24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKİM 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dünyada bir yılda insan kaçakçılığından kazanılan para 5-7 milyar dolar arasında 'Umut;suzyolculuk G öç trafiğinde köprü durumunda bulunan Türkiye'ye 2000 yılında gelen 270 bin göçmenden 94 bini yasadışı yollan kullandı. 1998 yılında yakalanan kaçak göçmen sayısı 29 bin 426 iken, 1999'da47bin529'a yükseldi. 2000 yılında 94 bin 514'e çıkan bu sayı 2001'de92bin364oldu. ÖZGÜRERBAŞ Dünyanın giderek kötüye giden koşullan. ulus, din, renk aynmı yap- maksızın insanlan ülkelerinden et- meye devam ediyor. Anayurtlann- da bulamadıklan insanca yaşam ko- şullannın peşine düşenler. çıktıkla- n "umudayolculukta" eziliyor, sö- mürülüyor, tecavüze uğruyor, ama vazgeçmiyor. Kaçak göçmenler başka ülkeler- de başka insanlar için "ekmek ka- pısı" olurken, dünyada bir yılda ka- çak göçten kazanılan paranın 5 ile " milyar dolar arasında olduğu tah- min ediliyor. Türkiye, yasadışı göç trafiğinde Ortadoğu, Afrika ve Av- rupayı birbirine bağlayan bir kav- şakta bulunuyor ve yollar üzerinde köprü görevi görüyor. Bağımsız blrlmler ağırlıkta Koç Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet İçduygu. Uluslararası Göç Örgütü (1OM) için yaptığı "Tiir- kiye'de Yasadışı Göç" konulu araş- tırmasında, Türkiye "deki kaçak gö- çün tek merkezden yönetilen, maf- yavari bir örgütlenme ile değil, es- nek yapılanmaya sahip, birbirinden bağımsız birimler tarafından yapıl- dığını belirtti. içduygu, 53 kaçak PROFİL DEĞİŞTİ Artıkeğitimliler göç ediyor 1995 yılında yapılan benzer bir araştırmada, göçmenlerin yüzde 74'ü erkek, yüzde 26'sı kadın iken bugün bu rakam 60'a 40 olarak değişri. Göçmen denince akla gelen eğitimsiz, fakir, genç, bekâr erkek profili yıllar içinde değişiklik göstererek, eğitimli, genç erkek ve kadınlara dönüştü. Göçmenlerin yansı en az ortaokul düzeyinde eğitim görmüş, yüzde 28'i ise üniversite diplomasına sahip. Göçmenlerin yansına yakını evli ve üçte ikisi eşleriyle yansına yakını ise çocuklanyla birlikte göç ediyor. Göçmenlerin yalnızca yüzde 6'sı işsizken, yüzde 40 gibi yüksek orandaki göçmen kendi ülkesinde rutbolcu, avukat, bankacı, bilgisayar teknisyeni, öğretmen, asker, turist rehberi, hemşirelik gibi mesleklere sahipti. Yüzde 17'si öğrenci olan göçmenlerin yüzde 10"u ise kendine ait işyerine sahipti. Türkiye'deki yaptırımlar Türkiye'de insan kaçakçılığı eğer suç örgütü üyelerince işlenirse Çıkar Amaçh Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası kapsamında ve DGM'de yargılanıyorlar. 2002 Ağustos aymda yürürlüğe giren "Uyum Yasası" kapsamında insan kaçakçılığı ve sömürü ilk kez suç olarak kabul edildi. Göçmen olmanın maliyeti Yalnız bir göçmenin kendi ülkesinden Türkiye'ye geimekiçiıı ödemea gereken para ortalama 990 dolar civannda. Türidye'den gideceği ölkeye olan seyahatinin ? bedeli ise 2 bin 800 dolan buluyor. Göçmenlerin yanra | yakını rüşvet de dahil ohnak üzere kaçakçılara bazı 1 ödemeier yapıyorlar. Kendi ülkeierinde en az 50 en • fazla 3 bin 500 dolar olarak yap&ktan ödemeye Türkiye'ye girmek için eklenen 10 ile 600 dolar arasmdaki para ekleniyor. Pasaport ve vize için gereken ödeme ise ortalama 154 dolar. Türkiye'den geçiş için ise ortalama 100 ile 15 bin dolar arasında para ödüyorlar. Ödedikleri fahiş ücretlerin yanı sıra saldınya ve sömürüye uğrayan göçmenlerin yaşadıklan "insan hakkı ihlallerT olarak değerlendlriliyor. göçmen ve 8 kaçakçıyla yaptığı gö- rüşmeler sonucunda hazırladığı araş- tırmasında, farklı kaynaklara daya- narak 2000 yılında Türkiye'ye ula- şan 270 bin göçmenden 160 bininin yasal, 94 bininin ise yasadışı yollar- dan Türkiye'ye girdiklerini belirle- di.l998'de yakalanan kaçak göç- men sayısı 29 bin 426 iken. 1999'da 47 bin 529'a yükseldi. 2000 yılın- da 94 bin 514'e çıkan bu sayı 2001 yılında 92 bin 364'e çıktı. Kaçaklar anlatıyor "Iran bize Ankara'dan daha ya- km." 37 yaşında, üniversiteyi terk et- miş. Kürt asıllı Türk yurttaşı bir ka- çakçı anlatıyor: " Eğer hayvancıhk ve kaçakçüık olmasaydı insanlar yüzyıDardır bu bölgede yaşayamaz- dL Bir kaçakçı olmanın doktor ya da mühendis olmaktan farkı yok. Tü- tün kaçakçıları şair Ahmed Anfin "33 Kurşun" şürindenyada'Muğ- lalı Vakası" olarakbüinen 33 kaçak- çuun \argısız uıfazla öMürülmesin- Ortadoğu ülkelerinden özellikle İran ve Irak'tan gelen göçmenler Baü Avrupa ülkelerine gitmeye çahşryor. den esinlenirlerdi. Tanm ve hayvan- cılık bitti. İşsizük yüksek. Öğrenim gördüm, ama hâlâ tşsizim. Babamın ve dedemin tşi daha kârİL Yollar kar- dan kapandığmda biz Karayollan Müdüıiüğü'ne kaçak olarak getir- digimiz dizelyağmıverirdikonlar da yollan açarlardı. Bu kapitalizmin temel kurah, yani arz ve talep mese- ksi. Çünkü İran bizeAnkara'dan da- ha yakm." Tecavüz ve vahşet 50 yaşında Vanlı Kürt bir kaçak- çı "Adı Ferzane olan bir tranb var- dı. Şah 'ın adamlanndan biri ondan kansı, kızı ve gerekh' eşyalan kaçır- masmı istedi ve gerekb' parayı verdL Adam eşyalan sarn. Kadını ve kızı akiıve onlan iran smın içinde bir ye- re 'Burası Türkiye' diyerek bırak- ö. Bir süre sonra geri geldi ve kadı- nın üzerinde bulduğu tüm parayı abp, kıza teca\üz etti. Bunlann tü- münü kendi gözlerinıle gördüm" şeklinde anlatıyor. 40 yaşında lstanbul'da yaşayan Iraklı bir Türkmen kaçakçı da şun- ları anlatıyor: "Saddam Hüseyin'in ordusunda özel birimde çahşıyordum. Gizöce s- nın geçtim ve İstanbuTa geldim. Bu- gün kolayca sahte bir pasaportla gerçek bir vize alabilirim. Ama ge- çerü bir vize rüşvcdede ahnablir.Geç- mişteAhnan, FransEve Bulgar kon- solosluklanndan rüşvetle geçerli vi- zeler aiabilryorduk. Hatta bir kere- sinde Ahnan konsolosluğundan mü- hür çalmışnk. Bu sayede beDi bir üc- ret karşıbğmda kim isterse vize ala- bühordu! Nüfus cüzdanını, pasa- portum hiçbir şeyim yok, ama ülke- de 10 yıkür iş yapryonım. Bazı ara- alann istihbarat servtsleri De bağjan- usı var, ama şu da bir gerçek ki üst düzey kaçakçüann da istihbarat ve potisle ilişküeri var. Şu anda lstan- bul'da işüı en büyüğünü bir tranta yapıyor ve istihbarat servisiyle bağ- lannlan var." TÜRKÎYE'YE GELENLER DoğuAvrupave Asyadanahn Türkiye'ye gelen yasadışı göçmenler üç ana gruba aynhyor: */ Ana göçmen grubunu Doğu Avrupa ülkelerinden iş aramak için gelenler oluşturuyor. Bunlann bir kısmı çiftliklerde çahşırken özellikle Moldovyalı kadınlar bakıcı olarak iş buluyorlar. Çoğu Türkiye'ye yasal olarak ginyor. ama vize süreleri dolduktan sonra yasadışı duruma düşüyorlar. • îkinci grup "transit göçmenler" temel olarak Ortadoğu'dan özellikle Iran ve Irak'tan geliyor. Bau Avrupa'ya gitmeye çabalayan göçmenler, Afrika ülkelerinden de geliyorlar. Bunlann çoğu ıllegal olarak ülkeye giriyor. • Üçüncü grubu ise sığınma başvurusu yapanlar oluşturuyor. Bu gruptakiler ülkelerine dönmek istemiyorlar ve illegal yollardan iş anyor ya da illegal olarak başka bir ülkeye geçmeye çabalıyorlar. Denizyolımu tercih ediyorlar Yasadışı göç yollan havaalanlarmdaki kontrollerin arhnası sonucu deniz trafiğine dogru kaydı. Göçmenler genellikle 40-50 kişi taşıyan bir kamyondaki konteynerlere bindiriliyor kamyon da ro-ro gemisine yükleniyor. Göçmenler fark edildiklerinde rüşvet vererek yolculuklannı sürdürüyorlar. Göçünnedeni işsizlikve yoksullukGöçmenlerin yüzde 74'ü politik,yüzde 40'ı iş, yüzde 4O'ı yoksulluk, yüzde I4'ü eğitim olanaklan, bir diğer yüzde 14'ükendini geliştirme olanaklan, yüzde 18'i ailesel nedenler, yüzde 48'i sosyal, kültürel ve düıi nedenler, yüzde 42 'si çatışmalar. yüzde 14'ü ise askerlik hizmeti nedeniyle göç etti. Yalmzca Afrikalı göçmenlerde görülen bir durum olarak yüzde 45.5'i hata sonucu Türkiye'ye geldiler. Politik nedenlerle gelen Iraklılarm yüzde 61.5'i, çoğunluğu eğitim için göç eden Afganlann yüzde 57.1 'i ise yolculuk ücreti düşük olduğu için Türkiye'ye geldi. Yüıe politik nedenler ve iç kargaşa yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalan tranlı göçmenlerin yüzde 46'sı smrn geçmek kolay olduğu için Türkiye'yi tercih etti. Kaçakçılık ve tlcaret insan kaçakçılığı ortalama 17 aşamada gerçekleşiyor. Bunlar yerel kaçakçılar, rehberler, kasacılar, aracılar, taşunacılar vs. Göçmen, smrn yasadışı olarak geçtiğinde onu bir başka kaçakçı teslim alıyor. Teknolojik gelişmeler, kaçakçüann "göre\1ermi krada" büyük kolayluclar sağlıyor. Genellikle dağlık bölgelerde ve sahil boylannda çalışan kaçakçılar cep telefonlan ile sürekli iletişim durumunda kalabiliyorlar. Yakalanan kaçakçılar Türkiye'de son üç yılda yakalan insan kaçakçısı sayısında gözle görülür bir artışoldu. 1998'de 98 kişi yakalanırken, 1999'da bu sayı 187'ye yükseldi. 2000'de ise birpatlama yaparak 850'ye çıkan kaçakçı sayısı 2001'de 1155'e çıktı. içduygu, yakalanan kaçakçı sayısındakı yükselişin, araştırma yöntemleri ve yasal gelişmelenn etkisi ve özellikle AB ülkelerinin Türkiye'ye uyguladığı baskı sonucunda oluştuğunu vurguluyor. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ SüreklBunafemTeorisi... 1961 Anayasası'nın yürürlüğe girmesiyle solculuk, öcü olmaktan çıkmış, örgütlenmesinin de önü açıl- mıştı. Bu durumun yarattığı havadan etkilenen Cumhu- riyet Halk Partisi bile, sonradan bölünmesinin neden- leri arasında yer alan "Ortanın Solu" sloganına sa- rılmak gereksinimini duymuştu. O dönemin solcu gençlerinin örgütleri de, zaman zaman sırayla, zaman zaman da topluca "Sürekti Dev- rim Teorisi" konusundaakıl yürütmüş, savaşımların- da öncelikli tercih olarak kullanmaya özen göster- mişlerdi. Sloganda yer alan "Devrim" kavramı Atatürk'ün gerçekleştirdiği Türk Devrimi'ni simgeliyordu. Bu gençler, Devrim'in aşınan bölümlerini onarmak ve du- rağan bir niteliğe dönüşmesinı önlemek için de ye- nilerinin eklenmesi gerektiği ınancındaydılar. Atatürk'ün "tam bağımsızlık" ilkesi, o dönemin en çok dile getirilen gündem konusuydu. Çünkü Demokrat Parti'nin (DP) öncülüğünü yap- tığı Amerika Biıieşik Devletleri (ABD) ile içli dışlı ol- magirişimleri, onun ardılı olan partiler tarafından da- ha yaygın biçime dönüştürülmek isteniyordu. Solcu gençler de bu tutumu, Atatürkçü Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşlan olarak kendilerine yedi- remiyor, savaşım vermeyi görev sayıyorlardı. Sonradan köprülerin altından çok sular aktı, sa- man altından yürütülen sular çok şeyi değiştirdi ama "Sürekli Devrim Teorisi" zihinlerimizde takılı kaldı. • • • 3 Kasım seçımlerinde büyük birsayısal çoğunluk- la iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) yöneticileriyle temsilcileri arasında 1960'lan genç olarak yaşayanlar neredeyse yok gibi. Bu nedenle de o dönemi yaşayarak deneyim kazanmış değiller. Ama kimilerinın çevrelerinde, kimilerinin de okul- lannda öğrendiklerini istedikleri gibi yaşama geçir- me konusunda uzman olduklarını yadsımak pek ola- naklı değil. Bu nedenle "Sürekli Devrim Teorisi"nden yolaçı- kıp kendilerine yarayacak bir teori mi yarattılar diye düşünüyorum. Mesela "Sürekli Bunalım Teorisi"n\. • • • Çünkü bugüne kadar hiçbir siyasal iktidarın bu ka- dar çok ve birbirinı izleyen bunalımlar yarattığına ta- nık olmamıştık. Pek de haksızlık etmeyelim. Bazen yarattıkları bu- nalımı gidermek için geri adım attıkları da oldu. Ama geri adım atmayı, hatalı yürume yapmamak için bir ayaklarını sabit tutan basketbolcular gibi uyguladı- lar. Bu yöntem dışındaki uygulamalan, yaratılan bu- nalımı unutturmak ya da yoğunluğunu azaltmak için yeni bir bunalım yaratmak biçiminde sürdürülüyor. Çeşitli kamu alanlarındaki başörtüsü ya da imam hatip bunalımlannın yoğunlaştırılıp tavsatılarak izle- diği süreç ortada. Bu örneklere birölçüde YÖK-YEK çekişmesini de eklemek mümkün. Bunlar siyasal alandaki bunalımlann başhcaları. Bir de yasal alandaki bunalımlar var. İlk akla gelen- ler de 2B değişikliği, memurların 61 yaşında emek- liliği, ek motorlu taşıtlar vergısinde Anayasa Mahke- mesi'nin iptal kararlarına karşın bile bile direnilme- sinden kaynaklananlar da bu kapsamdakiler. • • • Ancak YÖK ve imam hatip okullanyla ilgili buna- lımları ayrıca irdelemek gerekiyor. YÖK Yasası'ndaki değişiklik girişimi, hem öğretim üyelerinden hem de çeşitli örgüt ve kişilerden gelen yoğun tepkiler üzerine askrya alınmış, taslağı Milli Eği- tim Bakanlığı ile Üniversitelerarası Kurul'un ortakla- şaoluşturacağı açıklanmıştı. Kurul Başkanı Prof. Dr. Ayhan Alkış yaptığı açıklamalarda, olumlu gelişme- ler olduğunu söylüyordu. Ama hiç de beklenmediği varsayılan bir zamanda iktidar, imam hatiplilere eskiden olduğu gibi bütün fa- kültelere kolayca girebilmenin önünü açan yasa tasa- nsını Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderiverdi. Ve bunalım yeniden alevlendı. Acaba bu girişim, Irak'a asker gönderme tezke- resinin yarattığı ve her gün biraz daha artan bir tep- kiyle yoğunlaşan bunalımı etkisizleştiımek için mi yapıldı? Bu soruya şimdilik kesin bir yanıt vermek olası değiL Çünkü yarın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 1 'inci Olağan Genel Kurulu, dolayısıyla da parti içi seçim- ler var. Son imam hatip bunalımının "Sürekli Bunalım 7e- oris/"nin hangi kategorisine girdiğini Genel Kurul'u izleyen günlerde öğreneceğiz. oerinc(g cumhuriyet.com.tr. ANMA Yaşamını Türkiye'nin ve dünyanın aydınlık geleceğine adamış Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı BEHÎCE BORAN Ölümünün 16. yüında mezan başında anılıyor. Konuşmacı: Nihat SARGIN Mezarbaşı Anma Toplantısı Tarihi: 11 Ekim 2003 Cumartesi Saati: 1230 Yeri: Zinciıükuyu Mezarüğı ADAN4 7. ASLİYE HUKUK HÂKÎMLİĞrNDEN 2003 914 Davacı Duran Tek mırasçılan Mehmet Tek \s \ekili A\ Turğut Kocahan tarafından davalı Abdurrahman Yeşıltaş'a karşı açılan Tapu lptalı Tescılı da\asında. Da- valı Abdurrahınan Yeşıltaş'a karar ile temyız dılekçesı gazete ılanı ile vapılmış olup. Yargıtay 14 Hukuk Da- ıresi'nın 2002 5084 Esas 2003 198 Karar sa\ılı bozma ılamı ile dosya >enılenerek venıden esasa ka>dedılmış olup. duruşma gunünün teblıgı de gazete ılanı ile vapıla- cağından. Yargıtav bozma ılamı ile dunışmanın bırâkıl- dıgı 13 11 2003 günü saat 10 20'de da\alı Abdurrahman Yeşıltaş'ın Mahİcemeve bızzat gelmesı veya kendısını temsılen bir \ekil göndermesı, duruşma\a gelmedığınde vokluğunda karar verıleceğının bılınmesı tebhgat yenne geçerli olmak üzere ılanen duyurulur Basın: 47102
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear