Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
Kanadoğlu, 4 No'lu DGM'nin Erdoğan'la ilgili karannın 'yok hükmünde' olduğunu vurguladı
Ilk itiraz\âmıtay'dan• AKP liden Erdoğan'ın
hukuki dururnurıa ilişkin
tartışmalara Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı son
noktayı koydu. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı
Kanadoğlu, "Hiçbir siyasi
düşünce ve beklenti hukukun
üstünlüğü ve hukuk devletinin
ilkelerinin önüne geçemez"
dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sa-
bih Kanadoğlu, Diyarbakır 3 No'lu
DGM'nin, AKP Genel Başkanı Re-
cep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği
karann usul yönünden bozulmasını is-
tedi. Kanadoğlu, "Hiçbirsivasidüşün-
ce ve beklenti, hukukun üstünlüğü ve
hukukdevleti ilketerinin önüne geçemez
ve gereklerinin yerine getirttmesini ön-
levemez* dedı. Erdoğan'ın adlı sicil
kaydının silinmesine ilişkin başvuru-
sunun duruşmada değerlendirilmesi
gerektiğine ışaret eden Kanadoğlu, Di-
yarbakır 4 No'lu DGM'nin de "yetid
gaspı" yaptığını, karannın da u
yok
hükmünde" olduğunu vurguladı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ka-
nadoğlu dün yaptığı açıldamada, Di-
yarbakır 3 ve 4 No'lu DGM'leri tara-
findan verilen kararlann incelendigi-
Adli sicil müdürlugü geri gönderdi, üst mahkeme kararı geçerli saydı
Erbakan hn sicili temizlendl
Necmettin Erbakan
DÎYARBAKIR(Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Bakan-
lığı Adli Sicil Genel Müdür-
lüğü, kapatılan Refah Parti-
si Genel Başkanı Necmettin
Erbakan'la ilgili Diyarbakır
l No'lu DGM'de verilen ad-
li sicilin silinmesi karannı
mahkemeye iade etti. Bin-
göl'de yaptığı bir konuşma-
dan dolayı yargılandığı Diyar-
bakır l Nolu DGM'de 4 ay 26
gûn hapis cezasına çarptın-
lan Erbakan, daha önce aynı
mahkemeye başvurarak ad-
li sicilinin silinmesini iste-
miş, mahkeme talebi uygun
bularak karannı bu yönde
vermişti. Erbakan'ın adli si-
cilinin silinmesine ilişkin dos-
ya daha sonra Adli Sicil Ge-
nel Müdürlüğü'ne gönderil-
di. Genel müdürlük, verilen
karann uygun olmadığını ge-
rekçe göstererek dosyayı
mahkemeye gönderdi. Mü-
dürlük, gerekçesinde, Erba-
kan'ın işlediği suçun 4454
sayüı yasa kapsamındaki ba-
sın yoluyla işlenen suç nite-
liğinde olduğunu, bu neden-
le kaydın silinemeyeceğini
belirtti. Genel Müdürlüğün
dosyayı yeniden yerel mah-
kemeye göndermesi üzerine
Erbakan'ın a\ııkatlan, itiraz-
da bulundu. Dosya itiraz üze-
rine bir üst mahkeme sıfa-
tıyla 2 No'lu DGM'ye gön-
derildi. Dosyayı inceleyen
mahkeme, savcının itirazını
zamanaşımını gözetmeden
yaptiğını gerekçe göstererek,
sicil silme karannın geçerli
olduğunu açıkladı.
ni belirtti. Erdoğan'ın avukatı tarafin-
dan TCY'nin 312 2. maddesinde ya-
pılan değışiklik gerekçe gösterilerek,
adli sicil kaydının silinmesınin isten-
diğini anlatan Kanadoğlu mahkeme-
nin evrak üzerinde yaptığı inceleme
sonunda, eylemin maddenin yeni şek-
line göre de suç olmaya devam ettiği-
ne karar vererek istemi reddettiğini
vurguladı. Erdoğan'ın avukah tarafin-
dan adli sicil kaydının silinmesi için Di-
yarbakır 3 No'lu DGM'ye yapılan baş-
vurunun Adli Sicil Yasası'nın 8. mad-
desi kapsamına girmediğine işaret eden
Kanadoğlu, "Talep,hükmünzatvema-
hiyetinin yasa değişikliği nedeniyle ye-
niden değeriendirflmesini içerdiğinden.
bu husus tipiklik unsurunun tarüşıl-
masını zoninlu kılmaktadır. Tipiklik
unsurunun ise duruşma açılarakyapı-
lacak yargdamada tartişıbnası gerek-
mektedir. Duruşma açüarak verilecek
karann ise kuşkusuztemyizi kabildir"
dedi.
3 No'lu DGM'nin karannı evrak
üzerinde vermesinin uyulması gerek-
li yasa yolunu değiştirmeyeceğini kay-
deden Kanadoğlu, mahkemenin kara-
nna karşı başvurulacak yasal yolun
temyız olduğunu vurguladı. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu,
Erdoğan'ın avukatının Diyarbakır 3
No'lu DGM'nin karanna karşıhk Di-
yarbakır 4 No"lu DGM'ye itiraz baş-
vurusu yaptığını, mahkemenin de baş-
\Tiruyu "acde itiraz" kabul ederek is-
tem doğrultusunda kararverdiğini bil-
dirdi. CMUK'un 293. maddesi gere-
ğınce yasa yolunda yapılacak hatanın
baş\ııranın hukukunu etkilemeyece-
ğini ve baş\Tirulabilecek yasa yolunu
değiştirmeyeceğine dikkat çeken Ka-
nadoğlu, Diyarbakır 3 No'lu DGM ka-
ran üzerinde sadece temyiz inceleme-
si yapılabileceğini, uygulamalann da
bu doğrultuda olduğunu bildirdi.
Diyarbakır 3 No'lu DGM'nin kara-
nna yönelik itiraz başvurusu yapılama-
yacağını, bunun yolunun temyiz oldu-
ğunu vurgulayan Kanadoğlu, dılekçe
üzerinde inceleme yapacak makamın
da Yargıtay 8. Ceza Dairesi olduğunu
kaydetti. Kanadoğlu şunlan söyledi:
"Bu yaprimayarak Diyarbakır4 Nolu
DGM'ce yetki gaspı suretiyle verilen
karar hukuki sonuç doğurmaz ve yok
hükmündedir. Temyize tabi olması ve
de temyiz edilmiş olması nedeniyle ke-
sinleşmeyen 3 No'lu DGM karan üze-
rine temyiz istemi niteliğindeki dilekçe
esas aJınarak, Yargıtay 8. Ceza Daire-
si'ne hitaben başsavcıhğımızca, tebtiğ-
namedüzenlenerekanılan daireyegön-
derflmiş, Diyarbakır 3 No'lu DGM ka-
rannın evrak üzerinde değil duruşmah
olarak verilmesi gerektiğinden bahisle
usul yönünden bozubnası talep edil-
miştir."
ANAP'TA 1 İSTİFA
Meclis'in
aritmetiği
dalgalıANKARA (Cumhuriyet Bürosa) -
Partilerin milletvekili adaylık
listelerinı YSK'ye göndermelerine İ
gün kala Meclis aritmetiğindeki
dalgalanma sürdü. Bitlis Milletvekili
Edip SafterGaydah, Devlet Bakanlığı
koltuğunu da bırakarak ANAP'tan
aynhrken. eski DYP'li Rasim
Zaimoğhı. daha önce ANAP'tan
aynlan Burhan Kara ile DSP ve YTP
arasında gidip gelen AB Tekin
ANAP'a katıldı. Seçimlerde
partilerinin barajı aşamaması ve
lıstelerde yer bulamama korkulan son
dönemde birçok milletvekilinin yer
değiştirmesine neden oluyor.
Listelerin kesinleşmesine 24 saat kala,
ilk istifa haberi ANAP'tan geldi.
ANAP'ta uzun süre Devlet Bakanlığı
görevi yapan Bitlis Milletvekili Edip
Safter Gaydalı, 3 Kasım seçiminde
bağımsız aday obnak üzere
partisinden aynldığını açıkJadı. Daha
önce partilerinden istifa eden Tekin ile
Zaimoğlu da düzenlenen törenle
ANAP'a katıldı. Ali Tekin, Avrupa
Birliği'ne uyum çalışmalanndaki
görüş birliği ve bu konuda kararlı tavn
nedeniyle ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın davetini kabul
ettiğini söyledi. ANAP Genel
Merkezi'nde daha sonra Kara'nın
katılımı için tören düzenlendi. Birkaç
ay önce ANAP'tan aynlıp DYP'ye
geçen Burhan Kara. bu partide liste
güvencesi bulamayınca yeniden
ANAP'a döndü. Dün akşam iribanyla
parlamentodaki sandalye dağılımı
şöyle: "MHP: 126, DYP: 84, ANAP:
70, YTP: 60, AKP: 59, DSP: 58, SP: 46,
BBP: 4, TDP: 3, Ytat Partisi: 3, CHP:
2, bağımsız: 21"
SHP, HADEP, ÖDP, EMEP ve SDP görüşmelerinde anlaşma
Sivil tophım örgütierinin temsikilerinin de yeraldığı tttifak Konseyi'nin çahştnalan sonuç verdu (Fotoğraf: AA)
Sol liste birliğine gidiyor
FIRAT KOZOK
ANKARA-SHP, HADEP, ÖDP,
EMEP ve SDP'nin DEHAP çatı-
sı altında seçime girmesine yö-
nelik arayışlarda büyük ölçüde
uzlaşmaya varıldığı öğrenıldi. Lis-
te birliğine gitme karan alan 5
partinin, son anda bir pürüz çık-
maması durumunda bugün bir ba-
sın toplantısıyla "solda 110/310"
açıklaması bekleniyor.
SHP, HADEP. ÖDP, EMEP ve
SDP'nin DEHAP çatısı altında
seçime gıdilmesi yönünde uzlaş-
maya vardığı öğrenildi. Avukat
Eşber Yağmurdereh'nin önerisiy-
le oluşturulan ve 5 parti ile sivil
toplum örgütierinin temsilcileri-
nin yer aldığı Irtifak Konseyi 'nin
çahşmalan sonucunda partilerin
a
Mste birliğine" gidibnesı yönün-
de anlaşmaya vardıklan kayde-
dildi. Dün gece geç saatlere kadar
HADEP Genel Merkezi'nde lis-
te çalışmalannı yüriiten partile-
rin. bugün sivil toplum örgütleriy-
le görüştükten sonra bir basm top-
lantısı düzenleyerek birlik karan-
m açıklamalan bekleniyor.
YağmurdereH: Doğnı adım
îttifak konusunda arabulucu ola-
rak büyük rol oynayan Avukat Eş-
ber Yağmurdereli ise, Cumhuri-
yet'e yaptığı değerlendirmede,
"Böyle kritikbir anda Türkiye so-
lunun bir seçim ittifakı çerçeve-
sinde de oba yan yana gelmiş ol-
masuu son derece önenüi buluyo-
rum" dedi.
"Türkiye'nin sola,solunda Tür-
khe've ihtiyaa olduğunu'' savunan
Yağmurdereli, yaşanan krizin eko-
nomik bir kriz değil, siyasi bir re-
jim krizi olduğunu söyledi. Yaşa-
nan krizlenn atlahhnası için mut-
lak bir sol iktidann gerekli oldu-
ğunu belirten Yağmurdereli, "Ça-
balannun kamuoyuna yansıdığı
günden itibaren, bir ittifakuı sağ-
lanabüecek obnasuun toplumun
geniş çevTelerinde yarattığı umut
bunun en açık işaretidir. Seçün
sonrasında bu ittifakm unıulanın
çok üzerinde bir desteğe sahip ol-
duğuaçıkçagöriaecektir" görüşü-
nü dile getirdi.
Yağmurdereli şöyle devam et-
ti: u
Bana göre Türkiye solunun
sadece parlamentoya girmesi yet-
mez, a>nı zamanda Türkiye'nin
kaderine, geleceğine yön verecek
ölçüde bir müdahale gücü olması
da gerekmektedir. Ben bu ittifakın
doğnı yolda atilnuş bir adım oldu-
ğunu, uzak gelecekte de bu güne
dönüp baküdığmda bunun tarihe
son derece önemli bir müdahale oL
duğunun anlaşüacağına inanıyo-
rum."
Daha önce ittifakta adı geçme-
yen ve partisinin örgütüne ODP'ye
oy vermeleri çağnsında bulunan
TDP Genel Başkanı SemaPişkin-
süt'e ortak aday listesinde yer al-
ması için öneride bulunulabilece-
£i belirtildi.
SÜLEYMAN ÇELEBt:
CHP'den
aday
değilim
tstanbul Haber Senisi - DİSK Genel
Başkanı Süleyman ÇelebL taleplerinin
ve kurumsal işbirliği arayışlannm
CHP yönetimınden karşıhk
bulmadığını belirterek "Bu seçimlerde
CHP'den aday değilim" dedı.
Bir basın toplantısı düzenleyen
Çelebi, DlSK BaşkanlarKurulu'nun
"konfederas>onun tüzüğü ve genel
kurul kararlan ışıgmda, emekten yana
sol bir iktidann oluşması için bu
alanda var olan siyasi partilerin seçûn
isbirliğine teş\ik edilmesini"
kararlaştırdığını anımsatarak, bunun
üzerine iktidara yakın bir sol parti ile
kurumsal işbirliği arayışına
girdiklerini öne sürdü. Çelebi,
tt
Sol
içinde öne çıkan CHP've kurumsal
destek vereceğhnizi, bunu da
kamuo>ıına açıktayacağunızı
kendilerine ilettik. DİSK ve CHP
ilişkisi yeni bir olgu değildir, geçmişe
dayanmaktadır. DİSK, kurulduğu
günden bu yana partiler üstü bir
sendikacıhk anla>ışuıda olmamışdr.
Özellikle 70'li yilİardan bugüne kadar
bu destek, CHP'ye ve bu misyondaki
partilere verilmiştir" diyerek seçim
atmosferinde de bu anlayışla
davrandıklannı, Türkiye'nin
geleceğinden sorumluluk duyarak
hareket ettiklerini ifade etti. Çelebi,
"Bu temelde ohışturduğumuz asgari
talepleri CHP yönetimine ilettik. Bu
talepler, CHP'nin progranu, geleneği
ve ilkelerine de ters diişmemektedir.
Ne var ki taleplerimiz ve kurumsal
işbirliği arayışlanmız, CHP
yönetiminde karşıhk buhnadL Kökeni
eski yıllara dayanan DİSK ve CHP
arasmdaki kurumsal işbirugi
sağlanamadı" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Uzun zamandır beklediğimiz çıkış
ANAP'tan geldi. Kamuoyu anketleri
seçime karar veren partiler dahil Mec-
lis'teki partilerin çoğunun barajın al-
tında kalacağını gösteriyordu. Eğerbu
tablo ile seçime gidilirse Meclis'teki
partilerden yalnızca AKP'nin barajı
aşma garantisi olduğu, diğerlerinin ise
bir kısmının şüpheli, bir kısmının ise
kesin olarak parlamento dışında ka-
lacağı belli oidu.
Işte bu tabloyu gören ve artık ba-
rajı aşma şansı hiç kalmayan ANAP,
diğer partilere ve muhtemelen yarın
açıklanacak listelere tepki gösterecek
olan milletvekillerine bir çağrıda bu-
lunmuş oluyor: Bu çağrının anlamı
şu; gelin birleşelim ve seçimin bu ko-
şuilarda yapılmasına engel olalım.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cen-
giz Altunkaya'nın yaptığı açıklama-
yı da dikkate alırsak ANAP seçim ya-
salarının degiştirilmesinden yana. Bu
en azından barajın düşürülmesi an-
lamına geliyor.
Seçim Ertelenebilir mi?
Bu durumda ne olabilir? ANAP,
şimdilik hükümetin çekilmesi taktiğiy-
le işe başladı. Bu taktik, muhtemel-
dir ki önümüzdeki günlerde ve saat-
lerde diğer partilerfe seçim pazarlığı
şeklinde sürecek.
YTP lideri Ismail Cem, ANAP'a ilk
destek veren kişi oldu. Bunu belki de
bu yazıyı yazdığımız sırada SP lideri
de izleyebilir. Hükümet düşürülürse
zaten seçimin fiilen 3 Kasım tarihinde
yapılması olanağı ortadan kalkar.
ANAP'ın yaptığı siyasi etik açısın-
dan tartışılabilir. Başbakan Bülent
Ecevit'in dediği gibi, bu hükümetin
düşürülmesi ekonomik ve siyasi so-
nuçlar doğurabilir. Irak'a ABD mü-
dahalesinin gündemde olduğu şu
günlerde Türkiye'nin hükümet krizi
içine düşmesi, krizi daha da büyüte-
bilir. Bunlar birer gerçek; ancak bir
başka gerçek daha var, kamuoyu
yoklamaları bu şekilde devam eder
ve bu tablo seçimiere aynen yansır-
sa, seçim sonrası Türkiye yeni bir kri-
zin içine daha yuvarlanabilir.
Çünkü, barajı aşma garantisi şim-
dilik AKP ve CHP için söz konusu. Di-
yelim ki buna en fazla bir veya iki
parti daha katılabilir. O zaman oyla-
rın yüzde elli-altmışını alan partiler
Meclis'e girecekler, oylann yüzde kır-
kı en azından boşa gidecek ve bu oy-
ların temsilcileri parlamentoda yer
alamayacak. Bu da büyük bir temsil
krizine neden olmaz mı? Bu temsil kri-
zi Türkiye'deki siyaset dengelertni
oiumsuz yönde etkilemez mi?
• • •
Bu köşede defalarca yazdık, yüzde
10 barajı Türkiye'nin şu anda bulun-
duğu siyasi çeşitliliğe tamamen aykı-
rı. 12 Eylül darbecilerinden miras ka-
lan bu sistemin amacı, iki partili bir
sıstem yaratmaktı. Ancak, onlann dü-
şündüklerinin tam tersine Türkiye 12
Eylül öncesinden daha çok partiye sa-
hip oldu. Bunların birçoğu da ciddi bir
seçmen potansiyeline sahip durum-
dalar. Mesela baraj yüzde beş olsa
sekiz. dokuz civarında bir parti Mec-
lis'e girebiliyor. 0 zaman çok renkli bir
Meclis ortaya çıkar. Türkiye, böylece
demokratik koalisyonlara yönelir, ku-
tuplara çekilen bir siyasi tablo yerine
daha ılımlı bir ortam oluşur.
Şunu görmek gerekiyor: ANAP'ın
MHP ile ilgili çıkışı, eski deyimle "za-
hiri" sebeptir. Asıl sebep baraj so-
runudur. Baraj, partilerin korkulu rü-
yası haline geldi. Baraj aynı zaman-
da seçmenlerin iradelerine ipotek ko-
yacak bir özellik taşıyor.
Ecevit "Bu hükümet kalsın" diyor
ama ilave ediyor: "Biz bu seçime
karşı olduğumuzu başından beri söy-
ledik." Yani seçimin ertelenmesiyle il-
gili birteklif gelirse DSP'nin neyapa-
cağı tam da belli değil.
Siyasi atmosfer kızışıyor. Artık her
saat önemli. Her parti kendi cebin-
den bir kart çıkarabilir. Bu kartlar da
daha çok barajdan nasıl kurtulacağı
üzerine kullanılır. Mesut Yılmaz'ın za-
manlaması tam. Şimdi listeler açık-
lanacak ve zaten dananın kuyruğu ko-
pacak. Ondan sonra daha neler gö-
rürüz bilemiyoruz. Ancak seçimin er-
telenme olasılığı her zamankinden
daha fazla. Bu saatte yalnızca bunu
söyleyebiliyoruz.
•••
HADEP, SHP, ÖDP, SDP, EMEP
arasmdaki seçim ittifakında bu yazı
yazıldığı sırada belli bir uzlaşma sağ-
lanmış görünüyordu. DEHAP çatısı al-
tında seçime katılacak olan bu par-
tilerin liderleri, şimdi aday listelerıni
hazırlıyorlar. Umuyoruz ve bekliyo-
ruz, bu konu artık bir çözüm nokta-
sına gelsin.
GLOBALpOLİTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Beyaz Adamın Yükü
Bush, Blair, Chaney vb. Irak rejiminin kolaylıkla de-
ğiştirilebileceğine inanıyorlar. Irak halkı işgalci asker-
lere, kendilerini bir despottan kurtardığı için sevinç-
le kucak açacak, askerler hemen Saddam'ı terk ede-
rek teslim olacakmış. Çünkü, ABD Irak'ı işgal edip,
Saddam'ı devirip, yerine tüm Arap dünyasına örnek
olacak barışsever bir demokrasi yerleştirecekmiş.
Beyaz adam yine, kendi değerferini, küftürünü, kf-
sacası uygarlığını azgelişmiş halklar arasında yaymak,
onları da uygarlaştırmak görevini üstlenmiş. Bu "as/7
görev" 19. yüzyıldaingilizlmparatorluğu'nundu. Rud-
yard Kipling in 1899 yılında yayımlanan ve ABD'yi
sorumluluğunu üstlenmeye çağıran "Beyaz adamın
yükü" şiirinden bu yana ABD üstlendi. Son yıllarda
ABD'nin görev aşkı daha önce görülmemiş bir ateş-
le yanıyor ve etrafını da yakıyor. Yük eskisinden da-
ha ağır. Dün, Ingiltere gider işgal eder, uygarlaştırma
projesine karşı hertürlü direnişi şiddetle kırar, halkın
emeğini vetoprakları istediği gibi kullanırdı. Ama tes-
lim etmek gerekir, yerel halkı da eğitır, "uygarfaştınr"
örneğin, lokantada, evde, devlet dairesinde kendisi-
ne hizmet ederken yalınayak, yarı çıplak ya da tuhaf
elbiselerle gezmesinı yasaklar, ayakkabı, pantolon,
ceket giydirir, sık sık yıkanmayı, Ingilizce konuşma-
yı, çatal kaşık ve makineli tüfek kullanmayı öğretirdi.
Bugün artık açık sömürgecilik ekonomik ve siyasi
olarak çok verimsiz biryöntem. Nasıl, sahibinin bes-
lemek zorunda olduğu kölelerin yerini, kendi kamını
kendisi doyuran "özgür" işçiler aldıysa, sömürgele-
rin de yerini kendi kendine bakmakla ve ülkesini kul-
lanılır düzeyde tutmakla (pardon, yabancı sermaye-
ye güven verecek demek istiyorum) yükümlü "bağım-
sız" ülkeler aldı.
Işler böyle olunca da beyaz adamın yükü ağırlaş-
tı. Şimdi işgal edip sömürgeleştiremediği için, birta-
raftan bu bağımsız ülkelerin ekonomik sistemlerini ken-
disininkiyle uyumlu bir hale getirmesi, diğer taraftan
"uygariaştınlma pnjesini" kabul edecek liderleri ik-
tidara taşıyacak bir siyasi sistemi ve nihayet tüm bun-
lan yeniden üretecek bir küftürel ortamı yaratması
gerekiyor.
Bugün "beyaz adam/nyüte/nü"üstlenen ABD, "En
güçlü ekonomi, ordu ve en ileri teknoloji bende ol-
duğuna göre herkesin benim ekonomik modelimi,
siyasi, ahlaki değer yargılanmı ve kültürümü, kısa-
cası uygahığımı, hatta dılimi benimsemesi gerek-
mez mi?"; "Böyle düşünmeyenler uygarlık düşma-
nı sayılmaz mı? Halklan bu uygarlık düşmanlarının
elinden kurtarmak gerekmez mi?" diye düşünüyor.
Dolayısıyla, ABD "bu asilgörevi" yerine getirmek için
ülkeleri bombalamaya, işgal etmeye, hatta oralarda
uzun yıllar kalmak gibi bir yükün altına girmeye ha-
zır. Görev "as/7" ama durumu trajik ve ironi yüklü
ABD, tüm bu özverilerine rağmen kendini hem trajik
hem de ironi dolu bir durumda bulmaktan kurtulamı-
yor. Ingiltere uygarlaştırdığı, "yan iblis, yan çocuk" vah-
şilerin"(Kipling) duygularına, kendisinden nefret et-
melerinepekaldırmazdı. HalbukiABD 44yıldır, Baş-
kan Eisenhoovver den bu yana "Herkes niye bizden
nefret ediyor" diye soruyor. ABD hem uygaüaştırmak
hem de bu hizmeti sunduğundan dolayı sevilmek is-
tiyor. Bu işin trajik yanı.
Ikincisi, ABD'nin bu uygarlaştırma sürecinde, işbir-
liği yaptığı kimı siyasi liderler daha sonra bu uygar-
laştırma sürecine karşj savaş açabüiyortar. Bestenen
ve uygariaştmlan ve uygarlaştırma yöntemleri öğre-
tilen kargalar, nedense daha sonra gelip uygarlaştı-
ran eli ısınyorfar. Hatta uygarlaştırılan ya da uygariaş-
tırılmaktaolan ülkelerde en "uygarlıkkarşıtı" düşün-
celer en cahiller ve vahşiler arasında değil. en çok oku-
muş, hali vakti yerinde olanlar arasından çıkıyor. Bel-
li ki bu uygarlaştırma sürecini, uygarlaşanlar öğren-
dikçe. öğrenenlerin içinde kimileri bu uygarlığa kar-
şı savaş açmaya başlıyorlar. Bu da işin ironisi.
Sakın. yalnızca bu uygariaştınlma sürecinde değil,
bizzat bu uygarlığın kendisinde bir sorun olmasın?
Öyle ya baksanıza, en uygar ülkenin ekonomisinin,
en uygar kesimleri yolsuzluklardan, dolandırıcılıklar-
dan hapse düşmeye başladılar. Bu uygarlığın, en uy-
gar kurumları örneğin Dünya Bankası "Böyle devam
edersek dünya batacak", "Küreselleme yoksulluğu
arttınyor", "En büyük yükü küreselleşenler çekiyor"
gibi sonuçlar üreten raporlar yayımlamaya başladı-
lar. Uygar ülkelerin aydınları, bizzat bu uygarlıktan şi-
kâyetçi. Uygarlaştırıcı modeli en çok benimseyenle-
rin ekonomıİeriyse eşekten düşmüş karpuza döndü-
ler. Büyük fedakârlıklarla uygarlaştırılan yerlerde li-
beral demokrasi, en yerli yabancı tekellerin siyaset-
çi alıp satma pazarına dönüyor. Halk sokaklara dö-
külmeye, "fanatikler" devlet başkanlarına suikast
yapmaya, uçaklara binip, binlerce masum insanın
ölümüne neden olan hunharca cinayetler işlemeye
başladılar. Intihar eylemleri günlük haber oldu. Bu
uygarlıkta bir iş var!
Belki de 1899'da Kipling'in şiiri ABD'de yayımlan-
dığında, San Fransisco Call gazetesinde çıkan bir baş-
yazısının son satırfannı dikkate almak gerekiyor "Doğ-
rusu şu ki, onun (beyaz adamın), reform bahanesiy-
le kahverengi adamın evinialtüst etmesi, kahveren-
gi adam buna başkaldırdığında da onu susturana ka-
dar kamçılaması gerekmiyor." Bize gelince bizde bir
sorun yok. Türkel Minibaş'ın pazartesi yazısını oku-
madıysanız sakın kaçırmayın. Göreceksiniz ki bizim
siyasi liderierimizin hepsi çoktan uygarlaşmış. Hep-
si aynı projeyi benimsemişler. Kim seçilirse seçilsin
proje aksamıyor. Bizde bir sorun yok, Allaha şükür-
ier olsun!
Liste pazarlığı sürüyor
SP ve BBP ilke
anlaşması yaptı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-SP ile BBP,
3 Kasım seçimine ortak
listeyle girme konusunda
H
3ke anlaşması'' yaptı.
SP Genel Başkan Yar-
dımcısı Mehmet Beka-
roğlu dün düzenlediği ba-
sın toplantısında, ittifak
çalışmalannın son aşa-
maya geldigini ve her şe-
yin bugün netleşeceğini
söyledi. Bekaroğlu, "SP
listelerinde daha önce
BBP'de çahşmış ada\iar
olabilir. Eğer bir son da-
kika durumu olnıazsa"
diye konuştu.
SPileBBPyöneticile-
ri arasında liste pazarlığı
son dakikaya kadar sür-
dü. Listeler YSK'ye gön-
derildikten sonra da, 14
Eylül tarihine kadar bazı
adaylan çekip yerlerine
yeni isimler bildirilerek
değişiklik yapılabilecegi
belirtildi.
BBP'li adaylann, 18
Nisan'da bupartininagir-
lıkla oyaldığı Sıvas, Kah-
ramanmaraş ve Tokafta
ilk sıralara yerleştirilme-
si bekleniyor. Kapatılan
RP'nin genel başkanı
Necmettin Erbakan da
Konya'dan bağımsız aday
olma karanm parti yöne-
timine bildirdi. Erba-
kan'ın bugün Konya Se-
çim Kurulu'na başvuru-
da bulunacağı öğrenildi.