25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
;AYFA CUMHURİYET 12 KAS1M 2003 ÇARŞAMBA HABERLER Sanayi Bakanlığı müfettişleri de Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'na sert eleştiri yöneltti "folsuzluğa davetiye çıkıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sınayi ve Tıcaret Bakanlığı Miüettiş- lriDemeğı(SATÎMDER),KarrıuYö- nrtimi Temel Yasa Tasansı ile teftiş kırullarının kaldınlarak "yolsiKİuğa djvetiye" çıkanldığına dikkat çekti. Çîksayıdayolsuzluğunengelleneme- döi gerekçesiyle teftişin kapatılmak is- teıdiği belirtilerek "Bu gerekçecien yo- la^karakadtis&emimizdekitıkanma- la' gerekçe gösterilerek mahkemderin asniş sorunlan devam ediyor di> e em- niet teşkUaOmn kaldınlması nuı gere- kecektir?" denildi. Tüketici Dernekle- ri Federasyonu Başkanı Turhan Ça- ka*ise tasan yasalaşbğj takdirde "70 mil- ycn tüketicinin haklannın ortadan kal- ka:ağını söyledi. • Müfettişler, teftiş kurullannı kaldıran tasanyı çağdışı bulurken Tüketici Demekleri Federasyonu da 70 milyon tüketicinin haklannın ortadan kalkacağını söyledi. "Tasan yasalaşırsa Türkiye'yi altüst edecektir" diyen Federasyon Başkanı Çakar, "Bu kanun tasansı uygulamaya konursa, sosyal eşitsizlikleri kim ortadan kaldıracak" diye sordu. Başbakanlık, Malıye ve Gümrük Teftiş Kurulu'nun ardından Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri de Ka- mu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'na tepki gösterdıler. SATÎMDER'denya- pılan açıklamada, yöneticilerin kendi işlemlerinin yine kendileri tarafından denetlenmesi durumunda hatalann, usulsüzlüklerin ve yolsuzluklann or- taya çıkanlabilmesinın mümkün ol- madığı vurgulandı. Açıklamada, şu değerlendirme yapıldı: "Başta AB ülketeri ve ABD ounak üzeregehşmiş tüm ülkderde, bağunsz ve güçtü denetim birimleri söz konusu flten, bu tasan ik çağdaş dünyaoın ter- si bir uygulamaya gidilmesi anlaşıhr birtırtum değfldir. Denetimin,konusun- da uznıan. özel mesleki eğitim ve srnav- lara tabi tutulmuş. kariyer sahibi de- manlarca yapüması gerekmektedir. Köklü geçmişleri ve gdenekleri fle ka- riyersistenıinibenimsemişMedogrudan bakana bağh buiunan teftiş kuruüan, hem idarenin işlemkrini deneüemek- tebemdevatandaşınşikâyetveiddiala- nna uzman gözüyleçözüm üretmekte- dir. Deoetinıin mutiaka kariyer birmes- kk olarak bağnnsız ve etidn olması ve özel olarakyetiştirflmiş uzman denetim ekmanlantarafindanyapümasınınge- rekliüği ortaya çıkmaktadır." Tasanyla iç denetçılenn tamamen siyasal baskılara açık hale getınldiği belirtilen açıklamada, "Tasan ile ana- yasaya aylon olarak denetim kapsa- mmdaki alanlar denetim dışına çıka- nlmaktadır'' denildi. Sanayi ve Tıca- ret Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun lağve- TMMOB, İTO VE ÎHD 'Ceza İnfaz Kanunu Tasansı oldukça geri9 • ÎTO, TMMOB ve ÎHD temsilcileri, düzenlemenin "tehlikeli hükümler içerdiğini" öne sürerek tasannın bilim adamlan, insan haklan savunuculan ve ilgili çevrelerce yeniden hazırlanmasını istediler. Istanbul Haber Senisi-Türk Ceza Infaz Kanunu Tasansı'nın yeniden hazırlanmasını isteyen Istanbul Tabip Odası (ÎTO), tnsan Haklan Derneğı (IHD) ve Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) temsilcileri, hazırlanan tasannın zorla eğitim, zorla çalıştırma, dış dünyaya yönelik izolasyon ve çok geniş yelpazeye yayılmış disiplin cezalan içerdiğini öne sürdü. Yeni Ceza İnfaz Kanunu Tasansı ile ilgili dün İTO'da açıklama yapan İTO, İHD ve TMMOB temsilcileri, hazırlanan tasannın 27, 64,40,32, 62, 67, 78 ve 82. maddelennın "oldukça geri ve tehlikeli hükümler içerdiğhıi'' ifade ederek zorla iyileştirme ve kişilik kazandırma anlayışından vazgeçilmesini ve tasannın bilim adamlan, insan haklan savunuculan ve ilgili çevrelerce yeniden hazırlanmasını istediler. Grup adına açıklama yapan ÎHD temsilcisi Ümit Efe, yeni Ceza înfaz Kanunu Tasansı'nrn "Zoria \ cahşarma, zorla eğitim, tek tip elbise, sessiz protestonun yasaklanması. bedene mahpusun izni obnadan dokunulabümesi, içe ve dış dünyaya yönelik izolasyon, savunma hakkmm kısnîanması, çok geniş yelpazeye yayılmış cezalar, özgür eğitim ve haber almanın engeflenmesi, cezaevi yaşamında sağbk bakımının yetersiz düzenlenişi"ne neden olacak hükümler içerdiğini ifade ederek "Tasan oldukça geri ve tehlikeli hükümler içermekte, mahpusun tophıma sağhkn dönüşünü gerçekkştirmekten çok bir esir kampı yönetmebği yaratma niteiiği taşımaktaâırn dedi. 129 maddeden oluşan tasannın, mahpusu dış dünyaya hazırlamak yerine onu dört duvar arasındaki cezalarla yıldîrmayı hedeflediğini belirten Efe, "Tasannm 24. maddesmde 'Hükümlü ceza infaz kurumunun güvenlik ve iyileşme programlanna tam bir uyum gostennekle yükümlüdür' ifadesi yer almaktadır. tdarenin anla>işnıın ryileştirici olacağnnn garantisi tasanda venimemiştir, verflmesi de zaten mümkün değildir" diye konuştu. Efe, şöyle devam etti: "Tasanyı hazniayan kendi siyasi ideolojik görüşlerine uygun kişüik yaratmayı hedeflemektedir. Aym aniayış eğitim konusunda da kendini göstermektedir. Oysa "iyileştirme" uygulamalan gibi eğitim de ancak özgür iradeyie tercih edOdiğinde Idşfliğin geüşimine katkı sunabilir." Partisinin grup toplanösma kaülan Erdoğan'm hedefi muhalefet oldu. (Fotoğraf: AA) Eleştirileri dikkate almayacaklanm açıkça dile getirdi Erdoğan kulağını tıkadıANKARA (Cumhurtyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'na eleştiri yöneltenlere "Bırakıngölge- leriytekonuşma\adevametsinler T 'ya- mtım verdi. Hükümet Sözcüsü Ce- mi Çiçek ise tasannın Meclis'e gön- derilme sürecinin bayramdan sonra- ya kaldığını açıkladı. Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında yine muhalefeti hedef aldı. Her konu başlığından bir top- lumsal yangın çıkarma alışkanlığı- nın sürdüğunü söyleyen Erdoğan, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasa- nsı'nı eleştirenlere "Obnaz diyor- lar,tamam da ne olursöyle.Yok. Ya- ni ceplerinde verecek şej yok. Sıkın- ü bundan geiiyor. Her şevieri ohım- suzhıküzeıtıekurulmuş.Nedro;be- yaza kara, karaya beyaz, manük bu. Astanda bu bizi rahatianyor" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, hükümete öne- rilerini iletmek yerine "farkhzetnin- de, farkh mekânda ideoloji gereği olarak konuşuktuğunu" ileri sürerek, "Bozuk bir pbk gibi hep aynı kara şarkryı çalanlara asla yüz venneye- fim" görüşünü dile getirdi. Erdoğan, 26 günlük işçi ikramiyesinin bugün ödenmeye başlanacağını, işçi ve Bağ- Kur emeklilerinin aylıklannın bay- ramdan önce ödeneceğini, öğrenci kredisinın de yüzde 38 artışla 90 milyon liraya çıkanldığını söyledi. dilmesiyle, denetimin nasıl yapılaca- ğının belirsız olduğu vurgulanarak ^t)lsuzluğada\«ti\ıeçıkarıkngmar ' işa- ret edıldi. 'llke kaosa sürüklenir' Tüketici Derneklen Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkam Turhan Ça- kar, düzenlediği basın toplantısında, tasannm tüketici haklan açısmdan da birçok sakınca doğurduğuna dik- kat çekti. "Tasan yasalaşırsa Türld- yeViaKüstedecektir1 ' diyen Cakar, dü- zenlemeyle temel mal ve hizmetle- rin özelleştirilerek sosyal devlet ve ka- mu yaran anlayışına son verileceği- ni kaydetti.Tasannın hazırlanma sü- recmde, 70 milyon tüketiciyi temsil eden TÜDEF'e görüşle- rinin sorulmadığını vur- gulayan Cakar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti"ne ses- lenerek "Bu kanun tasa- nsı uygulamaya konursa, sosyaleşitsiztikleri kim or- tadan kaldıracak?" diye sordu. Tapu ve Kadastro Mü- fettişleri Derneği'nden yapılan açıklamada, soru- nun teftiş kurullan ve mü- fettişlerin yetersizliği ol- madığı belirtilerek "Mü- fettiş raporlarmm gereği- nin yerine getiribnesi ko- nusunda idarenin istek- sirfigiv^dairadeeksikli- ğMÖr" denildi. Devlet Denetim Ele- manları Derneği (DE- NETDE) Genel Başkam Atalay Ergüven, dün An- kara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün'ü ziyaret etti. Burada ko- nuşan Ergüven, "Dene- timsiz bir yönetim arzu- su var bu taslakta" dedi. ATO Başkam Aygün de DENETDE'nin yamnda olduklannı söyledi. BCP, CDP, YP ve ÎP'nin de aralannda bu- lunduğu bazı siyasal par- tiler, sendikalar ve de- mokratik kitle örgütleri yaptıklan ortak açıkla- mada. AKP hükümetinin hazırladığı Kamu Yöne- timi Temel Yasası Tasa- nsı 'nın, Türkiye'nin ulusal birliğini tehdit et- tiğini belirttiler. Siyasi baskdar artacak Sosyal hizmet alanının yerelleştirilmesi çözüm değil, sorun getirecek; korunmaya muhtaç insanlar bölgesel ilişkilerden uzak tutulamayacak IŞIKKANSU ANKARA - AKP'nin hazırladı- ğı Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı ile sosyal hizmet alanının da yerelleşmesi öngörülüyor. Sos- yal Hizmet Uzmanlan Derneği, böyle bir uygulama sonucu korun- mayamuhtaç insanlann, siyasi bas- kılar, bölgesel üişkiler gibi yönlen- dirmelerden uzak tutulamayacağı- m savundu. Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı, "Sosyal Hizmetler ve Ço- cuk Esirgeme Kıırumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğü taşra teşldlatı- mn görev yefldleri ile huzurevi, ço- cuk yuvasL kreş gibi tesisler, bina, araç,gereç,taşmırvetaşmmaz mal- lar, alacakve borçbn,bütçeödenek- leri ve kadrolan ile bnükte ohnak üzere personetinin belediye suıırla- n içinde belediyelere, belediye SH nuian dışında il özel idarelerine devTedümesini" içeriyor. Sosyal Hizmet Uzmanlan Der- neği Genel Başkam HürriyetUğu- roğhL geçmişte kimi belediye ve il özel idarelerinin yasayla kendileri- ne verilen sosyal hizmet görevle- rini yerine getirmek için açtıklan ku- ruhışlan işletemeyip SHÇEK'edev- rettiğini anrmsatarak, "Sosyal hiz- metkr, kendi biümsel yöntem ve teknikleri obn ve çeşiffi mesleki di- siplinlerce ekip anlayışı içerisinde yfinîtübnesigerekenbirihtisasala- nıdır'' dedi. HürriyetUğuroğhı, tasan ile sos- yal hizmetlerin yerelleşmesi duru- munda bu alanda gelişecek olum- suzluklan şöyle sıraladı: • Korunmaya muhtaç kişi ve gruplara götürülecek hizmetlerde, bölgesel farkhhklar nedeniyle stan- dardizasyon sağlanamayacaktır. • Hizmetlerin yerel bazda yürü- tülmesi, alanın gerektirdiği nitelik- lerde ve sayıda personel ile çalış- ma olanağını azaltacaktır. • Farklı ve bölgesel uygulama- lar olacağından tüm toplumun ge- reksinimi olan hizmetlerin saptan- ması mümkün olamayacaktır. • Sosyal, kültürel, ekonomik vb. pek çok boyutu nedeniyle korunma- ya muhtaç kadınlann uygulamada, yalnızca mahallinde hizmet alma- lan olanaksızlaşmaktadır. Örneğüı; haklannda töre cinayeti, kan dava- sı, ensest, taciz vb. sebeplerle ko- ruma karan alınmış bir çocuğun bulunduğu bölgenin sosyolojik, kültürel değerleri çerçevesinde ma- hallinde bakılması ya da bir kadı- nm kendi bölgesinde tunJması va- him sonuçlar yaratacaktır. • Devletin bakım ve sorumlulu- ğunu üstlendiği çocuklann yetişti- rilmesinde siyasi partilerin ve siya- si görüşlerin etkisi yoğun olacaktır. • Korunmaya muhtaç çocuk hiz- metleri içerisinde yer alan koruyu- cu aile, evlat edinme, koruma ka- ran ahnacak çocuklann seçimi gi- bi pek çok konunun siyasi baskılar, bölgesel Üişkiler ya da oy kaygısı gibi nedenlerle yönlendirmelerden uzak tutulması mümkün olamaya- caktır. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr 10 Kasım tarihli Milliyet çjazetesi, manşetine ve üst manşetine Ata- törk'ün öiüm yıldönümü nedeniyle haberier koyrm^tu. Bir başlık "Çok öz- ledik", diğer başlık ise Can Dündar'ın haberiydi: "Tabutun açıldığı an. "Ata- türk, modern Türkiye'nin kurucusu. Onu kaytsedeli tam 65 yıl oldu. Böy- le bir günde onu saygıyia anmak en doğal tavnmız olarak öne çıkıyor. Milliyet gazetesinin "ramazan" say- fasında ise Kuran'da dayak var mı yok mu soruşturması yapılmış ve şu başlık atılmış: "Kuran'da dayak yok." Soruşturmaya cevap veren Erzurum Atatürk Üniversitesi llahiyat Fakülte- si profesöıierinden Lütfullah Cebe- ci'nin bu konudaki açıklamasını me- raklaokudum. Meraklaokudum, çün- kü biliyorum ki, birçok Islamcı bilim adamı, kadınlara dayak ve evlilik hak- kının erkekte olmasını çeşitli bahane- lerle savunuyorlar. Bu konuda "Is- Işnf'da Kadın ve Cinsellik" kitabımda Profesörden Kadınlan Dövme Biçimi çok sayıda örnek verdim. ProfesÖr Lütfullah Cebeci de beni yanıltmadı, sonuç olarak kadının er- kek tarafından dövülebileceğini sa- vunuyor. Aynen şunlan söylüyon "Is- lamiyette kısmen bunun yeri vardır; Kuran'da açık bir şekilde itaatsizlik durumunda, kocalann hanımlara kar- ş\ bir intikam aracı değil ama bir uya- n olarak ve aşınya gitmeksizin başvu- rabilecekleri bir yol olarak belirlen- miştir." Profesör Cebeci, dayak konusu- nun Islami kesimde son dönemdefe- minist söylemlerin etkisiyle bu konu- nun yumuşatilmaya başlandığını vur- gulamayı da ihmal etmiyor: "Her ne kadar günümüzde bazı ilahiyatçılan- mız Kuran 'da bu anlamda geçen darp kelimesinin başka anlamlara gelme- sigerektiğini ileri sürüyoriarsa da çağ- daş feministsöylemlerin etkisi ile baş- vurvlan birzoriamadır. Kuran bunu (da- yağı) biryol olarakifade ederken hem ilk yol hem de tek yol olarak belirie- memiştir." Cebeci, Milliyet gazetesindeki yo- rumlannı şöyle sürdürüyor: "Dayak hoş bir şey olmamakla birlikte, Ku- ran'ın buradaki hedefi aslında aileyi kurtarmaktır... Bizim Anadolu gele- neğindekiyaralayicı dayakla Kuran'ın ifade ettiği dayak, birbirinden tama- men ayndır. Kuran'da, özünde şefkat olan bir dayak söz konusudur. Kadı- nın olumsuz davranışlan sonucu bo- şanmayla bitecek birolayı engellemek içindir. Bir de yûze vurmak caiz de- ğildir; ince çubukla kadına bir iki pat pat vurmalıdır. Bunu birşok tedavisi olarak da düşünebilirsiniz. Dayak in- citici, kıncı, yaralayıcı olmamalıdır." Cebeci'nin fikirlerinin neresinden tutalım: "Şefkatli dayak" onun dayak Irteratürümüze katnğı yeni bir deyim. Acaba erkek olumsuz davranırsa ne olacak? Onlar da kadınlar tarafından "özel olarak hazııianmış ince bir çu- bukla pat pat" dövülecekler mi? Ce- beci'nin böyle bir şeyi hiç düşünme- diği inancındayım. Evliliğin erkeğin dayağıyla kurtanlabileceğini savun- mak ise tam bir çağdışı ilkellik. Pro- fesör Cebeci, erkek egemen ideolo- jinin savunucusu. 1400 yıl öncenin kurallannı bugüne uydurabilmek için bir bilim(!) adamı olarak dayağı savu- nuyor, ama bu ilkel anlayışı haklı çı- karabilmek amacıyla bin dereden su getiriyor. Milliyet gazetesi Genel Yayın Yö- netmeni Mehmet Yılmaz'ı hepimiz tanıyoruz. Kadın konusunda da ne kadar duyarlı olduğunu yazılanndan biliyoruz. Acaba Cebeci'nin bu yo- rumlannı okudu mu? Bu görüşleri na- sıl yorumluyor? Işin doğrusu şu: Ramazan ayların- da gazetelerin çoğu toplumdaki genel eğilime uyabilmek amacıyla ramazan sayfalan çıkanyorlar, Bu sayfalar, za- man zaman bilgi vermenin ötesinege- çip, anlamsız, çağdışı yorumlara yer vermeye başlıyor. Sayfalarda bu tür ilkel görüşlere sık sık rastlamak müm- kün. Ancak bu kez ipin ucu kaçmış; iş, "kadınlann dövülmesi"ri\ meşru gösteren yoruma kadar uzanmış. Bu yorumlan okuyan erkek yurttaş- lar şimdi ne yapacaklar? Koca bir bi- lim(!) adamı da söylediğine göre piya- sadan "ince çubuklar" temin edip ka- dınlan "şok" terbiye girişimlerine mi başlayacaklar? Benim inancım o ki, bu ilkel yorum; Milliyet gazetesinin yazıişleri yönetimi- nin dikkatinden kaçmış. Nedersiniz? GLOBALPOLÎTIKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Ipak'ta Kritik Moment Irak işgalinde kritik bir moment oluştu. Bundan sonra gelişmeler yalnızca Irak'ın deöil, tüm bölge- nin geleceği açısmdan çok önemli. İlk işaretler ise hiç olumlu değil. Direniş yeni bir düzeye sıçradı Inanması zor ama, dünyanın en güçlü ordusuy- la, yoksul bir ülkenin yerel direniş güçleri arasın- daki denge, direniş lehine biçimleniyor. Askeri açıdan, önceki hafta birChinook, geçen hafta da bir Black Hawk helikopterinin düşürül- mesi çok dikkat çeken bir gelişmeydi. 4. Kuşak Savaşlar teorisinin yaratıcısı W. S. LJnd'in işaret ettiği gibi iki M-1 Abrams tankının imha edilmesi de"gerilla savaşının", öngörülenden "çok daha büyük bir hızla evrimleşmekte olduğunu gösteri- yordu". Altı ay gibi kısa bir sürede, gerilla yumu- şak hedeflere vurma aşamasından en zor elde edi- lebilir hedeflere saldırma aşamasına geçmişti (Mi- litary.com, 04/11). Bu gelişmeler karşısında ABD'nin akılcı ve ge- çerli bir plan geliştirmekte zorlandığı görülüyor. Orneğin, Black Havvk'ın düşürüldüğü bölgede, sa- vaşın bittiğinin ilan edilmesinden sonra ilk kez, uçaklarla "büyük güç gösterisi" yapma girişimine ne demeli? Bunun bir çaresizlik refleksine benze- mesi biryana, bölge halkının nefretini daha da art- tıracağı kesin değil mi? Ikincisi, şimdi birtakım "uz- manlar" ve düne kadar soğukkanlılığını korumuş yazarlar (Rubin, Hogland) ABD'nin isyancılara karşı yeterince sert davranamadığını; insan hak- lan, yasa filan gibi şeylerle kendi elini kolunu bağ- ladığını savunmaya, neden katillerden (direnişçi- ler demek istiyorlar) kimilerinin yargılanıp infaz edil- mediğini sormaya başladılar. Kısacası ABD tara- fından "akıllılann" akiına gelen tedbir, tam da di- renişçilerin beklediği yönde, yerel halkı daha da kız- dıracaktürden... Geçen hafta ABD'nin kendi atadığı Irak Geçici Yönetimi'nden hoşnut olmadığına, bir başka çö- züm aramaya başladığına ilişkin haberier (VVashing- ton Post, Christian Science Monitor), yerel sö- mürge yönetimi kurma girişiminin başarısız kaldı- ğını gösteriyordu. ABD'nin Irak'tadirenişi bizzat Irak güçleriyle bastırmak için eski ordunun bir kısmını yeniden göreve çağırmayı düşünmeye başlama- sıysa, Lind'in yazısında ima ettiği gibi kendi düş- manını silahlandırmak ve mahremiyetine almak anlamına gelen, aptallığa varan, bir çaresizliğin işaretiydi. Bir diğer siyasi gelişme de ABD topra- ğında yaşanıyor. Emekli generaller, üst düzey CIA görevlileri vb. basında ve bizzat ordu personeli ta- rafından okunan "Military.com", "Stars and Stri- pes", "Vips",gibiyayınlardaBushyönetimini, ya- ralılara iyi bakmamakla, ölülere gereken saygıyı göstermemekle, kayıplann gerçek sayıstnı gizle- mekle, sürekli yalan söylemekle suçlamaya, sık sık Vietnam'ı anımsatmaya başladılar. Çıkış ne yöne doğru? Şurası bir gerçek ki Batı merkezli, dünya eko- nomisinin andaki hegemonyacı (bu zayıflamakta olsa bile) gücünün, Irak'tan yenilerek çıkması, Ba- tı'nın 300 yılhk üstünlüğünü (bunun dini tonlannı da unutmadan)tehlikeye atar. Bu, bırakın "neocon"la- n ve geleneksel muhafazakârian, Demokrat Parti eliti, hatta Fransa-Almanya ekseni tarafından ka- bul edilebilir bir seçenek değil. Bu nedenle ABD'de, denetimi dahafazla kaybetmeden, NATO'yu Irak'a getirmeyi, Fransa'nın Afganistan modeli önerisini devreye sokma eğilimi güçleniyor (örneğin: Dem. Senatör Joseph R. Biden - Foreign Relations Committee). Bu eğilim ise korkanm Irak "olayını", daha geniş "bölgesel bir olayın" içinde eritme ola- sılığını da gündeme getiriyor. Once şunlan değerlendirelim: Geçen hafta Bush, Ortadoğu'da "sürekli demokratik devrim" ilan et- ti. Suudi Arabistan'da bir "El Kaide eylemi" gerçek- leşti. Bush yönetimi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Ar- mitage'in ağzından ilk kez ve açıkça, "El Kaide, Su- udi rejimini devirip ülkeyi e/e geçirmek istiyor" tes- pitini yaptı; rejimden hızla demokratikleşmesini is- tedi. Sonra düşünmeye devam edelim: Birincisi, Su- udi rejiminin demokratikleşrne olasılığı, orta dö- nemde bile yok, aksine "terorizmle savaş" baha- nesiyle tüm muhalefetini ezmeye kalkarak meşru- iyetini daha da zayıflatması olasılığı çok yüksek. Ikin- cisi, bu rejim çökmeye başlarsa, "El Kaide'nin eli- ne geçmeden önce", tabii ki "geçici olarak" dü- zeni korumak amacıyla NATO'nun devreye sokul- ması akla yakın bir seçenek. Böyle korkutucu se- naryolar doğrultusunda "spekülasyona" başla- mışken bölgedeki en büyük NATO ordusunun Tür- kiye'de olduğunu da anımsamakta yarar var. CHP lideri Deniz Baykal: AKP denetim korkusu içinde ANKARA(Cumhuri- vetBûrosu)-(AA)-CHP Genel Başkanı Deniz BaMöd, TEKEL'in satı- şı ile ilgili gelişmeler ko- nusunda hükümeti sert bir dille eleştirirken "Bu hükümet Türkiye'yi ucuzbtmışar. Türkiye'yi saühk ohnaktan çıkara- hm. 1 mOyardolarlıkha- karet, U müyar dolara çıkıhrsa ortadan kalk- maz" dedi. Baykal, ka- mu yönetimireformuta- sansının "vahim sonuç- lar" doğurabileceği uya- nsında bulunurken de hükümetin "denetim kor- kusu içinde olduğunu" söyledi. Baykal, çeşitli sendi- ka yöneticileriyle TE- KEL ışçilerinin de katıl- dığı dünkü grup toplan- tısında, PETKTM'in sa- tışı ile ilgili "beceriksiz- Kkten" sonra TEKELde de benzer gelişmelerin yaşandığını vurguladı. CHP lideri, "20>ıMiozel- leştirme uygulamalan içinde iftiharedilebikcek bir tek örnek yok. TE- KEL için verilen teklifm hakaretolduğu söylendi Bu, Türk ekonomisine yönelik bir uyandır. Bir not verme girişimidir'' diye konuştu. Kamu yönetimi tasan- sıyla teftiş kunımlannın ortadan kaldınlmak is- tenmesini "iktidarda de- netim korkusu var" diye yorumlayan Baykal şöy- le konuştu: "Ozel bazı nedenlene,geçmişyaşam- lanyla, mesela belediye başkanhğı dönemiyle fl- gili olarak denetim ele- manlaruıdan hesap sor- makistiyorlarsa bu kabul edüemez." Baykal, yet- kilerin yerel yönetimle- re devredilmesi uygula- masının dünyadaki ör- nekleri incelendiğinde yolsuzluklann arttığının görüldüğünü, bu neden- le denetim gereksinimi- nin arttığını kaydetti1 .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear