25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6KASIM2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAY1R OKTAY AKBAL Canh Bomba Olmak! Sen, kalkdataokyanusun ötesinden yüzbinler- ce askerinle, topunla, uçağınla, tankınlagel Irak çöl- lerine!.. Üstelik sen, gerçekten seçilmiş bir başkan da değilsin, ancak mahkeme karandır seni bu gö- reve atayan!.. Ama hırsın, amacın büyük, dünyayı elegeçirmek, tüm ailenle, dostlannla birlikte orta- ğı otduğun kapitalist çevrelere yeni zenginlikler kat- mak. Koskoca bir ülke, Irak! Bağımsız bir halkyaşıyor orda... Kendi iç sorunlan var. Başında bir dikta yö- netimi, birpolitikacı.. Seveni var, sevmeyeni var. De- ğişik ırklar, mezhepler, soytar.. Sünnisi, Şiisi, Arap'ı, Kürt'ü, Türkmeni... Tam dört yüzyıl Osmanlı ege- menliğindeyaşamış.. YüzbinlerceTürk'ün kanı dö- külmüş bu topraklara.. Sonuçta Ingiliz emperya- lizmi gelmiş oturmuş bu zengin çöllerin üstüne. Lozan'daki petrol kavgasını yitirmişiz. Yanm yüz- yıl sonra gelmiş, en güçlü silahlarla bu topraklan ele geçirmiş. Bush Amerikası... Savaş bitti, her şey tamam demişler, ama hiçbir şey brtmemiş! Her gün birkaç Amerikan, bu arada yardakçı Ingiliz askeri öldürülüyor. Oteller, karakol- lar, Birleşmiş Milletler, Kızılhaç binası, heryerbom- balanıyor.. Canlı bombalar kerıdini feda ediyor.. Hiç düşündünüz mü, canlı bombanın ne demek ol- duğunu? Okuyup geçiyoruz, falanca yerde bir can- lı bomba, bilmem kaç kişiye kıydı haberlerini... Ama kimdi o, nasıl biriydi? Kadın, erkek, çocuk muydu? Neden bile bile ölüme gitti, kendisiyle birlikte kaç kişiyi de ölüme götürdü? llk kez ikinci Dünya Savaşı'nda ortaya çıktı bu intihar komandoları, kamikazeler... Japon gençle- rini, aldılar, eğittiler, yurtlarını savunmak için ölme- leri gerektiğine inandırdılar. Sonra uçaklara bindi- rip düşman gemilerine saldırttılar. Bir kısmı daha havada yok edildi, pek çoğu da Amerikan gemile- rinin üstüne düştü. Oysa eskiden de vardı canlı bombalar. Hasan Sabbah ın, afyonla, kadınla, türlü dünya zevkleriy- le uyurgezer hale getirdiği fedaileri de, canlı birer bombaydı. Çekiyoriardı hançeri, ölümü göze ala- rak, öldürdüğü adamla birlikte ölerek, kendilerine verilen buyruğu yerine getiriyorlardı. Alamut Kale- si'ydi Hasan Sabbah'ın fesat yuvası... Şimdi Irak'ta, Filistin'de, yüzlerce yurtsever ken- dini bile bile, isteye isteye ölüme atıyor! Kadınsa, erkekse, saklıyor vücuduna sardığı bombayı, gidi- yor en kalabalık bir pazara, otobüse, düğün evine, sinemaya, çekiyor pimi, bir anda yer gök birbirine giriyor... ölümü göze almış kişiyi kimse durduramaz. öl- meyi, kendini yurdu uğruna, bağımsızlık uğruna, onur, şeref uğruna, can vermeyi göze alan bir ulusu ise, ne Amerika ne de başka bir dev güç, önleyemez... Bunu niye anlamazlıktan gelir bazı kafalar? Nice de- neyim yaşanmadı mı? Atatürk, "Güneşin doğdu- ğunu nasıl görüyorsam esir ulusların kurtuluş sa- vaşına girişeceklerini de öyle görûyorum" deme- miş miydi? Artık 21. yüzyılda kimse esir ulus olmak istemiyor. Ne Asyalısı, ne Afrikalısı ne de Güney Ame- rikalısı... Umutsuzluğun en koyusuna kendini kaptırmak- tır canlı bombaolmak... Tek çtkış yolunun ülkesi için, halkı için ölmek olduğunu düşünmek!.. işte Irak'ta, Filistin'de kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, tankatopa, uçağa, zehirli gazlara, daha ne felaket- lere karşı direnen halkın seçtiği yol bu: Kendini öl- dürerek düşmanını yok etmek!.. Vietnam, Filistin, Irak birer unutulmazörnek... en baştadabizimlstiklalsavaşımız!.. Esir olmak iste- meyen halklann ölümü göze alarak nasıl özgürlük savaşı verdiklerine... Yirmibirinci yüzyılın başında, sözde uygar ABD'nin, Irak'ta yurtsever halktan sü- rekli dayak yemesine!.. Kendilerini dünyanın efendisi sayanlann kanlı masallannı artık kimse dinlemiyor!.. Endüstriyel Ilişkilerde Dönüşüm... Gerek işçi ve gerekse işveren temsilcilerinin artık bilmesi gereken bir gerçek var: Sırufsal kavga dönemi sona ermiştir ve geçmişte sürdürülen sınıfsal kav- ganın kimseye yaran olmamıştır. Artık ortak çıkarlann ve çelişen çıkarların çözümlenebilmesi için ortak çabalann harcanması zorunludur. Dr. Engin UNSAL Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi T ürk Metal Sanayicileri Sen- dikası (MESS) 20-23 Ekım tarihleri arasında Antalya'da kuruluşunun 45. yıldönümü nedeni ile düzenlediği semi- nerin adını Dönüşüm 03 olarak belirlemiş ve konu olarak iş hukukunun iş yaratma işlevini seçmişti. Metal işkolunda kuru- lu işveren ve işçi temsilcilerinin yanı sı- ra konu ile ilgili bilim adamlanndan olu- şan katılımcılar, Türk endüstriyel ilişki- lerinde bir değişim ve dönüşümün gerek- li olup olmadığını tartıştılar. Işçi-işveren ilişkilerimiz konunun ya- sal boyutlar kazandmldığı îş Yasası'mn ilk kabul edildiği 1936 ve sendika kurma ve toplu iş sözleşmesi yapma haklannın kabul edildiği 1963 yılından bu yana he- nüz rayına oturmamış görüntüsü sergile- mektedir. Taraflar aradan bunca yıl geç- mesıne ve bunca deneyim yaşanmasına karşın birbirine karşı kuşkulu yaklaşmak- tadur. Türk endüstriyel ilişkiler düzeneğin- de öncelikle taraflann bir davranış soru- nu vardır. Sonrasında teknolojinin ve üre- tim biçiınlerinin değişmesi hem ekono- mik yapunızda ve hem de işçi-işveren ilişkilerinde çok ciddi darboğazlar yarat- mıştır. Günümüzde işverenlerin ve işçi sendi- kalannın önünde dağ gibi sorunlar vardır. Küreselleşme olgusu hem işverenleri hem de işçileri ciddi olarak zorlamaktadır. Iş- verenler kürselleşen dünyada ayakta du- rabilmek için amansız bir yarışın sarma- lınayakalanmışlardır. Ucuz ve nitelikli mal üretecekler ki dış pazarlardan pay alabil- sinler. Bunu başarabilmek için çok düşük girdi ederleri ile çahşmak zorundadırlar. Enerjinin, emeğin, sermayenin toplam üretim giderleri içinde az yer tutması ge- rekir ki dış pazar fiyatlan ile yanşabilsin. Yeni üretim teknikleri uygulanması ve emeğin ucuza sağlanması kaygılan, ülke- mizin çahşabilir ve çahşmakta olan nü- fusu açısından birçok sakıncayı da birlik- te getirmektedir. Işverenler en kolay yön- tem olarak emek girdisini ucuzlatmanm yollarını aramakta bu da yaygın işçi çı- karmalara, alışılmış çalışma biçimleri ya- nında yeni çalışma biçimlerini gündeme getirmeye (örneğin ödünç işçi verme, ev- de çalışma, tele çahşma vs.) ve işçileri sen- dikasızlaştırmaya doğru yönlendirmekte- dir. Tüm bu çabalar kayıt dışı işyerlerin- de çalışanlarm sayısını, işsizler havuzun- da birikenleri ve bir sendikanın güvence- sinden yoksun olarak çalışmak zorunda kalanlan inanılmaz biçimde çoğaltmak- ta ve toplumsal banş ciddi olarak zorlan- makta, toplumsal sorunlar giderek art- makta ve çözülemez kerteye doğru tır- manmaktadır. Dönüşüm sürecinde... Bu sorunlara bir çözüm aramak için 10.06.2003 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarakyürürlüğe konulan4857 sa- yılı İş Yasası ile endüstriyel ilişkiler dü- zenimizde bir dönüşüm başlatılmak ve bu yasa ile bir yandan işverenlerin ulus- lararası pazarlarda yanşma olanağı yara- tılması, dığer yandan iş hukukunun yeni iş olanaklan yaratma sürecinin başlatıl- ması ve son olarak da çalışanlann bu dö- nüşüm sürecinde işlerini saklı tutabılme- leri için iş sözleşmelerinin sona erdirilme- sinde işçiye yargı yolunu açarak iş güven- cesi sağlanması gündeme gelmiştir. Sa- nayi ve hizmetlerdeki çıkar çelişkilerine ortak bir çözüm arayışını simgeleyen 4857 sayılı yeni İş Yasası'mn ne kadar başan- lı olacağım zaman içinde gözleyeceğiz. Bu yasanın başanlı olması, endüstriyel ilişkilerimizde gerçekten bir dönüşüm ve değişim yaşanabilmesi için her şeyden önce endüstriyel ilişkiler düzeninin sos- yal taraflannın birbirlerine bakış açıla- nnda köklü bir değişim yaşamalan gerek- tir. Düzenin sosyal taraflan olan işçi ve En 1yi Danışman... Insanoğlu danışır. konuşur. tartışır, yo- rum yapar, yonım dinler, bunları kendi iç dünyasında analiz eder, sentezlere vanr. Bu arada kendi öz birikimlerinin, o gü- ne kadarki kazanımlannın etkisi, katkısı doğaldır ki büyüktür. Yine, danışma kaynağını iyi seçmek, iyi sorgulamak ayn bir yetenek ve birikim işi- dir. Bu kaynak yazıh da olabilir sözel de ola- bilir. Bence asıl önemli olan bu kaynakla- n iyi seçmek, iyi irdelemek, iyi algılamak, özümsemek, hatta şüpheyle yaklaşmak ve en sonunda insaıun kendi karannı kendi- sinin vermesi, en doğru yoldur. Bu karar doğrultusunda, kendi değerle- rine güvenerek, inanarak ilerlemesi. kara- nnın sabırla, inatla, güvenle arkasında dur- ması, ona başanyı getirecektir. Danışalım, konuşalım, tarhşahm, fikir- lere, görüşlere saygılı ve hoşgörülü ola- lım. Ufkumuzu genişletelim, bilgi hazine- mizi geliştirelim, zenginleştirelim. Ama kimsenin etkisinde kalmayalım, kimsenin düşüncelerini, kararlannı bir dogma olarak kabullenmeyelim. Hiçbir bilgiyi ve kay- nağını irdelemeden kendi akd ve düşünce süzgecimizden geçirmeden bir tabu gibi gör- meyelim. En son kendi aklımıza ve kendi değerle- rimize güvenelim. Aydın ve çağdaş insan olmanın, gereği de bu değil mi? SAtVICAISATAN Işletme Ekonomisti işverenin karşı tarafı sosyal bir veri ola- rak kabul etmesi, işyerinin ve toplumun sorunlanna ortak çözüm arama sorumlu- luğu ve zorunluluğunu içlerine sindirme- leri gerekir. Böyle yapılmayıp karşı taraf sınıfsal düşman, ezihîıesi ve yok edilme- si gereken bir oluşum olarak görülürse bu- nun kimseye bir yarannın olamayacağı- nınanlaşılması gerekir. MESS"in45. ku- ruluş yıldönümü kutlaması için övgüye de- ğer, başanlı toplantısı için son derece bü- yük bir isabetle seçtiği konunun tartışıl- ması sırasında, üzülerek belirtelim, ola- yın bu yönü hiç ele alınmamış ve ne iş- verenlerimiz ve ne de işçi sendikalan- mız, böylesine önemli bir dönemde ve böylesine önemli bir dönüşüme hazır ol- madıklannı sergilemişlerdir. Böylesine önemli ve zamanlaması mükemmel bir toplantıda gereken iletilerin yapılamadı- ğı ve atılması gerekli adımlann atılmadı- ğı kanısındayız. Gerek işçi ve gerekse işveren temsilci- lerininartıkbilmesi gereken bir gerçek var: Sınıfsal kavga dönemi sona ermiştir ve geç- mişte sürdürülen sınıfsal kavganın kim- seye yaran olmamıştır. Artık ortak çıkar- lann ve çelişen çıkarlann çözümlenebil- mesi için ortak çabalann harcanması zo- runludur. Karşısındakini ezerek hiçbir so- runun çözülemeyeceğınin bilincine taraf- lar varmalıdır. Işçiler işverenlerin ve ış- yerlerinin varlığını ve ayakta kalmasını is- temek zorundadır, çünkü o ışyerinde ön- ce kendileri, sonra çocuklan çalışarak ge- çimlerini sağlayacaktır. tşverenlerimiz olanaklannı işçileri ve onlann sendikala- n ile paylaşmak zorunda olduklannı öğ- renmek zorundadır. Artık işçiyi kapısın- da kul. işçi sendikasını kafası ezilecek yılan gibi görme yanlışlığı kesinlikle terk edilmelidir. Dilerdik ki bu toplantıdan işsizliğin na- sıl önlenebileceği, verimin nasıl arttıra- labileceği, üretimin niteliğinin nasıl yük- seltilebıleceğınin işaretlen ortaya çıksın. Bu yapılamadı ve MESS'm bir araya ge- tirdiği seçkin topluluk, somut bir sonuç ortaya koyamadan sadece dönüşüm umu- dunu bir beklenti olarak özlem ağacının dallanna takılı bırakarak dağıldı. Endüstriyel ilişkiler düzeneğinin kesin- likle değişmesine ve bir dönüşümün ya- şanmasına yürekten inanıyoruz. Bunun için 4857 sayılı yeni İş Yasası'mn yeter- siz olacağı kanısındayız. Toplumda çalış- ma banşını kurmak, işvereni yanşabilir bir düzeyde tutabilme ve işçinin işyerin- deki kimliğini kabullenmek için yeni bir avadanlığa gerek olduğunu sanıyoruz. Bu avadanlığın adı işyeri işçi konseyleridir. Bu yöntem ile işçinin işyerindeki kimli- ği tanınacak ve işçinin üretim sürecine, ka- rar veren taraf olarak da katılması sağla- nacaktır. Endüstriyel demokrasinin işyer- lerinde uygulanmasına geçilmeden, çalış- ma yaşammın sorunlannı salt işverenle- rin kararlan ile aşmak olanaksız olacak- tır. MESS'in toplantısı için simge olarak kelebek seçilmiş ve tırtılın kelebek olma- sı anlatılmak istenmişti. Türk endüstriyel ilişkiler düzeneği de henüz tırtıl ohna aşa- masmdadır. Tırtılın güzel bir kelebeğe dönüşmesi ise sosyal taraflann elinde ve sorumluluğundadır. ACI LARARAŞTI PAZAKLAMAVLKAMU^U ARİŞTIRMArn.ARl DF.RNEĞ1 VII. Araştırma Zirvesi 2003 'Değişen Dünya'da Türkiye'yi Anlamak 12-13 Kasım 2003 îstanbul Hilton Otel 12 KASIM 2003 - ÇARŞAMBA 09:00 Kayıt 09:15 Sunus, Büknt Gündoğmuş 09:30 Açhş, TedVfenk UlusUrarası Pazaı Araşünrusuıda Yeni Ufnklar l.Oturum : YURT VE DÜNYADA KR1Z Araştrmaalar Demeğı Baskaru Esomar Genel Direktoru Ba$kan: GükvDörter 10O0 Dünyadakı Krizin Botfutian ve Türkiye 10 30 Yıcbm Lıra Ver, Üçumtiz Paylaşınz 1100 Çay Kahve.Vaa 1115 2000-2Û03 Dönemituk Hane Tüketmrindeki kaymmaı Analizi 11:45 Tirkiye'de Mflcro ve Küçük UktmeUr. Bir Saha Arttşttrmasmm OgrettikUri 12.15 Soru'Cevap 12:30 YemekAraa 1 Oturum: SttASET MARKA VE KR1Z ProtDt Çağlar Keydcr (BOCiiZIÇl C.) Tlnıç Tayanç (ESDÂ) DoçDr Gflntaç Ozler (HTP) DO<;.DT. Semsa Ozar (BOGAZtÇt O.) 14:00 Türkiye'de Son Onyıllarda Siyaset Manmda Araşitrmalar: Değişen Sorunsallar ve Yontemter 14.30 Türkiye'de Çok Partili Dönemm Seçim Sıstemleri ve Demokratikkfememenin Yeniden Üretimme Karşı Bir Seçim Sisteminin Tarhşmaya Açûmast Gereği Ûzerine 15:00 Çay KahveAraa 15.15 EkonomikKrizJtMarkm/aYatmm Yapanlarpe Sağkman fteur Başanstnda Araşttrmanm Rolü 15 45 Globa! Mariaüanıt Yerel Adaptasyotm'Global-Yerel Marka tkilemi 16:15 Türkiye deki EkonomikKrizin RekUon, lçerik Analizi Yohıyla Değerlendmlmesi 16-45 Soru' Cevap 13 KASIM 2003 - PERŞEMBE 09:00 Kayıt 3. Oturum: ARASTIRMACILIKTA YÖNTEM SORUNLARI Başkan: Pr. CttnevtEvirgen (SABANO C.) DtNecatEıder(ODTO) Dt Sezgiıı Tüzün (VERİ) Doç.Dı Nûkhet %ıdar (EL1ZT) DoçDt Pfervin Olgun (BAREM) - Ntnsel Çok)-a$ar (BAREM) Doç.Dı Muazzez Babacan (9 EYLÜL D.) Başkan: Dr. Ali Eşref Turan (YONEUM) 10:00 Sosyal Bılimlerde Disiplinleraraşı Araşürma Olanaklan 10:30 Sosyal Bihmlerde Yöntem ve tdeoloji Sorunlan 11:00 Cay KahveAraa 11:15 Heaefi Amyan Amştırma ya da Betrim Kabem tnsandır 11:45 Sözlü Tarih Yönteminin Aruşttrmalardaki Kullanmu, Önemi ve Dikkat Edünusi Gereken Yönleri 12.15 Soni' Cepap 12:30 YemekAraa 4. Oturum: TABAKALAR. DEĞERLER VE YASAM BİÇİMLERİ ProiDt Koıkut Boratav Frof.Dr. Bozkurt Gûvenç Akm Alyanak (D.\P) Yrd.DoçDı Helga Tılk R. (ODT0) Baskan: Petek C Dalvan ıBOYUTl Doç-Dı. Sibel Kalaycıoğlu (ODTO) y. 14:00 Araşttrmalarda Tabakalar ve Tophonsal Stntflarm Belirienmesinde Ekonomik, Toplumsal, Styast ve Kültûrel Kriterler veBir Endeks Denanesi 14:30 KimselKmfünSanalKentlilerLTûrideriKTelevizyonKûllürü 15KX) Cay KahveAraa 15:15 BİTeyselBankaaltkSektörümınTüketiciYapısı 15:45 Yaşam Biçimleri ve Türktye yi Anlamak 16:15 Türkiye'de "Kentierimizde Yaşayan Kadmlar": Sosyoekonomik Tabakalar Aıtmmnda Farklılaşan Yaşam Biçmkri 16:45 Soru ! Cecap Krtdnn Caeti "fck Hyi* 35O.O0O.0O0.-TL'diı Katdnn ücretine 2 gün ögje yemeği, çay-kahve ikramı ve yapriacak . .. koraışmalaımbasılimetmleridahÜdirGaanliBankasıGakrtasaiByŞb. 6M0109-* YrADoç.Dt Hûlya U. Tânnöver (GSO) Akın Şahin (NFO) Sinan Kıınnnş (HTP) HandeDiker(\-ERl) kitop kulübu okuyarak ve sanat, kültûr etkinliklerryle daha iyi degeriendirmek için kafeterya olanaklanyla bırlikte siztere yeniden düzenlenmiş bir mekan sunuyoruz. CumkuriyetçUer, Cumhuriyet okurlan, geleceğimizin ayttmhk ıtnmdu gençler Cumhuriyet Kitap Kutübü LokaHnde butuşahm. Kokteyfe 08 Ka«m 2003 Cumartesl gûnü Saal:16j00 AdrMt l«tHdal Cad. Zambak Sofc. MOÎ4 D:1-2 B^o^lu^STANBUL T«fe(0212) 2S2 38 81-82 Düzenteme: KOOP-C IZMİR10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2002647 Davacı TEİAŞ vekili tarafından davah GÜRDAL ÇAKIROĞLU akyhine açılan 17. mad. aöre tescıl da\usında, Irmak Mah. 89. Sokak No: 15 K: 3 D: 8 GAZİEMİRİZNÖR adresınde bulunan davalı GÜNDAL ÇAKJROĞLU'na tebligat yapılamadığmdan ılanen teblıgat yapıl- masına karar verilmiş olmakla. Yukanda adı ve adresi yazıb da%r alının lzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ya- pılacak olan 22.12.2003 günü saat 10 55'tekı duruşmasında hazır bulunması veya kendısuıı bir vekıl ile temsil ettirmesı aksi halde duruşmalann yokluğunda devam edıleceği hususu tebligat yerine geçmek üzere ilan olunur. 27.10.2003. Basın: 18946 istiklal Cd. imam Adnan Sk. Peva Han N.l/3 Beyoğtu / ÎSTANBUL Td: (0212) 249 23 19 / 251 39 29 / 251 00 53 Faks: (0212) 251 39 29 / 249 99 56 e-mail: arastjfmaqlar@arastirmacilaf.ofg ANKARA 9. ASIİYE HUKTK MAHKEMESİ'NDEN 2003'359 Davacı Hüseyin Türkan vekili tarafından davalı Kadir Bakır aleyhine açılan ipote- ğin kaldınlması davası nedeni ile. Davalı Kadır Bakır'ın adresi tespit edilip, dava di- lekçesi ve duruşma günü tebliğ edılemediğınden, teblıgatın ılanen yapılmasına. du- ruşmanın 11.12.2003 günü saat 10.05'e bırakılmasına karar venldiğinden, davalı Ka- dir Bakır'a dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğı yenne geçerh olmak üzere ılanen duyurulur. 30.10.2003. Basın: 53632 PENCERE Soru İşaretinin Çengeliı? Rivayete göre eski başbakanlarclan Refik Saydam diyesiymiş ki: "- Bu memlekette A'dan Z'ye kadar her şey bo- zuk..." özdeyiş mi bu?.. Mizah mı?.. Lâfı güzâf mı?.. Refik Saydam'ın kafası kızmış, bir öfkeli anında lafı patlatmış, köşeyazartan -ben dahil- bozukçal- dık mı bu sözü kullanmaktan hoşlanırlar... Sıradan bir başbakan değildı Saydam, Türki- ye'de her şeyin, A'dan Z'ye, bozuk olmadığını bi- lirdi; ama, bizde Eşref, Neyzen Tevfık, Sakallı Celâl gibi anasının ipini satmış ünlülerde vurgu- lanan bir hiciv göreneği vardır; Batı-Doğu çelişki- sinin gergefinde sinirieri kasılan bu ülkede taşı ge- diğine oturtmanın eşref saati çaldı mı kimse dilini tutmaz... Dünyada hiçbir ülkede A'dan Z'ye her şey bo- zuk olamaz, iyi işleyen şeyler de vardır... Doğa yasası bu... • Peki, AKP'nin de A'dan Z'ye kötü olduğu söyle- nebilir mi?.. Yok canım.. Kurulduğundan bir yıl sonra iktidara geçen AKP'nin iktidarda biryılı doldu.. Ve enflasyon düştü.. Gerçi bu düşüşün daha önceki Üçlü Koalisyon döneminde alınan önlemler sayesinde gerçekleş- tiği biliniyor; ama, olsun!.. Takıyyeci iktidar, IMF'nin programını hiç aksatmadan tıpış tıpış uyguluyor... Halkın büyük çoğunluğu yoksul, bitik, bezgin, ça- resiz, işsiz... Kime ne!.. AKP'nin derdi gücü üniversite, imam hatip okul- lan, öğretim-egitimde dincilik, bilim kurumlannda egemenlik, kamu yönetiminde olmadık işlere giriş- mek... Peki, AKP ne yapmak istiyor?.. Soru boşlukta sallanıyor. • Bu ülkede A'dan Z'ye her şey bozuk değil, iyi şey- ler de var... Ancak herkesin bildiği gibi çoğu alanda 'reform 'a da gerek olduğu açık seçik... Üniversitede.. öğretimde.. Kamuda.. vb. konularda.. Tartışmasız bir reform gereksinmesinin içinde yaşıyoruz... Ama, sorun reform değil ki.. Sorun AKP!.. AKP takıyyeci mi?.. Değil mi?.. Yapmak istediklerine bakarsanız niyeti bozuk.. • Geçen gün en çetrefilli bir saatte evin kapısı çal- dı, açtım baktım, iki genç, ellerinde dergiler, kitap- lar, baştan savmak için dedim ki: - Bunlarbana geliyor, gazeteye yolluyortar... Genç kız susuyor, delikanlı damdan düşer gibi sordu: - Geçen günkü yürüyüşte 'Ordu göreve' pankar- tını nasıl buldunuz? Boş bulundum: - Aptalca bir şey!.. Çocuk: - Bizyaptık, demez mi?.. "İyi halt ettiniz" anlamında bir şeyler söyledim; ama, genç diretti: - Bunlar, haksız yere iktidarda oturuyorlar, seç- menin yüzde 25 oyuyla Meclis'i kapatmışlar, ül- keyi dinci devlete sürüklüyoriar, ordu göreviniyap- sın!.. Tartıştık, kapıyı kapattım... Kız suskundu, oğlan laf anlayacak gibi değildi. • Çocuğun söyledikleri, gençlik heyecanına veril- meli; ama, ülkede bir kuşku, bir gerilim, bir güven- sizlik, bir tedirginlik yaşandığı daaşikâr... Her türlü reforma evet... Ancak AKP tüm yasal değişiklikleri ve yeni dü- zenlemeleri en azından Meclis'teki muhalefetle an- laşarak ve paylaşarak gerçekleştirmeli... Bu tutum ülkeyi rahatlatır... Ordu'nun bile kuşkuyla baktığı birtakıyye parti- si kimliğinden kurtulmadıkça, ne AKP'yerahatyü- zü vardır ne de Türkiye'ye... 18. mifiDA' RUHİSU SANATGECESt • Ruki ŞU'nuıı Sesindeo "MtrİMk * AÇJIIJ Konı^raası: tihaıı SELÇUK • Rsbi SU Belgesel; * İsuakul D«vl«t Opera ve Balesi. {Müzik Adapusyonunu ve Yönetmenlığını Senbr Yalçuı'ın Yapoğı "FOLKLORAMA" Tork Büyusü- cserinin bir bölümüyle) 1 r Kasım 2003 Pazartesı Saat. 20.30 A.K.M. Bü\1ik Salon 2. Bölttm * Rtthi SU DOSTLAK KOROSU * Erda! ERZİNCAN Tolga S.AĞ • Yönetmen - Sunucu: Tllbe SAHAN lOakz M*ı St mıir >( Saut v,y,*<ia A.f.M. Ostlmnic stntnthaiır I ( Ki II t\'*t Turkıye Gazetecıler Cemıyetı'nın yayınladığı gunluk Bizim Cazete Ülke sorunlanna ılışkın raporianyla. araştırmalanyla. köşe yazılanyla. taraisız haberterıyle sıvıl toplumlann gazetesı Duzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.511 08 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear