Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
4-
CUMHURİYET 29 EKİM 2003 ÇARŞAMBA
8 HABERLERlN DEVAMI
Istanbul
Edime
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denizli
Y
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
11
8
12
11
17
17
16
15
TURKİYE
Sinop
Samsun
Y 12 Adana PB 20
Trabzon Y 13
Gıresun Y 13
Ankara
Konya K
Sıvas
Zonguldak Y 10 Antalya PB 18 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
20
16
15
14
15
13
13
K 8
Butun bolgelenmız
parçaiı çok bulutlu,
Marmara'nın batısı ıle
kıyı Ege dışında tum
yurt yağışlı geçecek.
Yağışlar Marmara'nın
doğusu. Batı Karade-
nız. Guneydoğu Anado-
lu ıle Doğu Anadolunun
guneydoğusunda yer
yer etkılı olacak. Hava
sıcaklıgı tum yurtta 8-10
derece azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
K
PB
PB
PB
PB
PB
2
6
7
12
9
7
7
8
Münıh PB 9 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
HB
PB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
8
9
17
9
11
10
20
17
PB 7
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahıre
Sam
K
Y
PB
PB
Y
PB
Y
B
PB
4
21
3
28
15
26
17
26
1R
Taşkent
Tahran
Parçaiı bulutlu Sısl 3 Bulutlu ^ Çok bulutlu • Yagmur'u : Karlı Tli Sulu kar V Gök guruttulu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
da destek vaadi almış.
Bu Başbakan'a iftar çadırlarındaki bu manza-
ra karşısında hükümetin ne yaptığını ve yapmak-
ta olduğunu soran yok!
İftar çadırlarında izdihamın neyi gösterdiğini
RTE'den açıklama ısteyene de rastlanmıyor.
Türkiye'yi istikrara kavuşturmuş, herkes yaşa-
mından memnunmuş, enflasyon düşüyormuş...
Bu masallarla iftar çadırlarındaki kalabalık azal-
mıyor, tersine geçen yıla oranla artıyor.
Halkımız bir lokma bir hırka anlayışından hâlâ
sıyrılamadı.
Güler bir yüz, bir iki tatlı sözcük. Sırtlarını ok-
şayan bir el. Bir tas çorba, pilav. Tamam!
Yarabbi buna da şükür diyen eller havaya. Be-
ri yandan tarifsiz refah içindeki nüfusun beşte bi-
rinin pamuk elleri cepten çıkmıyor.
Biri halkın sevgisini kazandığı sanısıyla mem-
nun. Halkımız koskoca Başbakan'a, örneğin ge-
cekonduları yıkacağı sırada karşı durmayacakla-
n sözü verdiği için kıvanç içinde ve ama ertesi gü-
nü yine iftar çadırında kuyrukta.
• • •
Oysa oruç açarak halkla bütünleştiğini sanan
Bay RTE; işte size işinize gelmeyen bir gerçek, lüt-
fen dikkat: önceki gün 4 kişilik bir ailenin mutfak
giderinin 451 milyon 36 bine dayandığı açıklan-
dı.
Yoksulluk sınırı geçen yıla oranla bu yıl 300 mil-
yon artarak 1 milyar 372 milyon liraya yükseldi.
Çoğunluğun açlık sınırına dayanmasına karşın,
Allah'aşükrederek halkı başörtüsüyle, imam-ha-
tiplerte mutlu kıldığınızı mı düşünüyorsunuz?
Yarakamlar, raporlar... Karavicdanlı, karagöz-
lüklü muhaliflerin eseri! Yerli araştırma kuruluşla-
rının saptadığı gerçekler baştan aşağı yalan. Pe-
ki ama Dünya Bankası'nın, AKP'nin vücut dilin-
den anlayanlarla doldurmasına karşın Hazine
Müsteşarlığı'nın koordinatörlüğünde başlattığı,
daha sonra sosyal kuruluşlarla birlikte gerçekleş-
tirdiği rapordaki irdelemelere ne demeli?
Rapora göre, Türkiye'de -Bay RTE'nin iktidara
gelmeden, geldikten sonra kökten kazıyacağını i-
lan ettiği- işsizlik giderek artıyor. Çalışanların yüz-
de 25'i asgari ücretli olarak açlık sınırında yaşı-
yor. Işgücünün yüzde 52'si sosyal güvenlikten
yoksun.
Daha neler var neler raporda. Örneğin diyor ki,
Türkiye'de yıllardır nüfus arttıkça işsizlik de birlik-
te artıyor. -Bu iktidarın, Bay RTE'nin, iş sahalan ye-
rine iftar çadırlarının çoğalarak açılmasını alkışla-
masına karşın- rapor, artan işsizliğe karşı yeni iş
sahalarının açılmamasından yakınıyor. Verimlilik ve
ücretler diğer ülkelere göre düşük, diyor.
Bu arada RTE, "Türkiye deyince Avnıpa ülke-
leri heyecanla ayağa fırtıyor" dediği günün ertesi;
AB Komisyonu adına Günter Verheugen, "Tür-
kiye'de karışık bir durum var. Demokrasi anlayışı
AB'ye uymuyor" diye çarpıcı bir açıklama yapt-
yor.
Dünya Bankası da AB de varsın desin; halkımız
çadırda bir ay doyacak, RTE gülücükler dağıta-
rak gecekondulan gezip fakir fukaranın gönlünü
alacak, üç beş armağan verecek ya... ötesi?
Haydaaaa, nurlu ufuklara. AB'ye doğru renkli
rüyalar!
• • •
Bu dediklerimiz tatsız tuzsuz konular. Gelelim
RTE'nin üzerinde durmazmış gibi göründüğü, yu-
muşak bir hava yakalayınca ilk fırsat pat diye çö-
zeceği soruna.
Partinin düzenlediği platformda RTE, örneğin
türban işini, hatta cüppe ile sarık sorununu kö-
künden çözümledi. Şu sözleri dikkat çekmedi:
"Bu ülkede bırakalım her inanç sahibi inancını
inandığı gibi yaşasın. Bırakalım nasıl giyiniyorsa,
nasıl hareket ediyorsa öyle hareket etsin. Bunlar-
la uğraşmayalım."
Şunlarla uğraşmayalım demek istiyor: Türbanı
protokole alalım, yetmez. Resmi dairelerde türba-
nı zorunlu kılalım. Her resmi kurumda, bakanlık-
ta, genel müdüriükte, okullarda mescit açalım. Bı-
rakalım cüppe giyen, sank taşıyan başlar -millet-
vekili olsun, bakan olsun- TBMM'ye de girebilsin.
Kafa bu kafa, şu kafa:
Türban başa, cüppe sırta, sank başa... Kuzgun
leşe!
Laiklik komısunda tarafimI Baştarafı 1. Sayfada
knziyle ılgili tartışmalara da
•'başta laiklik olmak üzere
Cumhuriyetin temel ilkeleri-
ni koruma konusunda herke-
sin ettiği yemine sadık kalma-
sı" uyansıyla karşılık verdi.
Herkesi "Cumhuriyetin de-
ğerlerini ve erdemlerini yeni-
den düşünmeye, gelecek kuşak-
lara da en iyi biçimde an-
latıp özümsetmeye"
çağıran Sezer, laiklik
ilkesinin çağdaşlaş-
manın temeli oldu-
ğunu vurguladı.
Türkiye'nin eğiti-
me özen göster-
mesi, zengin kay-
naklannı ve biri-
kımlerinı akılcı
biçimde değer-
lendirmesi du-
rumunda 21.
yüzyılda çok
daha iyi bir dü-
zeye erişebileceğini belirten Sezer,
şunlan dedi: "Atatürk ilke ve dev-
rimlerinin korunması, Cumhuri-
yet'in tüm değerleriyle sonsuza
değin yaşatılması hepimizin ortak
sorumluluğudur. Bu sorumluluk
bağlamında belirtilmelidir ki, la-
ik Cumhuriyet'e, Atatürk ilke ve
devrimlerine bağlı kalma yemini
eden cumhurbaşkanından millet-
vekiline, başbakan ve bakanlar-
dan, yargı mensuplanna, öğretim
elemanlarından kamu görevlile-
rine herkes ve tüm yurttaşlanmız
Türkiye Cumhuriyeti'nin anaya-
sada belirtilen niteliklerini koru-
mak, özen göstermek ve bu ilke-
ler yönünden taraf olmak zorun-
dadırlar. lürkive'nindirlikvedii-
zeni için gerekli uyumun, öncelik-
le bu niteliklerin oluşturduğu
Cumhuriyet değerleri etrafında
sağlanması gerekir."
Türkiye'nin güvenilirmüttefık ol-
ma özelliğiyle bölgesinde ön plana
çıktığını vurgulayan Sezer, şu gö-
rüşleri dile getirdi: "Türk ulusu, ki-
mi zaman uluslararası alanda çı-
kan karmaşık sorunlarla karşılaş-
mışsa da, bunlan göğüslememizi
sağlayan akılcı çözümleri iiretme-
yi de daima başardığımızı unut-
mayarak geleceğe güven ve umut-
la bakmamız gerektiğine inanıyo-
rum. AB üyeliğimiz, ülkemizin
stratejik vizyonunun aynlmaz bir
parçasım oluşturmaktadır. Avru-
palı ortaklarımızın ülkemizi
AB'ye bağlayan ortak siyasal. eko-
nomik ve stratejik çıkarları göz
önünde bulundurup, tam üyelik
görüşmelerine hazır olduğunu
gösteren Türkiye'nin durumunu
nesnel biçimde değerlendireceğini
umuyoruz. Türkiye-AB ilişkileri.
iki yönlüdür.Türk ulusu, üzerine
düşeni yaptığına inanmakta ve
AB'nin de bu gerçeği dikkate ala-
rak ona göre hakça bir karara
varmasını beklemektedir."
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök, Türk Silahlı Kuvvet-
leri'ne (TSK) yayımladığı mesajda,
Atatürkçü düşünce sıstemınin "ca-
hilliğin kara bir bulut gibi yayıl-
dığı, teokratik, kapalı ve gelenek-
sel" bir toplum yapısından ulus ege-
menliğine, usa ve bilime dayalı dü-
şünce sistemini benimsemiş bir top-
lum yapısına geçişte önemli rol oy-
nadığını kaydetti.
Atatürkçü düşünce sisteminin yıl-
lar içinde yıkılması olanaksız sağ-
lam bir taban oluşturduğunu vurgu-
layan Özkök, şunlan dedi: "Gücü-
nü büyük bir dinamizme sahip
yüce milletimizden alan Türkiye
Cumhuriyeti; kurulduğu günden
beri, tehdit, risk ve belirsizlikler-
le dolu ve çok zor bir coğrafyada
yer almasına rağmen, sahip oldu-
ğu istikrar ve sağlam yapısıyla
çağdaşlaşma ereğimizde, Atatürk
ilke ve devrimlerinin aydınlattığı
güvenli yolda kararlı adımlarla
ilerlemektedir."
Juppe
y
den türban
yasağına destek
PARİS (AA) - Fransa'da iktidar
partisi Cumhurbaşkanhğı Çoğun-
luğu îçin Birlik'in (UMP) lideri
Alain Juppe, okullarda türbamn
kanunla yasaklanmasına destek
verdi.
îktidarpartisi lideri Juppe, Cum-
hurbaşkanı Jacques Chirac tara-
findan kurulan Laiklik Komisyo-
nu'na, okullarda türban yasağına
ilişkin görüşlerini açıkladı. "Tür-
ban konusunda inisiyatifi tek ba-
şına okul müdürlerine bırakma-
nın bir anlamda korkakhk oldu-
ğunu" belirten Juppe, "Siyasetin
görevi, sorunların çözümü kar-
şısında sorumluluk almaktır"
dedi. Alain Juppe, "Bu yasa, Müs-
lümanlara yönelik değil, cumhu-
riyetin temellerini tehdit eden
köktendincilere yönelik bir ya-
sa" diye konuştu.
Bağunsız uzmanlardan oluşan
Laiklik Komisyonu, türban yasağı-
na ilişkin toplumun çeşitli kesim-
lerinin görüşlerini dinledikten son-
ra hazırlayacağı raporu, yıl başın-
dan önce Chirac'a sunacak.
3 70generalden
Valdfedava
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başta Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök olmak
üzere halen görev yapan ve emekli
toplam 370 general, Vakit gazetesi
aleyhine tazminat davası açıyor. Da-
vanın, 25 Ağustos'ta Asım Yeniha-
ber imzasıyla yayımlanan köşede
yer alan "Bunlar değil general, on-
başı bile olamaz" başlıklı köşe ya-
zısı nedeniyle açılacağı öğrenildi.
Davanın toplam 1.5 trilyon liralık
tazminat öngördüğü de öğrenildi.
Yazıda şu ifadeler yer almıştı:
"Adam meğerse generalmiş. Res-
mi kıyafetinde omzuna takılnuş
yıldızlardan başka hiçbir belirti-
si hissedilmiyor halbuki. Fakat o
resmen bir general! Tepetaklak
ehramın sonucu bir general. Bir
ülkede asıl general olacaklarYAŞ
yerlere yatınlıyor. 'Onbaşı bile
olamayacaklar' general yapılıyor.
General olunca da emeklUiği
hazmedemiyor böyleleri... Hele
Yemen'i bilmeyen üniformah-
lar... Onlann değil orduda, bu
vurtta veri vok."
Rektörler:
Figüran
olmayız
CAN GAZALCI
ANK\RA- Üniversitelerara-
sı Kurul (ÜAK) üyeleri, hazır-
layacaklan YÖK çerçeve yasa-
sında hükümetten cıddi değişik-
liklikler gelebileceğı kaygısı ta-
şıyor. Milli Eğitim Bakanı Hü-
seyin Çelik'ın hazırlanacak ya-
sada "kodifikasyon" (düzen-
leme) yapacaklannı belirtmesi-
nin ardından. Başbakan Tayyip
Erdoğan'ın da önceki günkü
Bakanlar Kurulu'nda, ÜAK
için "Onlar YÖK Yasası'nın
maddelerini belirleyecekler,
içini biz dolduracağız" dediği
belirtildi. Özellikle hükümetin
imam hatip liselilerin üniversi-
te yolunda önünün açılmasında
ve rektörlerin "bir kereliğine 5
ya da 4 yıllığına" seçilmelerin-
de ısrarcı olabileceğine dikkat
çekiliyor. Rektörler ise bunun
"motivasyon eksikliği" yara-
tacağını anımsatarak 4 yıllığına
iki kez seçilmeleri gerektiğini
kaydetti. ÜAK Başkanı Ayhan
Alkış, birtakım yargılarla hare-
ket etmediklerini belirterek,
"Bilgiye dayalı, deneyime da-
yalı çözümler üretmek zorun-
dayiz" dedi. "Ne gibi darbo-
ğazlar yaşadık, ne gibi beklen-
tiler var" gibi akademık yakla-
şımlar göstereceklerini vurgu-
layan Alkış, çerçeve yasayı ha-
zırlarken kimseye ayncalık yap-
mayacaklannın altını çizdi.
Ankara Üniversitesi Rektörü
Nusret Aras ise kimsenin ken-
dilerini "figüran" olarak gör-
memesi gerektiğini vurgulaya-
rak "Çerçeve yasa üzerinde
hükümetin istediği gibi deği-
şiklikler yapması durumunda
görüşmeler yanm kahr" dedi.
'İnsanca yaşam istiyoruz'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Türk Tabipleri Birliği Merkez Kon-
seyi Başkanı Füsun Sayek, 5 Ka-
sım'da gerçekleştirecekleri iş bırakma
eyleminde kararlı olduklannı söyledi.
Sayek, Merkez Konseyi Genel Mer-
kezi'nde 5 Kasım'da yapılacak "be-
yaz önlük" eylemiyle ilgili bir basın
toplantısı düzenledi. Hekimlerin, ni-
telikli sağhk hizmeti, insanca yaşam
istediklerini belirten Sayek, "AKP
Hükümeti çağnmıza kulak vermeli-
dir. 5 Kasım'daki greve hazınz, bu
tarih bizim kararlılık ifademizin ta-
rihidir" dedi.
Sağhk alanında, geçmiş hükümetle-
rin yarattığı felaket tablosunun, Erdo-
ğan hükümetinde kıyamete dönüştüğü-
nü vurgulayan Sayek, hekimlerin meş-
ru zeminlerde haklannı aradıklannı
kaydetti. Erdoğan hükümetinin ve o-
nun Sağlık Bakanı'nın sağhk alanında,
ortamı güllük gülistanlık gibi göster-
meye çalıştığuıı ifade eden Sayek, şun-
lan söyledi: "Biz, bu grev karannı al-
madan önce, binlerce hekimimizi
kapsayan bir nabız yoklaması yap-
tık. Yaklaşık 20 bin hekimimizin ta-
mamına yakını, bize, eyleme destek
vereceklerini bildirdi. Biz, bu çağn-
mıza saygı gösterilmesini bekliyoruz.
Sabır taşı çatlamadan, nitelikli hiz-
met ve insanca yaşam istiyoruz. Ah-
laki ve mesleki sorumluluğumuznn
gereğini yerine getirebilmek için, 5
Kasım'da iş bırakma eylemini ger-
çekleştireceğiz. Bunu yaparken de,
acil hastalarımızın mağdur olmaya-
cağı düzenlemeler yapılacak, acil ser-
visler takviye edilecektir. Hekimleri-
miz, her gün, 1 milyona yakın hastay-
la yüz yüzedir. Bizler, yaşadığımız,
tanık olduğumuz sonınlann çözümü
için bu karan aldık. Erdoğan hükü-
meti ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ
çağnmıza kulak vermelidir."
Çahşmadan,
yorulmadan, j
üreffttecfen,
rahaf yaşamak
isteyen toplumlar,
önce
hassasiyetlerini,
sonra
hürriyeilerlni
daha sonra da
isiiklal ve
İstikballerini
kaybecferfer...
Atatürk Cumhuriyeti...
• Baştarafı 2. Sayfada
1921 Anayasası ile behrginleşmiş,
30 Ağustos 1922'de Başkomu-
tanlık Meydan Savaşı'yla bağım-
sızlığa kavuşulduktan sonra karan-
hğa ve korkuya dayanan saltanatın
1 Kasım 1922'de TBMM karany-
la kaldınlmasıyla da kesınleşmış-
tir. 24Temmuz 1923"te Lozan Ba-
nş Antlaşmasf nın kesinleştirdiği
smırlar içinde 29 Ekim 1923 "te
ulusun örgütlenmesi "Cumhuri-
yet" adı konularak dünyaya duyu-
rulmuştur.
Bağımsızlık savaşının en doğal
sonucu, kurtuluşu izleyen en an-
lamlı, en doyurucu. en kapsamlı
kazanımı Cumhuriyet, bağımsız-
lığın kurumlaşması ve güvencesi-
dir. Bireylerin yaradıhşı, ulusun
yapısıyla ilgili, kültürle ilişkili,
onurlu yaşam ilkesine dayanan bir
yönetim biçimidir. Tam eşitlikçi
yurttaşlık düzeni, gerçek bir halk
demokrasisidir. Mustafa Kemal
Atatürk'ün "Cumhuriyet rejimi
demek, demokrasi sistemiyle
devlet biçimi demektir. -Demok-
rasi ilkesinin en modern, en
mantıkî uygulamasını sağlayan
hükümet biçimi cumhuriyettir?-
Cumhuriyet, yüksek ahlak de-
ğerlerine ve niteliklerine daya-
nan bir yönetimdir. Cumhuriyet
erdemdir. Cumhuriyet yönetimi
erdemli ve namuslu insanlar ye-
tiştirir. - Ulusal istenç, kararlılık
ve bilincin seçkin eseri olan de-
ğerli Türkiye Cumhuriyeti, her
anlamda büyük Türk ulusunun
öz ve değerli malıdır. Değerli ço-
cuklarının elinde sürekli yükse-
lecek ve sonsuza kadar yaşaya-
caktır" sözleri 1927'de gençliğe
seslenerek verdiği koruma ve sa-
vunma görevi. 10. yıldaki Büyük
Söylev'indeki "Temeli Türk kah-
ramanhğı ve yüksek Türk kül-
türü olan Cumhuriyet" anlatımı
ile 6 Şubat 1933 Bursa konuşma-
sıyla değerlendirildığinde "Cum-
huriyet, düşünce, bilim, teknik
ve beden yönünden güçlü. \ük-
sek ırah (karakterli) koruyucu-
lar ister" sözünün anlamı, güncel
önemini arttırmaktadır.
1923 anayasa değışikliğıyle hü-
kümet biçimi olan Cumhunyet.
1924,1961 ve 1982 anayasaların-
da "devlet biçimi" olarak benım-
senmiştir. 1924 Anayasası'nın
102. / son, 1961 Anayasasf nın 9,
1982 Anayasası'nın 4. maddesi
Cumhuriyetin değiştinlmesinin
önerilmesini yasaklamıştır.
Yürürlükteki anayasanın amlan
loırah, aynı yasaklamayı Cumhu-
riyetin ".. demokratik, laik, sos-
yal hukuk devleti.." nitelikleri
için de öngörmüjtür. Ulusumuzun
gerçek sahibi bulunduğu Cumhu-
riyetımizin kurucusu Mustafa Ke-
mardir. Evrensel değerleri ulusal-
laştırarak yaşama geçiren, kendi-
ni sürekli yenileyip çağdaş gerek-
lerle uyumu izleyen, tam bağım-
sızlıkçı, özgürlükçü, ulusal ege-
menlikçı, aydınlanmacı, demok-
rat, banşçı, bilimci, eşitlikçi, usçu
(akılcı), uygarlıkçı, aktöreci (ah-
lakçı), tüzeci (adaletçi), insanlık-
çı, Türkiyemize özgü ilkeler diz-
gesi Atatürkçülük (Kemalizm),
varlık nedenimiz, yaşam felsefe-
miz ve sonsuzluk koşulumuz ola-
rak Cumhuriyetımizin düşün kay-
nağı ve itici gücüdür. Birbirinı iz-
leyen devrimlerle. ülkemizi 10. Yıl
Marşı'nın destansı içeriğinde, coş-
kulu ezgısmde vurgulandığı gibi
çok kısa sürede karanlıktan aydm-
lığa çıkaran, hıçbir parasal düzen-
leme (enflasyon, devalüasyon
vd.), borçlanma olmadan, tersine
ulusallaştırma (millileştirme) ya-
parak, Osmanlı borçlarını ödeye-
rek kül yığmlannı ve yıkımlan te-
mizleyerek her yen bayındır kılan,
uygarlığm olanaklanyla donatan
saygınlığı övülen, anlaynştan yapı-
ya, kurallardan kuruma yepyeni
bir toplum ve devlet yaratan ör-
nek Cumhuriyete borcumuz sayıl-
mayacak ölçüde çoktur. Kul-köle
tebaayı, onur ve erdem saydığımız
hak ve özgürlüklerin tümleştirdi-
ği kişiliğiyle birey-yurttaş, din
toplumu ümmeti de ulus düzeyine
getirmiştir. Cumhuriyetle demok-
rasi birbirinden asla aynlamaz.
Demokrasi, Cumhuriyetin soyadı-
dır.
Ülkeyi ve ulusu kapsayan bir in-
san ve hukuk kurumu olan devle-
tin sahibi, hiçbir aynm gözetihne-
den, soy ve inanç özelliğini "Tür-
kiye Cumhuriyeti Vatandaşhğı"
bağı içinde özgürce açıklama do-
ğalhğı bulunan her yurttaşımızdır.
Alt-üst kimlik tartışmalan Cum-
huriyetle bağdaşmaz. Cumhuriyet-
çi ohnayan da Cumhuriyeti savu-
namaz. Ulusallaşmanın doğal so-
nucu olarak halkın egemenliğini
yetkili organlar eliyle kullandığı
yönetim biçimi Cumhuriyeti,
Mustafa Kemal' in 1.11.1928 TB-
MM'yi açış konuşmasında "Kim-
sesizlerin kimsesi" nitelemesi he-
pimize ışık tutan anlamlı bir uya-
ndır. Cumhuriyet, yurttaşlann
esenliğini, erincini, gönencini,
mutluluğunu, devletin güçlü ve
görkemli obnasını amaçlayan laik,
devrimci, özbenlik anıtıdır. Türk
ulusuna en yaraşır yaşam biçimi-
dir.
(Gelecekyazımda Cumhuriyeti-
mize karşı başlatılan yıkma çaba-
larım özetleyerek irdeleyeceğiz).
Or. Bekir KUMBUL
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı