi Sigortalan Kurumu) kapsamına ahnan, işçi, gemiadamı ve gazetecinin sigorta primine esas ahnan ücretlerinin alt sının (taban) ile üst sının (tavan) ücretleri, Türkıye ekonomisinin ya- nm yüzyıllık göstergesi gibidir. 1950 yılında sigorta primine esas alt sınır 60 (altmış), üst sın- nı ise 600 (altı yüz) Türk Lirası olarak saptanmıştı. Bugün (1 Temmuz 2002 - 31 Mart 2003 dönemi) sigorta pri- mine esas ücretin alt sının (taban) 327 milyon 583 bin, üst sı- nın da 1 milyar 637 milyon 916 bin liraya ulaşmış durumdadır. Yanm yüzyılı aşan süreçte ülkeyi "her mahallede bir miho- ner yaratük" söylemi ile yönetenler, "açlık sınınnı" milyonlar, "yoksuDuk sımnıu" da milyar düzeyine getirerek Türkiye'yi, "aç mflyonerler" ile "yoksul milyarderler" ülkesi yapmışlardır. 53 yıllık süreçte 1950 ile 2000 yılı arasında geçen 50 yıllık (yanm yüzyıl) sürenin sigorta primine esas ahnan üst sının (ta- van) toplamı 4 milyar 441 milyon Iiradır. 1950 ile 1953 yıllan- nı kapsayan 53 yılın üst sının (tavan) ise 37 milyar 517 milyon liradır. 1950 - 2000 arasındaki 50 yıllık sürenin ücret tutan %12'dir. Son üç yılın tutan ise %88'dir. Bu "ekonomik çöküşün" en somut kanıtı sayılardır. Dünya edebiyatına imzasını atmış Fransız yazan EXUPERY (A. de Saint)'ye göre: "Sözcükler yanhş anlama kaynağıdır." Gözlemlerimiz. zamanında, yerinde ve doğru kullanılmayan sözcüklerin, yaniış anlamaya ve anlatmaya neden olduklan yö- nündedir. Bunun için sözcükleri değil, "sayılann düini" kullanmaya ça- hştık. SSK1 Nisan 1950-31 AraJık 2002 Dönemi Prime Esas Tavan Ücretier Dönemler Yıl Tavan Lcret TL. %Oranı 01.041950-31 121959 01.01 1960-31 121969 0101 191 0-31 1219-9 01.01.1980-31 121989 0101 1990-31 121999 01.04.1950-31 121999 01.012000-31 122UO0 01.012001-31122001 01.012002-31 12 2002 0104.1950-31 122M2 01041950-31 12 1999 0101.2000-31 12 2002 01.04 1950-31 122002 10 Yıl Toplamı 10\ıl îoplamı 10 Yıl Toplamı 10 Yıl Toplaraı lÛYıIToplamı 50 Yıl Toplamı j 2000 Yılı Toplaraı 2001 Yıh Toplamı 2O02 Yıh Toplamı 53 ^ ıl Toplamı 50 Yıl Toplamı 3 Yıl Toplamı 53 Yıl Toplamı 132 300 :'} ooo "36 n 26"10 3 1 44I3 98"990 4441839 838 6 030.000000 11250 000 000 15 "95 580 755 3" 5 P 420 593 4 441839 838 33 ü'5 580 ':: 3 \ ; P 4 2 6 593 »oO 0004 "oO 000" "»0 0020 "oOO-'IZ %I1 7652 M18394 "tlbO-25 '.29 9861 M 2 1020 ".100 0000 •.11.8394 %88 1606 M 00 000ü Yanm yüzyıl ülkeyi, "her mahallede bir milyoner yarattık" söylemi ile yönetenler, "açhk sınınnı" milyonlar, "yoksuDuk sı- nmnı" da milyar üstü düzeyine getirerek Türkiye'yi. "aç mil- yonerler" ile "yoksul milyarderler" ülkesi yapmışlardır. Ülkü'nün test sorusu CHP Izmir Milletvekili Hakkı Ülkü aradı. Bilgimizi ölçmek istemişti. "Test sorusu şu" dedi: "Bunalımdan medet uman, fikri inancı olmayan, sadece hırsı olan ve hırsını aklının önüne koyan Napolyon tarafından da 'Yaşamım boyunca tanıdığım en kusursuz dönek' diye tanımlanan tarihi kişilik kimdir?" Ülkü, şıkları sıraladı: a) Louis de Funes b) Ahmet Tarık Tekçe c) Erkan Mumcu d) Joseph Fouche. Louis de Funes, olamazdı. Çünkü, kendisi Fransız bir komedyendi. Geçmişte en sevdiğimiz karakter artistlerinden Ahmet Tank Tekçe de olamazdı. Sayın Kültür Bakanımız Erkan Mumcu ise hiç olamazdı. "Bulduk" dedik, "D şıkkı. Fransız Ihtilali dönemi ve sonrasının ünlü polis şeflerinden Joseph Fouche". Hakkı Ülkü'nün sınavını geçmiştik... KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behtcak(« turk.net TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Mart DBSCARTES'IN KU$KUCULUK YÖNTEMİ.. 1536 ' ÖNEU- 1/ KlŞİLEeP£M SAY'LOIĞI Gt'Bt, MODeRN F^EISEFBNİN >e KURUCUSUYPU- GS/2ÇEĞİ 4G4M4K İÇ/M "*U/Ç/CU" ru ssçe/v DescAttnss, Bu KOMJM /LKÇAĞ SEPT/K.- Bie YOL rurre/RMuşrv. CHYE 8/eçEy yorcru. OYSA Ğ BİR PÜfÜıVCE YÖNTEMİrbi. 8/Ş METAFİZİKÇİ OBscAerBS'rN DÜÇÜNCESINİ onjHrrusu I'KÎ rş- MEL OOĞeu M4/ePt •' 7HNBt V£ "PÜÇÜA/ÜyaeUM, Öy- L.EYSE fAR/M " KAVBAMf. TANRI Ye OAJUN KUSUg- SUZLUĞU; İNSAN ZİUUİK1DE OO6UÇT^M \fA£O- BIR OafÜMC£yPİ. BU NEDENLE, KJJÇKCİ YÖN7~EMl £U VJrmnden tnr uıl ânce 9'Uıöı /SvECtt. VEFAT Ankara Üniversıtesi Tıp Fakültesi Emeklı Öğretım Görevlısı MEHMET CEMJL UCURLU 28.03.2003 tarihınde vefat etmıştır. Cenazesı 31.03.2003 Pazartesı günü Kocatepe Camn'nde kılınacak öğle namazını müteakıp Karşıyaka Mezariığı'nda defnedılecektır. EŞf, SUNA UĞURLU ı Cumhuriyel k ı t a p 1 a r ı Necati Cumalı ANKARA D.T. ŞİNASİ SAHNESİ'nde 1 İB3n Salı • 2 Nisan Çarşamtıa • 3 Nisan Perşemte 4 Nisan Cuma • 5 Nisan Cuartesi Saat 20.30 5NisanCymartesJ-6lisanPazar Saat15.00 VEFAT MÜRSEL ARSLAN 1958-.... 31.03.2003 Yenimahalle Karşıyaka 2. Kapı.. öğle namazı Erken Aynldın Yoldaş Hani Kurtuluşa Kadardı Kaviimiz DİKMENÜ DEVRİMCİYOLDAŞLARIN SUSUZ YAZ 14.BASKI ÇIKTI Suyun paylaşımı ekserunde cereyan eden; fonda kırsal gelenekJerin sorguiandığı ''Susuz Yaz'", sinemaya uyarlandığında, hâlâ Türk sinemasının en ıyı 10 fihni arasında sayılmasını sağlayan bir başan elde etti. 1964 yılı Berlın Fılm Festivalı'nde bü>"ük ödül Altm Ayı'yı ülkemize kazandırdı. Cumhurtyei Çag Pazarlama A Ş Türkocagı Cad No:39/41 kttap kulübü (34334) Cagaloğlu-Istanbul Tel.(0212) 514 01 96^kltaP ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Ebas No- 1996 985 KararNo: 2002 53" Davacı Maliye Hazuıesi tarafından davalılar Durdu tnceler (Yalçın). Zuıat Hakan, Nadıre Şak. Süleyman Barut. Mehmet Banıt. Duralı Barut ve 76 davalılar hakkında 26.11.1996 tanhınde Antalya Güzeloba Mahallesı 8"0 parsel sa\üı taşınmaz ile ılgılı olarak dava açılmış olup 21 5 2002 tanhınde Antalya merkez Güzeloba Mahallesı 870 nolu parselın hanta ve kadastro mudurlugünden emeklı Kadır Aypar tarafından tanzım edilen 18 10 2001 havale tanhlı krokısınde belırtılen " B " harfi ile göstenlen "88 m2 yer ile " C " harfi ile göstenlen 233 m2 yenn tapusunun ıptalı ile hazine adına tapuva tescılıne -bu taşınmazdan genye kalan •'A" harfi ile göstenlen 4059 M ye- nnde tapu kaydında oldugu gıbı mahklen adına tapusunun de\amına karar venlmış olup davalılardan yukarda ısımlerı vazılı bulunan davalılar Durdu lnceler (Yalçın), Zınat Hakan, Nadıre Sak, Süleyman Barut. Mehmet Barut, Duralı Barut karann ılanen tebliğıne karar venlmış olmakla. bu da%alılara karann ılanen teblığıne- ılan tanhın- den ıtıbaren yasal sûre ıçensınde tem) ız edılmedığı takdırde hükmün kestnleşmış sayılacağı teblığ olunur Basın 14386 HATAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Savı 2002 467 Davacı Yılmaz Koçak \ek \\ Yılmaz Turunç tarafından da\alı Nedım Mutlu hakkında açılan menı müdahale \e ecrimisıl davası nedeniy- le; Davalı Nedım Mutlu'nun Antakya Ektncı Bld Bahçelıevler Cengız Sk. No 81 adresine çıkarılan teblıgatın vapılamadıgından \e yapılan türa araşırma- lara rağmen adresı tespıt edılemedığınden. da\a dılekçesı ve duruşma gününün ılanen teblığıne karar venlmış olduğundan, duruşma günü olan 07.05.2003 günü saat 9"da duruşmaya selmesı, gelmedıği takdırde duruşmantn yokluğunda de\am edeceğı, da\a dılekçesı tebhgı yerine geçerli olmak üzere ılanen tebhg olunur 19.03.2003 Basın. 14252 SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU lazer Savaş' Çuvalladı "Ikinci tezkere"rim reddedildıği tarihi gece "Johns Hopkins Üniversitesi'nln mezunlaryemeğindeydim. Gecenin en "sıcak" konusu üniversitenin Uluslara- rası llişkiler Bölümü SAIS'ın en eskı dekanı Pau( Wol- fovvitz oldu. Wolfowitz'ı yakından tanıyan birfakül- te mensubuna sordum: "Nasılbiri?" "Lazergibizekâsı vardıri" yanıtını verdi: "Ama iş- te o kadar. Bir lazer aklıdır onunki. Lazer denli net, keskin ve çabuktur. Ama en büyük açmazı da bu- dur... Büyük fotoğrafı gözden kaçırabilir..." Irak muhalefeti ile birlikte çarpışacak az sayıda Amerikan askerinin bu işi yapabileceğine ve Saddam'ı çabucak devirebileceklerine yönetimi ikna eden biz- zat VVblfowitz olmuş. "Irakhalkı bu krizin Saddamyü- zünden çıktığını biliyor" diyormuş Savunma Bakanı Rumsfeİd'in yardımcılığını yapan \Afolfowitz: "1940'lar Fransa 'sında Fransızlar bizi nasıl sevinçle karşıladı- larsa; Bağdat halkı da şimdi umutla kurtanlmayı bek- liyor!" "Lazerzekâyla" ortaya atılan bu beklentiler sava- şın ilk haftasında fos çıktı. Saddam ikide birTV'lere çıkıp "Ben iyiyim, meraketmeyin"yollu açıklamalar yapıyor. Amerikan esirleri, cepheden dönen "cesef torbalan" falan derken -en büyük dehşet senaryola- nndan biri olan- "koalisyon güçlerine karşı" intihar saldınları da başladı. Yakında çöl sıcaklan bâstracak. "Koalisyon askerleri" kimyasal giysilen içinde kavru- lacak. Bu Kuveyt çıkartmasına benzemeyen bir macera. Irak, Vıetnam olma yolunda mı? Iraklılartuhaf. "Lazer-zekâ planlann" aksineAme- rikalılar tarafından "kurtanlmaktan" pek hoşlanma- dılar. Fransızlan hiç andırmıyorlar. Azılı rejim düşman- lan ile rakip aşiretler bile Saddam'ın arkasında kenet- lenmeyi "Bush 'un özgürtüğüne" tercih etti. Nefret ska- lasında birinci sıraya Bush'u yerteştirdiler. Saddam'ı açık farkla arkaya koydular. Toz toprak, duman kum fırtınası arasında artık ne taraflann uğradığı kayıplan tespit etmek mümkün, ne ele geçirilen kentleri... Pentagon çevreleri homur- danıyor. Vıetnam Savaşı'nda bu tiir birsorgulama nok- tasına aylar, hatta yıllar sonra gelen Amerikan bası- nı sesini yükseltiyor: "Bush yönetiminin kibirli teorisyenleri ile neo-mu- hafazakârgunjlan" diye yazıyor mesela "New York Tımes" yazarian: "Şimdi Irak kaosundan birdüzen çıkartmakzorunda... Bağdat'ın birkaç günde düşe- ceğiniiddia ederek Irak direnişiniküçümseyen Ame- rikan ve Ingiliz istihbaratı çuvalladı... Hızlı Irakişga- linin ilk coşkusu kasvete dönüştü..." Doha'da askeri yetkililere meydan okuyan muha- birter CNN kameralan önünde hesap soruyor "Bu işin fiyaskoyla bitme ihtimali nedir?" Bu kadar akıllı bombayla bu kadar aptal bir sava- şın denkleştirilmesindeki baş döndürücü hız ile 19. yüzyıl dünyasına ait bir sömürge savaşını iletişim ça- ğı şeffaflığında yürütmeye kalkışmanın cüreti insanı afallatıyor. Hadi Amerika'nın "lazerzekâlı" savaş mi- martarı Irak'taki "büyük fotoğrafı" gönmedi diyelim, dünyayı altüst eden iletişim devrimini de mi görme- diler? CNN gölgede kaldı Globalleşme karşıtları gibi intemette hızla örgütle- nen "banş cephesini" nasıl böyle ıskaladılar? "Ku- zey Cephesi" hesaplarına limon sıkan Türk haber kanallannın gücünü, Saddam'ı konuşturan, tutsak- lan sergileyen, sivil katlıamlan ekrana taşıyan El Ce- zireTVnin etkisini nasıl hiç hesaplamadılar? Tekyan- lı Amerikan propagandasını etkisiz kılan bu yeni med- ya güçlerinın sinerjisini nasıl boşladılar? Basın, medya, imaj, komünikasyon, Hollyvvood ve görsei efektler ustası ABD, propaganda cephesini kay- betti. Irak'ın işgalini bir Paris-Dakar rallisi gibi çölden "naklenyayın" vermeye kalkışan CNN, savaşın ilkgün- lerinde kovuldu Bağdat'tan. İlk Körfez Savaşı'nın ak- sine bu savaşta gölgede kaldı. ABD ve Avrupa'nın belli başlı TV kanalları, Arap TVIeri görüntülerini kul- lanıyor bundan böyle. Bu savaş "El Cezire", "Abu Da- bi" ve "El-Arabiya" TVIeri ile hatırlanacak. Amerikan karşıtlığı ateşini günden güne fitilleyen yepyeni bir durum bu. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Anlaşılma- sı, çözülmesi ya da içinden çıkılması güç olan. 2/ Üstü kapalı olarak anlatma... Ku- 5 maş ya da ince g deriden yapı- lan ve ayağı bütünüyle sa- 8 ran ayakkabı. g 3/ "Para" an- lamında argo sözcük... Çemberin çevresinin çapına oranını göste- rensayı.4/Senegal'in 3 başkenti.S/Halkdilin- 4 de kırmızı pul bibere verilen ad... Delik, yır- tık ya da eski bir yeri uygun bir parça ile onarma. 6/ Birbirine paralel olarak laanan iki akarsu arasmda kalmış dağ sırtı.. Dansta kaval- yenin eşi. II Bir nota... Kâğıt ya da madeni para üze- rindekikafaresmi. 8/Eskidildesu... Istanbul'unbir semti. 9/Bir kimsenin da\Tanışlanna temel olan ah- lak ükelerinin tümü... Briç, pokergibi oyunlarda, oyu- nu oynayan dört kişilik grup. YUKARTOAN AŞAĞIYA: îyTatarböreği... Kuzu sesi. 2/Gözleri görmeyen... Dil- bilgisindeki sözcük türlerinden biri. 3/ Yunan mito- lojisinde, güçlü ve kendini beğenmiş erkekleri ceza- landırmak için yaratılan ilk kadm. 4/Gülhane Aske- ri Tıp Akademisi'nin tasa yazılışı... Birrenk. 5/"Ne şair yaş döker ne — ağlar Tarihe kanştı eski sevda- lar" (F.N. Çamlıbel)... Kesintılerden sonra kalan mik- tar. 6/"Türkân—": Sinemaoyuncumuz... Tuzak,ka- pan. II Sahip... Karahindibanın sebze olarak yenen yapraklan. ^Doğu Anadolu'dabirdağvegeçit... Bü- yük, önernlı. 9/ Eskiden kara ordusuna verilen ad. DÜZELTME Dıinkü Pazar dergide çıkan Armağanlı bulmacanrn yukandan aşağıya 3. sorusunda tsrail'in plaka işareti olarak sorulan soru tzlanda'nın plaka işareti olacaktır. Düzeltir, özür dileriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear