Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
;AYFA CUMHURİYET 12 KAS1M 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
Sanayi Bakanlığı müfettişleri de Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'na sert eleştiri yöneltti
"folsuzluğa davetiye çıkıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Sınayi ve Tıcaret Bakanlığı Miüettiş-
lriDemeğı(SATÎMDER),KarrıuYö-
nrtimi Temel Yasa Tasansı ile teftiş
kırullarının kaldınlarak "yolsiKİuğa
djvetiye" çıkanldığına dikkat çekti.
Çîksayıdayolsuzluğunengelleneme-
döi gerekçesiyle teftişin kapatılmak is-
teıdiği belirtilerek "Bu gerekçecien yo-
la^karakadtis&emimizdekitıkanma-
la' gerekçe gösterilerek mahkemderin
asniş sorunlan devam ediyor di> e em-
niet teşkUaOmn kaldınlması nuı gere-
kecektir?" denildi. Tüketici Dernekle-
ri Federasyonu Başkanı Turhan Ça-
ka*ise tasan yasalaşbğj takdirde "70 mil-
ycn tüketicinin haklannın ortadan kal-
ka:ağını söyledi.
• Müfettişler, teftiş kurullannı kaldıran tasanyı çağdışı bulurken Tüketici Demekleri
Federasyonu da 70 milyon tüketicinin haklannın ortadan kalkacağını söyledi. "Tasan
yasalaşırsa Türkiye'yi altüst edecektir" diyen Federasyon Başkanı Çakar, "Bu kanun
tasansı uygulamaya konursa, sosyal eşitsizlikleri kim ortadan kaldıracak" diye sordu.
Başbakanlık, Malıye ve Gümrük
Teftiş Kurulu'nun ardından Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı müfettişleri de Ka-
mu Yönetimi Temel Yasa Tasansı'na
tepki gösterdıler. SATÎMDER'denya-
pılan açıklamada, yöneticilerin kendi
işlemlerinin yine kendileri tarafından
denetlenmesi durumunda hatalann,
usulsüzlüklerin ve yolsuzluklann or-
taya çıkanlabilmesinın mümkün ol-
madığı vurgulandı. Açıklamada, şu
değerlendirme yapıldı:
"Başta AB ülketeri ve ABD ounak
üzeregehşmiş tüm ülkderde, bağunsz
ve güçtü denetim birimleri söz konusu
flten, bu tasan ik çağdaş dünyaoın ter-
si bir uygulamaya gidilmesi anlaşıhr
birtırtum değfldir. Denetimin,konusun-
da uznıan. özel mesleki eğitim ve srnav-
lara tabi tutulmuş. kariyer sahibi de-
manlarca yapüması gerekmektedir.
Köklü geçmişleri ve gdenekleri fle ka-
riyersistenıinibenimsemişMedogrudan
bakana bağh buiunan teftiş kuruüan,
hem idarenin işlemkrini deneüemek-
tebemdevatandaşınşikâyetveiddiala-
nna uzman gözüyleçözüm üretmekte-
dir. Deoetinıin mutiaka kariyer birmes-
kk olarak bağnnsız ve etidn olması ve
özel olarakyetiştirflmiş uzman denetim
ekmanlantarafindanyapümasınınge-
rekliüği ortaya çıkmaktadır."
Tasanyla iç denetçılenn tamamen
siyasal baskılara açık hale getınldiği
belirtilen açıklamada, "Tasan ile ana-
yasaya aylon olarak denetim kapsa-
mmdaki alanlar denetim dışına çıka-
nlmaktadır'' denildi. Sanayi ve Tıca-
ret Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun lağve-
TMMOB, İTO VE ÎHD
'Ceza İnfaz
Kanunu
Tasansı
oldukça geri9
• ÎTO, TMMOB ve ÎHD
temsilcileri, düzenlemenin "tehlikeli
hükümler içerdiğini" öne sürerek
tasannın bilim adamlan, insan haklan
savunuculan ve ilgili çevrelerce
yeniden hazırlanmasını istediler.
Istanbul Haber Senisi-Türk Ceza Infaz
Kanunu Tasansı'nın yeniden hazırlanmasını
isteyen Istanbul Tabip Odası (ÎTO), tnsan
Haklan Derneğı (IHD) ve Türk Mühendis ve
Mimar Odalan Birliği (TMMOB) temsilcileri,
hazırlanan tasannın zorla eğitim, zorla
çalıştırma, dış dünyaya yönelik izolasyon ve
çok geniş yelpazeye yayılmış disiplin cezalan
içerdiğini öne sürdü. Yeni Ceza İnfaz Kanunu
Tasansı ile ilgili dün İTO'da açıklama yapan
İTO, İHD ve TMMOB temsilcileri, hazırlanan
tasannın 27, 64,40,32, 62, 67, 78 ve 82.
maddelennın "oldukça geri ve tehlikeli
hükümler içerdiğhıi'' ifade ederek zorla
iyileştirme ve kişilik kazandırma anlayışından
vazgeçilmesini ve tasannın bilim adamlan,
insan haklan savunuculan ve ilgili çevrelerce
yeniden hazırlanmasını istediler. Grup adına
açıklama yapan ÎHD temsilcisi Ümit Efe, yeni
Ceza înfaz Kanunu Tasansı'nrn "Zoria \
cahşarma, zorla eğitim, tek tip elbise, sessiz
protestonun yasaklanması. bedene mahpusun
izni obnadan dokunulabümesi, içe ve dış
dünyaya yönelik izolasyon, savunma hakkmm
kısnîanması, çok geniş yelpazeye yayılmış
cezalar, özgür eğitim ve haber almanın
engeflenmesi, cezaevi yaşamında sağbk
bakımının yetersiz düzenlenişi"ne neden olacak
hükümler içerdiğini ifade ederek "Tasan
oldukça geri ve tehlikeli hükümler içermekte,
mahpusun tophıma sağhkn dönüşünü
gerçekkştirmekten çok bir esir kampı
yönetmebği yaratma niteiiği taşımaktaâırn
dedi. 129 maddeden oluşan tasannın, mahpusu
dış dünyaya hazırlamak yerine onu dört duvar
arasındaki cezalarla yıldîrmayı hedeflediğini
belirten Efe, "Tasannm 24. maddesmde
'Hükümlü ceza infaz kurumunun güvenlik ve
iyileşme programlanna tam bir uyum
gostennekle yükümlüdür' ifadesi yer
almaktadır. tdarenin anla>işnıın ryileştirici
olacağnnn garantisi tasanda venimemiştir,
verflmesi de zaten mümkün değildir" diye
konuştu. Efe, şöyle devam etti:
"Tasanyı hazniayan kendi siyasi ideolojik
görüşlerine uygun kişüik yaratmayı
hedeflemektedir. Aym aniayış eğitim
konusunda da kendini göstermektedir. Oysa
"iyileştirme" uygulamalan gibi eğitim de
ancak özgür iradeyie tercih edOdiğinde Idşfliğin
geüşimine katkı sunabilir."
Partisinin grup toplanösma kaülan Erdoğan'm hedefi muhalefet oldu. (Fotoğraf: AA)
Eleştirileri dikkate almayacaklanm açıkça dile getirdi
Erdoğan kulağını tıkadıANKARA (Cumhurtyet Bürosu)
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'na
eleştiri yöneltenlere "Bırakıngölge-
leriytekonuşma\adevametsinler
T
'ya-
mtım verdi. Hükümet Sözcüsü Ce-
mi Çiçek ise tasannın Meclis'e gön-
derilme sürecinin bayramdan sonra-
ya kaldığını açıkladı.
Tayyip Erdoğan partisinin grup
toplantısında yine muhalefeti hedef
aldı. Her konu başlığından bir top-
lumsal yangın çıkarma alışkanlığı-
nın sürdüğunü söyleyen Erdoğan,
Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasa-
nsı'nı eleştirenlere "Obnaz diyor-
lar,tamam da ne olursöyle.Yok. Ya-
ni ceplerinde verecek şej yok. Sıkın-
ü bundan geiiyor. Her şevieri ohım-
suzhıküzeıtıekurulmuş.Nedro;be-
yaza kara, karaya beyaz, manük bu.
Astanda bu bizi rahatianyor" diye
konuştu.
Başbakan Erdoğan, hükümete öne-
rilerini iletmek yerine "farkhzetnin-
de, farkh mekânda ideoloji gereği
olarak konuşuktuğunu" ileri sürerek,
"Bozuk bir pbk gibi hep aynı kara
şarkryı çalanlara asla yüz venneye-
fim" görüşünü dile getirdi. Erdoğan,
26 günlük işçi ikramiyesinin bugün
ödenmeye başlanacağını, işçi ve Bağ-
Kur emeklilerinin aylıklannın bay-
ramdan önce ödeneceğini, öğrenci
kredisinın de yüzde 38 artışla 90
milyon liraya çıkanldığını söyledi.
dilmesiyle, denetimin nasıl yapılaca-
ğının belirsız olduğu vurgulanarak
^t)lsuzluğada\«ti\ıeçıkarıkngmar
' işa-
ret edıldi.
'llke kaosa sürüklenir'
Tüketici Derneklen Federasyonu
(TÜDEF) Genel Başkam Turhan Ça-
kar, düzenlediği basın toplantısında,
tasannm tüketici haklan açısmdan
da birçok sakınca doğurduğuna dik-
kat çekti. "Tasan yasalaşırsa Türld-
yeViaKüstedecektir1
' diyen Cakar, dü-
zenlemeyle temel mal ve hizmetle-
rin özelleştirilerek sosyal devlet ve ka-
mu yaran anlayışına son verileceği-
ni kaydetti.Tasannın hazırlanma sü-
recmde, 70 milyon tüketiciyi temsil
eden TÜDEF'e görüşle-
rinin sorulmadığını vur-
gulayan Cakar, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ve
AKP Hükümeti"ne ses-
lenerek "Bu kanun tasa-
nsı uygulamaya konursa,
sosyaleşitsiztikleri kim or-
tadan kaldıracak?" diye
sordu.
Tapu ve Kadastro Mü-
fettişleri Derneği'nden
yapılan açıklamada, soru-
nun teftiş kurullan ve mü-
fettişlerin yetersizliği ol-
madığı belirtilerek "Mü-
fettiş raporlarmm gereği-
nin yerine getiribnesi ko-
nusunda idarenin istek-
sirfigiv^dairadeeksikli-
ğMÖr" denildi.
Devlet Denetim Ele-
manları Derneği (DE-
NETDE) Genel Başkam
Atalay Ergüven, dün An-
kara Ticaret Odası (ATO)
Başkanı Sinan Aygün'ü
ziyaret etti. Burada ko-
nuşan Ergüven, "Dene-
timsiz bir yönetim arzu-
su var bu taslakta" dedi.
ATO Başkam Aygün de
DENETDE'nin yamnda
olduklannı söyledi.
BCP, CDP, YP ve
ÎP'nin de aralannda bu-
lunduğu bazı siyasal par-
tiler, sendikalar ve de-
mokratik kitle örgütleri
yaptıklan ortak açıkla-
mada. AKP hükümetinin
hazırladığı Kamu Yöne-
timi Temel Yasası Tasa-
nsı 'nın, Türkiye'nin
ulusal birliğini tehdit et-
tiğini belirttiler.
Siyasi baskdar artacak
Sosyal hizmet alanının yerelleştirilmesi çözüm değil, sorun getirecek;
korunmaya muhtaç insanlar bölgesel ilişkilerden uzak tutulamayacak
IŞIKKANSU
ANKARA - AKP'nin hazırladı-
ğı Kamu Yönetimi Temel Kanunu
Tasansı ile sosyal hizmet alanının
da yerelleşmesi öngörülüyor. Sos-
yal Hizmet Uzmanlan Derneği,
böyle bir uygulama sonucu korun-
mayamuhtaç insanlann, siyasi bas-
kılar, bölgesel üişkiler gibi yönlen-
dirmelerden uzak tutulamayacağı-
m savundu.
Kamu Yönetimi Temel Kanunu
Tasansı, "Sosyal Hizmetler ve Ço-
cuk Esirgeme Kıırumu (SHÇEK)
Genel Müdürlüğü taşra teşldlatı-
mn görev yefldleri ile huzurevi, ço-
cuk yuvasL kreş gibi tesisler, bina,
araç,gereç,taşmırvetaşmmaz mal-
lar, alacakve borçbn,bütçeödenek-
leri ve kadrolan ile bnükte ohnak
üzere personetinin belediye suıırla-
n içinde belediyelere, belediye SH
nuian dışında il özel idarelerine
devTedümesini" içeriyor.
Sosyal Hizmet Uzmanlan Der-
neği Genel Başkam HürriyetUğu-
roğhL geçmişte kimi belediye ve il
özel idarelerinin yasayla kendileri-
ne verilen sosyal hizmet görevle-
rini yerine getirmek için açtıklan ku-
ruhışlan işletemeyip SHÇEK'edev-
rettiğini anrmsatarak, "Sosyal hiz-
metkr, kendi biümsel yöntem ve
teknikleri obn ve çeşiffi mesleki di-
siplinlerce ekip anlayışı içerisinde
yfinîtübnesigerekenbirihtisasala-
nıdır'' dedi.
HürriyetUğuroğhı, tasan ile sos-
yal hizmetlerin yerelleşmesi duru-
munda bu alanda gelişecek olum-
suzluklan şöyle sıraladı:
• Korunmaya muhtaç kişi ve
gruplara götürülecek hizmetlerde,
bölgesel farkhhklar nedeniyle stan-
dardizasyon sağlanamayacaktır.
• Hizmetlerin yerel bazda yürü-
tülmesi, alanın gerektirdiği nitelik-
lerde ve sayıda personel ile çalış-
ma olanağını azaltacaktır.
• Farklı ve bölgesel uygulama-
lar olacağından tüm toplumun ge-
reksinimi olan hizmetlerin saptan-
ması mümkün olamayacaktır.
• Sosyal, kültürel, ekonomik vb.
pek çok boyutu nedeniyle korunma-
ya muhtaç kadınlann uygulamada,
yalnızca mahallinde hizmet alma-
lan olanaksızlaşmaktadır. Örneğüı;
haklannda töre cinayeti, kan dava-
sı, ensest, taciz vb. sebeplerle ko-
ruma karan alınmış bir çocuğun
bulunduğu bölgenin sosyolojik,
kültürel değerleri çerçevesinde ma-
hallinde bakılması ya da bir kadı-
nm kendi bölgesinde tunJması va-
him sonuçlar yaratacaktır.
• Devletin bakım ve sorumlulu-
ğunu üstlendiği çocuklann yetişti-
rilmesinde siyasi partilerin ve siya-
si görüşlerin etkisi yoğun olacaktır.
• Korunmaya muhtaç çocuk hiz-
metleri içerisinde yer alan koruyu-
cu aile, evlat edinme, koruma ka-
ran ahnacak çocuklann seçimi gi-
bi pek çok konunun siyasi baskılar,
bölgesel Üişkiler ya da oy kaygısı
gibi nedenlerle yönlendirmelerden
uzak tutulması mümkün olamaya-
caktır.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
10 Kasım tarihli Milliyet çjazetesi,
manşetine ve üst manşetine Ata-
törk'ün öiüm yıldönümü nedeniyle
haberier koyrm^tu. Bir başlık "Çok öz-
ledik", diğer başlık ise Can Dündar'ın
haberiydi: "Tabutun açıldığı an. "Ata-
türk, modern Türkiye'nin kurucusu.
Onu kaytsedeli tam 65 yıl oldu. Böy-
le bir günde onu saygıyia anmak en
doğal tavnmız olarak öne çıkıyor.
Milliyet gazetesinin "ramazan" say-
fasında ise Kuran'da dayak var mı
yok mu soruşturması yapılmış ve şu
başlık atılmış: "Kuran'da dayak yok."
Soruşturmaya cevap veren Erzurum
Atatürk Üniversitesi llahiyat Fakülte-
si profesöıierinden Lütfullah Cebe-
ci'nin bu konudaki açıklamasını me-
raklaokudum. Meraklaokudum, çün-
kü biliyorum ki, birçok Islamcı bilim
adamı, kadınlara dayak ve evlilik hak-
kının erkekte olmasını çeşitli bahane-
lerle savunuyorlar. Bu konuda "Is-
Işnf'da Kadın ve Cinsellik" kitabımda
Profesörden Kadınlan Dövme Biçimi
çok sayıda örnek verdim.
ProfesÖr Lütfullah Cebeci de beni
yanıltmadı, sonuç olarak kadının er-
kek tarafından dövülebileceğini sa-
vunuyor. Aynen şunlan söylüyon "Is-
lamiyette kısmen bunun yeri vardır;
Kuran'da açık bir şekilde itaatsizlik
durumunda, kocalann hanımlara kar-
ş\ bir intikam aracı değil ama bir uya-
n olarak ve aşınya gitmeksizin başvu-
rabilecekleri bir yol olarak belirlen-
miştir."
Profesör Cebeci, dayak konusu-
nun Islami kesimde son dönemdefe-
minist söylemlerin etkisiyle bu konu-
nun yumuşatilmaya başlandığını vur-
gulamayı da ihmal etmiyor: "Her ne
kadar günümüzde bazı ilahiyatçılan-
mız Kuran 'da bu anlamda geçen darp
kelimesinin başka anlamlara gelme-
sigerektiğini ileri sürüyoriarsa da çağ-
daş feministsöylemlerin etkisi ile baş-
vurvlan birzoriamadır. Kuran bunu (da-
yağı) biryol olarakifade ederken hem
ilk yol hem de tek yol olarak belirie-
memiştir."
Cebeci, Milliyet gazetesindeki yo-
rumlannı şöyle sürdürüyor: "Dayak
hoş bir şey olmamakla birlikte, Ku-
ran'ın buradaki hedefi aslında aileyi
kurtarmaktır... Bizim Anadolu gele-
neğindekiyaralayicı dayakla Kuran'ın
ifade ettiği dayak, birbirinden tama-
men ayndır. Kuran'da, özünde şefkat
olan bir dayak söz konusudur. Kadı-
nın olumsuz davranışlan sonucu bo-
şanmayla bitecek birolayı engellemek
içindir. Bir de yûze vurmak caiz de-
ğildir; ince çubukla kadına bir iki pat
pat vurmalıdır. Bunu birşok tedavisi
olarak da düşünebilirsiniz. Dayak in-
citici, kıncı, yaralayıcı olmamalıdır."
Cebeci'nin fikirlerinin neresinden
tutalım: "Şefkatli dayak" onun dayak
Irteratürümüze katnğı yeni bir deyim.
Acaba erkek olumsuz davranırsa ne
olacak? Onlar da kadınlar tarafından
"özel olarak hazııianmış ince bir çu-
bukla pat pat" dövülecekler mi? Ce-
beci'nin böyle bir şeyi hiç düşünme-
diği inancındayım. Evliliğin erkeğin
dayağıyla kurtanlabileceğini savun-
mak ise tam bir çağdışı ilkellik. Pro-
fesör Cebeci, erkek egemen ideolo-
jinin savunucusu. 1400 yıl öncenin
kurallannı bugüne uydurabilmek için
bir bilim(!) adamı olarak dayağı savu-
nuyor, ama bu ilkel anlayışı haklı çı-
karabilmek amacıyla bin dereden su
getiriyor.
Milliyet gazetesi Genel Yayın Yö-
netmeni Mehmet Yılmaz'ı hepimiz
tanıyoruz. Kadın konusunda da ne
kadar duyarlı olduğunu yazılanndan
biliyoruz. Acaba Cebeci'nin bu yo-
rumlannı okudu mu? Bu görüşleri na-
sıl yorumluyor?
Işin doğrusu şu: Ramazan ayların-
da gazetelerin çoğu toplumdaki genel
eğilime uyabilmek amacıyla ramazan
sayfalan çıkanyorlar, Bu sayfalar, za-
man zaman bilgi vermenin ötesinege-
çip, anlamsız, çağdışı yorumlara yer
vermeye başlıyor. Sayfalarda bu tür
ilkel görüşlere sık sık rastlamak müm-
kün. Ancak bu kez ipin ucu kaçmış;
iş, "kadınlann dövülmesi"ri\ meşru
gösteren yoruma kadar uzanmış.
Bu yorumlan okuyan erkek yurttaş-
lar şimdi ne yapacaklar? Koca bir bi-
lim(!) adamı da söylediğine göre piya-
sadan "ince çubuklar" temin edip ka-
dınlan "şok" terbiye girişimlerine mi
başlayacaklar?
Benim inancım o ki, bu ilkel yorum;
Milliyet gazetesinin yazıişleri yönetimi-
nin dikkatinden kaçmış. Nedersiniz?
GLOBALPOLÎTIKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Ipak'ta Kritik Moment
Irak işgalinde kritik bir moment oluştu. Bundan
sonra gelişmeler yalnızca Irak'ın deöil, tüm bölge-
nin geleceği açısmdan çok önemli. İlk işaretler ise
hiç olumlu değil.
Direniş yeni bir düzeye sıçradı
Inanması zor ama, dünyanın en güçlü ordusuy-
la, yoksul bir ülkenin yerel direniş güçleri arasın-
daki denge, direniş lehine biçimleniyor.
Askeri açıdan, önceki hafta birChinook, geçen
hafta da bir Black Hawk helikopterinin düşürül-
mesi çok dikkat çeken bir gelişmeydi. 4. Kuşak
Savaşlar teorisinin yaratıcısı W. S. LJnd'in işaret
ettiği gibi iki M-1 Abrams tankının imha edilmesi
de"gerilla savaşının", öngörülenden "çok daha
büyük bir hızla evrimleşmekte olduğunu gösteri-
yordu". Altı ay gibi kısa bir sürede, gerilla yumu-
şak hedeflere vurma aşamasından en zor elde edi-
lebilir hedeflere saldırma aşamasına geçmişti (Mi-
litary.com, 04/11).
Bu gelişmeler karşısında ABD'nin akılcı ve ge-
çerli bir plan geliştirmekte zorlandığı görülüyor.
Orneğin, Black Havvk'ın düşürüldüğü bölgede, sa-
vaşın bittiğinin ilan edilmesinden sonra ilk kez,
uçaklarla "büyük güç gösterisi" yapma girişimine
ne demeli? Bunun bir çaresizlik refleksine benze-
mesi biryana, bölge halkının nefretini daha da art-
tıracağı kesin değil mi? Ikincisi, şimdi birtakım "uz-
manlar" ve düne kadar soğukkanlılığını korumuş
yazarlar (Rubin, Hogland) ABD'nin isyancılara
karşı yeterince sert davranamadığını; insan hak-
lan, yasa filan gibi şeylerle kendi elini kolunu bağ-
ladığını savunmaya, neden katillerden (direnişçi-
ler demek istiyorlar) kimilerinin yargılanıp infaz edil-
mediğini sormaya başladılar. Kısacası ABD tara-
fından "akıllılann" akiına gelen tedbir, tam da di-
renişçilerin beklediği yönde, yerel halkı daha da kız-
dıracaktürden...
Geçen hafta ABD'nin kendi atadığı Irak Geçici
Yönetimi'nden hoşnut olmadığına, bir başka çö-
züm aramaya başladığına ilişkin haberier (VVashing-
ton Post, Christian Science Monitor), yerel sö-
mürge yönetimi kurma girişiminin başarısız kaldı-
ğını gösteriyordu. ABD'nin Irak'tadirenişi bizzat Irak
güçleriyle bastırmak için eski ordunun bir kısmını
yeniden göreve çağırmayı düşünmeye başlama-
sıysa, Lind'in yazısında ima ettiği gibi kendi düş-
manını silahlandırmak ve mahremiyetine almak
anlamına gelen, aptallığa varan, bir çaresizliğin
işaretiydi. Bir diğer siyasi gelişme de ABD topra-
ğında yaşanıyor. Emekli generaller, üst düzey CIA
görevlileri vb. basında ve bizzat ordu personeli ta-
rafından okunan "Military.com", "Stars and Stri-
pes", "Vips",gibiyayınlardaBushyönetimini, ya-
ralılara iyi bakmamakla, ölülere gereken saygıyı
göstermemekle, kayıplann gerçek sayıstnı gizle-
mekle, sürekli yalan söylemekle suçlamaya, sık
sık Vietnam'ı anımsatmaya başladılar.
Çıkış ne yöne doğru?
Şurası bir gerçek ki Batı merkezli, dünya eko-
nomisinin andaki hegemonyacı (bu zayıflamakta
olsa bile) gücünün, Irak'tan yenilerek çıkması, Ba-
tı'nın 300 yılhk üstünlüğünü (bunun dini tonlannı da
unutmadan)tehlikeye atar. Bu, bırakın "neocon"la-
n ve geleneksel muhafazakârian, Demokrat Parti
eliti, hatta Fransa-Almanya ekseni tarafından ka-
bul edilebilir bir seçenek değil. Bu nedenle ABD'de,
denetimi dahafazla kaybetmeden, NATO'yu Irak'a
getirmeyi, Fransa'nın Afganistan modeli önerisini
devreye sokma eğilimi güçleniyor (örneğin: Dem.
Senatör Joseph R. Biden - Foreign Relations
Committee). Bu eğilim ise korkanm Irak "olayını",
daha geniş "bölgesel bir olayın" içinde eritme ola-
sılığını da gündeme getiriyor.
Once şunlan değerlendirelim: Geçen hafta Bush,
Ortadoğu'da "sürekli demokratik devrim" ilan et-
ti. Suudi Arabistan'da bir "El Kaide eylemi" gerçek-
leşti. Bush yönetimi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Ar-
mitage'in ağzından ilk kez ve açıkça, "El Kaide, Su-
udi rejimini devirip ülkeyi e/e geçirmek istiyor" tes-
pitini yaptı; rejimden hızla demokratikleşmesini is-
tedi. Sonra düşünmeye devam edelim: Birincisi, Su-
udi rejiminin demokratikleşrne olasılığı, orta dö-
nemde bile yok, aksine "terorizmle savaş" baha-
nesiyle tüm muhalefetini ezmeye kalkarak meşru-
iyetini daha da zayıflatması olasılığı çok yüksek. Ikin-
cisi, bu rejim çökmeye başlarsa, "El Kaide'nin eli-
ne geçmeden önce", tabii ki "geçici olarak" dü-
zeni korumak amacıyla NATO'nun devreye sokul-
ması akla yakın bir seçenek. Böyle korkutucu se-
naryolar doğrultusunda "spekülasyona" başla-
mışken bölgedeki en büyük NATO ordusunun Tür-
kiye'de olduğunu da anımsamakta yarar var.
CHP lideri Deniz Baykal:
AKP denetim
korkusu içinde
ANKARA(Cumhuri-
vetBûrosu)-(AA)-CHP
Genel Başkanı Deniz
BaMöd, TEKEL'in satı-
şı ile ilgili gelişmeler ko-
nusunda hükümeti sert
bir dille eleştirirken "Bu
hükümet Türkiye'yi
ucuzbtmışar. Türkiye'yi
saühk ohnaktan çıkara-
hm. 1 mOyardolarlıkha-
karet, U müyar dolara
çıkıhrsa ortadan kalk-
maz" dedi. Baykal, ka-
mu yönetimireformuta-
sansının "vahim sonuç-
lar" doğurabileceği uya-
nsında bulunurken de
hükümetin "denetim kor-
kusu içinde olduğunu"
söyledi.
Baykal, çeşitli sendi-
ka yöneticileriyle TE-
KEL ışçilerinin de katıl-
dığı dünkü grup toplan-
tısında, PETKTM'in sa-
tışı ile ilgili "beceriksiz-
Kkten" sonra TEKELde
de benzer gelişmelerin
yaşandığını vurguladı.
CHP lideri, "20>ıMiozel-
leştirme uygulamalan
içinde iftiharedilebikcek
bir tek örnek yok. TE-
KEL için verilen teklifm
hakaretolduğu söylendi
Bu, Türk ekonomisine
yönelik bir uyandır. Bir
not verme girişimidir''
diye konuştu.
Kamu yönetimi tasan-
sıyla teftiş kunımlannın
ortadan kaldınlmak is-
tenmesini "iktidarda de-
netim korkusu var" diye
yorumlayan Baykal şöy-
le konuştu: "Ozel bazı
nedenlene,geçmişyaşam-
lanyla, mesela belediye
başkanhğı dönemiyle fl-
gili olarak denetim ele-
manlaruıdan hesap sor-
makistiyorlarsa bu kabul
edüemez." Baykal, yet-
kilerin yerel yönetimle-
re devredilmesi uygula-
masının dünyadaki ör-
nekleri incelendiğinde
yolsuzluklann arttığının
görüldüğünü, bu neden-
le denetim gereksinimi-
nin arttığını kaydetti1
.