22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUBİYET 4 OCAK 2003 CUMARTESİ DIZI Demiryolu treni kaçmasınAKP'ninprogramında dayer alan 15 bin kilometrelikdubleyolyapımı, Ozal dönemindeki otoyollarda olduğu gibi milyarlarca dolara mal olacak bir proje TUflsısifflimcdi ...*':^?yWs£ : ^;%ş& / -/ AXP, parti programında da yer aldığı gibi 15 bin kilometrelik yeni duble yol ya- pımını gündeme getirdi. Amaç, biryanıy- la ekonomiyi canlandırmak, dolayısıyla işsizliği çözmek. Ancak bu proje gerçekçi mi, Türkiye koşullanna uygun mu, yoksa Özal döne- minde otoyollarda olduğu gibi, milyarlar- ca dolara mal olacak proje, ülke kaynak- lannın boş yere harcanmasına mı yol aça- cak? AKP lideri Tayyip Erdoğan, projenin otoyol değil, çift gidiş gelişli "duble ka- rayolu" yapımı olduğunu söylüyor. Mali- yetin ne olacağını, kaynağın nereden kar- şılanacağını ise açıklamıyor. Gelişmiş ülkeler birinci sırada Gelişmiş ülkelerde demiryolu, yolcu ta- şımacılığında birinci sırada yer ah- yor. ABD, Japonya ve Avrupa'da ulaşımın yandan çok yükünü de- miryollan çekiyor. Hatta bu ülke- lerde demiryollan, havayollanyla rekabet eder düzeye ulaştı. Ula- şımda çağdaş çözüm toplu ve kom- bina taşımacılıktan geçiyor. Çö- züm, ulaşım türlerinden birini seç- mek değil, bunlan koordineli ola- rak en verimli biçimde kullanabil- mekten geçiyor. Genel olarak 250 kilometreden az, kısa ve orta mesafeli taşımalar- da karayolu hizmeti daha uygun ve ekonomik gösteriliyor. Yine 20 to- na kadar kapıdan kapıya taşımacı- lıkta karayolu daha avantajlı kabul edüiyor. Ancak 250 kilometreden uzun mesafelerde ve büyük hacimli taşıma- larda ise demiryolunun tarhşmasız üstünlü- ğü söz konusu. AKP'nin projesi kaygı verid Bugüne değin yapılan uygulamalar ve ben- zerlikler, ülkenin, AKP'nin yeni projesiyle yine kaygı \'erici bir sürece sürüklendiğini gösteriyor. Otoyol ve karayolu güdümlü po- SATIH CİNSİNE GÖRE YOL Otoyol â Asfalt Sathi Betonu Kaplama Devlet yollan 5853 24872 II yollan | X Toplam g ^ t v 599 25156 ^ 8303 50028 Kaynak: Karmyollan Gamf MOdOriOğa AĞI (KM) Stabilize 318 2297 2615 01.01.2002 tarihi rtibanyla Parke 48 91 139 Toprak 71 1113 ^ Geçit Vermez 214 î ^ 744 958 Toplam % 1851 31376 29929 63156 litikalann sonuçlan ortada; her yıl trafik ka- zalannda yaşammı yitiren 8-9 bin, yaralanan 120-150 bin yurttaşımız, bunlardan doğan katrilyonluk zararlar. Akaryakıta harcanan milyarlarca dolar, Av- rupa'nın toplamından bile daha çok kamyon sayımız, ithal edilen yedek parçaya ödediği- miz bedel, dünya ulaşım sisteminde devre dı- şı bırakılmamız, kirletilen doğamızı da fatu- raya ekleyelim... Saymakla bitmiyor. Oysa çok partili döneme geçişten bu yana hemen hemen bütün hükümetlerin ihmal et- tiği, öyle ki kasıtlı olarak gözetilmeyen bir se- çenek ortada duruyor: 15 bin kilometrelik yolun gereksiz ve yan- lış bir yatınm olacağını, yeni sorunlara yol aça- cağını gösteren tabloya, yapılan yanlışlara, nasıl kandınldığımıza, geçmişe uzanarak şöy- Gelişmiş ülkelerde demiryolu, yolcu taşunacıhğuıda birinci sırada yer alırken ABD, Japonya ve Avrupa'da ulaşınun yandan çok yükünü demiryollan çekiyor. Bu ülkelerde demiryollan, havayollanyla rekabet eder düzeye ulaşmış durumda. lebirbakahm... Mustafa Kemal' ın kurduğu genç cum- huriyetin büyük önem verdiği demiryol- lan, özellikle çok partili döneme geçiş- le birlikte unutuldu. Kimi hükümetler, Ba- tı'nın dayattığı karayollan politikalan- nı benimseyerek, hatta ülkeye getirece- ği zararlan bile bile topluma çözüm gi- bi sundu. Böylece ülke kaynaklan dışa aktı. Kampanyalar bile duzenlendi Bazı hükümetler de açık açık "demir- yolu komünist ülketerin işkür" deyip hal- kı kandırdı. Oysa aynı süreçte, bizimkilerin ko- münist işi dediği demiryollannı başta Ingiltere, Fransa ve Japonya olmak üze- re birçok gelişmiş ülke önemsiyor, bü- yük yatınmlara yöneliyorlardı. Bu tablo karşısında, Türkiye'deki ulaşım politikalannın yanlış yönlendirildiğini, seçe- neklerin değerlendirilmediğini söyleyenler oldu. Hatta Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği'nin yaptığı gibi çeşitli kuruluşlar, "De- miryolumu Geri Istiyorum" kampanyalan bile düzenledi. Ancak yetkililerin gözleri kör, kulaklan sağırdı. îlk çiviyi 1856'da Ingilizler çakü KARAYOLLARI AĞI UZUNLUĞU (KM) Sınıflara ve yollara göre Yıllar 1950 1960 1970 1975 1980 1985 Otoyollar - - - - 27 81 Devtet yollan - - 35230 34918 32208 30928 ÜP ll yollan Toplam - - 24390 59620 24581 59499 27851 60086 28130 59193 • . 1000 (KM) I Demiryolunun ülkemize girişine özellilde Ingiltere ve Almanya farklı nedenlerle öncülük ettiler. Her iki ülke de emperyalist çıkarlannı gözetti. Anadolu'da ilk demiryolu 23 Eylül 1856 tarihinde bir tngiliz şirketine verilen imtiyazlarla kuruldu. Izmir-Aydın arasındaki bu hattın uzunluğu 130 kilometre olarak belirlendi ve yapımı 1866'da tamamlandı. tmtiyaz verilen başka bir Ingıliz şirketi tarafından yapılan Îzmir-Turgutlu-Afyon hattı ile Manisa-Bandırma hattının 98 kilometrelik kısmı da 1865 yılında işletmeye açıldı. tngiltere, hammadde sağlama amacıyla tzmir- Aydm, tzmir-Buca demiryollan hatlanm büyük imtiyazlar karşıhğında kurdu. Demiryolu ınşaatının Osmanlı topraklarmda diğer bir ateşli savunucusu da Almanya'ydı. Demiryolu inşaatının özendirilmesi için de padişahın danışmanlanndan, Alman demiryollan mühendisi VVHheİm Von Pressel görevlendirildi. Almanlarla anlaşma, 1888 Ekimi'nde imzalandı. Bu demiryolu için kilometre başına 15 bin frank kâr güvencesi verildi. Bunun, Düyunu Umumiye'nin toplayacağı vergilerden ödenmesi kararlaştınldı. Demiryolunun geçeceği, devlete ait olan topraklann mülkiyeti, imtiyaz sahiplerine bedelsiz devredildi. Bina yapılacak, topraklara kira ödenmemesi, kum, çakıl ve taş ocaklannın bedelsiz kullanılması, demiryolu yapımı için gerekli kerestelerin devlet ormanlanndan sağlanması kararlaştınldı. Bununla da kalmadı, demiryolunun her iki yanındaki yirmi kilometre genişliği olan şeritlerdeki madenleri işletme haklan Almanlara verildi. Bitmedi, aym şeritteki arkeolojik alanlardaki haklar da elden çıkanldı. Kısacası Haydarpaşa'dan başlayıp Izmit, Eskişehir, Konya'dan geçip, Basra'ya kadar inşa edilecek bu hatta, Almanlara her türlü ayrımcılık sağlandı. Böylece vatan topraklan emperyalistlere peşkeş çekiliyordu. Türkiye'nin öncelikleri hep göz ardı edildi Cumhuriyet dönemiyle birlikte manzara de- ğişti. Demiryollan kamulaştınldı. Yabancı şir- ketlerin imtiyazında bulunan 4 bin 60 kilo- metrelik demiryoluna el kondu. 1924-1945 yıllan arasında 3 bin 383 km yeni demiryo- lu yapıldı. II. Dünya Savaşı sonrasında ise cumhuriyetin temel politikalan bir yana bı- rakıldı. Marshall yardımıyla karayolu yapı- mına yönelindi. ABD Federal Karayolları Örgütü (Federal Bureau of Publick Roads) Genel Müdur Yardımcısı H.G. HDts başkan- hğında bir heyet, Türkiye'nin yol gereksinim- leriyle bu işlerin yapılmasına ilişkin kuruluş önerilerini Bayındırlık Bakanlığı'na sundu. Dikkati çeken en önemli şey, başlangıçta demiryollannın o dönem Avrupa'nın en ile- ri demiryollan teknolojisine sahip ülkesi olan Almanya adına William Von Pressel eliyle, karayollannın ise zamanın en ileri otomotiv sanayisine sahip bir Amerikalı uz- man tarafindan ilk planlamasuun yapılma- sıydı. Her iki öneride de Türkiye'nin önce- likleri gözardı edildi. Böylece emperyalist amaçlara yönelik ulaşhrma planlaması ya- şama geçirildi. Üstelik bu, ülkemizin kaynak- lanyla sağlandı. Yeniden başa dönersek, cum- huriyetin ilanı ile Osmanlı Imparatorlu- ğu'ndan devralınan demiryolu 3 bin 714 ki- lometresi anahat, 845 kilometresi de tali hat olmak üzere toplam 4 bin 559 kilometreydi. 1923-1931 yıllan arasında toplam hat uzun- luğuöbin 11,1940 yılında8bin637'e, 1950 yılında da 9 bin 204 kilometreye ulaştı. Bugün ise toplam demiryolu uzunluğu 10 bin 508 kilometre. Yani demiryollanmızın yüzde 43 'ü cumhuriyetin ilanından önce ya- pıldı. 1923-1950 arasında ek olarak 4 bin 645 kilometre demiryolu yapıldı. 1950'den sonra ise demiryolu yapımı ne- redeyse durduğu gibi, bakım ve iyileştirme- ler için hiçbir kaynak aynlmadı. Bu tarihten sonra ancak yılda ortalama 27.5 kilometre yol yapıldı. Oysa cumhuriyet döneminin o kısıtlı ve dar olanaklannda neredeyse muci- zeler yaratılmıştı. Yarın: Demiryollan ne durumda? Demiryolunun ülkemize girişine özellikle ereve Almanya farkh nedenlerle öncülük ettiler. Cumhuriyetin ilanı ile Osmanlı İmparatorluğu' ndan devrabnan demiryolu 3 bin 714 kilometresi anahat, 845 kilometresi de tali hat olmak üzere toplam 4 bin 559 kilometreydi CUMARTESt YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Eski ve Yeni Tanrı'lar Arasında... Yeni bir yılın ilk yazısında nelerden söz edilme- li? En doğrusu yine de insanı o sırada en çok kur- calayan konudan söz edilmesıdır. Şu ara herkes gibi beni de en çok ilgilendiren, tedirgin eden ko- nu, savaş. • • • Olası savaş konusunda iki görüş belirginleşiyor: Yandaşı en çok olan görüşe göre, savaşın onlen- mesi mümkün değil. Dışında da kalınamaz. Öyley- se yararlanmaya bakalım... "Önlenemez teca- vüz"e ilişkin fıkrayı anımsatan bu görüşün yan- daşları da kendi aralarında dallara ayrılıyor. Kimi- lerine göre, Amerika'nın bu bölgede haritaları ye- niden çizme hedefi doğrudur. Çünkü bu bölgede yaşayan insanlar (Araplar) buna müstahaktır... Ki- mileri, ABD emperyalizminin (başta petrol kaynak- ları olmak üzere) bölgedeki zenginliklere sahip ol- ma hedefini, "gelişme" olgusunun doğal ve kaçı- nılmaz sonucu olarak görüyor... Kimilen, emper- yalizmi eleştirmekle birlikte, savaşın kaçınılmazh- ğındayukardakilerlebirleşiyor... Vs.. vs..lkinci gö- rüşün yandaşları, savaşa daha çok "insanî" açı- dan karşı çıkanlardır. Sesleri şimdilik zayrf çıksa da, bu görüşü savunanlann sayılan ve etkileri, ülkemiz- de de başka ülkelerde de giderek yükselmekte... Üçüncü bir görüş, "bunalım ekonomisı'"nden ya- rarlanan ABD emperyalizminin, yaşanmakta olan bu süreçlerde keseyi zaten yeterınce doldurduğu, savaştan belki de vazgeçilebileceğıdir... • • * Farkında olarak ya da olmaksızın ABD emper- yalizminin gönüllü sözcülüğünü yapanları anlaya- madığımı hemen belirteyim. Afganistan'daki yö- netimi değiştiren ABD, bu ülkede neyi değiştirmiş oldu? Gerici Afgan yönetimi başka yollarla da et- kilenip güçsüz düşürülemez miydi? ABD'nin Or- tadoğu'da haritaları değiştirmeye ne hakkı var? Ha- ritalann değişmesi, gerçekte ve sonuç olarak, bu emperyalizmin çıkarları doğrultusunda olmaya- cak mı? Dökülecek kan, yaşanacak sayısız acı, em- peryalizmin çıkarlarından başka hangi amaca hiz- met edecek? Savaşın kaçınılmazlığını ilerı süren- ler ve bu nedenle de savaşa karşı çıkmayı gerek- siz bulanlar, bu tutumlanyla bence savaşın kaçı- nılmazlığına hizmet etmektedirler... • • • Savaşa "insanV gerekçeyle karşı çıkanlarla, kuş- kusuz aynı görüşü paylaşıyorum. Fakat bu "etik" karşı çıkışın, sıradan "insanî" söylemlerin üstün- de, daha dayanıklı temellerde yükselmesi gerek- tiğini düşünüyorum. Teknolojinin, bilimin bunca ilerlediğı bir çağda, insanlar kaba güç karşısında neden bunca çaresiz ve ileri teknoloji kılığında da olsa kaba güç neden sanki yeni bir Tanrı kimliğiy- le karşımıza çıkıyor? Bu soruyu sormayan ve ya- nıtını bulamayan "insanî", "etik" vb. karşı çıkışlar, yeterince etkili olamayacaktır... • • • Günümüzün insanı, başdöndürücü gelişimiyleya- şamlarımızı ele geçiren, diledığınce yönlendıren, bu anlamda yeni bir Tanrı'ya dönüşen teknolojiy- le, geçmişin mistik Tanrı'sı arasında bocalıyor... Teknoloji, yaşamlarımıza sayısız kolaylık, rahatlık sağlamış olsa da, varoluşa ilişkin sorunlarımızı ya- nıtlayamıyor... Biryandan da yaşamı karmaşıklaş- tırarak doğal yönlerımizi, doğal kimliğimizı öldü- rüyor... Günümüzün insanı teknolojinin buyrukla- rınateslim olarakyaşamaktayken "etik"\e ilgili ge- reksinimlerini ya büsbütün gözden çıkarmış görü- nüyor, ya da bu gereksinimlerini, sadece bizde değil teknolojik bakımdan en üst düzeyde geliş- miş ülkelerde de, giderek büyücülük-falcılık türü usdışı biçimlere bürünen "d/n"lerdearıyor... Böy- lece, büyük bir çelişki yaşanmakta: Bir yanda, ak- lın alamayacağı ileri bir düzeyde bilimsel-teknolo- jik buluşlar ve uygulamalar, öte yanda ve onunla aynı zaman diliminde, zifiri birortaçağ karanlığı... Eksik olansa, insanlığın en büyük değeri olan "hü- manist" kültür ve diyalektik-toplumcu dünya gö- rüşü... Bu bilgilerden, onların gerektirdiği daya- nışmacı-örgütlenmeci bılinçten yoksun olan in- san, bir uçurumdan bir başka uçuruma savrulu- yor... Farkında olarak ya da olmaksızın, "dehnlik- siz, kimliksiz", sığ bir yaşam sürdürüyor... • • • Kapımızdaki savaş olasıhğı bu anlamda bir sı- nav niteliğinde... Insanlığımızın, insan olarak bu- lunduğumuz yerin sınavı... Hümanist-toplumcu dünya görüşü yandaşları, örgütleri, kuruluşları, en ileri teknolojıyle donanmış olarak saldırıya hazır- lanan ilkel güce inandıncı-etkileyici, caydıncı biçim- de karşı koyabilecek mi; yoksa eskinin mistik tan- n'sında teselli aranarak bu "yeni Tanrı "ya tapınma- nın ürkütücü, aşağılayıcı, öldürücü "rahatlığı"na mı teslim olunacak? ataol b@cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 RUHİ SU SANAT GEÇESİ " TÜRKÜLER İMECESİ" PROGRAM 1. Bölüm * Rnhi SU'nun Sesinden "Merhobg" » Açılış konuşması: tlhan Selçuk * KARDEŞ TtRKÜLERİ ARAİ 2. B ö l ü m I 6 Ocak 2003 Pazartcsi Saat: 20.00 AK.M. BüyükSalon » Ruhi SU DOSTLAR KOROSU * Muammer KETENCİOĞLUİ •SELDABAGCAN >Sanat Yönetmeni: Mümtaz SEVİNÇ * Sunucu: Mümtaz SEVtNÇ Bıleder Biletu satış Mcrktzknniı Ruhi Su Külcür ve Sanac Vdffinda AK.M. Gişelerindcsnnlmaiudır Tel: (0216) 454 15 5? www.biletix.com T.C. K.ULTUR BAKANLIĞ1NIN KATK11.ARIYLA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear