25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 5 MART 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Kan kokmasın sozcükler Sözümüz kıtlaştı, içimiz daraldı: Tezkere, konuşlanma, silah, asker, savaş, füze, işgal! "Seher" desek, yazsak. Seheri yazsak, seheri... Türkülerdeki seheri. Ufuk tavında gün döndüren seheri. ÇiğcJem zamanıdır, "çiğdem"\ yazsak. Kar suyunda yıkanmış sütbeyaz, güneş sarı çiğdemi. Ispinozgillerden "saka"yı, "serçe"yi yazsak. Tutsaklığa dayanamayan kuşlardan söz etsek. "Çarşı" desek, dizelgelesek gelip geçeni; sinek avlayanı, taburede oturanı, pazarlık yapan kadını, patiska ölçen manifaturacıyı, feleğin çernberinden geçmiş posbıyıklı bıçkını, izbe çay ocağındaki askıcıyı... "Gülme"y\ yazsak, gülmeyi. Şakrak kahkahayı, alaycı olan kıs kısını, kurnaz sırıtmayı. Ah; dingin, mışıl mışıl uyuyabilsek. Uyandığımızda çiğdeme durmuş olsa seher. Pusuda beklemese saka, serçe avcısı. Kalabalık çarşılarda hoşça selam alıp selam versek. Sözcük dağarcığımızdan, günlük deyişimizden gül derieyip gülüversek... ISIKKANSl Minarenin kılıfıDoğan Avcıoğlu, "Milli Kurtuluş Tarihi" adlı yapıtının bırinci cildinin ilk sayfalarında, Kurtuluş Savaşı öncesi Anadolu'daki manzarayı anlatırken, çarpıcı ömekler verir. Bir avuç yurtseverin dışında genel hava "Ermeniler, Yunanlılargirmesin de, bizlngiliz işgaline razıyız" yönündedir. Dönemin mütareke basınının göklere çıkardığı Mondros silah bırakışmasını imzalayan Rauf Orbay'a göre Ingilizlerin amacı şudur "Yakındoğu'da Türkiye'yi yok etmekten çok, rahat ve huzur içinde ilerleyerek tam bir bağımsızlıkla yaşayacak bir düzeye getirmek, Asya'da güdecekleri politika bakımmdan daha çok istenecek bir durumdu." Nazilli Heyeti Milliyesi'nin 27 Ağustos 1919'da General Milne'ye gönderdiği telgrafta, "Eğerbaşta Ingilizlerolduğu halde, Itilaf Devletleri, Yunanlılan bütün Aydın ilinden çıkaracak olurlarsa, biz derhal teşekkür edip köylerimize döner, işimiz gücümüzle uğraşınz" vurgusu yapılır. Van Valisi Haydar Bey, Kazım Karabekir'e, haiktn "Ermeni'den başka kim gelirse hoşnutlukla karşılayacaklan"n\ bir şifreyle iletir. Ünlü Demirci Mehmet Efe'nin fngiliz istihbarat subayı Yüzbaşı Hadkinson'a aktardıklan ise şaşırtıcıdır: "Italyanlardan sızlanacak bir şeyimiz yok ise de, eğer herhangi bir hükümet bizi kontrol edecekse, bu işin daha büyük ve daha aydın birdevlet tarafından yapılmasını yine de yeğ tutardık." Oysa, Başbakan Lloyd George'un 1917'deki Glaskovv konuşması Ingilizlerin asıl amacını çok iyi özetlemektedir: "Mezopotamya Türkdeğildir, hiçbirzaman Türk olmamıştır. Türk, bu ünlü ülkenin uygarlık adına olsa olsa gözeticisiydi. Ama ne gözetid! Göreviniyerine getirmedi. Dünya işlerini düzenleyecek Barış Konferansı tarafından gözeticilik, daha adaletli ve daha yeteneklie/tere verilmelidir." Bugünegetelim... Irak'ın kuzeyinde bir Kürt devteti kurulmasını önlemek gerekçesiyte ABD askerierinin, araç ve gereçlerinin Türkiye'nin özellikle Güneydoğusu'nda konuşlanmasına olanak tanıyoruz. ABD yetkilileri, milletvekillerimizi topluyor ve demeye getiriyorlar ki: "En az 20-25 yıl bu bölgede kalacağız. Burada demokratikyapıyı, demokrasi kültürünü ve geleneğini oluşturmak için uzun birdöneme ihtiyaç var." Ve bizler; süngülü, miğferii şiiriere düşkün Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde minarenin kılıfına uydurulmasını bekliyoruz. Dünya Bankası Türkiye Temstlcisi Ajay Chhibber'in, çift- çiye verilen doğrudan gelir des- teğinin kısılmasını eleştirmesi, bütçenin toplumu yoksullaştır- dığını açıklaması kıyameti ko- pardı. Chhibber'e destek ise, bir kurumdaşından geldi: Tanm kesimine doğrudan ge- lir desteği ödemesi Dünya Ban- kası'nın önemliparasal katkı da yaptığı ve çok önem verdiği bir uygulamadır. AKP iktidan sosyaladalet ko- nusunda Dünya Bankası'ndan bile geriye düşmüştür." Susr sus, sus, kimseter duymasın Sosyal adaletten söz eden, çiftçtyi savunan kim? Kemal Der- viş... Gözlerine inanamaz, şak der bayılır insan! Ekonomiden so- rumlu bakanken çiftçiyi, üretici- yi perişan eden tütün yasasını, şe- ker yasasını zorla çıkartan ken- disi değil sanki... CHP Ekonomi Masası'nın 26 Nisan 2001 tarihli bürteninde "Çiftçimiziyabancılann insafına terk ediyor, destekleme için en çok 200 trilyon vereceğiz, di- yor" diye eleştirdiği Kemal Der- viş de değil... Bakın, Tütün Eksperleri Deme- ği Başkanı Vakrf Mercimek ne diyor: "Derviş döneminde çıkanlan Tûtûn Yasası sonrası tüm Türki- ye'deki tütün ekici sayısı yüzde 15-18 arasında azaidı. Yaklaşık 1 milyon kişi demektirbu. Bun- lar ne yapıyor şimdi? Seçenek- s'ız olduktan için ya buğday eki- yor ve daha önceki gelirinin al- tıda biri ile geçinmeye çalışıyor ya da şehiriere göçtüler... Bir de TEKEL'in pazar payını yitirmesi söz konusu. Tütün Ya- sası'nın yürürlüğe girmesinden bu yana geçen 15 aylık süre içinde TEKEL, çokuluslu şirketlere yüz- de 8'lik bir pazar payı kaptrdı. Bu yüzde 8'lik pazar payının kârı 400 trilyon liradır. 400 trilyon ço- kuluslu firmalara gitmiş yani." Bu ütkede sosyal adaleti sa- vunmaya kalkacak son isimler- dendir Kemal Derviş. En iyisi mi, sussun. Halkhiliıııiıı Çınarı Pertev N. Boratav MtVIOZA ÖZAD PALUT Halkbilim Araştırmacısı Pertev Naili Boratav'ın halk- bilim yaşamı, babasının kay- makam olduğu Mudurnu'da, lise öğretmeni Hilmi Ziya Ül- ken'in verdiği bir ödev ile baş- lamış, 15 Mart 1998'de 91 ya- şında Paris'te sona ermiştir. Pertev Naili Boratav, baba- sının atandığı Edirne'nin Darı- dere ilçesinde (Balkan Sava- şı'ndan sonra Bulgaristan'da kalmıştır) 2 Eylül 1907 Pazar- tesi günü doğdu. llköğrenimi- ni Nevşehir'in kuzeyinde, Kızı- lırmak boyundaki Arapsun'da (Gülşehri), ortaokulu Istan- bul'da, Kumkapı FransızKole- ji'nde, lise öğrenimini Gelen- bevi Lisesi'nde yaptı. Yüksek öğretmen Okulu'nu ve Istan- bul Üniversitesi Edebiyat Fakül- tesi'ni bitirdi. 1938'de Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakülte- si'ne doçent olarak atandı. 1946'da Edebiyat ve Folklor Profesörü oldu. 1947 yılında iki arkadaşıyla biriikte üniversiteden uzaklaş- tınldı. Ankara Idare Mahkemesi ka- ranyla görevine iade edilmesi- ne karşın, Halk Edebiyatı ve Folklor kürsüsü bakanlıkça kal- dınldığı için ders veremez du- ruma düşürüldü. Yıne de çalış- malannı sürdürdü. Istanbul Üni- versitesi tarafından yayımla- nan Islam Ansiklopedisi'ne, Inönü Türk Ansiklopedisi'ne konusuyla ilgili birçok yazı ver- di; Türk Hikâyeleh ve Binbir Gece Masallan adlı bir çalışma yaptı. Oriens IV (1951), Türk Folklorunda Azrail Üzerine Not- lar gibi Fransızca yayımlanan çalışmaları yanında Istanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü der- gisi Anadolu'da Paris için yine Fransızca Türk Folklor Çalışma- /a/7'nı yayımladı (1952). Anadolu'nun en ücra köşe- sindeki birkütüphane memur- luğu ısteğine bile ret yanıtı ge- lince Mayıs 1952'de Paris'e yerleşti. Türkolog Louis Ba- zin'in desteği ile CNRS (Fran- sız Bilimsel Araştırma Ulusal Merkezi) Doğu Dilleri ve Uy- gariıklar Bölümü'ne araştırma görevlisi olarak kabul edildi. Boratav yaşamı boyunca bir- çok kitap, yüzlerce yazı yayım- lamıştır Köroğlu Destanı (1931, 1984), Folklor ve Edebiyat (I: 1939, 1982; II: 1945, 1983), Bey Börek Hikâyesine Ait Me- tinler (1939), Halk Edebiyatı Dersleri (1942), Pir Sultan Ab- dal (A. Gölpınarlı ile, 1943), Halk Hikâyeleh ve Halk Hikâ- yeciliği (1946, 1988), Typen Türkischer Volkmarchen (Türk Halk Masallarının Tipleri. W. Eberhard ile, 1953), Zaman Zaman İçinde (1958), Le Teker- leme-Contribution a L'etude typologique et stylistique du conte populaire Turc (Teker- leme-Türk Masallannın Stilist- lik ve Tipolojik Incelemesine Katkı, 1963), Az Gittik Uz Git- tik (1969), 100 Soruda Türk FolMoru (1973), Nasreddin Ho- ca (1995,1996). 1974 yılında Ankara'da top- lanan 1. Folklor Kongresi'ne davet edilen Boratav, bildiri- sindeki hatalar(!) gerekçe gös- terilerek dönemin bağnaz kül- tür müsteşan tarafından engel- lenir. Pertev Naili Boratav bunun üzerine Türkiye'de hiçbir folk- lor konferansına katılmamaya karar verir. 1990'lı yıllarda, dönemin Kül- tür Bakanı Timurçin Savaş, kendisine onur ödülü verirken, Hoca'ya: "... Bu ödül ile Tür- kiye Cumhuriyeti sizden özür diliyor..." der. Beş yıl önce bugün yitirdiği- miz Boratav Hoca'nın son ar- zusu, arşivinin Türkiye'ye ge- tirilmesi idi. Anadolu'yu ve insanını bel- ki de en iyi anlayan kişi olan Per- tev Naili Boratav'ın değeri üze- rine ölümünden sonra da bir- çok söz söylenmiştir: "... Boratav'ın anlamı öyle- sine büyük ve çarpıcı ki insa- nın tüyleri ürperiyor; bedeni Fransa'ya gömüldü. Yüreği, benliği, kimliği, yapıtlan Tür- kiye'nin en güzel ağacının kö- künde yatıyor. O ağaç dal dal sürgün verecek, yaprakyaprak açacak..." (llhan Selçuk, Cum- huriyet, 20 Mart 1998.) "...Nur içinde yat Hocam. Kolaylığın, palavranın, abartma- nın dışında bir Türk Halkbilimi varsa, bu, bizlere senin en bü- yük armağanın. Bu armağanı- nı koruyacağız, geliştirmeye çalışacağız..." (llhan Başgöz, Cumhuriyet, 21 Mart 1998.) 91 yıllık bu dev halkbilim çı- nannın önünde saygıyla eğili- yoruz. Antep'ten iki öykü öyküyü Gaziantep Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Ergüieç anlattı. Köylülerle konuşurken bir yaşlıya sormuş: - Amca savaş istiyor musun? - Allah korusun oğlum. - Tarlalannızı Amerikalılar istiyormuş... - Öğlum, zaten ekip biçemiyoruz; beş, on kuruş verseler de bir işimize yarasa bari. Bu öykü, 2001 yılında yine aynı kentte yaşanan olayı bir kez daha anımsattı bize: Dönemin AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, bir konferans için Gaziantep'e gelir. Vali Erhan Tanju, Fogg'a, ildeki işadamlannın Fransız sermayesi ile yakından ilgilendiklerini aktanr. Fogg'un yanıtı imalıdır: "Fransız işadamlan gelirse, aşağıdaki tabloyu da gösterin onlara o zaman..." Fogg'un sözünü ettiği "tablo", valiliğin girişinde yer alan ve 1921'de Fransız işgaline karşı Antep direnişini sembolize eden ressam Settar Birecikligil'in mozaiğidir. KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇ AK bebicakûı turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl HARBİ SEMtHPOROY semihporoyi" yahoo.com l l ı / BULUT BEBEK NVRAYÇİFTÇI Ne bulutbebektn hotmail.com mllzikli, danslı foculc oyunu TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 15 Mart MALTEPE YAYLA SANAT MERKEZİ TEL: O216.383 99 2O - 21 CUMARTESİ - PAZAR SAAT: 13.3O nISV1CRE HASTANESI KUS CENNSTI'NE A SINIFIBELGE. 19Z6'DA BUGÜN, MANYAS SÖLU yAKifiilNPA BULU- NAN "1CUŞ CENHETİ MlLÜ PARK/'MA, AV&UPA KON&EYİ TXKAFfMDAM "A SttJI*/ BEL.GESİ "* •'. -1338 yıUNPA, ALAnAN ZOOLOjı f CUGT leossvvrG 'iM KBÇPerr/S/ BU EtX>LOJİK Oi.SU, 8<R SÜHE SOMSA TOPLAMIÇ VE fS&S'OA 1 OtBMAAJ &£NEL ĞÛ 'MC£ KoeuHHAyA ALIMAEAtC MrUj PAİSk: <ONU- MUMA SETifSİLMfÇTİ. ARALAGINP>A BİGÇOK GOVU TÜKENMEKTE OCAAJ ICVÇUN &<4 8ULUHOUĞU ZOO'Ü AÇKIN TTJ/S, BU AU*Nl>A yAÇAMAKTA VEYA GEÇl- Ci DÖNEMt_£e İÇİN KOMAKLAASAtCmDtR. DÜMYA- PA 8ENZE-& P&C AZ 004N KUŞ CEA/NET/, YILMAROAia /HAMLLER NEDENİYLE BOZUL/MAKTAL Solda, 1971 Ue KufCem^H'ne ypıfa» şözeHene kulrs, SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Bu Savaşa Çocuk Bile înanmıyor Irak savaşı yalnız müttefikler ve uluslararası siste- mi değil, aileleri de böldü. Nazlı llıcak ve Emin Şi- rin'i izliyoruz. "Aile içi" bu çatlaklara son ömek de Ital- ya'dan geldi. Beriusconi'nin eşi Veronica Lario da Bush'u destekleyen Başbakan eşine meydan oku- yarak, tavnnı "banşçılardan" yana koydu. "Coniere della Sera"da (13 Mart) yer alan yanm say- falık birsöyleşide içini döken Bayan Beıiusconi, "Ba- nş yanlılan vicdanlan uyandınr. Onlan suç şebekesi gibi gösteremeyiz!" diyor. (Banş göstericilerini terö- ristlere yataklıkla suçlayan köşe yazartanmıza duyu- rulur...) 'Oğlunu ikna edemiyor' Ülkesinde 3 milyon banş yanlısını meydanlara dö- ken gösteriler karşısında şoke olan Berlusconi'yi doğ- rudan hedef almamakla biriikte Veronica Lario "söz hakkım" banşçılardan yana kullanıyor. Kocasının "ken- di çocuklanm bile ikna etmekteyetersiz kaldığım" söy- lüyor. "Herkes bu savaşın petrol için yapıldığını dü- şünüyor" diye anlatmaya devam ediyor: "Herkes enerjirezervlerinin geleceği ve Islam dünyasından ge- lebilecek tepkilerden kaygı duyuyor. En küçük oğlum Luigi bunun bir petrol savaşı olduğunu düşünüyor. Sorulanyla bizi sıkıştınyor. Hafta sonlan babasıyla tartışıyor. Ama birbirlerini ikna edemiyorlar. Çocuk- larniye illa Irak'ın hedefseçildiğini ve savaşın kriter- lerini anlayamıyor..." Koca bir Başbakan kendi evini ikna edemezse.. hesap edin. Tartışma Blair'in evine de sıçrar mı bilin- mez ama Ingiliz Başbakanı'nın da partisindeki duru- mu ortada. Her geçen gün, her geçen saat bizi bu kâbusa yak- laştınyor.. ama Bush'un en yakın mürtefiklerinin ya- kın çevresi bile bu savaşın "kriterlerini, hedeftehni, ge- rekçelerini" anlamıyor. "Kamuoyunu ikna" açısın- dan başlamadan kaybedilmiş bir savaş bu. Blöf, şan- taj, baskı, "dolar diplomasisi" ile dünyayı katakulliye getirmek isteyen Bush'un maskesi silahlar konuşma- dan önce düştü. "Çocuklar bile" bunu görüyor. 'Mein Kampf'a benzetiliyor... Arap gazeteci Muhammet Heykel Ikinci Dünya Sa- vaşı'nda Rommel'e karşı çölde zafer sağlayan Ma- reşal Montgomery ile yaptığı bir konuşmayı yazdı ge- çenlerde (7 Mart, Guardian). Zafer için bir savaşın 4 temel kriteri karşılaması gerektiğini söylemiş Mont- gomery Heykel 1 e: 1. Net hedef, 2. Hedefi gerçekteş- tirecek irade ve imkân, 3. Savunulabilir "hukuki" te- mel, 4. Yurtiçi ve dışında "ahlaken" savunulabilir da- yanak.. Irak savaşı bu unsurlan karşılamryor. Bush dışında kimsenin Saddam'ı devirip yerine yeni rejim geçirmek gibi bir derdi yok. Savaşın "hukuki" ve "ahlaki" da- yanağı hiç yok. Deklare edilen gerekçeler dışında bambaşka, "apaynbirajandanın" varlığından haber- dar dünya. Az buçuk fikir sahibi olanlar buna "petrol savaşı" diyor. Derine inenler Irak savaşını, "YeniAme- rikan Yüzyılı" (Project for New American Century- PNAC) ile açıklıyor. Bush ekibinin iktidara gelmeden çok önce hazırladığı PNAC; ABD'ye rakipsiz bir dün- ya hâkimiyeti öngörüyor. Kimilerince "Mein Kampf'a benzetilen PNAC; ilk aşamada Amerikan üslerini dün- yaya yaymayı ve "büyük, teatral savaşlan" kendisi- ne "misyon" biçiyor. Üstelik bir "komplo teorisi" değil bu. Uluorta dizayn edilmiş, açık bir plan, ABD yönetimindetanıdığınız her- kesin adı varaltında. Intemet'te "www.newamerican- century.org" yazın herşey önünüze geliyor... Schröder, Putinve Chirac'ın bu savaşa "sonuna dek" karşı çıkmalannın nedeni bu. ABD'nin kontrol- süz gücünü frenlemeye çalışıyorlar. Felaketin göbe- ğindeki Türkiye ise "büyük oyunu" görmüyor ve iki basit kriterle olaya yaklaşıyor 1. Aman Kuzey Irak'ta Kürtdevleti kurulmasın; 2. ABD kızmasın, yardım gel- sin... "Hedef, Mareşal Montgomery'nin kriterieri ile "bü- yük Amerikan imparatortuğu" ise eğer, Türkiye ağ- zıyia kuş tutsa ABD'nin "piyonu" olmaktan ileri gide- mez. MOU'lar falan hikâye. ABD -şimdilik çok ihtiyaç duyduğu- Türkiye üzerinden bölge hâkimiyeti kurar- sa, kimseyi tanımayacak. Kürt devletini ister kuracak, ister kurmayacak. İster para verecek, ister vermeye- cek... Sözünde durmazsa, Bush'u kime şikâyet ede- ceksiniz? BM'ye mi, NATO'ya mı, AB'ye mi? AB ile "hesaplaşmayı" bir yana bırakıp "savaş kar- şıtı" Almanya - Fransa eksenine yaklaşmayı; -şimdi- lik AB şartı kollamadan, kasırgayı atlatana dek- işbir- liği yapmayı düşünemez misiniz? ABD'nin sunduğu "kötü" ve "daha kötü" alternatiflere kilitlenmek, bize çaresizlikten başka bir şey vaat etmiyor. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Burunvebu- nın boşluğu hastalıklanyla uğraşanhekün- 3 likdalı.2/Yok- sullara yiyecek dağıtan hayır kurumu... Tan- tal elementinin simgesi. 3/Hay- vanlardasemiz- 8 lik... Tanık. 4/ g Gizli görevli... "Mektup alır efkârla- nınm / — içer efMrla- nınm" (C. S. Tarancı). 5/KökKi, kesin, kökten. 6/Yükselme, yücelme... Japon halk türkülerine verilen ad. 7/ Eski dil- deekmek..."Yok"söz- cüğünün karşıtı. 8/Bil- lurlaşan şeker alındık- ° tansonrakalanposa.9/ 9 Yapılan yüdınmdan koruyan aygıt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Hıperaktıf çocuklan sakinleştirmekte kullanılan ilaç. 2/ Bir kimsenin ya da topluluğun başkalannda bırak- tığı ızlenim... Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi. 3/ 1827'de Osmanlı donanmasının yenil- gisiyle sonuçlanan deniz savaşı. 4/ Müstahkem yer... " — sesleri sönüyor perde perde/ Atlılar kayboluyor gü- neşin battığı yerde" (Nâzım Hikmet)... Eski dilde su. 5/Kokmuşha>t vanölüsü... Çagn. 6/"Denizayısr dade- nilen fok türü... Telefon sözü. 7/ Kumnı. 8/ Inanç... Tavlada "üç" sayısı. 9/ 1942'de Çanakkale Boğazı açık- lannda batan ve 39 kişilik mürettebatuun tümü ölen Türk denizaltısı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear