23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 O A&JSTOS 2002 CUMARTESİ 4- CUMHURİYET SAYFA J V LJ JLi M. LJ M\ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 2002'NİNİLK YARISINDA SAHNELENEN NÂZIMHİKMET OYUNLARI -1 nkara ve Istanbul Devlet Tiyatrolan "Kuvayı Milliye" destanını özenle sergileyip bölge bölge, kent kent dolaştılar. Istanbul Devlet Tiyatrosu Nâzım Hikmet'in "Bu Bir Rüyadır"adlı operetini tamtmak için kollan sıvadı. îstanbul Şehir Tiyatrolan'ndan ise Rutkay Aziz'in sahneye koyduğu, Cahit Berkay'ın müziğine, Banş Dinçel'in çevre düzenine imza attığı, "Memleketimden Insan Manzaralan"nı izledik. Büyük yaşadı, büyük öldüSEVd SANLI "Saçlanmızı tutıışturarak gecenin evinde yangıtı çıkaracağız Çocuklanmızın başlanyla kıracağız karanlık camlannı. Ve bizden sonra gelenler demir parmaklıklardan değil... Asma bahçelerden seyredecek bahar sabahlannı, yaz akşamlarını" Nâzım Hikmet'in şiirleriyle büyüdük, gehş- tik, küçük, bencil kalıplanmızı kırdık. Geniş ufuklara, genış umutlara doğru yelken açtık. Kitaplan başucu kitaplanmız olamadı... Ama binlerce dızesini kafamızda, yüreğimizde taşı- dık. Destanlan hâlâ sular seller gibi dökülür du- daklanmızdan. Izmir Amerikan Kız Kolejı'nde okuduğum yıllarda, yazın kitaplannda Nâzım Hikmet adı tabu sayılmazdı. Ama hevesle parmak kaldınp derse kalkınca bize aktanlanlardan fazlasını söylemem. "Bahri Hazer" ile "Salkım Sö- ğüt"ü coşkuyla okumam birtalcım dedikodu- lara yol açtı. Bazı sınıf arkadaşlanmın politi- kacı yakınlan vardı. "Küçük ama kankırmı- zı" dıye anıhr oldum. Babam Sırn Sanh'nın çıkardığı Halkın Sesı gazetesinde yazılar yaz- maya başlamıştım. Sosyal adaleti savunmak içın elbette. Yeni Asır muhabirlerinden şakacı Hayrullah takılırdı bana. "Sen patron kızısın, bizim gibi proleterleri savunmak sana mı kalmış?" Patron ve proleter çocuklan Kafa- Kol Sendıkası 'nda birleştiler. Kızının solcu ol- masıyla ıftihar eden babam bunu "Anadolu" gazetesinin sermürettibine (başdizgici) söyle- miş Meğer adam Emniyet'ten değil miymiş! Sevgili Sırn Sanlı, en yakın dostum. Son sa- atinde Nâzım'dan dizeler mınldandı. "Güzel günler göreceğiz çocuklar, Motorlanmızı aydınlık maviliklere süreceğiz... Güzel günler göreceğiz." Ölüm tacırlerinın dünyamızı uçurabilecek kadar gözü dönmüşçesine bir yıkım yanşını sürdürmelen tedirgin etti bizi, ama inancımızı yıtırmedik. "Anlayarak bir usta kitap gibi bir sevda şarkısı gibi duyup bir çocuk gibi şaşarak YAŞAMAK birer birer ve hep beraber..." Dışarda bir bayrak gibi dalgalanırken adı, içerde ustamız ihtiyarladı. Içerde dört duvar arasında volta atarken. gün geldi dünyanın dört bucağında ağırlandı. Hem ıçerde. hem dışarda yakasını hiç bırakmadı aynlıklar, hasretler. "Memet, ben dilimden, türkiilerimden tuzumdan. ekmeğimden uzakta Anana hasret, sana hasret, Yoldaşlarıma, halkıma hasret öleceğim." Ulusça günah çıkarıyoruz Doğumunun yüzüncü yılını kutlamak içın bütün ülkenın seferber olduğunu bilsen ne der- düı? Belki ulusça günah çıkanyoruz Ankara ve Istanbul Devlet Tiyatrolan "Ku- vayı Milliye" destanını özenle sergileyip böl- ge bölge, kent kent dolaştılar. Istanbul Devlet Tiyatrosu bir operetini tanıt- mak için kollan sıvadı. "Bu Bir Rüyadır" Cumhur Bakışkan'ın müziği, Mustafa Avkı- ran'ın rejısi, Naz Erayda'nın giysi ve çe\Te düzenı, Ovül Avkıran'ın koreografisi, Halit Akgül'ün ışıklan ve iyi bir oyuncu kadrosu. A- ma sonuç parlak değil. Sonunda Semiha Berk- soy'a göstenlen kadırbılırlik ve aldığı kuvvet- li alkışlar bile durumu kurtaramadı. Çok ağır geçim koşullannda kaleme alınan hafif bir ope- ret. Belki her yazdığında bir keramet, bir hık- met aramakla yazara haksızlık ediyoruz. Istanbul Şebir Tiyatrolan'nda Rutkay Aziz'in sahneye koyduğu, Cahit Berkay'ın müziğine, Banş Dinçel'in çevre düzenine imza attığı, "Memleketimden tnsan ManzaralarT'nı sa- bırsızhkla bekliyorduk. Ama ne yazık, oldukça kalabahk oyuncu kadrosu, o bir kelimesı bile kaçınlmaması ge- reken sözleri bize anlamlı ve anlaşılabilir birbi- çimde iletemedi. Vücut dillenni daha iyi kul- lanmaya çalışmalan, Rutkay Aziz'in verdiği çeviklik, İcıvTaklık isteyen mizansenlerin ya- ma gibi kalmaması, ne zenginlikler katardı bu yapıta. A ŞBANKASIKÜLTÜR YAYINLARI Çehov 'dan 'okumalık' oyunlar... Kültür Servisi - Anton Çehov'un Bütün Oyunları I (Ivanov, Vanya Dayı, Vişne Bahçesi) ve Bütün Oyunlan II (Orman Cinı, Martı, Üç Kızkardeş) adlı kitaplar Ataol Behramoğlu'nun çevirisiyle Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınla- n'ndan çıktı. Çehov'un, geçiş dönemi Rus toplumunun çe- şitli toplumsal çevTelerinden ve kuşaklanndan tiplerin yer aldığı. bunlar arasındaki ulaşılmaz uzaklıklann anlatıldığı oyunlannın temelini, bu uzaklıklar arasındaki gerilim oluşturuyor. Özellikle Ivanov ad- lı oyunda, Ivanov'un genç doktor Livov'a söylediği şu sözler Çe- hov'un bir yazar ola- rak insana yaklaşımı- nı özetliyor. "tnsan işte bu kadar kolay ve anlaşılır bir ma- kine, öyle mi? Hayır doktor! İnsanların ilk bakışta ya da bir iki belirtiye baka- rak birbirleri üze- rine yargı vermele- rini sağlayacak ka- dar çok sayıda çark, vida ve supap yok hiçbirimizde..." Öte yandan, yazann he- men tüm oyunlannda toplumsal çevrenin yok ettiği aydınlardan ve onlann çıkmazla- nndan söz edıliyor. Günlük yaşamın aynn- tılan, sıradan bir söz, Çehov'un oyunlanndakı gerçeklik duygusunu güçlendirerek bir anlamda yazann her şeyi oldu- ğu gıbı göstermek düşüncesüıe de uyum sağlıyor. Bu nedenle Çehov'un oyunlannda kışilerin değil, aralaindaki ihşkinin anlamının; düzenbazhklann değil, yaşananlann öne çıktığı görülüyor. Moskova Sanat Tiyatrosu'nda sahnelendiği sı- rada büyük başan kazanan ve hem Rus Tiyatro- 3U hem de Çehov açısından önemli olan Martı ise draratik sanatın kurallannı yıkmasıyla dikkat çe- dyor. Çehov tüm oyunlannda aydmlann çıkmazla- indaı söz ederİcen ve onlann bunahmlannı dile »etirrken, geleceğe daır umutlanmızı kaybetme- Tiemz gerektığinın de özellikle altını çızıyor. Iskele alabanda!Kültür Servisi - IFSAK Nurettin Erkılıç Sergi Salonu, 22 Ağustos gününde açılacak olan 'Şehir Hatları' adlı fotoğraf sergisine 24 EyhiPe dek ev sahipliği yapacak. 2002 yılında Boğaziçi'nde işleyen vapurlann yanı sıra kaptarılan, çımacılan, satıcılan ve yolculan da unutmayan bir sergi bu. Sergiienen fotoğraflar ise Engin Kaban eğitmenliğinde yürütüien karanük oda çalışmasına katılan Aylin özgül, Burak Necan, Deniz Uzel, Firdevs Atabey, tpek Yaylacı, Mehmet Ulkücü, Neval Bircaner, Özden Yağdıran, Seda Doğruel, Tuğba Akfırat ve Tfllay Doruk'un ürünleri. (0 212 292 42 01) Etkinliğin açılışmda FikretHakan'a 50. sanat yılı nedeniyle plaket verilecek Sinema Burada: Yıldızlar Izmir'de lZMtR(Cumhuriyet Ege Bürosu) - Uluslara- rası Izmir Fuan (ÎEF) kapsamında geçen yıl başlatılan 'Sinema Bu- rada: Yıldızlar îz- mir'de' etkinliği, bu yıl- kı fuarda da sinemase- verlerin beğenisıne su- nulacak. Izmir Sanat'ta 5-10 Eylül 2002 tarihleri ara- sında gerçekleştirilecek etkinlik kapsamında, 4jeçmişin sevilen filmle- rinin yanı sıra Türk sine- masmın yeni örnekleri- Ölüm vüdönünıleri olan 9 Eylül'de Yümaz Güney ve Erkan Yücel'in anısına fîlmler gösterilecek. Plaketini 5 Eylül'de alacak. ne de yer verilecek. Türkan Şo- ray Sergisi'nin açılacağı ve oyna- dığı 'Selvi Boylum Al Yazma- lım', 'Berdel' fılmlerinin gösteri- leceği edcinlikte, Fikret Hakan'a da 50. sanat yılı nedenıyle açılış tö- reninde bir plaket verilecek. 9 Eylül'de, ölüm yıldönümlen olan Yılmaz Güney ve Erkan Yücel'in anısına 'Kızılırmak Ka- rakoyun', 'Umut', 'Ağıt'. 'Hak- kâri'de Bir Mevsim' filmleri gös- tenlecek. Aynca, Ahmet Soner'in Yılmaz Güney için yaptığı 'Ada- na Paris' ile Nebil Öz- gentürk'ün gerçekleştir- diği Ayhan Işık, Muhte- rem Nur ve Cüneyt Ar- kın belgeselleri izlenebi- lecek. Aynca sinemaseverler içın 'Şellale', 'İtiraf', 'O da Beni Seviyor', 'Bana Şans Dile' ile Zuhal Ol- cay'ın başrolünü oynadı- ğı 'Hiçbiryerde' filmle- n etkinlik kapsamında y- er alacak. ÎZFAŞ Genel Müdür Vekili Dilara Sürgü Er- sözlü, etkinlik kapsamın- da Atıf Yılmaz, Banş Pirhasan, Semir Aslanyürek, Mehmet As- lantuğ, Fikret Hakan ve Hülya Koçyiğit'in konuşmacı olarak ka- tılacağı, 'Türk Sineması'nda Oyuncu Olmak' başlıklı bırdepa- nel gerçekleştiritece^ini bildirdi. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Gurup Duyuyorum! Sizi bilmem ama, ben bir süredir ölüm ceza- sını kaldırmış bir ülkenin vatandaşı olmanın kı- vancını yaşıyorum. Durup durup kendime ida- mı kaldırmış olduğumuzu, çağdaş uygadık uf- kumuzu daha ileriye taşıdığımızı hatırlatıyorum. Çok kısadan söylemem gerekirse, bu kıvan- cıntemelinde, neAvrupaBırlıği'ninolmazsaol- maz kıstasları, ne Avrupa Biriiği yolunda ulusal ortak hedeflerimiz ne de uyum yasaları vb. ya- tıyor... Bu kıvancımın temelinde yalnız ve yal- nız 'insan olmak' olgusu, çağdaş olmak olgu- su var... Hiç unutmadım ve unutmuyorum: Çok uzun yıllardan beri bu ülkede ölüm cezasına karşı durmuş olanlar, ölüm cezasına karşı yazı yaz- mış olanlar, ölüm cezasına karşı eylem yapmış olanlar, ölüm cezasına karşı savaş açmış olan- lar 'vatan haini' diye nitelendiler... Hiç unutmadım ve unutmuyorum: Çok uzun yıllardan beri bu ülkede hukukçular, üniversite çevreleri, eğitimciler, ölüm cezasının hiç ama hiçbir caydırıcı niteliği olmadığını; ölüm ceza- sının, AJbert Camus'nün deyişiyle 'Devleteliy- le işlenmiş cinayet' olduğunu ortaya koydular ve hep amansız bir direnişle karşılandılar... Hiç unutmadım ve unutmuyorum: Üç devlet ada- mını idam etmiş; sonra o üç idama karşılık üç devrimci genci asmış; daha sonra 12 Eylül dar- besinin baskı, zulüm ve terör ortamında, 18'ini bile doldurmamış bir genci darağacında sal- landırmış bir devletin vatandaşı olarak, 'Asma- yalım da besleyelim mi' ilkelliğini, vahşetinı ve şiddetini yaşadık, bu ilkelliğin tanıkları olduk... Bütün bunlan yaşadıktan sonra, aradan yıl- lar geçtikten sonra, 1984'ten beri ölüm cezası ülkemizde uygulanmadığı halde, ölüm cezası kalksın mı kalkmasın mı tartışmasını PKK'nin başkanına endekslenmesı, MHP'nin bunu se- çim malzemesine dönüştürmesi, oya tahvil et- mesi beni çıldırtmakla kalmıyor, korkutuyordu da! Yanılmışım! TBMM çağdaş uygarlık, de- mokratik haklar yolunda bir mucizeyi gerçek- leştirdi. • • • Kieslovvski'nin 'öldürme Üstüne Küçük Bir Film' adlı eserini anımsıyor musunuz? Hani 21 yaşındaki bir genç, canı fena halde sıkılan bir genç, hiç nedensiz bir cinayet işler. Yakalanır. fdama mahkûm edilir. Ve idam edilir. Beyaz per- dede iki öldürme izler seyirciler. llki cinayet, ikincisi idam... Bu filmi izleyip de ikinci öldür- meyi daha korkunç, daha vahşi, daha insanlık dışı, çağ dışı, daha dehşet verici bulmayacak tek bir 'insan' bulunabileceğine ınanmıyorum ben. • • • Kendi ülkesinde yıllardır ölüm cezasının kalk- ması için savaş veren Joan Baez anlatmıştı: Konserlerinde şarkı söylemenın yanı sıra bol bol da konuşuyor ya... ABD'deki konserlerinde şöyle dermiş: "Biliyor musunuz ki, uygar diye geçinen ülkeler arasında ölüm cezası uygulanan iki ülke var: Biri bizimki, öteki Türkiye..." Türki- ye'nin nerede olduğunu bile bilmeyen taşralı Amerikalılar, dehşete düşermiş, "Vaydemekbir bizde, bir de Türkiye'de..." Ve bilmedik/eri, ta- nımadıkları ama 'barbar' olduğunu duyduklan ülkeyle aynı torbaya konmaktan tedirgin, kara kara düşünmeye başlarlarmış ölüm cezası üze- rine... Daha çok vakit geçırmeden, derhal Jo- an Baez'e bir haber uçurmalıyım, belki TB- MM'den çıkan kararı duymamıştır. Artık bunu söylemekten vazgeçsin. Çünkü benim ülkem ölüm cezasını kaldırdı. Evet, gurur duyuyorum! e-posta: zeynep(a zeyneporal.com Faks:(0 212)257 16 50 'Görünmeyen Dostlap' İstanbufda • Kültür Servisi - 14 Ağustos Çarşamba gecesi, ünlü gece kulübü Reına'da, Johnnie Walker Black Label tarafından düzenlenen gecede, dünyaca ünlü Venezüellah grup Los Amigos Invisibles sahneye çıkacak. 1991 yılında bir araya gelerek Venezüella'nın ilk dans grubunu kuran Los Amigos Invisibles gecede, 'Arepa 3000 a Venezuelan Journey into Space' adlı, 2001 "de Grammy ödülüne aday olmalannı sağlayan albümlerinden de parçalar seslendireceİcler. 2002 yılında 'Master At Work' sanatçılanndan Louis Vega ile çahşmaya başlayan grupta, perküsyonda Mauricio Arcas, vokalde Julio Briceno, klavyede Armando Figueredo, gitarda Jose Luis Pardo, davulda Juan Manuel Roura, basta Jose Rafael Torres yer alıyor. VVarnep Bnos, ölliam'ın peşinde • Kültür Servisi - Warner Bros, Amerikalı yönetmen Terry Gilliam'ı, Rafael Sabatini'nin 'Scaramouche' adlı romanını beyazperdeye uyarlaması için iknaya çalışıyor. En son 1998'de 'Vegas'ta Korku ve Dehşet' adlı filmi yönetmiş olan ve o zamandan bu yana ortalıkta görünmeyen Gilliam, teklifi kabul ederse, Sabatini'nin edebiyat klasiği üçüncü kez sinemaya uyarlanmış olacak. Fransız Devrimi sırasında, en yakın arkadaşlanndan biri öldürülen genç bir adamm intikam çabalannı anlatan 'Scaramouche'un, başrol oyunculannın kim olacağı ise henüz belli değil. BUGUN • RUMELİHİSARTnda 21.00'de Teoman konseri. (Biletix: 0 216 454 15 55) • BEYOĞLU SİNEMASI'nda 'Ferruh Doğan anısına' kapsamında 11.30, 14.45, 18.15ve21.45'teEmirKnstarica > ran —^ yönetmenliğini yaptığı 'Underground'. (0 212 251 32 40) • ES'KANDtL'de 22.00'de Önder Foçan Trio konseri. (0 216 332 80 36) • İŞ SANAT'ta 'Sinema Şenliği' kapsamında 12.00, 14.15, 16.30 ve 19.00'da Wong Kar - VVai'nin yönetmenliğini yaptığı 'Aşk Zamanı' (0 212 316 10 83)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear