Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2003 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denızlı
PB
B
PB
B
B
B
B
B
19
20
21
20
24
23
24
24
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
Y
1/
19
21
21
18
16
18
14
Adana Y 28
Zonguloak Y 17 Antalya PB 29 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siırt
Hakkân
Van
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PB
26
31
29
28
31
28
20
PB 21
Yurdun kuzey ve ıç
kesımlen parçalı çok bu-
lutlu. Batı Karadenız kı-
yılan, Orta ve Doğu Kara-
denız. Iç Anadolu'nun
doğusu ıle Doğu Akde-
nız sağanak ve gok gu-
rultulu sağanak yağışlı,
dığer yerier az bulutlu ve
açık geçecek Hava sı-
caklığı yurdun kuzey ba-
tı kesımlennde bıraz arta-
cak dığer yerierde azal-
maya devam edecek
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
B
Y
B
B
B
B
B
Y
12
11
10
19
15
18
21
15
Münıh Y 17 Zünh
Berlın
Budapeşte
Madnd
viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
PB
Y
PB
B
B
PB
B
16
19
25
20
20
20
24
24
PB 18 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
B
B
Y
B
PB
Y
B
10
20
8
20
31
15
18
29
PB 30
P a r
?
a l
>
b u l u t | u
k
Çok bulutlu ı Yağmurlu Kariı Sulu kar ı Gok guruttulu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Oysa, genel tablo iktidann hemen her alanda-
ki beceriksizliğini ortaya koymaya yetiyor.
Büyük gürültüler başlattığı kimi girişimler hu-
kuk duvarına çarptı. Anayasa Mahkemesi önce
ek motorlu taşıtlar vergisini iptal etti, yürütmeyi
durdurdu.
Hemen arkasından emeklilik yaşını 65'ten 61 'e
indirerek devlet kadrolarında tasfiye hareketini
hızlandırmak, açılan kadroları "kendi kafasına uy-
gun olanlaria doldurmak" amacıyla çıkarılan ya-
sayı, kademeli emeklilik formülünü iptal etti, yü-
rütmeyi durdurdu.
Kasımpaşa havalı hükümetten ses yok mu?
Var! Ama sesin akordu bozuk. Maliye Bakanı
Unakıtan'ın ek motorlu taşıtlar vergisini gelecek
yıl mahsup etmeyeceklerini açıklamasının üzerin-
den 15 dakika geçti geçmedi. Kasımpaşalı,
"Mahsup formülü uygulanacak" dedi.
Suyun kaynağındaki insan, Maliye Bakanı ne
yapar dersiniz? "Abi" diye andığı Başbakanı'na
karşı çıkar mı? Görüşünde direnir mi? Güldürme-
yin insanı.
Daha önce söylediklerini yalar yutar. Dakika
sektirmeden iptal edilen verginin mahsup edile-
ceğini müjdeler!
Devlet yönetiminde sık sık görülen bu olay ah-
vali adiyeden sayıldığından olacak ki, yeterince
değerlendirilmedi.
Oysa, mahsup demek, 2004 yılı bütçesiyle
dengelerini zoriamak demek.
Vergiyi iade etmek demek, 900 trilyonu gözden
çıkarmak, demek!
Bizde demokratik kural ve koşullar henüz AB
ölçeklerine uygun değil, koşut hiç değil. Türki-
ye'de yaşanan politik etiğe göre:
Başbakanı ile ağabey-kardeş muhabbeti için-
de siyaset yapan bir Maliye Bakanı kendi açısın-
dan haklı da olsa istifa etmez.
• • •
Fakat gelişmeler bu noktada kalmıyor. İktida-
nn sözüne inanmak, güvenmek giderek olanak-
sızlaşıyor.
Milli Eğitim Bakanı'nın hırçın, hırslı siyasetini
sollayan Başbakan, YÖKtasarısını üniversiteler-
le birlikte hazırlayacakları vaadinde bulundu.
MGK'de YÖK tasarısını aceleye getirmek gibi bir
sorunumuz yok, dedi.
Üniversiteler iktidann -ateş bacayı sarınca
açıklayacakları- "asıl niyetini" bilerek ortak ça-
lışmayı kabul ettiler. Imam hatip mezunlarına fa-
külte kapılannı açacak değişikliğin YÖK tasarısı
içinde ele alınacağını sandılar.
Birsabah baktılar ki; bu hükümet öyle sandık-
ları gibi sözünün eri Kasımpaşalı filan değil. Bü-
yük Kongre öncesi, imam hatip mezunu Başba-
kan'ın yarım yüzyıllık düşünü gerçekleştirmek
uğruna; ne rektörlere, Üniversitelerarası Kurul'a
verdiği sözü, ne de diyalog yoluyla sorunlan çö-
zümleyeceklerini sık sık ifade eden beyanları
anımsıyor.
Yasalarla üniversitelere giriş imtihanlarını dü-
zenlemek yetkisi YÖK'ünmüş, anayasanın 130 ve
131. maddeleriyle yükseköğretim kurullarına ve-
rilen bir hakkın üniversitelerden alınarak MEB'e
devredilmesi üniversite özerkliğini ihlal anlamına
geliyormuş, devrim yasaları yaraalıyormuş... Hü-
kümetin başına da, tabii emri kumandası altında-
ki bakana da vız geliyor.
Kel göründü. Başbakan'ın, aynı kulvarda ko-
şacağına inandığı için MEB'e getirdiği insanın
"yeni düzenleme ile imam hatiplere ayncalık ve
üstünlük sağlayarak Milli Eğitim sistemini 'çağdı-
şı bir eğitim sistemine' dönüşfüm7eye"yöneldik-
leri, böylece bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış olu-
yor.
Ne sözlerine güvenilir, ne de laik cumhuriyete
bağlılıklarmı içeren beyanlarına. Söylemlerinin
hepsi baştan sona aldatmaca. önce A'dan Z'ye
eğitimi dinselleştirmek... Sonra, imam hatip kül-
türü ile yetişmiş, malum kafalarda olanları yöne-
time yerleştirmek, devlette dinsel egemenliği kur-
mak... Artık sırıtan amaçları bu!
Sağcısı dincisi, parasal tiraja dayalı, ancak re-
jim sorununda kifayetsiz basın, bağımsız medya
tanımını yalakalığa örtü olarak kullananlar... kına
yaksın!
Önce Irak'ı ikna edin• Baştarafı 1. Sayfada
başlanması bekJenmeyen görüş-
melerde ele alınacak 5 konu baş-
lığı ıse "görev yeri ve ona bağ-
lı olarak asker sayısı, lojistik
destek, ikmal yoİları, PKK/
KADEK tehdidi ve imaj soru-
nu" olarak sıralanıyor.
TBMM'nin tezkereyı çıkar-
masının ardından ilk kez öncekı
gün gerçekleşen Uğur Ziyal-
Eric Edelman görüşmesine iliş-
kin aynntılar netleşiyor. Görüş-
melerin gelecek hafta başından
itibaren başlayacağı bekJentile-
nne karşın iki ülke arasında he-
nüz netleşen bir temas takvimi
geliştirilemedi. Bunun nedenle-
ri arasında Washington yöneti-
minin Irak'la ılgili koordinasyo-
nun Savunma Bakanhğı'ndan
Ulusal Güvenlik Konseyi'ne
devredilmesine ilişkin düzenle-
melerin de yer aldığı kaydedildi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan üst
düzey bir yetkili, tezkerenin çı-
kanlmasının ardından askeri ve
teknik konularda çok yönlü gö-
rüşmelere geçilmesi gerektiğini,
Ankara'nın Büyükelçi Deniz
Bölükbaşı başkanlığındaki bir
heyetle bu sürece hazır olduğu-
nu kaydetti. Aynı yetkili, Türki-
ye'nin bu çağnsına karşın
Irak'taki Geçicı Hükümet başta
olmak üzere birçok grubun Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne karşı açık-
lamalarda bulunduklannı anım-
sattı.
ABD ile Irak'taki Konsey'in
TSK'nin konuşlandınlmasına
ilişkin görüşmelerde bulunduğu-
nu belirten yetkili, "Birbirleriy-
le konuşuyorlar. Şu anda ora-
da bir kanşıkltk var. Bu kan-
Hükümete siyah çelenk
Eminönü Demokrasi Platformu'na bağlı siyasi
parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri, AKP
hükümetinin Irak'a asker gönderme karannı
protesto etti. Kadırga ParkTnda
gerçekleştirikn gösteriye SHP, ÖDP ve
DEHAP, Eminönü ilçe başkanİan ve partililer
de katıldı. Grup adına basın açıklamasını
okuyan ÖDP Eminönü tlçe Başkanı Veysel
Ferman," Türk ordusn hiçbir yasal dayanağı
olmadan gireceği Irak'ta ABD askerleri nasıl
karşılandıysa öyle karşüanacaktır" dedi. Grup
açıklamadan sonra AKP Eminönü ilçe
binasının öniine "Irak işgaline hayır" yazüı
siyah çelenk bıraktüar. Türkiye İnsan Hakları
Kurumu Başkanı Nevzat Helvacı da yaptığı
yazılı açıkJamada, Irak'ta yaşanan savaştn
haksız bir işgal hareketi olduğunu
vurgulayarak "Bu işgal için gösterilen tüm
gerekçelerin haksız olduğu, planların yalan
üzerine kuruiduğu anlaşıldı. Bu pis savaşa
girmemeliyiz, askerlerimize bu haksız işgalde
taşeronluk yüklememeliyiz" görüşüne yer
verdi. Ankara'da ise bir grup TKP'li Ulus
Meydanı'nda bildiri dağıtarak hükümetin
asker gönderme kararını protesto etti.
(Fotoğraf: ALPER KIZILTAN)
Hükümetin dört açıııaza
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM'nin Türk askennin I-
rak'a gönderilmesine ilişkin tezke-
resi ile yetki verdiği hükümet, ko-
nuyu ağırdan almaya başladı.
"Türk askerinin görev yapacağı
bölge, asker sayısı, lojistik destek
ve buraya gidiş güzergâhı" konu-
sunda bugüne kadar ABD ile yapı-
lan görüşmelerde müzakereye va-
ramayan hükümet, "teknik aynn-
tı" olarak nitelediği konuda topu
Genelkurmay Başkanlığı ile Dışiş-
leri Bakanlığı bürokratlanna attı.
TBMM'nin hükümete kapsamı çok
geniş bir yetki vermesinin ardından
gözler AKP'ye çevrildi. Ancak hü-
kümet, bu konuda pek çok sorunla
karşı karşıya kaldı.
Hükümetin ilk çıkmazı, "Türk
birliklerinin Irak'ta görev alaca-
ğı bölge, bu bölgede konuşlana-
cak asker sayısı, askeri masrafla-
n kimin karşılayacağı, buradaki
Türk askerine lojistik sevkıyatın
hangi güzergâh üzerinden ve na-
sıl yapılacağı" konulannda oldu..
Hükümetin bir başka çıkmazı da P-
KK-KADEK konusunda oldu. P-
KK-KADEK'in Kuzey Irak'tan çı-
kanlması yönünde ABD'den taah-
hüt alamayan, "teröre karşı ortak
anlayış birliğinin geliştirilmesi"
sözü ile geçiştirilen hükümet, bu
sorun çözülmeden Türk askerinin
görev bölgesi konusunda mutaba-
kat zaptı sürecini başlatmaya da ya-
naşamadı.
Hükümet, asker göndermenin
gerekçeleri konusunda da kendisiy-
le çelişti. TSK'nin Irak'taki işgal
durumunun aracı olmayacağını
açıklayan hükümet, çıkardığı tez-
kere gerekçesinde "Irak'taki is-
tikrar ve güvenlik harekâtına as-
keri güç katkısında bulunması-
nın yerinde olduğu" ifadesine
yer verdi.
şıklığın giderilmesini, Kon-
sey'in ikna edilmesini bekliyo-
ruz" dedi. Yetkili, bunun Türkı-
ye-ABD görüşmeleri için bir ön-
koşul olarak görülmediğini, an-
cak Türk askerinin gönderilmesi
sürecinde önemli bir unsur oldu-
ğunu iletti. Irak Geçici Hükü-
meti Konseyi'nden gelen olum-
suz açıklamalara karşı ABD"nin
Türk askerinden vazgeçmeyece-
ği, bunun da başta Savunma Ba-
kanı Donald Rumsfeld olmak
üzere ABD yönetimince dile ge-
tirildiği kaydedildi.
ABD ile Türkiye ara-
sında başlaması beklenen
görüşmeler 5 başlık altın-
da toplanacak:
Görev yerl ve as-
ker SayiSI: Gönderile-
cek askerin sayısı, görev
yerine bağlı olarak belir-
lenecek. Görev yeri ko-
nusunda ise iki seçenek
öne çıkıyor: Anbar ve Sa-
lahaddin eyaletleri.
Lojistik destek:
TSK'nin konuşlanması-
nın ardından gerekecek
lojistik desteğin bir bölü-
münün ABD tarafmdan
karşılanması isteniyor.
ABD, hem bu lojistik
desteğin hem de Türk as-
kerinin gönderilmesine
ilişkin maliyetin bir bö-
lümünü karşılama eğili-
minde.
İkmal yollari: Türk
askerinin Irak'a hangi gü-
zergâhtan gideceği de
önemli bir konu. Kürt
gruplannın Kuzey Irak'-
tan geçiş konusunda sı-
kıntı yaratmalan, Anka-
ra'da konvoyun güvenliği
konusunda kaygı yararı-
yor.
PKK/KADEK: Türki-
ye, asker gönderilmese
de terör örgütünün berta-
raf edilmesini istiyor.
ABD'nin bu süreçte so-
mut adım atması istemi-
ni Edelman'a yineleyen
Ankara, bunun bir yü-
kümlülük olduğunu da
anımsatıyor.
İmaj SOninU: Türki-
ye, TSK'nin Irak'ta ciddi
sorun yaşamaması için
gidiş nedenlerinin iyi an-
latıhnasım istiyor. ABD'-
den de bu yönde destek
isteyen Ankara, TSK'nin
işgalci gibi görünmeme-
si için Washington'ın da
dikkat etmesi gerektiğini
belirrıyor. Dışişleri yetki-
lisi, "Irak'a sadece as-
keri olarak gitmiyoruz.
Biz Irak'a dost olarak
ve Iraklıların kendi ege-
menliklerine bir an ön-
ce kavuşmaları için gi-
divoruz" dedi.
Mudanya'dan Lozan'a înönü...
I Baştarafı 2. Sayfada
Antlaşmanın imzalanmasından
sonra Mustafa Kemal, Ismet Pa-
şa'ya şu telgrafı gönderiyordu:
"Ulusun ve Hükümetin kişiliği-
nize vermiş olduğu görevi başan
ile sonuçlandırdınız. Yurda ya-
ra rlı işlerle dolu ömrünüzü bu
kez tarihsel bir başan Ue yücelt-
tiniz. Izun savaşımlardan sonra
yurdumuzun banşa ve bağımsız-
lığına kavuştuğu bu günde sizi ve
.... heyet üyelerini kutlanm." Is-
met Paşa'nm görüşmelerdeki başa-
nsı eski düşmanlann da övgüsünü
kazanıyordu. I. Dûnya Savaşı'nda
Ingiltere'nin Osmanlı karşıtı pro-
pagandasını yürüten ve propaganda
başyapıtı olarak gösterilen "Mavi
Kitap"ın hazırlayıcısı tarihçi Ar-
nold Toynbee Lozan için. "Bu dü-
elloda en büyük onur payı, kula-
ğı ağır işiten fakat her şeyi son
derece iyi hesaplayan, inatçı dev-
let adamı ve asker İsmet Paşa'ya
aittir" diyordu. Konferans'taki
Fransız delegesı General Pelle de
şöyle düşünüyordu: "Mükemmel
bir asker olduğu kadar mükem-
mel bir diplomat. Az söylüyor a-
ma öz söylüyor."
Lozan, İsmet Paşa'nm üstün siya-
sal kimliğmin iyıce belirginleştiği,
iç ve dış dünyada benimsendiği bü-
yük sınavdır. Bu sınavdan başany-
la çıkan Ismet Paşa, yeni dünya dü-
zenindeki haklı olduğu yeri alabil-
mesi için her alanda baştan aşağı
yapılanması gereken genç Türk
devletinde Mustafa Kemal'in ya-
mnda ve onun tüm güvenine sahip
en yakın kader arkadaşı olarak gö-
rev yapacak ve Atatürk'ün ona ya-
kıştırdığı "Devlet Paşa" samnı
fazlasıyla hak edecektir.
Ülkemizin en büyük talihi, tarihi-
nin en karanlık ve umutsuz bir dö-
neminde Atatürk gıbı bir kurtancı
dehaya, İnönü gibi büyük bir asker
ve mükemmel bir devlet adamına
aynı zamanda sahip olmasıdır. Inö-
nü'nün siyasal dehası, onun büyük
devlet adamlığı, Atatürk'ün ölü-
münden sonra ortaya çıkabilecek
otorite boşluğuna meydan verme-
miş, yoksul fakat onurlu, genç, di-
namik Türkiye Cumhuriyeh'm II.
Dünya Sa\aşı felaketinden uzak tut-
mayı başarmış, ülkeye Atatürk'ün
amaçladığı, ancak yaşanunda ger-
çekleştiremediği çoğulcu demokra-
si düzenıni kazandırmıştır.
Atatürk'ün yanında önce cephe-
lerde, sonralan devletin yönetimin-
de yaşamsal görevler üstlenen bü-
yük asker, büyük devlet adamı Tür-
kiye'nın saygınhğını yükseklerde
taşımış, dönemin sayılı devlet
adamlan arasında yer almıştır. İnö-
nü ülkeye getirdiği demokratik
düzen içerisinde dünyada eşine az
rastlanabilecek örnek bir olgun-
luk içerisinde iktidarı başkaîan-
na devretmiş ve seçim yenilgisi
için: '"Benim en büyük yenilgimen
büyük utkumdur" diyebilecek ol-
gunluğu göstermiştir. Zamanın
önde gelen devlet adamlannın öv-
gü ve saygısını kazanmış olan Inö-
nü için II. Dünya Savaşı'nın unutul-
maz lideri Churchill seçim sonra-
sında kendisine gönderdıği mek-
tupta şöyle yazıyordu: "... tarih, ge-
neral olarak kazandığınız zafer-
lerden başka, Türkiye Cumhuri-
yeti'ni II. Dünya Savaşı'nın va-
him tehlikeleri içerisinden nasıl
sıyırıp geçirdiğinizi ve Mustafa
Kemal tarafından çetin mücade-
lelerle kurulmuş olan liberal ve
gelişmiş hükümet sistemini nasıl
koruduğunuzu hayranlıkJa yaza-
caktır. Dostça ve zevkli geçen gö-
rüşmemizi daima hatırlarım ve
politika sahnesinden şimdiki çe-
kilişinizde size en iyi dileklerimi
sunanm."
Önce "İnönü Kahramanı",
sonra "Lozan Kahramanı", daha
sonra "Demokrasi Kahramanı"
olarakTürklüğü yücelten, örnek ın-
san, büyük devlet adamı Inönü'yü
Mudanya Antlaşması'nın 81. yıldö-
nümünü yaşadığımız bugünlerde
bu duygularla ve özlemle anıyoruz.
OnceEl Kaide sonra PKK
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - ABD Senatosu'nun Cumhuri-
yetçi kanadının çoğunluk lider Yar-
dımcısı Mitch McConell başkanlı-
ğındaki heyet, dün Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile
bir araya geldiler. Görüşmede Erdo-
ğan, Kuzey Irak'ta bulunan PKK/
KADEK tehdidini gündeme getirir-
ken ABD'li senatörler de El Kaide
sorununu öne çıkardılar. Erdoğan,
"Adı ne olursa olsun, hangi ülke-
ye karşı uygulanırsa uygulansın
teröre karşı ortak hareket gerek-
li" dedi. Erdoğan'ın, Irak Geçici Hü-
kümet Konseyi'nin Türk askerine
karşı açıklamalarından yakınması
üzerine McConell, "Açıklamalarm
muhatabı siz değil,ABD yönetimi"
görüşünü dile getirdi.
ABD Temsilciler Meclisi Silahlı
Kuvvetler Komitesi Başkanı Jim
Saxtonun ardından dün deABD Se-
natosu Çoğunluk Lider Yardımcısı
Cumhuriyetçi Parti'den Mitch
McConell başkanlığındaki 4 senatör
Ankara'da temaslarda bulundu. Edi-
nilen bilgiye göre, Erdoğan'ın AKP
Genel Merkezi'ndeki makam oda-
sında yapılan ve yaklaşık 1 saat sü-
ren görüşme, Irak'a gidecekTürk as-
keri ekseninde gerçekleşti. Senatör-
ler, asker gönderme konusunda
TBMM'nin hükümete verdiği yetki-
ye işaret ederek "Özgür Irak'ın
oluşrurulmasına Türkiye'nin vere-
ceği katkıdan mutluyuz" dedi.
Senatörlerin üzerinde durduklan
ilk konu, Türk askerinin Irak'taki gö-
rev yeri, sayısı ve ne zaman gidece-
ği üzerinde yoğunlaştı. Erdoğan, bu
soruya şu anda yarut veremeyeceği-
ni, çünkü bu konulan belirlemek
üzçre Dışişleri ve Genelkurmay'ın
ABD tarafıyla teknik görüşmeler
yapmaya devam ettiğini söyledi.
"Bu görüşmeler sonrasında hükü-
met karar verecek" diyen Erdoğan,
daha sonra Türkiye'nin PKK/KA-
DEK hassasiyetine işaret etti. Sena-
törler de bölgede El Kaide militan-
lannın olduğunu, bu sorunun çözül-
mesi gerektiğini kaydettiler. Erdo-
ğan "Adı ne olursa olsun, ister El
Kaide ister PKK olsun fark etmez.
Hangi ülkeyi tehdit ederse etsin,
teröre karşı ortak hareket gerek-
li" karşılığını verdi. Erdoğan'ın Irak
Geçici Hükümet Konseyi'nin Türk
askeri karşıtı açüdamalannı günde-
me getirmesi üzerine McConell,
"Genelde, Irak'taki tstikrar Gü-
cü'ne yönelik eleştiriler bunlar.As-
lında açıklamalann muhatabı siz
değil, ABD yönetimi" dedi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Tezkere sonrası görünümü maddeleyelim...
1 - Dün, günlerden cumaydı. Eğer, AKP iktidar-
da değil de muhalefette olsaydı. Iktidar böyle bir
tezkere çıkarmış olsaydı. Dün Beyazıt Cami-
si'nden çıkan önündeki meydana, Kocatepe'den
çıkan Kızılay'a, Hacı Bayram'dan çıkan Ulus'a yö-
nelirdi!
Bunun örneklerini önceki dönemlerde gördük.
AKP'nin yarı ve tam resmi yayın organlarında
şaşkınlık, AKP tabanında derin bir sessizlik var.
Demek ki ma-kul çözüm bu!
2- Irak tezkeresi bağlamında AKP'nin temel ta-
banı ve başlıca destekçisi ortada:
Medya!
Bundan sonra kimi silahların adını da değiştir-
mek gerekli:
Mitralyöz yeniden medyalröz, havan topu yeri-
ne habertopu, Kalaşnikof yerine kalemnikof, Stin-
ger füzeleri yerine Speaker füzeleri...
3- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tezkere-
nin gereklerine ilişkin soruları yanıtlarken sürekli
nakarat yapıyor:
"Artık konu teknik düzeydedir. Işin bu yönünü
Genelkurmay halledecek. Yetki onlardadır..."
Tezkerenin altyapısını oluşturan 8.5 milyar do-
larlık kredi anlaşmasının askeri koşulları konu-
sunda Genelkurmay dahil kimseyi bilgilendirme
gereği duymayan AKP, iş sorumluluğa gelince yan
çiziyor.
Bu tezkere "firesiz", "blok" bir AKP tezkeresi-
dir. Sorumluluktan kaçmak için bu tür manevra-
lan tabii deneyecekler ama, bundan kaçamazlar.
Gidiş yolu
4- Irak'taki bilinemezlere gelince...
Olası bir kararda Türk askerinin Irak'a nereden
geçeceği konusu bile henüz netleşmedi. Değişik
haberler var:
- Yeni bir güzergâhın saptanması.
- Yeni sınır kapılarının açılması.
Bu seçenekleryaşama geçerse, Türkiye Kuzey
Irak'taki fiili durumu kabul etmiş olur. Zaten "kır-
mızı çizgiler" sola sola pembeye dönmüş, yeni "s/-
nırçizgileri" de oluşmaya başlamış olur!
5- Irak'taki aşiret temsilcilerinın Türkiye aleyhi-
ne yaptıkları açıklamalar mizah unsuru olarak mı
alınmalı yoksa izah unsuru olarak mı düşünülme-
li, seçmekzor...
Siz, ABD'nin askeri olmak için 5 yıl Guam Ada-
sı'nda yeni kimlik eğitiminden geçeceksiniz...
Siz, ABD temsilcilerini kırmızı halılarla karşıla-
yıp, ortak törenler düzenleyeceksiniz...
Siz, Irak'ın geleceğini biçimlendirmek için ABD
ile Saddam öncesi ve sonrası masaya oturacak-
sınız...
Bütün bunlardan sonra da, "Türkiye gelirse iş-
galci olur, işgalin parçası olur" diyeceksiniz...
Pes... Demek ki, arkadaşlar her şeye evet de-
mekten hayır diyecek bir şey arıyorlardı...
6- Irak'ta son 24 saat içinde değişik kentlerde-
ki değişik saldınlarsonucu yaşamını yitiren, Irak-
lı, Amerikalı ve Ispanyol sayısı 19.
Bu, savaş durumudur.
Bu gidiş, sonu belirsiz bir iç savaşı beraberin-
de getirebilir.
Aşiret temsilcileri, demeçlerini, mikrofonun
markasına bakarak veriyor. Türk markasıysa fark-
lı, Arapsa tam zıt, Batı'ysa karışık!
AKP hükümetinin tezkereyi çıkardıktan sonra,
arkasında durmama olasılığı güçlü. Bu yüzden
askerlerin çok dikkatli olması gerekiyor. AKP ya-
yın organlarında esen hava, askerin olası bir ba-
şansızlığının çok acımasız ve ulusal duygulardan
uzak değerlendirileceğini gösteriyor!
Bu tür durumlarda t-uzak olasılıklan hiç uzak
tutmamak gerekir!
ankcum@ttnet.net.tr
Ödülü kazanan 11. kadın
İranlı Şirin Ebadi'ye
Nobel Banş Odülü
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM-2003
Nobel Banş Ödülü'nü,
iranlı insan haklan hu-
kukçusu Şirin Ebadi ka-
zandı. Paris'te yaşayan
Ebadi, yaptığı açıklama-
da, "Bu ödül sadece ba-
na değil, İran'da demok-
rasi ve banş için çalışan
herkese ait" dedi. Şınn
Ebadi, Nobel Ödülü kaza-
nan 11. kadın oldu.
Iran hükümeti, Nobel
Banş Ödülü* ne layık gö-
rülen iranlı insan haklan
savunucusu Şirin Eba-
di'yi başansından dolayı
kutladı. Iran hükümet söz-
cüsü Abdullah Ramazan-
zade. "İslam Cumhuri-
yeti hükümeti adına, ba-
şansından dolayı kutla-
nm" dedi. İran'ın önde
gelen muhafazakârlann-
dan, Cemiyeti Mutelifi Is-
lami (Islami Dernekler
Koalisyonu) Başkan Yar-
dımcısı Asadullah Ba-
demciyan ise ödülün
Ebadi'ye verilmesinin
"yüz karası" olduğunu
söyledi.
Dört yıl önce "İnsan
haklan için çalışan her
kişi İran'da ötnür boyu
korku içinde yaşamaya
mahkûmdur" diyen
Ebadi, 1979 Iran tslam
Devrimi'nden önce ülke-
sinin dk kadın yargıcı ol-
muş. Islamcı iktidar tara-
fından görevinden alın-
mıştı. Yönetimdeb sertlik
yanlılannm tepkisini çe-
ken Ebadi, 2000 yılında
ünlü Evin Cezaevi'ne de
düşmüştü. 56 yaşındaki
Ebadi, çocuk ve kadın
haklan alanındaki çalış-
malanyla tanınıyor.
Ödülü kazanmaktan
dolayı "şaşırdığını" söy-
leyen Ebadi, "Odül, de-
mokrasi için mücadele
eden tüm İranhlaradır.
Bu ödül hayatımda çok
büyük değişikükler yap-
mayacak, ancak İran va-
tandaşları ve insan hak-
lan konusundaki çalış-
malarım için çok önem-
li olacak" dedi.
VValesa karşı çıktı
Polonya eski Devlet
Başkanı Lech Walesa ıse
2003 Nobel Banş Ödü-
lü'nün Papa Jean Paul'e
venlmesı gerektiğini söy-
ledi. Banş Ödülü'nü 20
yıl önce alan VValesa. ödü-
lün Ebadi'ye verilmesinin
"büyük bir hata olduğu-
nu" öne sürdü.