22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA CÜMKUPlYEf SAYFA 17 Eîektıonik posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 YENİYILJNIZ SAĞLIK, MUTLULUK VE CUMHURİYETİN TEMEL İLKELERİNİKORUMAKLA GEÇSİN. 80. yıldaReha Bavbek'den 10. Yıl Marşı'nı söylemekte zorlananlara 80. Yıl Marşı önerisi: "Çıktık seksen yıl sonra piyasaya sil baştan/ Bir yılda tesettürü hortlattık yeni baştan/ Başta Bush'un sevdiği dört dörtlük bir Müslüman/ Medreselerle ördük anayurdu dört baştan/ Bizler Islamiyet'in en fedakâr neferi/ Devrim bize yakışmaz, istikamet hep geri." Üç özellik Bülent Akdan: "Derler ki, Tann insanlığa özgü üç özellik yaratmış: Dürüstlük, akıl ve siyasi irade. Ama kimseye iki özellikten fazlasını vermezmiş. Dolayısıyla, eğer dürüst ve akıllı iseniz siyasetçi değilsiniz; eğer dürüst ve siyasetçi iseniz akıllı değilsiniz; eğer akıllı ve siyasetçi iseniz dürüst değilsiniz." Patlama Akif Kökçe: "Yoksulluk ve cehalet ürünü 'canlı bombalar' ile 'sosyai patlama' deyim olmaktan çıktı eylem oldu." K omplo teorileri, paranoya, statüko, çözum- süzlük çözüm değildir gibi sözlerin "işbir- likçi sözlüğü"nde ne anlama geldiğini açık- lamıştı Ayşe Meral... Meral'in "işbirlikçi sözlüğü" çalışması sürüyor; ikinci bölümünde yeni sözler var. Politika sahnesinde ve medya ortamın- da sıkça kullanılan bu sözlerin ne anlama geldiğine bakalım: "STRATEJİK DOST MÜTTEFİK: ABD'nin Irak'ı işgali gündeme geldiğinde, Ingiltere ile biriikte Tür- kiye'yi ABD'nin kuyruğuna takıp, Mehmetçiğimizi, Coninin yerine ölmeye göndenmek, aynı zamanda, ülkede ABD askeri konuşlandınlması adı altında iş- galciye yataklık etmek ve millet uyanmadan Türki- ye'nin bir oldu bittiyle ABD'ye teslim edilmesi için, işbirlikçilerin uydurdukları bir sözdür. Televizyon kanallarında, köşe yazılannda irili ufak- lı tüm Amerikanofiller, günlerce bu sözü söyleyerek beyin yıkama operasyonu yürütmüşler, ancak hal- İşbirlikçi sözlüğü (2) kın sağduyusu karşısında, amaçlarına ulaşama- mışlardır. KOMŞUDAYANGINVARKAYITSIZ KALAMA- YIZ: Kasımpaşalı din kardeşimizin, bu sözlerle or- taya atılması üzerine, yine bir düğmeden basılmış- çasına koroya katılan mandacı borazanlar televiz- yon kanallarında, gazete köşelerinde, ellerinde kö- rükle yangının nasıl söndürüleceği konusunda gün- lerce konuşmuş ancak sağduyulu halkımız körükle yangın söndürülemeyeceğinin bilinciyle bu körük- çülerin gazına gelmemiş, işbirlikçiler de emellerine ulaşamamışlardır. MASADA OLMALIYIZ: Irak'ın işgalini ziyafet ma- sası olarak gören aklıevveller, günlerce zengin sof- rası hayali ile halkı ayartmaya uğraşmışlar ancak komşusunun ölüsü üzerinde kurulan masaya otu- rulmayacağını bilen, işgalcinin zengin sofrasından kemik toplama onursuzluğunu istemeyen halkımızı kandıramamışlar ve yine boşa kürek çekmişlerdir. KIZIL ELMA: Mehmetçiği Coniye kalkan ettirme- mek, vatanını savunmak ve tam bağımsız Türkiye için, sağ sol demeden bir araya gelen gençlerin, bir- likteliğini baltalamak için söylenen bir sözdür. Atatürk'ün hitabesindeki gençliğin gücünden korkan işbirlikçiler, 1980 öncesinin, bölünmüş genç- liğini tercih ettiklerini bu vesileyle açığa çıkarmışlar- dır. Türkiye Cumhuriyeti'nde, Türk gençliğinin, Türk ulusunun sağ sol demeden bir arada yaşaması, ül- kesi için birlik ve beraberlikle kenetlenmesini haz- medemeyen işbirlikçiler, Kıbns'ta ise KKTC Türkü- nü, farklı din, dil ve kültürdeki bir milletin içinde azın- lık olarak bir arada yaşamaya aynı ülküde (yani Yu- nanistan'ın Enosis ülküsü içinde) bir arada yaşa- maya zoriamaktadırtar." SESStZ SEDASIZ (!) j§|| Yüksek Yerilim Hatt erdincutkuıc yahoo.com Asgari ücrette bir Fransız on Türk'e bedelmış: Açlık sırunndaki bir Türk öbür dünyaya bedeldir! Hayatı taşıma sanatı üzerine bir ders Yeni biryılagirerken "hayatı taşıma sa- natı" üzerine Ayşegül Tokath'nın gön- derdiği ve yazan bilinmeyen küçük bir öykü: Stres yönetimi konusunda ders ve- riyordu. Su dolu bir bardağı kaldınp din- leyicilere "Sizce bu su dolu bardağın ağırhğı ne kadardır" diye sordu. Dinleyi- cilerden değişik yanıtlar geldi. Bunun üzerine şöyle dedi:"Gerçek ağırlık fark etmez. Ağırlığı elinizde ne kadar süreyle tuttuğunuza göre değişir. Eğer bir daki- kalığına tutarsanız sorun yok. Bir saatli- ğine tutarsanız kolda ağn oluşacaktır. Bir gün boyunca tutarsanız, ambulans çağır- mak zorunda kalırsınız. Ağırlık aynıdır a- ma ne kadar uzun tutarsanız o kadar ağır gelir size. Eğer sıkıntılannızı herzaman ta- şırsanız, er ya da geç taşıyamaz duruma gelirsiz, yükler gittikçe artarak daha ağır gelmeye başlar. Yapmanız gereken onu yere bırakıp bir süre dinlenmek ve daha sonra tekrar yüklenmektir. Yükümüzü arada bırakmah, tazelenip dinlendikten sonra onu yüklenıp yolumuza devam et- meliyiz. Işte bu yüzden işten eve döndü- ğünüzde, iş sıkıntınızı dışanda bırakın. Evinize taşımayın. Gerekirse yann tekrar alıp taşıyabilirsiniz." P p o o n p t ' s t a n b u l Büyükşehir Belediyesi Taksim'deki yılbaşı eğlencesini te- u C S a i C l rör tehdidi nedeniyte iptal edince Ayşe ve Srtkı Ergüney so- ruyor "O halde UEFA'nın Türkiye'deki maçlan iptal karan neden teröre cesa- ret veriliyor şeklinde yorumlanıyor? Yoksa terörü bahane ederek yılbaşı kutla- malannı yaptırmamak da 'değişim'in sonucu mu" ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCt YılmŞairi'Sabir'... Belkı de ilk kez bir "yıflbaşı- nı", Başbakan'ın tanımıyla "dinci terörün" gerilimınde kut- layacağız. Polis "alarmda". eğ- lence yerleri "süa güvenlik" al- tında. Taksim halka kapatıldı... Geride kalan yıl ne kadar sı- kıntılı geçse de, yeni bir yıla yi- ne de "umudun coşkusu rı yla başlama geleneğimizi bile sanki çekemediler Böylesi bir ortamda 2004'ün "karanhktan aydınhğa geçiş yıh" olması için, yılbaşını daha derin bir "insan sevgjshie" kutlamak, "inadına özgürlük" demekle eş anlama geliyor... Tıpkı, yaklaşık 100 yıl önce. Azerbaycan'ın ünlü şairi Mirza Aliekber Tahirzade Sabir'in de- diği gıbi; "Kimki insanı sever, âşıkn hür- riyetolur; BeH, (evet) hürriyet oian yer- de insanhk ohır" Vaaz yerine şiir Insanlık yoksunu saldınlany- la "İslam adına" vahşete imza atanların kımliğı açıklandıkça "Sabir"i anıyorum... Kaf- kas halklannı ayduılatan şiirlerini: "vaazla uyutu- lanları şiirle güldürmeli ki yürekleri de uyansm, bir daha u\Timasınlar" diyerek yazmıştı... 1905"te Tiflis'te ya- yunlanan "Molla Nesreddiıı'' dergi- sindeki "Hop- hop" imza- sından esinlenen Habib Se- metzade'nin 1940'larda "Hophopna- me" adıyla derle- diği divanını, geçenlerde Dr. Perviz Yezdani'yle biriikte yeniden okuduk. Babası Meşhedi Zeynel Abi- din, 1862'de doğduğu Şamahı kentinin "dinci yobazlanndan" biriydi. Hophopname'deki anla- tımla; "balacauşagınamazabaş- latq>,derviş paltan ge\ djrdüer"... 8 yaşında göndenldıği "Mofla Mektebinde" oruç tutarken "aaküğmı" yazdığı için falaka- ya yatınlınca, ilk şiirini de sine- ye çektiler: "luttum orucu iramazanda, Galdı iki gözüm gazanda, Molam da döğûr yazı >i azan- da.-" ' Teröre 'ad' arayanlar Sabir, "Usul-ü Cedid Mekte- bi"nde şairliğe başlayınca, okul- dan aldılar. şiir defterlerini bile yırttılar... Bu baskıdan kaçarak Meşhed ve Semerkant'ta öğ- retmenlikyaptı. »^zerbaycan'da- ki ilk işçi hareketlenni destekle- yen şiirlerini de 191 l'de öldüğü Balçû'deki son yıllannda yazdı. Sabır'ın, Azeri fürküsü olarak da söylenen "Gorhuram" (kor- kuyonım) şiiri, bugünkü "imam terörû"ne isim bulamayanlan da acaba aydınlatabilir mi?... u Pa)-ı piyade (yürûyerek) dü- şürem >ollara, Har-ı mugrylan (dev dikenler) görürem gorhmuram; SetTCdirem Berr-u bıv^banla- n(çölleri), Gul-i biyaben fçöl vahşisi) gö- rürem, gorhmuram; Gah oluram behride zorekni- şin (denızde yelkenlı). Dalgalı tufan görürem gorh- muram; Gah çıhıram sahile. her yanda min(bin), V'ahşi herran (hayvanlar) gö- rürem gorhmuram; Gah şafak tek rüşürem > oDara, Yangıh volkan görürem gorh- muram, Gah inirem saye (gölge) tek or- manlara, Yırücı he\ r v r an görürem gorh- muram; Yüz go> uram gah neybtanla- ra(kamışlık), Bir sürü arsian görürem, gorhmuram; Makberelikte (mezar- lıkta) ederem gahmekan, Gabirde (mezarda) hortlak görürem gorhmuram; Menzil ohır gah mene \ira- nekr (harabe- rem, san gö- rürem gorh- muram; Bu küre-i arzda meıt muhta- sar (kısaca), Harici mülkünde de hattagezip, Çok tuhaf insan görürem gorhmuram; Lakhı bu gorhmazhk ile dog- rusu, Aydadaş!» Vallahi. billahi, tai- lahi, Harda Müsühnan görürem, gorhuram; Bisebeb (nedensiz) gorhmu- ram, vechi (gerekçesi) var, Neyleyim ahir!_ Bu yohounuş- larm, Fikrini gan (kan) görürem, gorhuram; Gorhuram, gorhuram, gorhu- ram™" Vaktiyle Kars'ta yayımlanan "Ajiıavar" gazetesi, başyazan Cengjz Ekinci'nin Azeri nükte- lerıne eşlık eden "Hophopna- me'den" köşesiyle çıkardı... Sabir'in heykellen hâlâ Ba- kû'yü süslüyor. Keşke bir heyke- li de 2004't'e Kars'a dikılse... Korkusuz bir yeni yıl dileğim- le... Oekinci' cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakı: turk.net ÇtZGÎLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci <ı mynet.com HARBİ SEMİHPOROY semihporoy(fi yahoo.com KEDİ LEVO APTLÜKA aptull(a hotmail.com TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 31Arahk wunc.mumtaz-arikan.com KIZILDBRILİ flACI.. 1431'PE BU6ÜN, FKAK1SIZ PEHİZCİ VE KAÇİFİ JACÇUES OVSTfE/srJ^/C KA8TİYS) PO6PU. KANAM'DA, ST. LAW- (ZEMCE MEHKJ V6 KÖRFeZİ'Nİ KEŞF£PEC£K OlAH CARTiee., YOLOJLUKLA& SI/SASlMPA GEMCİLER&E BAŞGÖST&IZEN İSüORBÜr HASTMUĞI İLE UĞRAŞMAK CHJRUMUNM KALACAtCTI. 1İO ££MİCtD£N, tCENDİ M- HİL y4LJW2CA 1O'u HASTXUK7AN KDGUNABİLBCGK- Tİ. KANAOA'DA YAMLA0/KLARI Big. aZILOEJÜLİPe OE A "V! HASTAUK 6ÖfUİLEceK,AUCAt£, fO GÜN 1Ç1NOE iy/iEÇBeetc HEezea çAşıerAOKrr. OOMAGAÜA AD_ U /Cf2'U>£e(U,S£y/)Z ÇAM AĞAClNtN YAPISAICLA- «1141 yrYESEK KOLAYCA DÜZELBCSK,AYH1 ÇEYı Ş£- MİCJLE/Z DE UYGULIYACAICn. 16. YüZYlL PENIZC/L£\ RİNİN TUZLANMIŞ ET I/E PEZSİMETTEN OUIŞAN YIYECEt: LEHİNPE EKS/tCQ{.W"C*<fft8MİUİ Bü YAPZAKCARCA 1T"~ M-Ar+sm PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Bir Yıl Sonu Yazısı Karl Marx veFriedrich EngeJs'in, "Avnıpa'nın üze- rinde birhayalet dolaşıyor..." sözleriyle başlayan Ko- münist Manifesto'yu yayımladıklan 1848 yılı 19. yüz- yıl Avrupası'nın savaşlar, devrimler, ayaklanmalar yı- lıydı. Yaşlı kıtada herkesin birbirine girdiği, herşeyin bir- birine kanştğı bu altüst oluş ortamında Avusturya- Macaristan çifte monarşisi de payını almış, 13 Mart 1848 günü Viyana'da öğrenciler ayaklanıp rıalk da on- lara katılınca imparatorluğun "demir yumruğu" Cle- mens VVenzel Lothar Fürst Mettemich ülkeden kaç- mak zorunda kalmıştı. Vıyana'daki olaylardan yarar u- man Lombardiya Kralı Karl Albert (Carlo Alberto), ayaklanmanın başlamasından on gün sonra bağımsız- lık istemiyle Avusturya-Macaristan Imparatoriuğu'na savaş açınca öğrencilerin ve halkın devrim heyecanı yerini imparatorluk topraklannı savunma coşkusuna bıraktı, 6 Mayıs 1848 gününe kadar süren savaş Lom- bardiyalılann yenilgisiyle sona erdi. Şimdi bana, "2003 yılının son gününde bize ne bun- lardan?" diye sorabilirsiniz. Yanıtlayayım, yukarıda sö- zünü ettiğim savaş Avusturyalılann gözünde ve gön- lünde bir kahraman yararü: İmparatorluk birliklerinin komutanı Joseph Graf Radetzky von Radetz. Avus- turyalı sanatçılar onun heykellerini, tablolannı yaptılar, şairier onu öven şiirler yazdılar. Müzikseverler ise onu "Strauss dinastisi°n\r\ kurucusu ve o zamanlar Krali- yet Müzik Yönetmeni olan "Baba" Johann Baptist Strauss'un ünlü yaprtı "Radetzky Marşı"ndan tanıdı- lar. İmparatorluğun taşıyıcısı ve sahibi Habsburg Ha- nedanı'nın Lombardiya'ya karşı kazandığı zaferi sim- geleyen beste 31 Ağustos 1848 günü Viyana'da ilk kez çalındığında yer yerinden oynadı. O günden sonra Avusturya'da özel günlerde Radetzky Marşı'nı dinle- mek günümüze kadar gelen bir geleneğe dönüştü. Bu yılki ilk Pano yazımda da sözünü etmiştim. Uzun yıllardır yeni yılın ilk gününe Vıyana Müzik Demeği'nin ünlü "attın salonu "ndan canlı olarak yayımlanan vlya- na Filarmoni'nin Yeni Yıl Konseri'ni dinleyerek başlıyo- rum. Almanya ZDF ve Avusturya ORF televizyoniany- la biriikte 40'tan fazla kanalın yayımladığı konseri bu yıl Riccardo Muti yönetiyor. 1941 doğumlu ünlü Ital- yan şefîn kariyeri birçok ulusal ve uluslararası ödülle taçlanmış. Avusturya Posta Idaresi de 2004 yılı kon- seri anısına çıkaracağı yeni serinin ilk puluna Riccar- do Muf'nin birportresini basıyor. Riccardo Mut, 1971 yılından bu yana vlyana Rlarmoni'nin yabancısı değil, birçok ortak çalışmalan var. 1993,1997 ve 2000 kon- serlerini de yönetmişti. Müzikseverlerimiz ise onu 2001 yılındaki Istanbul konserinden tanıyorlar. Yeni yıl konserinin program akışında Joseph Lan- ners'in iki yapıtna yer verilmiş de olsa konser her yıl olduğu gibi bu yıl da Strauss'lann damgasını taşıyor. 2004 yılı da biranlamda "Strauss Yılı", çünkü önümüz- deki mart ayında "Baba" Strauss'un 200. doğum gü- nü kutlanacak. Yılın parolası da "Baba Strauss ve Oğullan". Bu nedenle bu yılki konserde Strauss'lann, aralannda Johann Strauss'un "Çingene Kadın Kadri- //"nin de bulunduğu, şimdiye kadar hiçbir Yeni Yıl Kon- seri'nde çalınmamış yedi yapıtı icra edilecek. Olanağınız varsa, siz de benim gibi yann 12.15- 14.45 saatleri arasında televizyonunuzun karşısına ge- çin, görkemli bir konser yaşayın. Birbirinden güzel, birbirinden coşkulu valsleri, polkalan, kadrilleri dinle- yin. Konserin bazı bölümlerini bale gösterileri renklen- diriyor. Ünlü Kirov Balesi'nden konuk Rus koreografı Boris Erfman "Akselerasyon Valsi" ve "Şampanya Polkası" danslannı düzenlemiş. Aynca kimi gezginler tarafından "biblo ülke" olarak tanımlanan Avustur- ya'dan çeşitli görüntüler yer alıyor müzik eşliğinde. Biliyorum, yazının sonuna gelirken siz 1848 Avus- turyalılannın gönüllerinde taht kuran o savaş kahrama- nı Radetzky ile bu yazdıklanm arasında bir ilinti kur- maya çalışıyorsunuz. Yardımcı olayım. Geçmiş yıllar- da olduğu gibi 2004 yılı konseri de "Saoa" Strauss'un onun adına yazdığı Radetzky Marşı ile sona eriyor. Vi- yana'daki Aİtın Salon'un sıralannı dolduran şanslılann bu marşı dinlerken kapıldıklan coşkuya tanıklık etmek bile tek başına değer bu konseri izlemeye. 2004 yılında her şeyin gönlünüzce olması dileğiyte, coşkuyla, sevgiyle kalın değerli okurtanm. (e-posta: dkavukcuoglusuperonline.com) (Faks:0 212-234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 U I I I JH-hLh n M LM n P 8 9 I 1 2 SOLMNSAĞA: 1/ Bahke- sir'inEdremit ilçesine bağh turistik bir belde. 2/Lan- tan elementi- nin simgesi... XVIII. yüz- yılda Fran- sa'da moda olan bir beze- me biçemi. 3/ Kurşun boru- lann ağzını açmakta kullanılan ucu sivri 1 takoz...Birgösterme 2 sıfatı. 4/ Uzak... 3 Halk dilinde baba- 4 nın kız kardeşine ve- 5 rilen ad. 5/ Kısa ya- 6 zı... Anadoluhalkla- 7 nnın en eski ana tan- 8 nçası... Bilinç. 6/ 9 YahyaKemal'in hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri... Orta Amerika'da yetişen ve kauçuğa benzer bir madde veren ağaç. II Otel, tiyatro gibi yerlerde girişe yakın geniş yer.. Tarla sının. 8/ Öbür dün- yada verilecek olan ceza... Kuzu sesi. 9/ "Iç imdi iç şarabını/ — bir yana hicabını" (R. Mahmut Ekrem)... Yerindelik, yanılmazlık. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ tşlemeli kadın şalvan. II Bir nota... Bir pasta cinsi. 3/Bulgur, biber, soğan, domates, maydânoz- la yapılan ve asma yaprağına sanlıp çiğ olarak ye- nen yiyecek... Eski dilde koku. 47 Asya'da bir ül- ke... Halk dilinde hindiye verilen ad. 5/ Öğrenci- nin durumunu gösteren sayı ya da derece... Fas' ın plaka işareti... Notada durak işareti. 6/ Yön gös- termek için belli yerlere konulan işaret... Motor- lu taşıtlarda fren yapmayı sağlayan aygıt. 7/Kimi çıkar gruplaruun temsilcilerinden oluşan toplu- luk. En kısa zaman süresi. 8/ Çok çirkin ve sa- kil.... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 9/ "Geçme namert köprüsünden—aparsın su se- ni" (Diyarbakırlı Sait Paşa)... Hedefi vurma.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear