23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
i TEMMUZ 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Nüfusu 10 milyondan fazla olan Istanbul'un en az yüzde 3'ü, madde bağımlısı Uyuşturucu hızlayayıhyor ŞULE KÖKTÜRK Yakın çevresinden biri... "Görevti" bır süre onu ziyaret ederek, ona iyiMk yapıyor. So- runlanyla boğuştuğu bu dö- nemde "görevli"nin getirdi- ği madde ile unutuyor herşe- yi... Bir-iki kez veya bir-iki hafta "görevli" ona "iyilik" yapmaya. "madde"yi getir- meye devam ediyor. Madde- yi ısrarla istıyor bir gün "gö- revli "den... Ve "görevli" için artık gö- rev sona eriyor. Ziyaretleri ke- siyor ve onun ziyaretini bek- liyor. O da görevlinin beklen- risini boşa çıkarmıyor. Ayak- Ian beynine hükmediyormuş- Çasına "görevK"ye ulaşmak için harekete geçiyor. Vânnı yoğunu bu uğurda har- camaya hazır, zarar gördügu Uyuşturucu ile savaşımda, bağunlılık yapıcı maddelere ulaşmanın engellenmesi gerektiğinin önemine işaret ediliyor. • Bilgi sahibi olmalıyız AMATEM Klinik Şefi Doç. Dr. Duran Çakmak, uyuşturucu madde kullanımı ile savaşımda, herkesin birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek 'Bağımlılık yapan maddelerle ilgili bilgi sahibi olmalıyız' diye konuştu. halde "madde" kullanmaya devam ediyor. Kullandıği maddeyi bir tür- lü bırakamıyor, sürekli "madde" arayışı içinde ve "madde"nin do- zunu gün geçtikçe arttırma ihtiya- cı duyuyor. AMATEM'e 5 bln 500 başvuru Kısa bir süre sonra yaşamında hiçbir şeyin anlamı kalmıyor ve bü- tün dünyası uyuşturucu olmaya baş- lıyor. Kullandığı "madde"nin do- zu arttıkça daha fazla para harcamak zorunda kalıyor. Ve para kazanmak, "madde" bulabilmek için hırsız- lık, fahişelik yapmak, "madde" satmak zorunda kalıyor... Eğer şanslı ise yaİonlannın yar- dımı ile kurtuluyor bu yaşamını bi- tiren "madde' 'den. Ama şans onun- la değilse fazla doz nedeniyle son kez gözlerini kapahyor bu yaşam- da. Bir insanın sonunu hazırlayan uyuşturucuyla yolculuk hemen he- men böyle bir süreç. 10 milyondan fazla nüfusu olan Is- tanbul'un en az yüzde 3'ü uyuştu- rucu kullanıyor ve uyuşturcu kulla- nımı hızlı bir biçimde artıyor. 2001 yılı istatistiklerine göre uyuşturucu kullananlardan yaklaşık 5 bin 500 kişi tedavi için AMATEM'e baş- vurdu. Bu tablo karşısında AMA- TEM Klinik Şefi Doç. Dr. Duran Çakmak'ın şu sözleri ise bize umut veriyor: "1 Idşinin bile hayata dönmesi bi- zün için önemfi." Bir klşlyl daha kazanmak Kıyıya vurmuş binlerce deniz yıl- dızını, tek tek alıp denize atarak, onlann hayatını kurtarmaya çalışan ve biri bile kurtulduğunda, "Bakbu hayata döndü" diyen bahkçının hi- kâyesinı anlatan Çakmak, "Belld her uyuşturucu kullanıcısının haya- ünı kurtaramayacağız ama, bir ki- şinin bile tedavi olmasını sağladığı- nıızda, onun hayatı kurtulmuş ola- cak. Biz bir kişiyi daha kazanmış oluyoruz" diye konuşuyor. Çakmak, uyuşturucu madde kul- lanımı ile savaşımda, herkesin bir- likte hareket etmesi gerektiğini be- lirterek, "Önce bağımlılık yapan maddelerle ilgili bilgi sahibi olîna- byız. Toplum olarak, bunlara kar- şı rutum gefiştirmeKyiz ve dünya ça- pında bu maddeierle sa\aşımın yay- gınlaşması için çaba sarfetmeliyiz" diyor. Çakmak. özellikle önder kişile- rin bağımlılık yapan maddeleri kul- lanmasının, kullanımda özendirme- ye neden olabileceğini söylüyor. Uyuşturucu ile mücadelede bağım- lılık yapıcı maddelere ulaşmanın engellenmesi gerektiğini de belirten Çakmak, kişinin girdiği ortamda madde olsa bile bilinçli olması du- rumunda uyuşturucu kullanmayabi- leceğini \wguluyor. Kişinin istemesi ve tedaviye ha- zır olması durumunda uyuşturucu- dan kurtulabileceğine dikkat çeken Çakmak, "Tedavi gören kişinin tek- rar uyuşturcuya başlama olasılıği çok yüksektir. Tekrar başlamanın önlenmesi için kişinin, tedavi sonra- sı terapiye devam etmesi ve yakın- laruun bilgi sahibi olması gerekir'" şeklinde konuşuyor. JAPILAN ARAŞTIRMAYA GÖRE Eğitim düzeyi yükseldikçe artıyor • AMATEM tarafından Türkıye'de madde kullanımına ilişkin yapılan araştirmaya göre, eğitim düzeyi ilkokuldan liseye doğru yükseldikçe madde kullanımı artıyor • ErkekJer kadınlardan, bekârlar evtüerden daha çok madde kullanıyor. • Istanbul"un yüzde üçünün madde kullandıgı saptanmış, fakat uzmanlar madde kullanımının toplumda hoş karşılanmayan bir durum olması, çekıngenlik, utanç veya korku nedeniyle uyuşturucu kullandığını beyan etmeyenlerin olabileceğini belirtiyorlar. • Araşürmalara göre, görüşülen her beş kişiden biri çevresinde madde kuDanan bir kisryi tanıyor. • 2001 yılmda AMATEM tarafından yapılan bir diğer araştirmaya göre ise Türkiye'de en çok kullanılan uyuşturucu, 6.2 gibi bir oranla uçucu maddeler. Bunu 5.2 ile hap takip ediyor. Ecstasy ve eroin 2.5 ile az kullanılan uyuşturcular arasında. Araştırmada dikkati çeken bir diğer nokta da, 1998 yılında yüzde 8.2 olan uçucu madde kullanımının azalması ve yüzde 1 olan ecstasy kullanımının, yüzde 150 artarak 2.5'e yükselmiş olması. Yüzde 1.2 olan eroinin kullanımında. yüzde 100 artış olurken, yüzde 3 olan esrar kullanımı vüzde 4'e çıkmış. • Alkolbağunhnğı nedeniyle, 2001 yıhnda AMATEM'e 9 binden fazla kişi başvururken burüardan 718'i yatarak tedavi görmüş. Alkol dışı madde bağımhüğı için başvuran yaklaşık 5 bin 500 kişiden ise'644'ü AMATEMYJe tedavi görmüş. 1996'dan bu yana yapılan istatistiklerde başvuru sayısı artarken tedavi gören sayısmda önemti bir arûş görülmüyor. ÇoCUKLARINIZI DİNLEYİN Aile ve öğretmenler bilinçli olmalı Ergenlerin uyuşturucuya başlama riskinin çok yüksek olduğunu vurgulayan Doç. Duran Çakmak, ailelerin ve öğretmenlerin uyuşturucularla ilgili bilgi sahibi olması durumunda mücadelede başanh oiunabileceğini söyledi. Çocukla ilerişim kurmanın önemine dikkat çeken Çakmak. aile ve öğretmenlere şu önerilerde bulundu: "Çocuğu dikkatle dinleyin, sözünü kesmeyin, o konuşurken ne söyleyeceğinizi ha/ıriamakla meşgul olmayın, çocuğun beden diüne dikkat edin ve siz de bedeninizle onu dinlediğinizi gösterin." Çocuğa değerlerin öğretilmesinin önemine dikkati çeken Çakmak, "Ergenkr, merak, arkadaşlan tarafindan kabul görme, arkadaş baskısı, sorunlan ile başa çıkma düşüncesi, kendini kamüama fikri kendini iyi hissetnıek için uyuşturucuya başlayabüir" dedi. Ergen ailesinin çocuğunu çok iyi gözlemlemesi gerektiğini de belirten Çakmak, "Uyuşturucu kuOanan ergenlerin, ani tepki verme, saldırgan olma, davranış bozuklukian gösterme, itaatkârnk, içe dönüklük gibi ortak özellikleri gözlenmiş. Bunlann görüldüğü her ergen de uyuşturucu kuDanıyor anlamına gelmiyor, ama ailenin durumu çok iyi gözlemlemesi gekrekir'' dedi. AMATEM Kişi, tedavi olmayı istemeli AJkol Madde Araştırma ve Tedavi Merkezi (AMATEM), Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Eğitim ve Araştırma Hastanesi içinde yer alıyor. Türkiye'de bu alandaki iJk resmi kurum olma özelliğini taşıyan AMATEM'e yılda 3 bine yakın uyuşturucu kullanıcısı tedavi için başvuruyor. Cumartesi - pazar dışındaki günlerde muayene için hasta kabul eden AMATEM, danışmanlık hizmeti de veriyor. Kişinin gerçekten tedavi olmak istemesi ve tedaviye hazır olması durumunda uyuşturucudan kurtulma şansı olduğunu belirten Doç. Duran Çakmak, zorla tedavinin başansızlıkla sonuçlandığım söyledi. AMATEM'e başvuranlann yatarak ve ayaktan tedavi görme şanslan olduğunu anlatan Çakmak, tedavi süreci ile ilgili şu bilgileri verdi: "Yatmlan hasta öncefikle anndırma aşamasına geçiriHyor. 7-10 gün süren bu aşamada kişi maddenin etkisinden kurtuluyor. Bu süre içinde uzun sürefi izteme tedavisine devam edebilecek ve nıhsal tedaviden yarar görebifecek hastalar, Bağunfahk Tedavi Ünitesi'ne ahnıyor. Bu ünitede 14 ve 28 günlük sosyal ve nıhsal tedavi programlan uygulanıyor." Emniyete göre en tehlikeli 7 madde Önce keyif almak için kullanılan uyuş- turucular, etldleri geçtikten sonra, zehir- lenme, ruhsal çöküntü, bitkinlik yapı- yor, şiddetli ağnlara, kalp ve damarprob- lemlerine neden oluyor. Satılması yasal olan uçucular ise en ko- lay bulunan uyuşturucular. Uzmanlar, yazı yazarken hatalan silmek için kulla- nılan maddelerin bile (tipp-ex gibi) uzun süreli koklanması halinde bağımlılık ya- pabileceğini belirriyorlar. Baflımlılık vapıcı maddeler Istanbul Emniyet Müdürlüğü internet sitesindeki bilgilere göre, uyuşturucu madde imal edenlerin amacı, bilinen uyuşturucu maddelerde kimyasal deği- şiklikler yaparak, kanunla belirlenmiş denetim ve kontrol önlemlerini aşmak. Bu amaçla ürettikleri haplann etkisini güçlendirmeye çalışıyorlar. Bilinen ba- ğımlılık yapıcı maddeler şöyle: • Esrar: Yasadışı uyuşturuculardan en sık kullanılanı. Kahverengi ya da yeşil preslenmiş tabakalar halinde sahlıyor ve sigara tütününe kanştınlarak içiliyor. Uzun süre esrar kullanan- larda, bronşit ve akciğer kanseri gibi solunum yollan hastalıklan görülüyor. Uzmanlar, esrann daha çok ruhsal bağımlılık yaptığını söylüyor. • Eroin: Eroin, afyondan elde ediliyor. En çok burundan çekilerek ahnan eroin, kaşık içinde kay- natılıp damara enjekte de edilebiliyor. Eroin, bir-iki denemeden sonra bağımlılık yapabiliyor. Eroini damardan alarak kullananlarda karşıla- şılabilecek en önemli sorun, ortak kuilanılan enjektörler yoluyla AIDS, hepatit B gibi virüs- • Uçucular bile tehlikeli Uzmanlar, yazı yazarken hatalan silmek için kullanılan maddelerin bile bağımlılık yapabileceğine dikkat çekiyor. lenn bulaşması. Etkisi 6-8 saatte sonlanan ero- inin tekrar alınmadığı durumlarda, şiddetli kas ağnlan ve kramplar, uykusuzluk, gözde yaşar- ma, burun akıntısı ortaya çıkabiliyor. • Kokain: Beyaz renkli, toz şeklinde bir mad- de olan kokain, çoğunlukla burna çekilerek kul- lanılır. Tek bir kullanımdan sonra bile ba- ğımlılık yapabilecek bir madde olan ko- kainin etkisi 1 saat içinde sonlanıyor. Ko- kainin etkisi bittikten 15-16 saat sonra ruhsal çöküntü, halsizlik, çok uyuma, mut- suzluk hali görülür. • Ecstasy: Son zamanlarda admdan sık söz edilen Ecstasy, Ingilizcedeki " X T C harflerinin yan yana okunmasına dayanır. Amfetamin türevlerinden olan suni uyuş- turuculan kapsayan Ecstasy'nin bileşimi- nin kolay anlaşılamaması nedeniyle büyük sorun yaşanıyor. Genellikle tablet formun- da sahlan Ecstasy'nin asıl etkisi vücudun koruma mekanizmalannı etkisiz hale ge- tirmesi. Ectasy alan kişinin yorgunluk, aç- lık, ağn gibi hisleri basnnldığı için, kişi \iicuduna aşın yüklenme yapıyor. • Afyon: Afyon bağımlısı olanlann ba- layı olarak adlandırdıklan ve çok kısa sü- ren bir keyif halinin ardından, mide bu- lantısı, baş dönmesi, renk solması, kalp ve solunum yavaşlaması ile birlikte zehirlenme be- lirrileri görülür. • LSD: Ilk alındığında beynin süratle çahş- masını sağlayan LSD, kişinin kendisini rüya âle- minde sanmasına neden oluyor. Etkisi geçtikten sonra ise 10-15 saat süren umursamazlık ve do- nukluk hali başlıyor. Daha sonra ise, LSD alan kişide, ağızdan salya akmaya başlar, dil peltek- leşir. Beynın çalışması durur. • Uçucular: Uçucu maddelerin satışı yasal olduğu için kolayca bulunabileceğini belirten uzmanlar, yazı yazarken yapılan hatalan sil- mekte kullanılan maddelerin (tipp-ex gibi) dahi sürekli koklandığında bağımlılık yapabileceini belirtiyorlar. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Şizofreni Kol Geziyor... Başbakan'la aylardır birtelefon görüşmesi bile yapmadığım halde, çarşambagünkü "Düzyazı"da, kendisinden kurtulmak isteyenlere gensoru aracı- nı kullanmalarını öneren düşüncelerım, aynı gün kendisinden özel demeç alan iki gazetede, Ece- vit'in anlattıkları ile çakıştı. Nekahet dönemindeki Başbakan, görevden ay- rılmasını ısrarlı bir biçimde önerenlere, parlamen- tonun adresini veriyor ve kendisini düşürmeleri için harekete geçmelerini söylüyordu. Tabii bu anlattıklanm gazeteci dili ile haberin başlığa taşınacak olan yanı. Fikret Bila ve Meh- met Çetingüleç'e anlattıklarının altında, Başba- kan ülkenin şu anda bir hükümet bunalımını taşı- yamayacağı gerçeğini ısrarla tekrarlıyor. Ecevit, elli yılı aşkın devlet ve sıyaset birikımi ile bu gerçeği ıstediği kadartekrarlasın ve kendi po- IrtiK yaşamı ile istifa sözcüklennin birbirlenne hiç deyabancı olmadıkları örneklenni veredursun, ga- zetelerimizin çoğu köşe yazannın çözüm olarak yap- tıklan öneriler, yine aynı telden çalmaktadır. Mesela Güngör Mengi, hükümetin değiştiril- mesini ve erken seçıme gidilmesini isteyen bir ço- ğunluk olmadığını söyleyerek, "Istenen onun baş- bakanlığı bırakması ve koalisyonun yeni bir baş- bakanla devam etmesidir" diyerek Bülent Ece- vit'in başbakanlıktan çekildiği anda, 57. hüküme- tin istifa etmiş olduğu gerçeğini görmezden gele- bilmektedir. Sadece o kadar mı? O hükümetı oluşturan DSP- MHP-ANAP koalısyonu da dağılacak ve yenisini, kimin hangi partiler ve nasıl bir protokol üzerınde- ki mutabakat ile kurulabileceğinin pazarlıklan gün- deme gelecektir. Onunla da yetinilmeyeceğini söyleyelim. Bugün TBMM'nin en büyük partisı olan DSP'de Genel Başkan'ın ani olarak görevden ayrılması ile doğacak boşluk, Mesut Yılmaz'ın öncekı akşam partisinin Başkanlık Divanı toplantısında arkadaş- lanna söylediği tehlikeyi de birdenbire gündeme getirebilir. DSP'nin üç parçaya bölünebilmesi gibi bir olasılığı, rejim açısından haklı olarak "tehlıke" olarak nıtelendiren ANAP Genel Başkanı, arka- daşlanna "DSP'nin ayakta kalabilmesiiçin elinız- den gelen gayreti sarf etmelisiniz" diyor (Star, 4 Temmuz). Çemberi kırılmış bir koalisyonda, Tansu Çil- ter'in, MHP'nin yerineaday o/mak istediğini de Yıl- maz, DYP lideri ile yaptığı konuşmaya dayanak ola- rak söylüyor ve yalanlanmıyor. Ya Yeltsin Modeli? ~ İstifa edecek bir başbakanı değil, ıstifadan son- ra ülkeyi bekleyen kaçınılmaz görüntülerin, hıç de, Sabah Başyazan'nın söylediği kadar pembe bir tab- lo o/madığı ortada değıl mi? O arada Ertuğrul Özkök'ün Yeltsin modelinm degeçerli olması, öyle kolay biryöntem değil. Ön- ce Rusya'nın o günkü yapısında, komunıst siste- mi henüz terk etmiş bir ülkede, ne de olsa bir ve- sayet olgusunun var olduğunu hatırdan çıkartma- yalım. Yeltsin, hiçbir partiye dayanmayan bir dev- let başkanı olarak bu görevi bırakırken Duma'ya kendi yerine yıne partisiz Putin'i seçmelerıni öner- di. Duma da bu öneriyi kolaylıkla benimsedi. TBMM, Demirerin cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılma- sı için Ecevit'in yaptığı telkınleri dinledi mı ki, DSP'de, özellikle tabandan hiçbir hazırfık yapıl- madan birhalef ilanı, parti içinde en küçükbırsar- sıntı tehlikesi olmadan benimsenebilsin? Maazallah, Ecevit öyle bir girişimde bulunmuş olsa, kendi gönüllerinde ya da kafalarındaki bek- lenti dışında kalmış bır aday ismı ile karşılaşacak olan medyamızda en azından dıktatör ya da pa- dişah suçlamalan manşetlerden inmez! Akıl dışı ama düzeyli... Bu sıraladıklarım, gerçekçi olmasalar da düzey- li öneri ve tartışmalar. Ama, bır kitabında kendısı- nin "önce Insan Sonra Gazeteci" olduğunu ya- zan Emin Çölaşan ın düzenlediği gündemden sonra, nekahette olan Ecevit'e ve eşine yönelik dü- zeysiz suçlamalar, hasta olan çoğu kimsenin top- lumun önemli bir kesiminde köşe başlarını tuttuk- lannı ortaya koyuyor. Bir ülkede ana muhalefet partisinin genel baş- kan yardımcısı kimliğini taşıyan bir adam, iki aydır hasta olan bır başbakana vasiyetini hazırlama gi- bi düzeysiz bir önerinin sahipliğini üstlenebiliyor- sa, yine aynı ülkede Ankara Ticaret Odası Başka- nı olarak kendisini tanıtan kişi, ziyaretine gelen bır işçi konfederasyon başkanının yanında, bugün ilk iş olarak sulh hukuk mahkemesine başvurarak Başbakan'ın hacir altına alınmasını isteyeceğini söyleyebiliyorsa, aramızda şizofrenler kol geziyor demektir. Ya da, bu hafta yayımlanan Nokta dergisınde ka- pak konusu olarak seçilen "Borsadan Yurtdışına Kim Kaynak Aktanyor? Akıllı Yabancılar mı, Ya- bancı(!) Bıyıklılar mı" sorusuna yanıt arayan Fikri Ayyıldız'ın araştırmasında yer alan ekonomık ve- riler hepimiz tarafından bılinmesi gereken gerçek- lerdir. O zaman da her sabah gündemi Ecevit'in has- talığı başlığı altında düzenleyen manipülatörlerin, bütün birtopluma "Cambaza bak" derken ceple- rimizden neleri götürdüğünü düşünme sırası biz- lerdedir. Hepimizdedır. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net TGS 50. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYOR 10 Temmuz 1952'de kurulan Türkıye Gazete- ciler Sendikası'nın kurucuları, başkanlan ve yö- neticileri 50 yıllık bilgi birıkimlerini, anılannı ak- tarmak üzere aramızda. 10 Temmuz 2002 Çarşamba günü saat 14.00'te Istanbul, Cağaloğlu Basın Sarayı Kon- ferans Salonu'nda eski-yeni tüm üyelerimizle buluşacağız. TGS'nin yanında olan basın örgütlerini, sendi- kaları ve tüm dostları bekliyoruz. TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI YÖNETİM KURULU Cumhuriyet Mah. 1. Kısım'da inşaata hazır 400 m; ruhsatlı arsa Tel: 0 212 506 09 09 / 0 532 271 65 50
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear