23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16MART2003PAZAF 14 J V . U J - J X UJtl. kultur@cumhuriyet.com.tr Küçük bedenlerdeatan büyük yürekler Nezihe Meriç 'tenyıllar sonrayeni bir roman: Alacaceren NENA ÇAIİDİS \ezihe Meriç 70'li yıllarda başla- dığı 'Alagün Çocuklan' başhklı ırmak romanının son halkası olan 'Alaca- ceren'le (Yapı Kredi Yayınlan) uzun bir aradan sonra yeniden okurlannın karşısında. Meriç, 'Alacaceren'de parçalanmış bir ailenin birbirlerine adeta kenetlenmiş iki bireyinin yaşam mücadelesini ışıltılı bir dille anlatı- yor. Bengi küçücük bedeninde taşı- dığı kocaman yüregiyle kardeşi Gün'e, evine ve anne babasından ge- riye kalanlara sımsıkı sanlıyor. tkı kız kardeş çok sevdikJeri dedeleri sa- yesinde her yeni sabahı mutluluk ve- ren yeni bir sabaha dönüştürmeyi be- ceriyorlar. - 'Alacaceren'i bir aynnü romanı olarak tanımlamanıız mümkün mii? MERİÇ- Bu, aynntıdan kastınızın ne olduğuna bağlı. 'Alacaceren', ya- zann yarattığı -bu yaratmaya karşı- lık başka bir sözcük bulmalı. Ben pek hoşlanarak kullanmıyorum doğ- rusu- iki küçük kız kardeşin yaşam- lanndan bazı sabahlan alıp, onlann yaşamlannın gelişimini sezdirerek yazılmak ıstenmiş bir yapıt. Aynn- tılar var elbette. Çünkü ben aynntı- lara büyük önem vererek yazan bi- riyim bir; ikincisi, yaşam bir aynn- rılar bütünüdür. Sanat, yaşamdan bes- lenerek var olduğuna göre, iyi göz- lemlenmiş, iyi algılanmış, akıllıca yorumlanmış aynntılar onda büyük önem taşır. Söz dizimini, sözcükle- rin kendı başlannayken olsun, bir araya geldikJen zaman olsun edindik- leri çağnşımlan, sesleri hiç gözden kaçırmamak gerekir. Özgün bir ya- pıtta, yanlış yere konmuş bir virgül bile, bir müzik parçasında yanlış ve- rilmiş bir es gibi, ses düzenini bozar, çökertir yapıyı. Böyledır ve zordur; ince elenip sık dokunmuş bir yapıtı kurgulamak da, okumak da. Hal boy- le iken, aynnh romanı diye bir ta- nımlamadan ne anlamahyız? Sevgl ve güven duygusu - Roman kahramanlanıuz küçük yaşlardan beri sahiplenilmemişlik duygusu içindeyaşanuş çocuklar. Fa- kat bütün bunlara karşın yaşama sımsıkı sanlmayı da becerrv orlar. Da- ğümış aileçocuklanyaşama daha mı sıcak ve sıkı bağlanıyorlar? MERİÇ - Çocuklar, doğal olarak, yetiştikleri çevTeden etkilenerek bü- yüyorlar. îlk soluk ahşlanndan baş- layarak biriktirdikleri artılar ve ek- siler hep içinde bulunduklan çevTe ta- rafından veriliyor onlara. Eğer anne, baba, aile, ev, ailenin diğer üyeleri, taşıdıklan adlara uygun olarak olum- lu davranışlar içinde olan. kendileri- ni, sorumluluklannı, çocuğu bilen, ço- cuğu düşünen bireylerse, çocuk el- bette sağhkJı bir beden ve ruh yapı- sı içinde yetışiyor. Burada dikkat edi- lecek bir durum var. Önemli olan ço- cuğa sevgi. güven duygusunu veren birilerinin olması. Bu anne, baba ol- masa, adı başka olsa bile onlann ve- receğı sevgiyı, güven duygusunu ve- riyorsa, çocuklargene de sağlıklı ola- biliyorlar. Alacaceren çocuklannın dedesi gibi. 'Alacaceren'deki iki kü- çük kız, daha ne olduklannı anlama- dan, dede girmiştir yaşamlanna. Bir şanstır bu. Her dağılan ailenin ço- cuklan için, bunu söylemek zor. - Çoğu zaman romanın içinde yer alan yazar konuya karışıy or. Kısaca, 'serseri ruhhı' ve 'özgür' biryazar. Ya- . itabında parçalanmış bir ailenin birbirlerine adeta kenetlenmiş iki bireyinin yaşam mücadelesini ışıltılı bir dille anlatan Nezihe Meriç, "Bu 'Alacaceren'i çok sevdim; ortaya çıkınca, 'zihnimde' hayal meyal dolaşıp duran bir roman, su yüzüne çıktı. Onuda yazabilsem diye sevinmeler üretiyorum kendi kendime" diyor. Omürtörpüsügünler- 'Alacaceren' 70'li yıllarda başladığuuz ırmak romanuuz 'Alagün Çocukian'nın son halkası. Bu ırmak roman neden kesintiye uğradı? NEZİHE MERİÇ - 70'li yıllar benim yaşamımın sıkıntıh yıllanydı. 68'de tutuklanmış, 74 affiyla aklanmış biri. Merkez cezaevinde bir hafta kalmıştım ama, mahkeme ertelene ertelene altı yıl sürdü. Çünkü araya 12 Mart girdi. Bu hapse girdim giriyorum tedirginliği içinde geçen altı yılı anlarmak kolay değil. Bu kolay olmayan zor günlerin içinde, kaçak yaşamalar, polis görünce su gibi terlemeler, uykusuzluklar -çok düşkün olduğum küçük bir kızım vardı çünkü- falan gibi ömür törpüsü günler yaşandı. 12 Mart döneminde çekilen acılann yanında lafi bile olmasa da, ben sinirli, zayıf. dayanıksız biri olduğumdan, zordu. Her neyse, demem şu, 74 affi geldi ama, ben onca yıhn sıkışmışlığından nasıl kurtulacağımı bilemedım. Dayanılmaz bir boşluk içindeyken Erdal Öz'den gelen bir mektup yetişti imdada. Çem Yayınevi'nin başlattığı çocuk ldtaplan için benim de yazmamı öneriyordu. Işte bir başlama noktası. Ben 'Alagün' dizisine, büyük bir silkinme, kendine gelme sevinciyle, neşeyle, coşkuyla başlamıştım. On iki kitaplık bir dizi olacaktı. 12 Mart içinde ortaokul, lise okumuş çocuklardı kahramanlanm. tlk kitap yayımlandı, hemen arkasından 12 Eylül erdi yetişti. 12 Mart'ta olanlan, o karmaşanın içinde yerişmiş çocuklan yazmak olası değildi. Öyle planlanmıştı çünkü. Bu yüzden ben burılan anlatmak zorunda kaldığım her röportajda söylerim. 'Alagün Çocuklan', o ılk kitap, güdük kalmış bir kitaptır. içinde, peşi sıra gelecek olan ikinci, üçüncü.. kıtaplara hazırlık, açılış imleri vardır onda. Sonu gelmemiştir ve hiç kimse farkında bile değildir. Eleştirmecilerimizin hiçbiri okumamıştır bile, çocuk kitabı diye. Oysa ben onlan edebiyatımın içinde sayanm. 'Alacaceren' o dizinin üniversite yıllannı yazacaktı. Yüz, yüz elli sayfası yazılmıştı. 0 da öylece, hevesi kınlmış, sevinci, coşkusu yok olmuş bir yazann çahşması olarak, dosyanın birinde kalakaldı. Şu son yıllarda elime geçtiğinde, kıyamadım. Ortaya çıksın istedim. Ama tutturamadım yirmi otuz yıl öncenin heyecanını. Koydum önüme onu, içinden bazı parçalan alarak yeniden yazdım. 'Alacaceren'in serüveni bu. Yoksa öyle on beş, yimü yıl çalışılmış falan değil. zann kanşması bu çalışmayı daha özgür mü kıhyor? MERİÇ- Ben o "serseri ruhhı" ya- zan, -serseri sıfatını kullamşımz üze- rinde aynca konuşmalıyız. Benim anladıgım gibi mi anlıyorsunuz siz de- seviyonım. Benim işimi kolaylaştı- nyor. Sıkıştığı yerde, söylenenler, söylenmeyenleri açıklayacak güçte di- ye dili kullanışına güvenerek, sözü- nü rahatça dolaştınyor metmn için- de. Ama, "benyapümoldvrcu değil. îşinin hesabmı vermesi gerektiğini bi- liyor çünkü. Kurtulmak nedir kl?' - Romandaki anne, baba, kinıi za- man da dedenin hayatta kaybetmiş in- sanlar olduğunu göriiyoruz. Sizce bu 2OOO'li Nillann genel insan portresi mi? MERİÇ - Bu çıvisi yerinden oyna- mış dünyada, kaybetmek ne, kurtul- mak ne. Önce bunun iyi bir tammı- nın yapılması gerek. Dede kaybetmiş biri sayılabilir mi? Uyum, dayamş- ma, sevgi üreten bir aşk yaşamış. Kaç kişiye böylesi nasip oluyor. Bu doygunluk -özlemı saymazsak- ölün- ceye dek onu idare eder. Anne de kendince bir çıkar yol bulmuş -vic- dan denilen şeyi hesaba katmıyor belli ki- yazık olan, kaybeden baba. Yoksa, çekip gitmese mi kaybede- cektı, bir anlaşılmamanın, hor gö- rülmenin içinde. Çekip gidince kur- tuldu mu saymalı? Nasıl? Kurtulmak nedir ki? Bu karmakanşık olmuş, çıldırmış, kafası kanşmış dünya sa- dece 20O0'li yıllarda mı böyle. Ken- disi çok uzun zamandır özürlü değil mi? - Roman bir anda bitip okuyucu- viı kendi tasariadığı bir sona süriik- hıyor. BuyoDaromanınsonunun oku- yucunun haval gücüne bağlı olarak kurgulanmasını mı amaçladuuz? MERİÇ - Başlarken böyle bir şey yoktu kafamda. Kendi yazdı kendi so- nunu. Bunu çok ciddi söylüyorum. Kelıme oyunu falan degil. Uzun za- man, sonu -final dediğimiz- oünadan yaşadı. Yanm kalmış gibiydi. Sonra birden bir çalışma gününde, kendinı yazdı, çıktı işin içinden. - "Araya giren bunca yıhn, yüreği- mizdeçöketip kalmış,zorlukla taşuıan ağu* viikü i>ice yıpratmış duygulan- mı, yeniden tutturamıyorum. İşin SH kınülı yanı kurtulamrvorum da" di- yorsunuz bir yerde. x\edir bu yaşadı- gmızikilem? MERİÇ - Ikılem falan değil ca- nım. Yaradıhş olarak, sevinçli, neşe- li, coşkulu, çalan söyleyen, gülmeyi bılen biriyim ben. Ama bu, yaşama- nın, toplumun, toplumlann sıkıntıla- nru, acılanm, yaşadıklan felaketle- ri algılamıyor, duyumsamıyorum de- meye gelmez ki. Bir de yaşanmış bunca yıl, bir elli, bir de çeyrek var. Kolay mı sanıyorsunuz? 'Öyküler İçinde yaşıyorum 1 - İlk romanınızdan bu yana lark yıl geçti. ncydi bunca vıldan sonra si- zi harekete geçiren etkenler? MERİÇ - Bu bütün röportajlann ana sorusu oldu. Ben öykücü sayıyo- rum kendimı. Çok yazamasam da, öy- küler içinde yaşıyorum. Ilkromanım 'Korsan ÇıkmazT bana kafa tutarak yazdmnışh kendini. Inatlaştık onun- la, asıl yazmak istediğim bölümü öy- kü olarak yayımladım. Olmadı. Ina- nın çok samimi ve doğru söylüyorum. Roman olmak için dayattı. Oturup, o öyküyü de içine katarak roman di- ye yazdım onu. 'Alacaceren'i de an- lattım yukarda. Kırk yılda bir roman yazmak sözün gelışi. Böyle oldu, kendilığınden. Yalnız, şöyle bir şey gelişti. Bu 'Alacaceren'i çok sevdim; ortaya çıkınca, "zihnimde'' hayal me- yal dolaşıp duran bir roman, su yü- züne çıktı. Onu da yazabilsem diye sevinmeler üretiyorum kendi kendi- me. Bir de, sizin sormadığınız, benim yanıtlamak istediğim şöyle bir me- sele var: Hep zannedıliyor ki, yaza- nn yapıtında ben dediği, birinci te- kil, yazann kendisidir. Hayu- değil- dir. Örnek verirsek, örneğin ben, ana- lı babalı büyümüş, annemin dediği gi- bi, tekne kazıntısı olduğum için şı- martılmış, olabildiğince özgür, sağ- lıklı, keyifli bir çocukluk yaşadun. Bengi ve Gün'ün yaşamıyla en ufak bir benzerliğim yok. Ben değilim. O yazar da ben değilim. Onlar benim bunca yıl baktığım, bunca yıl gözlem- lediğim binlerce çocuktan, onlann da\Tanışlanndan, okuduklanmdan, dinlediklerimden, ızledıklerimden, bellekte birikmişlığin içinden çıka- nlıp yeniden biçimlendirilmiş iki ço- cuk. Bunun dışında, çocuk kitabı de- nince bazı yazarlann çocukluk anı- lannı anlatmalan, yazmalan gibi bir durum var. O kitaplar, çocuk edebi- yatı içinde değil elbette. Usmanbaş'ın yapıtıyla açılacak DVD / VCD Vanilar Aslı SELÇUK ^J A Beautiful Mind (Akıl Oyunlan)/Yön: Ron Howard/Oyn: Russell Crowe, Ed Harris, Jen- nifer Connelly, Chris- topher Rummer/2001, renkli, 130 dakika, Çift DVD/ Dreamvvorks Ho- me Video-Tiglon. Gazeteci SylviaNasar'ın "A Beautiful \Iind" adlı ro- manından sinemaya aktan- lan çalışma ünlü matema- tikçı JohnF.Nash'ın dâhilık ve delilik arasmda gidip ge- len dramatik yaşamım yetkin bir dille anlatıyor. 4 Akade- mi ödüllü filmin Özel Bö- lümleriolağanüstüzengin. Yö- netmen Howard, senarist Goldsman'ın ilginç saptamalanyla filmi, yönetmemn yorumla- nyla da çıkanlmış sahneleri izleyebiliyorsu- nuz. Güzel BirOrtakhk'ta yapuncı Grazer, yö- netmen filmin stilinden, Senar- yonun Geliştirimi nde senarist yazım aşamasından söz ediyor. John Nash'le Buluşmak'ta bu il- ginç kişilik "O>Tin Teorisi Üze- rine Denemeler" kitabında yer alan teorilerini açıklıyor. 1994'teki Nobel ödülü törenin- den belgesel kesitler de var. Oyuncu seçimlerinin yanı sı- ra, yaşlandırma makyajlannın aşamalannı makyajcınm an- latımıyla göriiyoruz. Öykü çi- zımlen, özel efektlenn yaratı- mı, filmin müziklendirilme- si. fragman ve orijinal müzi- ğin tanıtım fragmanı da bulu- nuyor. Akıl Oyunlan'nm Için- de'de yaratıcı kadro Nash'in özyaşa- mını, kişiliğini, dramatik öyküsünü aktanyor- lar. Çift DVD'den oluşan cesaret, aşk ve zafer üzerine kurulu bu özgün çahşmayı gerçekten zevkle izliyorsunuz. • • * The Scorplon Kîng (Ak- rep Kraiy Yön: Chuck Rus- sell/ Oyn: The Rock, Kelly Hu, Steven Brand, Micha- el Clark Duncan/ 2002, renkli, 88 dakika/ Universal Home Video-Tiglon. MÖ 3000 yıhnda tiran Memnon acımasızlığıyla dünyaya korku sahnaktadır. Tüm kavimlerin tek umudu Akadlı savaşçı Mathayus'tur. Aksiyon, serüven, eğlence, komedi dolu bu görseî ziya- fetin Özel Bötümferi göz ka- maştıncı. Çıkanlmış sah- nelerle birlikte tam versiyo- nu yönetmen Russefl. oyuncu The Rock'ın yorumlanyla izleme ayrıcalığınız var. Ana sahnelerin alternatif çekimleri, çekim hatala- n, The Rock ve MCDuncan'ın dostlugu, kos- tümlerin oluşturulması, rol alan hayvanlann tanıtımı. fihnin ve E.T.'nin fragmanlan da yer alıyor. Akrep Kral'uı Yapunı'nda yaratıcı kadro karakterleri tanımlıyorlar, oyuncu seçim- leri, aksiyon sahnelerinin ha- zırlığı, set tasanmlan, zorlu ' çekim koşullan bulunuyor. Eski Dünya'da Sodom ve Gomon^ şehirlerinin yapımı, tarihi Spartaküs setindeİci ça- hşmayı yapım tasanmcısı \fer- reaux'nun anlatımıyla izliyo- ruz. Dövıiş Sahnesi Çeldmi'nde dövüş sahnelerinin provalan, koreografileri, ÖzelEfektler'de kobra ve kanncalann dijital or- tamda yaratımı var. Gods- mack'ın seslendirdiği "IStandAlone"un mü- zik klibi, bilgisayar oyununun tanıtımı, daha aynntılı bilgiler içinde DVD-Rom'a ulaşma ola- nağıruz bulunuyor. Ankara Müzik Festivali 20 yaşında ANKARA (Cumhu- riyetBurosu)-20. Ulus- lararası Ankara Müzik Festivali, 31 Mart - 24 Nisan arasında gerçek- leştirilecek. Sevda - Cenap And Müzik Vakfi'ndan ya- pılan açıklamaya göre, festival kapsammda 24 etkinlik düzenlenecek. Festival, şef Veronika Dudarova yönetiminde- ki Rusya Devlet Senfo- ni Orkestrası'nın, İlhan Usmanbaş'ın "Bachtan Sonra- 250" yapıtının dünya prömiyeriyle açı- lacak, şef Rengin Gök- men yönetimindeki Çumhurbaşkanhğı Sen- foni Orkestrası'nın Türk bestecilerin yeni eserle- rinden oluşan progra- mıyla sona erecek. Aynca bale, oda müzi- ği, caz ve dünya müzi- ğinden örneklerin de sunulacağı festivale 16 ülkeden 700'e yakın sa- natçı katılacak. Festivalin ikinci haf- tasında, Grammy ödül- lü saksofoncu Brand- ford MarsaUs cazsever- lerle buluşacak. Konser- ler, MEB Şûra Salonu, Bilkent Konser Salonu ve Resim Heykel Müze- si'nde verilecek. AKMdeki etkinlik yarın Dünya Şiir Günü kutlanıyor KültürServisi-Ulus- lararası PEN Kulüpleri Federasyonu Türkiye Merkezi'nin önerisi ve UNESÇO'nun onayıy- Ia Dünya Şiir Günü ola- rak kabuledüen 21 Mart, bu yıl da dünyanın çeşit- li kentlerinde kutlana- cak. PEN Türkiye Mer- kezi, Dünya Şiir Günü için yann Atatürk Kül- tür Merkezi Konser Sa- lonu'nda saat 19.00'da bir etkinlik düzenleye- cek. Yeşim Ağaoğlu, Or- han Alkava. Bedrettin Aykın, Cengiz Bektaş, Müslüm Çenk, Turgay Fişekçi, Tekin GÖnenç, Tank Günersel, fsmet Kemal Karadayı, Arife Kalender, Mustafa Köz, A>ten Mutlu, Ahmet Necdet, Halil İbrahim Özcan,OğuzÖzdem ve Sennur Sezer'in şiirle- rinden örnekler okuya- caklan geceyi tiyatro sa- natçısı Gülsen Tuncer sunacak. EtkinlikteAtaolBeh- ramoğhı'na'2003Dün- ya Şiir Günü Büyük Ödülü' venlecek ve Ha- luk Çetin, Behramoğ- lu'nun şiirlerinden yap- tığı bestelerini seslendi- recek. Tlyatro Pera'nın 'Banş İçin Dizeler' adı altında bir performans sergileyeceği gecede, Vedat Sakman da bir mi- ni konser verecek. Katüımın ücretsiz ola- cağı etkinliğe tiyatro sanatçılan Cevdet Ana- lar, Mehmet Çerezcioğ- lu,Ayşe Lebriz,Asn Ön- gören ve Sumru Yavru- cuk da en sevdikleri şi- ırleri okuyarak katıla- caklar. Akşamüstü Yine Hüzün' • Kültür Senisi - iFSAK'ın düzenlediği 'saydam gösterisi, soyleşi ve imza günü' başlıklı etkmligin konuğu Tuğrul Çakar. 19 Mart Çarşamba günü saat 19.30'da yapılacak etkinlikte 45 fotoğraftan oluşan saydam gösterisinin ardından Çakar bir de öyküsünü seslendirecek. Elle boyama, fotogram gibi tekniklerin kullanıldığı fotoğraflann gösteriminin ardından da sanatçı 'Akşam Üstü Yine Hüzün' adlı kitabını imzalayacak. (0 212 292 42 01) Banş için lysistrata' okunacak • Kültür Servisi - Koç Üniversitesi öğrencileri, Tiyatro Kulübü'nün çağnsıyla "Banşa evet!" demek için yann saat 19.00'da Rumelifeneri Kampusu'ndaki Sevgi Gönül Oditoryumu'nda bir araya geliyorlar. Bu buluşma kapsamında öğrenciler ve öğretim göre\hleri Yunanlı oyun yazan Aristophanes'in ünlü komedyası 'Lysistrata'yı okuyacaklar.' Lysistrata'da kadınlar, Atina ve Sparta şehirleri arasında 20 yıldır devam eden Peleponnes Savaşı'nı sona erdirmek için kocalanna boykot uygularlar. Bu antik motif, bugüne kadar banş için başka umudu kalmayanlara ilham kaynağı olmuştur. Kolombiya ve Ruanda'da, G-8 zirvesinde de kullanılan motif, son aylarda savaşla ilgili yaşanan gerilimde tekrar gündeme geldı ve 3 Mart'ta 'Lysistrata 'mn metni 59 değişik ülkede toplam 1029 toplulukça okundu. Boğaziçi nde kitap sergisi • Kültür Senisi - Boğaziçi Üniversitesi Köy- Koop Kulübü'nün her dönem düzenlediği geleneksel kitap sergilerinin 39"uncusu yann başhyor. 21 Mart'a dek Güney Kampus Özger Arnas Salonu'nda (Kırmızı Salon) sürecek olan sergi 08.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Yüzde 25-75 arası indirimlerle satışa sunulacak kitaplardan elde edilecek gelirle çeşitli köy ilköğretım okullanna kitap bağışı yapılacak. Aynca sergi boyunca köy ilköğretim okullanna gönderilmek üzere kitap ve kırtasiye bağışlan da kabul edilecek. (0 535 398 83 28-0 212 229 97 62) Bilim, Kültür ve Sanat Şenliği • Kültür Senisi - Özel îstanbul Çevre Okullan'nın düzenlediği 2. Geleneksel Bilim, Kültür ve Sanat Şenliği bugün başhyor. 23 Mart'a dek sürecek etkinlik kapsamında 21 okulun 123 projesi sergilenecek. Şenlik boyunca paneller, konserler ve halk danslan gösterileri yapılacak. (0 216 350 63 13)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear