22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 OCAK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 r ve şarkılarla Alâam • Kflltür Servisi - Esin Afşar, daha önce Amerika'da ve Türkiye'de verdiği 'Şiir ve Şarkılarla Nâzım Hikmet' konserlerine Çevre Tiyatrosu'nda devam ediyor. Bugün saat 19.30'da gerçekJeşecek konserde Afşar'a Yunan müzisyenler Filopimin Andriadis, Sula Kiraco|lu ve Zaharias Tilios eşlik edecek. Şiirleri Kerem Yılmazer'in seslendireceği konserde Afşar, 'Memleketim', 'Tuna'ya Dair', 'Seviyorum Seni', 'Tahir ile Zühre' gibi besteleri seslendirecek. (0 212 585 59 35) Harry Potter'a büyük Hgj • LOS ANGELES (AA) - Harry Potter serisinin 5. kitabı, daha yayımlanmadan yoğun siparişler nedeniyle Amerika'da en çok satanlar listesine girmeyı başardı. 'Harry Potter and the Order of the Phoenix' adh yeni kitabın 21 Haziran'da yayımlanacağının duyurulmasından sonra geçen 24 saat içinde 30 binden fazla kişinin sipariş verdiği belirtildi. Kadm gdzüyle aşk, yatafck vs. j I Kiilrür Servisi - Tiyatro Boyalı Kuş'un ! 'Ferhat ile Şirin'den sonra ikinci oyunu j 'Aşk Ihanet Yalnızhk Vesaıre'nin ilk gösterimi 23 Ocak günü saat 21.00'de Maya Sahnesi'nde yapılacak. Topluluk yeni oyununda, 'lcurgu' ve 'kurmaca' ; kavramlannı kadm bakjş açısıyla ( sorgularken, seyirciyi hayatın küçük | aynntılannda bir yolculuğa çıkmaya { çağınyor. (0 212 252 74 52) i Rambo, Bin Ladin'e karşı I I Kültür Servisi - HoJlywood yıldızı Sylvester Stallone, senaryosunu kendisinin yazdığı 'Rambo IV' ile sinemaseverlerin I karşısına çıkacak. Rambo, yeni filminde El Kaide örgütünün lideri Usame bin Ladin'e karşı savaşıyor. Ancak ünlü oyuncu Stallone, 'Rambo IV'te Bin Ladin'i öldüren kişi değil, onun çöküşünün ardındaki isim olacak. Filmin gelecek yıl gösterime girmesi bekleniyor. Sel Yayıncılık'tan 'geceyansı' • Kültür Servisi - Sel Yayıncıhk tarafından yayına hazırlanan, yazın türüyle yazın okurunu doğrudan buluşturmayı amaçlayan, olgun, orta ve genç kuşaİrtan edebiyatçılardan seçme ürünleri toplayan edebiyat dergisi 'geceyazısı'nın ocak' sayısında Selim tleri, llhan Berk, Leyla Erbil, Gülten Akın, Güven Turan, Mehmet Ergüven, M. Mümtaz Tuzcu, Oğuz Demiralp, Enis Batur, Şavkar Altınel, Hüseyin Ferhad, Seyhan Erözçelik, Ali Teoman, Sami Baydar, Necmi Zeka, Ayfer Tunç, Cem Akaş, Levent Yılmaz, Murat Yalçın, Armağan Ekici, Levent Şentürk ve Nilüfer Güngörmüş'ün yazılan yer alıyor. (0 212 511 10 05) Hintli şair Bachchan öldü • BOMBAY (AA) - Hintli şair Harivanshrai Bachchan, 94 yaşında öldü. Yetkililer, film yıldızı Amitabh Bachchan'ın babası olan şairin, solunum yetersizliğinden cumartesi akşamı geç saatlerde öldüğünü açıkladılar. Bachchan'ın şiirlennın toplandığı 30 eserden biri olan Madhushala ve 4 ciltlik otobiyografisi, 50 yıh aşkın kariyerinin en önemli eserleri kabul ediliyor. Bachchan, Shakespeare ve W. B. Yeats'in eserlerini Hint diline çevirdi. 1940'larda Cambridge Oniversitesi'nde doktora öğrenimi gören Bachchan, Hindistan Dışişleri Bakanlığı'nda çahştı ve milletvekilliği de yaptı. AFM BAGIMSIZ FİLM FESTİVALİ • BEYOĞLU AFM l'de 'Eylül'de Yedi Gün', 'Canlı', 'Liza'dan Sevgilerle' ve 'Ruhların Kaçışı'. • BEYOĞLU AFM 2 de 'Kısa Filmler', 'Gfiç Oyunlan', 'Demonlover' ve 'Venüs'ün Oğlanları'. (Biletbc: 0216 45415 55) Nedim Gürsel on bir yıl aradan sonra ilk göz ağrısı olan öyküye döndü ülde pişmiş aşklar için...NEN'A ÇALİDtS Nedim Gürsel on bir yıl aradan sonra "ÖğJeden Sonra Aşk" adh öykü kıtabıyla ilk yazarlık yıllanna gen döndü. Bir anlatıcının gözünden okuyucuya aktanlan on üç öyküsü- nün kahramanlan, tutkulu kadınlar ve cınsel aşk. Doğan Kitapçılık eti- ketıyle satışa sunulan kitapta, yaza- nn tstanbul'a duyduğu özlem de he- men göze çarpıyor. Kavafis'in "Ne- reye gidersen git, kent peşinden ge- lecek" dızelerinin anlattığı da böyle bir özlem olsa gerek... - On bir yıl aradan sonra ilk göz ağnnız olan öyküye döndünüz. Neden bu dönüş? NEDİM GÜRSEL - Türkiye'de öykü yazan olarak tanındım ve son öyküm olan "Son Tramvay" 199l'de yayımlanmıştı. Daha sonra roman \e incelemelere ağırlık ver- dim. Öykü daha az zaman isteyen, a- ma daha zor olan bir çalışma. Bu dö- nüşün ana nedeni. bir parça, küllen- miş aşklann olgunluk çağımda ken- dilerinı duyurmalan. Uzun süre ıçim- de taşıdığım ve beni yaz diye tuttur- mayan aşklann kadınlannın birden- bıre biz artık yazıya geçmek, görünür olmak istiyoruz demefen. Kitap cinsel aşkı anlatıyor' - Bir geçmiş muhasebesi mi? GÜRSEL - Bir bakıma. Ama bu- nu bir bılanço olarak görmemek la- zım. Çünkü "Öğleden Sonra Aşk" cınsel aşkı anlatan bir kıtap. Cinsel aşkı her defasında belli bir sıyası ala- na oturtmaya çalıştım. Kıtaba adını veren ilk öykü "Öğlenden Sonra Aşk" 1974 Temmuzu'nda Atına'da geçiyor. Genç Yunan kadınla Türk sevgıhsi sevışirlerken Kıbns'ta Sam- son darbesi oluyor ve Türk ordusu adaya çıkmaya hazırlanıyor. "Mah- mur Çiçeği" 12 Mart döneminde yaşanan bir aşkı ele alıyor. - Öykülerinizde cinsel aşk ön planda, duygularsa bir adım geri- de duruyor. Insan ruhunun böyle bir yapısı mi var? B1 ir anlatıcının gözünden okuyucuya aktanlan on üç öykünün yer aldığı 'Öğleden Sonra Aşk'ta tutkulu kadınlann, cinsel aşkın yanı sıra bozulmamış yıllann Istanbulu'na özlem de var. GÜRSEL - Genellikle Türkiye 'de, belki de dünyanın pek çok ülkesin- de, önce duygu sonra cinselhk gelı- yor. Genelleme yapmak doğnı olmaz belki ama kadınlann duygu olmadan cinsel birleşmeye pek eğilimleri yok. Ben bunun tam tersini düşünüyorum. Cinsellik, aslında kendi içinde bir duygu potansiyelı taşıyor. Cinsellik, benim için sadece mekanik bir bir- leşme ya da doyuma varma aracı de- ğil. Aşkın kendisi. Duygusal bir iliş- ki olabilmesi için, iki cinsin birbirle- rini cinsel anlamda tanımalan ve cin- sel düzeyde ıstemelen gerekir diye düşünüyorum. Yani alışılmışın tam tersi bir süreç. -Önceki yapıtlarınızda kentler ön planda, kahramanlar ikinci plandaydı. Bu kitapta bunun tam tersi... GÜRSEL - Öykülerim genelde betımlemeye dayanıyor. Bir kenti, mekânı veya coğrafyayı, o atmosfe- rin şiirselliğiyle vermeye çalışıyo- rum. Sanıyorum, üslubumun belır- leyici öğelerinden biri bu. Oysa bu kitap, yazmayı hiç beceremediğim diyaloglar üzerine kurulu. Yine be- timlemeler ve kentler var, fakat asıl ön planda olan, kadın karakterlenn her bırinin bir anlatıcısı ve bir hikâ- yesi oluşu. Fransızca bir deyim kul- lanmam gerekirse 'naratif' yani an- latısal bir kitap. Bu tarza uygun bir üslup geliştirmeye çalıştım, onun için de önceki kitaplanmda hıç olma- yan ironı öğelenne ağırlık verdım. Hayatta daha matrak bir insanım, a- ma kitaplanmda cıddi ve dramatik oluyorum. Bu kıtapla biraz onu kır- dım galiba. - Kavafis "Hep peşinde, izleye- cek durmadan seni kent" der. Ki- tabınızdaki tstanbul betimlemele- ri insanı adeta büyülüyor. Bütün bu oyunlar, bu kente olan özlemi- nizin yansıması mı? GÜRSEL - Kavafis'in en sevdi- ğim şiirlerinden biridır bu. Kavafis şöyle der: "Değil mi ki, hayatına kıydın burada / Bu küçük köşede, ona kıydın demektir bütün dünya- da". Doğrusu, Istanbul da ıçimde ta- şıdığım bir kent. Bu kentte delikan- lılık çağımı yaşadun, ilk öykülerimi yazdım. Zor yıllardı, özellikle kadın- erkek ilişkileri açısmdan tabularla çarpışa çarpışa büyümüş bir insanım. O dönemde yaşanan yalnızlık, ka- dınlarla kolay ilişki kuramama, utan- gaçlık, yıllar sonra şu ya da bu biçim- de kitaplanma yansıdı. Istanbul çok özlediğim ve her gidiş gelişımde çok zor aynldığım bir kent. Öte yandan da bu kadar güzel bir coğrafyayı ber- bat ettiğimizi göriiyorum ve diyorum ki, bu kadar güzel bir kenti biz nasıl bu kadar kısa sürede berbat edebil- dik! Bunun da üzüntüsünü taşıyo- rum. Onun için de "Öğleden Sonra Aşk"ta, bozulmamış yıllann Istan- bulu'na özlem de var. Mutluluğu arama yolu... - Kitapta yer alan "Duvar" öy- kfinüz, aşk içermeyen tek öykü... GÜRSEL - Birçok kez Berlin'e gittim, çok ilginç bir kent, özellikle duvar yıkıldıktan sonra. Oysa ben duvar döneminin Berlin'ini de tanı- mıştım. Bu öykü duvar döneminde aklıma gelmişti, fakat bir türlü fırsat bulup yazamamıştım. Nasıl ki Do- ğu'dan Batı'ya sığınan aydınlara Ba- tı lcucak açtıysa, bizım geçmişımiz- de de Batı'dan Doğu'ya sığınan ay- dınlara Doğu kucak açtı. Bunun bir örneği Nâzım Hikmet'tir. O duvan ters yönden aşmıştı. Işte bu öyküde de bir ressamla yazar arkadaşımn sansasyon olsun diye Batı'dan Do- ğu'ya geçelim deyişlerinin hikâyesi var. Asıl amaç, sadece sansasyon de- ğil, belki de mutluluğu arama yoluy- du. Çünkü onlar o zaman hâlâ sosya- lızmür mutluluk olduğunu düşünü- yorlardı. Emin Igüs'ten solo albüm Türkülerle açılan aydmlık pencereler Kültür Servisi - Ezginin Günlüğü ndekı beste ve yorumlanyla tanınan, çalışmalannı on yıh aşkın sü- redır gruptan ayn olarak sürdüren, bu süre boyunca kimi dmleti, konser ve etkinliklere katılsa da bir tür- lü stüdyoya girmeyen Emin fgüs, sevenlerinin kar- şısına nıhayet bir albümle çıktı. tgüs'ün "Bu Dünya Bir Pencere" adlı çalışması Nepa etiketiyle yayım- landı. Geleneksel müzığimızın farklı dönemlerinden ve yörelennden sekiz parçayı bir araya getiren albümde, tgüs'ün vokal ve bağlama- sma, keman, akordeon ve klavyede Mutlu Ödemiş, akustik, perdesiz ve elekt- rik gitarda Hakan Oral, vurmalı çalgılarda Ahmet Y. Özbilen eşlik ediyor. Eylem Pelit bas gitar-klav- yesiyle, Orçun Gündem bas gitanyla ve Ertan Te- kin de duduğuyla birer şar- kıda Igüs'e katılıyor. Türkülenn yeniden popülerlık kazandığı bir dö- nemde onlan farklı bir ses ve anlayışla yorumlayan, özünü ve sesini verme konusunda yeni arayışlar ge- liştiren, mistisizmin hâkım olduğu bir ortamda aydın- lık pencereler açmaya çalışan îgüs ve grubu, farklı dö- nem, yöre ve kaynaklardan özenle seçilmiş türküleri "dağlara taşlara okuyor". Emek, özen ve birikim ürünü olan bu çalışmaya duyarsız kalmamalı... //. AFM ISTANBUL ULUSLARARASI BAGIMSIZ FÎLMLER FESTlVALl • Genç Türk yönetmenlere ait kısa tılmlerin toplu gösteriminin ilki bugün başlıyor. 'Yanşma bölümü'nde bu yıl iki seçme yapılacak. 17 kısa filmin 'en iyi'si seçici kurul tarafından belirlenecek. Bunun yanı sıra festival izleyicisi de oy kullanacak ve seçilen filme 'izleyici ödülü' verilecek. Bu yıl 17 kısafilmyanşıyorKültür Servisi - II. AFM Istanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nin, yanşma bölümüne katılan genç Türk yönet- menlere ait kısa filmlerin toplu gösteriminin ilkı bugün yapılacak. Filmler 'Kısalar 1' ve "Kısalar 2' olmak üzere iki bölümde göste- rilecek. ilk gösterimın bugün saat 13.15 'te başlaya- cağı 'Kısalar 1' bölümünde AIp Kofralı'nın 'Siyah', Gözde Hiçdurmaz / Russel Zehn- der'in 'Happy Birthday Sharon'. Efe Bu- luç'un 'Dinamik Ev', Sema Demir'in 'Eb- ru', Fatih Kızılgök'ün 'Sekiz', Şafak Tür- kel'in 'Nefis Nefs', Uğur Erbaş'ın 'Dünya- nın Kapılan'. Cem Yardımcı'mn 'Beden Monoloğu', İnan Temelkuran ın 'Beslevi- ci Bir Aşkın Mikro Belgeseli', Emre Akay'ın 'Proxemique', Levent Aslan'ın 'Şehrengiz' adh filmlen izlenebilecek. Bu bölümün ikinci gösterimi ise 22 Ocak Çar- şamba 13.15 'te yapılacak. 22 Ocak Çarşamba günü saat 16.00'da baş- layacak 'Kısalar 2' bölümünde ıse Tunay Sevinç'in 'Muzaffer Muzaffer', Gözde Hiçdurmaz-Russel Zhender ın 'Hayal'. Acian Bates Büyüktürkoğlu'nun 'Suçlu'. Aziz Berk Erten'ın 'Out Of Focus'. Hasan Çimen'in 'RET 1111 22', Mehmet Özçe- lik'ın 'Intikama Susamak' adlı filmlen iz- leyıcilerle buluşacak. Bu bölümün ikinci gös- terimi ise 23 Ocak Perşembe saat 11 .OO'de. Genç Türk yönetmenlenn kısa fılmleri- nin gösterildiği 'yanşma bölümü'nde bu yıl iki seçme yapılacak. Sadece izleyici oy- lanyla değerlendirme yapılan geçen yılın aksine bu yıl 17 kısa filmin 'en iyi'si seçici kurul tarafından belirlenecek. Bunun yanı sıra festival izleyicisi de oy kullanacak ve se- çilen filme 'izleyici ödülü' verilecek. Geçen yıl bu bölümde, başvuran filmler arasından sekizi yanşma bölümünde gösterilmişti. Bu yıl ise 17 filmin yanşacak olması, Türkiye ve yurtdışında yaşayan birçok Türk yönet- menin daha başanlı işlere imza attığının gös- tergesi. Gölgelerle saklambaç oynamak... Ruhcan Akil'in sergisi Galeri Artist Fulya V'de görülebilir. Kültür Servisi-Daha önce 'gölge' temasını ışlediği iki sergisiyle sanatseverlerin kar- şısına çıkan Ruhcan Akil. yi- ne gölgelerle saklambaç oy- namaya devam ediyor. Akil nesnesiz biçimlere yöneldiği çahşmalannda birleşik nesne- lerin yarattığı gölge - lekele- rin soyut biçimleriyle izleyici- yi başka bir yolculuğa çıkan- yor. "Sanatı nesneler dünyası- nın yükünden kurtarabil- menin çaresizliği içinde ka- re biçimine sığındım" dıyen Maleviç gibi Akil de nesnele- rin gölgelerini izliyorve deği- şik zaman ışıklannın nesne- leşmemış gölgelerini nesne- leştiriyor. Yeditepe Üniversitesi, Gü- zel Sanatlar Fakültesi ve Ile- tişim Fakültesi, Görsel îleti- şim Tasanmı Bölümü öğretim görevlısı olan sanatçı bu dizi sergisi için yaptığı çekimleri farklı mevsimlerde, farklı za- manlarda ve farklı mekânlar- da doğal ortamlarda çekti. Adnan Çoker, Akil'in 'Gölge' temalı sergisini şöy- le tanımhyor: "Aslında res- sam olan sanatçı gözünün objektif aracılığı ile neler yapılabileceğinin kanıtıdır... Bu gerçek, figürasvondan arındırılan ve soyutlanan bir başka gerçeğe - gölge gerçeğine - dönüşüyor... tn- sandan nesneye göige, yanıl- sama olarak gölge, başka yözey ya da j üzeylerde ger- çeğin kırılmasını sağlayan - kırılmış dolaylı gerçek, ger- çek ötesine davet, derinlik ve gölge içinde yaşam vb. gi- bi düşünceler, kavramlarla donatılmış olan Akil, yeni- den çevremize dikkatle bak- mamızı uyarıyor ve öneri- yor." Bugüne dek birçok kişisel sergi açan ve karma sergiye katılan sanatçının yapıtlan yurtdışında ve yurtiçinde çeşitli müzede yer alıyor. Ser- gi 4 Şubat'a dek Galeri Artist Fulya V'de görülebilir. (0212227 68 52)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear