25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2003 ÇARŞAMBA 14 Uxl. kultur@cumhuriyet.com.tr Ziya Gürel, küratörlerin çizdiği çerçeveyi aşmayı başaran sanatçılann anılarda iz bıraktığını vurguluyor Çağımızınbellekkayıtlan 7Uluslararası bir bienalin amacı, kablan ülkelerin sanatlanndaki SOD eğflimleri bir araya getimaek ve yeni gelişmelerin önünii açmaksa tstanbul Bienali bu amaca ne kadar katkıda bulunuyor? 2Küreselleşmeden en çok yarar sağlayan çokuluslu ya da büyük ulusal kuruluşlann, bienal vb. sanat etkinliklerine sponsor olmalan, sanatın, düzeni sorgulayıcı yaruıu zayıflatıyor olabilir mi? Bu olgunun, sanatın kitlelerden uzaklaşmasında bir payı olduğu söylenebilir mi? Kablan sanatçılann ne oranda temayla ilişldli, ne oranda kendi sanatçı nitelikleriyie seçildiğini düşünüvorsunuz? Türkiyeli sanatçılan bu açıdan nasıl değeıiendiriyorsunuz? Son bienalde de görüldüğü gibi resim, heykel vb. plastik sanatlann yanı sıra video-art, yerleştirme gibi yeni sanat türlerine yöneliş gittikçe artıyor. Sizce bunun nedenleri nedir? Sanatçılar, klasik plastik sanatlarda artık yeni hiçbir şey yapılamayacağını düşünüyor olabilirler mi? Başka bir deyişle, sizce de resimde, heykelde yolun sonuna mı gelindi? 5Bienalde sta en çok etkileyen, akhnızda kalan iş hangisiydi? ZtYAGÜREL 1- Amaçsız bir sanat buluşması, düşünsel yoksunluğu sergilemekten başka bir sonuç doğurmaz. Küreselleşme modellerinin sanatı da kendi potası içinde eriterek yapıtı sıradan bir iletişim aracına indirgemesine karşı çıkılmalı. Istanbul Bienali'nde yıllardır izlediğimiz 'tema' saplantısı, bir düşünceyi paylaşmayı sağlayan ortamı oluşturmak yerine, sponsorlann siparişleriyle kısıtlanmış; gelecek kurgusu ve umudunu yitirmiş bir bağımlılık imgesini yaygınlaştınyor. 'Egodan kaçmak'la; 'Şiirsel Adalet'e sığınmakla, yeryüzü sorunlannı irdeleyen yaklaşımlarda bulunamayacağımızı anlamış olmalıyız. Küratörlerin çizdiği çerçeveyi aşmayı başaran sanatçılar, bu yıl da Istanbul Bienalinin anılarda iz bırakmasına katkıda bulundular. Terör, ırfcçı aynmları daha kesJclnleşHriyor 2- 'Küresefleşme 1 denilen olgu, tüm yeıyüzü canlılığını kucaklayan bir sorumluluk duygusu olmalıydı. Oysa, uluslararası sermayenin ekonomık çıkarlannı kollamak için yol açtığı işgallerin. savaşlann mantığı, dün New York'u, Kâbil'i, Bağdat'ı, bugün de Istanbul'u, yüreklere salınan korkuyla, acıyla kuşattı. Her coğrafyayı pençesine alan terör, bunca şiddet, elbette şiirselliği hiç akla getirmiyor! Olsa olsa bılınçlen 'ilahi adalet'i anımsatan bir boyun eğişe sürükleyerek köktendinci, ırkçı aynmlan daha da keskinleştiriyor. Sanat yaratımının sorumluluğu da bir arada yaşayıp paylaşmayı yeniden öğrenebileceğimiz bir geleceği kurgulamaktır. 3- 8. tstanbul Bienali'ne katılan sanatçılann çoğunluğunun, Don CameroıTun seçtiği çerçeveye bağlı kalmadıldannı ızledım. Bu görünümde, son on yıldır sergilenen ya da Batı ülkelerinde çağdaş sanat müzelerince edinilmiş bulunan yapıtlann • 'Küreselleşme' denilen olgu, tüm yeryüzü canlılığını kucaklayan bir sorumluluk duygusu olmalıydı. Oysa, uluslararası sermayenin ekonomik çıkarlannı kollamak için yol açtığı işgallerin, savaşlann mantığı, dün New York'u, Kâbil'i, Bağdat'ı, bugün de îstanbul'u, korkuyla, acıyla kuşattı. Her coğrafyayı pençesine alan terör, bilinçleri 'ilahi adalet'i anımsatan bir boyun eğişe sürükleyerek köktendinci, ırkçı aynmlan daha da keskinleştiriyor. Istanbul'a taşınmış olmasının da etkisi var. Ama bunun yanında 'Şiirsel Adalet' teması. katılan birçok sanatçıya da densizlik olarak gelmiş olacak ki düşüncelerini bağımsızca yansıtan kurgularla öne çıkabilenleri izleyebildik. Türk sanatçılardan benien çok hurdalan, duvarlarda okunan, silik ama kalabalık bir anlamsızlık oluşturan sözcüklerle izleniyordu. Topraklanndan, kültürel köklerinden kopanlarak kımhksizliğin boşluğuna sürüklenen insanhğın öyküsüyle birçok yerleştirme, düzenleme çağımızın bırer etkileyen, Güven tncirboğlu'yla Hakan Topaç'uı, 'Zoraki Ihtiva' başlıklı sunuşlanydı. Mezopotamya'da 7 bin km. süren yolculuklan sırasında, neolitik. arkaik kalıntılann hemen yanında, Irak'ın işgalinden sonra sımr ticaretinin olanaksız hale gelmesi yüzünden terk edilmiş petrol tankerlerinin bellek kaydı gibiydi. Yaşadığımız çağın insanından geriye, petrol gibi parasal değeri olan, alınır satılır ürünlerin taşındığı kırli kaplardan başka hiçbir bulgu kalmayacak mı? Küreselleşen göçebelikle insan, belli sınırlara kapatılırken dolaşımına izin verilen tek şey. aluur-satılır enerji kaynağı ürünler. Tophane-i Amire'de Filistinli Emily Jadr'in, küçücük belgelerle, mektuplarla yaptığı düzenleme de aynı sorgulamayı yapıyordu. 4- Insan yalnızca düşünen bir yaratık değil ki... Düşüncesıni bıçimlere dönüştürerek sorgulamaya açan; böylelikle ne düşündüğünü berrak kılmayı tutkuyla sürdüren bir canlı. Her çeşıt malzemeyi kullanarak girişilen bu biçimlendırmelerin sanatsal olması. yaratıma kaynak olan düşlerin gereksinme duyduğu malzemeyi seçebılmeye bağlı. Dayatmacı tekdüzellğe karşı çılcılmair Antrepoda kendilerine aynlan alanlan sinema salonuna dönüştüren abartılı yaklaşımlar, bana yazın alanmda süregiden senaryo bıçimine yatkın roman yazma modasını çağnştırdı. 'Bdgeseki sanat' yapmak, kurguyla gerçeğin alanlannı; göreceliğini tartışmak için yapılıyorsa ilgiyi çeker. Video, bilgisayar kullanılarak ortaya çıkanlan işler, öyküden, sözlü anlatımdan uzak durmalı. Yaşanmakta olanı belgelerken izlenim yalnızca bireyin hezeyana varan dışavurumlanysa kime ne° Bireyselliği sa\aınurken yaşantılann tutsak edildiği o dayatmacı tekdüzeliğe karşı çıkılmalı. Tuvalimizin, yontumuzun başından aynlmayacağız. Ama teknolojinin sunduğu olanaklan, tasarlanan 'iş' istiyorsa niye kullanmayalım? 5- Bu bienalde benı en çok etkileyen iş, Saraybosnalı sanatçı Danica Dakic'in, Tophane-i Amıre'deki sunuşuydu. 'Çepeçevre' adını verdiği düzenlemede, tavana yansıtılan görüntüde yedi ayn kitaba kuşkuyla, kaygıyla yaklaşan yedi çıplak beden. Budist, Şaman, Musevi, Hıristiyan, Müslüman tapınmalann dua ve yakanşlannın kanşımı bir ses efektiyle izletiliyordu. Dinlerin, seslerin dağılımında yaratılan bır uzam olduğu imgesi çok düşündürücüydü. K U L I U H • SANAT (02121 293 «9 7« KüLTtîK • SANAT lööD ORTAOYUNCULAR ISTIKLAL CAD. N0:140 TEL (0 212) 25118 65-6* FAX: (0 212) 244 43 27 www.ortaoyuncular.com Ferhan Şensoy'un BENİBENMİDEÜRTTİM?psi-kotnik oyun Cuma-Cumartesi 20.00 Ferhan Şensoy'un ctjta BİRİ BİZİ DİKİZLİYORPerşembe 20.00 i BAKANLIG! NJİN KATKILARI- FERHANGIŞEYLER6 Ocak Salı 20.00 Ferhan Şensoy'un yurtdışındakı fılm çekımlerı nedeni ile Aralık ayında oyunlarımız yoktur. Ocak ayı biletleri satılmaktadır. Bilet Satış/Rezenasyon: Ortaoyuncular Gişesi / 0 212 25118 65-66 Cumo 5 Arokk 2003 Saat 19 30 C«Mies6AraU(2003 Saat 11.00 A.K.M. BÜYÜK SALON "ÇEIİK GÜLERSOYTN ANISINA" Şef Erol Erdinç Solistler Cevdet Tokkuşoğlu (Klannetı Muhiddin Dürrüoğlu-Demiriz (Pıyano) TRT Gençlik Korosu Koro Şefı Gokçen Kcrav SiiffiMm G \erdı-L Bassı Rıgoletto Opemsı temalan ûzenne Konser Fantmsı Ludw.g van Beethoven Korolu fantazı Pyotrlhıç Çaykovskı Senfom So 6 "Pa!eUk~ IASIN SPONSOIKII Cumhurtyet BOZOVA ASÜYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997 35 Davacılar Esin Kaya, Emin Kaya, Celal Kaya, Gülizar Kaya ve Galip Kaya vekılı Av. Halit Güllüoğlu tarafından da- valılar Hazine ıle Alanağa köyti muhtarlığı aleyhine açılan tescıl davasında davaya konu edılen yenn hsmen Akmağara köyü, Tavşanlı mezrası Karacurun mevkii olduğu, Doğusunda Çıftekemer hududu, Batısı: Aynı aileden Mehmet ve Fahri Kaya'nuı devrettıği Naıf Kaya tarafmdan kullanılan tarun arazisı. Güneyuıde: Akmağara köy sının, Kuzeyı: Yıne Kaya ailesıne ait fistıklık ve tarla ile ılgılı bulunan tapulama harıcı olduğu iddıa edılen yerde hak ıddıa eden kjşılenn ılan tarıhinden ıtibaren üç ay içensinde Bozova Aslıye Hukuk Mahkemesı'nde duruşması devam eden ve duruşması 09.12.2003 tarihıne bırakılmış 1997/35 Esas sayılı dava dosyasına müdahıl olarak katılmalan ilanen tebüğ olunur. 30.10 200? Basın: 58233 Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde yapılması tasarlanan 27 Kasım 2003 Cumartesi günü saat 15.00'te Yazar DEMİRTAŞ CEYHUN'un "Cum- huriyet ve Laiklik" konulu söyleşisi, değişen koşullar ve bayram nede- niyle ileri bir tarihe ötelenmiştir. Söyleşi ARALIK ayı etkinlikleri kapsamında yeniden değeriendirilip siz- lere duyurulacaktır. DEFNE GÖLGESf TURGAY FİŞEKÇİ Şiipi Öğrenmek Isteyenlere '80 sonrası şiirimizin önde gelen isimlerinden Şavkar Altınel şiir üstüne yazılarını kitaplaştırdı: Soğuğa Açılan Kapı (Yapı Kredi Yayınlan). Ünlü yazarımız Orhan Pamuk, kitabın arka kapak yazısında, "Bu paıiak kitap Türkçede şi- ir üzerine yazılmış en iyi, en okunaklı iki kitaptan bin" diyor. Ister istemez öteki kitap hangisi diye düşünü- yor insan. Benim aklıma iki kitap geldi. Turgut Uyar'ın BirŞiirden'i ile Memet Fuat'ın Yaşlı Bir Şaire Mektuplar"\. Konumuza dönersek, ŞavkarAltınel'in kitabı ger- çekten de böylesi savlı bir övgüyü hak eden bir yapıt. önce, hemen her şairin yaptığı, çeşitli zaman- larda şiir üstüne yazdıklannı, söyleşilerini vb. top- ladığı sıradan bir kitap gibi düşünebilirsiniz So- ğuğa Açılan Kapı'y\. Ama daha giriş yazısından başlayarak tutarlı, bütünlüklü, açık ve yalın bir şiir anlayışının oku- ru kuşatan, kendi dünyasına çeken atmosferine giriyorsunuz. Şavkar Altınel, şiirle ilgilenenlerin bildiği gibi şiir üstüne görüşleriyle de tanınan bir şair. Belli bir şiir anlayışının savunucusu: "Bu düşünceger- çekşiinn, moda tezlerin aksine, 'sözcükler'cten, 'gelenek'ten ya da biçimsel 'deneme' ve 'ara- yışlar'dan değil, ancak şairin şiirin ötesinde ya- tan gerçekliğe, yani kısacası yaşadığı hayata gösterdiği tepkiden kaynaklanabileceği şeklin- de özetlenebilir," Nurullah Ataç, benim birkaç konum vardır, dönerdöneraynışeyleriyazanm, dermiş. Birya- zann düşüncelerini, yazdıklannı doğru ve haklı his- setmesinin verdiği rahatlık ve güven duygusunun yazılanna sinmesi çok da sık rastlanan bir olgu değildir. Ataç'ın yazma biçeminde bu rahatlık hemen görülür. Şavkar Altınel'in rahat anlatımı, kendine güven yanında, ardındakı güçlü edebiyat öğrenimi ve pratiğine de yaslanıyor. Edebiyatı ve şiiri bu denli iyi bilen birinin söy- ledikleri de açık, anlaşıhr, net oluyor. Soğuğa Açılan Kapı, çağdaş şiirimizle ve da- ha çok da günümüz şiiriyle bir hesaplaşma kita- bı. Çağdaş şiirimizin temelinde duran Yahya Ke- mal, Şavkar Altınel için heraşamada bir mihenk taşı. Neredeyse bütün öteki şairleri ve şiir anla- yışlannı onunla sınıyor. Onun dışında sık sık In- giliz şiirine dönüp, iki yüz yıl öncesinin VVilliam Wodsworth'ünden dünyada modern şiirin ku- ruculanndan sayılan T. S. Eliot'a, çağdaş şairier Philip Larkin, Ted Hughes, Seamus Heaney, vb.'ye dek sık sık karşılaştırmalara, kıyaslama- lara girişiyor. Bir eleştiri kitabının bunca rahat ve kolay oku- nabilmesi kolay rastlanan bir özellik değil. Bunun nedenini okuriar kitap boyunca açıkça görebili- yor: Birincisi yazarın bir derdi var ve bu derdini anlatmayı iyi biliyor. Ikincisi, derdini kolayca an- latabilecek donanımlara sahip. Düşünce boş- lukları, ikircimler bırakmıyor okura. Bu düşünceleri paylaşabilirsiniz ya da karşı çı- kabilirsiniz. Paylaşmanız için de, karşı çıkmanız için de yazar bütün açık yürekliliğiyle karşınıza çı- kıyor. Şiiryazmaya ilgi duyanlar için de kafa açıcı, al- fn öğütlerle dolu bir kitap elimizdeki. Soğuğa Açılan Kapı'y\ okuduktan sonra içimi bir erinç duygusu doldurdu. Neydi bana böyle- si karamsar bir şiir ortamında bu duyguyu veren? 1980'den bu yana şiiri hayatın dtşına itmeye ça- lışanlar büyük başan kazandılar. Şiir okunur, ko- nuşulur bir şey olmaktan çıktı. Bizler azınlıkta kaldık. Ama bir kez daha gördüm ki bu savaşta yenik görünenler haklı. Şairin dediği gibi, "Ga- liptir bu yolda mağlup". Türk şiir eleştirisinin temel yapıtlanndan biri olarak kalacak bu kitap, günlerdir Istanbul Bo- ğazı'nda durmaksızın çalan sis çanlan gibi şiirin gerçek değerlerini, ülkemiz şiir ortamının sisleri içinde haykırmayı sürdürecek. tfisekci a superonline.com K Ü L T Ü R • Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear