25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KASIM 2003 CUMARTESİ CUMHUalYETT SAYFA 17 Ciddiyet aramak boşuna _ CHPGenelBaşkanYardımcısıOnur Öymen. TBMM kürsüsünde konuşu- yor: 'Amerika ile Dubai'de imzalanan bir •anlaşma çerçevesinde, Kuzey Inak'a as- J<er göndermemeyi kabul etmiş du- rumdadır hükümet. 8.5 milyar dolar- /ık kredi karşılığında Kuzey Irak'a as- Aer göndermemeyi taahhüt ettik. Bir taraftan orada durumun ciddiyetinıan- Aatacaksınız, Meclis'ten yetki isteye- ceksiniz, bir taraftan da Kuzey Irak'a asker göndermeme konusunda an- /âşma imzalayacaksınız. Bunların me- tJnleri, ne yazık ki, hâlâ gizli tutuluyor. E3u anlaşmanın uygulanmast konusun- da Sayın Başbakan diyor ki 'Istersek Liygulanz, istemezsek uygulamayız.' Böyle anlaşma olurmu arkadaşlar? Yani, istersek uygulayacağız, istemez- sek uygulamayacağız. O zaman, an- faşmayı niyeyapıyorsunuz? Anlaşma- lar devletleri bağlayan metinlerdir. Bir anlaşmayı ımzaladıysanız uygulaya- caksınız; uygulama niyetinizyoksa, im- zalamayacaksınız. Işimize gelirse uy- gulanz, gelmezse uygulamayız; bu, devletin cıddiyetini azaltır. Hiçbir cid- di devlet, böyle bir iş yapmaz." Devlette ağırbaşlılık, ciddiyet bıra- kıldı mı ki... Arkadaşımız Ayhan Şim- şek ortaya çıkardı, yazdı: Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin de hazır bulunduğu Dubai'de imzala- nan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşma- sı için ABD Büyükelçisi Eric Edel- man'dan geçenlerde ricacı olmuş: "Kredi anlaşmasmda yer alan siya- si koşullar kamuoyunda büyük tepki- ye neden oldu, bunlan kaldıramaz mı- sınız?" Türkiye Cumhuriyeti, 80 yıllık tarihin- de hiç bu denli küçük düşürülmemiş- ti... ISIK KANSU Gözden kaçan anayasaya aykırılıkAKP, Orman Yasası'nda de- ğişiklık yaparak Karadeniz Böl- gesi'nde kimi şirketlerin lehine kızılağaçların ve aşılı kestane ağaçlannın kıyılmasına olanak sağladı. AKP, açıkça belli bir şırket için "özelyasa"çıkarmış oldu. Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer, daha önce veto et- tiği yasanın bu konuya ilişkin ikı maddesınin ıptalı için Ana- yasa Mahkemesı'ne başvurdu. Kırsal, Çevre ve Ormancılık Sorunlan Araştırma Demeği'nin bir uyansı var. Demek diyor ki, "Çıkan yeniyasa ile Milli Park- lar Kanunu'na tabi alanlarda bulunan yerlerle bu yerler üze- rinde yapı ve tesislerin 29 yıla kadar kiraya verilebilmesi ola- nağı de getirilmiştir. Bu düzen- leme de anayasaya aykındır." Gerekçesıni de şöyle açıklıyor "Anayasayagöre, 'Devlet or- manlarının mülkıyeti devrolu- namaz. Devlet ormanlan kanu- nuna göre devletçe yönetilir ve işletilir. Buormanlarzamanaşı- mı ile mülk edinilemez ve kamu yaran dışında irtifak hakkına ko- nu olamaz.' Milli Parklar Kanunu'na tabi alanlarda bulunanyerierin yak- laşık 4 milyon dönümü 'devlet ormanı'dır. Bu nedenle de, bu gibi yerler, ancak kamu yaran- nın bulunması koşuluyla irtifak hakkına konu olabilmektedir. Böyle iken, yapılan yasa deği- şikliğinde, bu gibiyerierin kira- lanması sırasında anayasanın 'kamu yarannın bulunması' il- kesinin yanı sıra; bu koruma statülerindenyalnızca millipark- lar ve tabiat parklannda yapı- laşmaya izin veren Milli Park- lar Kanunu'nun bu gibiyerier- de özel kişi ve kuruluşlara ve- rilecek izinlehe ilgili kısıtlama- lannın bile gözetilmesini sağla- yacakyaptmmlarayerverilme- miştir." Cumhurbaşkanlığı milli park- larfa ilgili bölümü iptal konusu etmediğine göre, Anayasa Mah- kemesi'ne başvuru görevi, sanınz CHP'ye düşüyor... CAHU B<MAR CANU! Bush ve Ingîltere TÜRKKAVAATAÖV LONDRA - Ülkesinde ve kürede desteğini yitirmekte olan Başkan Bush, "Dow- ning Sokağı 70"adresli baş- bakanlık konutunda artık eğreti oturmakta olan Bla- ir'in ülkesine kısa bir resmi ziyareti gerekli gördü. Aley- hine hazırlanan gösterilerin ciddiyeti ve Işçi Partili Lond- ra Beİediye Başkanı'nın baş- kentin çeşitli yörelerini gü- venlik nedeniyle halka ka- patmayı reddetmesi, ziyare- tin herkes için çok sıkıntılı olacağını daha başında gös- tenyordu. ABD ve Ingiltere arasında "özel ilişki" olduğu söyle- negelir. Bir nedeni ikisinin de "demokrasi" modeli oluş- turdukları savıyla bağlantı- lıdır. Amerika'nın ne denli bir demokrasi olduğu, yöne- timin 1890'lardan başlayıp heie 11 Eylül'den sonra ne biçımlere girdiği yazıldı ve yazılacak. Ingiltere için de yeni yorumlara gereksinim var. Magna Carta'yı, 1688 Devrimi'ni, parlamentonun üstünlüğünü ve 1832'yi iz- le>en reformları kilometre taşları diye kabul edelim. Ama söylenmesi gereken- ler bunlarta bitmiyor. Ger- çe< şu ki, Britanya yalnız bugün degil, son 200 yıldır dünyanın en tutucu ülkele- rinjen. Büyük Fransız Dev- rinri'ne karşı duran iki geri- ci mparatorluk vardı: Çar- lık^usyası ile Ingiltere. Na- pctyon şöyleydi ya da böy- levdi ama Fransız Devri- minin ideallerini taşıyordu. Ingiliz düşünür Bertrand Rııssell "Toplumsal Yeni- deı Inşanın llkeleri"aö\\ ki- tacmda şöyle diyor: "Devr- irrci Fransa tüm Avrupa 'yı ve Büyük Britanya'yı ege- rmnliğine sokabilseydi, da- hc mutlu, uygar, özgür ve bffişçı bir dünyamız ola- c&tı." )teyandan, Britanya ken- di'i (ve dünya da onu) de- m*rasi veözgüriüklerin be- şiçı olarak görür. Bir tanımı ş<y!edir: "Dünyanın en es- kjsmokrasisi." Kanlı iç sa- vsardan sonra, çarpışan ik çıkar grubunun farklan- nıranşçı yoldan görüşebil- di eri siyasal bir mekaniz- mkurmuştur. Ama bu du- rın yurttaşların çoğunlu- ğnun yaşamını büyük öiçü- ddeğiştirmedi. "Ençokki- şı\ ı en çok mutluluğu " di- yr Bentham, Ingiltere'de kendi zamanında bilinmez- di bile. Paris'teokunan Hu- me Londra'da sessizce ge- çiştirilirdi. Burke Fransız devrimine veryansın etmiş- ti. llk Halifax Markizi'nin "si- yasal parti/erin ulusun geri kalanına karşı bir komplo içinde olduklan" suçlama- sı genelde hep geçerii ol- muştur. Hegel'in dediği gi- bi, "Ingiliz temsili sistemi özel çıkariar için feda edil- miştir". Lord Hailsham'ın 'Demokrasinin Açmazı" ad- lı kitabındaki tanımı şöyle: "Seçim koşullu bir dikta- torya". J. J. Rousseau "In- giliz demokrasisinin birkaç günlük seçim süreciyle kı- s/f//"olduğunuyazmıştı. İki partinin seçilen temsilcileri- nin Avam Kamarasrnda kar- şı karşıya geçip tartışmala- n demokrasinin ölçüsü de- ğildir. Geride büyük serma- yenin karşısında yüzyıllar- dır suskunluğa itilmiş koca ulus var. Amerika'da da gü- ya bir "güçler ayrımı" ve "dengelersistemi" bulunu- yor. Oysa tekelci sermaye her şeye egemen. Üstelik, Ingiltere'deki soylu sınıf, el- lerini hiç kullanmadıklan için tırnaklan bir metre uzayan eski Çin imparatorlannı ak- la getiricesine, işten uzak durur. Yalnız kraliçe ailesinin yıllık harcaması 36.2 milyon pound. Her ikisinde de ekonomik durum kötüye gittikçe, de- mokrasiden geri kalanlar daha da ufalıyor. Varlıklı azın- lık ise daha da güçlenmek- te. Isveç'te Basın Özgüriü- ğü Yasası 1766'da yayımlan- mıştı. Günümüz Ingiltere'sin- de medya aynı azınlığın de- netiminde. Okuyucu mektuplarında- ki "çatlak" seslere Sovyet- ler'de Politbüro da ses çıkar- mazdı. Bir bulvar gazetesi Prens Charles'ın cinsel iliş- kilerini (doğru ya da yanlış) yazabiliyorsa, o ülkede ba- sın özgüriüğü mü var? Işçi Partisi'nin belkemiği olan sendikaların başından da "sendika ağaları" eksik de- ğil. Onların konuşmalarını da genelde, yönetimdeki- lergibi, kurumsallaşmış gö- rüşlerin çerçevesinde ka- lem oynatan profesyoneller yazar. Ve her ikisinde de asıl önemli olan işsizler ordusu- nun gitgide büyümesidir. Bush ve Blair'in konuşma- lan kamı açlan ikna etmeye- cek. Devlet yönetinıi Gazprom ile 11 aydır sürdürülen görüşmeter sonucunda, Rusya'dan Türkiye'ye 4 ayn hattan gelen doğalgaz için tek fiyat belirlendi, ama fiyat açıklanmadı. Niye? Gizliymiş, ticari sırmış... Aynı gün, Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yasası'nda degişiklik içeren tasan Bakanlar Kurulu'nca TBMM'ye gönderildi. AB'ye uyum çerçevesinde MGK Genel Sekreterliği kadrolan ile yönetmeliğindekı "gizlillk" koşulunu kaldıran tasannın gerekçesinde, böylelikle "şeffaflığın" sağlanmış olacağı yazılı. Dört bir yanımızda yangın var, ama ulusal güvenfiğimiz şeffaf... Mutfakta yangın var, ama orada kullandığımız doğalgazın fiyatı gizli.. özetle, AKP'nin devlet yönetme biçimi... Paraşüt Hikmet Çetin'in avuç içinde- ki kader çizgisini okuduğumuz- da neler görüyoruz? 1980 öncesi CHP'den Başba- kan Yardımcdığı'nı, 1990 sonra- sı SHP'den Dışişleri Bakanlığı'nı, SHP-CHP birleşmesi sırasında aradan sıynlarak CHP Genel Baş- kanlığı'nı, ardından TBMM Baş- kanlığı'nı ve eski Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel'in danış- manlığını... Protokol anlamında Çetin'in bir süredir sıkça görüldüğü yer - özellikle Beşiktaş maçlarında- şeref tribünüydü. Hikmet Çetin'in en son göre- vi ise ABD Başkanı Bush onay- lı "Afganistan Valiliği" oldu... CHP'liler, Çetin'e lakap tak- mışlar, fırsat buldukça Meclis kulisinde dillendiriyorlar. "Paraşüt Hikmet." Ortu Istanbul'da iki sinagogayöne- liksaldından sonra ıktidarsözcü- leri tek bir odağa saplanıp kaldı- lar "Saldın, dış kökenlidir." Istanbul Valisı açıkladı: "Saldınyı Bingölnüfusuna ka- yıtlı iki kişı gerçekleştirmiştir." Iktidarsözcüleri, ısrarlıydı: "Ey- lemi El Kaide gerçekleştirmiştir." Ele geçirilen ipuçlan bir gerçe- ğe ışaret ediyordu: "Eylemcilerin Hizbullah ile doğ- mdan bağlantılan var." Iktidar sözcülen, tınmıyordu: "Eylem dış örgûtlehn işidir." Bir şeyın üstünü örtmeye çalı- şıyorlar. Nedir o şey? Dinciterörün "ayaklannın altın- da" filizlenmesıne olanak tanı- nan ortam... KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakt turk.net ÇtZGÎLÎK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com HARBt SEMİHPOROY semihporoyCc yahoo.com HAYAT EPÎK TÎYATROSL MUSTAFA BILGÎN TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 22 hcısım ıcıcıc.mumtas-arikun.conı Kalblnlzl Koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şışli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks:(212)212 68 35 Memleket meseleleri ile ilgilenenlerin yeni internet adresi inadina.com CARLOS İSPANYA TAHr/NüA.. '7E SLfGÛAI, , TtMA GeçMİŞTı. KGAUJĞA </£Bİl£AI 4O Y'L A/SADAAI SON- Rfl, İSPANYA p*B£Aueffm?ü "coeres "oe XBurı*/ BDE- REK. KISAl. OIAM PBeNS, "GAfi±OSr"At>ıyLA AMIIA- CAIOl. <93O'LA)Hhl İtÜAİCı YA f r. SE- NE&AL. FİSANCO, 36 Y/L OUCEY! Dit YÖUETMfŞ, DEMOCGASJye ÇANS 7X*J/AAAM/Ş77. ZAMAMIMOA F&ttJCO'tJUKJ EVLATeDİMDİGİ Cortos Ç/MLE/ZtA/ ç AG SAĞL/Y/ICAKTt SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Trajedi Avrupa'yı Yaklaştırırr ROMA - "IstanbulNew Yorkgibi... Birdöneminso- nu." Pazartesi günkü yazımın başlığı buydu. Yaşamı- nın önemli bölümünü New York'ta geçirmiş, Istanbul kökenli Italyan Musevi yazar Siegmund Ginzberg, "Unita" gazetesi için kaleme aldığı yazısında sinagog saldınlannı böyle değeriendirmıştı. Hafta başında ba- zılanna abartılı gelmiş olabilecek bu başlık, hafta so- nu hedefi 12'den vurdu. Istanbul bugün New York gi- bi. İkı yıllık arayla "11 £y/ü/"ünü yaşıyor. New Yorklu- lar için olduğu gibi tıpkı; hiçbir şey, hiç birimiz için es- kisi gibi olmayacak uzun süre... Üzüntü, kasvet, şokun ardından ilk düşüncem bu ol- du. Haberi aldığırn an, Roma'nın en etkili "think- tanki "IAl"'run (Uluslararası llışkiler Enstitüsü) "Ven/ Ulusla- rarası Sıstem" üzenndedüzenlediği birtoplanbdaydım. Konuşmacılar, Italya'nın "^remas/"sayılan dış politika uzmanlan ve uluslararası gözlemcilerden seçilmişti. "Terör şebekesi değil... Bir ideoloji" VVashıngton'dan "Foreign Policy" Dergısi Genel Ya- yın Müdürü Moises Naim, Italya'nın anamuhalefet ("Zeytin Ağacı") lıden Francesco Rutelli. Italyan Rad- yo-TVsi "RAI" Genel Müdürü Lucia Annunziata, "IAI" Başkanı Stefano Silvestri ve "Com'ere della Sera" Ga- zetesi Başyazan Prof. Angelo Panebianco tam kad- ro oradaydı. Oturum oncesi kapıda Prof. Panebıanco ile "uygaıiık çatışmasını" tartıştık. Panebianco, "tarihin Huntington'/ haklı çıkardığı- m" söyledi bana. "Com'ere della Sera" yazanna göre; S. Huntington birpeygambervizyonuyla "uygarlıkça- tışmasını on yıl öncesinden" bilmişti! Ben bunun bir öngörü değil, yönlendirilmiş bir sav olduğunu düşün- düğümü soyledim. Makalenin piyasayaçıktığı dönem, Vvashington "neo-f con "lannın imzasını taşıyan "Pro- ject ForNevvAmeıican Century-PNACnin (Yeni Ame- nkan Yüzyılı Projesi) doğuşuna isabet etmıyor muydu? (Irak savaşı dahil) ABD'ye kayıtstz şartsız hâkimiyet öngören bu projeyi "neo-con" ekip '9O'lı yıllar başın- da hazırlamamış mıydı? Şahinlerin planlanyla "uygar- lıkçatışması tezinin"ayn\ tarihlerdeşekillenmesı "pey- gambehıkle" açıklanabilir mıydı? Panebianco, şahsen tanıdığı Huntington'ın "neo- con" ekiple hiçbir ilişkisi olmadığını belirttı. Bence bu tatminkârbiryanıtdeğildi. "Geleceğin teorisiniyapan" aydınla, "gücün iplehnielinde tutan ekibin"fiziki iliş- kide olması şart mıydı? VVashington koridorlannda pi- şirilenler hakkında "bilgi" sahibi olmak "geleceği ön- görmekiçin" yeterli olmaz mıydı? Ama bu soruyu sor- mak imkânına sahip olamadım. O sırada toplantı sa- lonuna girdik. "RAI" Genel Müdürü Lucia Annunziata mikrofonu aldı ve o an Istanbul'dan kendisine ulaşan haben aktardı. "Türkiye ve Avrupa için karar anı" Haberin çapı, "Yeni Uluslararası Sistem" tarüşma- lanna damga bastı. Onlarca can kaybı, konsolosun ölümü, El Kaide ve İBDA-C'nın kartvizitine ilişkin ha- berlerdakika dakika aktı bulunduğumuz salona "Fo- reign Policy" Genel Yayın Müdürü Moises Naim, ılk teş- hisini şöyle ifadeetti: "ElKaide bundan böyle artıkyan- lız bir terör şebekesi değil. Çeşitli ülkelerde şubeleri ve taşeronlan olan bir ideoloji!" Türkiye'ye dayanışma mesajlan yollayan konuşma- cılann sıcağı sıcağına verdikteri tepkiler; 15-20 Kasım saldınlannın Türkiye ve Avrupa için "uzun dönemli so- nuçlara gebe cıddi bir kararan" olduğu yolunda. Mu- halefet lideri Rutelli "Bukorkunç trajedi fürkiye'yiAv- rupa'dan uzaklaştırmayacak, bılakis yakınlaştıracaktır" dedı; "Avrupa bundan böyle sorumluluk alarak Türki- ye ile bağlannı sıkılaştırmak zorunda!" Anı anına toplantı salonuna haberten aktaran RAI Ge- nel Müdürü, gazeteci Lucia Annunziata, Istanbul'un Pa- ris, Londra, Romagibi "bir dünya kenti" olduğunu; Is- tanbul'u hedef alan saldınnın "herkes tarafından his- sedildiğini" ve trajedınin duygusal planda Türkiye'yi Av- rupa'ya yaklaştırdığını belirtti. Saldınyı düzenleyenle- rin Türk hükümetine baskıyapmakistediklerini" söz- lerine ekleyen gazeteci, "Ankara'nın bundan böyle iz- leyeceği çizgi ve alacağı kararlar, dünya politikası ve dengelerini belırleyecek önemde" dedi. "ElKaide'nin savaş cephesini genişletmekçabasın- da olduğunu" belirten IAI Başkanı Stefano Silvestri de "Batı, Türkiye ile dayanışmaya girecektir. Ancak Tür- kiye neyapacak? Soru bu"dedi: "Umanz Türkiye Or- tadoğululaşmak seçeneğine yüz vermez. Ben bu ris- keinanmıyonjm.AKPhükümeti-enazındansiyasidü- zeyde- Türkiye'nin güçlü Avrupa kimliğinin farkında!" B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/Mayasızha- murdan yapı- lan ve yağda 2 kızartılanpide. 3 2/ Istanbul'un su gereksinı- minı karşıla- 5 yan barajlar- 6 dan biri... Ey- -, lemleri olum- suz yapmakta 8 kullanlan ek. 9 3/ Ses, ahenk, nağme... 1944te Ban- dırma yakınlannda batan Türk yolcu ge- 2 misi. 4/Tiyatroniteli- 3 ği taşıyan radyo ya da televızyon yayını... Küçük mağara. 5/Bir organımız... Ayvalık ilçesindeki Cunda 8 Adası'nın bir başka 9 adı. 6/Dinsel tören ve kurallan... Kuşatma, sarma. 7/Islam mimarhğında, sırur noktalannda yer alan sa- vunma amaçlı yapı. 8/ Bir kimseyle birine gönderi- len şey... Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve sonunda yinelenen mjstik hece. 9/îlave... Kalem ya da kalıpla desenJendirilmış başörtüsü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Doğu Anadolu'da nakarata verilen ad. 2/Afyon ilin- de bir kaplıca... Kızu sesi. 3/ Türk müzığinde bir ma- kam... Tuna, Karadeniz ve Ege Denızi arasındaki böl- gede yaşayan ve buraya adını veren eski halk. 4/ Yu- nanistan'da bir kent... Indiyum elementinin simgesi. 5/ Yabancı... tstanbul'un su gereksiniminı karşılayan bir başka baraj. 6/ Mâson sırlannın öğretildiği, belli kurallara göre düzenlenen tören... KavTayış, anlayış. II Divan edebiyatında âşığı sevgiliye bağlayan duy- gu. S/ Korunmak üzere bir yere bırakılan eşya... Ke- miklenn yuvıarlak ucu. 9/ Sözcük türetmek ya da söz- cüğün görevini belirtmek için kullanılan biçim veri- ci ses... Halk dilinde kabakulak hastalığına verilen ad.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear