22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ŞUBAT2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASIN Saddam Hüseyin geçmişte, ABD ve müttefiklerinin îran'la savaşması için silah verdiği, kol kola gezdiği kardeşiydi Eski dostlardüşmanolctu• Bize, Saddam Hüseyin yenilgiye uğratıldıktan soara Irak'ta dernokrasinin verleşeceği konusunda söz veriliyor. Ancak, bu dilctatörün Batı 'nın mûttefiki olan ve Irak'ı ijgal etmek için atlama r.oktası oluşturan Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi komşulan da aslında birer diktatörlük. Onlar bundan sonraki hedefler rni olacaklar? CtSTERGRASS* Savaş hortluyor. Savaş bir kez daha hortluyor. Yoksa savaş "sadece" yak- laşas savaşı durdurmakıçın mı tehdit savuruyor9 Kısıtlama sozü "sadece" A3D ve Ingıliz fairiüc ve gemilerinin lcvrduğu sahnede, Arap Yanmada- sı nda ve Kızıldenız'de konuşlanma- lannm aşın derecede militanst görün- tüierle medyada yerbulmasının kuru- sıkı bir tehditten öte olmadığı anJamı- n a mı gelıyor? Dünyada var olan iki düzine dikta- tör sûrgüne gittiklerinde ya da terci- hen öldüklerinde bu banş getiren ve ortadan kaybolan bir güç gösterisi ola- rak mı belleklerde kalacak? Çok zor. Şu anda çanlan çalan iste- nen, istekli bir şekilde kollann sıvan- dığı bir savaş. Planlayanlann, borsa- cılann ve ileriyi gördüğü söylenen te- levizyon programcılaruıın kafasında şimdiden başladı bile. Düşman olarak hedef gösterilen Jcişi belli. Adı, bun- dan sonraki hedef olacak olan stokta- ki diğer düşmanlarla birlikte açıkJan- dı. Adı açıklanan düşman, az tepki çeken diğer düşmanlann yerine fatu- rayı ödüyor. Yaratılan dügman Insanlann hiç var olmadıklan hal- de nasıl düşman yarattıklanru gayet iyi bıliyonız. Bir savaşta düşman tam ola- rak vurulmadığında, hedefe tam ısa- bet ettirilemedığınde neler olduğunu biliyoruz ve bunu göstermek için eli- mizde yeteri kadar fotoğraf var. Kaçınılmaz olduklannı kabul etme- miz söylenen zarar ve ölü sayısı bizım için tanıdık şeyler. Dünyanın bir nu- marası ve kurallan koyan merkezi olan ülkenin yasını tutacağı çok az sayıda kaybı ve bunun aksine düşma- ntn kadın ve çocuklan da içeren ayn- ca yasını tutmaya değer görülmeyen çok sayıda kaybı olmasına alışığız. Yani şimdi yeni bir savaşı ve eski- nin tekrarlannı bekliyoruz. Bu kez ye- ni fîize sistemleri eskiye oranla daha da hedefi tutturan nitelikte olacak. Bu savaşın seçilen fotoğraflan konusun- da da emin olabiliriz. Yayımlanan fo- toğraflar dehşeti tüm boyutlanyla göz- ler önüne serecek. Tanınan televızyon kanallan savaşı bir dizi gibı göstere- Tiim dünvanın odaknoktasolan IrakBderi Saddam Hüseyin,İngüzChannd4'avmliği röportajda,ABD'yeboyuneğmeyeceğinnı bir kezdahaaKnucizdi (Fotoğraf: REUTERS) cekler, evlerinde mutlu ve banş içın- de oturan izleyiciler için sadece rek- lamlarla bu görüntüleri keserek. Batı'nın eskl dostu Bu savaşın sadece tehdit edilen he- defi kim. Korku salan bir diktatör. Ancak, Saddam Hüseyin diğer dikta- törlerin de olduğu gibı bir zamanlar demokratık süper güç ve müttefikle- rinin, onlarla kol kola gezen bir kar- deşiydi. Onlar adına ve Batı ta rafından faz- lasıyla silahlandınlmış olarak kom- şusu îran'la sekiz yıl savaştı. Çünkü o dönemde Iran'ı yöneten diktatör "1 numarab düşman"dı. Ama argüman şöyle devam ediyor: Saddam Hüseyin'in elinde kitle imha silahı bulunuyor. Bu henüz kanıtlan- madı. BLze aynca Irak'taki bu dikta- töryenilgiye uğratıldıktan sonra Irak'ta demokrasinin yerleşeceği konusunda söz veriliyor. Ancak, bu diktatörün Batı'nm müt- tefikı olan ve Irak'ı işgal etmek için atlama noktası oluşturan Suudi Ara- bistan ve Kuveyt gibi komşulan da ashnda birer diktatörlük. Onlar de- mokrasiyi yerleştirmek için bundan sonraki hedefler mi olacaklar? Ylne petrol Bıliyorum ki bunlar aslı esası ol- mayan sorular. Dünya gücünün küs- tahlığının hepsi için birer yamtı var. Ancak, herkes biliyor ya da sanıyor ki bütün olanlann nedeni petrol. Daha doğru konuşmak gerekirse bütün olan- lann nederu "yine" petrol. Dünyada kalan son süper güç ve müttefiklerinin gerçek çıkarlannı ka- patmak için kullandıklan riyakârlık yöntemlen öyle eskimiş ki egemen olma dürtüsü olanlann arasında net bir şekilde görünüyor. Bu dürtü, tüm kibiri içınde, utanmaz ve tehlikeii bir şekilde dünyanın kar- şısında duruyor. Günümüzdeki ABD Başkanı yüz yüze kaldığımız bu or- tak tehlikenin mükemmel bir simge- si ve anlahmıdır. Birleşmiş Milletler'in ABD'nin bu güce karşı isteğini bastırmak için ye- terli derecede bir şeyler yapıp yapa- mayacağını bilmiyorum. Benim dene- yimlenm bu istenen, istekli şekilde gidilen savaşı, ardında aynı güç kazan- ma isteğinın olduğu başka savaşlann takip edeceğini söylüyor. Umuyorum ki benim ülkemin yurt- taşlan ve hükümeti biz Almanlann neden olduğumuz savaşlardan ders aldığımıza kanıt olacak nitelikte dav- ranıp ve adına savaş denilen ve yak- laşan bu çılgınlığa "hayır" diyeceğini umuyorum. "Korku içinde uyurken öldürülen, kesflen, kadedflenlerin ruhu gehrse ne yapmaJmm?» Kanb, rengi solmuş ve gözyaşlan içinde önünıdem Ne yapmahymı?'' Bu 18'inci yüzyıl şair ve yazarlann- dan Matthias Oaudius'un "Savaş Şar- kKa" adlı şiinnde yönelttiğı bir soru. Geride bıraktığımız savaşlanmıza ve katlettiğimiz insanlara bakılırsa bu bugün bıle hâlâ tam olarak yanıt- layamadığımız bir soru. Bu bakış açısıyla, hortlayan ve yola çıkmış olan, aslında hiç sonu olmayan savaş bizi bir kez daha aynı soruyla kar- şı karşıya bırakıyor. "Ne yazık ki bu bir savaş ve ben bunun için suçluluk duymak istemiyorum." (The Guanüan- 27Ocak) *Günter Grass 1999 Nobel Edebivat Ödülü 'nün sahibi. NATO'da hastalıklı dönem başladı MKOLAUSBLOME NATO başaramadı. Bugünlerde siyasi anlamda iki- lemde ve dünyanın belkı güzel değil ama istikrarlı ol- duğu geçmişte, gende kaldı. Kuzey Atlantik Paktı hâ- lâ kendi olduğu yerden kayıyor, çünkü üyeleri on yıl- lardır sürdürdüklen başanlı birliktelikleriyle gelecek- te ne yapmak istediklerini artık bilmiyorlar. Liderko- numundaki ABD eskı NATO'ya olan ilgisini uzun za- mandır azaltmış durumdayken Almanya'nm bu has- sas dönemde yapacak daha iyi bir şeyi yok. Ittifakın kapılannı kapattıracak bir sonun gelmeyeceği kesin. Ancak, NATO'nun içinde bulunduğu bu "hastahkhdu- nımun" sona ermeyeceği de bir gerçek. Burada orta- dan kalkan, Avrupa Kıtası'nda, bir saldırgana karşı baş- ka bir ülkeyi kolektif olarak koruma ısteği değil. Şu ankı durum bu noktayı aştı. Söz konusu olan, çok önemli amaçlan ve kurallan konulmuş bir gidişatı sağlayan "ağ"ın yok oluşu. Yitip giden bu amaçlar bir düzenin parçasıydı. Avnıpa, Rusya ve iki özgür kıta- nın ilişkisı için. Soğuk Savaş kazanıldığında ve Varşova Paktı'nın es- ki üyeleri bünyesine katıldığında NATO kendisine ye- ni görev ve amaçlar aradı. O zamanlar aklı çalışan bir adam NATO'nun bu tutumunu "Gereksizveyersizbir iş" olarak nitelendirmiştı. Biraz çaba sarf edildikten sonra da bu yeni görev işı gerçek oldu. Sonunda NA- TO Kosova'da olup bıtene askeri gücünü kullanarak müdahale ettı. Bu, NATO'nun, Avnıpa Kıtasf ndaki düzeni korumaya yönelik gücü olduğunu göstermesi açısından bir kanıt nıteliğindeydi. Ancak, NATO'nun bu görevi için ufukta bir rakip belirmişti: AB'nin sa- vunma kimliği. Avru- pa ülkelerinin kendi ar- ka bahçelerinin düze- nini kendilerinin sağla- ması yönündeki ısrarlı isteği. NATO'daki ilk tehli- keii oyunlar 11 Eylül saldınlarından sonra oluştu. ABD'nin kibi- rinden ve aynı zaman- da siyasi anlamda mar- jinalleşmeden korkul- ması nedeniyle NATO ilk kez "ortakhkduygu- sunun" bozulduğunu ilan etti. Amerikalıla- nn teronzme verdikle- ri yanıtın reklamını yapmalannın sonucunda "itaatii- lerin koalisyonu"nda yer teklif ediyorlardı. Oncelik- ler alelacele degişti. Islamcı teröre karşı Rusya'nın des- teği ve bu ülkeyle olan iyi ilişkiler ABD'nin o ana ka- darki çizgisinden -Amerikan yönetimi geçmişte NA- TO'ya sadece güvenilebilır askeri destek verebilecek yeni üyeleri eklemenin doğruluğunu savunuyordu- daha önemli hale geldi. Amerikalılann isteğiyle ikin- ci genişleme sürecinde ilkinden daha da fazla üye alı- nacak. Bunun sonunda herkesin hoşuna gitmese de heterojen, yeni bir NATO oluşacak. Fransız ve Almanlar olup bitene sadece baltayı vur- dular. Kör gözle ya da skandal nitehğindeki bir tutum sergıleyip bılınçli olarak ABD'nin eskiden kalma bir güvensizliğine kanıt oluşturdular. Bu tür, ıdare gücünün resmi olarak eşit dağıtıldığı bir ortaklıkta çok fazla sayıda kelepçe takmak mümkün. Uzun lafin kısası Berlin ve Paris, ABD'deki, Batı'nın istikrarlı tutum sergileyen bir ortaklığı umursamayanlann işini kolaylaştırdılar. (DkWek-12Şubat) THEGUARDIAN Emine'yi öldürmesinler JAMESVVHITAKER Keşke Nijerya'da kocasıyla değil de başka bir adamla bera- ber olup hamile kaldığı için taş- Ianarak ölüme mahkûm edilen genç kadına ilişkin mahkeme karannı değiştirme şansım olsay- dı. Ancak maalesef değiştire- mem. Katsina'daki şeriat mahkemesinin Emine Laval'ı ölü- me mahkûm etmesi- nin üzerinden uzun zaman geçti. Bu yasalann Ba- tf nınkilerden çok farklı olduğu kesin ancak Müslümanla- nn çogunluğuna da yakın bir uygulama olduğu söy- lenemez. Nijerya'daki siyasiler Emine'nın öldürülmeyeceğıni söylemış olsalar da son günler- de olanlar beni mahkeme kara- n konusunda huzursuz etti. Ka- dı Aminu tbrahim Katsina, "tn- sanlar için zina yapan lann so- nunun ne olduğuna ilişkin en caydıncı ömek ölüm cezas. Si- • Devlet başkanının sözleri Emine'yi kurtarmaya yetmeli. a taşlanarak ölürken seyredi- yorlar. A\nısının kendilerine oL masuıı istemezkr" dedi. Ya 30 yaşındaki Emine. Bü- tün bunlar olurken de beş kişi- likjürinin önünde kucağında bir yaşındaki bebeğiyle mahkeme- de otururken de söyleyecek faz- la sözü yoktu. Bebeği Vasfla süt- ten kesildiğinde an- nesinden ahnarak de\'let elinde büyü- yecek Emine'nin ço- cuğun babası olarak tanımladığı adam mahkemede ilişkisi- ni inkhar etti. Şeriat mahkemesinin tem- yiz mahkemesı Emi- ne'nin ölüm cezasının kaldınp kaldırmayacağını mart sonun- da göreceğiz. Şansı varsa dava federal mahkemede de görüle- bilir. Devlet Başkanı Obasanjo NijeryaAnayasası'nagöre Emi- ne'nin yaşamasını istedıklerini açıkladı. Başkanın otoritesüıin dikkate alınacak kadar saygın olduğunu umuyorum. (DaifyMirror -1 Şubat) • Ittifak'ın kapılannı kapattıracak bir sonun gelmeyeceği kesin. Ancak, NATO'nun içinde bulunduğu bu hastalıklı durumun sona ermeyeceği de bir gerçek. Bir ülkenin topraklanndaki kültürel değerler sadece o ülkenin halkına değil tüm dünya insanma aittir Küresel mirasa sahip çıkılmalıFarklı kültürlerin aralanna çizgi çekmeyi imkânsız kılan, karşılıklı etkileşimleri, arala- nndaki ilişki ve nasıl birbirleriyle kesiştiklen her zaman insanı büyüleyen bir konu ohnuş- tur. Şimdi, bu konuda yükselen sesler de dün- yanın küresel bir köy olduğu yolundakı ortak görüşe katkıda bulunuyor. Tabii, tüm yerküre için geçerli olacak küresel bir kültür çok uzak- ta ve hatta hiçbir zaman gerçekleşmeyebilir. Kahire yakmlanndaki bir sfenksin zarar gör- mesi, ülkelenn eskı eserler ve anıtlar gibi kül- türel varlıklanna ilişkin tartışmaya hız kazan- dırdı. Tarhşma, herhangi bir eski eserin ona- nm ya da bakımının ait olduğu ülkenin mi yoksa kültüre değer veren tüm dünyanın ko- lektif sorumluluğu mu olduğuna yönelik. 10 yıl önce, MO 2600 yılından kalma sfenk- sin sağ omzu üzerindeki mermer parçalar düş- tü. Bunun sonucunda Mısır'da eskı eserlerden sorumlumüdürişini kaybetti. Göre\denahn- manın arkasında, bakan ve yönetici arasında yaşanan bir kavga olduğu basına yansıdı. Ba- kan, Mısırh uzmanlann sfenksi onaımasını is- tiyordu, eskı eserlerden sorumlu müdür ıse yabancı uzmanlann da bu işte katkısı olmasın- dan yanaydı. Geçenlerde sfenksin herkesi memnun ede- cek şekilde onanldığına ilişkin bir haber oku- dum gazetede. Yabancı bir uzman, sanki geç- mişte kalan bu tarhşmayı canlandırmak ıster- nuşçesine güzellik ve antık değerleri nedeniy- le Mısır'daki eski eserlerin tüm dünyaya ait ol- duklannı söyledi ve devam etti: "Bu eserier- den herhangi birine geiecek zarar tüm dünya- nın kaybıdır. sadece Mısn-'m değfl." Keşke bi- rileri de Pakistan'daki anıtlanmız için aynı şeyleri söylese. Bazen, bazı kültürel değerler ya da eskı eser- ler sınırlan içinde bulunduğu ülkenın ınsan- lanna duygusal anlamda bir şey ifade etmez. Bunlara Pakistan'dan bir örnek verebiliriz. Moenjodaro ve Gandara Krallığı'na ilişkin kalıntılara bazılanmız tarafindan, Müslüman- bağlı ohnakla birlikte ülkelerinin Müslüman- lık öncesindeki geçmişiyle gurur duyuyorlar. Mısırlılar geçmlşi Inkâr etmtyor Onlara göre Islam kültürel zenginliklerinin tamamının bırparçası. Ancak antik geçmişle- rini görmezden gelmek ya dabu dönemden kal- ma tarihi mirasa değer vermemek gibi bir eği- limleri yok. • Kültür ve kültür varlıklannın -öncelikli olarak eski eserler- tüm insanlığın ortak mirası olduğuna ilişkin düşünce biçimi kü- resel kardeşliği ve hoşgörüyü sağlayacak şekilde, uluslararası bazda yaygınlaşmalı ve kabul edümeli. Bunlar, bu çekişmeli dünyada insanlığın en çok gereksinim duyduğu şeyler. larla hiçbir ilgileri obnadığı gerekçesiyle sa- hip çıkılmıyor. Böyle insanlar için bu tür ka- ltntılar ve paha biçilemeyecek değerdeki eski eserler anlamsız bir taş yığını gibı görünebi- lir. Ancak dünyanın uygarlaşmış olan diğer bölgeleri için değerleri ölçülemez. Yurtdışın- daki insanlar için, bu değerlerin Pakistan'da bu- lunmalan bizım için memnuniyet verici ve gu- rur duyulacak bır şey. Mısu-lılar bu tür bır engelleme yaşamıyor- lar. Mısır'da yaşayan halkın yüzde 9O'ı Müs- lüman. Onlar için piramitlenn, sfenksin bir duygusal anlamı yok. Ancak onlar, tslama Moenjodaro ve Gandara'dan bahsedildiğin- de eskı eser merakhsı yabancılar, bu değerle- rin ne olduğunun Pakistan'ın umurunda bile olmadığını söylemekte haklılar. Bu nedenle UNESCOnun, arkeolojik ve antropolojik an- lamda uzmanlar için çok değerli olan bu kül- türel mirasın korunması görevini üstlenmiş olması çok iyi. Başka bir örnek de Tac Mahal. Bizimle iliş- kıleri olmayan birülkede ancak geçmişimizın çok önemli bir parçası. Pakistan halkının bü- yük çoğunluğu Tac Mahal'i görmek ister. Hint- liler de görmek ister, ancak onlann bunu iste- me nedeni Pakistanhlannkinden farkhdır. Hint- liler, sadece çok güzel bir yapı olduğu ve dün- yanın dört bir yamndan yüz binlerce insanın ülkeye bu yapıyı görmeye geldiği için Tac Ma- hal'e gider. Bizim için ise bu bölgede Müslü- manhğın simgesi olan Moğollann inşa ettıği bir bina olduğu için önemlidir. Insanoğlunun bugün geldiği noktaya, geliş- mişük düzeyine, sadece teknolojik ve mater- yalist anlamda çok ileri seviyede olan Batı'nın çabalanyla ulaşdmadı. Uygarlıklar yerkürenin -her ne kadar bu bölgelerin insanlan geri kal- mış görülse de- tüm uzak köşelerinden gelen desteklenn sonucudur. Bunun için Batı'nın gelişmiş insanlan geçmişte işgal edip yağ- maladıklan bölgelerdeki gelişmiş kültür ve insanlara yaphklan şeyler için affedilemezler. Orta Asya'nın tnkalan bunun en iyi örneğidir. Ispanyollargeriye birkaç taş heykelden başka bir şey bırakmadı. Ispanyol askerlerinin Inka prenslerini öldürürken, bir papazın onlann üzerine haç tuttuğu anın resme döküldüğü bir tabloyu unutamam. ABD"de Kızılderili kül- türüne, Avustralya'daAborijinlere ilişkin çok az iz bulunuyor günümüzde. Kültürve kültürvarlıklanrun -öncelikli olarak eski eserler- tüm insanhğın ortak mirası ol- duğuna ilişkin düşünce biçimi küresel kardeş- liği ve hoşgörüyü sağlayacak şekilde, ulus- lararası bazda yaygınlaşmalı ve kabul edil- meli. Bunlar bu çekişmeli dünyada en çok gereken şeyler. (Dawn -12 Şubat)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear