24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 EKİM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 çaüşmasmda 3 Uşl ötnüş. Mek yotona gftmek aye tuuüemr! &212.512 4497 - Deprem vergileri sürecekmiş... "Deprem öldürmez. veraisi öldürür!" Oyun Akif Kökçe: "Velilerden bağış toplamak yerine; okullardaki bilgisayar sınrflan, tatil günlerinde internet-kafe ola- rak çalıştınlacak- mış. Oldu olacak; vergi dairelerinde- ki bilgisayarlara da 'vergi kaçırma' oyunu yükletip, vergi yüzsüz- lerine oynatılsın, biraz da oradan kazanılsın." BP BP'nin müşteri hiz- metleri telefonundaki telesekreter, "Turk- cell'leherkesBP'deka- zanıyor kampanyası başlamıştır" diyor. Yani, BP'den akaryakıt alan Turkcell abonesine üc- retsiz mesaj, ücretsiz konuşma gibi bazı avantajlar sağlanıyor... Mümtaz Atlas, elindeki BP faturaları Turk- cell'de bir avantaj sağ- lamayınca BP'nin tele- sekreterini aşıp müşte- ri hizmetlerinden bir yetkiliye ulaşıyor. Yetki- li, kampanyaya bazı BP istasyonlannın katılma- dığını açıklıyor... Yani, bu kampanyada "her- kes" kazanmryor... Rek- lam anonsunu buna gö- re düzenlemek ise kim- senin aklına gelmiyor. urgazada'da yangın çıkıyor. Yangın büyüyor. Büyüyen yangın adanın bütününü tehdit edi- yor. Istanbul'daki itfaiye ekipleri alarma ge- çip, herkes Bostancı'da toplanıyor. Fakat it- faiyecilerBostancı'dan Burgazada'yagiderniyor. Çün- kü itfaiye taşıtlarını adaya götürecek gemi yok, gemi- leri bulacak onganizasyon yok. Yangına havadan müdahaleedilemiyor. Çünkü, yan- gın söndürme işı ıçin kiralanmış helikopterlerin sözleş- mesi üç gün önce bitmiş; yeni sözleşme imzalanma- mış. Yangına geç müdahale edilebiliyor; ada dumandan boöuluyor, halk panik yaşıyor... Oğle saatlerinde başlayan yangın ancak hava karar- dıktan sonra kontrol altına alınabiliyor... Yangın kontrol altına alındıktan sonra Istanbul'un va- lisı ve büyükşehir belediye başkanı Burgazada'ya gi- diyor; gerekli ıncelemelerde bulunuyor. Vali ve belediye başkanı... Burgazada Inceleme nedir? Kim neyi inceler, nasıl inceler? Yan- gın gibi teknik bir konunun uzmanı olmayan bir valinin ve bir belediye başkanının incelemesinden ne sonuç çıkar? Hiçbir şey incelenmez; sadece gidip bakılır! Meraklı vatandaş nasıl bakıyorsa aynen öyle! Bu sadece Burgazada için geçerli değil; Türkiye'nın herhangi bir yerinde hertıangi bir felaketten sonra si- yasilerin ve bürokratların yaptığı "inceleme", gezinip bakınmaktan başka bir şey değildir. Kaldı ki siyasilerin bakınırken birşeylergördükleri de su götürür... Çünkü bu tür gezintiler kalabalık bir he- yetle ve kameraiann eşlığinde yapılır; dolayısıyla o hen- gamenin içinde fazla bir şey görülemez. Görülemedıği için de yangın, sel, heyelan, deprem gibi her türlü felaketten ders çıkartılamaz... Burgazada'daki felaketi bir de şöyle inceleyelim! Burgazada'da yangın çıkmamış olsun... Yangının yerine Marmara'da kırılması beklenen fay hattı öylesine yerinden oynamış olsun... Yani, Istanbul'da beklenen büyük depremin küçük bir provası olsun! Fay hattı Adalar'ın hemen yanından geçiyor... Bu küçük depremde istanbul'a hiçbir şey olmamış ama Burgazada, Heybeliada, Büyükada, Kınalıada fe- na halde sallanmış, biraz da yıkılmış olsun... Haydi buyurun; Adalar'a yardıma koşun... Bostancı'ya kadar koşar orada durursunuz! Depremin yanında varîığı bile hissedilemeyecek ka- dar küçük bir "olay" olan Burgazada'daki yangın gös- terdi ki Istanbul'da deprem için "afet koordinasyon", "acil kurtarma", "koordinasyonlu kurtaıma" adı altında kâğıt üzerinde yapılmış bütün organizasyonlar boş çık- tı! Kendilerini inceleyip Burgazada'dan ders alsınlar! AJ&7ZM&C£)BfâMl£0Nİ Yüksek Yerilim Hattı erdincutku ' yahoo.com Gel tezkere, gel tezkere, bitsin bu 8.5 milyon dolar krediye hasret! Bremen mızıkacılarının eyalet başkanı! Prof. Dr. Erol Manisalı, "Kapitaliz- min Temel lçgüdüleri"ni anlatmak için Bremen 'egidiyor... Bremen'de bulunduğu sırada VVeser Kurier gazetesinden bir mu- habir Prof. Dr. Manisalı ile söyleşi ya- pıyor. Manisalı, söyleşi sırasında Bremen Eyalet Başkanı Henning Scherf'in, Bremen'deki Türklerin her yıl 29 Ekim'de kutladığı Cumhuriyet Bayra- mı şenliklerine katıldığını anlatıyor... Ancak, Scherf'in, Türklere "Aranızda öylesine bulunmak için geldim" dedi- ğini bildiriyor... Bunun gerekçesini de Scherf'in şöyle açıkladığını söylüyor: "Çünkü Almanya'daki Türklerin önemli bir kısmı Türkiye Cumhuriye- ti'ne karşı." Prof. Dr. Erol Manisalı, Bremen Eya- let Başkanı'nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı şenliklerine her katılışında bu görüşü tekrariadığını anlattıktan sonra, VVeser Kurier gazetesinin mu- habirine şöyle diyor: "Henning Scherf, resmi sıfatı olan bir kişi... Almanya'da bir eyaletin baş- kanı... Eyaletin birnumaralı ismi... Böy- le bir sıfatı bulunan kişi, Türkiye Cum- huriyeti'nin karşısında 'Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin bayramını kutlamam; kutlayanların arasında da öylesine bu- lunurum' diyebiliyor..." VVeser Kurier gazetesinde Manisalı ile yapılan söyleşi yayımlanıyor... An- cak küçük bir eksikle; Henning Scherf'e yörjelik eleştirileri makasla- narak... ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCİ Antakya'dan Ankara'ya Dersler... MimariarOdasTrun (M.O.) de- ğişik kentlerde düzenlediği "Mer- kez Yönetim KuruhT (MYK) toplantılanndan 27'ncısı hafta so- nu Antakya'dayapıldı.. Toplantı nedeniyle 3 Ekim 2003 günü ger- çekleştirilen panelın konusu ise "Yerel Yönetimler Refor- mu"ydu.. Antik dönemin "Sütunhı Yohı" olarak 2500 yıldır hizmet eden Ktırtuhış Caddesi'ndekı eski bir yağ fabrikası restorasyonuyla kente kazandınlmış Savon OteJ'de tah ise şu katkıy ı yaptı: "Ulusalçt- karlan gözeten bir kent demokra- sisi ile toplumun ve ülkenin ortak yerel çıkarian korunabihr-." Nitekım. aynı konuda Türki- ye'nın en birikimli bilim emekçi- lennden Prof. Dr. CevatGeray da yereldeki işbırlığinin sıradan bir beraberlik değıl, yurt ve kamu ya- ranna aykın özel çıkarlann siya- setteki etkınlığıne karşı "toplum- sal sonımluluk" içeren bir de- mokratik bırliktelik oluşturması gerektiğini açıkladı. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak n turk.net £rAeA/trdcn B'r fptrm VCtrtk,irirk<Hİt*>n ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci ı mynet.com Tarihi kentin 'inşaat işçileri" bile örgütiülen. ağırlanan panelistler. "TOOOyaşın- daki Antakya'nnT belediye salo- nunda çağdaş kent kültürünü ele aldılar. Mimariar Odası Adana Şubesı Başkanı Samet Karyaldız ile An- takya Temsılcısı Raci Coşkuner açılış konuşmalarında dediler ki: "Yerel > önetimlerin meslek kuru- luşlamla işbirliği yapmalan. so- runlann daha doğmadan önlen- mesini de sağla>acaktır_. r ' M. O. Genel Başkanı Yücel Gürsel, ye- rel demokrasiyi "<hş dinamikle- re" göre değıl. dayanışma ve yar- dımlaşmaya dayalı "kendi öz kül- türümüzle'" daha ileri düzeylerde >"aşama geçırebileceğimizi \oirgu- ladı... Antakya'daki sml toplum hare- keti içinden kent yönetimine se^i- len Belediye Başkanı Iris Şen- tûrk'ün; "Tarihin en derin banş, dosthık, kardeşük \e hoşgörü ken- tmde bu \~asay-a da en insancü kat- kılar yapılacaktm." demesinın ar- dından Hatay Valisi Abdülkactir San'nın şu sözleri de adeta mi- marlaruı bu panelden beklentile- rini özetlemiş oluyordu. "Kamu vesâvilkurumlar arasında demok- ratik katıbmcı anlavışı yönetim hukukumuzun da temeK yapma- Denetimde de 'kaülım'.- Bu \Tirgulamalann ardından Mahallı Idareler Genel Müdürlu- ğü adına Daıre Başkanı Ercan To- paa, Içışlen BakanJığı'ndaki ye- ni yasa hazırlıklan için dedi ki: "Ügili tüni stvil kuruhışlann hem kaühmlanna hem de denetimieri- ne açık. bir yerel yönetim sistemi hedefleni\or_" Eski Uria Belediye Başkanı, CHP lzmır Milletvekilı ve Genel Başkan Yardımcısı Bülent Bara- Panele "iktidann görüşlerini" aktaran AKP Kocaeli Milleneki- li ve TBMM Yerel Yönetımler Kom.'dan N'ihat Ergül de şunlan ekledi. U AB hedefımiz gereğince de kentyönetiminde katıbmcı, şef- faf ve nerkesin denetimine açık bir sistemi savunuyonızJ" Bir^l.Gökçek'klasiği Bütün bu sözlerin Harbiye'de- kı akşam yemeğinde eşsiz Antak- ya mutfağıyla kutlanmasından sonra, ertesi günü tarihi bir Antak- ya evindeki M.O. Temsilcili- ği'nde toplanan MYK. aynı ko- nuyla bağlantıh olarak "Ankara Büyükşehir Beiedhe Başka- nı"ndan gelen bir yazı\T da gö- rüştü... Meclis bahçesinde düşü- nülen metro istasyonu konusunda M.O. Ankara Şubesi baş\urusu- nu: "Ankara Bmükşehir Beledi- yesi'nin Mimariar Odası'nın kat- kılanna ihthaa yoktur_" dıyerek yanıtlayan Meüh Gökçek, üzerin- de 'T.O rumuzlu resmi yazısına şunu da eklemişti "Mimarlar Odası herhangi bir konuda eğitim arzu ederse.teknik elemanlanmız size bu eğhimi \Terebinrter_." Bu yazı, Antakya panelinin sonuç bil- dirgesine "gerekçebelgesi'' olarak eklenmeli ve Gökçek'ı törenle üye yapan AKP kurma\iarına da; "AB görüşmelerinde başan dilek- leriyie" iletilmeli... Yakın geçmış- te valılıklere ıletılen bir "genel- gejie" tüm belediyelere u kanhm- cıhğı sağlaym" talimatını \eren tçişleri Bakanhğı'na da gereğinin yapılması dileğiyle bir "ibretbel- gesi" olarak gönderilmeh... Bakalım, başkentımızde An- takya'dan alınacak bu "derslere" kim kulak asacak? Oekinci a cumhuriyetcom.tr H A R B İ SEMİH POROY semihporoyn yahoo.com 6&ûwı'O3 HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BÎLGIN DIYORUM Kİ TERTtP; OYLE Bt TEZKERE Ç1KSA... DUNYADAKI BÜTÜN ASKEftLER TERHÎS OLSA !.. TARİHTE BLGÜN MLMTAZ 8 Ekitn ivmc.mumtaz-arikan.com OSMANLILAR/N B/İR/Ş OA/fR/Sl.. /4*8'PE SUGÜM, OSM4MLI PADıçAttt 1Z MU&fT, <HAC4/İ- ALTfNA ALMAYA Ç4&4L/YO&DU l/OTVOOA ETKJ YA - f YTL SAĞLAD/S/ 84Ş<4 etLA/ZA S//e?>StNCH6l IL£ â I. f£OSOVı4 SU ££2 Mlf, PUKUMIJ OĞR-ENEN PADlÇAH İSB, i PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Rahatlamanın En Kolay Yolu Birkaç gündür gazetelerin spor sayfalarında 2 Ekim'de Paris'te başlayan ve "afa sporumuz" adına fiyaskoyla sona eren 48. Dünya Greko- Romen Güreş Şampiyonası'na ilişkin yorumlar arıyorum, fakat bulamıyorum. Şampiyonanın ikinci günü haberlerine "Eziyoruz!", "Parçalıyo- nız!", "Yıkıp geçiyoruz!" diye başlıklar atan ga- zetelerde güreşçilerimizin bir madatyacık bile ala- mamalarının, takım olarak 14 puanla ancak 13. olabilmemizin nedenleri üzerinetek birsatıryok. Ben güreşten anlamıyorum. Bu spor dalına karşı özel bir ilgi de duymuyorum. Fakat 1948 Londra Olimpiyatlan'ndan bu yana güreşçilerimi- zin kazandıkları başanlara çok seviniyorum. Uluslararası karşılaşmalarda sporcularımızın ba- şarılarına sevinmek, onlann coşkularını paylaş- mak için ille de o spor dalına özel ilgi duymak ge- rekmiyor. Güreşin, çok uzun yıllar uluslararası alanda yüzümüzü ağartan "tek" spor dalı olma- sı nedeniyle gerek devlet, gerek kamu kuruluş- ları, gerekse de özel kuruluşlar tarafından des- teklendiğini biliyorum. Son yıllarda bir dönem yükselişe geçen ve "bize" çeşitli altın, gümüş, bronz madalyalar kazandıran Ulusal Takımımızın son dünya şampiyonasındayaşadığı'?7ez//T?ef"in mutlaka birtakım nedenleri olması gerektiğini, bu nedenlerin üzerinde titizlikle durulması gerekti- ğini düşünüyorum. • • • Alınan yenilgiler, yaşanan "hezimet" üzerine hiç mi bir şeyler yazılmıyor? Yazılıyor, fakat yazı- lanlar insanın içini büsbütün acıtmaktan başka bir işe yaramıyor. Eski dünya şampiyonu bir gü- reşçimiz, karşılaştığı Isveçli sporcuya yenilmiş. Sporda yenmek kadar yenilmek de doğal değil mi? Güreş Federasyonu yetkilileri, güreşçimizin aldığı yenilginin olası nedenleri üzerinde görüş bildirecekleri yerde bunu, o Isveçli güreşçinin "Ermeni kökenli" olmasına, dolayısıyla "ulusla- rarası Ermeni lobisinin başarısına" bağlıyorlar. Hadi onlar kendilerini aldatarak rahatladılar diye- lim, spor basını da bunu önemli bir habermiş gi- bi kamuoyuna duyuruyor. Sonra ne oluyor? Bizim yetkililerimizin görü- şünce "uluslararası Ermeni lobisinin tezgâhladı- ğı oyunlar" sonucu güreşçimizi yenen o Ermeni kökenli Isveçli güreşçi, ertesi gün bir Gürcü'ye yeniliyor. O zaman insan ister istemez, demek or- tada bir de "uluslararası Gürcü lobisi" varmış, üstelik de bunların lobisi Ermenilerinkinden da- ha da üstünmüş, diye düşünüyor. Oysa "lobi", "mobi" yok ortada, Isveç Güreş Federasyonu'nun yetkilileri kendi güreşçilerini yenen Gürcü sporcunun antrenörünün elini sıkı- yorlar. Bu, "Sizin güreşçinizbu şampiyonaya bi- zim güreşçimizden daha iyi hazırtanmtş, sizi kut- lanz..." anlamına geliyor. Bizimkilerse rahatla- dıklarıyla kalıyorlar. • • • Türkiye'de tahmin edilemeyecek kadar çok sayıda "sosyalist" dergi yayımlanıyor. Bir süre- dir bu dergileri izlemeye çalışıyorum. Çoğu 196O'lı, 1970'li yıllardan tanıdığımız sol örgüt ya- yın organlarının günümüzdeki uzantıları. "Ide- olojiler bitti", "sosyalizm çöktü" denilen bir dö- nemde bu kadar çok "sosyalist" derginin yayım- lanıyor olması sevindirici. Sayfalarını umutla ka- rıştırıyorum, okuyorum. Fakat hemen hiçbirinde "6u noktaya nasıl geldik?" sorusuna verilmiş gerçekçi bir yanıt bulmak olası değil. Yazarlan, geçmişten gelinen yere uzanan süreci nedense hep kendilerini bu süreçten soyutlayarak değer- lendirmeye çabalıyorlar. Yanlışları, yanılgıları, olumsuzlukları hep kendilerinin dışında gösteri- yoriar. Bu bağlamdasolcularımızın, Paris'teki yenilgi- lerden sonra bunun nedenierini "Ermeni lobi- s/"nde arayan federasyon yetkililerimizden pek bir farklan yok. Rahatlama bağlamında demek is- tiyorum... (e-posta: dkavukcuoglu' superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) B U L M A C A SEDATYAŞAYA* 1 2 3 4 5 6 7 SOLDANSAĞA: 1/Uşakyöresi- ne özgü, nişas- tavepekmezle yapılan bir tat- lı. 2/ Kaz Da- ğı'mn antik dönemlerdekı adı... Arda- 6 han'ınbirilçe- sı. 3/ "FesJe- ğen" de deni- len, güzel ko- kulu bir süs bitkısi... Bir nota. 4/Az pişmiş et. 5/ Hıristi- yan... Kişinin öz ben- 2 liği. 6/ "Beni — diye 3 yerme'Mevlamyarat- mış hor görme'" (Ka- racaoğlan)... Halka bi- çimindeki mercan adacığı. 7/ Konut... 8 Gaziantep'inbirılçesı. 9 j 8/Pınnç ve şekerkamışından elde edilen bir tür rakı... inciAral'ınbırromanı. 9/Ispanya'daBaskbölgesinin bağımsızhâı ıçin sava^ım veren gizli örgüt... fşçi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Siirt yöresine özgü, nohutlu ya da kıymalı ıspa- nak yemeği. 2/Büyük erkek kardeş... Gümüş üstü- ne kurşunla işlenen siyah nakış. 3/ Limanlarda kı- yı ile gemi arasında yük taşunada kullanılan altı düz tekne... Eski Mısır'da güneş tannsı. 4/ Küba'nın başkenti. 5/tradesizlikten ileri gelen sürekli cansız- hk... Yapma, etme. 6/ Deride sinirler boyunca bir- takım ağnlı fiskelerin dökülmesiyle beliren hasta- lık... Ender, seyTek. 7/Notada durak işareti... Birşe- yi unutmamak için parmağa bağlanan iplik. 8/Çok sayıda alıcıya karşılık az sayıda satıcının bulundu- ğu piyasa. 9/ Bir işi yerine getirme... " O " göster- me sıfatının eski biçimi... Bir nota. *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear