01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURtYET 25 ŞUBAT 2003 SALI 8 Istanbjl HABERLERtN DEVAMI TURKIYE _K 3 Sinop Ecirre Kocaei Çanak<aie 'znır Vianısa B K B B B 3 3 3 9 7 Samsun Trabzon Gıresurı Ankara Eskişehir K K K K K 3 6 5 -1 -1 Aydın B Denizli K _9 Konya 5 Sıvas K -1 K -3 Zongjıdak K 3 Antalya B 12 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van K Y K K K K K K b 7 2 4 1 3 -2 -2 Parçalı btjltnlu Bütun bolgelenmız parçalı yer yer çok bulut- lu, Marmara'nın doğusu, Iç Ege Karadenız, Iç Anadolu, Batı Akdemz'ın iç kesımlen, Doğu Akde- rnz ıle Gurıeydoğu Ana- dolu bolgeienmtz yağışlı geçecek Yağışlar Mar- rnara'nın doğusu Batı Karadenız ıle Doğu Ana- dolu'da yer yer etkili ol- mak uzere karla kanşık yağmur şeklınde otecak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münıh B B B B B B B B R -2 -7 0 1Ü 7 8 10 8 4 Beriın Budapeşte Madrid yjyana Belgrad Sofya Roma Atına B B Y B B B B Y 4 2 10 4 4 3 12 9 Zürih B 9 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahıre B Y B K K K K Y -1 5 -10 8 4 3 7 17 Çok buluttu Yagmuriu VA*>y Kariı , GOK gürultulü G U N C E L CÜNEYT ARC4YÜREK I Baştarafı 1. Sayfada Kıbns konusunu sağlam bir yörüngeye oturt- rıak içinAKP iktidarna (RTE'ye) egemen olan ka- fa yapısını değiştirmek gerekiyor. BM Genel Sekreteri Kofî Annan'ın, aynı gün Ankara'ya gelen ABD özel temsilcisi Thomas Vteston'un, Ingiliz Hanney'in Rum ve Yunanis- tan lehine baskıları yetmiyormuş gibi, bu baskı- lara karşı direnmesı beklenen Ankara (RTE), bu cepheyi sevindirecek davranışlar sergiliyor. Birkaç gün önce NTV'de iktidann üç ayını de- ğerlendirirken söyledikleri, başta ver-kurtulcula- n, Kıbrıs'ı ziyaretinde Annan'ı Denktaş'a karşı cesaretlendirecek nitelik ve içerikte. RTE dış cepheye karşı vaziyet alacağı yerde, gızlenen bir amaç, bir hedef uğruna silahı, dava- yı savunanlara çeviriyor. Birkaç kez altını çizdik; RTE, KKTC Cumhur- başkanı Denktaş'tan hoşlanmıyor. Hoşlanmıyor sözcüğü bile hafif kalır. Yıllardır büyük özveriyle sürdürdüğü görevden Denktaş'ın aynlmasını is- tediğini sadece söylemlerinde yansıtmıyor. Yü- zündeki ifadelerie de dışa vuruyor. NTV'deki karşılıklı muhabbet içeren söyleşiyi köşesinde değerlendiren Hasan Cemal, "açıkça söylemesede" RTE'nin "Denktaş'layıldızı banşık değil" diye yazdı. Neden açık: RTE, Denktaş'ı aşılması zorunlu ilk hedef görüyor. • • • RTE'nin hedef aldığı ikinci isim, Denktaş'ın da- nışmanı Prof. Mümtaz Soysal. RTE; hemen her konuda bilgi birikiminin yüzde birine sahip olmadığı aşikâr olan insana, Kıbns Türkü'ne yıllardır pek çok şey kazandıran Prof. Soysal'a saldırırken öne sürdüğü anlamsız ne- dene bakınız: Soysal'ın "AB'ye karşı bir siyasi parti lideri olarak, Denktaş'ın yanında müzakere- ci olarak bulunması yanlışmış!" Bir: Soysal, müzakereci değil, danışman. Iki: Soysal'ın partisi bilinen parti kimliklerine uyma- yan bir parti, birçeşitfikir kulübü. Üç: Soysal'ı bu- günkü görevine getiren TC hükümetleri değil, Denktaş. Dört: Ulusal bir davada maddi karşılık bekle- meksizin görev üstlenen Soysal'ın, bu ve benze- ri görevleri siyasal kimliğiyle bağdaştırmadığı bi- linen, kanıtlanan birgerçek. Ne ki RTE, ulusal bir davaya parti genel baş- kanlığından soyutlanarak bakabilme yeteneğin- den yoksun. • • • The Times dün "Kofi Annan'ın Ankara'ya bir çözüm aramaya değil, kimin iktidar sahibi oldu- ğunu anlamaya gittiğini" yazdı. Times'ın anlat- mak istediği bir başka olgu. RTE'nin yazılmayan ancak mutlaka gerçekleş- tirmek istediği, gizlediği bir amacı, bir hedefi var: Ordunun ulusal konular, laik cumhuriyetle ilgili duyarlılığını, bu duyaıiılıktan kaynaklanan etkisi- ni silmek! Bu hedefe varmak için her silahı, örneğin ordu konusunda birliğe özgü görüşleri bilinen AB'yi kullanıyor. Zira, Islami kurallarla donatacağı cumhuriyete veya ılımlı islam yönetimine ulaşabilmenin önün- deki tek engel, ordu. Ordunun etkisini kaldırmak (hatta azaltmak) de- mek; örneğin imam hatip liselerinde yetişenleri Harp Okullanna yerleştirmek, ordu bünyesini ta- rikatların, Islami kuralların tutsağı olmaya mah- kûm etmek demek. RTE'nin asıl hedefe varmasındaki ilk aşama; ulusal birdavayı yürüten, ordunun açıkdesteğin- deki Denktaş'ı "bertaraf etmek"\ Amacı Kıbrıs sorununu çözmek diye gösteriyor. Aslında hedefi Rauf Denktaş üzerinden ilk aşa- mada orduyu "pasifıze" etmek! Orduya sevgi, saygı palavra! GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Gene Savaş! • BaştorafiArka Sayfada de bağınyor. Bu kar- dan adamda bir şey var. Üşenmeyip aşağı iniyorum ve kardan adama yakından bakı- yorum. Tam göğsünde kocaman bir kâğıt, kâ- ğıtta şunlar yazıyor: "Kardan adam bile mutsuz. Savaşa ha- yır!" Birden çok ho- şuma gidiyor ve bütün parkın savaşı protesto eden kardan adamlarla dolduğunu hayal edi- yorum, heyecanla yu- kan çıkıp fotoğraf ma- kinemi alıyorum ve hızla yeniden kardan adamın yanına gidiyo- rum, ama o da ne.. ye- di sekiz erkek çocuğu, yaşlan yirmiyle on iki arasında değişiyor, kardan adamı parçalı- yorlar. Biri kafasını koparmış, öteki göğ- sündeki yazıyı yırtı- yor, bir diğeri, sürekli, bir türlü yıkamadığı gövde bölümünü tek- meliyor. Donup kalı- yorum, "Çocuklar o kardan adam size ne yaptı" diye salakça bir soru soruyorum. Onlar biraz şaşkın ba- nabakıyorlar, "Hiçbir şey, yapmadı" diye yanıtlıyor biri. "Peki neden parçaladınız onu?" Bir an durup düşünüyorlar, "Canı- mız öyle istedi," diye bir yanıt geliyor en bü- yüklerinden. [email protected] [email protected] Muayene, Teşhls, Tedavl TÜRK KALP VAKFI 19 Mayis Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tei: (212) 212 07 07 (pbxj Faks: (212) 212 68 35 Internet http://www.tkv.org.tr e-mail: [email protected] koordinatora tkv.org.tr Bush'tan gözdağı• Baştarafı 1. Sayfada ler istemesine değişik zemin- lerde sert tepkiler veriyor. Bütün planlannı şubat ortasında Türki- ye limanlanna asker ve teçhizat indirmek üzerine yapan Bush yönetimi, bunun gerçekleşme- mesi durumunda operasyonun maliyetinin büyüyeceğini, an- cak bundan Türkiye'nin de za- rar göreceğini iletti. Türkiye'nin ekonomik ve dış sorunlarına dikkat çeken Bush yönetimi, şu mesajlan iletti: • K. Irak'taki gelişmeler bi- zim kontrolümüz altında yürü- yor. Buradaki gruplarla Was- hington arasında doğrudan bağ- lantı var. Türkiye'nin kaygılan- nı da anlıyoruz, adımlanmızı atarken bunu da dikkate ahyo- ruz. Ancak, Türkiye'den bekle- diğimiz desteği göremezsek, ta- mamen buradaki gruplarla ha- reket ederiz. Onlar bizim istedi- ğimizi yaparken, elbette biz de onlann istemlerine sıcak baka- nz. Bu aşamada Türkiye'nin bölgeye müdahalesi bizim pla- nımız ve istemlerimiz dışmda olur. Bunun bölgesel, uluslara- rası sonuçlanna da katlanırsı- nız. • Operasyondan Türk ekono- misinin zarar göreceğini söylü- yorsunuz. doğrudur. Ancak Türk ekonomisinin şu andaki hali de iç açıcı değil. Birlikte hareket etmezsek IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Orgü- tü size sırtını döner. Bu aşama- dan sonra bize gelmenizin ya da dunımu düzeltmeye çalışmanı- zın bir yaran olmaz. • Ermeni karar tasarılannın ABD eyaletlerindeki yerini bi- liyorsunuz. ABD yönetimi, bu karar tasanlanna ülkeyi bağla- yıcı bir kimlik vermedi. Alınan kararlann çoğu alt düzeyde ya da sıradan bir durum saptama niteliğinde. Ancak bunlardan birinin Temsilciler Meclisi'ne gelmesi söz konusu olabilir. ABD'deki Ermeni ve Rum lobi- leri Türkiyenın ABD ile ilişki- lerinin bozulmasını dört gözle bekliyor! ABD'nin bu mesajlan deği- şik zeminlerde iletmesinin yanı sıra en üst düzeydeki görüşme- lerde de olumsuz diyaloglar ya- şanıyor. Türkiye'deki üs ve li- manlann modernizasyonuna ilişkin tezkerenin Meclis'ten geçmesinden sonra ABD asker- lerininTürkiye'de konuşlanma- sma izin verecek tezkerenin pa- zarhğı için ABD'ye giden Dı- şişleri Bakanı Yaşar Yakış ve Devlet Bakanı Ali Babacan, Bush'la gergin bir görüşme yap- tı. YaşarYakış, görüşmenin Tür- kiye ile yürürülen pazarhğa iliş- kin bölümlerini "at pazarlığı- na" benzettiğini basına aktar- masına karşın, Bush'la yaşanan gerginliğe değinmedi. ABD'nin, istemlerini kabul ettirmek için Türkiye'nin eko- nomik durumunu da her firsat- ta kullandığı dikkati çekiyor. Davos zirvesinde, ABD Dışişle- n Bakanı Colin Powell'ın AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Abdul- lah Gül'le yapacagı görüşme- nin hemen öncesinde, toplann kulisinde elden ele bir rapor do- laştınldı. Dağıtam belli olmayan rapor- da. Türkiye'nin ekonomik du- rumu konu ediliyordu. Rapor- da, Türk ekonomisinin kısa-or- ta vadede sıcak para girişi ol- madan kendisini toparlamasının güçlüğü, iç-dış borç yükünün boyutlan dile getiriliyordu. Dip- lomatik çe\Telere göre "Türki- ye'nin mali dunımu" başlıklı raporu, ABD yönetimi sızdırdı. Aynı çe\Telere göre ABD, bu ra- porla Türkiye'ye, "Ekonomi- nizin durumu ortada, neyin pazarlığını yapıyorsunuz? Her şeyin farkındayız, bu eko- nomiyle bize ne kadar direne- bilirsiniz?" mesajını verdi. Savaşa Hayır Koordinasyonu: îskenderun Limanı ABD toprağı mı? tstanbul Haber Servisi - KESK Genel Başkanı Sami Evren, buhaf- ta TBMM'de oylanacak olan ABD askerlerinin Türkiye'de konuşlan- ması ile ilgili tezkereye 'hayır" oyu vermeleri için milletvekillerine çağ- nda bulundu. 1 Mart'ta Ankara'da savaş karşıtı bir miting yapılacağı- nı vurgulayan E\Ten. ABD'nin as- kerlerini ve zırhlı araçlarını, Meclis karannı beklemeden Türkiye top- raklanna indirmeye başladığına dikkat çekerek "tskenderun Lima- nı ve Incirlik Cssü,Amerikan top- rağı mıdır? Buraların denetimi kime aittir?" sorulannın yanıtlan- masını istedi. Irak'ta Savaşa Hayır Koordinas- yonu tarafindan düzenlenen basın toplantısı, dün Makine Mühendısle- ri Odası'nda yapıldı. Koordinasyon sözcüsü ve KESK Genel Başkanı Sami Evren, yaptığı açıklamada, AKP'nin "Biz de savaş istemiyo- ruz" söylemlerine artık inanmadık- lannı belirtti. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın "Irak'ta ilk kurşun atıldığında Türkiye'ye acil sıcak para gere- kecek" ifadesini eleştiren Evren, "Irak'ta ilk kurşun atıldığında sı- cak kan akacaktır" diye konuştu. Türkiye'de savaşa hayır diyenle- rin oranının yüzde 94 olduğunu vurgulayan EvTen, "Halka Sor" kampanyası çerçevesinde toplanan savaş karşıtı imzalann 1 Mart'ta dü- zenlenecek bir mitingle Meclis'e götürüleceğini belirterek bugün Ankara'daki platformun tezkere se- bebiyle bir eylem düzenleyeceğini, Istanbul platformunun da yine bu- gün Taksim'de bir eylem yapacağı- m söyledi. Greenpeace üyesi bir gnıp, TBMM'nin Atarürk Bulvan girişinde toplanarak Kuğulu Park'a yürüdü. Gnıp, yaklaşık 1.5 saat parkta oturma eylemi yaptı. (Fotoğraf: KEREM GEZER) 20 eylemci gözaltına alındı A\K\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Greenpe- ace üyeleri, TBMM Çankaya kapısı önünde dü- zenledikleri eylemle sa\ r aşın gerçek yüzünü an- latırken; dün başkentte düzenlenen 2 göstende 20 kişi gözalnna alındı. Greenpeace üyeleri dün polisleri atlatarakTB- MM Çankaya kapısı önüne geldiler. Zincirlerle birbirlerine kenetlenen Greenpeace üyeleri. üst- lerine "kam" temsil eden kırmızı boyalar döke- rek yere uzandılar. Grup, eylemleri sırasında sa- vaşm gerçek yüzünü anlatmak amacıyla kırmı- zı boyalarla kan rengi verdikleri oyuncak bebek- ler ve ABD dolan'nı temsil eden kâğıt paralaruı bulunduğu maketi de kullandı. Eylemcilere mü- dahale eden güvenlik güçleri, Greenpeace üye- lerini yerlerde sürükleyerek TBMM girişinin yan tarafına aldı. Bu sırada "savaşa hayır" slogan- lan atmak isteyen gnıp üyelerinin ağızlan, gü- venlik güçleri tarafindan kapatılmaya ve üzerle- rindeki "savaşa hayır" yazılı önlükler çıkartıl- maya çalışıldı. Greenpeace üyesi Melda Kes- kin. "Meclis'te ABD'nin Irak'a saldınsı konu- sunda Türkiye'nin kaderini belirleyecek ka- rar aünacak. Savaşa karşıyız. MecüsMn bu ka- ran almanıası gerekiyor. Çocuk katiü olmak istemiyoruz" dedi. Greenpeace üyesi bir grup, daha sonra akşam saatlerinde TBMM'nin Atatürk Bulvan girişin- de toplanarak Kuğulu Park'a yürüdü. Grup, el- lerinde mumlar ve "savaşa hayır" yazılı döviz- lerle yaklaşık 1.5 saat parkta oturdu. Gruba da- ha sonra TAYAD üyeleri de katıldı. Güvenlik güçlerinin, Kuğulu Park'ta eylem yapıhnasının yasal olmadığım söylemeleri üzerine, Green- peace üyeleri parktan aynlırken oturma eylemini sürdüren 9 TAYAD üyesi gözalnna alındı. Kıızey Irak sıkıntısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin ABD ile Irak'ta yapmayı planladığı iş- birliği, Kuzey Irak nedeniyle riske giriyor. Irak Kürdistan De- mokratik Partisi'nin (IKDP) Türkiye'yi hedef alan son açık- lamalannın ardından Anka- ra'nın Kürt gruplara karşı tutu- mu da sertleşmeye başlıyor. Türkiye'nin bolgede güvenlik önlemleri almasma karşı çıkan IKDP başta olmak üzere Kürt gruplann "bağımsızuk" ya da "Musul-Kerkük'ü ele geçir- mek" gibi gizli gündemleri ol- duğu düşünülüyor. ABD yöne- timinin, Kürt gruplan Türki- ye'yle işbirliğine yöneltmek ye- rine Ankara'yı iknaya çalışma- sı büyük rahatsızlığa neden ol- du. Türkiye, geçen haftalarda Ankara'da ve Silopi'de bir ara- ya geldiği ve mutabakat oluş- turmaya çalıştığı Kuzey Iraklı Kürt gruplarla ilişkilerinde sı- krnhh bir döneme girdi. Özel- likle Mesud Barzani liderliğin- deki IKDP'den gelen ve tehdi- de varan son açıklamalann ar- dından IKDP ile ilişkilerin kop- ma noktasına geldiği kaydedil- di. IKDP Sözcüsü Hoşyar Ze- bari'nin "Türk askerlerinin zorla Kuzey Irak'a girmeleri durumunda Kürtlerle arala- nnda kontrolsüz çatışmalar olabileceği" açıklaması Anka- ra'da büyük tepki çekti. Toplantıya destek yok Türkiye son gelişmelerin ar- dından, daha önce olumlu yak- laştığı, Kürt gruplann Kuzey I- rak'ta yapmayı planladıklan muhalifler toplantısından des- teğini çekti. Dışişleri kaynakla- n, ocak ayından bu yana sayısız kere ertelenmek zorunda kalan toplantmın artık amacından uzaklaştığı, IKDP ile Irak Kür- distan Yurtseverler Birliği'nin (IKYB) şovuna dönüştügünü dile getirdiler. Katılımın çok sı- nırlı kalması, Irak'taki birçok önemli grubun temsil edilme- yecek olması nedeniyle Ankara 28 Şubat'ta gerçekleştirilmesi planlanan toplantıyı önemsemi- yor. ABD ile sıkıntı ABD'li yetkililerin ise Büyü- kelçi Zalnıay Halilzad başkan- lığmda bir heyetle muhalifler toplantısına katılarak destek ver- meleri bekleniyor. ABD yöneti- minin Kürt gruplarla ilişkilerde Türkiye'nin hassasiyetlerini ye- terince dikkate almaması ve bu gruplan işbirliği için teşvik et- memesi Dışişleri ve Genelkur- may çevrelerinde sıkıntıya ne- den oluyor. ABD'nin bu tutumu- nun planlanan işbirliğine zarar verebileceği belirtiliyor. Askeri kaynaklar, bölgede ba- ğımsız bir devlet oluşumuna y- ol açacak gelişmelerin olması durumunda, ABD ile anlaşmaz- lık ya da IKDP ile karşı karşıya gelme olasıhklannı da dikkate aldıklannı vurgularken planla- malannı buna göre yapnklannı kaydediyorlar. IKDP yöneti- minden gelen açıklamalar için de bunlan fazla ciddiye alma- dıklan açıklamasını yapan kay- naklar, bunlann planlannı de- ğiştirmesinin söz konusu olma- dığım belirtiyorlar. Aynı kay- naklar, IKDP'nin muhatap alın- mayacağına işaret ederken "Türkiye'nin bölgedeki gücü ve öneminin herkes farkında" açıklamasını yapıyorlar. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye'nin istemi dışında bir adım atması halin- de, bugün öngörülenden çok daha büyük miktar- da bir askeri gücün buraya yığılması planlanıyor. Buradaki gruplann son dönemde Türkiye aley- hine verdikleri demeçlerin de "ABD damgalı" ol- duğunu görmemek için ya kör olmak gerekir ya da ABD'nin ezeli dostu! K. Irak'ta, perde gerisinde yaşanan gelişmeler- den öte, gözle gönjnenler bile bir dizi soru işare- ti yaratıyor. Genel bir özet yapalım: 1- K. Irak'ta 200'ü aşkın hükümet dışı organi- zasyon (NGO) var. Bu NGO'lar, bölgeye her tür- lü insani yardımı yaparken buradaki gruplann merkezi Irakyönetiminden farklı birzeminde dur- malannı öngörüyorlar. Geldikleri ülkelerin dağılı- mı da ABD'den (ngiltere'ye, Isveç'ten Hollan- da'ya kadar çok geniş bir yelpazeyi içeriyor. 30'u aşkın ülkenin NGO'sunun K. Irak'ı bu kadar çok sevmesi insanın gözlerini yaşartıyor! 2- K. Irak'ın nüfusu kabaca 3.5 milyon dolayın- da. Her şeyi bir yana bırakalım, dış kaynaklı ge- lirleri bile iştah kabartmıyor değil. NGO'ların ge- tirdiği para yılda 100 milyon dolann üzerinde. BM fonlanndan gelen para ise 700 milyon dolar. I- rak'ın temel gereksinimleri için BM denetiminde izin verilen petrol ticaretinin yüzde 65'i Irak'a, yüzde 30'u BM tazminat fonuna, yüzde 5'i de BM giderlerine ayrılıyor. Irak payının yüzde 13'ü ise Barzani ve Talabani'ye veriliyor. Habur gümrük kapısından gelen paralar da katıldığında K. Irak'a bir yılda giren para 3.5 milyar dolar ediyor. Kişi başına bin dolar. BM fonundan gelen paralann önemli dilimi doğrudan bu gruplara teslim edil- miyor, K. Irak'ın altyapısına ayrılıyor. Bir başka deyişle, BM denetiminde bir devlet altyapısı kuruluyor! Türkiye'nin yeri 3- K. Irak'ın etnik yapısı bir başka karmaşa. Kendi içinde silahlı gruplan olan aşiret sayısı 30. Silahlanma, dışandan gelecek tehlikelerden çok karşı aşiretten gelecek tehlikelere yönelik! öne çı- kan Barzani ve Talabani'ye bağlı aşiretlerin yanı sıra irili ufaklı onlarca grup değişik ülkelerce kul- lanılıyor. Bunlardan 10'u aşkınını Iran, 15'eyakı- nını ABD kullanıyor. Son günlerde "Iran, Irak topraklanna girdi" baş- lıklı haberlerin nedeni, K. Irak'taki Iran yanlısı si- lahlı gruplann sesini yükseltmesi. 4- Aşiret dağılımının yanı sıra dinsel ve dilsel ay- nlıklar da başka bir derinlik. Aynı dil kökenini ko- nuşup birbirini anlamayan gruplar var. Dinsel farklılığın kökeninde ise özellikle Iran'ın bu yön- de çalışması yatıyor. 5- Bu bölünmüşlüğün bir başka parçası da Türkmenler. Bütün Irak toprakları içinde 2.5 mil- yon kadar Türkmen olduğu tahmin ediliyor. Bu- nun 400 bin kadan K. Irak'ta, yoğunlukla Kerkük bölgesinde yaşıyor. Bir araya gelmekte zorlanan Türkmenler arasında da Bağdat yönünde Lon- dra'ya kadar uzanan geniş bir ufuk var. Türkiye, Türkmenlerle yeni yeni ilgilenmeye başladı. 6- Barzani ve Talabani'nin temel ağırlığı dış bağlantılardan ve parayı yönetme gücünden kay- naklanıyor. Irak merkezi yönetimi zayıfladıkça, doğal olarak iki grubun bölgedeki etkisi artıyor. Ancak bu iki grubun öteki gruplar üzerinde kesin bir hâkimiyeti olduğu söylenemez. Para gücü ve dış destek çekilse, geriye çok fazla bir şey kal- mıyor! 7- Belirsizliğin bir başka parçası da PKK grup- lannın burada bulduğu hayat sahası. Terör ör- gütünün bugünlerdeki sessiz tutumu, ne olursa olsun hayatta kalmak isteyen Öcalan'la K. Irak beklentileri arasında sıkışmasından kaynak- lanıyor. Terör yapsa AB'ye söz verdi, yapmasa kimliğini yitiriyor! 8- Bu uzayda bütün sorun şu: Türkiye'nin kutupyıldızı olabilmesi. büyük bakabilmesi, belirieyici olması, ufkun ötesini gör- erek hareket edebilmesi... Türkiye bunu yaparsa, K. Irak da banş içinde olur! an [email protected] Körfez Savaşı tutanakları ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP hükümetinin. olası Irak savaşına ilişkin, Türki- ye'de yabancı asker bu- lundurma ve yurtdışına asker gönderme tezke- resini TBMM'ye sevk etme karan aldığı gün; 1990'da yaşanan Körfez krizi nedeniyle TBM- M'de yapılan iki kapalı oturumun tutanaklan da 13 yıl sonra yayımlandı. Körfez Savaşı tezke- resinin önce "hüküme- te yetki tezkeresi" biçi- minde geldiği, sonra dö- nemin başbakanı Yıldı- nm Akbulut'un yazılı başv'urusuyla "hükü- mete izin tezkeresi" bi- çimine dönüştüğü orta- ya çıktı. 12 Ağustos 1990 tarihlı gizli oturu- mun tutanaklan Türki- ye'nin Irak'ta olası savaş ve Kerkük-Musul'a iliş- kin o dönemde duyduğu kaygılan, beklentileri ortaya koyarken karşı- lıklı laf ahnalann gizli oturumda da gerçekleş- tiği de ortaya çıktı. DYP'liler dönemin baş- bakanı Akbulut'a "Al- lah belanı verstn", "Tarihin yüz karası" gibi sözlerle laf attılar. Toplantıda dönemin muhalefetteki DYP Ge- nel Başkanı Süleyman Demirel de konuşması- na başlarken ANAP'lı- larkendisine u Ciddiol" diye laf attı. Demirel. "Ciddi ol diyen beye söylüyorum, işte ana yasa, gayri ciddi ne vaı ki, devredemezsiniz di- yonız, bu sözün neres gayri ciddi" diye karşı lık verdi ve şöyle devan etti: "Direkt saldın m var, Meclis'e gelin bu nu söyleyin, yani pös teki saydırmayın. Yok sa Türkiye'ye sipari edilmiş bir savaş m var, Türkiye bir sava siparişi mi almış, açı sövlevelim bevler."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear