22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 KASIM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtN İLYASOĞLU Oda müziğinin sıcaklığıÖncekı harta Ahmet Yürûr, Boru- san'm cftizerlediği 1. Akdeniz Çağ- daş Miizik Günleri'nin açılışında o- da müziğinedeğinmişti. Artıkbeste- cileıbiiyük crkestralar için değil, kü- çük topluluklar için yazıyor, demiş- ti. Geçen hafta ikı oda topluluğu din- lerken onun bu sözlerini düşündüm. Oda müziğı, on yedinci ve on seki- zincı yüzyıllar Avrupasf nın soylu mahkânelennde verilen küçük top- luluklarla seçkinleşır. Büyük sahne- ler, büyük konser salonlan ıcat edil- meden öncesinin sıcacık ortamını ya- şatan müziktir. Hani eski zamanlar- dan kalma tablolar vardır: Süslü bir klavsenin ya da küçük bir kare piya- nonun çevresine toplanmış bir 'viyo- la da gamba' çalan, bir yan-flüt ça- lan, bir şarkı söyleyen ya da bir iki ke- mancı, başlannda lüleli perukalar, kadınlarda kabank tafta etekler, ışıl- tıh bir avizenin altında ızleyicilerle diz dize oturmuş müzik yapıyorlar! Oda müziği iki çalgıdan sekiz, do- kuz çalgıya kadar yazılan, küçük top- luluklann müziğidir. On sekizınci yüzyıl Avrupası'nda duo, trio, kuvar- tet, kentet, sextet gibi gruplann baş tacı olduğu günlerdır. Sonradan daha kalabalık topluluklan gerektiren, ör- neğin yirmı beş, yirmi altı çalgı için yazılan yapıtlar gündeme gelir. Haydn'ın ikilı orkestrasında her çal- gıdan ikişer tane yer alır. Ve artık Kla- sik dönemde yayh sazlara üfleme, ar- dından vurma çalgılar da eklenmiş, oda orkestralan doğmuştur. Derken Romantik dönemin devasa senfoni orkestralan çıkar ortaya. Bu, beste- ciyle çalıcılar arasında karşılıklı bir alışveriştir: Besteci bestesini daha çok çalgıda duymaktadır. Buna göre artan ve geliştirilen çalgılan alacak sahneler ve bu kalabalık topluluğun daha zengin tınlayacağı akustiğı içe- ren büyük konser salonlan inşa edi- lir. Aynca nitelikli yorumculann sa- yısı da artmıştır. Soylu malikâneleri- nin salonlannda ya da kilisenin dar alanındaki oda müziği topluluklan- nın yanı sıra büyük topluluklann çal- dığı ve dolayısıyla daha geniş kitle- nin dinleyebildiği senfonik yapıtlar doğmaya başlar. (Burada çok soru- lan bir soruya yanıt olarak, filarmo- ni ve senfoni orkestralannın farkı üzenne bir açıklama yapmakta yarar C,' emal Reşit Rey Salonu 'nda geçen hafta Naci Özgüç yönetimindeki îstanbul Oda Orkestrası konser verdi. Boğaziçi Üniversitesi ndeyse flütçümüz Gülşen Taîu, Trössingen Müzik Yüksekokulu 'nun iki değerli profesörüyle triolar çaldı. Uluslararası sanatçüar birliği görünümündeki trio, Tatu yla birlikte Japon çellist Sadao Hadao ve Çekpiyanist Iva Navratova 'dan oluşuyordu. var: Phil-harmony (uyum-sever) kar- şılığında, müzikseverlerin kurduğu bir derneğin orkestrası olmuştur. Sen- foni orkestrasıyla kadro ya da karak- ter açısından hiçbir farkı yokrur. Kü- çük salonlarda, az çalgıyla icra edil- mek üzere yazılan 'oda müziği ya- pıtlan' da yalnız dar mekânlarda de- ğil, ondokuzuncu yüzyıl sonlanna dogru konser salonlannın sahnelerin- de de ıcra edilmeye başlanır. Yirminci yüzyıla gelınce, besteci- lerin yeniden oda müziği anlayışına dönmesinin başlıca nedeni ekonomı- dir. Büyük çalgı topluluklannı besle- mek, değişik alanlara taşımak son de- rece masraflıdır. Öte yandan besteci, çalgılann tını özelliklerini irdeleye- rek az sayıda çalgıdan daha zengin bir ötüşüm (sonorite) elde etmenin yol- larını araştırmaktadır. Böylece oda müziği, oda orkestrası yeniden gün- deme gelir. Yeni besteleri de az sayı- daki senfonik topluluklann çalması- nı bekleyene kadar üniversite ve kon- servatuvarlarda kurulacak oda müzi- ği topluluklannın çalabılmesi kolay- laşır. Dinleyicinin daha rahat içine gi- rebildiği oda müziği dinletilerinin de sıcaklığı bir başkadır. istanbul Oda Orkestrası ve Oülşen Tatu'nun triosu Geçen hafta Cemal Reşit Rey Sa- lonu'nda Naci Özgüç yönetiminde- ki İstanbul Oda Orkestrasını din- ledik. Bu topluluk bütün oda müziği gruplan için hizmet veren bir 'servis' orkestrası. Dörtlüden senfoniye ka- dar daralıp genişleyebiliyor. Ilk yandaki yapıtlann çoğunu flüt- çü Vieri Bottazzini Oda Toplulu- ğu'na uyarlanuştı. Ilk kez dinlediği- miz Ingiliz besteci Malcolm Ar- nold'un konçertosunda solıst, Alexa Still adh Yeni Zelandalı bir flütçüy- dü. Son derece parlak bir müzisyen tanımış olduk. Doppler'in iki flüt ve piyano için Andante ve Rondosunu Bottazzini ile birlikte yaylı çalgılar eşliğinde seslendirdiler. Boğaziçi Üniversitesi'nde ise flütçümüz Gül- şen Tatu. Almanya'da yıllardır ders verdiği Trössingen Müzik Yüksek okulu'nun kendisı gibı değerli iki profesörüyle triolar çaldı. Uluslararası sanatçılar birliği gö- rünümündeki trio, flütçü Gülşen Ta- tu'yla birlikte Japon çellist Sadao Harada ve Çek piyanıst Iva Navra- tova'dan oluşuyordu. Harada, Tokyo String Quartefin kurucusu. Kana- da'dan Güney Amerika'ya, New York Carnegie Hall'den Japonya'ya, dün- yanın dört bir tarafında konserler ve- riyor, tanhı sanatçılarla sahneye çıkı- yor. Navratova da çok önemli bir oda müzikçisi. Bu üç sanatçmm çok az provayla bir araya gelip seslendirdik- leri Haydn, Martinu ve VVeber tri- olan, profesyonel müzisyenliğin gü- zel bir örneğıydi. Her dönemin bes- tecisini kendı özellikleri içinde kav- ramış, her dönemin renklerini, tımsı- nı, dinamiğıni son derece iyi tanımış sanatçılann birliktelığıni dinledik. Çağlar öncesinin sıcacık oda müziği duygusunu bir kez daha yaşadık. İDSO neden konseri iptal etti? Cumartesı sabahı AKM'deki kon- sere gitmek üzere yola koyulmuştum. Kapıda buluşacağım dostum benden önce varmış, cep telefonumdan ara- yıp "boşuna gelme, konser iptal ol- du" dedi. Döndüm. Şef Alexander Schvvinck'ın yöne- teceği bu konserde özellikle piyanist Bernd Glemser'in çalacağı Rach- maninofun 1. konçertosuyla Paga- nini Çeşitlemeleri'ni merak ediyor- dum. Ne yazık ki konser cuma gecesi ya- pıldığı halde Taksım'dekı miting ne- denıyle ertesi sabah iptal edilmiş. Sonradan birkaç okurum arayıp ya- kındı: Bu konser için çok uzaklardan gelip geri döndüklennı. orada açıkla- ma yapan hiçbir yetkilinın bulunma- dığını, oysa aynı anda aşağıdakı sa- londa çocuk oyununun oynandığını ve saat 15.30'daki opera temsilinin de gerçekleştiğini söylediler. Bir şey daha ekledıler: Hanı doğal yaşamımı- zı sürdürecektık? evini@boun.edu.tr Şehir Tiyatrolan bayramda da bizintle Kültür Servisi - istanbul Şeiır Tiyatrolan, oyunlannı, bayram haftası süresince de ti- yaro severlerle buluşturmaya dc am ediyor. Kemal Koca- tfiii'ün yönettiği, William Shıkespeare'ın 'Hırçın Kız' a<iı oyunu Harbiye Muhsin Eruğrul Sahnesi'nde izlene- b»iecek. -Iırçın Katharina, ablası yü- zdhden evlenemeyen küçük kniardeş Bianca ve Kathari- ma'yı evcilleştirmeyi başaran sıa dışı damat adayı Petruc- tabnun gülünç öyküsü anlatı- Lror oyunda. >ehir Tıyatrolan'nın bayram tzencesindeki diğer bir oyun, Fdı Reşat Nuri Sahnesi'nde ^rülebilecek olan 'Gayri J&mi Hürrem'. Özen Yu- •tnın yazdığı Ayşenil Şamlı- «B^n'nun yönettiği oyunda, çe- ^îdıği entrikalar ve hırsıyla <gnanlı siyasetinde etkili olan Tîrrem Sultan'ın farklı bir Tıkiî açısından örülmüş <yküsü aracılığıyla kaduı dün- Tsma bir yolculuğa çıkıhyor. Csküdar Musahipzade Celal Sihnesi'nde izleyiciyle bulu- scak oyun ıse Cumhuriyet'in î nldönümü nedeniyle sah- Eİmen 'Hâkimiyet-i Milliye ^vi'. Güngör Dilmen'in ızdığı, Taner Barlas ın yö- tnği o>aında, Kurtuluş Sava- i'ndan Meclis'in açılışma, çdan Lozan'a uzanan bir ta- rihsel çizgide, dönemin önem- li karakterleri Ankara'da bir aşevinde buluşuyor. W. Sha- kespeare'ın yazdığı, dünyaca ünlü Shakespeare uzmanı yö- netmen Adrian Brine'ın yö- nettiği 'Hamlet' Kadıköy Hal- dun Taner Sahnesi'nde. Oyun, babasının ölümü üzerine sarsı- lan Danimarka Prensi Ham- lef in, babasını öldüren amca- sından almayı planladığı inti- kamın öyküsü... Gaziosmanpaşa Sahne- si'nde, Ragıp Yavuz'un yö- nettiği 'Gılgameş,' sahneleni- yor. 'Gılgameş Destanı'ndan Zeynep Avcı'nın yazdığı oyunda, yan tann Uruk kralı Gılgameş in 'yaban insanı' Enkidu ile dostluğu ve ölüm- süzlük peşindeki macerası an- latıhyor. Erkeklerden çok çekmiş olan Nigâr'ın onlara çeşitli ru- zaklar kurarak eğlenmesini ko- nu alan 'Kanlı Nigâr'ın yaza- n Sadık Şendil, yönetmeni ise Engin Gürmen. Oyun Ümra- niye Sahnesi'nde izlenebilir. Bernard Slade'in yazdığı 'Seneye Bugün' adh oyun, Harbiye Cep Sahnesi'nde. Melahat Abbasova'nın yö- nettiği oyunda, bir kadınla bir erkeğin, 1951 yılında Medecıo kenti yakınlannda karşılaşma- lanndan. 1975 yılma kadar her yıl aynı gün buluşmalan anla- tılıyor. j_ Viyolonsel sanatçısı Efe Baltacıgil ve piyanist Serra Tavşanlı Izmir Sanat'taydı İki gençyeteneğin başarısı ÖNDER KÜTAHYALI "Yar ile seyrana çıksam ben de bayram günleri" diyecek durumumuz yok. Şeker Bayramı'na acıyla girdik: Dış baskılar, şeriat korkusu, başansız- lıklar, beş gün arayla Istanbul'u sarsan iki büyük patlama ve 5O'den fazla ölü, bayram günlerimizi karartıyor. Böyle zamanlarda ürkütücü bir boşluk duy- gusu benliğımi sarar. Son 30 yılda ara- mızdan aynlan büyükleri düşünürüm. Onlar, eylemleriyle ve yazdıklanyla ül- kemizi korumuşlardı. Geçen hafta Izmir Sanat'ta dinlediğim viyolonsel-pi- yano resitali karamsarlı- ğımı bir anda yok etti, umutlanmı arttırdı. Giden büyükle- rin yerine ülke- mizi beklemek üzere ner alan- dayenileri- ni yetiş- tirecek gizilgücümüz olduğu kanısına vardım ve kıvanç duydum. Evet, viyo- lonselci Efe Baltacıgil ile piyanist Ser- ra Tavşanhdan sözetmek istiyorum. Resitali gerçek bir tinsellikle sundular Efe Baltacıgil (1978) Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuva- n'nda İtasan Kartal ın ve Prof. Nus- ret Kayar"ın viyolonsel öerencisi olur. 1998'de New York'ta Peter Wiley ile çalışmaya başlar. Bir yıl sonra Curtis Müzik Enstitüsü'ne girmeyi başanr. Buradaki hocalan P. Wiley ve David Soyer'dir. 2OO2'de Philadelphıa Senfo- ni Orkestrasf nın ikinci gnıp şefliği- ni kazanır; 2003 yılının Eylül ayında da birinci grup şefliğine yükseltilir. Bu beş yıl içinde çok sayıda solo ve oda müziği dinletileri verir. Serra Tavşanlı da MÜ Devlet Kon- servatuvan öğrencisidir. Okul yılla- nnda dış ülke- lerdeki ustalık sı- nıflanna katılır; ya- nşmalar kazanır ve oda müzi- ği etkinlikleri yapar. 1998'de Hannover Yüksek Müzik Okulu'na girerek Prof. Bernd Goetzke ile çalı- şır. 2003 'te öğrenimini bitirir ve Dermold Mü- zik Yüksek Okulu'nda Prof. Anatol Ugorski ile master öğrenimine başlar. Genç sanatçılann tekniği gölgede bı- rakarak gerçek bir tınsel söyleyişle sunduklan resital, bızı değişik bir duy- gu ve düşünce ortamına götürdü. L. Van Beethoven'in Op. 69 La Ma- jör Viyolonsel-Pıyano Sonatı. oda mü- ziği sunumunun güzel örneklerinden binydi. A. Adnan Saygun'un Op. 12 sonatında yorumun biraz daha olgun- laştınlması ve ırdelenmesi gerek. F. Schubertin La Minör "Arpeggione Sonatı", uzun ve duygulu bir şarkı, ay- nı zamanda viyolonsel çalma sanatının başanlı göstergesiydi. Sanatçılar resi- tali Astor Piazzola'nın "Le Grande Tango"su ile noktaladılar. Serra Tavşanlı oda müziğinin gerçek birustası. Efe Baltacıgil ise çalgısından son derece soylu tonlar elde ediyor. Vi- yolonseli teknik yönden kusursuz çal- mak ve müzik yapmak, benliğinin do- ğal bir özelliği gibi. Böyle olunca sizi de kendi dünyasına çekiyor ve müziğin en soylu telkinlerini ruhunuza ulaştın- yor. Gençlerimiz, 15-20 yıl sonra de- rinlikli yorumlara ek olarak müziği ko- nuşacaklar \ e yeni kuşaklann yetişme- sine katkıda bulunacaklar; ama güzel sanatlann öbür dallannda, fızikte, ma- tematikte, felsefede, hukukta ve ekono- mide de dünya çapında değerler yeti- şecek; Türkiye ilerleyecek. Bu duygu- larla genç sanatçılanmıza başanlar di- ler, değerli okurlann Şeker Bayramı'ru candan kutlanm. Necmettin Ozlü 'nün Paris sergisi Kültür Servisi - Tür- kiye ve Avrupa'da 27 kişisel sergi açan ve uluslararası sanat fuan ve bienallere katılan 1950 Trabzon doğumlu Necmettin Özlü'nün 29 Kasım'a kadar süre- cek son sergisi, Paris'te Hang Art Sanat Galeri- si'nde açıldı. Sergi Fransa'da Doğu sanatından izlertaşıyan Batılı bir yoruma örnek olarak tanımlandı. Ay- nı galeride ekimde dü- zenlenen karma resim ve heykel sergisıne de üç yapıtıyla katılmış olan Özlü, kişisel sergi- sinde Paris'te çalıştığı 22 tablosunu sergılıyor. Sanatçının en büyüğü 190x185 cm. boyutla- nndaki yeni yapıtlann- da belirleyici özellikler- den biri burada figüra- tif öğelerin daha öncekı çalışmalara göre daha belirgin ve baskın ol- ması. Ve yapıtlannda, evTenin özünde var olan ve yaşamda her şeyi de- rinden etkileyen temel kuvvetlerin anlaşılma- sını irdeleyen kuramsal ve kavramsal bir yanın sezilebilmesi. Özlü'nün sergisinde belli bir tema yok. Her yapıt kendi ba- ğımsızlıgı içinde gelişi- yor. Yapıtlarda, şimdiye kadar olduğundan fark- lı olarak, plastısitenin kuvvetle vurgulanmış olması dikkat çekiyor. Gizemli renk armonllerl Yer yer anlatımcı iz- ler algılanabiliyor olsa da kullandığı renklerle yapıtlann çatısını oluş- turan biçimleri devamlı hareketli ve kı\Tak kı- lan titreşimli, anaforlu bir derinlik yaratan Öz- lü asıl olarak bir renkçi. Bojııtlan dikkate alın- dığında yapıtlannda, kullanılan tekniğin in- celiği ve ancak saydam boya katmanlanndan yansıyıp gelen ışıkla el- de edilebilecek gizemli renk armonilen dikkat çekiyor. Cogito'nun güz sayısı çıktı • Kültür Servisi • Üç ayhk düşünce dergisi Cogito'nun güz sayısının konusu kan. Derginin dosyası Selim Badur'un tıp tarihinde kan araştırmalannı. transfüzyon deneylerini, kan bankalannın gelişimini anlattığı 'Tıp Tarihinde Kan' makalesiyle başlıyor. Aynı dosyada Kaan H. Ökten'in 'Semetest Sanguis: Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Kan', Gürbüz Erginer'in 'Kan ve Tabu', Artun Ünsal'ın 'Ağıt ve Intikam: Anadolu'da Bitmeyen ; Kan Davası' ve Slavoj Zızek'in 'Bir Vampirizm ' Kuramf başlıklı yazılan yer alıyor. Dergi 'Odak' bölümünün yazar ve düşünür Ed^'ard Said'e ayırdı. David Barsamian'ın Sait'le yaptığı 'Otekine Bir Yer Vermenin Bir Yolu Olmah' başlıklı söyleşınin yanı sıra Ibn Warraq'ın 'Said ve Saidciler ya da Uçüncü Dünya Entelektüel Terorizmi" başlıklı yazısı bulunuyor. Gianni Vattimo'nun 'Avrupa Evi", Adolf Muschg'un ! 'Aşağılanma ve Dayanışma: AvTupa'nın ; Washington'a Direnmesi' başlıklı yazılanysa 'Gündem'de. Cogito'nun kış sayısının dosya konusu 'şiir' olacak. 3. Ankara Fotoğraf Günlerî • ANKARA (AA) - Fotoğraf Sanatı Kurumu'nca düzenlenen 3. Ankara Fotoğraf Günleri 1 Aralık'ta başlayacak. Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde gerçekleştirilecek etkinlikler kapsamında 19 fotoğraf sergisi, 40 dia gösterisi ve 1 karikatür sergisinde yaklaşık 6 bin fotoğraf sanatseverlerle buluşacak. 2 panel, 9 söyleşi ve 2 fotoğraf atölyesinin de gerçekleştirileceği ve 11 gün sürecek etkınliklerde aynca 7 Aralık'ta Migros Alışvenş Merkezi'nde bir fotosafari yanşması da düzenlenecek ve dereceye gırenlerin ödülleri, 10 Aralık'ta düzenlenecek törenle verilecek. Bu yıl 'Miras Kaldı Anadolu' temasının işlendiği etkınliklerde, fotoğraf sanatının eski ve yeni temsilcilerinin çalışmalan bir arada sunulacak. Etkinlikler kapsamında Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde 6 Aralık'ta 'Fotoğrafta Yeni Yaklaşımlar', 7 Aralık'ta da 'Anadolu Kültürünün Korunması ve Geliştirilmesinde Fotoğrafın Rolü' konulu iki panel düzenlenecek. BUGUN • BABYLON'da 21.30'da Oriental Garden Nite DJ Poesia'nın konseri. (0 212 292 73 68) • NARDİS JAZZ CLUB'da 21.30'da Quartet Muartet'in konseri. (0 212 244 63 27) U LİMAN KAHVESİ nde 20.30'da 'Parça-h Bulut'un konseri. (0 216 349 98 18)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear