Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 KASIM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVtN İLYASOĞLU
Oda müziğinin sıcaklığıÖncekı harta Ahmet Yürûr, Boru-
san'm cftizerlediği 1. Akdeniz Çağ-
daş Miizik Günleri'nin açılışında o-
da müziğinedeğinmişti. Artıkbeste-
cileıbiiyük crkestralar için değil, kü-
çük topluluklar için yazıyor, demiş-
ti. Geçen hafta ikı oda topluluğu din-
lerken onun bu sözlerini düşündüm.
Oda müziğı, on yedinci ve on seki-
zincı yüzyıllar Avrupasf nın soylu
mahkânelennde verilen küçük top-
luluklarla seçkinleşır. Büyük sahne-
ler, büyük konser salonlan ıcat edil-
meden öncesinin sıcacık ortamını ya-
şatan müziktir. Hani eski zamanlar-
dan kalma tablolar vardır: Süslü bir
klavsenin ya da küçük bir kare piya-
nonun çevresine toplanmış bir 'viyo-
la da gamba' çalan, bir yan-flüt ça-
lan, bir şarkı söyleyen ya da bir iki ke-
mancı, başlannda lüleli perukalar,
kadınlarda kabank tafta etekler, ışıl-
tıh bir avizenin altında ızleyicilerle
diz dize oturmuş müzik yapıyorlar!
Oda müziği iki çalgıdan sekiz, do-
kuz çalgıya kadar yazılan, küçük top-
luluklann müziğidir. On sekizınci
yüzyıl Avrupası'nda duo, trio, kuvar-
tet, kentet, sextet gibi gruplann baş
tacı olduğu günlerdır. Sonradan daha
kalabalık topluluklan gerektiren, ör-
neğin yirmı beş, yirmi altı çalgı için
yazılan yapıtlar gündeme gelir.
Haydn'ın ikilı orkestrasında her çal-
gıdan ikişer tane yer alır. Ve artık Kla-
sik dönemde yayh sazlara üfleme, ar-
dından vurma çalgılar da eklenmiş,
oda orkestralan doğmuştur. Derken
Romantik dönemin devasa senfoni
orkestralan çıkar ortaya. Bu, beste-
ciyle çalıcılar arasında karşılıklı bir
alışveriştir: Besteci bestesini daha
çok çalgıda duymaktadır. Buna göre
artan ve geliştirilen çalgılan alacak
sahneler ve bu kalabalık topluluğun
daha zengin tınlayacağı akustiğı içe-
ren büyük konser salonlan inşa edi-
lir. Aynca nitelikli yorumculann sa-
yısı da artmıştır. Soylu malikâneleri-
nin salonlannda ya da kilisenin dar
alanındaki oda müziği topluluklan-
nın yanı sıra büyük topluluklann çal-
dığı ve dolayısıyla daha geniş kitle-
nin dinleyebildiği senfonik yapıtlar
doğmaya başlar. (Burada çok soru-
lan bir soruya yanıt olarak, filarmo-
ni ve senfoni orkestralannın farkı
üzenne bir açıklama yapmakta yarar
C,' emal Reşit Rey Salonu 'nda geçen hafta Naci Özgüç yönetimindeki îstanbul Oda
Orkestrası konser verdi. Boğaziçi Üniversitesi ndeyse flütçümüz Gülşen Taîu,
Trössingen Müzik Yüksekokulu 'nun iki değerli profesörüyle triolar çaldı. Uluslararası
sanatçüar birliği görünümündeki trio, Tatu yla birlikte Japon çellist Sadao Hadao ve
Çekpiyanist Iva Navratova 'dan oluşuyordu.
var: Phil-harmony (uyum-sever) kar-
şılığında, müzikseverlerin kurduğu
bir derneğin orkestrası olmuştur. Sen-
foni orkestrasıyla kadro ya da karak-
ter açısından hiçbir farkı yokrur. Kü-
çük salonlarda, az çalgıyla icra edil-
mek üzere yazılan 'oda müziği ya-
pıtlan' da yalnız dar mekânlarda de-
ğil, ondokuzuncu yüzyıl sonlanna
dogru konser salonlannın sahnelerin-
de de ıcra edilmeye başlanır.
Yirminci yüzyıla gelınce, besteci-
lerin yeniden oda müziği anlayışına
dönmesinin başlıca nedeni ekonomı-
dir. Büyük çalgı topluluklannı besle-
mek, değişik alanlara taşımak son de-
rece masraflıdır. Öte yandan besteci,
çalgılann tını özelliklerini irdeleye-
rek az sayıda çalgıdan daha zengin bir
ötüşüm (sonorite) elde etmenin yol-
larını araştırmaktadır. Böylece oda
müziği, oda orkestrası yeniden gün-
deme gelir. Yeni besteleri de az sayı-
daki senfonik topluluklann çalması-
nı bekleyene kadar üniversite ve kon-
servatuvarlarda kurulacak oda müzi-
ği topluluklannın çalabılmesi kolay-
laşır. Dinleyicinin daha rahat içine gi-
rebildiği oda müziği dinletilerinin de
sıcaklığı bir başkadır.
istanbul Oda Orkestrası ve
Oülşen Tatu'nun triosu
Geçen hafta Cemal Reşit Rey Sa-
lonu'nda Naci Özgüç yönetiminde-
ki İstanbul Oda Orkestrasını din-
ledik. Bu topluluk bütün oda müziği
gruplan için hizmet veren bir 'servis'
orkestrası. Dörtlüden senfoniye ka-
dar daralıp genişleyebiliyor.
Ilk yandaki yapıtlann çoğunu flüt-
çü Vieri Bottazzini Oda Toplulu-
ğu'na uyarlanuştı. Ilk kez dinlediği-
miz Ingiliz besteci Malcolm Ar-
nold'un konçertosunda solıst, Alexa
Still adh Yeni Zelandalı bir flütçüy-
dü. Son derece parlak bir müzisyen
tanımış olduk. Doppler'in iki flüt ve
piyano için Andante ve Rondosunu
Bottazzini ile birlikte yaylı çalgılar
eşliğinde seslendirdiler. Boğaziçi
Üniversitesi'nde ise flütçümüz Gül-
şen Tatu. Almanya'da yıllardır ders
verdiği Trössingen Müzik Yüksek
okulu'nun kendisı gibı değerli iki
profesörüyle triolar çaldı.
Uluslararası sanatçılar birliği gö-
rünümündeki trio, flütçü Gülşen Ta-
tu'yla birlikte Japon çellist Sadao
Harada ve Çek piyanıst Iva Navra-
tova'dan oluşuyordu. Harada, Tokyo
String Quartefin kurucusu. Kana-
da'dan Güney Amerika'ya, New York
Carnegie Hall'den Japonya'ya, dün-
yanın dört bir tarafında konserler ve-
riyor, tanhı sanatçılarla sahneye çıkı-
yor. Navratova da çok önemli bir oda
müzikçisi. Bu üç sanatçmm çok az
provayla bir araya gelip seslendirdik-
leri Haydn, Martinu ve VVeber tri-
olan, profesyonel müzisyenliğin gü-
zel bir örneğıydi. Her dönemin bes-
tecisini kendı özellikleri içinde kav-
ramış, her dönemin renklerini, tımsı-
nı, dinamiğıni son derece iyi tanımış
sanatçılann birliktelığıni dinledik.
Çağlar öncesinin sıcacık oda müziği
duygusunu bir kez daha yaşadık.
İDSO neden konseri
iptal etti?
Cumartesı sabahı AKM'deki kon-
sere gitmek üzere yola koyulmuştum.
Kapıda buluşacağım dostum benden
önce varmış, cep telefonumdan ara-
yıp "boşuna gelme, konser iptal ol-
du" dedi. Döndüm.
Şef Alexander Schvvinck'ın yöne-
teceği bu konserde özellikle piyanist
Bernd Glemser'in çalacağı Rach-
maninofun 1. konçertosuyla Paga-
nini Çeşitlemeleri'ni merak ediyor-
dum.
Ne yazık ki konser cuma gecesi ya-
pıldığı halde Taksım'dekı miting ne-
denıyle ertesi sabah iptal edilmiş.
Sonradan birkaç okurum arayıp ya-
kındı: Bu konser için çok uzaklardan
gelip geri döndüklennı. orada açıkla-
ma yapan hiçbir yetkilinın bulunma-
dığını, oysa aynı anda aşağıdakı sa-
londa çocuk oyununun oynandığını
ve saat 15.30'daki opera temsilinin
de gerçekleştiğini söylediler. Bir şey
daha ekledıler: Hanı doğal yaşamımı-
zı sürdürecektık?
evini@boun.edu.tr
Şehir Tiyatrolan
bayramda da bizintle
Kültür Servisi - istanbul
Şeiır Tiyatrolan, oyunlannı,
bayram haftası süresince de ti-
yaro severlerle buluşturmaya
dc am ediyor. Kemal Koca-
tfiii'ün yönettiği, William
Shıkespeare'ın 'Hırçın Kız'
a<iı oyunu Harbiye Muhsin
Eruğrul Sahnesi'nde izlene-
b»iecek.
-Iırçın Katharina, ablası yü-
zdhden evlenemeyen küçük
kniardeş Bianca ve Kathari-
ma'yı evcilleştirmeyi başaran
sıa dışı damat adayı Petruc-
tabnun gülünç öyküsü anlatı-
Lror oyunda.
>ehir Tıyatrolan'nın bayram
tzencesindeki diğer bir oyun,
Fdı Reşat Nuri Sahnesi'nde
^rülebilecek olan 'Gayri
J&mi Hürrem'. Özen Yu-
•tnın yazdığı Ayşenil Şamlı-
«B^n'nun yönettiği oyunda, çe-
^îdıği entrikalar ve hırsıyla
<gnanlı siyasetinde etkili olan
Tîrrem Sultan'ın farklı bir
Tıkiî açısından örülmüş
<yküsü aracılığıyla kaduı dün-
Tsma bir yolculuğa çıkıhyor.
Csküdar Musahipzade Celal
Sihnesi'nde izleyiciyle bulu-
scak oyun ıse Cumhuriyet'in
î nldönümü nedeniyle sah-
Eİmen 'Hâkimiyet-i Milliye
^vi'. Güngör Dilmen'in
ızdığı, Taner Barlas ın yö-
tnği o>aında, Kurtuluş Sava-
i'ndan Meclis'in açılışma,
çdan Lozan'a uzanan bir ta-
rihsel çizgide, dönemin önem-
li karakterleri Ankara'da bir
aşevinde buluşuyor. W. Sha-
kespeare'ın yazdığı, dünyaca
ünlü Shakespeare uzmanı yö-
netmen Adrian Brine'ın yö-
nettiği 'Hamlet' Kadıköy Hal-
dun Taner Sahnesi'nde. Oyun,
babasının ölümü üzerine sarsı-
lan Danimarka Prensi Ham-
lef in, babasını öldüren amca-
sından almayı planladığı inti-
kamın öyküsü...
Gaziosmanpaşa Sahne-
si'nde, Ragıp Yavuz'un yö-
nettiği 'Gılgameş,' sahneleni-
yor. 'Gılgameş Destanı'ndan
Zeynep Avcı'nın yazdığı
oyunda, yan tann Uruk kralı
Gılgameş in 'yaban insanı'
Enkidu ile dostluğu ve ölüm-
süzlük peşindeki macerası an-
latıhyor.
Erkeklerden çok çekmiş
olan Nigâr'ın onlara çeşitli ru-
zaklar kurarak eğlenmesini ko-
nu alan 'Kanlı Nigâr'ın yaza-
n Sadık Şendil, yönetmeni ise
Engin Gürmen. Oyun Ümra-
niye Sahnesi'nde izlenebilir.
Bernard Slade'in yazdığı
'Seneye Bugün' adh oyun,
Harbiye Cep Sahnesi'nde.
Melahat Abbasova'nın yö-
nettiği oyunda, bir kadınla bir
erkeğin, 1951 yılında Medecıo
kenti yakınlannda karşılaşma-
lanndan. 1975 yılma kadar her
yıl aynı gün buluşmalan anla-
tılıyor. j_
Viyolonsel sanatçısı Efe Baltacıgil ve piyanist Serra Tavşanlı Izmir Sanat'taydı
İki gençyeteneğin başarısı
ÖNDER KÜTAHYALI
"Yar ile seyrana çıksam ben de
bayram günleri" diyecek durumumuz
yok. Şeker Bayramı'na acıyla girdik:
Dış baskılar, şeriat korkusu, başansız-
lıklar, beş gün arayla Istanbul'u sarsan
iki büyük patlama ve 5O'den fazla ölü,
bayram günlerimizi karartıyor. Böyle
zamanlarda ürkütücü bir boşluk duy-
gusu benliğımi sarar. Son 30 yılda ara-
mızdan aynlan büyükleri düşünürüm.
Onlar, eylemleriyle ve yazdıklanyla ül-
kemizi korumuşlardı.
Geçen hafta Izmir Sanat'ta
dinlediğim viyolonsel-pi-
yano resitali karamsarlı-
ğımı bir anda yok etti,
umutlanmı arttırdı.
Giden büyükle-
rin yerine ülke-
mizi beklemek
üzere ner alan-
dayenileri-
ni yetiş-
tirecek gizilgücümüz olduğu kanısına
vardım ve kıvanç duydum. Evet, viyo-
lonselci Efe Baltacıgil ile piyanist Ser-
ra Tavşanhdan sözetmek istiyorum.
Resitali gerçek bir tinsellikle
sundular
Efe Baltacıgil (1978) Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet Konservatuva-
n'nda İtasan Kartal ın ve Prof. Nus-
ret Kayar"ın viyolonsel öerencisi olur.
1998'de New York'ta Peter Wiley ile
çalışmaya başlar. Bir yıl sonra Curtis
Müzik Enstitüsü'ne girmeyi başanr.
Buradaki hocalan P. Wiley ve David
Soyer'dir. 2OO2'de Philadelphıa Senfo-
ni Orkestrasf nın ikinci gnıp şefliği-
ni kazanır; 2003 yılının Eylül ayında
da birinci grup şefliğine yükseltilir.
Bu beş yıl içinde çok sayıda solo ve
oda müziği dinletileri verir.
Serra Tavşanlı da
MÜ Devlet Kon-
servatuvan
öğrencisidir.
Okul yılla-
nnda dış ülke-
lerdeki ustalık sı-
nıflanna katılır; ya-
nşmalar kazanır ve oda müzi-
ği etkinlikleri yapar. 1998'de
Hannover Yüksek Müzik
Okulu'na girerek Prof.
Bernd Goetzke ile çalı-
şır. 2003 'te öğrenimini
bitirir ve Dermold Mü-
zik Yüksek Okulu'nda Prof. Anatol
Ugorski ile master öğrenimine başlar.
Genç sanatçılann tekniği gölgede bı-
rakarak gerçek bir tınsel söyleyişle
sunduklan resital, bızı değişik bir duy-
gu ve düşünce ortamına götürdü.
L. Van Beethoven'in Op. 69 La Ma-
jör Viyolonsel-Pıyano Sonatı. oda mü-
ziği sunumunun güzel örneklerinden
binydi. A. Adnan Saygun'un Op. 12
sonatında yorumun biraz daha olgun-
laştınlması ve ırdelenmesi gerek. F.
Schubertin La Minör "Arpeggione
Sonatı", uzun ve duygulu bir şarkı, ay-
nı zamanda viyolonsel çalma sanatının
başanlı göstergesiydi. Sanatçılar resi-
tali Astor Piazzola'nın "Le Grande
Tango"su ile noktaladılar.
Serra Tavşanlı oda müziğinin gerçek
birustası. Efe Baltacıgil ise çalgısından
son derece soylu tonlar elde ediyor. Vi-
yolonseli teknik yönden kusursuz çal-
mak ve müzik yapmak, benliğinin do-
ğal bir özelliği gibi. Böyle olunca sizi
de kendi dünyasına çekiyor ve müziğin
en soylu telkinlerini ruhunuza ulaştın-
yor. Gençlerimiz, 15-20 yıl sonra de-
rinlikli yorumlara ek olarak müziği ko-
nuşacaklar \ e yeni kuşaklann yetişme-
sine katkıda bulunacaklar; ama güzel
sanatlann öbür dallannda, fızikte, ma-
tematikte, felsefede, hukukta ve ekono-
mide de dünya çapında değerler yeti-
şecek; Türkiye ilerleyecek. Bu duygu-
larla genç sanatçılanmıza başanlar di-
ler, değerli okurlann Şeker Bayramı'ru
candan kutlanm.
Necmettin Ozlü 'nün
Paris sergisi
Kültür Servisi - Tür-
kiye ve Avrupa'da 27
kişisel sergi açan ve
uluslararası sanat fuan
ve bienallere katılan
1950 Trabzon doğumlu
Necmettin Özlü'nün
29 Kasım'a kadar süre-
cek son sergisi, Paris'te
Hang Art Sanat Galeri-
si'nde açıldı.
Sergi Fransa'da Doğu
sanatından izlertaşıyan
Batılı bir yoruma örnek
olarak tanımlandı. Ay-
nı galeride ekimde dü-
zenlenen karma resim
ve heykel sergisıne de
üç yapıtıyla katılmış
olan Özlü, kişisel sergi-
sinde Paris'te çalıştığı
22 tablosunu sergılıyor.
Sanatçının en büyüğü
190x185 cm. boyutla-
nndaki yeni yapıtlann-
da belirleyici özellikler-
den biri burada figüra-
tif öğelerin daha öncekı
çalışmalara göre daha
belirgin ve baskın ol-
ması. Ve yapıtlannda,
evTenin özünde var olan
ve yaşamda her şeyi de-
rinden etkileyen temel
kuvvetlerin anlaşılma-
sını irdeleyen kuramsal
ve kavramsal bir yanın
sezilebilmesi. Özlü'nün
sergisinde belli bir tema
yok. Her yapıt kendi ba-
ğımsızlıgı içinde gelişi-
yor. Yapıtlarda, şimdiye
kadar olduğundan fark-
lı olarak, plastısitenin
kuvvetle vurgulanmış
olması dikkat çekiyor.
Gizemli renk
armonllerl
Yer yer anlatımcı iz-
ler algılanabiliyor olsa
da kullandığı renklerle
yapıtlann çatısını oluş-
turan biçimleri devamlı
hareketli ve kı\Tak kı-
lan titreşimli, anaforlu
bir derinlik yaratan Öz-
lü asıl olarak bir renkçi.
Bojııtlan dikkate alın-
dığında yapıtlannda,
kullanılan tekniğin in-
celiği ve ancak saydam
boya katmanlanndan
yansıyıp gelen ışıkla el-
de edilebilecek gizemli
renk armonilen dikkat
çekiyor.
Cogito'nun güz sayısı çıktı
• Kültür Servisi • Üç
ayhk düşünce dergisi
Cogito'nun güz
sayısının konusu kan.
Derginin dosyası Selim
Badur'un tıp tarihinde
kan araştırmalannı.
transfüzyon deneylerini,
kan bankalannın
gelişimini anlattığı 'Tıp
Tarihinde Kan'
makalesiyle başlıyor.
Aynı dosyada Kaan H.
Ökten'in 'Semetest
Sanguis: Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan',
Gürbüz Erginer'in 'Kan ve Tabu', Artun
Ünsal'ın 'Ağıt ve Intikam: Anadolu'da Bitmeyen ;
Kan Davası' ve Slavoj Zızek'in 'Bir Vampirizm '
Kuramf başlıklı yazılan yer alıyor. Dergi 'Odak'
bölümünün yazar ve düşünür Ed^'ard Said'e
ayırdı. David Barsamian'ın Sait'le yaptığı
'Otekine Bir Yer Vermenin Bir Yolu Olmah'
başlıklı söyleşınin yanı sıra Ibn Warraq'ın 'Said
ve Saidciler ya da Uçüncü Dünya Entelektüel
Terorizmi" başlıklı yazısı bulunuyor. Gianni
Vattimo'nun 'Avrupa Evi", Adolf Muschg'un !
'Aşağılanma ve Dayanışma: AvTupa'nın ;
Washington'a Direnmesi' başlıklı yazılanysa
'Gündem'de. Cogito'nun kış sayısının dosya
konusu 'şiir' olacak.
3. Ankara Fotoğraf Günlerî
• ANKARA (AA) - Fotoğraf Sanatı
Kurumu'nca düzenlenen 3. Ankara Fotoğraf
Günleri 1 Aralık'ta başlayacak. Çağdaş Sanatlar
Merkezi'nde gerçekleştirilecek etkinlikler
kapsamında 19 fotoğraf sergisi, 40 dia gösterisi
ve 1 karikatür sergisinde yaklaşık 6 bin fotoğraf
sanatseverlerle buluşacak. 2 panel, 9 söyleşi ve 2
fotoğraf atölyesinin de gerçekleştirileceği ve 11
gün sürecek etkınliklerde aynca 7 Aralık'ta
Migros Alışvenş Merkezi'nde bir fotosafari
yanşması da düzenlenecek ve dereceye gırenlerin
ödülleri, 10 Aralık'ta düzenlenecek törenle
verilecek. Bu yıl 'Miras Kaldı Anadolu'
temasının işlendiği etkınliklerde, fotoğraf
sanatının eski ve yeni temsilcilerinin çalışmalan
bir arada sunulacak. Etkinlikler kapsamında
Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde 6 Aralık'ta
'Fotoğrafta Yeni Yaklaşımlar', 7 Aralık'ta da
'Anadolu Kültürünün Korunması ve
Geliştirilmesinde Fotoğrafın Rolü' konulu iki
panel düzenlenecek.
BUGUN
• BABYLON'da 21.30'da Oriental Garden
Nite DJ Poesia'nın konseri. (0 212 292 73 68)
• NARDİS JAZZ CLUB'da 21.30'da Quartet
Muartet'in konseri. (0 212 244 63 27)
U LİMAN KAHVESİ nde 20.30'da 'Parça-h
Bulut'un konseri. (0 216 349 98 18)