24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2003 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızlı PB B PB B B B B B 19 20 21 20 24 23 24 24 Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas Y Y Y Y PB PB PB Y 1/ 19 21 21 18 16 18 14 Adana Y 28 Zonguloak Y 17 Antalya PB 29 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkân Van Y PB PB PB PB PB PB 26 31 29 28 31 28 20 PB 21 Yurdun kuzey ve ıç kesımlen parçalı çok bu- lutlu. Batı Karadenız kı- yılan, Orta ve Doğu Kara- denız. Iç Anadolu'nun doğusu ıle Doğu Akde- nız sağanak ve gok gu- rultulu sağanak yağışlı, dığer yerier az bulutlu ve açık geçecek Hava sı- caklığı yurdun kuzey ba- tı kesımlennde bıraz arta- cak dığer yerierde azal- maya devam edecek DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn B Y B B B B B Y 12 11 10 19 15 18 21 15 Münıh Y 17 Zünh Berlın Budapeşte Madnd viyana Belgrad Sofya Roma Atına B PB Y PB B B PB B 16 19 25 20 20 20 24 24 PB 18 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y B B Y B PB Y B 10 20 8 20 31 15 18 29 PB 30 P a r ? a l > b u l u t | u k Çok bulutlu ı Yağmurlu Kariı Sulu kar ı Gok guruttulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Oysa, genel tablo iktidann hemen her alanda- ki beceriksizliğini ortaya koymaya yetiyor. Büyük gürültüler başlattığı kimi girişimler hu- kuk duvarına çarptı. Anayasa Mahkemesi önce ek motorlu taşıtlar vergisini iptal etti, yürütmeyi durdurdu. Hemen arkasından emeklilik yaşını 65'ten 61 'e indirerek devlet kadrolarında tasfiye hareketini hızlandırmak, açılan kadroları "kendi kafasına uy- gun olanlaria doldurmak" amacıyla çıkarılan ya- sayı, kademeli emeklilik formülünü iptal etti, yü- rütmeyi durdurdu. Kasımpaşa havalı hükümetten ses yok mu? Var! Ama sesin akordu bozuk. Maliye Bakanı Unakıtan'ın ek motorlu taşıtlar vergisini gelecek yıl mahsup etmeyeceklerini açıklamasının üzerin- den 15 dakika geçti geçmedi. Kasımpaşalı, "Mahsup formülü uygulanacak" dedi. Suyun kaynağındaki insan, Maliye Bakanı ne yapar dersiniz? "Abi" diye andığı Başbakanı'na karşı çıkar mı? Görüşünde direnir mi? Güldürme- yin insanı. Daha önce söylediklerini yalar yutar. Dakika sektirmeden iptal edilen verginin mahsup edile- ceğini müjdeler! Devlet yönetiminde sık sık görülen bu olay ah- vali adiyeden sayıldığından olacak ki, yeterince değerlendirilmedi. Oysa, mahsup demek, 2004 yılı bütçesiyle dengelerini zoriamak demek. Vergiyi iade etmek demek, 900 trilyonu gözden çıkarmak, demek! Bizde demokratik kural ve koşullar henüz AB ölçeklerine uygun değil, koşut hiç değil. Türki- ye'de yaşanan politik etiğe göre: Başbakanı ile ağabey-kardeş muhabbeti için- de siyaset yapan bir Maliye Bakanı kendi açısın- dan haklı da olsa istifa etmez. • • • Fakat gelişmeler bu noktada kalmıyor. İktida- nn sözüne inanmak, güvenmek giderek olanak- sızlaşıyor. Milli Eğitim Bakanı'nın hırçın, hırslı siyasetini sollayan Başbakan, YÖKtasarısını üniversiteler- le birlikte hazırlayacakları vaadinde bulundu. MGK'de YÖK tasarısını aceleye getirmek gibi bir sorunumuz yok, dedi. Üniversiteler iktidann -ateş bacayı sarınca açıklayacakları- "asıl niyetini" bilerek ortak ça- lışmayı kabul ettiler. Imam hatip mezunlarına fa- külte kapılannı açacak değişikliğin YÖK tasarısı içinde ele alınacağını sandılar. Birsabah baktılar ki; bu hükümet öyle sandık- ları gibi sözünün eri Kasımpaşalı filan değil. Bü- yük Kongre öncesi, imam hatip mezunu Başba- kan'ın yarım yüzyıllık düşünü gerçekleştirmek uğruna; ne rektörlere, Üniversitelerarası Kurul'a verdiği sözü, ne de diyalog yoluyla sorunlan çö- zümleyeceklerini sık sık ifade eden beyanları anımsıyor. Yasalarla üniversitelere giriş imtihanlarını dü- zenlemek yetkisi YÖK'ünmüş, anayasanın 130 ve 131. maddeleriyle yükseköğretim kurullarına ve- rilen bir hakkın üniversitelerden alınarak MEB'e devredilmesi üniversite özerkliğini ihlal anlamına geliyormuş, devrim yasaları yaraalıyormuş... Hü- kümetin başına da, tabii emri kumandası altında- ki bakana da vız geliyor. Kel göründü. Başbakan'ın, aynı kulvarda ko- şacağına inandığı için MEB'e getirdiği insanın "yeni düzenleme ile imam hatiplere ayncalık ve üstünlük sağlayarak Milli Eğitim sistemini 'çağdı- şı bir eğitim sistemine' dönüşfüm7eye"yöneldik- leri, böylece bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış olu- yor. Ne sözlerine güvenilir, ne de laik cumhuriyete bağlılıklarmı içeren beyanlarına. Söylemlerinin hepsi baştan sona aldatmaca. önce A'dan Z'ye eğitimi dinselleştirmek... Sonra, imam hatip kül- türü ile yetişmiş, malum kafalarda olanları yöne- time yerleştirmek, devlette dinsel egemenliği kur- mak... Artık sırıtan amaçları bu! Sağcısı dincisi, parasal tiraja dayalı, ancak re- jim sorununda kifayetsiz basın, bağımsız medya tanımını yalakalığa örtü olarak kullananlar... kına yaksın! Önce Irak'ı ikna edin• Baştarafı 1. Sayfada başlanması bekJenmeyen görüş- melerde ele alınacak 5 konu baş- lığı ıse "görev yeri ve ona bağ- lı olarak asker sayısı, lojistik destek, ikmal yoİları, PKK/ KADEK tehdidi ve imaj soru- nu" olarak sıralanıyor. TBMM'nin tezkereyı çıkar- masının ardından ilk kez öncekı gün gerçekleşen Uğur Ziyal- Eric Edelman görüşmesine iliş- kin aynntılar netleşiyor. Görüş- melerin gelecek hafta başından itibaren başlayacağı bekJentile- nne karşın iki ülke arasında he- nüz netleşen bir temas takvimi geliştirilemedi. Bunun nedenle- ri arasında Washington yöneti- minin Irak'la ılgili koordinasyo- nun Savunma Bakanhğı'ndan Ulusal Güvenlik Konseyi'ne devredilmesine ilişkin düzenle- melerin de yer aldığı kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, tezkerenin çı- kanlmasının ardından askeri ve teknik konularda çok yönlü gö- rüşmelere geçilmesi gerektiğini, Ankara'nın Büyükelçi Deniz Bölükbaşı başkanlığındaki bir heyetle bu sürece hazır olduğu- nu kaydetti. Aynı yetkili, Türki- ye'nin bu çağnsına karşın Irak'taki Geçicı Hükümet başta olmak üzere birçok grubun Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı açık- lamalarda bulunduklannı anım- sattı. ABD ile Irak'taki Konsey'in TSK'nin konuşlandınlmasına ilişkin görüşmelerde bulunduğu- nu belirten yetkili, "Birbirleriy- le konuşuyorlar. Şu anda ora- da bir kanşıkltk var. Bu kan- Hükümete siyah çelenk Eminönü Demokrasi Platformu'na bağlı siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri, AKP hükümetinin Irak'a asker gönderme karannı protesto etti. Kadırga ParkTnda gerçekleştirikn gösteriye SHP, ÖDP ve DEHAP, Eminönü ilçe başkanİan ve partililer de katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan ÖDP Eminönü tlçe Başkanı Veysel Ferman," Türk ordusn hiçbir yasal dayanağı olmadan gireceği Irak'ta ABD askerleri nasıl karşılandıysa öyle karşüanacaktır" dedi. Grup açıklamadan sonra AKP Eminönü ilçe binasının öniine "Irak işgaline hayır" yazüı siyah çelenk bıraktüar. Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanı Nevzat Helvacı da yaptığı yazılı açıkJamada, Irak'ta yaşanan savaştn haksız bir işgal hareketi olduğunu vurgulayarak "Bu işgal için gösterilen tüm gerekçelerin haksız olduğu, planların yalan üzerine kuruiduğu anlaşıldı. Bu pis savaşa girmemeliyiz, askerlerimize bu haksız işgalde taşeronluk yüklememeliyiz" görüşüne yer verdi. Ankara'da ise bir grup TKP'li Ulus Meydanı'nda bildiri dağıtarak hükümetin asker gönderme kararını protesto etti. (Fotoğraf: ALPER KIZILTAN) Hükümetin dört açıııaza ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - TBMM'nin Türk askennin I- rak'a gönderilmesine ilişkin tezke- resi ile yetki verdiği hükümet, ko- nuyu ağırdan almaya başladı. "Türk askerinin görev yapacağı bölge, asker sayısı, lojistik destek ve buraya gidiş güzergâhı" konu- sunda bugüne kadar ABD ile yapı- lan görüşmelerde müzakereye va- ramayan hükümet, "teknik aynn- tı" olarak nitelediği konuda topu Genelkurmay Başkanlığı ile Dışiş- leri Bakanlığı bürokratlanna attı. TBMM'nin hükümete kapsamı çok geniş bir yetki vermesinin ardından gözler AKP'ye çevrildi. Ancak hü- kümet, bu konuda pek çok sorunla karşı karşıya kaldı. Hükümetin ilk çıkmazı, "Türk birliklerinin Irak'ta görev alaca- ğı bölge, bu bölgede konuşlana- cak asker sayısı, askeri masrafla- n kimin karşılayacağı, buradaki Türk askerine lojistik sevkıyatın hangi güzergâh üzerinden ve na- sıl yapılacağı" konulannda oldu.. Hükümetin bir başka çıkmazı da P- KK-KADEK konusunda oldu. P- KK-KADEK'in Kuzey Irak'tan çı- kanlması yönünde ABD'den taah- hüt alamayan, "teröre karşı ortak anlayış birliğinin geliştirilmesi" sözü ile geçiştirilen hükümet, bu sorun çözülmeden Türk askerinin görev bölgesi konusunda mutaba- kat zaptı sürecini başlatmaya da ya- naşamadı. Hükümet, asker göndermenin gerekçeleri konusunda da kendisiy- le çelişti. TSK'nin Irak'taki işgal durumunun aracı olmayacağını açıklayan hükümet, çıkardığı tez- kere gerekçesinde "Irak'taki is- tikrar ve güvenlik harekâtına as- keri güç katkısında bulunması- nın yerinde olduğu" ifadesine yer verdi. şıklığın giderilmesini, Kon- sey'in ikna edilmesini bekliyo- ruz" dedi. Yetkili, bunun Türkı- ye-ABD görüşmeleri için bir ön- koşul olarak görülmediğini, an- cak Türk askerinin gönderilmesi sürecinde önemli bir unsur oldu- ğunu iletti. Irak Geçici Hükü- meti Konseyi'nden gelen olum- suz açıklamalara karşı ABD"nin Türk askerinden vazgeçmeyece- ği, bunun da başta Savunma Ba- kanı Donald Rumsfeld olmak üzere ABD yönetimince dile ge- tirildiği kaydedildi. ABD ile Türkiye ara- sında başlaması beklenen görüşmeler 5 başlık altın- da toplanacak: Görev yerl ve as- ker SayiSI: Gönderile- cek askerin sayısı, görev yerine bağlı olarak belir- lenecek. Görev yeri ko- nusunda ise iki seçenek öne çıkıyor: Anbar ve Sa- lahaddin eyaletleri. Lojistik destek: TSK'nin konuşlanması- nın ardından gerekecek lojistik desteğin bir bölü- münün ABD tarafmdan karşılanması isteniyor. ABD, hem bu lojistik desteğin hem de Türk as- kerinin gönderilmesine ilişkin maliyetin bir bö- lümünü karşılama eğili- minde. İkmal yollari: Türk askerinin Irak'a hangi gü- zergâhtan gideceği de önemli bir konu. Kürt gruplannın Kuzey Irak'- tan geçiş konusunda sı- kıntı yaratmalan, Anka- ra'da konvoyun güvenliği konusunda kaygı yararı- yor. PKK/KADEK: Türki- ye, asker gönderilmese de terör örgütünün berta- raf edilmesini istiyor. ABD'nin bu süreçte so- mut adım atması istemi- ni Edelman'a yineleyen Ankara, bunun bir yü- kümlülük olduğunu da anımsatıyor. İmaj SOninU: Türki- ye, TSK'nin Irak'ta ciddi sorun yaşamaması için gidiş nedenlerinin iyi an- latıhnasım istiyor. ABD'- den de bu yönde destek isteyen Ankara, TSK'nin işgalci gibi görünmeme- si için Washington'ın da dikkat etmesi gerektiğini belirrıyor. Dışişleri yetki- lisi, "Irak'a sadece as- keri olarak gitmiyoruz. Biz Irak'a dost olarak ve Iraklıların kendi ege- menliklerine bir an ön- ce kavuşmaları için gi- divoruz" dedi. Mudanya'dan Lozan'a înönü... I Baştarafı 2. Sayfada Antlaşmanın imzalanmasından sonra Mustafa Kemal, Ismet Pa- şa'ya şu telgrafı gönderiyordu: "Ulusun ve Hükümetin kişiliği- nize vermiş olduğu görevi başan ile sonuçlandırdınız. Yurda ya- ra rlı işlerle dolu ömrünüzü bu kez tarihsel bir başan Ue yücelt- tiniz. Izun savaşımlardan sonra yurdumuzun banşa ve bağımsız- lığına kavuştuğu bu günde sizi ve .... heyet üyelerini kutlanm." Is- met Paşa'nm görüşmelerdeki başa- nsı eski düşmanlann da övgüsünü kazanıyordu. I. Dûnya Savaşı'nda Ingiltere'nin Osmanlı karşıtı pro- pagandasını yürüten ve propaganda başyapıtı olarak gösterilen "Mavi Kitap"ın hazırlayıcısı tarihçi Ar- nold Toynbee Lozan için. "Bu dü- elloda en büyük onur payı, kula- ğı ağır işiten fakat her şeyi son derece iyi hesaplayan, inatçı dev- let adamı ve asker İsmet Paşa'ya aittir" diyordu. Konferans'taki Fransız delegesı General Pelle de şöyle düşünüyordu: "Mükemmel bir asker olduğu kadar mükem- mel bir diplomat. Az söylüyor a- ma öz söylüyor." Lozan, İsmet Paşa'nm üstün siya- sal kimliğmin iyıce belirginleştiği, iç ve dış dünyada benimsendiği bü- yük sınavdır. Bu sınavdan başany- la çıkan Ismet Paşa, yeni dünya dü- zenindeki haklı olduğu yeri alabil- mesi için her alanda baştan aşağı yapılanması gereken genç Türk devletinde Mustafa Kemal'in ya- mnda ve onun tüm güvenine sahip en yakın kader arkadaşı olarak gö- rev yapacak ve Atatürk'ün ona ya- kıştırdığı "Devlet Paşa" samnı fazlasıyla hak edecektir. Ülkemizin en büyük talihi, tarihi- nin en karanlık ve umutsuz bir dö- neminde Atatürk gıbı bir kurtancı dehaya, İnönü gibi büyük bir asker ve mükemmel bir devlet adamına aynı zamanda sahip olmasıdır. Inö- nü'nün siyasal dehası, onun büyük devlet adamlığı, Atatürk'ün ölü- münden sonra ortaya çıkabilecek otorite boşluğuna meydan verme- miş, yoksul fakat onurlu, genç, di- namik Türkiye Cumhuriyeh'm II. Dünya Sa\aşı felaketinden uzak tut- mayı başarmış, ülkeye Atatürk'ün amaçladığı, ancak yaşanunda ger- çekleştiremediği çoğulcu demokra- si düzenıni kazandırmıştır. Atatürk'ün yanında önce cephe- lerde, sonralan devletin yönetimin- de yaşamsal görevler üstlenen bü- yük asker, büyük devlet adamı Tür- kiye'nın saygınhğını yükseklerde taşımış, dönemin sayılı devlet adamlan arasında yer almıştır. İnö- nü ülkeye getirdiği demokratik düzen içerisinde dünyada eşine az rastlanabilecek örnek bir olgun- luk içerisinde iktidarı başkaîan- na devretmiş ve seçim yenilgisi için: '"Benim en büyük yenilgimen büyük utkumdur" diyebilecek ol- gunluğu göstermiştir. Zamanın önde gelen devlet adamlannın öv- gü ve saygısını kazanmış olan Inö- nü için II. Dünya Savaşı'nın unutul- maz lideri Churchill seçim sonra- sında kendisine gönderdıği mek- tupta şöyle yazıyordu: "... tarih, ge- neral olarak kazandığınız zafer- lerden başka, Türkiye Cumhuri- yeti'ni II. Dünya Savaşı'nın va- him tehlikeleri içerisinden nasıl sıyırıp geçirdiğinizi ve Mustafa Kemal tarafından çetin mücade- lelerle kurulmuş olan liberal ve gelişmiş hükümet sistemini nasıl koruduğunuzu hayranlıkJa yaza- caktır. Dostça ve zevkli geçen gö- rüşmemizi daima hatırlarım ve politika sahnesinden şimdiki çe- kilişinizde size en iyi dileklerimi sunanm." Önce "İnönü Kahramanı", sonra "Lozan Kahramanı", daha sonra "Demokrasi Kahramanı" olarakTürklüğü yücelten, örnek ın- san, büyük devlet adamı Inönü'yü Mudanya Antlaşması'nın 81. yıldö- nümünü yaşadığımız bugünlerde bu duygularla ve özlemle anıyoruz. OnceEl Kaide sonra PKK ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - ABD Senatosu'nun Cumhuri- yetçi kanadının çoğunluk lider Yar- dımcısı Mitch McConell başkanlı- ğındaki heyet, dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile bir araya geldiler. Görüşmede Erdo- ğan, Kuzey Irak'ta bulunan PKK/ KADEK tehdidini gündeme getirir- ken ABD'li senatörler de El Kaide sorununu öne çıkardılar. Erdoğan, "Adı ne olursa olsun, hangi ülke- ye karşı uygulanırsa uygulansın teröre karşı ortak hareket gerek- li" dedi. Erdoğan'ın, Irak Geçici Hü- kümet Konseyi'nin Türk askerine karşı açıklamalarından yakınması üzerine McConell, "Açıklamalarm muhatabı siz değil,ABD yönetimi" görüşünü dile getirdi. ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Jim Saxtonun ardından dün deABD Se- natosu Çoğunluk Lider Yardımcısı Cumhuriyetçi Parti'den Mitch McConell başkanlığındaki 4 senatör Ankara'da temaslarda bulundu. Edi- nilen bilgiye göre, Erdoğan'ın AKP Genel Merkezi'ndeki makam oda- sında yapılan ve yaklaşık 1 saat sü- ren görüşme, Irak'a gidecekTürk as- keri ekseninde gerçekleşti. Senatör- ler, asker gönderme konusunda TBMM'nin hükümete verdiği yetki- ye işaret ederek "Özgür Irak'ın oluşrurulmasına Türkiye'nin vere- ceği katkıdan mutluyuz" dedi. Senatörlerin üzerinde durduklan ilk konu, Türk askerinin Irak'taki gö- rev yeri, sayısı ve ne zaman gidece- ği üzerinde yoğunlaştı. Erdoğan, bu soruya şu anda yarut veremeyeceği- ni, çünkü bu konulan belirlemek üzçre Dışişleri ve Genelkurmay'ın ABD tarafıyla teknik görüşmeler yapmaya devam ettiğini söyledi. "Bu görüşmeler sonrasında hükü- met karar verecek" diyen Erdoğan, daha sonra Türkiye'nin PKK/KA- DEK hassasiyetine işaret etti. Sena- törler de bölgede El Kaide militan- lannın olduğunu, bu sorunun çözül- mesi gerektiğini kaydettiler. Erdo- ğan "Adı ne olursa olsun, ister El Kaide ister PKK olsun fark etmez. Hangi ülkeyi tehdit ederse etsin, teröre karşı ortak hareket gerek- li" karşılığını verdi. Erdoğan'ın Irak Geçici Hükümet Konseyi'nin Türk askeri karşıtı açüdamalannı günde- me getirmesi üzerine McConell, "Genelde, Irak'taki tstikrar Gü- cü'ne yönelik eleştiriler bunlar.As- lında açıklamalann muhatabı siz değil, ABD yönetimi" dedi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Tezkere sonrası görünümü maddeleyelim... 1 - Dün, günlerden cumaydı. Eğer, AKP iktidar- da değil de muhalefette olsaydı. Iktidar böyle bir tezkere çıkarmış olsaydı. Dün Beyazıt Cami- si'nden çıkan önündeki meydana, Kocatepe'den çıkan Kızılay'a, Hacı Bayram'dan çıkan Ulus'a yö- nelirdi! Bunun örneklerini önceki dönemlerde gördük. AKP'nin yarı ve tam resmi yayın organlarında şaşkınlık, AKP tabanında derin bir sessizlik var. Demek ki ma-kul çözüm bu! 2- Irak tezkeresi bağlamında AKP'nin temel ta- banı ve başlıca destekçisi ortada: Medya! Bundan sonra kimi silahların adını da değiştir- mek gerekli: Mitralyöz yeniden medyalröz, havan topu yeri- ne habertopu, Kalaşnikof yerine kalemnikof, Stin- ger füzeleri yerine Speaker füzeleri... 3- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tezkere- nin gereklerine ilişkin soruları yanıtlarken sürekli nakarat yapıyor: "Artık konu teknik düzeydedir. Işin bu yönünü Genelkurmay halledecek. Yetki onlardadır..." Tezkerenin altyapısını oluşturan 8.5 milyar do- larlık kredi anlaşmasının askeri koşulları konu- sunda Genelkurmay dahil kimseyi bilgilendirme gereği duymayan AKP, iş sorumluluğa gelince yan çiziyor. Bu tezkere "firesiz", "blok" bir AKP tezkeresi- dir. Sorumluluktan kaçmak için bu tür manevra- lan tabii deneyecekler ama, bundan kaçamazlar. Gidiş yolu 4- Irak'taki bilinemezlere gelince... Olası bir kararda Türk askerinin Irak'a nereden geçeceği konusu bile henüz netleşmedi. Değişik haberler var: - Yeni bir güzergâhın saptanması. - Yeni sınır kapılarının açılması. Bu seçenekleryaşama geçerse, Türkiye Kuzey Irak'taki fiili durumu kabul etmiş olur. Zaten "kır- mızı çizgiler" sola sola pembeye dönmüş, yeni "s/- nırçizgileri" de oluşmaya başlamış olur! 5- Irak'taki aşiret temsilcilerinın Türkiye aleyhi- ne yaptıkları açıklamalar mizah unsuru olarak mı alınmalı yoksa izah unsuru olarak mı düşünülme- li, seçmekzor... Siz, ABD'nin askeri olmak için 5 yıl Guam Ada- sı'nda yeni kimlik eğitiminden geçeceksiniz... Siz, ABD temsilcilerini kırmızı halılarla karşıla- yıp, ortak törenler düzenleyeceksiniz... Siz, Irak'ın geleceğini biçimlendirmek için ABD ile Saddam öncesi ve sonrası masaya oturacak- sınız... Bütün bunlardan sonra da, "Türkiye gelirse iş- galci olur, işgalin parçası olur" diyeceksiniz... Pes... Demek ki, arkadaşlar her şeye evet de- mekten hayır diyecek bir şey arıyorlardı... 6- Irak'ta son 24 saat içinde değişik kentlerde- ki değişik saldınlarsonucu yaşamını yitiren, Irak- lı, Amerikalı ve Ispanyol sayısı 19. Bu, savaş durumudur. Bu gidiş, sonu belirsiz bir iç savaşı beraberin- de getirebilir. Aşiret temsilcileri, demeçlerini, mikrofonun markasına bakarak veriyor. Türk markasıysa fark- lı, Arapsa tam zıt, Batı'ysa karışık! AKP hükümetinin tezkereyi çıkardıktan sonra, arkasında durmama olasılığı güçlü. Bu yüzden askerlerin çok dikkatli olması gerekiyor. AKP ya- yın organlarında esen hava, askerin olası bir ba- şansızlığının çok acımasız ve ulusal duygulardan uzak değerlendirileceğini gösteriyor! Bu tür durumlarda t-uzak olasılıklan hiç uzak tutmamak gerekir! ankcum@ttnet.net.tr Ödülü kazanan 11. kadın İranlı Şirin Ebadi'ye Nobel Banş Odülü GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM-2003 Nobel Banş Ödülü'nü, iranlı insan haklan hu- kukçusu Şirin Ebadi ka- zandı. Paris'te yaşayan Ebadi, yaptığı açıklama- da, "Bu ödül sadece ba- na değil, İran'da demok- rasi ve banş için çalışan herkese ait" dedi. Şınn Ebadi, Nobel Ödülü kaza- nan 11. kadın oldu. Iran hükümeti, Nobel Banş Ödülü* ne layık gö- rülen iranlı insan haklan savunucusu Şirin Eba- di'yi başansından dolayı kutladı. Iran hükümet söz- cüsü Abdullah Ramazan- zade. "İslam Cumhuri- yeti hükümeti adına, ba- şansından dolayı kutla- nm" dedi. İran'ın önde gelen muhafazakârlann- dan, Cemiyeti Mutelifi Is- lami (Islami Dernekler Koalisyonu) Başkan Yar- dımcısı Asadullah Ba- demciyan ise ödülün Ebadi'ye verilmesinin "yüz karası" olduğunu söyledi. Dört yıl önce "İnsan haklan için çalışan her kişi İran'da ötnür boyu korku içinde yaşamaya mahkûmdur" diyen Ebadi, 1979 Iran tslam Devrimi'nden önce ülke- sinin dk kadın yargıcı ol- muş. Islamcı iktidar tara- fından görevinden alın- mıştı. Yönetimdeb sertlik yanlılannm tepkisini çe- ken Ebadi, 2000 yılında ünlü Evin Cezaevi'ne de düşmüştü. 56 yaşındaki Ebadi, çocuk ve kadın haklan alanındaki çalış- malanyla tanınıyor. Ödülü kazanmaktan dolayı "şaşırdığını" söy- leyen Ebadi, "Odül, de- mokrasi için mücadele eden tüm İranhlaradır. Bu ödül hayatımda çok büyük değişikükler yap- mayacak, ancak İran va- tandaşları ve insan hak- lan konusundaki çalış- malarım için çok önem- li olacak" dedi. VValesa karşı çıktı Polonya eski Devlet Başkanı Lech Walesa ıse 2003 Nobel Banş Ödü- lü'nün Papa Jean Paul'e venlmesı gerektiğini söy- ledi. Banş Ödülü'nü 20 yıl önce alan VValesa. ödü- lün Ebadi'ye verilmesinin "büyük bir hata olduğu- nu" öne sürdü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear