23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 EYLÜL 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK İSTA-N'5'JL EPSN'DÎSİ ABDulCASrAZ' Iff Yangınlann çoğuna enerji nakil hatlanndaki anza ve teknik yetersizliğin giderilmemesi neden oluyor Ormanlan ihmalyakıyor• Direk dipleri kumla örtülmüyor, fincanlar porselen yerine plastik, teller metal yorgunluğundan kopuyor, kaçak elektrik kullanımı da yangmlara neden oluyor... Son 5 yılın istatistikleri, yangına yol açan ihmaller arasında, orman içinden geçen enerji nakil hatlanndaki anzalann belirgin bir artış gösterdiğini açığa çıkanyor. OKTAYEKtNCİ MUĞLA - Ormancılar dertli... Sadece yangınlardan değil... Ormanlarla birlikte yüreklerini de yakan son yangınlann "gerçek nedenleri" konu- sunda medyanın yeterli özeni göstermeme- sinden... "Örneğin" diyor Saöh Sönmezışık ve ek- lıyor: u Yülardır medya, uçak satın alınnıa- suu istiyor ve bu olmayınca da yangınlann söndürülenıedigini savumıyor_ Öysa yanguı- la mücadelede uçaktan önce orman bilinci lazım... Ornıanı elektrikle, binayla, trafoy- la doldurursanız, yüzlerce uçak bile işe ya- ramaz..." Devlet memurları mevzuatı yüzünden adı- nı yazmamda "yasal sakmca" bulunan bir kamu görevlisi ormancı da Orman Mühen- disleri Odası Genel Başkanı'nın bu sözle- rini bakın nasıl destekliyor: "Memur olduğumuz için gerçekleri bası- na açıklayamıyonız~. Bu işi bilnıeyen ve ay- nnnİardan haberi olmayan siyasiler ya da mülki amirler konuşuyor... Böylece karnu- oyu doğru bilgüenemiyor_." Hellkopterden saptamalar Peki, işin doğrusu nedir?.. Özellikle şu son "Marmaris-Çetibeli'' yangınından alınma- sı gereken dersler için neler söylenebilir?.. Hem bu sorulann yanıtını birlikte gör- mek hem de olanı biteni "dertü ve yüregi yanık ormancılardan" öğrenmek için, Sa- îih Sönmezışık ve diğer ormancılarla bir- likte helikopterdeyiz... 15 Ağustos 2002 günü Çetibeli'den baş- layıp kısa sürede Köyceğiz yönünde yak- laşık 20 km yayılaraİc herkesi yasa boğan 3000 hektarlık dev yangın sonrasındaki gö- rüntü, ürkütücü olduğu kadar "hayret" ve- rici de... Çünkü, yanan alan üç yönden "yerleşme, yapı ve elektrikle" çevrilmiş... Dördüncü ve doğu yönünde ise zaten "beş-alü yü ön- ce yanan" alanlar var!.. Ne var ki ormancılarbuna hayret etmiyor- ancüar dertli lar ve helikopterden gösterdikleri "karatiar- la" birlikte sadece şunu söylüyorlar: "Bu kadar riskli bir kuşatma ve işgal al- nnda yangın çıkmaması nıümkün degiL Ni- tekim, önceki yülarda çıkan Gökova Körfe- zi yangınına da Taşbükü'ndeki ormanhk layıda yer alan DPT tatil ve egitim sitesinin Her yıl binlerce hektar ormanhk alanın yanması kamuoyu için olduğu kadar ormancılar için de kanayan yara. Onlan asıl üzen şey yangınlann gerçek nedenlerinin gün ışıgına çıkanlmaması. Enerji nakil hatlanndaki teknik yetersizlik ve anzayı gidernıek konusundaki ihnıalin yangınlann birinci sıradaki nedeni olduğunun kamuoyuna açıklannıaması ormancılann uzüntüsünü artnnyor. çöplüğündeki alevler neden olnıadı nu?" Marmaris-Çetibeli yangınının nedeni ise TEDAŞ"ın yüksek gerilim hatlarına ait tra- fo tesisleri... Son 5 yılın istatistikleri, yangına yol açan "ihmaller" arasında, orman içinden geçen enerji nakil hatlanndaki anzalann belirgin bir artış gösterdiğini açığa çıkanyor. Son 5 yılın tablosu enerji hatlanndaki arıza konusundaki ihmalin geniş orman alanlarının yok olup gitmesine neden olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 1997'de 42 orman yangını bu yüzden çık- mış ve 195 hektar ormanımızı yitirmişiz... 1998'de 77 yangınla 1032 hektann, 2000 yı- lında da 118 yangınla 5205 hektann yan- ması da enerji hatlan yüzünden... 1997- 2002 arası toplamı ise 393 yangın ve 9000 hektar yanan orman alanı... Kamuoyuna anlatılamıyor Işte bu müthiş "artişm" nedenieri de or- mancılann kamuoyuna yeterince anlatama- dıklan önemli "aynnülan"oluşturuyor... Örneğin, tellerin direklerde birleştikleri "fincanlar" seramik olması gerekirken "ucuz" malzeme tercihinden ötürü plastik kullanılıyor... Bunlar birer ateş topu gibi firlayıp düş- tükleri yerde yangın başlatıyorlar. Aynı ih- mal enerji nakil hattı güzergâhındaki "ya- nıcı örtûnün" periyodik temizleme kura- lında da var... Her ikisi de yapılmayınca, elektrik şebe- kesi boydan boya "yangm yaraücı" bir risk- li kuşak oluşturuyor.. "Metalyorgunluğu" ise hemen hiç göze- tilmeyen bir risk.. Teller bu nedenle kendiliğinden düşebi- liyor; 5-6 yılda bir bakım ve yenileme ya- pılmadığmdan ötürü de orman içinde en ciddi tehlikelerden birini oluşturuyorlar.. Bedava güzergâh Bu gibi aynntılar, orman yangınlannda- ki elektrik faktörünün önemini arttırdıkça, enerji nakil hatlannın neden ille de "or- man içinden" geçirildiği sorusu öne çıkı- yor... Ormancılar, bu konudaki merakımızı da şöyle gideriyorlar: "Ashnda, başka seçenekyoksa ve mutiaka zorunlu bir durum varsa ormana enerji nakil hattı girmeli... Ancak, kanıulaştırma bedeli olmadığmdan ve yüksek gerilim tel- leri altındaki imar yasağı orman dışında en- gel yarattığından, ormanlanmız elektrik ağıyla sarmaş dolaş oldular..." Bu gerçeğe, orman içindeki yasal ve kaçak yapılaşmalara bağlı enerji gereksinimi ve sunumu da eklendiğinde, Oda Başkanı Salih Sönmezışık'ın şu genel değerlendirmesi tümüyle haklılık kazanıyor: "Ormancıukpolirikasını orman se^ gjsi ve konunacıhk değil, rant sevdası ve arsa kül- türü belirliyor... Böylesi ortamda çoğalan yangınların sorumlulanise hiç haklanyok- ken ormancılan sorguluyorlar.." ENTERNET / MEHMET SUCU mehmetıa cumhuriyet.com.tr Bugün 11 'incisi düzen- lenen CeBIT Eurasia Fuarı ve Bilişim Zirvesi başlıyor. Fuarda her sene olduğu gibi yine en son teknolojik yenilikler tanıtılacak. 20 ülkeden 100 şirketin katılacağı fuara gelerek ziyaretçi sayısının rekor seviyeye çıkması bekle- niyor. Fuar ile aynı zamanda başlayan Bilişim Zirve- si'nin anateması e-devlet olarak belirlendi. Uzun süredir gündemde duran e-devlet olgusu enine boyuna zirvede tartışılacak. Birçok aydın ve internet tutkunu Türkiye'nin e- devlet uygulamalannı arttırması gerektiğine işa- retediyor. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlannın ken- di devlet örgütlerine zahmetsizce ulaşması ve birey olmanın rahatlığıyla işlemlerini yapabilme- si çok güzel bir ütopya. Ancak burada şu soruyu sormamız gerek. Tür- kjye 2 milyon civanndaki intemet kullanıcısj ve ağır aksak işleyen intemet bağlantlanyla e-devtete aca- bane kadar yakın? Bu sorunun yanıtını CHP'nın haziran ayında yayımladığı "Hindistan Bilgi Tek- nolojileri Modeli ve Türkiye" raporundan aktara- Turkiye Nerede?lım: Türkiye, bilgi teknolojilerinde henüz arzu ettıği seviyede bulunmamaktadır. Her ne kadar Türk üniversiteleri başanlı mühendislik eğitimi sunu- yorsa da bu bölümlerde okuyan öğrencı ve ye- tişmiş işgücü sayısı yeterli değildir. Türk girişimcinin önünde halen aşıl- ması gereken engeller vardır. Bilgi teknolojilerine kurumsal yaklaşım ve bu konuyla ilgili toplumsal bilinç tam anlamıyla henüz oluşturulamamıştır Diğer tüm sektörler gibi bilgi tek- nolojileri de 2001 ekonomik krizin- den büyük oranda etkilenmiştir. Do- nanım, yazılım, hizmetler, şebeke sis- temleri ve diğer birimleri içeren sek- tör, 2000'deki yaklaşık 2 milyar 413 milyon dolarlık iç pazar büyüklüğün- den 2001 'de yaklaşık 1 milyar 157 mil- yon dolara gerilemiştir. Bu yüzde 52'lik daralma anlamına gelmektedir. Yapı- lan tahminlere göre Türkiye ıç paza- rının, 2002'de 1 milyar 530 milyon dolar, 2003'te 2 milyar 100 milyon dolar, 2OO4'te ise 2 milyar 470 milyon dolar ol- ması beklenmektedir. Bir başka ifadeyle, Türki- ye 2000'deki iç pazar büyüklüğüne tekrar ancak 4 yıl sonra 2004'te ulaşabilecektir. 2001 krizi, bu alanda Türkiye'yi en az 4 yıl geriye götürmüştür. tez oykusu Bir lisansüstü öğrencisi, bir yaz mevsimi süresince her gün üzerine sıyah-beyaz çizgilı bir tışört giyerek okuduğu üniversıtenin futbol sahasına gider. 15 dakika boyunca sahayı bir baştan diğer uca yürüyerek yerlere kuş yemi serper. Bu arada cebinden bir hakem dudüğü çıkartıp öttürür. Yağmur, çamur demeden her gün aynı saatte aynı hareketleri törensel bir ciddiyetle yapar. Derken sonbahar gelır, futbol mevsimi başlar. Üniversitenin futbol takımının ılk maçı oynanacaktır. Siyah-beyaz tışörtlü hakem başlama düdüğünü çalar ve o anda oianlar olur. Yüzlerce kuş sahaya hücum eder ve doğal olarak maç ertelenir. Bu arada öğrenci tezini vermiş ve mezun olmuştur. e-devlet projeleri CeBIT Bilişim Fuarı ve Bilişim Zirvesi sırasında e-devlet uygulamaları ziyaretçilere tanıtılacak. Projelerini sergileyecek devlet kurumlan şunlar: • Afet işleri, • Başbakanlık, • Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı, • Dışişleri Bakanlığı, • Emniyet Genel Müdürlüğü, • Gümrük Müsteşarlığı, • iş Kurumu, • Kültür Bakanlığı, • Maliye Bakanlığ), • Merkez Bankası, • MERNİS, • Milli Emlak, • MTA • Tapu Kadastro, • Tarım Bakanlığı, • TFÎT. DUZYAZI ORHAN BİRGİT İlginç Bir Gerekçe: 'Kamuoyu da Öyle Düşüniiyop' Hastalığı sırasında Başbakana yanlış tedavi uy- gulandığı kuşkusunu besleyenler, Ankara Cumhu- riyet Bassavcılığı'nın "kovuşturmaya yer olmadı- ğı"n\ ileri süren bir karan ile sadece aklanmakla kal- madılar; kuşkulannı güçlendirmiş de oldular. Pazar günkü Cumhuriyet'in dördüncü sayfasın- da, bu konu ile ilgili haberi küçük bir ara başlığın altında okumuş olmalısınız. Ecevit'in tedavi için gittiği hastahanede, kasıtlı olarak yanlış bir tedavi ile karşı karşıya kaldığı için kontrole gitmekten vaz- geçtiğini aktaran DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı ile Ankara Milletvekili Yücel Erdener hak- kında Başkent Üniversitesi, suç duyurusunda bu- lunmuş. Başsavcı Vekili Bekir Selçuk, bu suç duyurusu üzerine yaptığı soruşturmayı sonuçlandırırken "TBMM kulislerinde çeşitli partilere ait milletve- killeri arasında konuşulan ve kamuoyunca dapay- laşılan söylentilerin" iki milletvekili tarafından ak- tarılmasının yasanın aradığı suç unsurunu oluştur- madığına ışaret edıyor. Bir ülkenin Başbakanın birkaç ay süren hastalı- ğının, o başbakanın partisinde üstelik en yakın ça- lışma arkadaşlannın başlattığı bir arkadan vurma hareketine dönüştüğü, görulmüş şey değildi. Bu yüzden de, Ankara Cumhuriyet Bassavcılığı'nın, böy- lesine görülmemış bir ayaklanma olayının arkasın- da bazı bilinmeyenlerin aranmasını doğal karşıla- dığı, adlı makamlann resmi belgelerine de geçmiş oluyor. Dahası, başsavcılık o arayış sırasında sadece çe- şitli partilere ait milletvekillerinin değil, kamuoyu- nun da bazı bilinmeyenlerin var olduğuna inandı- ğını söylemiş oluyor. Emrehan Halıcı ile Yücel Er- dener'in, kendi genel başkanlannın sağlığının bo- zulması ile ilgili olarak besledikleri kaygılara daya- nak yaptıklan söylentilerin, kamuoyunca da pay- laşılmakta olduğunu bir ilamın belgesi olarak ölüm- süzleştıriyor. Bunun için "lyi ki" diyorum "iki DSP li milletve- kili halkın ağızdan ağıza naklettiği bu kaygılan he- pimizın malı haline getirmiş oldular. Ve yine iyi ki Başkent Hastanesi, bu söylenenler için adaletin kapısını çaldı. Ama, adalet o şikâyet edilen ikipo- litikacının özel kastı olmadığını, sadece kamu- oyunda paylaşılan bir kuşkuyu yüksek sesle tek- raıiadıklannı karara bağladı." Geriye dönüş yapmalıyız. Gün gün 3 Kasım erken seçimlerine yaklaşırken bu ülkenin seçmenleri olarak kendi belleklerimizin video kasetlerini zaman zaman geriye sarmalı ve gözkapaklanmızın ekranlannda yenıden oynatma- lıyız. Başbakanın bir cumartesi günü hafif bir mi- de rahatsızlığı duyarak arkasının ağrıdığı şikâyeti ile apar topar hastaneye götürülüşü ile başlayan ilk karelerı, Kemal Derviş'ın ülkedesiyasi belirsiz- lik olduğundan söz eden müphem açıklamalarının izlediğini anımsamalıyız. O açıklamalan, yine Derviş'in erken seçim reçe- tesini sunan girişımlerınin izlediğini, aynı günlerde Ecevit'in kaldığı hasta odasının penceresinde ya- rı mecalsiz bir şekilde, kendısıne geçmiş olsun de- mek için toplanan DSP lilere el sallamaya çabala- yan silüetini birkaç kez üst üste izlemeliyiz. Daha sonra ilerleyen günleri, o günler içerisinde eşinin, Başbakanı aç bıraktığını ısrarla ileri süren - şimdi tümü suskun- meslektaşlanmızın yazılannı, Ecevit'ten vasiyetini yazmasını öneren politikacı ve gazetecilerin eylemlerini arşivlerden çıkartma- lıyız. Ve o hem Türkiye'yi hem de DSP yi kurtarma şev- ki ile Başbakanlık'taki makam odasında bir araya gelen politıkacılarımızın, düğmeye basmak için 'G' gününü bekleyiş heyecanının, her birisinin adrena- lini nasıl yükseltmiş olduğunu, o günlerin medya- sına yansıyan yorumlar ile tahmin etmeye çalışma- lıyız. Başkentin lüks lokantalarındaki buluşmalan, o sırada kameralar önünde verilmiş "küçük dağ- larıyaratan kahramanlar" pozlarını da unutmama- lıyız. Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar, Hüsamettin Özkan'ın hem başbakan yardımcılı- ğından hem de DSP'den istifasının ardından saat geçirmeden emekliliğini istemeden önce, acaba Baş- bakanın o hastaneye gıdışi öncesi, ne yediği, ne içtiği konusunda küçük bir soruşturma yaptırdı mı diye kafalanmıza takılan soruya yanıt aramalıyız. Biraz da sevinmeli miyiz dersiniz? Başbakan, zaman zaman sıkıntı çektiğini sakJamak istese de henüz çelik korsesini atmış olmasa da artık mun- tazaman evinden makamına gidip geliyor ve sa- dece hükümet değil, parti işleri ile de yakından il- gileniyor diye? Üstelik, o kimilerinin ağızlanna pelesenk gibi ya- pışan minübüse de değil, resmi makam otomobi- iine, hatta önceki gün olduğu gibi parti otobüsü- ne binmeye başladığı için de... Ne zamandan beri, DSP'nin baraj sorunu ile kar- şı karşıya olduğunu ısrarla ileri süren bir sanayici dostum. Tekırdağ mitingini izledikten sonra, bu düşünces/nden caydığını söylüyordu dün. Ecevit, her gün dahaform kazandığını ortaya koyuyor. Te- kirdağ'da o yağmur altında kendisini dinleyenlerin bir ağızdan haınler diye haykırdıklarını görünce, kamuoyunca paylaşılan kimi kaygıların ağızdan ağıza hızla yaygınlaşarak, seçim meydanlanna taş- makta olduğunu anladım. 3 Kasım seçimleri için DSP hangi sloganları saptayacak bilemem. Ama halk, aradığını bul- duğunu Tekirdağ'daki doğal koro ile göstermiş oldu. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net 1M7-.... Sevdim seni ölümsüzlügü yudum yudum içercesine, sevdim seni kutsal bir amaç için ölürcesine. Saat 15.00'te yanında, 19.30'da Koşuyolu Kalp Hastanesi karşısı Dilan Cafe'deyiz. — Tel: 0 216 327 98 32 ŞEHRtBAN - DENİZ - ADALET - HAKKI Yaşasın Sosyalizm Yaşasın Halklann Kardeşliği
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear